agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Kuşlar (http://www.agaclar.net/forum/kuslar/)
-   -   Karga (http://www.agaclar.net/forum/kuslar/18290.htm)

ayferaksit 04-12-2009 10:39

Karga
 
* KARGA KADAR OLAMAMAK*

Tarih : 03/12/2009 - 16:18:16
------------------------------
*Gömdüğü onbinlerce meşe pelidinin yerini unutmayacak. Belki de aç kalacağı
kış günlerini hiç göremeden ölecek. Ya bir atmacanın pençelerine kapılıp
ömrü tükenecek, Ya da bir avcının saçmalarına hedef olup son nefesini
verecek. Sonuçta sırlarıyla*
------------------------------

*KARGA KADAR OLAMAMAK*

Güz ayları gelip de pelitler palamutlardan yere düşmeye başladığında,

Bir yarış başlar meşe ormanlarındaki alakargalar arasında;

"Kim daha fazla pelit toplayıp gömecek"...

Kışın aç kalındığı günlerde bazıları çıkarılıp yenecek.

Gömüldüğü yer başkaları tarafından anlaşılmasın diye türlü numaralar
sergilenecek.

Her gömülenin ardından hiç vakit kaybetmeden yenileri bulunmaya gidilecek.

Kararan her günün sonunda yüzlerce tohum toprağın bağrına yerleşmiş olacak.

Ve her bir alakarga,

Güz aylarının sonunda,

Gömdüğü onbinlerce meşe pelidinin yerini unutmayacak.

Belki de aç kalacağı kış günlerini hiç göremeden ölecek.

Ya bir atmacanın pençelerine kapılıp ömrü tükenecek,

Ya da bir avcının saçmalarına hedef olup son nefesini verecek.

Sonuçta sırlarıyla birlikte bu dünyadan göçüp gidecek...

En yavaş canlılardan olan salyangozların bile

Arkalarında bir iz bırakarak gittikleri bu dünyadan,

Geride onbinlerce fidan bırakıp gitmiş olacak her bir alakarga.

Ağırlığı 200 gr bile gelmeyen ve 200 gün bile yaşayamadan giden...

"Aptal karga" masallarıyla insanların uyutulup durduğu dünyamızda

Bu ibretli durumu yakından izleyen Torlakon da heveslenecek yarışa;

Alakargalardan arta kalan 600 kadar pelidi toplayıp,

Avuçları yara bağlayasıya kadar kazıp ekecek kıraç alanlara.

Geçip giden ömründe dikebildiği binlerce ağaçla teselli bulmaya çalışsa da,

Bu yıl da hayıflanıp durmayı sürdürecek,

Bir karga kadar olamadığına...

*"Sen iyilik tohumları saç dostum, bırak nerde çimlenirse
çimlensin."(Torlakon öğretisi)

Kaynak

Zühre Demir 24-03-2010 03:35

Çok güzel ayferaksit. Pek sevmezdim kargaları. Bana göre onlar diğer çoğu kuşların yemeklerini çalan birer hırsız ve arsızdı. sonra da kendime kızardım; onlar da canlı, bir kuştan nefret etmek ne demek diye. Bu yazı yüzüme bir şamar vurdu resmen. Artık hayran hayran bakacağım onlara söz :) Teşekkürler :rolleyes:

aygün 24-03-2010 06:53

Çok güzeldi. Evet bir karga bile olamamak. Daha vahim olansa bunun farkında olamamak. Teşekkürler ayferaksit....

omer.tuncer 24-03-2010 09:57

Acaba bir karga kadar olamamakmı? yoksa 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' anlayışımı? Türkiye sınırlarında yaşayan çok büyük bir kesim. (Balık hafızalı) rahmetli Aziz Nesinin söylediği gibi yaşıyor. Köşeyi dönme ve birgün sıra bana gelecek bende malı götüreceğim anlayışı hakim.

İlk öğretimlerin 8 yıla çıkarılıp başarısız öğrencinin velisinin oluruyla bir üst sınıfa geçirilmesi. Öğretmenlerinin söz hakkı bile olmaması. ve 8 yıl sonunda. çalışmayan, tembel, kaytaran, yalancı, ve üstelik ona verilen haklara şükreden değil. ukala ve saygısız yetişmesine yardımcı olan MEB nın ve Talim Terbiye Kurumunun mu?

Daha çok şey var bu konuda yanlız bildiğim kadarı ile ala karga kendine yuva bile yapmaz. Yumurtalarını başkalarına çıkartırır. Eğer kuş beyinli olmasa o meşe palamutlarının yerini bulur ve hepsini yer. Ama doğada ekme görevi nerde ise tüm kuşlara verilmiştir. Bakın kara tavuk zeytini çekirdeği ile yutup kakası ile kaplayarak çıkarmasa. Dogada kendi kendine yetişen birtek zeytin ağacı olmazdı.

Arılar tozlaşma yapmasa çiçeklerin büyükbir çoğunluğu meyvaya dönemiyor. Ama çiçeklerde olmasa arılar aç kalırdı.

Tamam ala karga gibi değil insanca ve de onurlu insan gibi yaşarsak. Ala karga gibi yaşamak hiçte onurlu bir yaşam değil.

İşin özü dogaya ve insana nerde ise sıfır faydası olan bir hayvana benzetilmek ya da benzemeye çalışmak benim onurumu zedeliyor.

Zühre Demir 24-03-2010 15:25

Sayın omer.tuncer, sinirlenmeyiniz. :) Ona bakarsanız doğaya faydasını göremediğimiz yüzlerce hayvan sayabiliriz. Hatta bir çoğundan irite olduğumuzu da unutmamak gerek. Ama bence hiçbir şey boş yere yaratılmamış. Ala karganın yaşam biçimi değil, zekası idi bizi şaşırtan. İyi günler...

gurbik67 24-03-2010 22:31

sevgili omer. tuncer.?
bir eğitimci olarak aslında konuya balıklama atlamadınızmı.? bu ne şiddet bu celal, ama sormazlarmı ; sizin deyiminiz ile8 yıl çalışmayan,tembel
kaytaran,yalancı gibi ifadeler kullanarak suçladığınız MEB kadar sizlere emanet

edilen miniklerin,yetişmesinde hiçmi payınız yok. o güzelim hayvancıklar maalesef,genlerine kazınanı yapıyorlar.Hiç ifadelerinizde aslan gibi delikanlısın şeklinde insanı yüceltici sözler kullanmadınızmı.

ama o aslan doğada en acımasız hayvandır. Asıl doğaya ve insana faydası sıfır nice hayvanlar vardır, rahmetle andığınız zat ın görüşlerine zaman zaman bende katılırım.

amma velakin örnek verdiğiniz kişi bile başına gelecekleri önceden anlayamadı.
bakınız eğitim alan nice hayvanlar insanlardan akıllı demiyeceğim, ama eğitilen hayvanların insanlara nasıl fayda sağladığına bakın.

o akılsız dediğiniz hayvanlar ; habercilikte,depremde, uyuşturucu ile mücadelede kullanılıyor. o kızdığınız bir kaç kişiyle toplumun çoğunu(balık hafızalı) ile nitelendirmeniz,eğitimci olmanız nedeniyle yakışıksız

aslında Ayferaksit... o dizeleri mecazi anlamda yazdı.o radaki söz her ne kadar
kargaya adledilsede; SEN iyilik tohumları saç dostum,bırak nerde çimlenirse çimlensin !!. ama ak karga ama kara karga hiç fark etmez.



-

gurbik67 24-03-2010 22:40

sevgili omer. tuncer.?
bir eğitimci olarak aslında konuya balıklama atlamadınızmı.? bu ne şiddet bu celal, ama sormazlarmı ; sizin deyiminiz ile8 yıl çalışmayan,tembel
kaytaran,yalancı gibi ifadeler kullanarak suçladığınız MEB kadar sizlere emanet

edilen miniklerin,yetişmesinde hiçmi payınız yok. o güzelim hayvancıklar maalesef,genlerine kazınanı yapıyorlar.Hiç ifadelerinizde aslan gibi delikanlısın şeklinde insanı yüceltici sözler kullanmadınızmı.

ama o aslan doğada en acımasız hayvandır. Asıl doğaya ve insana faydası sıfır nice hayvanlar vardır, rahmetle andığınız zat ın görüşlerine zaman zaman bende katılırım.

amma velakin örnek verdiğiniz kişi bile başına gelecekleri önceden anlayamadı.
bakınız eğitim alan nice hayvanlar insanlardan akıllı demiyeceğim, ama eğitilen hayvanların insanlara nasıl fayda sağladığına bakın.

o akılsız dediğiniz hayvanlar ; habercilikte,depremde, uyuşturucu ile mücadelede kullanılıyor. o kızdığınız bir kaç kişiyle toplumun çoğunu(balık hafızalı) ile nitelendirmeniz,eğitimci olmanız nedeniyle yakışıksız

aslında Ayferaksit... o dizeleri mecazi anlamda yazdı.o radaki söz her ne kadar
kargaya adledilsede; SEN iyilik tohumları saç dostum,bırak nerde çimlenirse çimlensin !!. ama ak karga ama kara karga hiç fark etmez.



-

Zühre Demir 24-03-2010 22:47

:) Bu tartışma uzayıp gideceğe benziyor. Aman sakın. Ömer Bey'in sinirli bir anına denk geldi herhalde :)

querelle 25-03-2010 00:03

"Doğaya ve insana nerdeyse sıfır faydası olan bir hayvan" tanımınız ne kadar ilginç Ömer bey.

Şahsen, kargadan ziyade insanoğlunu çok güzel özetlediğinize inanıyorum; ama biraz eksik tabii: "...nerdeyse sıfır faydası bir yana, doğaya bol bol da zararı olan" diye devam ettirilebilirdiniz :)

Kargalar da bizler de hepimiz bir evrim yarışındayız; hiçbir canlı bize faydalı olmak zorunda değil. Onun derdi hayatta kalmak.
Bu dünya bize ait değil; üzerinde yaşayan her canlı gibi biz de misafiriz.
Görgüsüz misafirler gibi düşünelim :)

Şahsen kargaları çok beğenirim. Her duruma adapte olmayı beceriyorlar. En güzel özellikleri de insanlara hiçbir zaman fazla yaklaşmamaları.
Tedbiri hiçbir zaman elden bırakmıyorlar; biraz yaklaşın ve hemen uçup gidiyorlar.

Kısacası birçoğumuzdan daha zekiler ;)

agozce 31-05-2012 23:02

1 Eklenti(ler)
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Cymbelina (Mesaj 972913)
......

Bu arada siz ve Sayın ayazkentli'nin yazdıklarından sonra bir sorum var: aslında normalde işlevi saksı olmayan ama o niyetle kullanabileceğimiz ve hoş duracak şeyler neler olabilir? Mesela büyüklü küçüklü sepetleri bazen kullanıyorlar ya, çok da hoş duruyor.

Delemiyorsanız, dikebilirsiniz. Eski kotlar çok dayanıklıdır. (nette rastladım)

(Ortadakinin çişi gelmiş gibi, fazla sulamayın..)

Eklenti 303020

Güzin Çakar 01-06-2012 13:21

3 Eklenti(ler)
Benim şu sıralarda mazeretim var.
Eklenti 303130
Hem de 1 değil,
Eklenti 303131
2 değil
Eklenti 303132
son durumda 5 tane

jineop 01-06-2012 13:31

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi gçakar (Mesaj 977278)
Benim şu sıralarda mazeretim var.
Eklenti 303130
Hem de 1 değil,
Eklenti 303131
2 değil
Eklenti 303132
son durumda 5 tane

Sevgili gçakar yanlış bilmiyorsam bunlar karga yavrusu. Anne kargalar çok akıllı , tehlikeli ve kindar diye biliyorum. Aman dikkat edin.

Güzin Çakar 01-06-2012 13:43

Sevgili jineop,
Bebişlerim kargaların yakın akrabası saksağan yavruları. Bebişlerimin anneleri, büyükanneleri de benim elimde büyüdüklerinden bana kızmazlar herhalde.(Son birkaç yıldır yuvaların olduğu büyük ağaçlar çok kötü budanıyor. Bizim acemiler tekrar yuvalarına dönemiyor.8-10 gün kadar sonra inşallah ağaçlarına dönecekler.)

jineop 01-06-2012 13:47

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi gçakar (Mesaj 977295)
Sevgili jineop,
Bebişlerim kargaların yakın akrabası saksağan yavruları. Bebişlerimin anneleri, büyükanneleri de benim elimde büyüdüklerinden bana kızmazlar herhalde.(Son birkaç yıldır yuvaların olduğu büyük ağaçlar çok kötü budanıyor. Bizim acemiler tekrar yuvalarına dönemiyor.8-10 gün kadar sonra inşallah ağaçlarına dönecekler.)

Harika, çok mutlu oldum. Ellerinize sağlık.

afrasyap 28-09-2012 07:57

Bu kargalar terasdaki tüm çiçeklerimi saksılardan söküp söküp yere atıyorlar.Çiçek yetiştirme zevkimi yok ettiler.Bunlar nasıl uzaklaştırılır bilen varmı?
CD ler astım 2 gün tedirgin olup yaklaşmadılar 3 .cü günden sonra yine musallat oldular.Sanki benimle inatlaşıyorlar.

Bu konuda yardıma ihtiyacım var.

A_NOMAD 05-06-2014 01:42

Kargalar
 
Kargalardan kendimi bildim bileli (daha doğrusu kargaları bildim bileli) rahatsız olmuşumdur hatta korkmuşumdur, sevmek bir yana nefret etmişimdir desem yeridir.

Öyle ki üstüme diktikleri şüpheci ve kindar gözleri, her bakışmamızda içimi ürpertmiştir ve her seferinde önce ben bakışlarımı kaçırıvermişimdir kendilerinden.

Kaba saba, kulak tırmalayıcı sese/ötüşe sahip, baş belaları ve kötücül kuşlar olmuşlardır hep benim için.


Ancak...

Son birkaç haftadır komşu ağaca yerleşen bir karga çekirdek ailesini gözlemliyorum. Daha doğrusu planlı/kasıtlı bir gözlemden ziyade tamamen spontan gelişen, merak dürtüsü ile (farkına bile varamadan) temellerini atmış olduğum bir süreç diyelim.

Aydınlık bir sabahtı ve balkonumun karşısına denk düşen evin duvarlarını sarmalayan asmalar henüz uyanmaya başlamıştı. Semtin kuşları geçici tünek olarak kullanıyorlardı kendisini ve tam da o sabah periyodik olarak o asmaya gelip giden bir karga fark ettim.

Hazır dikkatimi çekmişken başladım gizli gizli takip etmeye.

Işıl ışıl parlayan siyah tüyleri yer yer gümüşi gölgelerle süslenmiş, iri yarı, heybetli ve en azından o gün ve takip eden birkaç gün boyunca oldukça çalışkan bir karga...

Asmaya geliyor, homurdanma benzeri sesler eşliğinde kurumuş dallarından birini koparmak için başlıyor çalışmaya. Dalı gagasıyla ve bir ayağıyla kavrıyor, ileri geri defalarca bükerek çekiştirerek kopartıyor ve kopan dalı alıp aceleyle uçuyor...

Keşfettim ki (asmanın bulunduğu yönü evin ön kısmı kabul edersek) tam ters istikamette yani evin arkasındaki komşu ağaca gidiyor.

Ağacın yüksek kısmında ve tam orta hattında, birkaç dalın ana gövdeden çıkarak sepet örmeye uygun iskelet haline getirdiği bir bölge var. Ağacın yaprakları da asma gibi yeni uyanmaya başladığından o bölge net olarak görülebiliyor.

Karga, asmadan binbir zahmetle koparıp aldığı dalı o ağaca götürüyor ve sepet iskeleti gibi görünen ağaç dalları üzerine sistemli şekilde yerleştiriyor.
Sonra tekrar asmaya uçuyor, yeni bir dal kopartıp yuvasına adeta bir tuğla daha yerleştiriyor...

Bu hummalı çalışma aynı tempoda birkaç gün sürdü ve gözlerimin önünde, koca bir çanağa benzeyen, sapasağlam bir yuva inşa edildi.

Sonra bir karga daha görmeye başladım; yuvanın etrafında vakit geçiren, sürekli ortalığı derleyip toplayan, benim kargayla uzun sohbetler eden...

Sonradan anladım ki benim karga erkekmiş (bir de derler ki yuvayı dişi kuş yaparmış, yalan!) ve bu hanım kızımız da benim karganın müstakbel eşiymiş :)

Kargalar o çirkin ötüşlerinden başka ne sesler çıkarabiliyorlarmış meğer!

Sayamadım ama sesli iletişimleri; ötüş şekilleri, ses tonları, vurguları ile tam anlamıyla bir 'dil' denebilecek çeşitliliğe sahip.

İnanılmaz değil mi?

Kargalar, konuşuyorlar!

Üstelik konuşmalarına aynen biz insanlar gibi beden dilleri ile katkıda bulunuyorlar!

Her birinin farklı bir tarzı, tavrı, ses tonu, beğenisi kısaca kişiliği var!

O kaba saba heybetli karga dişisiyle konuşurken nasıl kibarlaşıyor, birini ve/veya dişisini tehlikeli bir davranışı nedeniyle ikaz ederken nasıl da otoriter ya da uzaktaki dişisine 'seni görebilecek mesafedeyim, endişe etme' derken nasıl ilgili ve güven verici...

Hele ki dişisinin kanat ve kuyruk tüylerini severken yaydığı sefkati görmelisiniz! Uzun uzun seyredilmeye değer bir görüntü, benim gibi kargalardan hiç hoşlanmayan birisi için bile...

Bir süre flört ettiler, baş başa gezmelere uçtular, birbirlerine yiyecekler ikram ettiler, baş başa yemekler yediler...

Sonra düğün dernek yapmadan, aile arasında kutlanan bir nikahla evlendiler.

Ciddiyim yaklaşık 15-20 kargadan oluşan bir davetli topluluğu ile 'kutlama yaptıkları' net olarak belli olan bir ritüelin akabinde birlikte yaşamaya başladılar!

Yuvalarının bulunduğu ağaç artık yapraklanmış olsa da mutfak penceremden çekirdek aileyi gözlemleyebiliyorum.

Dişi kuş son birkaç gündür sürekli yuvada oturmaya başladı belli ki yumurtaları var, bebek bekliyorlar.

Gün boyu erkek kuş yuvanın en fazla 1-1,5 metre uzağındaki bir dalda duruyor, gün içinde sadece belli aralıklarla dişisine yiyecek getirmek için uzaklaşıyor.

Yemek saatlerini seyretmek ayrı bir keyif; erkek yiyecek getiriyor, önce dişisine ikram ediyor sonra kendisi yiyor.
Sık sık dişinin kuyruk ve kanat tüylerini seviyor, dişiye sokuluyor, başlarını birbirlerinin omuzlarına yaslayıp öylece uzun uzun sarılıyorlar...

Geceleri yuvada birlikte uyuyorlar. Görülmeye değer, görüntüleri sarmaş dolaş yatıyor izlenimi veriyor.

Yağmur ya da şiddetli rüzgar olursa gündüzleri de yuvada birlikte oturuyorlar, birbirlerine sokulmaya fırsat kolluyorlar, erkek kuş dişisine inanılmaz sevgi gösteriyor (bu görüntü adeta bir magandanın ailesine karşı kibar bir beyefendiye dönüşüvermesi gibi).

Hayvancıklar ellerinden gelse masaya çiçek yerleştirip iki de mum yakacaklar :)

Şaka gibi 'romantik aşık kargalar'...


Ah bu arada erkek kuş parlak ve göz alıcı renklerde objeler bulursa hiç çekinmeden (ç)alıp dişisine hediye olarak, heyecan içinde götürüp sunuyor :) Dişi de kelimenin tam anlamıyla 'kırıtarak' sevgi gösterileriyle hediyeyi kabul ediyor :)

Bu da bir nevi dişinin mücevher, takı, makyaj sevmesi olarak algılanabilir :)

Bunları düşündüğüme inanamıyorum ama evet çok sevimliler çok...


Süreç henüz devam ediyor; daha yavrular çıkacak, büyüyecek, uçacak ve bildiğim kadarıyla kargaların aile bağları da insanlara benziyor o nedenle çocuklarından hiçbir zaman tam anlamıyla kopmayacaklar.

Kısmet olursa o safhalarını da gözlemlemeye devam edeceğim elbette ama şu kadarcık amatör gözlem deneyimim bile bana ömrümce yeter.

Bu çekirdek karga ailesi yüzünden kargalara bakışım değişti, hayranlık duymaya başladım, kapkara tüyleri hatta kulak tırmalayıcı sesleri bile hoşuma gitmeye başladı.


Ah kargalar!

Gönlümü çeldiniz :)

Ozlem A 05-06-2014 07:26

Sevgili A_NOMAD ne kadar güzel anlatmışsın, adeta olanları gördüm ve duydum. Bu yazın harika bir kısa öykü olmuş! Gerçekten çok yeteneklisin, benim diyen köşe yazarlarına taş çıkartır derecede.. Tebrikler ve teşekkürler bizimle paylaştığın için.

kelebek çalısı 05-06-2014 07:53

Sevgili A_NOMAD, gezegendeki her canlı aslında eşsiz fakat biz insanoğlu kendi gündelik hesap ve telaşların peşinden öylesine hırsla koşuyoruz ki duyularımız körelmişçesine davranarak diğer canlıların muhteşem dünyalarından bihaber yaşıyoruz.

Karga gerçekten de problem çözmedeki zekası ile insanı kendine hayran eden bir canlı. Biraz tipten kaybetseler de karizma yerinde. Yavruları yumurtadan çıktıktan sonra o yuvanın etrafında dolanacaksanız başınıza bir kask takmanızı tavsiye ederim. Üzerinize pike yaparak yavrularına yönelik tehditleri savmak isteyeceklerdir. Şahit olduğum bir olaydır.

Bu romantik kuşlardan yine tropikal kuşakta yaşayan bir cins var. İsmine bakmam gerek hatırlayamadım şu anda ama bu cinsin erkeği ağaca değil toprağa, yani orman zemine yuva yapıyor. Aman diyorum, görmelisiniz o kadar titiz ki yer örtüsündeki ufacık bir kök çıkıntısını dahi yuva girişindeki kusursuzluğu sağlamak için yerinden itinayla sökerek, temizliyor. Yuva çatısından sarkan dal ve bitki saplarını özel bir eğim ve estetik kaygısı ile inşa ediyor. Sonrasında yuva tamamlanmış olmuyor, bu kez de yuva girişine inanılmaz ama çiçekler getirerek o çiçekleri gelişigüzel de bırakmayarak, giriş kapısının önüne dizayn ederek yerleştiriyor. Ve de çeşitli iştah açan minik meyve tanelerini de dişinin ilgisini çekebilmek ve onu davet etmek için çiçekli yola bırakıyor. Yok böyle bir film. Adeta bir love story.

Yine kargaya dönecek olursak, karga benim için de bir anlam ifade ediyor. Ama herkesten farklı olarak benim ilk konuştuğum sözcük olması babında. Her insan evladı anne ya da baba diyerek dili çözülürken benim, babamın o dönem görev yaptığı Çiğli ana jet üssünden şehir merkezine doğu İzmir Çiğli çöplüğü civarındaki yolda arabayla seyrederken elimle havadaki kuşu işaret ederek "KAAGA" diyerek konuşmaya başlangıç yapmam karga ile erken ve ilginç tanışıklığım gerçekleşmiştir.


Karga ile ilgili gözleminizin devamını bekliyorum, çok güzel tasvir etmişsiniz. :)

Emir Özkan 05-06-2014 08:47

Allah hiçbir canlıyı boşuboşuna yaratmamıştır. Dağlardaki yaban domuzlarının pislemesi için açtığı çukurdan çam ağaçları çıkar. Kargaların aptal diye hitap edilmesine sebep olan yarım açılan gagaları olmasaydı Dünya dazlak dağlar arasında kalırdı

musk 05-06-2014 09:51

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Emir Özkan (Mesaj 1292412)
Allah hiçbir canlıyı boşuboşuna yaratmamıştır. Dağlardaki yaban domuzlarının pislemesi için açtığı çukurdan çam ağaçları çıkar. Kargaların aptal diye hitap edilmesine sebep olan yarım açılan gagaları olmasaydı Dünya dazlak dağlar arasında kalırdı

Karga ailesinin ne kadar zeki ve insana bağlı sadık bir dost olacağını bilebilmek için onu beslemiş olmak gerekir.

Bir çok insana fiziki özellikleri ve birtakım uyduruk efsaneler sebebiyle itici gelen bu kuşlar aslında son derece asildirler. (en azından benim için öyleler)

Sayın A_Nomad Ne kadar güzel gözlemlemiş ve bir okadar da güzel bir dille kaleme almış.

Bir çok karga yavrusu veya yaralı kargayı besledim, yetiştirdim. Kimi yaşadı kimi öldü. Bu yüzden kafama kargalardan az gaga darbesi almış değilim :)

Birbirlerine son derece bağlılar. Sadece aile olarak değil, koloni olarak da çok güçlü bağları var. Her hangi birinin başı bir şekilde belaya girdiğinde bölgedeki tüm kargalar seferber olurlar.
Bir yavru yuvadan düştüğü zaman o yavruya yanaşmak ciddi cesaret ister. Ne insan ne hayvan yaklaştırmazlar.

Yine bir gün evimin hemen yakınında düşen yavruyu sahiplenince, doğal olarak mimlendim. Evden yürüyüşe çıktığım zaman 5-600 metre mesafeye kadar yakın pikelerle ve bağırarak sık sık taciz ettiler. Bu bir-iki ay kadar sürdü.
Bir müddet sonra takip kesildi. Ama her sabah evden çıkıp arabaya bindiğimde ve aksam dönüşte arabadan inip evime girene kadar sokak kargaların bağrışları ile inliyordu. Bu ise bütün bir sezon sürdü.
Kimse pek anlamıyordu ama ben durumu bildiğimden gülüyordum :).

Muazzam şekilde tanıma yetileri var. Yağmurda kafama şapka taksam dahi hemen tanırlardı.
Daha sonra tekrar yavru düşme durumları oldu ve çok daha mesafeli oldular. Zaten yavru bahçede kendilerinin izleyeceği bir konumda oluyordu.

Bunun dışında bu kuşlar bir kez size alıştımı ondan sonra isteseniz de görderemezsiniz. Koca bir karganın her gün gelip sizden bir şeyler istemesine tanık oldunuzmu?

Evin içerisinde görünür konumdayken ilgilenmediğinizde önce gaaklayaak akabinde cama gagasıyla vurarak acmanızı ve içeri girmek istediğini belirttimi?

Verdiklerinizle doyduktan sonra, artanları nasıl özenle sakladığını, her birinin yerini tek tek hafızasında tutarak gerektiğinde gelip çıkarıp yediğini izlediniz mi?

Ben hepsini yaşadım. Ne yazık ki sonunda bu kargamı bir sansar halletti :(
Bu da doğanın kanunu ...

Sözün özü. Ben bütün kuşları çok severim , ama kargaları biraz daha çok seviyorum :)

Emir Özkan 05-06-2014 09:56

kargaların antipatik bulunmasının sebebi başedilemez akıllarıdır :)

Ozlem A 05-06-2014 11:09

Yıllarca önce çocukken yaşlı doğasever komşumuzun terasında bir karga takım çalışmasına şahit olmuştuk, önce anlamadık ama sonra anlatınca olay netleşti.

Rahmetli Medih Bey amcanın bütün apartmanın üstü büyüklüğünde kocaman bir bir terası, burada kulubesi olan akıllı da bir Alman kurdu vardı. Bütün zamanını bitkiler, aletler vb doldurduğu bu terasta geçirirdi, bir havuz bile yapmıştı.

Burada kargaların cevizleri gömüp çimlenmesini beklediklerini ve daha sonra yemelerini farketmiş, 100 yaşına kadar yaşamalarının sırrı olduğuna kanaat getirdikten sonra beslenme düzenini çimlendirilmiş tahıl ve fındık ceviz vb üzerine kurduğunu söylerdi. O zaman tam kendine göre eksantrik bir şey olduğunu düşünmüştük. Babam doktor olduğundan ara sıra eşine ve kendisine bakmaya giderdi, ağır şeker hastası olduğunu biliyordum ama, dinç ve sağlığı yerinde görünürdü ve vefat ettiğinde de epeyce yaşlıydı.

Şimdi takım çalışmasına dönersek, bir akşam üstü komşu terasta gaklamalar havlamalar kıyamet kopuyor, üç karga döne döne ağızlarında birşeylerle uçuyorlar falan, anlam veremedik. Meğer, köpeğe yemek olarak bir koca tepsi tavuk kafası verilmiş, o sırada olayı farkeden üç kafadar karga gelmişler, amca gittikten sonra işe koyulmuşlar. Kargalardan iki tanesi köpeği diğer tarafa dikkatini çekerek oyalıyor, boşta olan diğeri bir kafayı alıyor, karşı apartmanın çatısına bırakıp dönüyor, köpeği oyalayan gruba katılıyor, sonra buradan bir tanesi ayrılıyor, bir kafa alıp yine uzaklaştırıyor, yine dönüp geliyor, derken bütün tepsiyi boşaltana kadar bu oyun sürmüş, komşu amca da sonuna yetişince müdahale etmeden izlemiş sonra da bize anlatmıştı.

Son olarak, şu anda bende annemin terasına gelen kargaların hediyesi olarak gömüldükleri saksılardan çimlenen 3-4 tane defne fidanı var. Ve hediye ettiğimiz sayısız fidan... Hatta bir tanesini çok çok özel bir yere naklettik 13 yılda büyüyüp koca bir ağaç oldu..

Tekrar sağol, bunları hatırlamama araç oldun sevgili A_NOMAD.

Emir Özkan 05-06-2014 11:27

https://www.youtube.com/watch?v=5Cgs4tExPGE
https://www.youtube.com/watch?v=tmZsNF03b5o

bu videoları mutlaka izlemelisiniz Kargalar ile ilgili

A_NOMAD 05-06-2014 14:42

Beğenileriniz için teşekkürler...

Ne güzel anılar ve bilgiler paylaşmışsınız, bu 'kara kuş'ların dünyasının merak edilmeye değer olduğunu herkese tekrar hatırlatmış oldunuz ;)

Nautilus Cycad 05-06-2014 21:49

Bir naturalist olarak şunu diyebilirim, şu anda çevremizde bulunan taşın bile bir görevi var. Doğal seleksyon sonucu her canlının yetenekleri ve tecrübesi bir sonraki nesile aktarılıyor.

Aklını kullanan değişen çevreye uyum sağlayan ayakta kalıyor. Kullanmayanın nesli tükenip gidiyor zaten.

Önemli olan yaşarken kargalar gibi çevreye faydalı olabilmek demeyeceğim, çünkü insana en iğrenç gelen canlılar bile yaşadığı gezegende öyle büyük bir rol almış ki...

Insan kadar bencil, acımasız ve aç gözlü bir canlı yoktur.

Çok var çevremizde aldığı nefesin kimseye faydası olmadan ölen insanlar... Azsin Nesin olayı Pek uygun kaçmamış bu konu ile.

Doğadaki canlılardan ders alalım, birbirimize sataşmak gereksiz.

Yer yüzündeki en aciz varlık insandır çünkü.

A_NOMAD 05-06-2014 23:53

Sataşma ve Aziz Nesin olayı nerede var?
Eski yazışmalarda var ise onlara hakim değiliz. Konu bizden önce en son 2012 yılında kalmış hatırlatayım...
Ben gözlem notlarımı paylaştım ve arkadaşlar yorumlarını yaptılar ama ne benim paylaşımımda ne de ardından gelen yorumlarda bahsettiğiniz şeyler mevcut değil.

YeniGine 06-06-2014 00:07

Sevgili A-NOMAD ne kadar güzel anlatmışsın gözlemlediğin kargalarını. Sanki sevesim geldi kargaları. Ama ben onları sevmiyorum maalesef. Çünkü bizim burada sayelerinde kumru türü kalmayacak. Ne kadar mücadele ettimse de yok başaramadım, en son komşumun bahçesine koydum kafesimi bu sene 2'den 4 yavru uçurttuk, sonrası yine 2'den 4 yavruyu yediler. Saksağanlar da var tabi işin içinde. :mad:

A_NOMAD 06-06-2014 09:15

Doğanın dengesi; avcılar ve avlar var, leşleri-çöpleri temizleyenler var...
Kartallar, atmacalar, şahinler de avcı ama onları seviyoruz mesela... Çünkü onlarla kargalar kadar iç içe değiliz ve onların asil bir görüntüleri var.
Akababalar leşcil kuşlar ama onları takdir ediyoruz çünkü kirliliğe neden olacak olan kalıntıları temizliyorlar ve bizden çok uzaktalar :)
Martılar da görüntüleri ve kindarlıkları dışında kargalardan farksızlar aslında (beslenme alışkanlıkları, cüretkarlıkları, iğrenç sesleri ve kabalıkları konusunda mesela) ama onların da rengi beyaz değil mi?
Evet kargaları sevebilmek ya da en azından iyi taraflarını kabul edebilmek diğer avcılara göre biraz daha zor ama benim gördüklerimi görseydin hiç şüphem yok ki senin de fikrin değişirdi :)

musk 06-06-2014 10:32

Doğanın dengesi, doğanın kanunu... Doğru.

Bize yakınlık gösterenleri daha çok seviyoruz onlara zarar verenleri de yine doğal olarak sevmiyoruz.
Bir kumru da bir kargadan daha sevimlidir kimilerine göre. Çünkü daha insancıldır daha yakınlık gösterir. Bir ekmek kırıntısı attığınızda yanıbaşınıza kadar gelir alır onu. Sempatiktir.

Çeşitli vesilelerle baska forumlarda da evcil - yabani bir çok kuş beslediğimi belirtmistim.
1 haftalık yuvasından atılmış veya düşmüş bir kumruyu binbir zahmetle büyütmüştüm. Yavaş yavaş sokağa dış ortama da alıştırdım. belli bir zaman sonra dışarıda bıraktım artık. Sabahları ve aksamüstü bir ıslığılma uçup koluma gelir sonada içeri girip her zamanki yemliğinden karnını doyururdu.

Karnı doyduktan sonra çalıştığım koltuğun arkasına gelir ordan sırtıma geçer kolumdan aşağı inerek mouse'la çalıştığım sağ elimin yanına gelir elime yapışarak otururdu. ( tıpkı küçük bir çocuğun annesine yanaşıp yavaş küçük hareketlerle iyice ona yapışması gibi...)

Kumrular dinlediklerinde de çiftleriyle aynı sekilde otururlar.
Bir zaman sonra sıkılır ve kapı üstüne giderdi. Çıkmak istediğini anlardım ve camı açıp dışarı bırakırdım.

Tabi ki onu çok seviyordum. Emek verdim büyüttüm elimden geleni yaptım. Kuş da her vesileyle bunun karşılığını sevgisiyle verdi. Ancak elimden gelen yetmezdi. Zira düşmanlarını ve onlardan nasıl kaçacağını öğretmek beni aşardı.

İş yerimde, yaşadığı bölgede kargalar da yaşardı haliyle. Ve bir gün istenmeyen gerçekleşti. Karga kuşu kapımızın önünde dolaşırken sıkıştırıp kaptı.

Emin konuşuyorum zira kamera kayıtlarından gördüm.

Çok üzüldüm tabi. Sebep olan kargaya karşı hislerim malumunuz. Ama ne yapalım ki yukarıda da dediğimiz gibi doğa kununu.

Bu oldu diye kargaya karşı olamam. Onun yaptığı bu hareket bir ard niyet olmadan sadece doğasının gereğini yerine getirmekten ibaret. Yine bir yavru karga gelse (genelde beni buluyorlar :)) bakar beslerim.

Çünkü onu da daha once yetiştirdim ve alıştığında kumru kadar yakınlık göstereceğini onun da bana bağlanacağını biliyorum...

kelebek çalısı 06-06-2014 11:04

Aynı şekilde, İstanbul' da semtin ağaçlarını kendilerine yaşam olanı olarak seçen karga, yeşil papağan, kumru, dönemine göre sığırcık, serçe, her daim martı ve gecenin iki buçuğunda muhteşem ötüşlü ne olduğunu bilemediğim bir cins kuş ile ilgili olan gözlemlerimden birinde sokaktan dönerken, apartman dış kapısına doğru yöneldiğim bir sırada üst kat balkonundan karşıdaki ağaca aniden uçup konan bir karga ve birdenbire bahçedeki bitkilerin arasına cansız bedeni serilen bir kumru ile karşılaştım. Dondum kaldım ilk etapta. Baktığımda karganın kumrunun boynunun kırılmasına yol açtığını gördüm. Ne yapmam gerek, kuşu ne yapayım, ben içeri girince karga geri gelip onu alacak mı, yoksa bir kedi gelip kuşun tüylerini mi yolacak, bir çocuk görürse korkup ömür boyu bir etki altında mı kalacak gibi birbirinden farklı düşünceleri aklımdan geçirdim, bir dakika boyunca.

Sonra ne mi oldu? Yaşadığım şehir hayatında karşılaştığım bu manzaranın doğada karşılaşmış olduğum bir manzara olsa beni anlık olarak bu kadar büyük bir etki altında bırakmayacağını, asıl rahatsızlık hissini duymama sebep olanın ne karga, ne de kedi olabileceğini, betonlar arasındaki bir avuç yeşilin içinde ömürlerini tamamlayan kuş ve diğer doğa canlılarının mahkum kaldığı bu yaşam şartlarının beni sarstığını anladım.

İçim sızlayarak ve çaresizlik duygusunu bir süre sonra unutacağımı içten içe bilmenin sıkıntısı ile içeri girdim.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 04:58.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024