15-11-2006, 07:59 | #1 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 27-09-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 4
|
Kuş beyinli demeyin
Güvercinlerin beyin fonksiyonlarını inceleyen iki yeni araştırma, ‘kuşbeyinli' sıfatının tarihe karışmasına neden olabilir. Bilim insanları, güvercinlerin beyinlerinin günlük dilde varsayılanın ötesinde karmaşık işlemleri yerine getirebilecek kadar gelişmiş olduğunu ortaya koydu. Uzmanlara göre, güvercinler uzun dönem bellek ve grup kararı alma ve yeni gelişmeleri hesaba katma yeteneğine sahip. Oxford Üniversitesi'nden Dora Biro'nun araştırmasında, güvercinler GPS cihazları ile takip edildi ve çiftler halinde dolaşan güvercinlerin biri denenmiş diğeri yeni iki rota arasında nasıl karar kıldıkları sorgulandı. İki güvercinin de farklı rota önerileri olması halinde, kuşlar ortak bir rota geliştirerek uçuyor. İki rota birbirinden uzlaşmaz derecede farklıysa, güvercinlerden biri lider konumuna geçerek önderlik ediyor. Current Biology dergisinde yayımlanan makalede araştırmacılar, çiftler halinde uzlaşılmış rotada uçan güvercinlerin tek başına rota seçen güvercinlere göre daha verimli rotalar keşfettiklerini savunuyor. Bu veri, güvercinlerin birbirlerinin deneyimlerinden yararlanmayı akıl ettikleri şeklinde yorumlanıyor. SERÇELER VE MAYMUNLAR Bir diğer araştırmada, Mediterranean Institute of Cognitive Neuroscience uzmanı Joël Fagot, güvercinlerin ve babun maymunlarının bellek yetilerini karşılaştırdı. Her bir bellek deneyinde, hayvanlara rasgele seçilmiş çift-renkli resimler gösterildi. Hayvanların tekrar eden resimlere olan tepkileri kıyaslandı. Maymunlar 5 yılda 3.500 ila 5.000 resimde tepki eşgüdümü sağlarken, güvercinler 800 ila 1.200 resimde eşgüdüm yakaladı. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan makalesinde Fagot bu bulguyu güvercinlerin oldukça zeki ve güçlü bellek sahibi olabileceğinin kanıdı olarak değerlendiriyor. http://www.24haber.com/?newstype=normal&newsid=9612 |
15-11-2006, 14:31 | #2 |
agaclar.net
|
Bu tür deyimlerin bir çıkma nedeni vardır, "Kuş beyinli" deyiminin çıkış nedenini merak ettim. Güvercinlerin haberleşme konusunda yaptıkları (filmlerden izlediğimiz kadarıyla) görevi düşününce, zaten onların bu kategoriye girmedikleri çok açık Bir de "Balık hafızalı" olayı var... |
15-11-2006, 14:54 | #3 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 05-05-2006
Mesajlar: 84
|
Bu ve benzeri konular hakkında ilginç iki kitap önereyim; "Doğanın Gizli Bahçesi" ve "Hayvan Zihni" ikisi de Tübitak Yayınlarından. Hayvan davranışları konusunda çok iyi bir rehber niteliğinde ben çok severek okudum. |
16-11-2006, 02:50 | #4 | ||
n/a
|
Alıntı:
Her ne kadar, kargalara ve serçelere verdiğim yiyeceklerin çoğunu yeseler de, '' Ayna testi ''ni geçen sınırlı sayıdaki ( sanırım 7 ) canlıdan biri oldukları için, kendilerini tebessüm ederek izliyorum. Kargalar, basit aletler yapabilirler. Tabii ki, bunun zeka ile ilgisi yoktur; sadece, el - ayak - gaga becerisi: http://users.ox.ac.uk/~kgroup/tools/photos.shtml Ayrıca, Oğuz Ağabey 'in ( Oğuz Sağlam ) bilgilendirmesi ile öğrenmiş olduğum ve kargaları anlatan '' Toplumun Aynasında Karga '' adlı bir kitap var. Ve, o kitabın tanıtım yazısında şöyle der: '' Kargalar, köyde kentte, her yerde sürüsüne bereket dolaşırlar ama göz ucuyla bile olsa, bakışlarını bizlere nadiren çevirirler. İnsanlarla aralarında hürmetkâr ama mesafeli bir ilişki vardır. Güvercinler, serçeler şehrin sokaklarında, parklarında öylesine vakit geçiriyor gibidirler, aylak aylak yiyecek kırıntıları toplarlar. Buna karşın kargalar arasında sanki daima önemli bir şeyler olmaktadır, sanki kendi hayatlarına ait bir oyun sahnelemekte gibidir. Oradan oraya uçuşurlar ve beklenmedik bir anda birbirlerine seslenirler. Peki karga nedir? Başka hiçbir hayvanın imgesi onunkinden daha basit değil. Kış göğünün beyazında açılmış kanatlar, eğik bir kafa ve uzun bir kuyruğun oluşturduğu bir siluet gözümüzde kolaylıkla canlanır. Ama her şeyi çok daha karmaşık gören bilim adamları bize kargaların Kargagiller ailesine mensup olduklarını söylüyor. Saksağan, ala karga, dağ kargası, gök nar kargası ve diğerleri gibi. Bu kitap insanlarla kargalar arasındaki ilişkiye şiir, hayvan davranışları, söylenceler, efsaneler ve görsel sanatlar üzerinden bakıyor. Kambur duruşları ve leşe düşkünlükleri yüzünden ölümün simgesi olmuşlardır, oysa kuşların pek çoğundan daha canlı ve oyuncudurlar. Ha bire kendilerini lüzumsuz oyunlara kaptırırlar, yerdeki bir dalı alır, yükselir, sonra bu oyuncağı düşürürler, sonra da yakalamak için dalışa geçerler. Uzun, güçlü bacakları üzerinde yem arayan kargalar sanki toprağın üzerinde kayıyorlarmış gibi görünebilirler. Sonra, neredeyse hiç çaba harcamadan, ara sıra kanat çırparak, birer ruh gibi havaya yükselirler. Zekâları, gagalarını çevreleyen tüyleri ve mütebbessim görünümleriyle pejmürde ve sevimli bir insana benzerler. Bazı araştırmacılar kargaların, insandan sonra, hayvanlar arasındaki en becerikli alet yapıcısı olduğuna inanmaktadır. Bir zekâ işareti mi yoksa aptallık işareti mi olduğu tartışmaya açık olsa da, kargagillerin insanlarla ortak özelliklerinden biri de parlak nesnelere duydukları sevgidir. Saksağanlar ve küçük kargalar gibi daha ufak olanları mücevher çalmakla ün salmışlardır. '' Hırhızlama / alıntı: http://www.ideefixe.com/kitap/tanim....XGIA4A4JH8HS1P ----------------------- Kuşun beyni küçüktür. Kuş büyük müdür? Özdemir Asaf Alıntı:
http://www.akvaryumkulubu.org/vbulle...light=haf%FDza http://www.akvaryumkulubu.org/vbulle...light=haf%FDza http://www.akvaryumkulubu.org/vbulle...light=haf%FDza http://www.akvaryumkulubu.org/vbulle...light=haf%FDza Saygılarımla... |
||
16-11-2006, 11:29 | #5 |
Ağaç Dostu
|
Eğer tavuklarınıza dadanan bir atmaca varsa ve artık onu uzak tutabilecek bir yol bulamıyorsanız geriye tek çare kalır. Fakat atmaca denilen kuş o kadar saf değildir. Elinizde tüfekle beklediğiniz sürece tavuklara hamle yapmayacaktır. Bir ağacın dalında sizi gözetleyecek, gitmenizi bekleyecektir. Yok eğer elinizdeki tüfek değilde sopa ise burnunuzun dibinden alır götürür tavuğu. Ben atmacaya kafa tutabilecek kadar iri ve cesur horozlarda buldum çareyi. Bu sene sıfır kayıpla gidiyoruz |
16-11-2006, 14:14 | #6 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
İnsanların konuştuğu dili öğrenen ve kelimeleri gerektiği yerde kullanmasını ayırd edebilen muhabbet kuşları olduğuna göre...pek yabana atılacak bir zeka değil.. hele dinozorlar kuramı doğruysa, ataları bizi bir kaç kere cebinden çıkaracak kadar eski buralarda... |
13-12-2006, 17:13 | #7 |
Ağaç Dostu
|
Şurdan araya sokulayım da burada daha kolay yardım bulurum gibi geldi. Kuş beyinli oldmadıklarından emin olduğum sürüsüne bereket kargaların elinden kurtaramadığım balkon çiçeklerim için yardım talep ediyorum. Ne yapsam onlardan kurtulamıyorum. Malum çok sayıda ve değişik türde bir çok çiçeğim var balkonumda. Fakat kargalardan fırsat bulup bübüyemediler bir türlü. Çiçeklerimi ve bonsai adaylarımı kargalardan nasıl kurtarırım? Kaçırtmayı bir türlü başaramadım. En sonunda gelen kargalara yalvarır oldum. Ne olur çiçeklerimi yolmayın topraklarını eşelemeyin diye... Yardım edin ne olur. Bu konuda ne yapılabilir? Saygılar... |
14-12-2006, 10:27 | #8 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 15-09-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,592
|
Öneri:Saksılarınızın üzerine misina gerin. Mesela uzun dikdörtgen balkon saksısı ise dört köşesine çıta batırıp bitki boyuna göre bir **** iki sıra ince misina gerebilirsiniz. Ben de Kumrulardan yana çok rahatettim. Bu bir tür inşaat tekniğidir.Saçaklarda kullanılır. En son Yeditepe Üniversitesi Rektörlük ana binası Dev giriş kapısının üzerindeki sete martılar ve kumrular yuva yapıp insanların üzewrine dışkı bırakıyorlardı. O bölgeye 25 cm aralıklarla mpaslanmaz çiviler çakıp üzerlerine misina gerdik . Şimdi çok rahat oldu kuşlar misinayı göremedikleri için konmaya çalışıyorlar. Fakat konamıyorlar kimseninin üzerinide kirletemiyorlar artık. |
14-12-2006, 17:34 | #10 |
Ağaç Dostu
|
Kuşların akılsız olduklarını hiç sanmıyorum. Benim bir papağanım var, seneye okula yazdırmayı düşünüyoruz eşimle. O derece yani... Laf atınca cevap veriyor, ben çağırdığımda hemen geliyor. Her hareketi zekice. Saygılarımla... |
16-12-2006, 02:53 | #11 |
Ağaç Dostu
|
-Kuş- karga sohbetlerini okurken güney azerbeycanlı yazar Samet Behrengi'nin Bir hikayesini hatırladım. -ULDUZ İLE KARGALAR; ULDUZ VE KARGALAR; ULDUZUN KARGALARI gibi farklı adlarla yayınlanan hikaye bir kız çocuğu -Yıldız- ile arkadaşları sevimli kargaları anlatır. -Samet Behrengi'nin Azeri lehçesi ile yazılan hikayeleri; Türkiye Türkçesi'nin yanında bir çok yabancı dile çevrilmiş ve yayımlanmıştır. Ne yazık ki Şah dönemi İranında yasaklanan bu güzel hikayeler, halen de yasaklı devam ediyor. -Yurdumuzda farklı çevirileri bir çok yayınevi tarafından basılan hikayeleri benim cocuklara hediye edeceğim kitaplar arasında ilk tercihlerimdendir. -Samet Behrengi ve hikayeleri hakkında internette birçok kayıt var. Farklı bakış açılarından yazılmış biyografileri bazen çelişkili bigiler taşısa da; Bir özgürlük savaşçısı olduğu, yazar olarak kıymeti, ve hikayelerinin değeri, hakkında ittifak var gibi. Düzenleyen Yücel Özlem : 19-12-2006 saat 00:03 Neden: Şekil düzenlemesi |
16-12-2006, 09:03 | #12 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
16-12-2006, 09:12 | #13 |
Ağaç Dostu
|
Şu anda benimde balkonda naylon torba asılı ve rüzgarda da uçuşuyor ama hiç işe yaramadığı benim çiçeklerin kökünden sökülmesinden anlaşılıyor. **** bende bir sorun var başaramadım.. Misina fikri süper.. Ali H.ALI hocamızın açıklamasını okuduktan sonra başka yönteme gerek kalmadı. Kanadına görmediği misina çarpınca bir daha balkonuma konmak istemeyecek) Yani umarım... Saygılar Halit Bey.. |
16-12-2006, 22:46 | #14 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 29-11-2006
Şehir: Hatay
Mesajlar: 75
|
I{uşlar ve beyinleri üzerine... I{uşlar nicki ile bulunduğum bir platformda "kuş beyinli" diye hakaretlerde bulunurlardı.Oysa insan beyninin kaçta kaçını kullanıyor?kullandığımız kısmı kuşlar'ın beyniyle doğru orantılıdır desek yeridir.Ve beynini o vücut şekline göre ne kadar kullanır? Guguk Kuşu'nun yuva yıkmaktaki becerisi, Nakışçı kuşu'nun ot parçalarıyla ağzı ile düğüm atarak yuva yapması... Kartalların ucunda ölüm olan göklerdeki hakimiyetini sürdürme oyunu, peki ya okyanus kırlangıçlarının hikayesi? ve diğerleri... hepsinin kendine has bir özelliği var. Karga ile ilgili bir haberde evimin duvarındadır.haberin linkini vereyim hemen; http://www.milliyet.com.tr/2006/04/03/son/sonyas02.asp Bunların hikayesi boldur.Ve çok da anlatırım.Olmazsa olmazımdır Kuşlar! Ve son söz olarak; "Kuşlarınkinden büyük, bir beynim var, evet doğru! peki ne işe yarar? yürüyüş bir sürünme şekli! Kuşlarınki kadar beynim olaydı da, kanatlarım olaydı tek! Çünkü ne kadar çalıştırsam da beynimi, göremem uzaktaki tüm sevdiklerimi... Olsaydı eğer kanatlarım, azıcık çırpmak yeterliydi, şehir şehir dolaşarak, görmek için tüm sevdiklerimi... |
29-12-2006, 15:53 | #15 |
Ağaç Dostu
|
Misinayı uyguladım ve yaklaşık 2 haftadır bir tane bile çiçeğime birşey olmadı. Kargalar artık benim balkondan vazgeçmişe benziyorlar. Bazen göz göze geliyoruz. Sadece uzaktan bakıyorlar, balkona yaklaşmıyorlar bile. Çok teşekkür ederim yardımcı olan herkese. Beni ve çiçeklerimi 4 yıllık azaptan kurtardınız |
30-12-2006, 00:24 | #16 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 15-09-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,592
|
)))) |
01-09-2007, 23:08 | #18 |
Ağaçsever
|
Biraz uzun ama ; bende bir şiirle katılmak istedim Kuş Hatıraları Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar rüyalarımıza melekler uğrardı. Kapımızdan yoğurtçu bahçemizden ishakkuşu kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi. kışın bir sobamız olurdu sobanın yanında kedimiz kedinin önünde yün yumağı bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik. Yerli malı kullanan yurdunun üç tarafı denizlerle çevrili kuru incir üzüm fındık tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren kuru üzüm inciri satan karşılığında çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan bir toprağın fertleri... Biraz yoksul biraz mütevekkil biraz mahcup biraz kırılgan biraz naif ama hep umutlu... Özlerdik. Memleketteki halamızı ince doğranmış bir dilim pastırmayı yurttan sesler korosunu akşam komşuluklarını radyo tiyatrolarını sabah ezanını kalaycıyı bozacıyı münir nurettin şarkılarını orhan boran yarışmalarını kandil gecelerini duvarlarımızın sarmaşıklarını bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını okul önü kozhelvalarını akşam oturmalarını ve hayatı... Top oynardık ip atlar kedi kovalar taşlarla birbirimizin başını yarar mahalle savaşları çıkarır gece olunca da tutar babalamızın elinden yazlık sinemaya gider Sadri Alışık Vahi Öz Belgin Doruk Cüneyt Arkın seyreder Olimpos gazozlar içer güler eğlenir bağırır çağırır dönerken yıldızları sayardık. Sıkı çocuklardık. Hepimizin birer yıldızı vardı onlara isim takardık onlar da bize isim takardı pus ve dumandan önce bu şehrin geceleri gözkırpan ve isimler takılan yıldızları vardı. Benim yıldızıma Mehlika adını vermiştik biz kimseden yana değildik. Kimsenin de kendinden yana olmasını istediği birileri olmazdı. Bir değirmendeydik öğütülen öğütülürken türküler söyleyen buğday başaklarına benziyorduk. Ben çorbalardan tarhanayı yemeklerden kurufasulyayı sigaralardan harmanı belki bunun için çok sevdim. Yollar bozuk musluklar bozuk ziller bozuk paralar bozuk ama adamlar sağlamdı. Bu şehrin yıldızları vardı. Saçlarına kurdelalar takan çivitle yıkanmış beyaz çoraplarına leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan gözleri önlerinde yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde küçük çocukları vardı bu şehrin bu şehrin yıldızları vardı. Ben Fenerbahçeyi amcam Vefayı tutardı. Konya tahıl ambarı Mersin muz cennetiydi. Taksim'den Fatih'e troleybus kalkar Şişhane'de mutlak raydan çıkardı. Vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı. Muammer Karaca adına bir tiyatro binası yoktu bizzat kendisi vardı. Başımız ağrırdı komşumuz vardı gönlümüz daralırdı komşumuz vardı Çorbamızı umutlarımızı memleket kadar kalbimizi paylaştığımız komşularımız vardı. Geceleri bekçimiz gündüzleri sütçümüz bizim kadar zayıf da olsa nohuta makarnaya alışmış da olsa Sarman adında bir kedimiz ceperimizde kırık misketlerimiz çamur bulaşığı ellerimiz ve gülümseyen bir yüzümüz göstermekten utanmayacağımız bir içimiz bir araya gelerek çektirebileceğimiz bir aile fotağrafımız vardı. Bir sabah bütün iyi şeylerin Ayvansaray iskelesinden hayal ülkesine doğru demir alan bir şirket-i hayriyye vapuru gibi aramızdan ayrıldığını gördük. Sonra Ayvansaray'ın suları çekildiğini yazdı gazeteler Süheyla hanımın Raci beyin Melahat mehveş ablanın Niko'nun Ercüment efendinin çekildiğini ise yazmadılar nedense Ama yok ama yoklar. Ne harman sigarası kaldı geriye ne olimpos gazozu ne Sadri alışık. Kalan bir tortuydu belki. Belki kırık bir rüya denizi belki suya düşürdüğümüz suretimizin cep aynamıza nüktedan bir yansımasıydı herşey. Herşey Maltepe sigarasının her arandığında her bakkalda bulunabilmesi ile büyüsünü kaybetmişti belki de. belki de biz bir rüya mı görmüştük? Hadi hepsi yalandı. Hadi hepsi hayaldi. Hadi hepsini ben uydurmuştum Ama rüyalarımızın melekleri ve sofralarımızın daim konukları kuşlar? Ya onlar? Onları siz de görmediniz mi? Sizin de sofranıza konup rüyalarınıza uğramadılar mı? Onlar da mı yalandı? İbrahim Sadri | |
03-09-2007, 21:33 | #20 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-03-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 275
|
Gerçekten okurken etkilenmemek elde değil elinize yüreğinize sağlık Ortanca. |
08-10-2009, 22:12 | #21 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 08-10-2009
Şehir: denizli
Mesajlar: 11
|
çok güzel gerçekten |
10-10-2009, 11:26 | #22 |
Ağaç Dostu
|
Bu sabah sardunya saksısında kuşlardan gelmiş bir hediye buldum Geçen yıl da ağ yokken benim balkondaki cevizlerimi çalıp götürmüşlerdi. Şimdi nereden bulmuşlarsa saksıya bir ceviz gömmüşler. Hani saksılara yavru yapanlarını çok gördüm ama köpeğin kemiğini gömmesi gibi bir kuşun da cevizini böyle sakladığını bir daha göremem sanırım. Şimdi bunu yapan kuşa, kuş beyinli denebilir mi yani? |
10-10-2009, 16:08 | #24 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-02-2009
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 538
|
Cevizlere genelde kargalar musallat oluyor. Bundan 3-4 yıl evvel, komşumuz kurutmak için çatıya serdiği cevizleri karganın biri teker teker götürüp bizim evin çatısındaki kiremitlerin boşluklarına bırakıp, üstüne üstlük üzerine bir dal parçası sıkıştırıp saklaması hakikaten görülmeye değerdi. O günden sonra '' aptal karga '' sözcüğü bana saçma geliyor... |
12-10-2009, 09:14 | #26 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-04-2008
Şehir: Sakarya
Mesajlar: 837
|
Şiir bir sayfa bile tutmuyor ama okurken koca bir hayatı yaşamış gibi oldum. Paylaştığınız için çok teşekkürler sevgili Ortanca |
12-10-2009, 10:14 | #27 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 229
|
EE şimdi ne diycez bu kelime günlik dile oturmuştu, kargaya misina olayı güzel,şiir için ve bilgiler için de teşekkürler. |
14-10-2009, 00:13 | #28 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Birde söylemek isterim deniz yıldızının beyni yokmuş. |
|
30-10-2009, 21:16 | #29 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2008
Şehir: Antalya
Mesajlar: 394
|
Kuş beyinlii tamam yer edinmiş bir laf, kasaba gittiğimizde 1 kg kuş başı et verin diyoruz ) |
17-11-2009, 21:10 | #30 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 25-07-2009
Şehir: Adana
Mesajlar: 173
|
Bir güvercin 2 yıla kadar evini 4 yıla kadar sahibini unutmuyor arkadaşlar. Hayvanlar da ALLAHIN bir lutfudur insanlara unutmayın.Nuh tufanını ve Sevgili Peygamberimizin mağarada kurtuluş kıssasını okursanız eminim anlarsınız.-Tabi çoğu kişi biliyordur.- |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|