30-01-2006, 01:44 | #32 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Zatürre = Pnömani Kuş gribi = Avian Influenza veya Avian Flu |
|
30-01-2006, 03:22 | #33 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Sevgili CİHANGİR açıklamaların için teşekkürler. Ben o yazıyı yazarken mecazi anlamda yazmıştım Sanırım türkçe karşılığı demeyip Sağlık bakanlığınca demeliydim |
|
30-01-2006, 07:05 | #34 |
doğasever
Giriş Tarihi: 16-12-2005
Şehir: bodrum muğla
Mesajlar: 380
|
grip:influenza zatürre: pnomani Cihangir:sazan |
30-01-2006, 08:26 | #37 |
adige
|
Bizim bilmem kaç yıllık " Tavuk Vebası " nın ne kadar da çok adı varmış. Bir de bunun sahtesi var, "Yalancı Tavuk Vebası " bilimsel adı Newcastle . İnsanlarda da hastalık (konjoktivitis ve gripal infeksiyonlar ) meydana getirmektedir.Yıllardır köy tavukçuluğunun başbelası.Köyün bir tarafından girer, birkaç günde öbür tarafından çıkar,sadece kart tavuk ve horozların az da olsa kurtulma şansı var. (Ben de sazan mı oldum şimdi?) |
30-01-2006, 09:09 | #38 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
|
|
30-01-2006, 09:36 | #39 |
Ağaç Dostu
|
Malinanın "başka bir forumda" bu konuyla ilgili "checklist" hazırlama çabalarına "ilgi göstermeyen" lerin başında bendeniz geliyorum. Yaklaşımım şöyle : -Bu forumu ve bu bilgileri okumayı başarabilenler zaten risk grubunda değil. -Bu forumu okuyabilecek kadar eğitimli kişiler, arzu ederlerse başta sağlık bakanlığı sitesi olmak üzere konu ile ilgili yüzlerce sayfa bilgiye ulaşabilir. -Gerçek risk gruplarına ne bu forumdaki bilgiler, ne de bunları okuyanlardan herhangi birisi ulaşabilecektir. İşte bu sebeple ne sevgili malina, ne de forum üyeleri kendini boşuna kasmasın istedim. Konuyla ilgili elbette geyik yapabilirsiniz ama bunların gerçek yaşamda kimseye pek faydası olmayacak. Sevgili malina, eğer bu sebeple kırıldıysan özür dilerim. Biraz fazla realist davranmış olabilirim. Hamiş : Ben hiç aksatmadan tavuk eti yemeye devam ettim. Markalı, hazır kesilmiş ürünler kullanıyorum. Yumurtayı karın ağrısı yaptığı için zaten yıllardır yemiyorum ama aileme güvenle yedirdim. |
30-01-2006, 11:38 | #40 |
ağaç dostu
|
Gitted'in bir çok düşüncesine katılmakla beraber bu forumun en azından etrafımızdaki öğrenmek isteyen kişileri bilgilendirmek açısından faydalı olduğuna inanıyorum. Önce bilgilen sonra bilgilendir. Yoksa AIDS için "kara lahana yiyiyorum, bana birşey olmaz" diyenlere bu yazılıp çizilenlerin zaten faydası yok. Son olarak bir hekim olarak söylüyorum. Bu hastalığı başlangıç belirtilerinin sıradan nezle veya gripten hiçbir farkı yok! Dolayısı ile şüphelenmedikçe profesör de olsan teşhise gidemezsin. Zatn kesin teşhisi için gerekli tetkik her hastanede de yapılmıyor. Sonuç olarak kişilerin önce kendilerinden şüphe etmeleri gerekiyor. "bendeki bu halsizlik ve ateş tavuk kestikten veya kuşları sevdikten sonra başladı" gibi... |
30-01-2006, 13:00 | #41 |
Ağaç Dostu
|
|
30-01-2006, 13:37 | #42 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
Bu forumu okuyanları bilgilendirmek esas amacım değildi. Bu vesile ile kriz yönetimindense, risk yönetiminin daha önemli olduğuna dair dikkat çekmekti. Yani konu kuş gribi konusunun ötesinde... Güncel konu diye kuş gribi üzerinde duruldu. Yetkili merciler de olaya senin gibi bakıyor: Bunun şimdi önemi yok, bir şey olmaz vs vs... Gerçekten de en az yarısında bir şey olmuyor. Oysa ben toplumsal olanın ötesinde kişisel bazda da risk yönetimi alışkanlığımızın olması gerektiği düşünüyorum. Koşmayı yeni öğrenmeye başlayan çocuğunuz varsa, kayma oranı yüksek halıyı, koridora koymamak da buna dahil :) (Aslında dikkatsiz bir zamanınızda sizin başınız da derde girebilir) Bilmem anlatabiliyor muyum? :) |
|
30-01-2006, 15:10 | #43 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Evet, doğrudur, hiç birimizde risk yönetimi bilgisi ve becerisi yok. Ancak bu konu epey baba bir konu. İstersen bununla ilgili ayrı bir topik açıp tartışalım. Günlük yaşantımızda hangi riskleri taşıyoruz, ne yapıyor ne yapmıyoruz ? |
|
30-01-2006, 22:43 | #44 | ||
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alıntı:
Sizce, Bakanlık ölümlerin Kuş Gribinden olduğunu saklamaya mı çalıştı ? Bence, normal grip semptomlarıyla başlayan ve hastalık ilerledikce solunum güçlüklerine sonra da ölüme neden olan bu virüs, ülkemizde tıp çevreleri de dahil, yeterince tanınmadığı için, semptomlar da zatürrenin semptomlarıyla paralellik gösterdiği için, teşhis yanlış koyulmuş olabilir.. Bakanlık tarafından da, haliyle hastanenin verdiği bilgiler doğrultusunda açıklama yapılmıştır.. Bu çok normal bence... Asıl anormal olan başka şeyler var.. Yoğun kar yağışının, özellikle de İstanbul için hayatı olumsuz etkileyeceği ihbarı, günler öncesinden bildirildi.. İstanbul Belediyesi ve Valilik, haklı olarak kriz masası kurdular ve günler öncesinden halkı uyarmaya başladılar.. Zincirsiz trafiğe çıkılmaması, çok gerekmedikçe özel araçların kullanılmaması, yaşlı ve çocukların mümkünse evlerinde kalması v.s. Sonra... Kar başladı.. Belediye, valilik, neresi varsa bu işle ilgili, hepsi seferber oldular.. Akşam olduğunda radyoda, programa cep telefonuyla bağlananları dinliyorum.. Neymiş, 5 dakikalık yolu 45 dakikadır gidememişmiş.. Aynı yolda, daha ileride olan birisi bağlanıyor, "yol açılmaz, az ileride zincirsiz bir araç kaydı, kaza oldu, yol kapalı"... Sonra birisi arıyor "Belediye başkanı bana yemek getirsin".. Yahu, bu nasıl bir anlayıştır ? Hep yetkililer mi suçlu ? Biz hiç mi suçlu değiliz.. "Zincir takın" diyen Belediye Başkanı, takmayan vatandaş, vatandaşı yollardan toplamaya çalışan Belediye.. Suçlu ?? Kime sorsan, başkası suçlu.. Hele bir de Avrupa Birliği sakızımız var ki sormayın.. Çankaya'da, Köşkün yakınından geçen bir su borusu, hava sıcaklığı -19 dereceye düştüğü için patlıyor.. Yollar buz olmuş haliyle.. Olabilir mi ? Olur tabii, neden olmasın ? Haber yapmışlar.. Vatandaş diyor ki "Avrupa Birliğine girmeye hazırlanırken...v.s." Tarım Bakanı'na "göçmen kuşların ülkemizden geçişini engellemek" benzeri bir soru sordular... Gülmekten yerlere yattım.. Zaten, Bakan da dayanamadı kahkahayı bastı.. Göç eden kuşlar, uzun süre su üzerinde uçmadıkları için, mesela Avrupa-Afrika yolunda Akdeniz üzerinden geçmek yerine, büyük oranda Türkiye üzerinden geçerler.. Bu kuşları engellemek, balık sürülerinin Ege-Karadeniz göçleri sırasında Marmara'dan geçişlerini ben ne kadar engelleyebiliyorsam, o kadar mümkündür.. Şimdi merak ettiğim şey şu.. Hadi biz her olayda, "Avrupa Birliğine böyle mi gireceeez, nerde devlet, nerde hökümeet ?" deyip, sütten çıkmış ak kaşık moduna geçiveriyoruz da, gariban Avrupalılar ne yapsın ??? Almanya'da otoban kazası olmuş.. İsviçre'de çığ düşmüş.. Fransa'da aşırı sıcaklardan insanlar ölmüş... Hollanda 3 yıldır Kuş Gribi ile mücadele ediyormuş.. Çok ayıp çooook ! Nerde bu Birlik Başkanı, nerde AB Parlamentosu ?? Neyse, topiği dağıtmayayım fazla.. Ben daha Sediraltına gidip Yılmaz'a kafa atacam.. Herkese haşbeşenbirsiz günler dilerim.. Not : Qitted abim, tavuk etinin merkezindeki sıcaklık 70 derece olacak, unutma.. Yani, şimdilik bilinen o.. Birkaç ay sonra "tüh, 80 olacakmış" derlerse.. Aklıma geldi birden, sana bi palamut sözüm vardı ya.. Gelirken Palamut falan getiremem haberin olsun.. Sonra yakama yapışırsın, karışmam bak.. Hem oralarda mangalı nerde bulacaz, di mi ama ? |
||
07-02-2006, 01:01 | #46 |
carpnus
|
şunu söylemek isterim.kuş gribi aslında kuduz demektir.bu isim yani kuş gribi bilimsel adıdır ve en önemlisi kuş gribinin tavuklarda görülme olasılığı sıfır diyebilirim.çünkü benim ziraatçı bir arkadaşın ve onun hocası bilim adamının açıklamasına göre tavuk kendi pisliğini yiyebilen bir hayvan olduğu için hastalanma olasılığı olmayan bir hayvandır ve bu nedenle kuş gribi olma ihtimalinin olmadığını söylüyorlar.kuş gribi daha çok yeşil ördeklerden bulaşıyormuş. |
07-02-2006, 01:12 | #47 | |
ağaç dostu
|
Alıntı:
mesleğinizi bilmiyorum ama yazdıklarınızı hayretle karşıladım ve bilimsellikle bağdaştıramadım. (1) Kuş gribi daha çok insanlara bulaşması halinde kullandığımız bir tanım ve bildiğim kadarıyla tavuklarda "tavuk vebası" olarak tanımlanıyor. Bu son bölümde yanılabilirim çünkü veteriner değilim. (2) Tavuğun kendi pisliğini yemesiyle hastalanmaması arasında ne gibi bir ilgi var anlamadım. Doğada birçok hayvan direk kendi dışkısını yemese de en azından dışkısının bulaştığı besinleri yiyiyor. Önermeye göre bu hayvanların hiç birisi hastalanmamalı. Mümkün mü????? |
|
07-02-2006, 02:13 | #48 | ||||
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Çünkü, kuş gribi hastalığını oluşturan virüs, yabani kanatlı hayvanların vücutlarında yaşar ve genellikle ölümle sonuçlanan hastalıklar yapmaz, ender olarak bu hayvanlar arasında ölümlere neden olan salgınlar meydana getirir.. Ancak, evcil kanatlı hayvanlardan, özellikle de tavuk ve hindilere bulaştığında büyük miktarda ölümlerle sonuçlanan salgınlar görülür.. Alıntı:
Tavuklarda görülen önemli viral hastalıklardan birkaç tanesi.. Enfeksiyöz Bronşitis Enfeksiyöz Bursal Hastalığı Enfeksiyöz Laryngotracheitis Kanatlı Ensefalomyelitis Kanatlıların İnfluenza Enfeksiyonu Lenfoid Leukosis Marek Newcastle Tavuk çiçeği ve difterisi Viral Artiritis Yapılan en büyük yanlış.. Doğruluğunu araştırmadan, burada başkalarıyla paylaştığınız bu bilgilerin tamamı yanlış... Zerre kadar doğru bilgi yok o parağrafta.. Kuş gribi virüsü, evcil kanatlılardan insanlara bulaşma yeteneği kazanmış durumda.. Normal grip vakası şeklinde hastalığa neden olan düşük patojeniteli H5N1, yüksek patojenite kazanma yeteneğine de sahip ve bundan sonrası solunum yetmezliği belirtisiyle seyreden, ölümle sonuçlanabilen bir hastalık.. 3 gün yetebiliyor... Dahası, viral hastalıklarla mücadelenin tek yolu aşı uygulamalarıdır ve bu hastalığa karşı bir aşı geliştirilmiş değil... Mümkün olduğunca, bu virüsün bulaşma ihtimali olan yerlerden ve davranış şekillerinden uzak durmamız gerekiyor.. Sizin yaptığınız büyük bir hata.. Bu söylediklerinize inanmak isteyenler olabilir.. İnandıklarında nelere sebep olabileceğinizin de farkında olmalısınız.. Hiç olmazsa, google'dan arattırıp, nedir ne değildir diye bir araştırsaydınız.. Ben, şu kıt ingilizcemle, saatlerce çeviri yaptım bu konuyla ilgili.. Lütfen, bu ve benzeri konular, insan hayatıyla ilgili ve hata kabul etmeyen konulardır.. Biraz daha dikkatlice ve sorumluluk duygusuyla yazalım.. Sevgilerimle.. |
||||
07-02-2006, 09:34 | #49 | |
ağaç dostu
|
Alıntı:
çok sinirlenmiş gibisin . Meslek hayatımda öyle şeylerle karşılaştım ki, daha doğrusu öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki yazsak roman olur. Yukarıdaki sözlerine katılıyorum, inananlar kesin çıkar! Ben bu gibi durumlara karşı zamanla taktik geliştirdim. Artık bilimsel hiçbir açıklama getirmiyorum. Sadece mantık hatasını sergileyecek sıradan örnekler vermeye çalışıyorum. Daha iyi sonuç veriyor. İnsanımızın %10'u araştırarak düşünmeye ve fikir oluşturmaya başladığı gün ver elini fezaya... Carpnus lütfen sık sık buraya uğra sohbet edelim. Bu defa sen öğrendin ama eminim bizim de senden öğrenecek, yanlışlarımız düzeltecek bir sürü eksiğimiz vardır. |
|
07-02-2006, 17:06 | #50 | ||
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Ama şu bir gerçek.. Carpnus'un uzmanlık alanı başka bir konu... Bilmiyor olması anormal birşey değil.. Bilenlerin söylediklerine çok şaşırdım.. Alıntı:
Bir daha okuyayım bakalım, ne demişim ben ? Carpnus beni bilir.. Biraz da o nedenle rahat yazmışım galiba.. |
||
21-09-2006, 10:33 | #51 |
Ağaç Dostu
|
Bügün Eylülün 21'i. İstanbul yoğun yağış altında. Yağışlar böyle giderse kuşların Rusya ve Çin üzerinden Türkiye yoluyla güneye doğru göçü Ekim gibi başlar ve Kasım sonuna doğruda biter. Sorarım ne değişti? Yapılan birşey oldumu? |
21-09-2006, 12:19 | #53 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Herhalde bunlar anlatıldıktan sonra o köylü kestiği tavuğun kafasıyla çocuğunun oynamasına izin vermez ve ölümünden de sorumlu olmazdı? Gene evine ithaf ekipleri gelen köylü "davukları bırah da bizim karıyı ithaf et" diye espri yapmazdı. Siz ne dersiniz ? Saygılarımla, |
|
22-09-2006, 09:02 | #54 |
ağaç dostu
|
Haklısınız derim Biz günlük yaşayan bir millet olduğumuz için söylediklerinizin yarısı bile yapılmadı, yapılmayacak. Ne zaman ki yani hastalananlar olacak ve hatta ölecekler işte o zaman alevlenip basacağız yaygarayı. |
07-10-2006, 08:32 | #55 |
kuşçu
|
kus gribi
arkadaslar; aslinda uzun zamandan beri siteye giremiyorum. gorevler cok zorluyor bizi. Neyse bu anlatacagim olay da 2 hafta once gittigim manyas gorevinde ogrendigim bir husus. Bilmeyeniz vardir diye bir giris yapayim. Manyas bildiginiz gibi bir Kus Cennetimiz var ve orada milli parkimizda var. gidenler bilir guzel bir parktir. deltayi kapali devre kameralarla izleyip goruntuleri canli aktaran bir sistem. neyse Avrupa Konseyi de Avrupa icinde toplam 300 küsür milli park içinde 65 tanesine her 5 yılda yenilenen bir a sinifi diplomasi verir. Ülkemizden de Kuş Cenneti Milli Parkı bu diplomayi 1970'lerden beri hak etmektedir. Her 5 yilda bir yenileniyor demistim o yenilenme isi gecen aydi Avrupa konseyinden bir uzman geldi. iste bu uzmanla kus gribi hakkinda konustuk. onun aktardiklari: Biliyorsunuz kus girbi icin Tami-Flu adli bir ilac uretildi ve adeta kapisildi. Bu ilac kusgribi salginlari cikamadn once uretilmisti. cunku bu ilacin hammaddelerinden bir tanesi sadece Amerikada Roomsfeld'İn arazilerinde yetisiyor. ilacin satisini kontrol alitna almak icin boyle bir gundemyaratildi. ha kus gribi yok mu? var ama senelerdir kus gribi ile yasiyoruz zaten. dedi... yorum sizin |
07-10-2006, 13:16 | #57 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 06-06-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 267
|
Eski bir kuş gözlemcisi ve sürekli bir doğa sever olarak bu "kuş gribi" politikasından tek bir fayda umdum. O fayda da, "hastalık korkusuyla avcılar bir dönem işaret parmaklarını tetikten çekerler de özgür kanatlılar rahat nefes alır"dı. Ancak özgür kanatlılar rahat eder mi diye düşünürken tutsak olanlardan da olduk. Saygılar, |
29-12-2006, 11:00 | #58 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 29-11-2006
Şehir: Hatay
Mesajlar: 75
|
Kuşlar 2006'yı unutmayacak!
Alıntı:
son noktayı bununla koymak istedim,ama zaten Oğuz Abim son noktayı güzelce koymuş kuş gribine...Evet Kuşlar 2006 senesinde tetiklerden uzak durdu kimi yerlerde,rahatça uçtular...Kimi yerlerde ise bırakın gökyüzünü kafesinde bile öldürüldüler. Kuş gribi ilk patlağını verdiğinde,saygıdeğer Okul Müdürümüz geçen yıl dersimize girdiğinde "afedersiniz ama kuş gribinin size bulaşması için o hayvanın gelip sizin ağzınıza pislemesi lazım!"demiştir.Ki bu kuş gribibinin patlak verdiği uzak doğu ülkelerinde çiftçiler tavuklarıyla yatar.Bizim köylümüz öyle mi? Temizlenmiş ve pişirilmiş bir tavuk etinin kimseye zararı olmazdı!Ama bir öğrenci olarak biraz daha pahalanmış bir döneri yemek acı koydu!Ki daha da pahalanabilirdi... Hadi uzamanlar bas bağırdı!Peki neden tavuk katliamları yapıldı! medya? Siyasiler? yürütülen politika? ilaç firmalarının ve diğer sömürücülerin bu politikasından habersiz miydiler? tabi ki hayır! Kuş kadar beynin olacak, kuş kadara da kanadın, ve tabi bedenin; uçup-çekip gideceksin buralardan uzaklara... insansız coğrafyalara... |
|
04-02-2008, 22:45 | #59 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-05-2005
Şehir: Antalya
Mesajlar: 116
|
http://www.taklaciguvercin.com/kusgribi.htm burada da ilginç detaylar var. |
01-01-2009, 15:11 | #60 |
Ağaç Dostu
|
Kuş gribinin düzmece olduğunu fark edişim: Tavukçuların örgütlerinden birinin bir yetkilisi TV kanalının birinde "sektörün biraz daha ferahlaması için itlafların devam etmesi gerektiği" şeklinde sözler ediyordu. Bu grip kampanyasının akabinde çiftliklerdeki yaşlı tavukların bedellerini kamuya ödettiler. Bu sırada bizim bahçe önüne de iki tavuk korkudan bırakılmıştı. Üstelerine kar yağıyordu, tipinin altında nereye gideceklerini şaşırıp kalan tavukları soğuktan alıp kümese koydum. Birini geçen yıl kestim. diğerini de diğerleri arasında unutup karıştırdım hangisi idi. Az önce kümese gittim, 13 yumurtanın 10 tanesini koy sepete yaptım. iki aydır yumurtadan kesilmişlerdi, yeniden başlamışlar. |
|
|