Kuşlardan haberler

[aybala]

www.kusbank.org yeni yüzüyle yayında

Yaklaşık 3 yıldır aktif olarak çalışan KuşBank, kuş gözlemcileri sayesinde açıldığı günden bu yana büyük başarılara imza attı - bugün Kuşbank'ta 12.000'in üzerinde gözlem ve 162.600'ün üzerinde kayıt bulunuyor ve kuş gözlemcilerinin birçoğu KuşBank'a düzenli olarak veri giriyor.

Açılışından 3 yıl sonra KuşBank güncellendi ve iyileştirildi. KuşBank'ın yeni versiyonu eskisiyle tamamen aynı biçimde çalışıyor ve bugüne kadar girilen tüm veriler yeni versiyonda da korunmuş durumda. KuşBank'ın yeni versiyonunda yeni bir harita seçeneği ve internete bağlı olmadan veri girişini sağlayan çevrim dışı çalışma seçeneği bulunuyor. Ayrıca ilk sayfada önemli türler bölümünde ilginç tür kayıtları bulunuyor.

Yeni yüzüyle KuşBank, ülkemizdeki kuş gözlemcilerinin katkılarıyla Türkiye kuşlarının ve Önemli Doğa Alanları'nın korunmasında etkili bir şekilde kullanılmaya devam edecek.

Kaynak: Doğa Derneği

[aybala]

Doğa Derneği ve Osmaniye- Kırmıtlı Belediyesi tarafından yürütülen çalışmalar ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ile Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı Şirketi'nin desteğiyle Osmaniye- Kırmıtlı'da 25 Mart 2007 tarihinde yepyeni bir kuş cenneti açıldı.

Kırmıtlı Kuş cennetinin en önemli özelliği; yalıçapkını, izmir yalıçapkını ve alaca yalıçapkınının Türkiye'de bir arada rahatlıkla gözlemlenebildiği tek yer olması. Osmaniye Kastabala Vadisi Önemli Doğa Alanı'nda bulunan Kırmıtlı Kuş Cenneti; kuşların göç yolu üzerinde olmasından dolayı göçmen kuşlar için de önemli bir konaklama yeri. Alan, aralarında nesli tehlike altında olan küçük ak balıkçıl, sığır balıkçılı, küçük balaban, mahmuzlu kız kuşu gibi kuşların da bulunduğu 100'ün üzerinde kuş türüne yıl boyunca farklı zamanlarda ev sahipliği yapıyor.

Kırmıtlı Kuş Cennetine Nasıl Gidilir?
Kırmıtlı Kuş Cenneti, Osmaniye-Kadirli yolu üzerinde 15 kilometre uzaklıktaki Kırmıtlı Beldesindedir.. Alana Osmaniye Merkez'den kalkan Kadirli otobüsleri ve Köy Koop. Minibüsleri ile 20 dakikada ulaşılabilir. Kırmıtlı Kuş Cenneti Karatepe-Aslantaş Milli Parkı'na 23 km. uzaklıktadır.

Kaynak: Doğa Derneği

[aybala]

Ulusal Sukuşu 2007 sayımlarında 1 milyon 629 bin sukuşu sayıldı

Ulusal Sukuşu Sayımları (USS) ya da bilindik ismiyle Kış Ortası Sukuşu Sayımları (KOSKS), her yıl olduğu gibi bu yıl da kuş gözlem topluluklarının ve kuş gözlemcilerinin büyük özveri ve çabaları ile yapıldı. 20'den fazla kuş gözlem topluluğu ve 120'nin üzerinde kuş gözlemcisinin katılımıyla toplam 87 alanda sayım gerçekleştirildi. Çalışmanın gerçekleştirildiği alan sayısı, ülkemiz sukuşu sayımları tarihinde kaydedilen en yüksek sayı oldu.

Gelelim sayım sonuçlarına: 95 farklı türden yaklaşık 1 milyon 629 bin sukuşu sayıldı. En fazla sukuşunun sayıldığı ilk üç alan sırasıyla, Beyşehir gölü (263 bin), Eğirdir Gölü (148 bin) ve Burdur Gölü (122 bin) oldu. Bu sonuçlar ülkemizde yer alan sukuşlarının yaklaşık üçte birinin sadece bu 3 Önemli Doğa Alanı'nda yoğunlaştığını gösteriyor.
www.sukusu.org

[aybala]

Kelaynaklar için uluslararası çaba

Doğa Derneği tarafından beş yıldır devam eden çalışmalar sonucunda kelaynakların yok oluş süreci durdurularak, sayılarının 42'den 91'e ulaşması sağlanan Kelaynak kuşları için Doğa Derneği ve Çevre ve Orman Bakanlığı'nın işbirliği ile yürüttükleri "Kelaynakları Koruma Çalışmaları" uluslararası platforma taşındı.

Uluslararası Kelaynak Danışmanlar Grubu, İngiltere Kraliyet Kuşları Koruma Derneği, Urfa İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Avusturya'dan ve İtalya'dan uzmanların bulunduğu heyet, Doğa Derneği ile Av ve Yaban Hayatı Dairesi'nin desteği ile Birecik'te toplandı. Toplantıda Birecik'teki kelaynakların durumu, uydu vericiler ile göçe gönderilmesi ve gelecekteki çalışmalar hakkında çalışmalar yapılarak, 2007 yılı içerisinde uydu vericiler ile birkaç kuşun salınması ve göç edebilme şanslarının araştırılmasına karar verildi.


Kaynak: Doğa Derneği

[aybala]

Sürmeli kızkuşları Türkiye'de

Mart ayı başında Suriye'nin Kuzeydoğusu'nda, Urfa Ceylanpınar'a yakın bir bölgede yaklaşık 1200 adet Sürmeli kızkuşu (Vanellus greagarius) gözlemlendi. Küresel ölçekte nesli yok olmak üzere olan sürmeli kızkuşlarının dünya nüfuslarının tamamının 600 - 1200 arası olduğu tahmin ediliyordu. Suriye'deki bu gözlem sürmeli kızkuşlarıyla ilgili büyük önem taşıması nedeniyle tüm dünyadaki doğa koruma camiasının gözlerini bölgeye çevirmesine yol açtı.

Bu gelişmelerin hemen sonrasında, Doğa Derneği'nin desteğiyle 4 kişilik bir arazi ekibi Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde araştırma yapmaya başladı. Sürmeli kızkuşlarının Türkiye üzerinden geçerken nelerde konakladıkları ve sayılarını belirlemek için bölgeye giden ekip 7 Mart'ta 1017 bireyi bulmayı Ceylanpınar Önemli Doğa Alanı'nda saydı. Sayımlar, Suriye'deki uluslar arası bir ekiple eş zamanlı olarak koordine edildi. Sürmeli kızkuşlarının ülkemiz üzerindeki göç yollarının ve göç eden popülasyon büyüklüğünün belirlenmesi, türün korunması ve izlenmesi için büyük önem taşıyor.

Kaynak: Doğa Derneği

[aybala]

Yaygın Kuş İzleme Çalıştayı Ankara'da gerçekleştirildi

10-11 Mart 2007 tarihleri arasında Ankara'da ülke genelinden gelen 30 tecrübeli kuş gözlemcisinin katılımı ile Yaygın Kuş Türlerinin İzlenmesi çalıştayı yapıldı. Yaygın kuş türlerinin izlenmesi, Avrupa Birliğinde 1980 yılından beri uygulanmakta olan bir çalışma olup Tarım ve orman alanları üzerine kurulan politikaların bu alanlarda yaşayan canlılar üzerine olan etkilerini ölçmek için kullanılan bir yöntem. İki gün süren çalıştayın ilk gününde, yurtdışından gelen uzmanların ve Doğa Derneği çalışanlarının verdiği sunumlara ayrıldı. İkinci günse deneme bir arazi çalışması gerçekleştirildi

Kaynak: Doğa Derneği

[aybala]

Manyas’ta kuşlar karada kaldı

BALIKESİR - Su seviyesi düşen kuş cennetinde, birçok kuş türü kuluçkalama sürecinde sorun yaşıyor. Önceki yıllarda su içindeki ağaçlara ve sazlıklara yuva yapan kuşlardan bazıları bu kez toprak üstünde kuluçkaya yattı.


Yetersiz yağış nedeniyle Manyas Gölü’nde su seviyesi bir buçuk metreye yakın düştü. Bu da kıyılarda su çekilmesi demek. Su çekilmesinden en çok etkilenen de kuş cenneti sakinleri oldu.
Manyas Kuş Cenneti, her mart ayında uzun yolculuklarından dönen göçmen kuşlara kuluçkaya yatmaları için en uygun ortamı sunuyordu. Kuşlar, su içindeki ağaç ve sazlıklarda rahatlıkla kuluçkaya yatıyordu. Ancak durum bu yıl farklı.

Yağışsız geçen kış göçmen kuşları hayal kırıklığına uğrattı. Kuş cennetinde alışılan ortam yoktu. Normalde su içindeki çardaklara yuva yapan göç pelikanları bu kez toprak alanlarda kuluçkaya yattı.

Karabatak kuşları da geçen yıl yuva yaptıkları söğüt ağaçlarının artık su içinde olmaması nedeniyle hala kuluçkaya yatamadı. Gri balıkçıl ve kaşıkçı kuşlarının yuva yapacakları ağaçlar da karada kaldı.

Kuş cennetinin bu durumu yeni yavrular için tehlike yaratıyor. Yırtıcı hayvanlar su içinde olmadığı için kuşları öldürebiliyor.

NTVMSNBC

[hatip]

paylaşımın için teşekkürler

[aybala]

Yılın İlk Kelaynak Yavrusu


Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Doğa Derneği ve Birecik Kaymakamlığı'nın katkılarıyla yürüttüğü proje kapsamında kelaynak kuşları için yapılan son gözlemlerde yılın ilk yavrularının 09.04.2007 tarihinde yumurtadan çıktığı gözlendi. Önümüzdeki günlerde de diğer yuvalardaki yavruların sağlıklı olarak çıkmasıyla bu üreme dönemi sonunda kelaynak kuşlarının sayısının 100'ü aşması bekleniyor.

Kaynak: Doğa Derneği

[aybala]

Gediz Deltası’nda saklı değerler canlanıyor

Gediz Deltası’nın kaderi “Sürdürülebilir Turizmin Oluşturulması Projesi” ile değişiyor. Delta’da doğal hayatın yansıra kültürel hayat, Doğa Derneği’nin koordinasyonunda, Avrupa Birliği hibesi, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Ofisi’nin katkıları ile yeniden canlanıyor.


Türkiye’nin 305 Önemli Doğa Alanı’ndan birisi olan Gediz Deltası, sahip olduğu farklı ekosistemlerle çeşitli kuş, bitki ve memeli hayvan türüne ev sahipliği yapmakta, ülkemizde flamingoların ürediği en önemli alanlardan biri olma özelliği taşımaktadır. Gediz Deltası doğal zenginliğinin yanı sıra, Sürdürülebilir Turizmin Oluşturulması Projesi sonunda kültürel değerleri ile de parlayacak.


Gediz Deltası’nda Sürdürülebilir Turizmin Oluşturulması Projesi, bölgenin kalkınması ve doğasının korunması için çeşitli turizm aktiviteleri geliştirmeyi hedeflemektedir. Doğa Derneği, Seyrek ve Sasalı Belediyeleri ile Ege Doğal Yaşamı Koruma Derneği’nin oluşturduğu yerel yönetim modeli, yöre halkının katılımı ile, Gediz Deltası’nın doğal ve kültürel değerlerinin tanıtılması ve devamlılığının sağlanması için turizm ve pazarlama stratejileri geliştirilecektir. Proje sonunda Gediz Deltası, barındırdığı farklı ekosistemler, canlı çeşitliliği ve yöresel değerlerle tanınan ve ziyaret edilen bir alan olması, bölgenin saklı kalmış değerlerin yeniden hayat bulup yöre insanıyla yaşaması hedeflenmektedir.

Kaynak: Doğa Derneği

[aybala]

İstanbul'dan kartallar geçiyor

İstanbul’da yaşayan milyonlarca insanın bu şehrin Avrupa’nın en büyük yırtıcı göç yolu üzerinde yer aldığını bilmemesine rağmen, yılda iki defa binlerce kuş İstanbul semalarından geçer. Bu özelliğiyle İstanbul, dünyanın en önemli kuş göçü rotaları üzerinde bulunmaktadır.

Kartal, leylek ve şahinleri, Mart ayı sonları ve Haziran ayı başları arasında Sarıyer sırtlarından, Eylül ve Kasım ayları arasında ise Çamlıcatepelerinden görmek mümkündür. İstanbul’un, küçük orman kartalı, yılan kartalı, küçük kartal, şahin, arı şahini, atmaca, yoz atmaca, leylek ve karaleylek gibi kuşların göç rotası üzerinde bulunması, Türkiye’nin yurtdışı tanıtımlarında da kullanılması gereken önemli bir özelliğidir.

Kaynak: Doğa Derneği

[aybala]

Doğa Derneği ve Kuş Gözlem Toplulukları Türkiye'nin Su kuşlarını Saydı

Bu yıl 87 alanda 95 farklı türden yaklaşık 1 milyon 629 bin su kuşu ülkemizde kışladı. Doğa Derneği, kuş gözlem topluluklarıyla birlikte su kuşu nüfusunu belirlemek ve kuş gribi izleme çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla Türkiye'nin su kuşlarını saydı.

Doğa Derneği, Hollanda Kraliyet Ankara Büyükelçiliği, Tarım Doğa ve Gıda Kalitesi Ofisi, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün desteğiyle kış boyunca su kuşu sayımlarını gerçekleştirdi. Ülke genelinde 20'yi aşkın Kuş Gözlem Topluluğu, 120'den fazla deneyimli kuş gözlemcisi, konu ile ilgili üniversiteler ve yerel sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla toplam 87 sulakalanda sayımlar gerçekleştirildi.

Çalışmanın gerçekleştirildiği alan sayısı, ülkemiz sukuşu sayımları tarihinde kaydedilen en yüksek sayı oldu. Bu çalışma sonucunda, 87 alanda 95 farklı türden yaklaşık 1 milyon 629 bin sukuşunun ülkemizde kışladığı belirlendi.

En fazla sukuşunun sayıldığı ilk üç alan sırasıyla, Beyşehir gölü (263 bin), Eğirdir Gölü (148 bin) ve Burdur Gölü (122 bin) oldu. Bu sonuçlar ülkemizde yer alan sukuşlarının yaklaşık üçte birinin sadece bu 3 Önemli Doğa Alanı'nda yoğunlaştığını gösteriyor.

Ülkemizde yaklaşık 20 yıldır düzenli olarak gerçekleştirilen bu sayımlar, 2005 yılından beri Doğa Derneği organizasyonu ile yapılmakta. İki yıldan bu yana da, sayımların canlı olarak izlenebilmesi için www.sukusu.org sitesinde interaktif bir harita oluşturuldu. Bu haritada her alanda sayılan su kuşu türlerinin sayısı verilmektedir.

Bu sayımlar yalnızca ülkemizde değil, tüm dünya genelinde, Uluslararası Sulakalanları Koruma Kurumu'nun (Wetlands International) koordinasyonunda her yıl kış aylarında gerçekleşiyor. Sayımlar, kış döneminde ülkemizde bulunan su kuşu nüfusunun belirlenmesi ve kuş gribi izleme çalışmalarına katkı sağlanması amacıyla yapılıyor.

Kaynak: Doğa Derneği

[Metin Y.]

Kelaynaklar [Geronticus eremita} eskiden Türkiye’den Kuzey Afrika’ya, Arap Yarımadası’ndan Fas’a kadar çok geniş bir bölgede ürerlermiş... 17. yüzyılda Avrupa’nın ortasında, Alp Dağları’nda bile ürediği bilinmektedir. Fakat avcılık, üreme alanlarında rahatsız edilmeleri, yaşam alanlarının değişmesi ve beslenme alanlarında kullanılan zirai ilaçlardan zehirlenmeleri sonucunda sayılarında ciddi azalma ve dağılım gösterdikleri alanlarda daralma meydana gelmiştir. Bugün kelaynaklar dünyanın en çok tehdit altında olan kuşlarından birisi. Kelaynaklar Fas’ın güney batısında iki alanda, çok ufak bir koloni ile Suriye’de ve tüm Avrupa’da sadece Türkiye’de Şanlıurfa yaşamaktadırlar.
ŞANLIURFA’nın Birecik İlçesi’nde 17 yıldır koruma altında tutulan kelaynaklardan[BALDİBİS] 5’i uydu izleme cihazı takılarak doğaya salındı. Soyu tükenmek üzere olan türler arasında yer alan ve koruma altına alındıkları Birecik Kelaynak Üretme İstasyonu’nda sayıları bu yıl 110’a yükselen kelaynaklardan 5’inin dünkü doğaya salınma törenine Birecik Kaymakamı Tuncay Sonel ve vatandaşlar katıldı. Kelaynakların eskiden olduğu gibi, Nil Vadisi’ne göç etmesi umut ediliyor. Halkalanıp uydu takip cihazı takılan kelaynakların yollarının açık olması dileğiyle 3 görevli arkalarından kovalarla su döktü.
"Çevre ve Orman Bakanlığınn ve Doğa Derneği’nin işbirliğiyle kelaynaklar ilk kez 17 yıl aradan sonra göç yoluna bırakıldı. Lider pozisyonda olan ve ’Anadolu’ adı verilen kelaynak kuşu 20 yaşında ve bir kez göçe katılmış. Bölgede bulunan nehirlerin isimleri verilen Fırat, Dicle, Seyhan ve Ceyhan isimli kuşlar ABD’den 90 bin YTL’ye getirilen uydu takip sistemi sayesinde saniye saniye izlenebilecek.

Ayrıca; Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde kelaynakların koruma altında tutulduğu istasyona kurulan kamera sistemi sayesinde, kuşların yuvadaki hareketlerinin internet üzerinden www.birecik.gov.tr adresinden canlı olarak izlenebiliyor.

[Derya Özen]

Haberi dün televizyonda izledim. Doğa adına yapılan güzel bir emek. Her zaman kötü haberlere üzülecek değiliz ya, arada böyle güzellikler bizi mutlu ediyor

[Todor]

Moral bozmak gibi olacak ama, Kafeste doğup büyümüş hayvanlar, gerekli terapiyi görmeden doğaya salındıklarında, açlıktan ölebiliyorlar veya etoburlara yem olabiliyorlar.

[Metin Y.]

Çankırı Valiliği, Çevre Orman Müdürlüğü katkılarıyla temin edilen 500 yavru keklik, üremelerinin sağlanması için doğa ile buluşturuldu. Doğada nesli azalmış, bazı bölgelerde tükenmiş kanatlı yaban hayvanlarının çoğaltılması ve yeniden doğaya bırakılması amacıyla Çankırı'da doğaya keklik bırakma programı başlatıldı. Bu program kapsamında yıl içinde belli aralıklarla uygun ormanlık alanlara görevliler nezaretinde yavru keklikler bırakılarak, bozulan doğal dengenin korunması amaçlanıyor.
Zaman içinde bilinçsizce yapılan avcılık sonucunda varlıkları azalan yaban hayvanları, son yıllardaki kontrolleri artmaya başladığı görülüyor. Avcı eğitimi ve avcılık belgesi verilmesi usul ve esasları hakkındaki yönetmelik uyarınca avcılık yapacakların bu yönetmenlik gereği açılacak eğitim kurslarına katılıp kurs başarı sertifikası almaları gerekiyor. Doğaya bırakılan bu kekliklerin korunması ve vatandaşların bilgilendirilmesinin eğitimle olacağından açılacak avcı eğitim kursları büyük önem taşıyor.

[Derya Özen]

Yine güzel bir haber daha
Tanıdığım üç tane avcı var, keşke tüm avcılar onlar gibi olsalar. Gerçekten, doğa için uğraşan, başkalarının yaraladığı kuşları iyileştirip tekrar doğaya bırakan, balık konusunda uzmanlaşmış, göllere ve barajlara uygun balıklar bırakan, gerçek sportmen insanlar. Onlara burada değinmeden edemedim.

[Metin Y.]

Ankara'ya 120 kilometre uzaklıktaki tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Nallıhan Kuş Cenneti, 168'den fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor.

Soyu tehlikede bulunan karaleylek, Türkiye'de en çok burada görülüyor. Kuş cennetinde, Türkiye'deki 6 balıkçıl türün tamamı ile 10 tür yırtıcı kuş, 5 tür baykuş, 35 tür su kuşu ve bülbül başta olmak üzere 80 tür ötücü kuş, kara çaylak, leylek, gökkuzgun gibi türler en çok rastlanan kuşlar. Küçük karabatak, kaya kartalı, bıldırcın kılavuzu, yaz ördeği, uludoğan, peçeli baykuş, küçük kerkenez, akkuyruklu kartal, balık kartalı, kara akbaba, gökdoğan gibi soyu tehlikede olan kuşlar da burada yaşıyor. Gökdoğanın Türkiye'deki 30 üreme yerinden birisi de yine Nallıhan Kuş Cenneti...

Göç zamanı da pek çok tür ve sayıda kuşun konakladığı alan, kışın binlerce su kuşuna ev sahipliği yapıyor. Nallıhan Kuş Cenneti'nde kuşların en yoğun bulunduğu dönem, ilkbahar mevsimi ve yazın ilk ayları.
Jeolojik yapısı ile açık laboratuvar niteliği sunan saha, çökelme ortamının özelliklerini yansıtan sarı, kahve ve kırmızımsı tabakaların üst üste tekrarlanması ile görsel açıdan da üstün bir güzelliğe sahip olan NALLIHAN KUŞ CENNETİ bu yıl suların çekilmesi ve bölgeyi besleyen Aladağ Çayı'nın kuruması üzerine buradaki kuşların sayısında önemli düşüşe neden oldu.Sulak, çamur düzlükleri, ağaçlık, bozkır ve kayalık alanları ile çok çeşitli ekosisteme sahip olan, pek çok kuş türünün beslenip, barınma imkanı bulduğu kuş cennetinde, arazideki suların çekilmesiyle bölge yaban otlarıyla kaplı hale geldi.

[A.Şahin]

Ne yazık ki tüm avcılar sizin arkadaşlarınız kadar duyarlı değil. Benim geçen sene kendi kısıtlı imkanlarımla yetiştirip doğaya saldığım oniki tane halkasız anadolu sülününü iki ay kadar sonra imha etmişler. Ayaklarında numaralı halkaları bulunuyordu oradan haberini aldım ve çok üzüldüm. Hemde kafes ortamında yetişip büyümemişlerdi. Tamamen salınacakları ortamda koloni halinde büyüdüler.Emek vermiştim, benim için değerliydiler ama ilk denemede fiyasko oldular...

[A.Şahin]

Bir de bu aralar yakınımdaki ayçiçeği tarlasında kır tavşanları var hemen hemen her sabah yola çıkıyorlar 3 tanesini bir arada saydım, belki daha da vardır. İnşallah kimse görmez de ömürleri uzun olur...

[kürekçi]

Ben de bu çalışmanın bir parçasıydım. Nesli büyük tehlike altında olan flamingolar için son çırpınışları yaşıyoruz. Gerek Gediz Deltası olsun gerekse Tuz Gölü olsun büyük tehditler altındalar.

Tuz Gölü'nü kendilerine ev edinen flamingolar şu anda susuzluk yüzünden büyük tehlike altındalar. Sular çekildikçe yaban hayvanları gibi tehditlere daha da açık hale gelen üreme alanları yüzünden, ya o alanda telef olarak yok olacaklar ya da Tuz Gölü'nü terk edecekler.

Bunun yanında Gediz Deltası da birçok farklı koldan tehlike altında. Koruma statüsü kaldırıldığı için çok yakın zamanda Gediz Deltası'na ailecek gelip mangal sefası yapabilecek, istediğiniz gibi at koşturabileceksiniz. Ne kadar hoş değil mi? Gediz Deltası Mesire Yeri (!) Ben tüpümü çaydanlığımı çoktan hazırladım bile, bu fırsat kaçmaz doğrusu.
Mavişehir diye adlandırılan iğrenç yapılaşmadan sonra Gediz Deltası'na doğru berbat bir betonlaşma hızla ilerliyor. Bunların yanında flamingoların yumurtalarını bıraktıkları tuz tavalarının işletmesi yakın zamanda değişecek. Diliyoruz ki yeni işletmecilerin doğaya bakış açıları ile bizim bakış açımız çakışır ve Gediz Deltası üzerindeki bunca senelik emekler boşa gitmez.

4. Flamingo Yavrularını Halkalama Çalışması Gerçekleştirildi



27-29 Temmuz 2007 tarihleri arasında Gediz Deltası – Çamaltı Tuzlası’nda dördüncü kez flamingo yavrularını halkalama çalışması gerçekleştirildi. Toplam 75 gönüllünün katılımıyla gerçekleştirilen çalışma sonucunda tam 216 yavru flamingoya Türkiye’ye özgü renkli halkalar takıldı. Programın ilk gününde kuş gözlemciliği, Gediz Deltası ve Ulusal Halkalama Programı ve diğer konularda sunumlar yapıldı. İkinci günse halkalama çalışmasının teknik detaylarıyla ilgili bilgi verildi. Pazar günü çok erken baslayan halkalama çalışması çok kısa bir sürede büyük başarıyla tamamlandı.

Bu çalışmanın gercekleşebilmesi için Fransa’da bulunan Tour du Valat Biyoloji İstasyonu'nun, İzmir Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü, Ege Üniversitesi, İzmir Kuş Cenneti'ni Koruma ve Geliştirme Birliği, Tekel Çamaltı Tuz İşletme Müdürlüğü, Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitoloji Araştırma Merkezi, Ege Doğal Yaşamı Koruma Derneği ve Ege Üniversitesi Kuş Gözlem Topluluğu’nun desteği alındı.

[tugo]

Merhabalar;
Her sene,bu zamanlarda leylekler Tuzla'daki evimizin tam üzerinden fakat çok yüksekten son derece muntazam bir şekilde geçerlerdi. Konvoyda öndekilerle arkadakilerin yer değiştirmelerini, en arkada bir nedenle kalan guruba zaman zaman önde gidenlerin,daireler çizerek vakit geçirip onları beklemelerini seyretmek hakikaten çok güzel bir duygu.
Dün benim gördüğüm ilk gurup aynı şekilde akıp geçti.
Bugün saat 19.00 da bahçede çalışırken çok hoş bir ses uğultusu duydum,yüzlerce leylek bu defa son derece alçakda,tam üstümüzde dolaşarak,konacak yer arıyorlardı.Zannedersem yorgunluktan,sık sık birbirleriyle çarpışıyorlardı.Sakin bir ortam ve kullanılmıyan bir yığın çatı varken,nedense hep ağaçların tepelerine konmaya uğraştılar.Çevredeki ağaçların çoğu tepe dalları onları taşıyamadığından,bayağı bir kargaşa yaşadılar.Bu arada bir kaç tanesi tam önümüzdeki ağacın dallarına kondu ve o saatten beri hala oradalar.
Ne birşey yediler ne de içtiler.
Yapmakta oldukları işin zorluğu ve muhteşemliği karşısında kendilerine saygı duymamak mümkünmü.
Keşke daha iyi bir fotoğraf makinem olsaydı.
Saygılar

[zenfree]

Sevgili Tugo, "leyleği havada gören çok gezermiş" derler. Bilmem duydun mu?

Şaka bir yana paylaşım için teşekkürler.

[abk]

Orijinal Mesaj Sahibi zenfree

Sevgili Tugo, "leyleği havada gören çok gezermiş" derler. Bilmem duydun mu? .

Leyleği giderken değil de gelirken havada görmek gerekiyor çok gezebilmek için. Belki gelecek bahara.

[tugo]

Sevgili arkadaşlar;
Herhalde bir zamanlar gelişini de gidişini de görmüşüm ki 1974 den beri habire gönüllü veya gönülsüz dolaştım durdum.İyiydi ama artık kalıcı olmak istiyorum ve de oluyorum galiba.
Bu arada,sevgili leylekler bugün de konaklamaksızın geçtiler.Yalnız kafamı karıştıran şey,kuzeye doğru gitmeleri.Bu mevsimde güneye,Afrika'ya falan gitmeleri gerekmezmiydi? Onlar bu derece büyük bir hata yapmazlar tabii ama ben de en azından doğu ile batıyı kesin bildiğime göre göre kuzeyde hata yapamam.İki gündür aklım takıldı.

[aybala]

45 yılda yüzde 95’ini yok ettik

Son 45 yılda Çukurova Deltası’ndaki su kuşu sayısı yüzde 95 azaldı.

Orman Mühendisleri Odası Doğu Akdeniz Şube Sekreteri Ayhan Küyük, Çukurova Deltası’nı oluşturan Tuzla, Akyatan, Ağyatan ve Yumurtalık lagünlerindeki kuş sayısının 45 yıl önce yaklaşık 3 milyon iken, son sayımda bu sayının 76 bin 500 civarında belirlendiğini söyledi. Sayısı azalan kuşların büyük çoğunluğunun yaşam alanlarının daralması sonucu öldüğünü veya yeterli barınma ortamı bulunmadığı için başka bölgeleri kullanmaya başladığını tahmin ettiklerini kaydeden Küyük, "Eldeki rakamsal veriler, 45 yılda Çukurova Deltası’nı oluşturan lagünlerdeki kuş sayısının yüzde 95 oranında azaldığını gösteriyor. Sulak alanları besleyen tatlı su kaynakları üzerinde yapılan barajlar da, kuş türlerinin azalmasına neden oluyor. Kuş türü zenginliğimizin korunması için yaban hayatının korunması son derece önem taşıyor" dedi.

Kaynak: Hürriyet
3 Aralık 2007

[Hakan KINACI]

Sn.Aybala,
Başlığı görünce, bir an dedimki posta güvercinlerinin tanımıtımını, özelliklerini ve benzeri konuları işlenmiş bir başlık sandım ve ben de bir posta güvercini eski besleyicilerinden olduğum için belki bir iki kelam da ben yazarım demiştim.
Ancak başlığın altına baktığımda ise başlıkla alakası olmayan, soyu tükenen kuşlar hakkında olduğunu gördüm.
Maalesef üzüntü ile belirtmeliyim ki; bu tür doğaya salınan bazı kuşler doğal hayatta ne yapacaklarını bilmedikleri için çoğu ölüyor.
Bazılarını ise doğaya sırf av yapılsın diye bırakıyorlar, özellikle keklik gibi normalde yaban olan ama bir çok üretim çiftliklerinde yetiştirilen, doğaya salınma sebepleri ise avcıların av zevklerini tatmin için bırakılan, bu tür doğaya salınmayıda medya da doğal dengenin korunması diye nutuklar çekilmesi inanın beni çok ama çok üzüyor.

[aybala]

Başlığı değiştirdim...Posta güvercinleri hakkında yazacaklarınız varsa, bir başlık açıp yazarsanız seviniriz.

[celalsungur]

Her yıl, yalnızca Amerika Birleşik Devletleri ’nde yaklaşık 1 milyar kuş bina, köprü ve benzeri insan yapılaşmalarına çarparak ölüyor. Neredeyse soy tüketecek büyüklükte bir tehlikeye dönüşen, yapılaşma sonucu kuş ölümlerinde en önemli etken, cam kullanımı gibi gözüküyor. Özellikle büyük şehirlerde sayıları gittikçe artan cam cepheli bina ve gökdelenler, göç sezonundaki kuşlar için önemli bir tehlike arzediyorlar. Kuşlar, rotası belli uçuşları sırasında bir cam cephe ile karşılaştıklarında, bunun bir yüzey olduğunu fark edemeyebiliyorlar. Isı emisyonunu dengeleyen şeffaf camların, mevcut ışığın bir kısmını kırıp bir kısmını yansıtarak sera gazı oluşumunu engelleyen reflektif camların kullanımı, gerçekten bu denli büyük rakamlarda kuş ölümüyle sonuçlanıyorsa, ekolojinin hangi tarafında duruyoruz ?

Türkiyede de buna benzer problemler vardır herhalde.
Yazının tamamı aşağıdaki linktedir.

http://www.mimarizm.com/Haberler/hab...228&BultenID=4

[muhikan]

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün gerçekleştirdiği
proje kapsamında nesli tükenmekte olan sülünlerin yumurtadan
çıkış anını, 9-13 Haziran 2008 tarihleri arasında
24 saat boyunca izleyebilirsiniz.

http://haber.mynet.com/main/sulun.html