Arap saçına dönen bahçeler
 

Bahçesi olan bütün arkadaşlarımızın ortak şikayeti, her gördüğümüzden edinmek istediğimiz için bahçelerimizin "Arap saçı"na dönmesi.

Oysa, çok beğendiğimiz bahçelere göz attığımızda görüyoruz ki, bir sadelik, tertip, düzen var.
Özellikle benimki gibi küçük bahçesi olanlar hangi bitkiyi nereye dikeceğini şaşırmış durumda artık.

Tüm tohum ve çelik dağıtımlarının sıkı takipçisiyiz, bulamadıklarımızı da satın alıyor, hatta Yurt dışına sipariş vererek elde etmeye çalışıyoruz.

Hal böyle olunca bir türlü istediğimiz görüntüyü elde edemiyoruz.

Burada, yaptığımız hataları fotoğraflarla destekleyerek anlatırsak, diğer arkadaşlarımızın da aynı hataları yapmalarını önleyebiliriz.

Ha, her şeye rağmen her bulduğunu dikmek isteyenler varsa, buyursun diksinler, bir gün onlar da artık yeter diyecekler.

Bu sene yüzden fazla tohum(çeşit)çimlendirmiş biri olarak, önümüzdeki yıl bahçemi 5 çeşitle sınırlandırmayı düşünüyorum.

Boy, renk, su ve ışık isteği olarak bitki seçimi yapacağım, çok yıllıkları tercih edeceğim, mümkün olduğunca az saksı kullanacağım.

Şimdilik aklımdakiler, lupin, bodur dahlia, çok yıllık hazeran.
Daha deneyimli arkadaşlarımızın tavsiyelerini bekliyorum.
Bahçemdeki karmaşa göz yorucu oldu, seneye sade ve dingin bir bahçe görmek istiyorum.

Burada bitkilerin bakımı, yetiştirilmesi hakkında değil, sadece yaptığımız yanlışlıkları ve onları nasıl düzeltmemiz gerektiğini konuşalım.

Yapmayın, kıymayın güzel bahçelerinize. Statik bir bahçe çok sıkıcı olmaz mı:)

Özgür bahçelerinizi çok seviyorum.

Sevgili Maki, bahçemin detaylarını fotoğraflıyorum hep, bütünü görseydiniz siz de kıyardınız.
İnanılmaz bir karmaşa var şu anda, pek çok arkadaşımız da bundan şikayetçi.

Tek yıllıklar, özellikle de çabuk geçenler bahçeyi çok kötü gösteriyor, bunların yerine huyunu suyunu bildiğimiz çok yıllıklar tercih edilebilir.

Örneğin; liliumlar, sadece baharda açıyorlar, gallalar da öyle, onların el altında olmamaları gerekiyor, belki bir ağaç altı ya da hafif gölgeli bir köşede daha huzurlu olacaklardır.

Soğanlı bitkileri sıra halinde değil de öbekler şeklinde dikmek daha güzel bir görüntü verecektir, hem de daha az yer kaplayacaklardır.
Ben bu yanlışı yaptım işte, tüm soğanlılar sıra şeklinde, hepsi de sökülecek, seyreltilecek.

Bahçede huzur veren bir görüntü olmalı, bunu bulmaya çalışıyoruz işte :)

Çok yıllıkları bile dikerken çok iyi düşünmek gerekiyor, ışık ve su isteğini de göz önüne alıp, birbiri ile uyumlu olabilecekleri bir arada dikebiliriz.

Ben clematislerin diplerine ortancalar diktim, hem clematisin kök kısmını güneşten koruyor, hem zayıf dalları kapatıyor, hem de suyu seviyorlar.
Besin olarak hepsine de yanmış çiftlik gübresi verdiğim için bu konu sorun olmuyor.

Bunun gibi uygulamalar işe yarıyor.

Bahcenin birkac yerine leylak dikmistim orda burda ciliz bir sekilde duruyorlardi cicek zamani da üstlerinde bir kac cicek acip bitiyordu. Zaten cok yavas büyüyen bir cali. Bahcede olan büyük leylagimin etrafina üc tane kücügü ektim, diplerine de öbekler halinde cörek otu, hüsnüyusuf ve phlox... Leylaklar bitince cörek otlari aciyor, insallah seneye hüsnüyusuflar da acacak, en son da phlox. Öbekler halinde oldugu icin biri bitince dikkat hemen acan diger öbege cevriliyor. Leylak da ciceklenme zamani daha bol cicekli görünüyor yaz boyunca da yesil yaprakli kalip büyükce bir alani kapliyor. Ciliz görünecek bitkileri daginik ekmek cok yanlis bir karar. Bir araya toparlayip zengin bir görüntü olusturmak bence hem görüntüde hem de pratikte daha iyi. Bahceyi bicerken kolaylik oluyor.

Çok haklısının sevgili Çiçeksever, öyle bir düzen kurulmalı ki, bir biri ardına çiçeklenmeliler, clematisleri dikerken de bunlara dikkat edilmeli.

Tabi bu uygulamayı yaparken hangi bitkinin hangisiyle uyum içinde yaşayabileceğini bilmek gerekir, yoksa her yıl ayrı bir yere taşınan bitkinin gelişimi zayıflar.

Aslında çok çeşit her zaman bahçeyi mutlaka kötü gösterir diye bir şey yok.

Benim de beğendiğim İngiliz bahçeleri çok çeşit içerirler, boy boy, rengarenk çiçeklerle kaplı, doğal bir görünümleri vardır. Bunu sağlamak için bitkiler bahçenin koşullarına, çiçek açma dönemi ve süresine göre seçilir. Bahçede yürüme yolları, bordürler ince ince işlenir. Bunlar yılların bilgi birikimi, deneyimle ilgili.

Çiçek açan ya da yaprağı güzel çok yıllıklar ile yıllık bitkiler nasıl kombine yapılır diye ciddi diddi alternatifler çıkarılıyor.

Bir de çıkarılan yıllıkların yerine dikim yapılmamış ise malç ile kapatılarak toprağın kötü görünmesi önleniyor.

Adalet hanım bahçesini düzene sokamadığını düşündüğü için ( pek çoğumuz gibi ) sıkıntı yaşıyor.İtirazı olmaz ise şöyle bir önerim olacak ...bahçesini bir tür demonstrasyon bahçesi gibi düşünebiliriz.Elinde ki bitkileri listeler ,herkes tecrübesi dahilin de verdiği bilgilerle uygun bitkileri bir araya toplarız.Böylece hepimiz şartları birbiri ile uyumlu olanları
öğrendiğimiz gibi nasıl nereye yerleşebilecekleri sorularının cevabını da almış oluruz.

Adalet hanım ,
bazı çeşitlerden vazgeçmeniz gerekiyor belki de .
Artık çok yaygın , hatta belediyenin bile park düzenlemede kullandığı çeşitler mesela ...
Güneşin konumuna göre , en aydınlık ve güneş alan bölgelere katüsler , sukulentler , japon güllerine ayıracaksınız , nispeten daha az güneş talep edenler de vardır onlara da zevklerine uygun yer beğeneceksiniz .
İştahınızı sınırlayıp , bitki alırken seçici davranın .

Evet ama bu söylediğiniz 300 m² den büyük bahçeler için geçerli olmalı.
Her bitkiden edinmek istersek, küçük bahçelermiz bir anda "Ben n'apmışım" bahçesine dönüyor.
Plânlı olmak şart.



Sorun bana özel değil, daha önce pek çok arkadaşımız eline geçeni bahçesine dikmekten dolayı bu sorunu yaşıyor, yani küçük bahçelerin genel sorunu.

Elbette burada hangi bitkilerin hangileri ile uyumlu olduğunu vb. konuşabiliriz, dediğiniz gibi bahçemizdeki bitkilerimizin listesini verebiliriz.

Ben de bunu anlatmaya çalışıyorum işte :D
Hangi bitkilere öncelik vermemiz daha doğru olur, hangilerinden vaz geçebiliriz?

Hem güzel, hem uzun soluklu, hem renk ve boy olarak uyumlu bitkiler de genellikle çok yıllıklar oluyor.

Ben hazeranları çok seviyorum meselâ, ama bahçenin her yerinden çıkmalarını istemiyorum, her yıl yüzlerce fideyi söküp atarken içim sızlıyor, bu yüzden çok yıllık hazeran ekmeye/dikmeye karar verdim.

Kalifornia gelinciği de öyle, İlk baharda muhteşem bir görüntü, ama düzenli değil, her yerde, Haziran gibi bitki yozlaşıyor, sökmek zorunda kalıyorum.

Cosmoslar da keza, her yerden çıkıyorlar, bir köşede bir kaç kök yeterli dingin görüntü için.

En doğrusu, ben bahçemin çiçek bölümlerini fotoğraflayayım, yanlışlar daha net görünsün, benim bahçemi düzeltmekle başlayalım, sonra sıra ile gideriz :)

Şimdi bahçe kısmında tamirat var, bir kaç gün sonra fotoğraflarım.

Sorun bana özel değil, daha önce pek çok arkadaşımız eline geçeni bahçesine dikmekten dolayı bu sorunu yaşıyor, yani küçük bahçelerin genel sorunu.




Elbette size özel değil ,parantez için de belirttiğim gibi '' pek çoğumuzun ''
sorunu ,bu konuya ilgi göstermemin de nedeni aynı çıkmazı yaşıyor olmam :)

Aslında sorun bütün meraklıların sorunu. :rolleyes:

Bahçe büyüdükçe bu sefer daha büyük bitkilerden daha çok dikmeye başlanıyor. Ailemin yazlık bahçesinden biliyorum. Onlar da meraklılar. Bahçe sizin ölçüden biraz daha büyük. Bir sürü meyve ağacı ya da sevdikleri diğer ağaçlardan dikmişlerdi. Sonra zamanla sıkışıklıktan bakımları zorlaşınca, nefes alınmaz hale gelince sökmek zorunda kaldılar.

Ben o deneyimi yaşadığım için bahçemiz daha büyük olduğu halde mutlaka çok düşünerek dikim yapmaya çalışıyorum. Ancak seralar da benim de kontrolü kaybettiğim, alınanları bahçeye yerleştirirken zorlandığım oluyor.

Bahçenin demirbaş bitkileri olmalı, çok yıllıklar.
Bunun haricinde, madem ki mevsimliklerden vaz geçemiyoruz, adetle sınırlandırmak lazım.

Meselâ, petunyalardan, gazanyalardan, yıldız çadırından, lobelyadan vb. kolay vaz geçilmiyor.

Bir de şunu anladım ki, küçük bahçelere boylu bitkiler yakışmıyor, belki duvar kenarlarına bir kaç tane olabilir.
Boylu bitkiler, küçük bahçeleri iyice küçük ve sıkıcı gösteriyorlar.

Adalet hanımcığım ,
ben kendi kararımı söyleyeyim , en az 10 ay yeşil kalabilen , mümkünse 8 ay boyunca çiçeklenen veya en az 2 ay boyunca meyva veren , iklim kuşağı 9-10 zone uygun , kuraklığa ve düşük neme uyumlu türler seçiyorum .
İklime dayanamayıp , ölüp beni üzmemeleri için :)
Japon gülleri , passifloralar , uygun küpe , sardunya ve hoya cinsleri . Plumeriyalar !
Oya ağacının tüm renkleri , hatmi , gül ve yol hatmi , ağaç küpeleri , clerodendrumlar ,duranta beyaz ve mavi . Kameliya çünkü kar altında bile açıyor , kışın ıssız kalan bahçemizi şenlendirsin :)
Aklımdan geçen bunlar .

adalet hanıma ve jezebele katılıyorum bahçenin demirbaşları olmalı
ben kendi bahçeme çoğunlukta çok yıllık sarmaşıklar yerleştiriyorum hemen hemen 1'er metre aralıklarla ayrıca güllerede yeterince yer ayırdım sarmaşıklar bence daha iyi oluyorlar.

Sevgili Jezebel, çok iyi bir karar vermişsiniz.
Çoğunlukla aldığımız bitkilerin bahçemizin iklimi ile uyumlu olup olmadığına dikkat etmiyoruz.

Bitkiyi kaybedince de "tüh tüh vah vah" diyoruz.
Bu sene fotoğrafını görüp aşık olduğum bir bitkiyi(Mavi himalâya gelinciği)çimlendiremedim meselâ.

Sizin bitkileriniz, sizin ikliminize ve zevkinize göre seçilmiştir, Doğu illerimizde aynı bitkileri yetiştirmek mümkün olmayabilir.

Bu kararı bu seneki küpe hüsranından sonra aldım , sevgili Adalet .
Uygulamaya geçmesi zaman alacak .
Şimdilik Plumeria , Japon gülü , Duranta , Ahududu , Böğürtlen , Kameliya,Vahşi orman küpeleri , Ağaç küpeleri , sukulentler , Hoyalar sayılarını arttırıyorum . Bizim iklim kuşağımıza uyum sağlayabilecek tüm Üzümsülere ciddi bir şekilde gözüm var .
Goji sayısını arttırıp çit haline getirebiliriz , hem çit , hem meyvesi faydalı ;)
Kaprisli olanları yavaş yavaş elden çıkarıyorum .

Gördükce dayanamayıp, rengarenk begonvil ve japon gülleri almıştım. 2 yıldır saksılarda, bir içeri bir dışarı gezdiriyorum.
İklime göre bitki seçmek en doğrusu.
Ben japon güllerimden vazgececeğim, sen de küpelerden Adaletciğim:)

İri dahlialardan da vazgectim, bodur olanlar daha kolay. Sopa dikmeme rağmen, dahlialar kasımpatların üzerine devriliyor. Çiçekleri başta iri acıyor, sonra küçülüyor.

İklimimize dayanıklı türleri bulduktan sonra, dayanazsak mevsimlik birkaç tür alıp dikeriz, tanesi 50 kuruş nasılsa:)))

Eşim ufak ufak sökmeye devam ediyor bitkileri. Dün de çin karanfillerimi söktü:(
Üzldüm ama, ortalık şimdiden acılmaya başladı:)

Başka bir başlıkta yazılmış ama konu bu başlıkta tartışılabilir.

Çim için su ve bakım çok önemli. Bahçelerde en çok baş ağrıtan bitkilerden biri.

-Bunu Bahçemde daha az çalışmak istiyorum diyenler için... başlığında da hatırlatmalı:rolleyes: -

Çimin bahçeye katkısı tartışmasız. Ancak her bahçeye ille de çim gerekmez. Özellikle de bahçesinde çok çeşitli bitkiler yetiştirmeyi seven sizin gibi kişiler için çim olmaması daha iyi bile olabilir. Böylece bahçeye daha kolay müdahale edebilirsiniz.

Çimsiz bahçe için önerilerin size yardımcı olacağına inanıyorum.

Benden ilk öneri;
- bahçede yürüyüş yolunu belirleyip yol dışındaki bitkiler için tahta, taş ya da başka bir şey ile bordür hazırlayabilirsiniz. Böylece yürüyüş yolu ve bitki grupları nedeniyle çim eksikliği belli olmayacaktır.

Ben de Passiflora cerulea ' dan usandım , ne arsız ne işgalci bir varlıkmış .
Çim çok ekilmesine rağmen "Dünya su rezervleri"ni düşününce fuzuli sulama gerektiren gereksiz bir bitki gözüyle bakılıyor , sukulent tarzı yer örtücüleri tercih etmek lazım .
Mesela Dünya çapında , çimle kaplı olan gölf sahalarına karşı bir hareket var .
Tarım alanları yerine , hiç bir mahsul üretmiyen otları sulamak zaten akıl karı değil .
Sadece seçkin bir zümrenin zevkini tatmin etmek için ...
Bence tamamen yasaklanmalı .

Zemin örtücüyü görsellikten çok çamuru önlemesi açısından tercih ediyorum. Çok su istemesi gerçekten dert, sulamakla da adam olmuyor. Yazın az sulanmaktan sararsa da dert etmiyorum, yağmurlar başlayınca düzeliyor. Çok sulamak da başka hastalıkları getiriyor. Hastalanacağına susuzluktan sararsın daha iyi bence.

Çimim yeni olduğu için şimdilik yabani otlara müdahale edebiliyorum ama daha eskiyince biraz kendi haline bırakıp çimen yapacağım. Çim bin nazla yeşermezken, istemediğimiz her ot bu susuzlukta bile inadına çoğalıyor, ileride onlara geniş yapraklı olmamaları şartıyla fırsat vereceğim.

Ben de çimin bizim iklime çok uymadığını düşünüyorum. Uygun iklimde hastalık derdi olmadan her zaman yeşil, yağmur dışında sulama çok gerekmiyor, arada biçiliyor, zahmetsiz ve güzel oluyor.

Çok güzel kuraklığa dayanıklı yer örtücüler var , üzerinde yürürken bile sünger zemine basmış duygusu veriyorlar hem de çiçek açıyorlar , gereksiz otlara para vermeye gerek yok bence .
Her çiçeği potansiyel bal kaynağı düşünüyorum , çiçek dahi açmıyan bitki için para verip gübrelemek bana mantıklı gelmiyor , belki toprak ve su tutuculuğu vardır , ama tamamen yüzeysel bir fayda ;)
Orta Avrupada otursayydık farklı tabi , emek vermeden gelişip duruyor , zaten sıcaklık 25 derece , yağmur ona keza ...

Bahçemdeki inşaat bittiğinde tüm alanları fotoğraflayıp, fikrinizi almak istiyorum.
Esasen çimim olsaydı, bu kadar çok çeşit yapmazdım, zaten 25 m² bir alanda değerlendirebilirdim.

Evet, çok doğru, bitkileri sularken ve ya etrafı yıkarken ayağımın altında oluşan çamur çok rahatsız ediyor.
Bunun için, tuğla benzeri oluk taşlar döşetiyorum, bakalım sorunumu çözebilecek mi.

Üzerinde yürünebilen, çim kadar zengin görünüşlü olanları yazabilirmisiniz sevgili Jezebel.
Susuzluğa dayanıklı olanlar daha uygun olur tabi :)

Bu güzel başlıkta yazılanları bir bir okudum. Sizlere hak vermemek elde değil.
Hepimiz öylesine bitkilere açız, öylesine seviyoruz ki hiç düşünmeden alıyor da alıyor bahçemizi gelişi güzel dolduruyor sonra da "yaaa ben ne yapıyorum" diye kendi kendimize soruyoruz.

Sitede bahçesi bayağı büyük olanlar arasındayım. Ama inanır mısınız zaman zaman yeni aldığım bir bitkiyi nereye ekeceğimi düşünüyor, bitkiye yer bulamıyorum.

On dönümlük bahçemizi 4 kısımda inceleyelim.
Bahçe kapısından girdikten sonra 150m kadar bir yürüme yolu ile eve geliyorsunuz.
Girişin sağ tarafında arka bahçe diye adlandırdığımız bölümde meyve ağaçları çoğunlukta. Bütün ağaçlar bodur meyve ağaçları. Yer örtüsü kendiliğinden çıkan çimen, ayrık ve diğer otlar. Sık sık biçildiğinden güzel bir görüntü vermekte.

Yürüme yolu boyunca iki sıra halinde güllerim mevcut. Gülleri hiç tek tek ekmem. Açılan çukura aynı cins gül iki kök olarak ekili. Bu durumda hem daha yoğun çiçeklenme oluyor hem de daha güzel dolu, dolu duruyor.

Ön bahçe 1000 m² çim alan, çim ile bahçe çiti arasında 4m genişliğinde yürüme yolu var ve çit boydan boya Amerikan sarmaşığı ile sarılı. Sarmaşığın önünde bölüm bülüm çiçek göbekleri var. En arkada uzun boylu olarak bir bölüm Glayöl, İri kafalı dahliya, Gauralar ve havlu püskülleri. Onların önünde daha bodur yine çiçek açan bitkiler bulunmakta.

Yan Bahçenin bir bölümünde yine toplu olarak dikili Glayöller, Hemoracallisler, Margaretler, Forsityalar bulunmakta. Bu kısma Adalet'in yolladığı hazeranlar için de bir bölüm hazırladım.
Sebze bahçesi olarak kullandığımız geniş bir alan var. Yan bahçe ile sebze bahçesi arasında franbuazlar bulunmakta.

Sebze bahçesinin dağa doğru bölümünde 77 köklük üzüm bağı bulunmakta.

Üst terasta geniş bir oturma alanı, kışın çiçeklerimi topladığım limonluk bulunmakta.

Yaptığımız hatalar:

Arka bahçeye diktiğimiz ağaçlar bodur oldukları halde sanki hiç büyümeyeceklermiş gibi sık ekildi.
Bahçenin üç bir tarafında derin drenaj kanalları olmasına rağmen, dağdan gelen sular kışın sanki bizim bahçede patlıyor. Bu yüzden yan bahçenin Güllü kameriye tarafına diktiğim Winter Sweet, Leylak ve diğer süs ağaçları ilk sene sağlıklı olmalarına rağmen bir kış sonra kurumaya başlıyor. Sanırım kışın bol miktarda olan taban suyu kökleri çürütüyor.
Bu yüzden bu kısma fazla kök yapmayan az yayılan çalı türleri ekmem gerekecek veya şimdi olduğu gibi düz çimen bırakıp torunların kamp çadırını kurmalarına müsade edeceğim.

Sebze bahçesinde sorun yok, zaman zaman sebzelerin ekim yerlerini değiştiriyoruz.

Bu sene Osmanlı çileklerini ıslah yoluna gideceğiz.

Sulama işlemi damlalıklı hortumlarla, fıskıyelerle olmakta. Bazı kısımları da el hortumu ile suluyoruz.
Bahçede artezyen kuyusu var. Yani su sorunumuz yok. Zaten köyümüz de su bakımından zengin. Yer yer kaynak sularımız mevcut. Köy merası kenarından akan güzel bir deremiz var, hem balık var hem de çeltik tarlalarını besliyor.

Bütün bu güzelliklerin yanında çok arzu etmeme rağmen ne begonvil ne de mimoza yetiştirebildim.
Mimozayı belki 4-5 sefer değişik yerlere ektim. Bir iki sene çok güzel oldular, çiçeklendiler ama üçüncü sene kurumaya başladılar.

Begonvili yerde bir türlü yetiştiremedim.
Değişik renklerde aldıklarımı hep büyük saksılarda yetiştirdim. Kışın Limonlukta muhafaza ettim. Ama zorluğu çok fazla ve yorucu. Zaman zaman size pes ettiriyor. Daima burada oturan yaşayan biri olsak belki bu kadar zorlanmayacağız ama biz İstanbul'da yaşıyoruz.

Yeri geldikçe yaptığımız hataları anlatmaya devam edeceğim. Ama herşeye rağmen bahçe ile uğraşmak çok yorucu olmasına rağmen büyük keyif, ahhh bir de devamlı ve işten anlayan bir yardımcı bulabilsek.

Phlox subulata

Eklenti 166711

ve bu

Eklenti 166712

çok farklı renkleri var ;)

Biraz daha Phlox (floks )
 

O kadar güzel ki ...



Eklenti 166713



ve...




Eklenti 166714




ve...



Eklenti 166715




ve




Eklenti 166716





cim de ne ki :confused:

Sevgili Güler, bahçe sahibi olduğumuzda kendimizi kaybediyoruz, elimizde olsa Dünyadaki tüm bitki çeşitlerinden edineceğiz.

Olur mu olmaz mı diye düşünmeden her bulduğumuzu bir yerlere sıkıştırdığımız için, bir süre sonra kalabalıktan başımız dönüyor.

Bu sene pek çok bitkimin yeri değişecek, endişem şu yüzden ki, acaba yeni yerlerinde mutlu olacaklar mı?

Tadilat bittikten sonra bölümleri ayrı ayrı fotoğraflayıp, elimde hangi bitkilerin olduğunu yazarak sizlerin fikrini alacağım.

Huzur veren bir bahçe istiyorum, karma karışıklıktan yoruldum :(

Sevgili Jezebel, Phlox subulata nın pembesi de beyazı da çok hoşmuş.
Ellerinize sağlık, hemen netten araştırmalara başlayacağım, inşallah tohum çimlendirmemi gerektirmez :)

Bir de iklim sorunu var, dilerim buraya uyum sağlayabilir, yer mineleri de, özellikle mor olanı çok güzel yayılıyor ve uzun süre açıyor.
Phlox subulata bulamazsam yer minesi olabilir diye düşünüyorum.

Bitki çok güzel ama, insan bunların üzerine basmaya kıyamaz ki.

Sevgili jazebel, fotoğraflar çok güzel ama ben çim de ne ki? Fikrinize iştirak edemeyeceğim.

Çim; eğer sağlıklı ise baktıkça huzur veren, insanı dinlendiren, kadifemsi duruşu ile insanı başka dünyalara sürükleyen, yalın ayakla dolaştığınızda vücüdunuza sıhhat veren, enerji veren çok güzel bir ortam bence.

Yerörtücüler başlığında Phlox subulata -niyeyse bağlantı ekleyemiyorum- var.

Bitkinin yaprakları ibreliler gibi kısa, sert.Yavaş geliştiği ve biz de bilmeden seyrek diktiğimiz için istediğimiz verimi alamadık.

Üzerine basım için hafif-seyrek basıma dayanıklı deniyor. Yürüyüş yolu için uygun olur mu emin değilim.