orman ağaçları yetiştirilmesi hakkında kitap
 

Arkadaşlar hepinize merhaba

Arınıza henüz katıldım (27-haziran2005) böyle bir sitenin faliyette olduğunu görmek beni sevindirdi ağaçlara duyduğum sevgide yalnız olmadığımı öğrenmek
beni mutlu etti.Bu siteyi akıl eden ve işler hale getiren arkadaşları canı gönülden tebrik ediyorum başarılarının devamını diliyorum.Yaklaşık 10 yıldır evimizin küçük bahçesinde orman fidanlarını tohumdan yetiştirip talep edenlere dağıtmaktayı.

Bunu yanın da asma üzümü ,ahududu(kök sürgünlerinden) ve bazı sarmaşık türlerinide çelikle köklendirip isteyenlere vermekteyim.Yılda ortlama 250 adet ve üzeri fidan üretip istiyenlere ücretsiz dağıtıyorum.Bunu sizlere neden söylüyorum ? Söylüyorum çünkü bu yapakta olduğum faliyeti tüm ağaç ve doğa dostları evlerinde balkonlarında yapabilirler. Her yıl 10 adet de olsa istedikten sonra herbiriniz bu işi başarabilirsiniz.

Yaz sonu parklara bir gidin ve yerlere yığınlar halinde dökülmüş atkestanesi,meşe palamutu,akca ağaç tohumlarını ,aylantus tohumlarını,akasya ve diğer bir çok ağaçın çöp olarak çöp arabalarına doldurulan tohumlarını görebilirsiniz.Yani milyonlarca ağaç tohumu göz göre göre değerlendirilmeden heba oluyor.Benim gibi bu işi hobi olarak yapan fazla insana raslamadım ama çok sükür yalnız değilim.Sizlerde Bahsettiklerimi bir düşünün .

Asıl öğrenmek istediğim konuya gelmeliyim.Özellikle ziraat mühendisi veya orman mühendisi arkadaşlar bana yardımcı olabilirler.Piyasada bir süredir orman fidanı yetiştirilmesi hakkında kitaplar arıyorum ama maalesef sadece 1 adet eski tarihli bir çalışmaya ulaşabildim.Hobi olarak yaptığım fidan üretimini daha bilinçli olarak yapabilmem için bu tür kitaplara ulaşmalıyım.Sanırım bu da üniversitelerde okutulan kitaplarla mümkün olacak.Arkadaşlar orman fidanı yetiştirme metodlarını anlatan kitaplara ihtiyacım var bu konuda bilgisi olan arkadaşlardan yardımlarını istiyorum.

İlerde bu işi ticari anlamdada yapmayı düşünüyorum.Konuyla ilgili projeler üretmekteyim.Ankarada ikamet eden ziraat ve orman mühendisi ve ya hala okuyan arkadaşlarlada tanışmak ve bilgi alışverişinde bulunmak isterim.(msn messenger direk bağlantı için. tatlimidye@hotmail.com)

Diğer ağaç dostu arkadaşlarda sonbaharda parkları ziyaret edip bir kaç tohumun kaderini değiştirmeliler.İnanın hiç yapmadıysanız yaptıktan sonra göreceksiniz bir fidanı canlandırmaya aracı olmak ağaç sevgisinin kalbinizde tescillenmesine neden olacaktır. Çünkü onun(tohumun) bebek halinden çocukluğa ve çocukluktan delikanlılığa geçmesini izlemek, kalbinizde uyandırdıklarını hissetmek gerçekten yaşanılarak anlaşılabilir. Eğer ömrünüz yeterse tohum veren bir yetişkin olduğunu gördüğünüzde torunlarınızın her birini toprağa ulaştırmak için var gücünüzle çalışacaksınız.

Hepinize en içten sevgi ve saygılarımla serin ve yeşil bir kalple olmanız dileğiyle...
Bizin Ardıç
Ahmet BAL

İstanbul gezimizde arodopman epey tohum toplamıştı. Akibeti ne oldu merak ediyorum.

Belki bizi bir ara bilgilendirir :)

Kitap konusu gerçekten bir sorun. Ağaç söz konusuysa bir kaç kitap dışında kitapçıdan satın alma şansınız olmuyor. Bu nedenle başvurarak satın alınacak tüm kitapları kitap satış bölümüne eklemeliyiz.

Sizler doğaya Tanrı'nın bir armağanısınız. Sizin yapmakta olduğunuz olayı herkesin yapması mümkün değil. Bunu gözlemlerimden biliyorum. Ağaç veya çiçek yetiştirmek herkesin harcı değildir. Ne kadar istekli olursanız olun, ne kadar bilgili olursanız olun bu armağan verilmemişse yetiştiremiyorsunuz. Bazı insanlar kuru bir dalı fidanın yanına iliştirirler (fidan dimdik yetişsin diye) her ikisi birden yeşerir. Bencileyin insanlar ise yemyeşil olanları kuruturlar.

Ağaçları ve çiçekleri bu kadar sevip de -üretmek bir yana- yaşamasını bile sağlayamamak çok üzücü. Sizler gibi insanları gördükçe çok mutlu oluyorum.

İstanbulun ağaçlandırılmaya başlaması sırasında bu tür görüntülere epey rastlamıştım. :) Fidan kurumuş ama sağlam dursun diye dikilen "kazık" lar yeşermişti.

Bunun nedeni, dayanak olarak kullanacaklarını da, hemen başka ağaçlardan kesip kullanmalarıydı sanırım. Uygun cinsler toprağa tekrar tutunmayı başardılar :)

Ama dediğiniz de doğru, bazı insanların elleri gerçekten başka bir güçle donanmış gibi..

"Bak bak, hemen de kendine pay çıkartıyor" diyebilirsiniz belki.. Ben bu işin sırrını biliyorum.. Eğer toprakla buluşturduğunuz tohum ya da fidanı tutan elleriniz, yüreğinizdeki sevgiyle dokunuyorsa elinizdekine, bu sevgi ona yaşama gücü verir.. Sevelim'in söylediği gibi bu birkaç insana değil, tüm insanlara yaradılışları esnasında armağan edilmiş bir özelliktir...
Bu armağanı kullanabildiğimiz ölçüde "insan" olmayı başarabiliyoruz..
Kısacası bu özellik hepimizde var.. Yapmanız gereken, bir fidanı elinize alıp, onun da bir canlı olduğunu, sizi hissettiğini, onun da sevgiye ve korumaya muhtaç küçük bebeklerimizden bir farkı olmadığını düşünmek.. Sevginizi hissettiğinizde bu özelliğiniz ön plana çıkmış demektir...
İki olay anlatmak istiyorum bu konuyla ilgili.... Daha önce Kagan'a anlatmıştım..
---------
Evimizin balkonunu bahçe gibi kullanıyoruz ya.. Çiçekler, sarmaşıklar, maydanoz, roka, tere, soğan, biber.. Hatta yapraklarının kokusuna bayıldığım domates.. Evet, bir reklama da konu olmuş.. :p İşte aynen öyle.. Bir tek domates öyle değerli oluyor ki.. Aileden birisi gibi... Birkaç sene önce, balkondaki bir kök domates, öyle büyüdü ki, kendi ağırlığından dallarının kırılacağını tahmin edememiştim.. Her sabah ilk işim o küçücük domates'e bakmaktı.. İşte o domatesin olduğu dal kırılmıştı ve domates daha yeşil ve küçücüktü.. Eşim yaptığımın işe yarayacağından emin olup olmadığımı sorduğunda "kesinlikle eminim" diyordum.. Düşündüğüm şey, içimdeki sevginin , gücünü hayatın kaynağıyla aynı yerden aldığıydı.. Yaptığım şey sadece kırılan dalı, köküyle birleştirmekti... Üstelik bildiğimiz para bandıyla yapıştırdım eski yerine... Bir de destek koydum dalın altına.. Domates büyüdü, kızardı ve dal eski yerinden kurudu tekrar.. Tek bir domatesimiz olmuştu.. Pazarlarda satılan tüm domateslerden çok daha değerliydi... Asıl mutluluğumuz ise, insan olarak bize kayıtsız şartsız hizmet eden, yorum yapmayan, asla ihanet etmeyen bir canlıya yardım edebilmiş olmaktı.. Yani, kısaca insan olabilmekti tüm mutluluğumuz..
----------------
Babam, yakındaki bir piknik alanından topladığı bir kaç kozalaktan çıkan çam fıstıklarını, ortasından kestiği pet şişelerde büyütmüştü.. Sobanın arkasına dizmişti pet şişeleri.. Günlerce uğraşmıştı.. Daha sonra bunları alıp sitenin bahçesine dikti.. İlgilenmeye devam etti... Çam ağaçları büyüyordu...
Bir gün, babamın moralinin çok bozuk olduğunu farkettim.. Sebebini sorduğumda, duyduklarıma inanamamıştım.. Yaklaşık bir buçuk metreye ulaşmış olan ağaç kökünden kesilmişti.. Ağaçtan 5 metre uzaktaki çanak antenin uyduyu görmesini engelliyormuş !! Uydu nerede, ağaç nerede ? Dahası insanlık nerede dostlarım ? Bu olaya çok üzülen babam, bir iki ay geçmeden kalp krizi geçirdi.. Eli baltalı komşumuz, bu dünyada makam mevki sahibi olmuş, mahallenin "hacı amca"sı olmuş ama insan olamamıştı.. Kimseyi, makamı ya da sıfatları nedeniyle yargılamıyorum.. Ancak, yaradılırken kendisine armağan edilen özellikleri kullanamayan birisine de "insan" diyemiyorum !!!!!
----------------

Sizler gibi, "insan" olmanın onuruna ulaşabilmiş arkadaşlarım olduğu için çok mutluyum..

Sevgilerimle..

Bu tür kitapları piyasadan bulmak pek mümkün olmuyor maalesef. Ancak Orman Fakültelerine yakın olan arkadaşlar oralardan temin edebilirler. Mesela aklıma ilk gelen (bu kitap bende var) Prof.Dr.Suat ÜRGENÇ'in Ağaçlandırma Tekniği isimli kitabı.Faydalı olabileceğini düşünüyorum.

kitap kitap
 

Merhaba
Yılmaz arkadaşım acaba ankarada üniversite kitabı satan yerden bahsettiğin kitabı ve benzer kitapları bulabilirmiyim.Veya üniversitelerin orman müh bölümleri ile irtibata geçsem üniversitenin yayınlarından ücretini ödeyerek yararlanabilirmiyim.(net üzerinden talep ve ardından fotokopi olarak teğmin)Bu konuda bir iki girişimde bulundum ama sen bu bölümün içinden biri olarak daha iyi bilebilirsin.Bu konuda bu tarz kitaplara sahib orman müh bölümünü bitirmiş arkadaşların kullanmadıkları kitaplarıda ücreti karşılığında almak isterim.
Bu konuda yardımlarınızı bekliyorum.
Saygılar sevgiler...
Bizim ardıç

Genellikle herkeste bir kitap bulunur.Bu kitabı da verebileceğini sanmıyorum. En iyisi fakültelerden temin etmek .Ankarada orman fakültesi yok ama ziraat fakültesinden benzer kitaplar bulunabilir

ağaçlar,çiçekler ve daha bir çoğu, kitap satışı yapan bir site;
site adresi: www.ugurer.com
ben iki kitap seçtim bile
bitkilerin dünyası ve çiçekçilik.

Merhaba ağaç dostum
 

sAyın ARDIÇ belki senin bu sayfana geç ulaştım.Bugün tesadüfen gezinirken rastladım.İnanın bu anlattıklarınız da tıpa tıp kendimi buldum dersem yalan olmaz.Sanki kendinizi değilde beni anlatmışsınız.Hep anlaşılamadığımdan beni anlamadıklarından başka frekanslarda düşündüğümden bahseder dururdum.Bu konuda rahatsız olan sadece ben değilmişim.
Ben de ağaç sevdalı olarak köyümün mezarlığını ağaçlandırmak ve yeşillendirmek için tek başıma çabalayan birşeyler yapmaya uğraşan birisiyim.Sizin de belirttiğiniz gibi sonbahar da ağaç tohumlarını toplar ve toprakla buluştururum.Bazılarınıda saksıda yetiştirip daha sonra doğaya salarım.Bu sene Kütahya merkez de akçaağaç tohumlarını toplarken yaşlı bir amca yanıma yaklaşıp :-oğlum bu tohumlar hangi hastalığa iyi geliyor?Banada söyle dedi.Tabi ki bende şaşırdım hiç böyle birşey aklıma gelmemişti.Ben de ****** işin aslını anlattım.-Amca bu tohumlar ağaç sevdasına iyi geliyor:)dedim.İnşaallah bu sevda ölene kadar da sürecek.Kitap konusunda haklısınız piyasa da pek bulunmuyor.Biz de bu işi işin uzmanlarından ve tecrübeli yaşlı bahcıvan amcalardan öğrenip uygulayacağız.
Ben en çok yalnız olmadığıma benim gibi düşünen insanlar olduğu için çok mutlu oluyorum.Selam ve sevgi ile...