''Engelli Merkezi'' adını taşıyan bir yerde, sokak köpekleri olmalı mı?
 

insanların hayvan sevgisini "köpek ve kedi" üzerinden, belirleyip, diğer insanları da bu kaidelerle nitelendiren zihne sahip olanların, şu aşağıdaki linkte yazılanlarını biraz okumalarını istiyorum.
İzmir inciraltında bir kent ormanı varmış. barınaklara kapanmasını istemeyen insanlar, köpeklerin oraya gitmesini uygun görmüş. İşin ironik tarafı; orası, engelliler için ayrılan rehabilete ve eğitim merkeziymiş. Belediye orayı engelli arkadaşlarımızın ev dışında vakit geçirmesi ve içinde bulunan kafeteryasında, şehir ve trafiğin engelleri için zor olduğundan o alanda yürüyüş yapabileceklerini ve kafeteryasında uygun fiyata çay vs. yiyip içebileceklerini düşünmüşler.
ama gelin görünki, hayvanseverler köpekleri zamanla oraya alıştırıp, oradaki görevliden beslemesini istemişler. sayıları her geçen gün artmış.
görme engelliler önceden rahatça burada dolaşırken, zamanla korkudan dolaşamaz hale gelmişler. bedensel engellilerde otobüs saatinde, köpeklerin otobüsü görür görmez kapıya gelmesinden tedirgin olmaya başlamışlar.
sonuç; rehabilite merkezinin eğitim bölümünü kaldırmışlar, merkeze taşımışlar.
ama hayvanseverler, oradaki durumu başka bir gözle basına ve kamuoyuna aktarmakta çok başarılılar.
ŞU LİNKTE YAZANLARDAN SONRA, ARTIK HİÇ BİR ŞEKİLDE O KÖPEK VE KEDİ SAVUNUCULARINI ZERRE DİNLEMEYECEĞİM. ENGELLİNİN YAŞAM ALANINI ZAPTEDİP, ONLARI ORAYA GELEMEZ HALE GETİRENLERLE DE TARTIŞMAYACAĞIM. İNSAN OLAN, GÖRME ENGELLİ BİRİNİN YAŞAM HAKKINA SAYGI DUYAR.
''Engelli Merkezi'' adını taşıyan bir yerde, sokak köpekleri olmalı mı, olmamalı mı?

Sayın "Odeh"in yaşam ve insana bakışı, şu ülkenin tek kurtuluşudur.
Ben ve benim gibi insanlar, hayvan denilince oturduğu yerden gördükleri tek şey olan köpek olmadığını biliyorlar.
Toprağa dayalı yaşayan insanların çocuğuyum. Bu köpek ve kedi sever arkadaşlardan farklı olarak, ormanlarda tilki ve çakal görmüşlüğüm bile vardır. Ama hiç birisi bu kadar sırtı pek değil. Gördüğü insanın poşetinden, ya da etinden et koparmaya çalışmaz.
Tarımla içiçe yaşayan nesillerin çocuklarını "dindar olduğu için köpek sevmiyor, köylü, geri kafalı" falan diyenleri de çokça görünce gülmek gelse de içimden, bu cehaleti açıklayacak bir şey bulamıyorum.
tarıma ve hayvancılığa dayalı ekonomizi zora sokan mikrop, parazitleri taşıyarak, habire ilaçlamaya zorunlu hale getirmeleri bile tek başına yeterli.
''Engelli Merkezi'' adını taşıyan bir yerde, sokak köpekleri olmalı mı, olmamalı mı?

Sokak köpegi sokakta olmalı ne işi var engelli parkında diye sormalıyız insanlık bu kadarmı düştü bu kadarmı aciziz ?
İster hoca olsun ister ateist hayvanı sevebilirde sevmeye bilirde bu tamamen duyguyla alakalı hayvan sevmenin inancla ne alakası var anlayamadım .
Düşkün kim ne olursa olsun merhamet duymalıyız bu icimizden gelmeli gelmiyorsa bencinligin dik alasıyızdır .
Ac kalan canlı ayakta kalabilmek icin önce karnını doyurmayı düşünür torbaya saldıran **** bir parcamızı koparacak kadar gözü dönmüş bir köpege ben kızamam sadece acırım ve utanırım kendimden bir lokma ekmek verecek durumum yokmu .
ısraftan bahsederiz ısrafın günah oldugundan ama cöplere attıgımız onca yemegi görmeyiz .
Sokakta olmuyor barınakta olmuyor engelli parkında **** bir ormanda ( katılıyorum olmamalı) olmuyor ee napalım hepsini öldürelim .
Cözüm gercekten merhametli ve vicdan sahibi bir nesilden geciyor .
Ben kendi adıma bu yazılardan da ve fakirlik düzeyinde yaşıyan tüm toplumlardan utanıyorum .

Flores
 

İcimizden kac kişi bu gün bir engelliye yardım ettti ?.
İcimizden kac kişi bir fakire yardım etti ?
İcimizden kac kişi bu gün bir sokak köpegine kedilere yemek verdi ?
İcimizden kac kişi dünyada olan biten felaketler yüzünden rahat bir hayat sürdügü icin kendinden utandı ?
ASLINDA ÖNCE KENDİMİZE BAKMALIYIZ YANILIYORMUYUM ?

Konu başlığı ne?
''Engelli Merkezi'' adını taşıyan bir yerde, sokak köpekleri olmalı mı?

Buna uygun olmayan mesajlar kaldırılmıştır.

http://www.engelliler.biz/forum/dige...mamali-mi.html

Kesinlikle, eğitim almamış hiç bir hayvanın orada işi yok.
Derhal hayvanlar toplatılmalı ve alan dezenfekte edilmeden oraya çocuk alınmamalı.
Ben hayvan sevmenin sarılarak , öperek ve mıncıklayarak olmadığı kanaatindeyim.
İnsanların, özelde çocukların hayvan fobileri olabilir. Bu korkular belki zamanla aşılabilir, o güne dek uzak kalmak gerekir.
Hele ki zihinsel engelli veya otistik çocuklarımız...
Sorumluluklarımızı bilelim, her çocuk bize Allah'ın emanetidir.

Evet, haklısınız. Başıboş köpekler o bölgeden derhal uzaklaştırılmalıdır.

Peki, bedensel ve zihinsel engelli bireylere zarar veren insan görünümlü varlıkları, çevrelerinden nasıl uzaklaştırmayı düşünüyorsunuz?

SORUN: Başıboş sokak köpekleri.
ÇÖZÜM: Çağdaş, tüm ihtiyaçları giderilmiş köpek barınakları.

Emin olun, köpekçe yaşamaya başladıklarında bizleri hiiiç umursamaz ve rahatsız etmezler.

./..

Belki ilginizi çekebilir…..

Kaynak:Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği

HAYVANLARLA REHABİLİTE ÜZERİNE

Türkiye'de ilk kez spastik çocuklar için köpek eğitimi başlatıldı."Royal Dog" adlı kulübün "dört ayaklı doktorları" engelli miniklerle 24 saat bizzat ilgileniyor. Dünya genelinde yaygın olarak kullanılan spastik çocuklar için köpekli tedavi yöntemi Türkiye'ye de geldi. Engelli minikleri topluma kazandıran uygulama, bir köpek kulübünün öncülüğünde başlatıldı. "Royal Dog" adlı kulüp, farklı cinslerden köpekleri bir hastabakıcı gibi eğitip, spastik çocukların hizmetine sunuyor. Köpek yıllarca çocuğun yanından ayrılmıyor, yardımcısı ve arkadaşı oluyor. Royal Dog'ın Türkiye'deki pek çok engelli çocuğa umut olacağını belirten eğitmen Güngör Çilli, yöntemin Türkiye'de yaygınlaşmasıyla birlikte sadece çocukların değil, ailelerin de huzura kavuşacağını söyledi.

Avrupa'da köpek yetiştiriciliği alanında eğitim gören Çilli, "Türkiye'de engelli çocuklar için hizmet veren kuruluş sayısı çok az. Engellilere özel okullar bile yeni yeni açılıyor. Eminiz ki köpekli tedaviye ihtiyaç duyacak pek çok aile vardır. Bir doktor arkadaşımın ısrarıyla açtığımız bu kulüp minik hastalarımıza gülmeyi öğretecek" dedi. Çilli en ilgili ailenin bile özürlü çocuğuyla 24 saat boyunca ilgilenemeyeceğini, köpeğin bir çocuğun ruh halini anlayarak ona yardımcı olabileceğini de sözlerine ekledi. KÜÇÜK EVE KÜÇÜK KÖPEK Engelli çocuklar için "Golden Retreiver", "Labrador" ve "Alman çoban köpeği" cinslerinin tercih edilmesinin, uyum açısından daha verimli olacağını belirten Çilli, "Bu köpekler yaklaşık 15 yıl boyunca hizmet verebilir.

Hiç konuşmadan belli hareketlerle veya hissederek çeşitli görevleri yerine getirebilirler. Dünyadan soyutlandığını hisseden çocuklar bu sayede iyileşebilir. Yürüyemeyen çocuklar için tekerlekli sandalye ne ise, spastik çocuklar için de bir köpek en az aynı şeydir" diye konuştu. Cins bir köpeğin 750 ile 1000 dolar arasında alınabileceğini belirten Çilli şöyle devam etti:"Köpekleri bir yaşından itibaren eğitiyoruz, birkaç ay içinde de çocuğa alıştırıyoruz. Köpekli yaşam bahçeli evi olanlar için kolay oluyor. Bu ailelere Alman çoban cinsini tavsiye ediyoruz. Dar gelirli ve evi müsait olmayan ailelere ise küçük ama zeki cinsleri öneriyoruz. Ayrıca cinsi ne olursa olsun tüm köpeklerimizi saldırgan olmamaları ve havlayarak çevreyi rahatsız etmemeleri için ayrı bir eğitime tabi tutuyoruz. Böylelikle şikayet gelmiyor."

Güngör Çilli bu yöntemin Türkiye'de uygulaması zor bir yöntem olduğunu da söylemeden geçemedi: "Türkiye'de ne yazık ki yanlış bir zihniyet var. Bir köpekten ya canavar olması veya yabancı olan herkese saldırması bekleniyor. Umuyoruz ki bu tabuyu spastik çocukların sevimli dostları yıkacak."

HASTABAKICI ADAYLARI EĞİTİMDE:Hastabakıcı köpekler genellikle Alman çoban, labrador cinslerinden seçiliyor. Çünkü bu cinslerin eğitimleri daha kolay; bir çocuğa sınırsız sevgi ve ilgi gösterebiliyorlar. Ayrıca en küçük bir hareketi bile emir kabul ediyorlar. Hatta çocuğun sezgilerine göre bile davranabiliyorlar.

Sokak köpekleri, görmeyenlere rehberlik etmek için eğitilecek:

Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği ile Altı Nokta Körler Derneği, sokak köpeklerini görme özürlülere yardımcı olmak üzere eğitecekler. Proje Türkiye''deki tüm görme özürlülere rehber köpek sağlarken, sokaklardaki sahipsiz köpekleri de yuva sahibi yapmayı amaçlıyor. Uzun zamandır çözüm aranan birbirinden bağımsız iki ayrı sorun sivil toplum örgütlerinin çalışmasıyla çözülecek. Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği ile Altı Nokta Körler Derneği arasında imzalanan anlaşmaya göre, sokak köpekleri ''rehber köpek'' eğitiminden geçirilerek görme engelli kişilere verilecek. Proje için kollarını sıvayan Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği Başkanı Fatma Balkanlı geniş kapsamlı bir kampanyayla projeyi duyuracaklarını belirterek, şunları söyledi.: ‘‘Proje için ilk etapta vatandaşları rehber köpekler konusunda bilgilendirmek amacıyla reklam ve halkla ilişkiler çalışmaları yapacağız. Buna paralel olarak televizyon, gazete ve dergilerde konuyu anlatacağız. Projenin mimarlarından Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği üyesi Ayfer Uzunoğlu da tüm tanıtım kampanyalarının ücretsiz olarak MS reklam adına Bülent Fidan tarafından yapıldığını, projenin öncelikli olarak sponsor desteğine ihtiyacı bulunduğunu belirtti: ‘‘Tanıtım kampanyasında Rehber Köpek Projesi''nin dünyadaki örnekleri, ülkemizde neler yapılacağı, nasıl isleyeceği anlatılacak. Sponsor desteği ve bağışlarla proje yürüyecek. Köpekleri özel merkezlerde beş ayda eğitip isteyen görme engelliye teslim edeceğiz. Bu merkez için gerekirse Almanya''dan bu konunun uzmanı eğitmenler getirtilecek. ’’ Iki derneğin projesi planlandığı gibi gerçekleşirse sokak köpeklerini eğitecek merkezlerin bu yıl içinde kurulması ve ilk rehber köpeklerin önümüzdeki yildan itibaren görme özürlülere teslim edilmesi bekleniyor. 7 aylık eğitim gerekiyor Dr. Tamer Dodurka (I.Ü Veterinerlik Fakültesi) Görme engellilere rehberlik yapacak köpeklerin iki aylıkken seçilmesi ve eğitime başlanması gerekir. Sakin mizacı, eğitilebilme özelliği yüksek ve zeki köpekler tercih nedenidir. Köpek çok iri ya da küçük olmamalı. Alman Çoban, Labrador, Golden Retrıever ya da bu son iki irkin melezleri en uygun ırklardır. Bu özellikleri taşıdığı takdirde tüm köpekler rehber olabilir. Rehber köpekler insanlara, kedi dahil diğer hayvanlara, çocuklara, farklı kokulara, ses ve gürültülere, trafiğe, otomobil, tren, metroyla yolculuğa sosyalleşme döneminde alıştırılır. Üç aylıkken bu eğitim tamamlanır. 11-12 aylıkken beş ay sürecek esas eğitim baslar. Köpek her ortamda sahibinin komutlarına itaat etmeyi, engeller önünde durmayı ve yavaşlamayı, kalabalık ortamlarda yapması gereken davranışları, karsıdan karsıya geçmeyi öğrenir.

Cahit AKYOL
Hürriyet Gazetesi 25/03/2003

Teşekkürler sayın omar.
Eğitim almış, aşılı ve sağlıklı köpeklere kimsenin bir sözü yok.
Ancak sokak köpek ve kedilerin taşıdığı sayısını bilmediğimiz mikrobik ve paraziter hastalıkları düşünürsek engelli veya engelsiz tüm çocuklar için tehlike arz ediyorlar.
Tersini savunan herkes hakkında olumlu yorum yapamıyacağım.
"İnsanlar zarar veriyor, ne olacak hayvanlar da versin" diyemeyiz.


Çocuk Hakları Sözleşmesi

Kusura bakabilirsiniz, benim için çocukların bedensel, ruhsal sağlığı sokak hayvanları ile kıyaslanamayacak kadar değerli.

Celişkili bir yazı ve konu.
Egitilebilmesi icin 2 aylık olucak buda demek oluyorki cins köpekler üretilecek hangi cinsler Alman Çoban, Labrador, Golden Retrıever . bunun sokaktaki köpekle ne alakası var ?
Parka atılan köpeklerle ne gibi bir bag kurdunuz .
Siz hic zeytin burnu hayvan barınagına gittinizmi ? hadi onu gecelim .
siz ömrü hayatınızda cocuk esirgeme kurumuna gittinizmi?
yaşlılar yurdu darülacazeye ?
Atılmış istenmemiş ne cok can var hayatta :(

"İnsanlar zarar veriyor, ne olacak hayvanlar da versin" diyemeyiz.
diyemeyiz amma cıkar peşinde sacma sapan yazılarada cok güzel demeden önce biraz düşüne biliriz ..

Çocuk yuvalarında da atılmış sıcak bir gülümsemeye hasret canlar var...
Hayırlı geceler.

Geçen gün seyrettiğim Trt de yayınlanan ödüllü bir belgeselde, İzmir'de hiç engelli tuvaleti olmadığını söylediler. Bilgisi olan var mı?

Annem dizlerinden rahatsız ve kayınpederim ileri derece Alzaimer hastası, başa gelince insan daha iyi anlıyor ki engellilerin şehirlerdeki engelleri aşmaları imkansız...

Annemle motora veya vapura bindiğimizde iskeleye aralık veya yüksekte yanaştıklarını fark ettim. ( daha önce dikkkat etmemişim) Pusette çocuk taşıyan bir annenin de, yaşlı insanların da, sakatların da inip binmeleri o kadar zor ki... Allahtan halen yardımseverler var da el veriyorlar... Ama neden başkalarına muhtaç olsunlar ki herkes özgürce gezebilmeli güzel şehrin sokaklarında...

Kayınpeder ise ayaklarını sürüyerek yürüyor, bu vesileyle anladım ki kaldırımlar O ve O'nun gibiler için aşılamayacak kadar çooook yüksek...

Belgeselde engellilerin tatile çıktıklarında karşılaştıkları engeller konu ediliyordu. Bir banyoya monte edilecek 2-3 TL lik tutunma aparıtının Onlar için öneminden, Lambayı baş ucundaki düğmeden kapatabilmenin gerekliliğinden bahsediliyordu. Aslında çok basit ama sağlıklıların aklına gelmediği için (kötü oldukları için değil) yapmadıkları uygulamalar....

Devamlı bu işlerle ilgilenen, denetleyen, yaptırım gücü olan, gerektiğinde ceza kesen bir kurum gerek...

Konu başlığının cevabı ise "tabii ki olmamalı..."

Engellileri bu derece önemseyen ince düşünceli kişilerin üslupları nasıl böyle olabilir?.... Sevgi dolu olmaları ve sorunu öyle çözmeleri gerekirken nasıl bu kadar öfke dolu ve hiddetli yazılar yazabilmişler?...

Size kuşları seviyorsunuz diye kuşlara tapınan adam mı denilmeli?...

Hepsini birden (kedi, köpek, kuş, kirpi, kaplumbağa, keçi, inek vb...) sevmemize engel mi var?