Antalya yaban hayatı için ağaçlandırma
 

Ağaçlandırma işine forumun da katkısıyla bayağı heves sardım. Akdeniz iklimine uygun ağaçlardan tohum ya da çelik alma yoluyla fide yetiştirip sonrada dikim yapmak istiyorum. Benim gibi düşünen başka üyeler varsa birlik olabiliriz.

Biliyorum kısa vade de yapılacak iş değil ama zamanla yetiştirdiğim fideleri ve yaptığım dikimleri yine bu konu başlığı altında paylaşacağım. Allah ömür verirse uzun yıllar bu başlığı aktif tutmak niyetindeyim.

Yapacağım ağaçlandırma kesinlikle şehiriçi olmayacak, orman arazilerinde olacak. Elbette evimizin bahçesine veya park vb. uygun arazilere yapılacak ağaçlandırma da güzel birşey ama reel düşünürsek yaban hayatına bir faydası yok veya ihmal edilecek kadar düşük seviyede. Bu fikre kapılmamın sebebi de aynı zamanda avcılıkla uğraşan biriyim ve mevcut yaban hayatının azalması beni üzüyor. Ayrıca yapacağım işlerle birçok kişinin düşündüğünün tersine avcıların yaban hayatına duyduğu sevgiyi ve yaptıkları işleri göstermek istiyorum.

Hangi ağaçları dikmek gerekir konusunda da önerilere açığım çünkü yeteri kadar bilgim yok. Öncelikli düşündüğüm ağaç meşe. Neden derseniz, meşe palamudu yaban domuzu, tavşan, sincap, alakarga vb. birçok hayvan için çok önemli bir besin. Hatta rüzgarın etkisiyle akarsulara düşen palamutlar sazan gibi bazı balıklar içinde önemli bir besin kaynağı.

Bir diğer düşündüğüm ağaç badem, badem toprak derinliğinin az olduğu kayalık yerlerde kolay yetişiyor ve kuraklığa dayanıklı. Meyvesi de yine yaban hayvanlarınca seviliyor.

Yaban hayata katkısı ne olur bilmiyorum ama turunç ve zeytin ağacı yetiştirmeyi de düşünüyorum. Ayrıca servi ve kızılçamda düşündüğüm diğer ağaçlar.

Dediğim gibi tüm önerilere ve Antalya bölgesinde yapılacak tüm faaliyetlere açığım.

Saygılar.

Pardon ne avlıyorsunuz? Yaban hayatının azalmasına üzülüyorsanız, neden avcılığı bırakmıyorsunuz, onu anlayamadım. Yanlış anladıysam affedin lütfen.

av, kendi ihtiyacın kadar hayvan öldürüp, yediği sürece zararlı değil. hobi amaçlı, öldürüp bırakıyorsa, o avcılık kötü.

sonuçta, et yiyen canlılarız.

Sayın syılmaz ben yıllardır yaptığım bir uygulamayı anlatmak istiyorum, ne kadar doğru onu bilemiyorum,faydası yoksa zararıda yok diyorum.
Ben evde ve iş yerinde yediğimiz tüm çekirdekleri biriktiriyorum.Arkadaşlarımda benim için toplarlar, bazen yarım çuval çekirdek toplanmış oluyor.
Konya lıyız Konya ya giderken yolda dinlenmek için durduğumuzda avuç avuç yol kenarlarına atarım araç ilerlerken tohumları topraklı yerlere fırlatırım.
Ben doğaya atayım yağmurla karla bir şekilde hayata tutunurlar diye düşünüyorum.Belki de tutmaz fakat YA TUTARSA??

Sn. Hatice Tarhan, yaptığınız iş bence çok güzel. Denemekten zarar gelmez sonuçta benzer birşeyi bende düşündüm. Tohumu kendiliğinden kolay filizlenen bitkileri araştırdım. Pıynar meşesi denen çalı formunda bir bitki var makilik alanlarda sık görülür. Bunun palamudu çok kolay filizleniyor ve çok arsız yayılıyor, bunların palamudunu toplayıp çorak yerlerde dağıtacağım. Pıynar meşesi aynı zamanda tavşan ve keklik gibi hayvanlar için doğal sığınak. Keçilerin otlamadığı yerlerde de çalı olmaktan çıkıp ağaç haline dönebiliyor.

İmkanınız varsa meşe palamutu ile ilgili bir kaç bilgi vermek isterim.Meşe palamutunu fidan keselerinde yetiştirdikten sonra uygun yerlere dikebilirsiniz.Tema Alanya gönüllü sorumlusu Engin Özdemirden duymuştum, meşe ağacı bebek gibidir, yedi yaşına kadar güzel bakılırsa yedi yaşından sonra hiç bir şekilde kuruma yapmaz, çok dayanıklı bir ağaçtır.

Bilgilendirme için teşekkürler Hatice Hanım.

Doğa sevgisi pilaj, piknik, av, mangal gibi eğlence ve hobilerle karıştırılmamalı. Gerçek doğa sever hiç bir karşılık,çıkar düşünmeksizin doğayı korumayı,zarar vermemeyi düşünür. Çoluk çocuğun, bilinçsiz insanların elindeki av tüfekleri, yaban hayatının köküne kibrit suyu ekmektedir. 'Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu' sözü bu alan için de aynen geçerlidir. Bir canlı 100 mt., 1000 mt. mesafelerden kendisinin avlanabileceğini düşünemez ve kaçmaz. Öyle silahlar var ki, hayvanın hiç kurtuluş şansı yok. Bu adil deyil!

Eskiden avcılık için tüfek yoktu ve et satınalma imkanı daha kısıtlıydı. Bu nedenle av için kurallar dahilinde izin verilmiştir. Kasap ve marketlerde et dururken, doğadaki bedava veya spor diye bir canlıyı öldürmek kesinlikle doğru deyildir. Ayrıca-eğer bilirseniz-, doğadan aldığınız hiç bir şey bedava deyil; sadece vadeli. Doğa, hesabını bir gün mutlaka ödetir. Mal veya can ile!...

"Av yaban hayatını azaltmaz aksine güçlendirir." gibi bir cümle kendini kandırmaktan başka hiç bir şey değildir. Hiç sevmediğimiz karga, domuz gibi hayvanların bile bulundukları bölgeyi ormanlaştıran canlılar olduğunun bilimsel kanıtlarını internetten kolayca bulabilirsiniz. Av hayvanı diye vurulan keklik, tavşan, ördek, bıldırcın gibi pek çok hayvan yedikleri tohunları mide ve barsaklarında bir bakıma katlayarak kolay çimlenmelerine neden olurlar. Böylelikle dolaylı olarak ağaçlandırma yaparlar.

Yaklaşık 200 dekar arazinin ağaçlanmasına ön ayak olmuş; 1.000 dolayında dikmeyi bizzat dikmiş biri olarak size önerim yaban hayvanlarını öldürmeyin onlar sizin adınıza etrafı ağaçlandırırlar.

Merhabalar efendim,

Ağaçlandırma çok önemli, keşke bende yapabilsem. Yaptığım; tüm yediğim meyve tohumlarını biriktirip saklamak, köye gittiğimde veya köydeki arkadaşım geldiğinde ona vermek ve dikmesini tembihlemek.

Sağ olsun kırmaz beni ve merak etme hepsini dikiyom der.

Ağaçlık yörelerde doğal yaşam da artıyor, meyve sağladıkları, emniyetli saha teşkil etmeleri, kurda kuşa yaşam desteği olması yönünden.

Kuş gelmesin ve ürününü yemesin diye ağaç kesene de rastladım. Kanlısı arkasında saklanmasın diye etrafındaki siper olabilecek ağaç ve kayaları yok edene de.

Erzurum' a giderken, küçük bir korulukta ağaç kesen yaşlı bir amca' ya denk geldim. ''Yav amca, günah değil mi bunları kesiyorsun dediğimde. Sen 1 sene sonra gel bak, ben onların içlerini hafifletiyorum, seneye burası daha da gürleşecek diyen sakin olgun, sana ne! demeyen bilinçli anadolu insanına da rastladım.

Özür diledim kendisinden, bilinçsiz biri olduğumu anlamıştım o an. Sevmek, istemek, her şeyi ALLAH' tan, doğadan beklemek yeterli değil, gözlemleyip çaba sarfetmek de gerekirmiş.

Kolay gelsin eken, biçen, aklına getiren, üşenmeyip, benim gibi pineklemeyip uygulayanlara.

Sağlıcakla kalın cümleten.

Saygılarımla lütfen.

Av konusu ile ilgili eleştirilerinizi aşağıda ki konuya yazabilirsin, isteyene istedeği kadar cevap veririm.

http://www.agaclar.net/forum/yabani-...htm#post902932

Bu konu ağaçlandırma ile ilgili, öyle kalmaya devam etsin.

Bu konuda ağaçlandırma çalışmaları haricinde tek kelime yazmam.

Orman icindeki Vadi tabanlarina dere kenarlarina elma,armut, kayisi, kiraz seftali ceviz fidani v e cekirdegi ekilebilr ayinin, y.kecisinin, alageyigin ve bir cok kucuk memelinin ve kusun besin kaynagi olur .daha kurak yamaclara harnup yani keci boynozu, ardic ve badem dikilebilir. Kolay gelsin.

Önerileriniz için teşekkürler Sn. Delphin7.

Bugün bir arkadaşımın badem bahçesine gidip, ağaç nasıl dikilir konusunu uygulamalı olarak öğreneceğim.

Bugün tohum toplamak için doğada biraz dolaştım. Öncelikle ağaç haline gelmiş bir pıynar meşesine denk geldim. Pıynar makilik alanlarda oldukça çoktur ama ağaç haline gelen ise çok az sayıdadır, bunun sebebi keçilerin yeni sürgünleri yemesi.

1) Üşenmedim saydım, tam 550 adet pıynar meşesi palamudu topladım. Bunları çorak bir bölge bulup dağıtacağım.

2) 7-8 metre boya ulaşabilmiş bir pıynar meşesi,

3) Palamutlarını topladığım ağacın yakınında ki başka bir pıynar meşesinin dibi, görüldüğü gibi bütün palamutlar yenilmiş. Bölgede karatavuk ve alakarga gözlemledim.

4) Hayvan baskısı (keçi) sebebi ile çalı formunda kalan pıynar meşeleri.

5) Başka bir pıynar meşesinin altı, yaban domuzu tarafından sürülmüş. Ve yine hiç palamut kalmamış. Görüldüğü gibi palamut yabani hayvanlar için gerçekten çok önemli bir besin kaynağı.

Keçi boynuzu da olabilir

Avlanmak için ağaçlandırma yapmak, kuşlara yem serpip avlamak gibi. Her işin esası niyettir. Bu niyetle dikilen ağaçdan elde edilecek kazanc avlanacak kuşlar, canlılardır.

Hiç bir menfaat gözetmeksizin doğaya, insanlığa faydalı olması amacıyla, dikilen bir ağacın belki dikene direkt maddi bir faydası olmayabilir; fakat manevi faydası büyükdür. Umarım aradaki ince farkı anlatabilmişimdir.

Bugün yeniden tohum toplamak için ormanda dolaşmaya çıktım. Fotoğraflar sırasıyla,

1)Sedir, kızılçam, kuşburnu (öyle sanıyorum) tohumları topladım. Arabayla dönerkende şehir merkezine yakın gördüğüm yabani zeytinlerden çelik aldım (kendimce), umarım çelikler tutar çünkü nasıl çelik alınır bilmedem yaptım doğrusu. Bu kadar tohumu birden evde yetiştiremem tabi ki, yetiştirebildiğim kadarını evde ekeceğim, geriye kalanları doğaya dağıtacağım.

2) Öncelikle dolaştığım yerlerde karşıma çıkan en yaşlı sedir ağacı, çapı 2 metre civarı.

3) Ormanda iki tane yaşlı meşeye denk geldim ama diplerinde yine palamut bulamadım malesef. Onlardan biri.

4) Domuz için neden ormanların traktörü denildiğine dair bir örnek,

Topladığım sedir tohumları nihayet çimlendi. Darısı servilerin başına.

Bu yorucu ama bir o kadar da güzel çabanızı kıskançlıkla okuyorum...

Tebrik ederim sayın syılmaz...

(Bu sahalarda bulunurken her anlamda güvenliğinize de dikkat edeceğinizden şüphe duymuyorum.)

Saygılar,

Teşekkür ederim Sn. Odeh. Dikkatli olmaya özen gösteriyorum.

Merhabalar..
Bundan yaklaşık on yıl kadar önceydi.. Ormana yakın bir arazi alıp çevreye uyumlu ağaç, çalı, bitki yetiştirmek istedim. Sadece yolu olsun gidip geleyim, yetiştirme zevkini alayım istedim. Orman müd.lüğüne gidip, kuraklığa ve sıcaklığa dayanıklı bitkiler hakkında bilgi almak istedim..Hevesimi kırdılar. Şimdilerde işe devam etmeye çalışıyorum.
Sn syılmaz'ı çok iyi anlıyorum. Kolay gelsin.
Siz yeterki su gibi olun o yolunu bulup akar.
Benim merakım bu işi tek başına nasıl yapıyor, ne zaman sıkılacak?

Sayın Syılmaz
Bu yıl bende çekirdek toplamaya karar vermiştim. Hatta bu konuda bir başlık açıp genel hep birlikte toplayalım diye düşünmekteydim.Bütün yaz boyunca çekirdek toplayıp eğer uygun olursa bir şekilde size gönderebilirim. Biraz daha erken olayadı ormanlık alan için birkaç çeşit çelik de gönderebilirdim..Şu an yaprak açtı ağaçlar.

Sadece çam, çalı değil ormandaki hayvanlar için meyvede dikilebilir bence. Böyle olunca seneye bol miktarda üzüm, incir, zeytin çeliği gönderebilirim.

Başladığınız işte sizi takdir ediyorum. Ben yapmazsam sen yapmazsan kim yapar? Kirletirken umursamıyoruz zaten. Bari birimiz olsun elini taşın altına koysun..

Umarım yalnız başladığınız bu yolda yalnız kalmazsınız..

Sn. Tabus, tek başıma yapabildiğimi yapmaya çalışıyorum, çok iddialı değilim ama ne yapabilsem kardır. Sıkılmam inşallah. :)

Sn. Münevver, ev ortamında 10-15 arası fide yetiştirip Kasım'da dikmeyi planlıyorum. Onları dikince baharda bir daha 10-15 çekirdekten yetiştirme fide sonra yine Kasım'da dikim. Bu şekilde ne olursa. Tohum gönderme düşünceniz için teşekkür ederim, yalnız yediğim meyvelerin tohumunu mart ayı içerisinde çeşitli yerlere gömdüm ya da serptim. Gelecek sonbahar taze meyve tohumlarını bu sefer kıştan gömeceğim. Haliyle elimden geldiğince tohum serpmeye çalışıyorum. İmkanınız olursa siz biriktirdiğiniz tohumları, bir araba yolculuğunda (kışın tabi) etrafa saçın. İnşallah içlerinden filizlenip, ağaç olanlar olur.

Yapacağınız ağaçlandırmanın orman arazilerinde olacağından bahsetmişsiniz. Ülkemizdeki orman teşkilatının yapısına, devlet fidanlıklarına, orman kanununa göz atmanızı öneririm size naçizane. Ayrıca Orman Genel Müdürlüğünün internet sitesinden orman ağaçları konusunda geniş bilgi edinebilirsiniz.

Antalyamız orman varlıkları açısından çok önemli bir ildir. Yaklaşık %54'ü ormanlarla kaplıdır. Sizinde bildiğiniz gibi Belediye sınırları içinde orman olan ender şehirlerdendir.

Daha yaşanabilir, daha yeşil bir Dünyada yaşamak dileğiyle, selamlar.

Teşekkür ederim Sn. Sarin.

Merhabalar ben de Antalya'da yaşamaktayım.ilk mesajımı da buraya yazıyorum. Bireysel olarak ağaç dikmek istiyorum ama öyle alışılagelmiş çam sedir servi gibi ağaçlar değilde çeşitlilik oluşturması açısından farklı tür ve cinsten ağaçlar dikmek istiyorum.aklımda aslında çitemik ve çilek ağaçları vardı ama nasıl temin edilir bir fikir sahibi değilim. malum önümüz bahar mevsimi. bu mevsimde dikilebilecek akdeniz ikliminde yaşayabilecek ve kolay bulunabilen fidan önerilerinizi bekliyorum.

Antalya için emin olmamakla birlikte en iyi örnek olarak meşe türlerini verebilirim. Her yerde bulabilirsiniz. Bir de badem kurağa dayanıklı bir ağaçtır. Hem meyvesini de yersiniz.