agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Hayvanlar > Evcil Hayvanlar > Köpekler
(https)




Beğeni Düzeni13Beğeniler
  • 5 Gönderen agozce
  • 3 Gönderen Güzin Çakar
  • 3 Gönderen Sûz-i Dilârâ
  • 1 Gönderen agozce
  • 1 Gönderen Sûz-i Dilârâ

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 21-03-2012, 01:40   #1
Ağaç Dostu
 
agozce's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,044
Galeri: 4
Hayvan Koruma Kanunu Uygulaması İçin Bakanlığa Dilekçe Gönderilmesi

Yasa çıktı ama hala kimsenin umurunda değil. Lütfen bu yasayı uygulamak zorunda olanlara baskı yapalım.

Dilekçe örneği aşağıdadır. Bir ail de siz gönderin.


Can dostumuz olan hayvanların korunmasına yönelik girişimler maalesef ki yeterli seviyede değildir. Bu nedenle, duyarlı olan herkes dilekçe yazmaya davet edilmektedir.


Aşağıda örneği verilen dilekçeyi, kopyala yapıştır yöntemiyle ekledikten sonra ADINIZI VE TC. KİMLİK NUMARANIZI lütfen aşağıdaki adreslere gönderiniz. Ad ve kimlik no yazılmayan dilekçeler kabul olmamaktadır. Bilgilerinize arz ederim.



İÇ İŞLERİ BAKANLIK MAKAMINA
ANKARA


24.06.2004 tarihinde kabul edilen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na rağmen yurdumuzun dört bir yanından hayvan katliamlarının günümüzde de süregeldiği basına yansıyan haberlerden anlaşılmaktadır.

Bizler hayvan hakları savunucuları olarak yaşanan olaylar karşısında yerel yöneticiler ile mülki idare amirlerine durumu bildirdiğimizde, çoğu zaman akıl almaz ithamlara ve yakışıksız tepkilere maruz kalıyoruz. Bir yasa yürürlüğe girdiğinde, yasaya bütün vatandaşlar gibi yerel yöneticiler ve mülki idare amirleri de uymak ve yasayı uygulamak zorundadır.

Adı geçen kanunun 4. maddesinde ‘’Hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkeler şunlardır:


a) Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir.


b) Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.


c) Hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muamelelerden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır.


d) Hiçbir maddî kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insanî ve vicdanî sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması esastır.


e) Nesli yok olma tehlikesi altında bulunan tür ve bunların yaşama ortamlarının korunması esastır.


f) Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır.


g) Hayvanların korunması ve rahat yaşamalarının sağlanmasında; insanlarla diğer hayvanların hijyen, sağlık ve güvenlikleri de dikkate alınmalıdır.


h) Hayvanların türüne özgü şartlarda bakılması, beslenmesi, barındırılma ve taşınması esastır.


ı) Hayvanları taşıyan ve taşıtanlar onları türüne ve özelliğine uygun ortam ve şartlarda taşımalı, taşıma sırasında beslemeli ve bakımını yapmalıdırlar.


j) Yerel yönetimlerin, gönüllü kuruluşlarla işbirliği içerisinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri ve hastaneler kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlamaları ve eğitim çalışmaları yapmaları esastır.


k) Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpeklerin sahiplerince kısırlaştırılması esastır. Bununla birlikte, söz konusu hayvanlarını yavrulatmak isteyenler, doğacak yavruları belediyece kayıt altına aldırarak bakmakla ve/veya dağıtımını yapmakla yükümlüdür.’’ Hükümleri yer almasına rağmen, günümüzde hala bir çok belediyenin bir hayvan bakımevine sahip olmadığı, bakım evi kurulan bir çok il ve ilçede hayvanların bakımlarının yeterince sağlanmadığı, mevsimsel değişimlere göre barınak koşullarında iyileştirme yapılmadığı ve yazın sıcaktan su kaybederek, kışın soğuktan donarak öldükleri, hastalandıklarında yeterli tıbbi bakım yapılmadığı bilinmektedir.


Yine 4. maddenin (f) bendinde yer alan hükme rağmen, ülkemizde özgürlükleri gasp edilen vahşi doğaya ait hayvanların gösterilerine izin verilmekte, hemen her geçen gün başta İstanbul olmak üzere çeşitli turistlik bölgelerde yunus parkları açılmaktadır. Gerekli izinler alınmadan bu tür faaliyetlerde bulunulması mümkün değilken, kanunun bu hükmüne rağmen hangi yasaya göre izin verilmektedir bu faaliyetlere?


İlgili yasa ve yönetmeliklere göre gerekli denetimlerin bakanlığınızca yapılması, kanuna aykırı hareket eden yerel yöneticiler ile mülki idare amirlerine gerekli yasal işlemin yapılması hususunu;
Arz ederim.

İsim ve Soyisim
TC Kimlik No: ....................

EK:
1) HAYVANLARI KORUMA KANUNU
2) Bolu Köpek Barınağı'ndaki hayvanlar donarak öldü - Yaşam - T24
3) Sokak Hayvanları: Sinop'ta Vahşet!
4) İstanbul Dolphinarium Yunus Gösteri Merkezi
5) Marmaris Yunus Park - Yunuslarla Yzme - Marmaris'te Yunus Terapisi
6) http://www.susirki.com/
7)3 milyar dolarlık sirk İstanbul'da / Eğlence / Radikal İnternet
8) Paris Sirki biletleri. Resmi Biletix Sitesi.
9 ) Kastamonu'nda Katliam; nce ple Attlar Sonra Vurarak ldrdler! - Hayvansever Gazetesi
10) Eirdir'de Belediyeye 'Barnakta A Braklan Kpekler ld' Tepkisi



(Yukarıdakilerin hepsini kopyalayıp mailinize yapıştırınız ve aşağıdaki adreslere gönderiniz)


GÖNDERİLECEK ADRESLER:


Müsteşarlık Makamı - mustesarlik@icisleri.gov.tr
Genel Sekreterlik - gsekreter@icisleri.gov.tr
Özel Kalem Müdürlüğü - ozelkalem@icisleri.gov.tr
İller İdaresi Gn. Md. - illeridaresi@icisleri.gov.tr
Mahalli İdareler Gn. Md. - mahalli@mahalli-idareler.gov.tr
Mahalli İdareler Kontrolörler Başkanlığı - kontrolorler@icisleri.gov.tr
Dernekler Dairesi Başkanlığı - dernekler@icisleri.gov.tr
Teftiş Kurulu Başkanlığı - teftis@icisleri.gov.tr
Strateji Geliştirme Başkanlığı - sgb@icisleri.gov.tr
Hukuk Müşavirliği - hukuk@icisleri.gov.tr
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği - basin@icisleri.gov.tr
İç Denetim Birimi Başkanlığı - icdenetim@icisleri.gov.tr

agozce Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-03-2012, 01:51   #2
Ağaç Dostu
 
agozce's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,044
Galeri: 4
Lütfen bu sirklere, yunus gösteri merkezlerine hatta hayvanat bahçelerine kimse gitmesin. Onların yeri sirkler değil doğal ortamlarıdır.

Bu hayvanların nasıl işkence ile eğitildiğini, küçücük kafeslerde ne kadar kötü koşullarda yaşadıklarını hepimiz biliyoruz.

Birileri eğlenecek diye, onlara işkece etmek, kafeslere kapatmak ne kadar insanca. (ya da tam insana göre..( )

Hele çocuklarınızı asla götürmeyin.Küçücük yaşta, hayvanlara her istediğini yaptırabileceğin gibi bir bilinç geliştirmesinler. Tv. de belgesellerden onları doğal ortamlarında izlesinler....

(Facebook la gelen birmesaj)

Name:  kkk.jpg
Views: 2963
Size:  11.2 KB


''SAKLANMAK; ÇARESİZLİĞİN VE YAŞAMA İSTEĞİNİN KESİŞTİĞİ TEK NOKTADIR.
DÜNYADA KORKUYLA SAKLANAN HERHANGİ BİR CANLIDAN DAHA İÇ ACITACAK BİR ŞEY YOKTUR!
SALDIRMAK YERİNE SAKLANAN HAYVANA SALDIRMAK KALLEŞLİKTİR!''
''
Daha nereye saklanayım senin şerrinden kurtulmak için?
Aklımın erdiği, bilebildiğim her şeyi yapıyorum acıdan ve ölümden kurtulmak için; ama sen yine de yakalıyorsun beni.
Hiç şansım yok ki senin zulmünün karşısında!
Benim kaçıp saklanırken hissettiğim çaresizliğimi, korkumu sen de hissedebiliyor musun?
Yüreğin nerede senin? İnsanlığın nerede?''
_

agozce Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-03-2012, 07:03   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 12-02-2011
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 621
Gönderelim sevgili agozce...
Bilgisayardan hiç anlamadığım için, uğraşa uğraşa 2 saat sürse de gönderiyorum. Bilenlerin 5 dakikasını almaz herhalde. Beraber yaşadığımız canlılar için ayıracağımız bu kadarcık sürenin, İnşallah olumlu sonuçlarını da görürüz.

Güzin Çakar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-03-2012, 18:21   #4
Ağaç Dostu
 
Sûz-i Dilârâ's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-10-2007
Şehir: Tarsus
Mesajlar: 3,042
Galeri: 3
Ben bu dilekçeden de gönderdim. Bakalım yapılacak ne varsa yaparız. Çünkü talep olmayınca arzu edilen şey de olmaz. Biz talep edelim ki onlar da bunun da isteyeni varmış deyip ilgilensinler. Damlaya damlaya su taşı deler.

Sûz-i Dilârâ Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-06-2012, 19:51   #5
Ağaç Dostu
 
agozce's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,044
Galeri: 4
ÇOK ACİL...


Merhaba Arkadaşlar,

Yasa konusunda gercekten zamanimiz daraldi. Bugun, aldığımız bir habere göre, Veysel Eroglu'na, Tayyip Erdogan'in yanindayken, yasa teklifleri ve hukûmetin tasarisi hakkinda bir hayvan hakları savunucusu endiselerini iletmis. Onlar da "bu is artik bizden cikti, bu yasa gececek" demis.

Durum gercekten vahim, ne evde ne sokakta hayvan yasatilmasina izin vermeyecekler. O yuzden faaliyet alanina bakmadan Tüm Demokratik Örgütlerin ve STK'ların ortak deklarasyona imzaci olmalarini istiyoruz, Çok kritik bir süreç, lütfen katılım gösterelim.

Aşağıdaki çağrı imzalarınızı bekliyor arkadaşlar.

Lütfen STK ve oluşumlar yeryuzuneozgurluk@gmail.com adresine isimlerini yazdırabilir mi?

Metin asagida...


5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin

ORTAK DEKLARASYON

5199 sayı ile 2004 yılında yürürlüğe giren Hayvanları Koruma Kanunu ile ilgili olarak, gerek basında gerekse hükûmet kaynaklarında birçok haber çıkmış, Kanunun hayvan hakları kuruluşlarını tatmin edecek şekilde düzenleneceği, hayvanların kapsamlı bir şekilde korunacağı ve zaten sahip olunan hakların geliştirilip gözetileceği kamuoyuna duyurulmuştur.


Şu anda TBMM Çevre Komisyonu’nda bekletilen iki adet kanun teklifi olmakla birlikte, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca hazırlanmış başka bir değişiklik tasarısının da Başbakanlığa gönderildiğini ve görüşüldüğünü öğrenmiş bulunmaktayız. Meclis ihtisas komisyonlarında bekleyen tekliflerden 2 / 366 sayı numaralı olan düzenleme, bugüne kadar yürürlüğe sokulan ve görüşülmek üzere bekleyen diğer teklif ve tasarılar gibi, hayvanları korumaktan, yaşam haklarını gözetmekten son derece uzak, ülkeye özgü koşullar umursanmadan ve göz ardı edilerek, pek çok hayvan ırkını toptan yok edecek felaketlerin önünü açmak maksadı ile hazırlanmıştır.

Söz konusu teklifle, hayvanların ne şekilde öldürüleceği hükme bağlanmakta, hayvanların korunması ve yaşatılması değil, hayvanlar için asgarî "lüks" standartlarından oluşan “hayvan refahı” düşüncesi şart koşularak, 5199 sayılı Kanunun maddeleri değiştirilmek istenmektedir.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca hazırlanarak Başbakanlığa sunulan “HAYVANLARI KORUMA KANUNUNDA VE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI” da diğer kanun tekliflerinde olduğu gibi beraberinde birçok hak ihlalini getirecektir:


Şöyle ki;

1- Evlerde kaç hayvan bulundurulacağı; “tehlikeli ırk” adıyla hayvanların yaftalanması; hayvanlardan kaynaklanabilecek sorunlara dair tedbirlerin (öldürme, toplu imha, izolasyon vs.) diğer bakanlıklarla birlikte belirlenerek yönetmeliklerin çıkartılması,

2- Hayvanların imhasına olanak sağlayan 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ile 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun yeni tasarıda da yer alması,


3- Deneylerde kullanılacak denek hayvanların etik kontrolden uzaklaştırılması, bu konuda mümkün olduğunda denetimlerin keyfiyete bağlanması,


4- Kanun tekliflerinin ve tasarının içeriği incelendiğinde, amacın hayvanları korumak ve hakları gözetmek değil, hayvanları bertaraf etmek olduğunu kanıtlanmaktadır.


Biz, aşağıda imzası bulunan STK ve oluşumlar,

-Hem TBMM komisyonlarında bekletilen yasa tekliflerini hem de Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca hazırlanarak Başbakanlığa gönderilen yasa tasarısını, aşağıdaki nedenlerle desteklemediğimizi, tüm bu felaket tasarılarına karşı çıktığımızı ve tekliflerin bu hali ile yasalaşması halinde, uluslararası resmî teşkilatlarca (Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Hayvan Sağlığı Teşkilatı vb.) uygulatılmak ve bizzat devletçe de uygulanmak istenen “hayvanlardan arınma” politikasının teşhiri için gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında her türlü propaganda aracını kullanacağımızı kamuoyuna ve ilgili makamlara duyururuz.

- Amacı ve adı “HAYVAN KORUMA” olan bir yasada hayvanların sorun olarak görülmesi, her canlının şahsına özgün fizikî ve karakter özellikleri, yetiştirilişi ve geçmişi, yaşadıkları incelenmeden, “tehlikeli” sıfatıyla yaftalanması asla kabul edilemez; basit, insanî mazeretlerle hayvanların öldürülmesi ve nasıl bertaraf edilecekleri de adı koruma olan bir kanunun ESASINI OLUŞTURAMAZ. Bu nedenle değiştirilmek istenen 5199 sayılı yasa, 5996 ve 1593 sayılı kanunlardan ayrı bir şekilde ele alınmalı ve bu kanunlar da 5199 sayılı yasaya göre güncellenmeli, bu yasaların içinde yer alan imha maddeleri derhal kaldırılmalıdır.

- İnsanî bir seçenek, çözüm olarak sunulan, “uyutma” diye bilinen, solunumu durdurucu iğne ile öldürme yöntemi, bir hak değil, aksine yaşam hakkının sonlandırılmasıdır. Bu nedenle, hayvanların refahını sağlama adı altında yürürlüğe girecek herhangi bir yasanın içinde de bu maddeye yer verilemez. Bu hakkı, hiçbir kurum, kişi ve kuruluş, çok istisnai durumlar haricinde, tıbbî gerekçesiz, uygulayamaz.

- Tasarı, yasalaştığı takdirde evlerde yaşayan hayvanların sayısına ciddi kısıtlamalar getirilecek ve muhtemelen bu sayı, tek bir hayvan ile sınırlandırılacaktır. Bir hayvan “sahibi”nin, evinde tek ya da birkaç hayvan bulundurma sınırlandırmasına, dayatmasına yasalar ile kesinlikle karar verilemez. Bu hayvan hakları ihlali olduğu kadar, aynı zamanda da bir insan hakları ihlalidir ve Anayasa’daki, mülkiyet hakkına aykırılık teşkil etmektedir. Adı üzerinde, mevzuata göre “evcil” olarak tanımlanan hayvan türleri, ferdin hanesinde, kendi tasarrufundadır ve mülkiyet hakkından ayrı düşünülemez. Şahsî mülkiyet edinmek de kişinin kendi tasarruf inisiyatifindedir. Anayasa ile koruma altına alınmış bu hakka hiçbir şekilde dokunulamaz.

- Kısırlaştırma, yeni bir iş, istihdam, kolay para kazanma kolu olarak görülemez, bu konuda ihaleler açılamaz. “Sahipsiz” hayvanlara devletçe uygulanan kısırlaştırma işlemi, günümüzde bir “soykırım” haline dönüşmüştür. Zorunlu bir uygulama, şart haline getirilen bu işlemin, ciddi bir operasyon olduğu unutulmuş veya bilinçlice göz ardı edilmiştir. Operasyon öncesinde, sırasında ve sonrasında asgarî önlem ve işlemler dahi uygulanmamakta, bu da ciddi hayatî riskler ve eziyetli hak ihlallerinin ölümle sonuçlanmasına neden olmakta, kısırlaştırmayı bir imha aracı haline getirmektedir. Koruma, hayvanlara soykırım uygulayarak sağlanamaz.


- Hayvanların, deneylerde kullanılması da başlı başına etik bir sorundur. Ancak mevzuat, etik sebeplerden dolayı oluşan bu karşıt görüşümüzü değil, devletin ve ilaç endüstrisinin çıkarları doğrultusunda hayvanların birer denek olarak kullanılmasını onaylamaktadır. Bakanlığın, Başbakanlığa sunmuş olduğu yasa tasarısında ise, hayvan deneylerinde veteriner hekimin bulundurulması zorunluluğu da ortadan kaldırılacaktır.


- İşkence ve kötü muamele, idarî para cezaları ile geçiştirilmektedir. Yine Bakanlığın Başbakanlığa sunduğu tasarıda, hayvanlara işkence yapan kişi, sadece 750 TL’lik bir idarî para cezasını devlete ödeyerek bu fiilini gerçekleştirebilecektir. Hak ihlallerinin yasal hükümlerle önlenmesi gayesi taşınıyorsa cezaların caydırıcı olması ve yükseltilmesi şarttır.


- Mevzuatça “tehlikeli ırk” olarak tanımlanan hayvanların, bakımevlerine teslim edilmesi zorunluluğu da Türkiye’de belli hayvan ırklarına karşı yapılmak istenen haksız bir yaftalamadır. Bu uygulama, insanlara yapıldığında ya da yapılacak olduğunda adı “soykırım” olurken, yasa koyucu, bu uygulamayı hayvanlar için çok rahat bir şekilde dile getirebilmekte, bunu bir çözüm olarak sunmaktadır. Hukuken ve vicdanen böyle bir uygulamanın meşruiyeti mümkün değildir.


- Hayvanlar, sadece kedi, köpek gibi evcil hayvanlardan oluşmamaktadır. Ancak mevcut Kanun ve bu Kanunun değiştirilmesi için sarfedilen çabalar, daha çok evcil hayvanları kapsamaktadır. Her gün muazzam bir zulme maruz bırakılan “çiftlik hayvanları” diye anılan ya da mevzuatça “kesim hayvanı” olarak tanımlanan hayvanlar, deneylerde sömürülen ve işkence edilen hayvanlar, “yarış hayvanları”, hayvanlı sirklerde, gösteri endüstrisinde sömürülen ve hak ihlallerine maruz kalan hayvanlar, hayvanat bahçelerinde hapishane koşullarında yaşayan yaban hayvanları için hiçbir olumlu düzenleme getirilmemektedir. Bu, büyük bir samimiyetsizlikten ve illüzyondan başka bir şey değildir.


- AB müktesebatı dâhilinde hayvan refahı ile ilgili Türkiye’de yürürlüğe giren tüm mevzuat, hayvanların haklarını değil insanların refahını korumaktadır; insanmerkezci ve bencil bir düşünce yapısıyla hazırlanmıştır ve hayvanların “ekonomiye katkı payı” hesabı ile yaşatılmasına veya öldürülmesine karar verme yetkisini ısrarla otoritelere vermek istemektedir. Bu nedenle, maksat, yine hayvanları korumak değil “hayvan refahı” adı altında göz boyamak ve hayvanlara uygulanan zulmü, işkenceyi ve tahakkümün devamını sağlamaktır. Bu yüzden mevcut olan tüm mevzuatı reddediyor ve hayvan haklarını gözetmek iddiasıyla yürürlüğe konmak istenen mevzuatın hazırlanmasında rol alan hayvan refahı derneklerini, hayvanseverleri ve Bakanlık yetkililerini kınıyoruz.


- Hiçbir dernek, federasyon ya da grup, hayvanları ya da hayvan hakları savunucularını temsil tekeline sahip değildir. İnsanlardan çok daha fazlasını hissedebilen, duyguları ve bilinci olan, acı çekme yetileri olan hayvanlar hakkında mevzuat çıkartılırken, hayvanlar mevcut yasalar karşısında birer eşya, mal olsalar dahi, onların gerçekte insanlar gibi acı çeken, hissedebilen, canlı bireyler oldukları unutulmamalıdır.


Bu unutulduğu takdirde; insanın, doğanın önemli bir paydası olan, ekosistemde en az insanlar kadar bir yere ve doğal haklara sahip olan hayvanlar üzerindeki bencil hükümranlığının, basit ekonomik hesapların sonucundaki bilançonun iflas olacağı, bunun yaşama karşı ciddi bir suç oluşturacağı, bu suçun yasalar ile meşrulaştırılması ile de önce vicdanlarımıza, sonra da tüm canlılara karşı hiçbir şekilde hesabını veremeyeceğimiz ve telafisi olmayan ciddi zararlar doğacağı, acı gerçeğin ta kendisi olarak karşımıza çıkacaktır.

SONUÇ ve TALEP:

- Hayvanlar aleyhinde olan, hem TBMM komisyonlarında bekletilen tekliflerin hem de Bakanlıkça Başbakanlığa sunulan tasarının ivedilikle geri çekilerek, hayvanlara ve yaşama karşı telafi edilemeyecek felaketlerin önlenmesini talep ediyoruz.


- Hayvan koruma ve hak savunusu iddiası ile hazırlanan yasalar, adına yaraşır bir içeriği barındırmalı, ilkeleri ve amacı ile çelişmemelidir. Bu bağlamda, öncelikle hayvanı korumalı, hayvanları homojen bir toplam olarak kabul edip belli bir potada eritmemeli, hepsinin birer birey olduğunu kabul ederek ve Türkiye şartları (altyapının mevcut olmayışı, kadro yetersizliği, toplumun hayvana bakış açısı vs.) göz önünde bulundurularak, hayvanların YAŞAM HAKLARINI savunurken misyonunda ve vizyonunda samimi olan, amaçlarını faaliyetleri ile ispatlamış STK ve oluşumların görüşü alınarak, katılımcı ve çoğulcu bir perspektifle kaleme alınmalıdır.

İMZACILAR:

Lütfen STK ve oluşumlar yeryuzuneozgurluk@gmail.com adresine isimlerinizi yazdırınız

Yeryüzüne Özgürlük Derneği

agozce Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-06-2012, 20:20   #6
Ağaç Dostu
 
Sûz-i Dilârâ's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-10-2007
Şehir: Tarsus
Mesajlar: 3,042
Galeri: 3
Söz konusu insan gibi "vahşi" bir türle birlikte yaşamak mecburiyeti olunca dünyada yaşamak, nefes almaya çalışmak da ayrı bir dert oluyor. Kendimi bu noktada insan sınıfına dahil etmek bile zûl geliyor. Kategorisiz canlılar diye de ayrı bir sınıf olmalı bence bizler gibiler için.

Dünyanın merkezine dinler ve inanışlar başta olmak üzere yine insan tarafından ortaya atılan her tür cin fikirlilik ve büyük bir bencillikle "her şey insan içindir, dünya insan için döner ve diğer tüm canlılar da insana hizmet eder" anlayışı konunca kaçınılmaz son da vahşet ve cinayetler olarak görünür perdeye yansımaktadır.

Belki kıyamet denen o büyük günü bunun için icad etmişler. Cinayetlerin, tecavüzlerin, sabır taşını çatlatan tüm bu zulümlerin hesabı sorulacak diye ümit edilmiş gören gözü, hisseden kalbi olup da ızdırap içinde yaşamaya mahkûm olmuş bilgeler tarafından. Ne diyeyim, biz yine üzerimize düşeni yapalım ama "keser döner sap döner, gün gelir hesap döner" diye beklemeye de devam edelim. Eğer Adem'den beri söylenegelenler doğruysa bizden daha sabırlı bir makam var ve bu kadar sabırla beklediğine göre intikamı da oldukça kötü olacak.

çisem beğendi.

Düzenleyen Sûz-i Dilârâ : 10-06-2012 saat 06:40
Sûz-i Dilârâ Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:29.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024