Küçücük Bir Kaktüs (Canlı Anahtarlık)
 

Bir alışveriş sitesinde gördün çok şaşırdım. Gerçekten canlı mı çok merak ettim doğrusu. Sizinle de paylaşmak istedim.
Zavallıcık o küçücük şeyin içinde yaşar mı gerçekten?

Sitede;

"Süper küçük, canlı bir bitki. Japon mucizesi ! Anahtarlığınıza, cep telefonunuza **** çantanıza takın...

Yılda 3 kez sulayın
Yazın suya ihtiyaç duymaz
Hızlı büyümesi için her iki ayda bir sulayın " şeklinde yazıyor.

Hızlı büyürse nasıl sığacak kabına o da bir soru tabi :D

Çok sevimli. Sanal bebekler vardı bir ara böyle anahtarlık olarak kullanılan. Doğaya , gerçeğe dönüş var sanki... :P

Yine bir Japon klasiği... Herşeyin en küçüğünü yaparlar.:)
Kaktüsün su ihtiyacı azdır ve kapalı bir fanusta bu ihtiyacı çok uzun süreler idame ettirirler. İyi fikir. Ardından Tayland malları gelirse şaşırmam. Japonlar icatta birinci, Tayland taklitte birinci....

Canlıların aksesuar amacıyla kullanılması beni oldum olası üzmüştür. Geldiğimiz son noktayı wurgulamak amacıyla bu küçük anahtarlıkları bizimle paylaştığın için teşekkürler mecegh. Benim evimde kaktüslerim var, onları ilerde bir bahçeye dikip ömürlerinin sonuna kadar yaşamaları için elimden geleni yapacağım.

Yanlışlıkla "w" kullandım yine. Elim alışmış :(

Sevgili bottistar, kendi mesajında "düzelt" diye bir düğme göreceksin. O düğmeye basarak, mesajını gönderdikten sonra fark ettiğin hatalarını düzeltebilirsin.:)

Ben de bir doğa ve canlı severim ama bu durum beni üzmeye yetmiyor. Büyük ihtimalle yakın gelecekte böyle güzelliklere ihtiyacımız olacak. Doğayı küçük alanlar içinde yanımızda taşımamız gerekecek:mad: . Varsın olsun onlar icat ededursunlar. Biz kendi çevremizdeki güzelliklere, kaybolmadan önce doya doya bakalım:(

Evet ihtiyacımız olacağı kesin ama bir bitkiyi küçük bir anahtarlığın içine sıkıştırmaya güzellik denemez bence. O bitkinin ne kadar rahatsız olacağına kuşku yok. Ama pek tasvip etmesem de mecburiyet duyacağımız, otomasyon ile sağlanan hidroponik bitkilerin şehirlerin gelecek yaşantılarında yeri büyük olacağa benziyor. Hemen bir link:
http://www.verticalgardenpatrickblanc.com/

Biraz bakınırsanız birçok yerde uygulanmaya başlandığını göreceksiniz. Üzücülüğün içinde sevindirici bir durum diye nitelendirebilirim. Ama dünyanın gidişatına üzülüp de hiçbir şey yapmadan durmak yanlış ******.

Haklısın Todor önümüzdeki maçlara bakacağız :)

Peki devamlı değişen ışık açısı bu bitkiler için zararlı olmuyor mu?

Benim nazarımda, bir canlının '' dekor '' olarak kullanılması kesinlikle tasvip edilecek bir davranış değil.

Bu başlığı görünce aklıma, insan eline düşmüş cefakar Havai Kızıl Karides 'leri ( Alocaridina Rubra ) geldi.

Bu üründe '' Japon Mucizesi '' gibi sloganlar kullanmışlar.

Beachworld Gorgonia için de '' Nasa mühendislerinin son buluşu '', '' Minyatür bir Dünya '', '' Kapalı bir ekosistem '' vs. gibi sloganlar kullamışlardı.

http://www.shobbo.com/index.asp?pid=...ssic%5C%2015cm.

http://www.eco-sphere.com/home.htm

Fiyatı da az - buz değil. O '' hücre ''ye verilecek meblağ ile, karideslerin, içerisinde kıpır kıpır dolaşacağı güzel bir akvaryum alınabilir.

İSAK Forumlarında Oğuz Sağlam 'ın bu karidesler ve bu karideslerin içerisinde hapsedildiği '' kapalı ekosistemler '' hakkında çok güzel ve açıklayıcı bir mesajı var:

http://www.akvaryumkulubu.org/vbulle...5&postcount=54

Saygılarımla...

Bu tür buluşlarla alışveriş dürtüsü kullanılarak köşe dönülüyor diye düşünüyorum. Bilmeyen biri satın aldığında bir süre bakacak, sonra elindeki bitki **** hayvan ölecek. Gidip yenisini alacak. Eşine, dostuna da herdiye edecek. Onlarda belli süre sonra bakamayarak kaybedecek. Tekrar alacak. Buluşu satanlar da köşeyi dönecek. Belki bizler çok ince düşünüyoruz. Ben olsam bana hediye edilse (ben gidip satın almam) Bir süre böyle bakmayı denerim(en fazla 3 gün dayanırım), sonra vicdanım beni dürter ve camı kırıp içindekini normal saksıda yetiştirirrim. Olay bu kadar.

İnsanoğlu gerçekten çok acımasız ve bencil, buna ben de dahilim. Biraz düşündüm de (kendim için konuşacak olursam) benim ailemden birileri, birilerinin yaşam alanlarına sırf keyif versin, zevkle seyredilebilsin diye sokulsa eminim elimde kasatura, mınçıka o birilerinin yaşam alanı dedikleri ve içinde yaşayanları yok edip ailemi kurtarırım. Ama aynı durum bitkiler ya da ev hayvanları için geçerli olunca durum hiç de öyle görünmüyor gözüme :( Daha doğrusu bu canlılar doğal hayatlarında tükenme tehlikesi altında değilse veya zaten özel şartlarda yetiştirilmiş ve bana ulaşmışsa herhangi bir sorun yok benim için.

Bir oda düşünün. Yerdeki büyük yastıktan başka hiçbirşey yok. Bir de aynı odayı içinde minik, sevimli, oyuncu bir kedi, köşelerde güzel kokular saçan, gözlerimize güzellikleri ile banyo yaptıran bitkiler ile düşünün. Hangisinde yaşamak size daha cazip gelirdi. İçinde canlılık olanı tercih ederdim ben. Sonuçta o bitkileri de seviyor ve yaşatıyor olacaktım, kedicikle de mutlu mesut oyunlar oynayacaktım.


İnsanoğlu'nun yaşamının %50'sinin yemek yemek olduğunu düşünürsek, gırtlak derdine düştüğümüz için doğaya verdiğimiz zarar, böyle görsel güzellikler için verdiğimizden çok daha fazla ve geri dönüşümsüz bence ve bu beni çok daha fazla üzüyor. Eğer birşeyler için çalışmamız, savaşmamız gerekiyorsa, bunu "bilinçsiz tüketim" adına yapmamız gerektiği kanısındayım.

Saygılar.

Tüm konularda herşey gelip zevk meselesine dayanıyor. Bu konuda açık fikirli olmalıyız. Ben etrafımdaki herkese, elimde olan çiçeklerden, bitkilerden ve tohumlardan dağıtıyorum. Hiç çiçeği olmayana nerdeyse zavallı gözüyle bakıyorum. Onu bitki yetiştirme konusunda bilgilendirmeye hatta bir çiçek edinmeye teşvik ediyorum. İnatla çiçek beslemem diyene de pek iyi gözle bakmadığımı itiraf edeyim. Zevk olarak yola çıkıyoruz genelde, ama bence; bitki yetiştirmek (buna akvaryum da dahil) büyük bir ihtiyaç. Benim evdeki tüm çiçeklerimi alsalar, bundan böyle bir daha çiçek yetiştirmeyeceksin deseler, kendimi akıl hastanesinde bulurdum galiba.

Sabah daha yüzümü bile yıkamadan, kar da yağsa önce balkona çıkar ve çiçeklerime günaydın derim. Onların ihitiyaçları var mı diye incelerim, ihtiyaçlarını giderdikten sonra ev içindekilere sıra gelir. Sabah rutinlerimde elimde fısfıs (bu adı sitede biri vermiş onsan kopya çektim) shefflera, benjamina ve diğer nem seven ne varsa spreyle su sıkıyorum. Artık eşim de alıştı, beni evde aramıyor. Biliyor ki balkondayım. Eve gelen tüm misafirlerimle ilk 5 dakikalık sohbetten sonra balkona çıkarıp bitkilerimle ilgili bilgi veririm, eline de bir çelik tutuştururum. Herkes alıştı beni böyle kabullendi. Zevk için saksılara diktiğimiz çiçeklere zulüm yapıyoruz dendi mi bana birşeyler oluyor. İçim daralıyor. Bakmasını bilmeyen arkadaşlara öğretmek misyonlarımdan birisi. Bakamayan olursa elindekini alıp, iyileştirip öyle geri veriyorum. Şimdi ben zalim ve duyarsız mı oluyorum?:mad: .

Bana kaş çatmıyorsunuzdur umarım:( Ben o canlıların ailelerinden, özel yaşam alanlarından ayrılıp küçük alanlara sıkıştırılması açısından "acımasız ve benciliz" demiştim biz insanoğluna. Ama en azından kesip, biçip şekil verip ya da içini doldurup bir köşeye süs diye koymuyoruz, onları yaşatıp karşılıklı mutluluk yaşıyoruz evlerimizdeki canlılarımızla.

Bir gün ben de size misafirliğe gelebilir miyim bana da bir kaç çelik verirsiniz belki:rolleyes:

Sana kaç çatmıyorum tabii ki:) Bazen konusu geçiyor; özellikle bonsai hakkında acımasız, duyarsız gibi suçlamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Ona kaş çatıyorum.

Ne zaman istersen kürekçi:) Kaktüs türü isteme ama:) Bir tane var, onu da yeni köklendirdim. Ondan büyüyünce veririrm ablası.

Kaktüslerle ilgili çok kötü bir anım var (Antalyada kaynana dilinin üzerine düşmüştüm :() ama yine de çok hoşuma gidiyorlar. Belki de muhteşem bir adaptasyonları olduğu içindir. Teşekkür ederim öyleyse şimdiden :)

Başta güzel duruyor ama bence resmen işkence. Akvaryum hobisiyle çok haşır neşir olduğum için biraz dar yer konusunda hassasım. Ben de bundan bir iki başlık altta resmini koyup soru sorup hakkında cevap alamadığım bir kaktüsüm var. Geçen gün pencereyi açınca rüzgardan devrilmiş. ben de hazır saksıdan çıkmışken büyük bir yere aktarayım dedim.

Bu bir canlıya yapılan zulüm değil midir? Bonsai'ye karşı çıkma nedenim de zaten aynı temele dayanıyordu...

Sorgulayalım... İnsan, her şeyi yapma yetkisi olan bir varlık mıdır, yok her şeyi keyfine uydurmak isteyen bir varlık mı ?...

Sevgili mecegh
o alışveriş merkezinin adını verirsen sevinirim.
o kaktüsten birkaç tane alıp evde bir saksıya aktarmak istiyorum.
bari birkaç tanesini o esaretten kurtarırsam sevinicem çünkü.

Siz satın aldıkça daha çok üreteceklerdir. Bence boykot edelim.

Sevgili btatar,
evet haklısınız almak onları yenilerini yapmaya teşvik etmektir.
Saygılarımla

E, o zaman sitenin adresini vermiyim bari ;)

herkese tavsiye ederim
 

çok güzeller yaa..

ben de aldım valla bi tane..

bi tanesini de masama koydum iş yerinde.. gelen geçen ona bakıyo..

çok sevimli şeyler herkese tavsiye ederim..

burcu

Minicikler ama insanın gözleri bayram ediyor.

Sayın burcumusun resimlerini görmek istesek nereden ve nasıl ulaşabiliriz?
Bilgi almam mümkün müdür?

Biz ise burada neler konuşmuştuk...

Yanlış anlaşılma oluyor sanırım.

Ben kimselere tavsiye etmem. Hareket edememesi ve kendini bizim anlayacağımız şekilde ifade etmememsi acı çekmediği anlamına gelmez. Gerçi çığlık çığlığa haykıran canlıları bile yaşamayacakları kadar küçücük yerlere sokuşturuyoruz.:mad:

Evet o miniklere eziyet edilmesini bende istemiyorum ama bu bir anahtarlıktan çok cep telefonununun ucuna takılan bir aksesuar ve biliyor musunuz arkadaşlar bilmiyorum kaktüsler insan üzerindeki ve etraftaki fazla radyasyonu alıyorlar;) bu amaçla üretilmiş bir cep telefonu aksesuarı. Cep telefonlarının etrafa yaydığı radyasyondan ve beyne olumsuz etkilerinden bahsetmiyorum bile... büyüyünce minik bir saksıya koyarız:D insanlığa yaralı bir buluş olarak bakmak lazım bazen olaylara :)

Acaba o minik kaktüs çiçek açarmı???