21-07-2009, 14:11 | #91 |
Ağaç Dostu
|
Düne göre daha iyi olmasına sevindim gerçekten. İlaç içirirken hiç olmadığımız kadar inatçı olmak gerekiyor güzellerimize karşı, başka çare de yok. Ben en sevdiği mamanın içine katıyorum ama bazen onu bile anlayıp yemiyor kurnaz. Ben de inatlaşıp ağzına enjekte edip yutması için yalvarıyorum. İşin ilginç yanı ben hapı daha rahat içiriyorum o nedenle hep hap isterim doktordan. Bir şekilde üstesinden geleceğinize çok inanıyorum. Tekrar şifalar diliyorum. Öpüyorum patilerinden seni Sütoğlan.. |
22-07-2009, 16:08 | #92 |
Ağaç Dostu
|
Sütoğlumun boğazındaki şişlik bugün deşildi kendiliğinden ve nerdeyse gün boyu iltihaplı kan aktı. İlk kan aktığında kedicik baya bir korktu kanı görünce ciyakladı, kaçtı ama o kaçtıkça kanlar da onu takip ettiği için daha çok korktu. Sonradan alıştı bu sefer de yerdeki kanları yalayıp temizlemeye başladı, kızdım yapma, yeme o pisliği diye ama ne beni yanına yaklaştırdı, ne de kanları yalamaktan vazgeçti, ben de kanları yemesin diye elimde bez yanıbaşında bekledim bir yandan da "yanındayım oğlum korkma" yönlü telkinlerde bulundum. Öğleden sonra biraz uyudu ve kalkıp sütünden biraz içti, şimdi her zamanki gibi ben neredeysem orada, evin içinde beni takip ediyor. İnşallah tamamen iyileşir kuzucuğum. Bembeyaz boğaz tüyleri kıpkırmızı oldu. Bu arada hiç de veterinerin dediği gibi bir kütle değilmiş, basbaya iltihaplı bir şişlik, o da patlayıp içindeki pisliği akıtınca şişlik falan kalmadı. Veterinerlerdeki yalnızca inek ve sığır tedavi etme aşkına bir anlam veremiyorum, başka yerleri bilmiyorum ama burda nerdeyse başlarından savdılar, birini telefonla aradım, üniversiteye yönlendirdi, üniversitedekiler de film bile çekmeden koydular teşhisi hem de yanlış. İstanbul'dan birkaç veteriner aradım onlar da görmeden bir şey söyleyemeyeceklerini belirttiler. Böyle acılı kedicikle bir başıma kalakalınca Allah'a çok dua etmiştim, çok şükür kabul etti duamı. Bugün yarın hiçbir şeyi kalmaz artık bu pis sıvıdan kurtuldu ya |
22-07-2009, 19:12 | #93 |
Ağaç Dostu
|
Oğlum daha iyi olduğuna göre bir şirin kediciğin resmini paylaşmak istedim sizinle. Göl kenarında bir lahmacuncu ve civarını yurt edinmiş bir sokak kediciği, bu kadar mı güzel olur, bu kadar mı derin bakışları olur, insanlara pek alışık değil, bahçede kurulu bir masada oturuyorduk, uzaktan mahsun bakışlarını görünce dayanamadım lahmacundan onun payını kestim ve çağırdım ama o, ben çağırdıkça kaçıyor, en sonunda uygun bir yere bıraktım ve masama döndüm. Yemeğini yedi, bizim masaya doğru biraz daha yaklaştı, gittim biraz daha yemek verdim, onu yedi biraz daha yaklaştı, doymak bilmiyor obur. Biraz daha, biraz daha derken sonuç en sonunda patilerini yalaya yalaya kucağıma geldi ve mırıl mırıl sokulmaya başladı. Azıcık lahmacuna karşılık ödülüm çok büyük oldu. Kucağımda derin bakışlarıyla bana teşekkür eden dünya tatlısı bir canlı. |
22-07-2009, 20:45 | #94 |
Ağaç Dostu
|
Sütoğlunuzun bugün daha iyi olmasına sevindim. Galiba benim teşhisim neredeyse doğru. Birkaç güne kadar benim tanıdığım istanbulda olcak ve oğlunuzun resimlerini göstereceğim. Bakalım ısrarımla neler anlatabilecekler bana. Patlayınca içinden akanla beraber şişlik iniyordu benim de gördüklerimde. Neyse iletişimi koparmayalım da bir yardımım olur belki. Bu arada kucaktaki de ayrı bir güzel, inanılmaz. Ben de evdeki misafirleri bir türlü oğluma gösteremedim hala. İyice tedirgin olmasından ve yemeden kesilmesinden korkuyorum. Şu bebeklere bir yuva bulsam içim öyle rahatlayacak ki anlatamam. Birkaç kare de benden olsun bakalım benimkileri sevecek misiniz? Bu benim 16 yaşına yürüyen oğlum...Paşa oğlum... Bu da şimdi oğlumuzdan saklı misaifr ettiğimiz Zeytin ile Kömür kardeşler. Hala çok küçükler ve acil yuva arıyoruz Bu da yine eşimle birlikte üç günlükken bulup yaşattığımız Garfi. Şimdi kocaman bir çita gibi çok sevildiği bir evde yaşıyor. Bu aile dört ay önce eşimle yaşama döndürdüğüm yavrular ve anneleri. Şimdi hepsinin bir yuvası var. |
22-07-2009, 22:23 | #95 |
Ağaç Dostu
|
Sütoğlanın iyileşmeye doğru gitmesine çok sevindim Gözünüz aydın Hayvancağızın da çilesi sona erir inşallah.. Sevgili thomasina, Kömür ve Zeytin'i neden süt annesinin yanında bırakmadınız? Sokakta da olsa bir anneyle büyümeleri daha iyi olurdu gibime geliyor. Kendi yavrusu gibi korurdu onları. |
22-07-2009, 22:39 | #96 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Sûz-i Dilârâ Benim kedimin de kalçasında bu tip iltihaplanma oldu birkaç kere. Apse patlayıp aktıktan sonra veteriner 5-7 gün antibiyotik tedavisi yaptı, hatta son seferinde yara geniş olduğundan dikiş attı. O yüzden verdikleri antibiyotiğe devam edin bence. |
23-07-2009, 00:11 | #97 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Nariel süt anne yanımızda değil. Kuyruğu kopartıldığı için operasyon bekliyor klinikte. Kuyruk için getirmiş sahibi, bir bakıyorlar hamile mecburen bekliyorlar. Doğum yapıyor üç yavurdan ancak biri yaşıyabiliyor. Bebeği 15 günlüktü ki biz Kömür ile Zeytin' i bulduk. Balayını iptal edip evde bunları yaşatmaya çalışacaktık ki sağolsun ilk bakımlarını yapan veterinerimiz önerdi süt anne fikrini. Yoksa zaten hasta bir dişiydi. Sütten biraz kesilmesini ve kendi bebeğinin biraz büyümesini bekliyoruz dedi. Bu da 15 gün civarı sürer, kabul ederse burada kalsın biraz toparlansın sizinkiler dediğinde sevinçten havalara uçtuk eşimle. Baktık aldı bizimkileri yüreği büyük anne. Bizde bıraktık ama tatil dönüşü almak zorundaydık çünkü annenin artık operasyon zamanı gelmişti. İşte bizim maceramız bu. Yoksa ben anne sütten kesmeden yavruların yuva sahibi yapılmasını bile çok gerekmedikçe istemiyorum. Bugün çok iyiydiler kara kardeşler ama Zeytin bir saat önce çok halsizleşti. Hep 22,30 civarı uyutuyordum, geciktiği için mi çok uykusu geldi yoksa başka bir şey mi var anlayamadım. Hoş çok arsızca yemek yiyor belki de ağırlık bastı ama yine de huzursuz oldum ben. Çok tedirginim şimdi uyumayıp kontrol edeceğim sürekli. |
23-07-2009, 05:16 | #99 |
Ağaç Dostu
|
Arkadaşlar hepinize ilgi ve destekleriniz için çok teşekkür ederim. Hastalık boyunca telaşımın azalmasında ve kediciğe panik yapmadan daha soğukkanlı yaklaşmamda çok büyük destekleriniz oldu. Dünden beri içim öyle rahat anlatamam. Oğlum tamamen normale döndü çünkü meraklı oğlum her zamanki gibi dışarda olan bitenleri görmek için pencerenin önündeki yerini aldı. Bugün bir pamuk ıslatıp onun ulaşamadığı tüylerindeki kanları temizleyeceğim. Sevgili Thomasina, baştan beri koyduğunuz teşhis doğruymuş gerçekten. Demek ki azıcık dikkat ve sevgi bile yeterli oluyormuş, dediğiniz gibi iletişimi koparmayalım, siz lütfen veterinerin bana verdiği Penos'u da bir sorun olur mu? Bu süreçte bir faydası olur mu? Yanlış teşhisten sonra güvenim sarsıldı, "yalnızca ineklerde ve sığırlarda görülen bir hastalıkmış!" güya... Bu arada hayata kazandırdığınız kedicikler çok çok tatlılar, Zeytin, Kömür ve Garfi'ye bayıldım, hele Garfi'nin süt içişi, biberonu tutuşu ya diğer minik fareler... Keşke imkânlarımız olsa da bütün sokak hayvanlarına bakabilecek bir yerlerimiz olsa, inşallah kısa zamanda bir ev bulunur yavrucaklara. Zeytin şimdi nasıl, gece halsizleştiğini yazmışsınız? Paşacığa Allah uzun ömürler versin, nazarlardan saklasın. Tolgahann iyi dileklerin için çok teşekkür ederim, Süt'ün yakında sakallar uzamaya başlar. |
23-07-2009, 11:47 | #100 |
Ağaç Dostu
|
Çok sevindim Sütoğlunuza çok sevindim Sûz-i Dilara. Günlük yaşamındaki telaşlara kapılması ağrı, sızı bakımından rahat olduğunu gösteriyor. Aslında o kadar güzel anlatırlar ki canlarının acıdığını, gözlerinin renginden ve oturuş şeklinden kolayca anlaşılıyor. Yeter ki beraber yaşadığımız dostumuzu iyi tanıyıp, gözlemleyelim. Zeytin' e gelince iyi dilekleriniz için teşekkürler. İyi allahtan. O biraz daha küçük galiba fazla oynayınca yoruldu. Bir de fazla yemişti, gaz çıkarmasına yardımcı olunca ayaklarını karnına doğru çekmekten vazgeçince rahatladığını anladım. Ama inanın hemen her saat başı kontrol ettim. Tabii siz benim minik yavruların uykudayken nasıl paranoyak olduğumu bilmiyorsunuz. Yukarıda yaşattığımız Garfi bizdeyken daha minicik, uyuyordu kıyamadım kaldırıp da mamasını vermeye. Uyusun dedim bebeğe daha yararlı. Sonra baktım fazla uyudu elime almamla başının düşmesi bir oldu. Annesini aramasın diye koyduğumuz pelüş kumaşa sarılınca zaten hava sıcak, sıcak çarpması olmuş. Tabii ben kalbini pek hissedemeyince bir çığlık attım, bütün Kadıköy duydu. O çığlığım onu sıçratınca bir an kendine geldi. Onu kalbime yapıştırıp güç alsın diye üstüm başımla veterinere koştum. Gittiğimde beyin fonksiyonları durmuştu tamamen. Omirilik devreye girmişti. Bu da demek oluyor ki yalnızca kalbi ritmik atıyor ve ciğerleri biraz. Yani hayatta ama bitkisel gibi. Karı koca veterinerle ki gerçek anlamda hayvanseverlerdir. Üç saat boyunca yaşama geri döndürmek için uğraştılar. Her şeyi deneyemiyorlar çok küçük ama bırakamıyorlar da delirdik. Ya geri gelecek ama mutlaka hasar bırakacak felç ya da kişilik bozukluğu falan. Fakat bir ara o minicik bedeni gördüğümde dedim ki geri gelsin de ne olursa olsun. Ama çok uzun süre yanıt vermedi bize. Doktorlardan biri artık tıbben yapılacak bir şey yok diyerek, tişörtünün altından göğsüne yatırdı miniği. Kalp atışlarından güç alsın hem de minicik bir tepki verirse de farkedebilelim diye. O göğüste tam yarım saat hareketsiz yattı. Artık çok çaresizdik ki kuyuğunu minicik oynattı. Havalara uçtuk. Hala konuşuruz doktorlarla, bu olayın adı mücizedir. Tam olarak kendine gelmesi günler aldı. Benden de bir ömür gitti. Kendimi o kadar suçladım ki neden uyuyor sandım diye, neden pelüş koydum diye anlatamam. O yüzden bir ara Nariel' e pelüş konusunda uyarıda bulunmuştum. Sıcak vurması kedilerde çok sık rastlanıyor genelde de geri dönüş olmuyor. Yetişkin kediler de bile görülüyor, ev kedilerinde özellikle. Aman dikkatli olalım neolur sıcaklarda. Garfi de o rahatsızlıktan bir hasar kalmadı sanıyorduk ama meğerse aşırı zeka ve yaramazlık kalmış. Şimdi eşimin kuzeninin kedisi o. Gittiğimde mutlak bir kez ağlarım severken. Benim için dönüm noktasıdır o olay. Çok annesiz yavru yaşatabildim ama minik bir kediyi sıcaktan kaybetmek ve birebir onun yaşam mücadelesini izlemek inanılmaz bir ders oldu bana. Bu gece de Zeytin' den o yüzden huylandım işte. Allahtan bir şeyi yok. Hatta şu anda tavşan gibi zıplamakta. Şükürler olsun. Neyse ben yine çok konuştum, herkese sağlıklı, sevgiyle dolu günler dilerim., tabii miniklerimizle birlikte... |
29-07-2009, 23:16 | #104 |
Ağaç Dostu
|
Size kurban olayım ben. Bu kadar güzel olur işte doğanın yüreğinden kopan. Onları yok sayanlara sözüm, güzel bulamayan, minicik kalplerinin atması için çaba harcamayan, eli kolu bağlı, dahası ruhu kararmışlara sözüm... |
01-08-2009, 14:45 | #107 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Thomasina, bizim internette sorun vardı birkaç gündür gelemedim, kesilip duruyordu bugün düzeldi. Sütoğlum şimdi çok çok iyi, günlük yaşantısına döndü. İlk şişlik patladıktan ve içindeki iltihabı akıttıktan sonra biraz şişlik daha kalmıştı, onu da yanağından patlattığı ikinci bir yerden akıttı, bir-iki gün damla damla sarı su geldi şimdi her iki yara da kabuk bağlamaya başladı. Boğazındaki ve yanağındaki tüyleri de tekrar çıkmaya başladı. Bu sıra bol bol süt ve yoğurt yiyor, tabağını boş gördüğü zaman beni çağırıp buzdolabına götürüyor, ya süt ya da yoğurt istiyor. Bu hastalığın benim için en sevindirici yanı da, kediciğimin daha önce ilgi duymadığı gıdaları da istemeye başlaması. İlginiz ve duyarlılığınız için tekrardan çok teşekkür ediyorum. Süt'ün biraz önce çektiğim resimleri; |
01-08-2009, 15:16 | #110 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Arzu, kedicik terbiyeli mi bilmem de büyüme sürecinde çok çektik, bir porselen demliğimi, bir porselen şekerlik kapağımı kırdı, takımlarımı bozdu İki defa ocağın üstünden çay dolu demliği ocaktan aşağı tangur tungur devirdi, duvarları, halıyı mahvetti o kadar yaramazdı ki! Okurken sehpanın üzerine bıraktığım kitapları tırmalaya tırmalaya mahvetti, bir kere evin içine kazara girmiş bir kelebeği kovalarken tv sehpasının ve diğer sehpanın üzerinde ne var ne yok yere indirdi, bir ara duvardaki tablolar hep yamuktu, oyun olsun diye koltuğun üzerine çıkıp tabloya patisiyle vuruyor, tablo öbür tarafa eğilince bu sefer de öbür patisiyle tekrar vuruyor, en komiği de bir gün mutfağa bir girdim, bizimki tüle tırmanmak isterken başaramamış tülde asılı kalmış, minik olduğu için de perde de çıkmamış yerinden, öyle bir ileri bir geri sallanıp duruyor bir yandan da miyavlıyor, ciyaklıyor korkmuş. Çiçeklerime verdiği zararları, sabahın 3'ünde başucuma gelip beni uyandırmasını onunla beraber evin içinde dolaşmamı istemesini, evin içinde muhtelif noktalara işaretler bırakmasını da saymıyorum ve daha aklıma gelmeyen onlarca vukuatını da. Şimdi iki yaşında eski yaramazlıklarından birçoğunu terketti ama bize de çok çektirdi. Her şeye rağmen ne kadar da çok seviyorum oğlumu. Düzenleyen Sûz-i Dilârâ : 01-08-2009 saat 19:00 |
01-08-2009, 15:19 | #111 |
Ağaç Dostu
|
Süt Oğlan aferin sana. Çok sevindim, iyi olmasına. Kediler tüm hayvanlar gibi bedenlerini iyi tanıyorlar ve dinliyorlar, ona göre bazen yemek istiyorlar. Tıpkı ihtiyaçları olduğunda ot yedikleri gibi. Araştırsak eminim o süt ve yoğurtta sizinkinin şu andaki durumuna uygun bir madde mutlaka buluruz) Sevgili Arzu Kasapoğlu, benim koltuklarda perişan, kumaş sandalyelerde... Hatta bu aralar bendeki minikler ne kollarımı bıraktılar ne de bacaklarımı... Katlanıyoruz, bile bile)) |
01-08-2009, 15:49 | #112 |
Ağaç Dostu
|
Kalbi sevgi dolu dostlarım, yazılarınızı takip ettikçe, varlığınızı bildikçe içim rahatlıyor. Ben Miagi'ye (miagi, benim aslan parçası kedim) arada bir halis zeytin yağı veriyorum. Normal zamanlarda sadece bir kaşık içiyor, eğer kavga ettiyse, yarası beresi çoksa bir çay bardağı kadarını hemencecik içip, tekrarı için yüzüme bakıyor. |
01-08-2009, 22:12 | #114 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Süz i Dilara , bu görmüş olduğunuz kediciklerden malesef birtanesi yaşıyor,oda annemde .Geçenlerde beş yavrusunu düşük yapmış.Herhalde ilk hamileliği olduğundan beş yavruyu bünyesi kaldıramadı.Yakında annemlere gidince resmini çeker size gönderirim.. |
01-08-2009, 22:24 | #115 |
Ağaç Dostu
|
Diğer kedicikler ise sizleri üzmek istemem ama ne yazıkki araba ezdi.Evimiz cadde kenarı olduğu için kedicikler kendilerini arabalardan koruyamıyorlar.Ama bazı kedilerde arabalara çok dikkat ediyor.Anneleri Tasma,lı beş yaşında karşıdan karşıya geçeceği zaman etrafı kolluyor,araba olmadığından emin olunca karşıya geçiyor..Ben ve eşim elimizden geldiğince kedicikleri korumaya çalışıyoruz ama fazla elimizden birşey gelmiyor çok üzülüyoruz.... |
02-08-2009, 23:18 | #116 |
Ağaç Dostu
|
Arkadaşlar, önceki mesajımla umarım sizleri üzmemişimdir.Kediciklere evimiz müsait olmadığı için ancak balkonda bakabiliyoruz.Eşim onlar için mobilyacıda özel olarak ,çok güzel bir yuva yaptırdı.Evimiz 2.kat ve balkonumuza kadar tırmanan bir asmamız var .Kedilerimiz asmadan inip çıkarak balkonumuza ulaşıyorlar.Tabi dışarıya alıştıkları içinde sokaklarda geziniyorlar ve evimiz cadde kenarı olduğu içinde arabalardan kendilerini maalesef koruyamıyorlar.İnanın eşim ve ben bu konuda birşey yapamıyoruz.Bazı kalpleri kararmış, bu dünyanın sadece insanlara ait olduğunu sanan kişiler, kedilerimizin balkona tırmanmalarından rahatsız oluyorlar.Alt katımızda yaşayan kişi kedilerimizin kendi kapısından geçip ,balkonumuza tırmanmalarını engellemek için çok komik yöntemler uyguluyor ama engel olamıyor..... Düzenleyen Lalezan : 02-08-2009 saat 23:21 Neden: imla hatası |
02-08-2009, 23:52 | #117 |
Ağaç Dostu
|
Ah Lalezan, ne yapsak da sokaktaki tehlikelerden onları koryamıyoruz. Sizin oralara göre biz burada daha zorluk çekiyoruz. Ama sokakta yaşayan dostlarımız için hayat zor. Bazen ufaklıklar elimizin altında araba tehlikesine karşı eğitilmiş oluyor ama yine düşüncesiz biri tarafından canı yakılıyor. Kışın daha da zor. İnsanlara uzak olan yavrular ısınmak için arabaların motorlarına giriyorlar. Eğer şanslıysa bizim sokakta ve biraz da bağırmışsa aşağıya inip girdiği arabanın üstüne not bırakıyorum. Bizim sokak insanı da esnafı da artık benim bu hallerime alıştı. Hatta hiç kedi beslemeyen hatta uzak olan ve belki de sevmeyen birilerini bazen yardım için en azından bana haber verirken görüyorum. Sonrasında yardım da ediyorlar. Kazanılmış insanlar. Çok seviniyorum o zaman onların adına. Ama dedim ya ne kadar uğraşsanız da birileri hep engel oluyor. Çok kötü şeyler yapanları gördüm. Başka türlü anlamayınca devam edince kendimi kaybettiğimi de hatırlıyorum. yine de sonuç değişmiyor. Büyükşehir onları yutuyor. En iyisi güvende olmadıkça doğmasınlar istiyorum bazen. Bütçem uygun oldukça kısırlaştırma yaptırıyorum ama. Ne olacak yani yavru kedi göremez hale mi geleceğiz? Gideceğim bu şehirden istediğim kadar hayvanı besleyebileceğim, sığınanlara, bana bırakılanlara bakabileceğim dağ başı bulacağım. Başkaca bir çaresi yok anlaşılan. İçim ezildi yine...Umutsuz olmayayımda kuzucuklara bir yararım olsun değil mi? Tüm doğa güçleri sizin ve eşinizin yanında olasun. Sevgiyle kalın. |
03-08-2009, 10:35 | #118 |
Ağaç Dostu
|
sn. Arzu söylediğiniz olayı ben de yaşadım malesef benim yavruları kaybettim. Öğrendiklerimi size de aktarmak isterim. 1. Kesinlikle yavruları ısıtmak için termofor benzeri ısıtıcı kullanmayın barsaktaki bakterilerin çoğalmasına neden oluyor. bir bez veya battaniye koyun yanlarına daha iyi. 2. süt yerine bebek maması suda çözülenlerden, normal sulandırma oranından daha fazla sulandırarak. 3. ilaç olarak ise bir diş sarmısağı tuzla ezin ve bir yemek kaşığı yoğurda karıştırarak damlalıkla veya çay kaşığı ile yedirin biraz nazlanıyorlar ama kesin sonuç veriyor. bizim köpeği ve bahçedeki kedileri öyle kurtardım. |
03-08-2009, 12:05 | #119 |
Ağaç Dostu
|
Sayın mavincan, aydınlatıcı bilgileriniz için çok teşekkür ederim. Benim kedilerim büyüdü ve yakında iki yaşına girecekler. Şu an gayet iyiler Anlattığınız sarmısaklı karışım bağırsak kurdu için mi? |
03-08-2009, 18:19 | #120 |
Ağaç Dostu
|
sarmısak-yoğurt karışımı
sn Arzu; söylediğim sarımsak yoğurt karışımı kedi ve köpeklerde gençlik hastalığında faydalı oluyor. Bunu barınaktan aldığımız yavru körek hastalandığında veteriner önermişti uyguladık, antibiyotik tedavisi ile beraber. köpek iyileşti. Notumda belirttiğim gibi bahçedeki hasta kedilere verdiğimde de olumlu sonuç aldım. Sanıyorum sarmısak ve yoğurt karışımı güçlü bir antibiyotik etkisi gösteriyor. saygılar. |
|
|