agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Kediler (http://www.agaclar.net/forum/kediler/)
-   -   Ailemizin dört ayaklı üyeleri: Kediler (http://www.agaclar.net/forum/kediler/21448.htm)

Tubay 17-06-2010 15:47

Ailemizin dört ayaklı üyeleri: Kediler
 
1 Eklenti(ler)
Uzun zamandır kedi istiyordum.Ama bakıma muhtaç bir kedi edinmenin daha doğru olacağını düşünüyordum.Tüm tanıdıklara haber verdim.Geçen hafta arkadaşım tesadüfen bulduğu yavrucağı alıp bana getirdi.
Geldiğinde perişan durumdaydı.Acıkmış, susamış ve korkmuştu.Çok zayıf çelimsiz birşeydi.Bakıma alınca bir haftada inanılmaz derecede düzeldi:p
Biz ona sadece Pisi diyoruz, başka bir isim aklımıza gelmedi.İsmine alışmış görünüyor.Çok akıllı,kumunu birkez göstermem yetti.Tabağı dışında başka yemeklere burnunu sokmuyor.Tabi bir o kadar da oyuncu,evimizin neşe kaynağı.Saatlerce bizimle oynayıp türlü numaralar yapıyor.Yorulunca illahi kucakta uyumak istiyor.
Bizim çocuğumuz yok.Ama şunu anladık yavru kedi bakmak da bebek bakmak kadar sorumluluk istiyor. Ortalıktaki kesici maddeler,ilaçlar,deterjanlar dolaplara kaldırılıyor,beslenme programı ayarlanıyor,aşı takvimi takip ediliyor.Sonuçta bebek öncesi tecrübe edinmiş olduk:p

fmerry 17-06-2010 15:50

Çok şirin kedicik :D bende eve yavru alacaktım sokakta kalmışlar bağırıyorlardı ama evde bütüngün olmayınca hayvana yazık dediler alamadım o yüzden ama hep aklımda kaldılar.

Tubay 17-06-2010 16:01

Evde yanlız kalmalarını sokakta savunmasız kalmalarına tercih ederim.Bizimki yalnız kaldığı zaman eve girdiğimizde en az iki saat bizimle oynuyor.Sürekli ilgi istiyor.Tabi evde kalmasına bende çok üzülüyorum.Mahallenizde tanıdık çok ise veya site içerisinde eviniz varsa biraz büyüdükten sonra aşamalı olarak evin çevresine alıştırabilirsiniz.Havaların iyi olduğu dönemlerde dışarıya çıkmasına izin verirseniz, akşam geldiğinizde kapının önünde sizi bekliyor olacaktır.

begonvil 14 17-06-2010 17:16

1 Eklenti(ler)
Kediniz çok güzel maşallah. İnşallah bir ömür birlikte olursunuz. Benim de 2 yaşında mavi rus cinsi kedim var. 1 aylıkken aldık. Beni annesi zannediyor. Ben şuan hamileyim ve bazı insanlar kediyi dışarı bırakmamı söylüyor bebeğe zararlı diye. Aşıları yapılıyor. Odaları da ayrı. Ben de tepkimi gösteriyorum. Ölürüm de kedimi sokağa atmam diyorum. Kedim insanlardan ürküyor. Nasıl kıyarım da onu sokağa ya da başkasına veririm. Ben eve gelirken beni camda bekliyor, sonra beni görünce hemen evin dış kapısına geliyor.

defnilaume 17-06-2010 17:27

2 Eklenti(ler)
ayyy yerim ben seni :)
Sayın tubay ve sayın begonvil kedileriniz çok güzel,sağlıkla büyütmeniz dileği ile
Benimde var kedim huysuz ve köpeğim fındık onların sevgisi başka bir şey.Huysuzumun yavrusu olacak yakında ailecek çok heyecanlıyız.

merkürvenüs 17-06-2010 17:34

Sn. Tubay kediniz çok sevimli ona bir yuva vermişsiniz ne iyi yapmışsınız:))) sağlıklı günlerde büyütün...

Sn.fmerry benimde iki buçuk yaşında kedim var ve çalıştığımız için gün boyu yalnız kalıyordu aynen arkadaşlarımın kedileri de gün boyu yalnız kalıyor hayatlarından memnunlar. Kediler 1-1,5 yaşından sonra çok uzun uyudukları için yokluğunuzu çok hissetmiyorlar...

Sn.begonvil 14 evde yaşayan kedilerin sokakta yaşama şansı çok az özellikle sizin kediniz gibi cins kedilerin yaşama şansı sıfır, sokağa bırakırsanız ölüme bırakırsınız. İstemediğiniz zaman bence ona ev arayın, çok güzel bir kedi mutlaka almak isteyen çıkacaktır.

begonvil 14 17-06-2010 17:48

Bolu zaten kışları çok soğuk oluyor. Benim kedişim evde bile biraz üşüsün büzülüp kıvrılıyor. Asla kimseye vermem. O benim herşeyim. Bana hiç zararı yok. Eşim de çok seviyor. Bebek doğunca çok dikkatli davranırım, dikkat ederim. Benim kedim sokakta kendine yemek bulup yiyemez bile. İnsanlardan çok korkuyor.
Haklısınız kediler evde kimse yokken hep uyurlar.

merkürvenüs 17-06-2010 23:10

Benim kedim de insanlardan korkuyor eve aldığımda sn.tubay'ın kedisi kadar dı **** daha küçüktü (annesi yoktu sokakta yalnız kalmıştı o nedenle aldım) o yüzden kedilerden de korkuyor ki benim kedim tekir sokağa en dayanıklı kedi cinsi ama asla sokakta yaşayamaz şu anda.

Cumhur Tonba 17-06-2010 23:33

Tubay,
İnan dünyada yapılabilecek en güzel işi yapmışsın.

fmerry 18-06-2010 08:01

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Tubay (Mesaj 660048)
Evde yanlız kalmalarını sokakta savunmasız kalmalarına tercih ederim.Bizimki yalnız kaldığı zaman eve girdiğimizde en az iki saat bizimle oynuyor.Sürekli ilgi istiyor.Tabi evde kalmasına bende çok üzülüyorum.Mahallenizde tanıdık çok ise veya site içerisinde eviniz varsa biraz büyüdükten sonra aşamalı olarak evin çevresine alıştırabilirsiniz.Havaların iyi olduğu dönemlerde dışarıya çıkmasına izin verirseniz, akşam geldiğinizde kapının önünde sizi bekliyor olacaktır.

evet çok iyi olurdu ama evim çatı dublex aşağı inmesi imkansız sitede de değil malesef :(
ne güzel ya imrendim görünce evde kızımda var aslında o köpek çok istiyor ama bakımı zor çevreden de şikayet olur diye alamadım bari ufak bir kedi alsam dedim yok oda olmadı şimdi kuş **** balık alacağız;)

Tubay 18-06-2010 09:34

Arkadaşlar iyi dilekleriniz için hepinize çok teşekkür ederim.Fmerriy çok istiyorsanız hiç endişelenmeyin siz eve adım attığınız an gün boyu yalnız kaldıklarını unutup hemen oyuna başlıyor.
Balık,kuş,kaplunbağa da besliyorum ama inanın kedi geldiğinden beri, ben daha önce niye kedi beslememişim diye kendime sorup duruyorum.Dediğim gibi evimizin neşe kaynağı, bu duyguyu herkesin yaşamasını dilerim.

fmerry 18-06-2010 09:48

Kedinin tuvalet olayını nasıl yapıyorsunuz.?

merkürvenüs 18-06-2010 12:41

Kedi kumları var sn.fmerry. Ben beyaz kum olanlardan kullanıyorum, kumu kedinizin büyüklüğüne uygun bir kaba koyuyorsunuz (bu amaç için yapılmış satılanlar var ama ben yüksekliği bir karış kadar olan genişçe dikdörtgen bir plastik kap kullanıyorum). Kumu tuvalet olarak kullanıyorlar kumla üzerini kapatıyorlar, hergün bir **** iki kez kürekle kum temizleniyor.

Tubay 18-06-2010 13:19

Ben balkona karton kutu ile normal kum koyuyorum 3-4 günde bir kutuyla beraber atıyorum.İtiraf edeyim çok şanslıyım :) kedime bir kere kumun yerini göstermem yetti.Üstelik balkon kapsının önüne ıslak havlu seriyorum ayaklarındaki kumu silip içeriye giriyor:)

begonvil 14 18-06-2010 13:37

Maşallah kediniz hemencik alışmış. Hele ayaklarını havluya silmesi çok güzelmiş. Siz de yavruyken alıp eğittiğiniz için ilerde daha çok şeyler öğrenecek pisiniz:)) Kedişiniz çok güzel kaderi de güzelmiş ki sizin gibi melek kurtarmış onu sokaktan.

elek 18-06-2010 14:11

Kedi beslemek
 
Sayın fmerry, kediler zaten doğuştan tuvalet eğitimli oluyorlar. Dolu kum kabını 1 kere görmeleri yeter. Eğer çok istisnai bir şekilde karakteri bozuk değilse, kum kabı haricinde hiçbir yere yapmazlar tuvaletlerini.. Hatta kazara tuvaletin bulunduğu yer kapalı kalsa bile beklerler. Size sadece bu kabı temiz tutmak kalır.. Kullandığınız kuma göre koku bile olmayabilir ki sanırım terasınız ya da balkonunuz var, buraya koyduğunuzda zaten problem olmayacaktır. Kısacası tuvalet olayı endişelenmeniz gereken son şey..

Hevesinizi anlıyorum, ama evinize bir kedi almayı düşünüyorsanız ben problem yaşayabileceğiniz birkaç şeyi burada söylemek istiyorum ki sonradan üzücü birşey yaşanmasın.
Öncelikle, kedi tüy döker, beslenmesine, vitaminine, tüylerinin taranmasına vs. ne kadar dikkat ederseniz edin tüy sorunu olacaktır. Uzun tüylü kedilerde, evet çok pofidik çok güzel oluyorlar ama; tüy sorunu daha fazla göze batacaktır. Koltukların kanepelerin üzerinden ne kadar temizlerseniz temizleyin devamı gelecektir. Beyaz tüylü bir kedi olursa siyah giysilerle vedalaşmanız ya da üstünüze giyeceğiniz şeyi temizlemek için bir 10 dk önce hazırlanmanız gerekir. Aileniz ve evinize gelen misafirlerden tüylerin zararına ilişkin milyon tane hurafe duyarsınız, herkesin mutlaka bir tanıdığı kedi tüyü yüzünden hasta olmuştur, ölmüştür vs vs.. Aşılarını yaptırıp çiğ şeylerle beslemediğiniz sürece, kediden hastalık kapma riskinin pazardan alınan maruldan daha fazla olmadığı bilimsel bir gerçek olmasına rağmen, duyduklarına körü körüne inanan sabit fikirli insanlara dert anlatmanız imkansıza yakındır.

İkincisi kediler tırnaklarını törpülemek için birşeyleri tırmalarlar.. Evdeki koltuk-kanepelerin tırmalanmaktan mahvolacağından korkuyorsanız kedi almayın. Bu durum biraz sizin yetiştirmenizle ve kedinin karakteriyle de alakalı, ancak ne yaparsanız yapın önüne geçemeyebileceğiniz bir durum olduğunu unutmayın. Yavru kediler, özellikle tekir cinsleri hareketli olurlar, durmadan her tarafı karıştırırlar, örneğin masanın üzerindeki şeyleri yere atmaya bayılırlar. Bu şekilde kırılacak birşeyin kaybı sizi çok sinirlendirecekse kedi almayın. Akşam geldiğinizde perdelerinizde yukarıdan aşağı yırtıklar görebilirsiniz, kedicik sinek kovalamıştır ve sinek de perdeye konmuştur, zıplayıp perdeye yapıştığında patileri perdeyi yırta yırta aşağı iner.. sonuç malum.. "Aman ne olacak, camıma astığım çul çaput kedimden kıymetli mi, eğitirim uğraşırım bir daha yapmaz" diyemeyip evden yollamanın yollarını düşünecekseniz kedi almayı tekrardan düşünün.

Eğer çevrenizde anlaşamadığınız, huysuz komşularınız varsa hemen şikayete başlayabilirler "bu kedi çok miyavlıyooo" diye.. Evet hayvancağız doğal olarak miyavlıyordur ama bu nasıl oluyorsa bazı insanlara rahatsızlık verebilir. Kısacası olası sinir bozucu kapışmalara da hazırlayın kendinizi.

Kedilerin geneli mutfaktan yemek aşırmaya bayılırlar, mutfak masasının üstünde unuttuğunuz o akşam gelecek misafirlerin yemeğini mideye indirip, koltukta göbeğini yayıp yalanması sizi çileden çıkarır. Tabii ki sinirlenecekseniz, sonuçta o kadar emek verdiğiniz yemek çalındı, ama böyle bir durumda yarım saat sonra gelen misafire " yumurta kırdım bir de kahvaltılıklar var, hadi buyurun sofraya" deyip bu olayı gülerek anlatamayacaksanız kedi almayı bir daha düşünün. Önünde en kalitelisinden maması olmasına rağmen çöpün içindeki balık artıkları ona daha cazip gelebilir, mutfağın her yerine dağılmış çöpleri görünce temizlemek zor gelecekse kedi almayın. Mutfağın kapısının sürekli kapalı tutulması elbette bir çözüm, ama arada unutkanlıkların yaşanabileceğini ve sonunda söylenenlerin ihtimal dahilinde olduğunu gözönünde bulundurun lütfen.

Bir başka konu; dişi kediler kızgınlık dönemlerinde çıkardıkları seslerle, dışarıya çıkma istekleriyle gerçekten katlanılmaz olabilirler. Bu durumda ya çiftleşmesine müsade edip doğacak yavrulara yuva arayacaksınız ya da önlemini alıp kısırlaştıracaksınız. 3. seçenek her şekilde sabredip kızgınlık döneminin geçmesini beklemek, ama hem hayvana yazık günah hem de size gerçek anlamıyla bir işkence olur bu. Erkek kedi alırsanız, ergenliğinden sonra kısırlaştırmadığınız sürece, doğası gereği alanını belirleyip kokusunu bırakmak için evin her tarafına idrar-meni karışımı bir sıvı püskürtecektir. Silerim-yıkarım geçer de diyebilirsiniz tabi, ama koltuğu kanepeyi ne kadar silebilirsiniz ki.. Bir süreden sonra bu kötü koku her tarafa sinecektir, ne yaparsanız üstüne hangi kokuyu dökerseniz dökün geçmeyecektir. Bunun tek çözümü erkek kediyi kışırlaştırmak veya kısırlaştırılmış bir erkek kedi almak.. ya da evde buruna mandal takıp oturmak..

Evet, yukarıda saydığım durumların hepsi kedi besleyen biri için mümkün. Hepsi de sabırla, eğitimle ve bizim ekstra çabamızla aşılabilecek problemler. Ancak her kedi evladının "nevi şahsına münhasır" bir karakteri olduğunu ve bazı şeyleri hiç aşamayacağınızı da unutmayın. Annesi ve babasının çok uysal, terbiyeli hayvanlar olması vs. hiç farketmez, her kedinin karakteri (tıpkı insanlar gibi) farklı olur. Hemen örnek vereyim, 10 sene önceki kedimin 4 yavrusundan biri günde 22 saat uyuyan mayışık birşey, bir diğeri hareketli ama terbiyesi yerinde şirin bir hanım, biri yanına kimseyi yaklaştırmayan hemen ısırıp tırmalayan huysuz bir cadı ve son olarak oğlan olan da "sokak serserisi" tanımının cuk oturduğu, çöplere bayılan ve yerinde durmayan bir kedi oldu. Kısacası, yetişmiş bir kedi sahiplenecekseniz huyunu suyunu görüp alma açısından daha şanslısınız, ama çoğu kişinin tercih ettiği gibi yavru alacaksanız "ne çıkarsa bahtınıza" durumu var biraz.

Yukarıda yazdıklarım belki çok korkutucu oldu, belki "nasıl yani, kedi besleyenlerin hepsi çile çekmeyi seven mazoşistler mi şimdi" diye düşünmenize neden oldu.. Ama emin olun bu yazanların hepsi her kedi sahibi için olasılık dahilinde, gerçekten yaşanmış olaylar. Sizin ve tüm kedi sahiplenmek isteyenlerin bütün bunları tekrar tekrar düşünmesinde yarar var ki sonradan ben buna katlanamam deyip kediyi evden yollamanın yollarını aramayın. İyi bakarsanız, inşallah 10-15 sene sizinle beraber olacak bir canla beraber yaşayacağınızı unutmayın.

Peki hiç mi huzur veren iyi bir tarafı yok bu kedi beslemenin, hep problem mi yaşatıyor bunlar derseniz... Bütün gün sinir harbi yaşadığınız işten gelince onun sizi kapıda karşılarken çıkardığı bir "muww" sesi herşeyi unutmanıza yetiyor da artıyor. Siz kanepede uzanırken yanınıza zıplayıp, burnunu boynunuza yaslayıp "purrrrr" diye ses çıkararak uyuması ise bence "anlatılmaz, yaşanır" türü bir mutluluk.. Umarım sizin de ileride birgün "yeni aile üyemiz" diyerek buraya ekleyebileceğiniz bir fotoğrafınız olur.

fmerry 18-06-2010 14:39

Elek çok teşekkürderim uzun uzun anlatmışsınız resmen bazı şeyleri yaşamış gibi oldum.
Benim küçükken kedim vardı bahçeli evde büyüdüm ne zaman apatman katına taşındık kedimi bırakmak zorunda kaldım ve o zamanlar çok üzülmüştüm aynı şeyleri yaşamak istemiyorum.Daha sonra gittim aradım ama kedimi bulamadım. :(

Ben kediyi evde değilde terasta beslemek istiyorum eve sokmak istemiyorum ama biliyorum ki bir süre sonra kedi eve girecek miyavlıcak kıyamıcaz alcaz ama o anlattıklarınız için hiç vaktim yok gözüm korktu resmen zaten 8-6 çalışan biriyim yemeğimi zor yetiştiriyorum bazı hazır yiyoruz temizlikte cabası birde çocuk:D

Terasta yetiştirebilirmiyim acaba ama bu sefer soğuklarda neyapacağız diyorum.Çok istememe rağmen sırf bunşar yüzünden karar veremiyorum.

Sizden fikir almak istiyorum terasta yetiştirilmeye müsaitler mi?

elek 18-06-2010 16:49

fmerry, terasınıza şöyle bir göz gezdirdim, çiçeklerin çok keyifli görünüyorlar, belli ki yerlerini sevmişler.. Ancak çiçekler için güzel olan bu terasta kedi bakayım diye düşünürseniz, işte o olmaz, sizin gittiğiniz her yere o da gelmek isteyecektir. Siz kendiniz de demişsiniz biliyorum miyavlayacak içeri alacağız diye :p Evet, çaresi yok alacaksınız çünkü kedilerin insanları kendilerine kul köle etmek ve ne isterlerse yaptırmak gibi gizli güçleri var :D Ben susadığımda kanepeden kalkıp su içmeye dahi halim kalmamış bir şekilde uzanırken, beyefendinin bir "mauww"uyla kalkıp koşa koşa musluğu açıyorum ki suyunu içsin (evet kaba konulmuş suyu içmiyor benimki, illaki akan su olacak ;))

Ben sizin durumunuzu da çok iyi anlıyorum. Ben de 8-6 çalışıyorum. Çok uzun ve sık beyaz tüylü, kısırlaştırılmış erkek bir kedim var şimdi. Yaklaşık 2 senedir benimle beraber, bana geldiğinde veteriner 10 aylık demişti. Bostancıda caddeye sıkı sıkı bantlanmış kutu içinde bırakılıp gidilmiş, sonrasında oranın esnafı Allah'tan insaflı çıkmış da kutuyu çöpe koymak yerine bu veterinere getirilmiş. Neyse.. Ben şöyle anlatayım, daha önceki kedim ve benimle yaklaşık 6 ay kalan yavrularından 2 si çok uzun tüylü olmalarına rağmen, o zaman çok büyük bir problem yaşamadım ben. Ama şimdi evi bir gün süpürmezsem ertesi gün mutlaka süpürmem gerekiyor. Çok önemli bir toplantının olduğu gün, ben siyah takım giyip acele acele makyaj uydurmaya çalışırken arkamdan gelip süründüğünde pantolon bembeyaz oluyor. Kızmıyorum, kızamıyorum; çünkü biliyorum ki o sadece gitmeden önce benim dikkatimi bir kere daha çeksin ki onu bir 15 sn. daha fazla seveyim diye yapıyor bunu.. Ayakkabımı giymeye çalışırken bir yandan da pantolonu temizleyeyim diye uğraşıyorum.. Önceleri bütün bunlar benim gözümde büyüyordu,ama artık alıştım diyebilirim ;)

Benim size tek tavsiyem, gerçekten yapamayacağınızı düşünüyorsanız, baştan hiç sahiplenmeyin. Ancak burada Cumhur Bey de söylemiş, ve siz de çocukken beslemişsiniz, belli ki aklınızdan çıkmamış; bir kediyle beraber yaşamak yapılabilecek en güzel şeylerden biri bu dünyada bence. Herşeye rağmen istiyorum derseniz, öncelikle bir deneme yapmadan bu işe kalkışmayın. Belki bir arkadaşınızın kedisini onlar tatile giderken 2 hafta filan misafir edebilirsiniz, böylece yaşayıp görerek kendiniz daha iyi karar verebilirsiniz.

Tubay 18-06-2010 18:38

Elek teşekkürler olumsuz yönlerini çok güzel anlatmışsınız.Sizinde dediğiniz gibi o kadar sevimlilerki ne kadar kızsanızda bir cilveleriyle her şeyi unutuyorsunuz.
Huysuz komşulara gelince;benim komşularımdan biri kediyi görmesiyle hemen, bu ya miyavlarsa diye söylenmeye başladı.Görmese evde kedi olduğunu bile bilmeyecek.Bende cevap hazır;sizin üç tane çocuğunuz var ağladıklarında veya yaramazlık yaptıklarında ben hiç kapınıza gelip şikayetçi oldummu dedim.Çünkü onlar çocuk tabi ki ağlıyacaklar tabi ki yaramazlık yapacaklar en doğal hakları.Bizimkide bir çocuk sayılır dedim.Susturdum.

Cumhur Tonba 18-06-2010 19:34

Tubay, ''sizin üç tane çocuğunuz var ağladıklarında veya yaramazlık yaptıklarında ben hiç kapınıza gelip şikayetçi oldummu dedim''

Hemen de nereden buldun bu kadar can alıcı ve susturucu cümleyi. Anlaşıldı. O kedi senin yanında rahat edecek.

Bende de var 3-4 kadar. Fakat bizimkiler doğal ortamlarında yaşıyorlar.
Avatarımdaki kedi de onlardan birisi. Daha evvel sarı olan vardı.

Tubay 19-06-2010 11:18

Cumhur Bey konu savunmasız, masum canlılar olunca, benimde kedi yönüm ortaya çıkıyor, hemen tırnaklarımı çıkarıyorum.Çok yırtıcı olabilirim :)
Sizin gibi bir alanım olsa sanırım bende birden fazla kedi beslerdim.
Kızımız küçük ama şimdiden dertlenmeye başladım.Kısırlaştırma konusunda sizlere danışmak istiyorum.Aslında kısırlaştırma taraftarı değilim ama evde kedi nüfusunu arttırma şansım pek yok.Yavrular olduktan sonra onlara iyi bakacak insanlar bulamazsam veya alan biri daha sonra sokağa terk ederse vicdan azabından kurtulamam.Herkesin görüşünü bekliyorum.

elek 21-06-2010 16:52

Sayın Tubay, kusura bakmayın, sizin Pisi'nize özel bu sayfayı belki başka konulara değinerek karıştırmış oldum, ama dayanamadım.. Tek istediğim kedi sahiplenmek isteyen herkesin olumsuz yönlerini de düşünmeleri ve herşeyin muhasebesini yaptıktan sonra bu kararı almaları. Verdiğim örneklerden birini hemen yaşamışsınız maalesef, ama komşuyu çok da güzel susturmuşsunuz :rolleyes:

Bu arada, belki en başından söylemem gereken birşeyi şimdi söyleyeyim, Pisi'niz hoşgelmiş sefa gelmiş ;) Şanslı bir kedicik belli, ki sizin gibi koruyucu bir meleği olmuş :) Umarım uzun yıllar mutlu edecek sizi.. Kısırlaştırma konusuna gelince.. Biliyorum yüreğiniz elvermiyor, size insafsızlık gibi geliyor, buna hakkınız olmadığını düşünüyorsunuz.. Ama şunu da düşünün lütfen, doğada-sokakta kediler bu kadar şanslı olmuyor, yemek bulamıyorlar, insan canlısından binbir türlü işkence görüyorlar, köpeklerin saldırıları vs vs.. Neticede her sene doğan yavruların az bir yüzdesi yaşayabiliyor, onlar da 2-3 sene, şanslılarsa 5 sene sonra ölüyorlar zaten. Şimdi siz Pisi'nin doğurmasına müsade ederseniz en iyi ihtimalle 1 sene sonra 1-4 yavruya yuva aramak zorunda kalacaksınız. Hadi bu ilk yavruları sağ salim yuvalandırdınız diyelim, 1 sene sonra yine aynı dert.. Bu kısır döngü bitmeyecek, üstelik her doğumda kediniz sağlığından kaybedecek, bunu veterineriniz daha iyi açıklayabilir sanırım.. Bu nedenle bence yol yakınken kısırlaştırmayı veteriner ne zaman uygun görüyorsa, o zaman yaptırmanızda fayda var. Kıyamam hiç, yavrularını görmek isterim derseniz de, sadece 1 kez doğum yaptırın ve sonrasında hemen kısırlaştırın. Bir de şunu düşünün lütfen, kısırlaşmamış kediler akla karayı seçip evden kaçmanın bir yolunu bulurlar. Balkondan 3-5. kat farketmez atlayabilirler, ki bu sakatlıklara ve ölüme davetiye demektir (her zaman 4 ayak üstüne düşmeyebiliyorlar, o yüzden :mad:) Sokakta onları bekleyen tehlikeleri zaten saymayayım burada.. Siz kedinizi en başından kısırlaştırarak bu tür üzücü olayların olması riskini de azaltacaksınız.

fmerry 22-06-2010 08:58

Çok teşekkürler her yönüyle çok iyi aydınlatıldım.:D
Ben evde kedi besleme maceramı ileriki yıllara erteliyorum.Biz eve bir muhabbet kuşu alalım en iyisi,hoş onuda daha önce yaptım çok alıştırdım çok sevdim kafesi hep açık dururdu perde de açık kalınca uçmuş gitmiş az ağlamamıştım arkasından.Kızım için kuş başlangıç olsun ileride büyüyünce hayvan sahiplenmek isterse kendi bilir şuan ben ikisine bakamayacağım hatta üçüne birde eşim var:D

Tubay 23-06-2010 11:32

Sayın Elek, fikir bildirdiğiniz için teşekkür ederim.Yuva bulacağımdan emin olabilirsem bir kez yavru sahibi olmasına izin verebilirim sanırım

Tenar11 24-06-2010 21:11

Kediniz çok tatlı, ve kendinize çok iyi bir dost bulmuşsunuz. Benimde bir kedim var 3 yıl evde büyüdü şimdi 4 aydır yeni taşındığımız bahçeli evde, dışarıda . Size tavsiyem henüz küçük onu tırmalama sopası **** ona benzer şeylere alıştırmanız. Zamanla ne kadar önemsemesekte eşyalar epey bir yıpranıyor.
Benim kedimde bana çok düşkün annesi sanıyor, bahçede çapayı bile birlikte yapıyoruz.Bir hayvanı sevmek ve onunda size düşkünlüğü bambaşka birşey..........

begonvil 14 25-06-2010 09:28

Benim kedim ne koltukları ne de perdeleri baştan sona tırmaladı. O bebekken tırmalamaya yeltendiği anda hemen paspasın üzerine koydum. Paspası tırmalama yeri öğrendi. Düzenli olarak tırnaklarını da kesiyorum. Oynarken bilmeden elimizi kolumuzu çizebiliyorlar. Mutfakta masanın üstünde yiyecek hiçbirşey bırakmam. Çöpüm de mutfak dolabına monteli kapalı kapaklı çöp kovasında. Çöpü dağıtma imkanı yok. Tüylerini de her akşam tarıyorum böylece tüy dökme sorunu çözülüyor. Tuvalet kabıysa biz bir gün evde yokken çok sıkışmış, kapısını da kapalı unutunca, kapıyı açmasını öğrenip kumuna tuvaletini yapmış. O gün bu gündür ben kapıyı kapalı unutsam da kendi kapısını kendi açıp tuvalet ihtiyacını karşılar:)) Bebekken tuvaletten sonra ıslak mendille ayaklarını ve poposunu silme alışkanlığı edindik. Genelde biz evden çıkmadan ve akşam eve gelince tuvaletini yapar. Islak mendille sildirmek için.
Kediyi bence küçükken istediğimiz gibi eğitebiliriz.

Sûz-i Dilârâ 29-06-2010 19:03

Tubaycım bu kararın beni çok sevindirdi. Özellikle de bakıma muhtaç bir yavrucağın alınması çok çok daha sevindirici. Benim de aynı anda baktığım beş kediciğim vardı. Biri Sütoğlumdu ilk onu almıştım, sonra büyüdü mahallede terminatör gibi sarı bir kediyle muhit kavgası yapıyordu ve sürekli yaralanıyordu, kan revan içinde eve geliyor ve birkaç gün çıkamıyordu. İyileşince yine vınnn! Sonra bizim apartmanın önünde denk geldikçe beslediğim Zarifecik vardı. Narin mi narin bir Van kedisi :) Dişiymiş, dört tane yavru doğurmuş, bizim yan bloğun bodrumuna, onlar da dört tane kuzuyu zehir gibi soğukta kapıya atmışlar.

Okuldan geldim, annecik perişan yavrularına yer bulmaya çalışıyor. Benim geldiğimi görünce miyavlayarak koşarak yanıma geldi, yardım ister gibi. Önce karınlarını doyurdum sonra da ikisini bodruma aldım, diğer iki yavrucak biraz haşinlerdi yakalayamadım (sonra onlar kayboldu :( ). Anneyi de zor bela bizim bodruma soktum. İki ay hiç çıkarmadım bodrumdan. Kumuydu, yemekleriydi inanın dünyanın en zor işi, bu arada kumu fazla kullandıkları zaman arada koku yapıyordu, apartmanda ters bir komşu sürekli sorun yarattı. Allahtan yönetici biraz vicdan sahibi de onları "idare edin kışın ortasında hayvanları sokağa atmayalım" diye geçiştirmiş.

Bu olaydan birkaç hafta önce de çocukların elinden perişan vaziyette bir yavrucak daha buldum onu da bir hafta gizli gizli bodrumda baktıktan sonra eşimden yalvar yakar izin alıp Sütle beraber evde beslemeye başladım. Ama bu yavrucak kadersiz çıktı, 6-7 ay kadar sonra sanırım birileri kafasına demir fırlatmış ve olduğu yerde ölüvermiş. Okuldan geldim yolda zınk! diye karşıma çıktı cansız bedencik, dondum kaldım, ölüsünü alıp yol kenarına koydum, acele ile eve geldim eşyalarımı bırakıp ağlaya ağlaya zavallıcığın yanına gittim, aldım ve tepeye çıkarıp kuytu bir yere bıraktım. Günlerce kendime gelemedim. Hiç aklımdan çıkmıyor halen de.

Şimdi Sütoğlum evi tamamen terk etti, sokaklarda daha mutlu sanırım, aralarda görüyoruz yanımıza geliyor, sırnaşıyor sonra da dönüp gidiyor. :) Zarifecik yavrularını büyüttü o da ortadan kayboldu.

İki yavruyla başbaşayım şimdi, gerçi yavrulukları da kalmadı 10 aylık oldular. Biri tek göz Van kedisi İncir, diğeri simsiyah Yaban. İncir'i kedi evine bırakayım dedim ama bir hafta kaldıktan sonra ziyaret ettiğimde hayvancığın çıldırmış gibi olduğunu görüp alıp tekrar eve getirdim. Yabancık zaten siyah diye uğursuz sayılıyor, onu hiçbir yerlere, kimselere bırakmam!

Bir de tepede baktığım iki köpek var, biri şimdi büyüdü, diğerini zor bela yaşattım, ölmek üzereydi, uyuz olmuştu tüyleri dökülüyordu ve en kötüsü de geçenlerde gözüne kalın bir çöp batmış nerdeyse tek gözünü kaybedecektik, hayvan hastanesine götürdüm, orda Cumali hoca var, sağolsun, Allah ondan razı olsun gözündeki çöpü çıkardı, uyuz iğnesi yaptı. Şimdi gözü iyileşti, tüyleri de yeniden geliyor, o da çok çenesiz çıktı beni görünce havlayarak geliyor :)) Adını Şanslı koydum, ablamızın adı da Tin Tin... Yürüyüşü çok tatlı olduğu için böyle sesleniyorum. Bu arada burdaki halkla da sorun yaşamıyor değilim, Şafii mezhebinde köpek haram kabul ediliyormuş sanırsam ve bunlar köpekten nefret ediyorlar. Benim sevdiğimi görünce kızan kızana, uyaran uyarana köpekleri burada istemiyoruz diye. Ben de iyice tepeye çıkarıp uzakta besliyorum.

İncirimle Yabanım şimdi mutlu mesut benimleler. Şanslı ile Tintin de dışarda benimleler. Dua edin burdaki insanlar belediyeye falan şikayet edip onları ortadan kaldırmaya çalışmasınlar.

Tubay 30-06-2010 12:47

1 Eklenti(ler)
Sevgili Süz-i Dilara, çabalarınız için sizi kutluyorum.Bizimde şafi arkadaşlarımız var.Çok şükür onlarla bi sıkıntı yaşamıyoruz.Sadece evinde köpek besleyen arkadaşların davetlerine katılmıyorlar ve mazeretlerini açıkça dile getiriyorlar.Bizlerde yanımızda köpek varken karşılaştığımızda onlarla temas etmemeleri için özen gösteriyoruz.Osman hariç :D
Osman dediğimiz arkadaş kış günü ne zaman abdest alıp namaza gidecek olsa, ya biz bayanlardan biri çarpıyorduk, ya da köpekçiklerden biri sanki biliyormuş gibi bacaklarına dolanıyordu.Garibim Osman o soğukta sızlana sızlana tekrar baştan mescite;)
Bu arada Pisi hızla büyüyor.Karekter özellikleri oturmaya başladı;)Yemek konusunda çok seçici;Bütün gün aç kalsa da yoğurt yemiyor.Ciğer sevmeyen ilk kedi olarak tarihe geçebilir.Balık ve kıymaya çıldırıyor.Suyu kendi tabağından asla içmiyor,ben ne zaman su içecek olsam bardağıma atlıyor.
Akşamları ya benim ya da eşimin dizlerinde yatrıyor.Genelde sırtüstü ve bacaklarını gererek uyuyor.Çok komik görünüyor.Böyle uyuyan bir kedi daha önce hiç görmemiştim.Kendisiyle konuştuğumda her soruma miyavlıyarak cevap veriyor.Herkes benimle konuştuğuna inanıyor:p
Bu fotoğrafta zemin benim dizlerim.İkisi birden dizlerimde uyuyunca saatlerce uyuşa uyuşa kıpırdamadan televizyon izliyorum.Kıyamıyorum

Tubay 30-06-2010 12:56

3 Eklenti(ler)
Fotoğraflara tersten baktığınızı düşünmeyin hepsi düz.Ters yatan bizim Pisi:p
Uyumadığı zamanlarda da sanırım kendini köpek zannediyor, çünkü sürekli beni ısırarak oynuyor.Acaba bebek olduğu için yeni çıkan dişlerini kaşımaya çalışıyor olabilirmi ?

elek 30-06-2010 13:27

Keyif diye bu resimdekilere denir işte :p Yanınızda çok mutlu Pisi hanım sayın Tubay. Sırtüstü yatması anormallik değil merak etmeyin, sadece kendini güvende hissettiğini gösterir ve onları bu halde uyurken izlemesi de çok keyiflidir :D
Bu arada, Sayın Suz-i Dilara, sizi de tebrik etmek istiyorum, kocaman altın gibi bir kalbiniz var ışıltısı ta buralardan belli olan.. İnşallah herşey gönlünüzce olur!


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 16:26.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024