Çekirdek
 

Agaclar.net'e geliş maceranız nasıl oldu?

Küçük terasımda bir su bahçesi oluşturmak istemiştim.
Fiberglastan büyükçe bir havuz alıp su doldurdum. İçerisine ve çevresine kendimce suda yetişebilen ve nemi seven bitkiler yerleştirdim. Ama zamanla çoğunda mantar ve başkaca patolojik durumlar oluştu. Kendi bilgim ve kitaplarımla sonuca ulaşamadım. Çözüm için internette arama yaparken devamlı Ağaçlar.net ile karşılaştım. Bilgilerinden bolca yararlandım.

Foruma giriş nedenim de Çatalca'daki arazimle ilgili görüşler, bilgiler almaktı. Ama o günden beri 'oku kulum'dan 'sor kulum'a terfi edemedim...

Burada neler öğrendiniz?

Çok şey.

Ben kendi çevremde kendimi bitkilerle ilgili çok şey bilen biri zannederken, forumdaki arkadaşları okudukça yetersizliğimi farkettim. Ve havlu attım desem doğru olur.

Öğrendiklerim sadece bitkilerle sınırlı değildi ama. Arkadaşlardan, sanalda da olsa (toplantılarımızda da gerçekleşen) saygıyı, sabrı, kızgınlığı ve sınırlarını da, hoşgörü ve sınırlarını da, paylaşmaların hazzını bir başka boyutuyla öğrenmiş oldum.

Diğer üyeler sizden neler öğrendi?

Diğer üyelerimize pek faydam olamamıştır sanıyorum.
Ama buradan öğrendiklerimle çevreme verdiğim bilgilerden çok kişinin faydalandığını biliyorum. İletkenlik görevi yapıyorum...

Sizi tanıyalım.

Çocukluğum İstanbul ile Karacasu yaylaları arasında gel-gitle geçti.

On üç - on dört yaşlarından itibaren "ya avukat olacağım ya mimar" diyerek Hukuk Fakültesine girdim. Bitirip diploma alamadım ama yaşam içerisinde bugüne kadar neredeyse alaylı hukukçu oldum. Yirmi yıl sonra üniversite sınavlarına tekrar girip, mimarlıkta tanjant-kotenjantlarla, sinüs-cosinüslerle çok uğraşmamak için hafifinden iç mimar olayım istedim. Birinci sınavı kazanıp ta yetenek sınav tarihini kaçırınca bana, o konuda da alaylılıkla yetinmek kaldı.

Bir oğlum var, on altı yaşında, Güneş.

Çalışmayı çok seviyorum. İşci olarak ta, işveren olarak ta, ikisinin karması gibi bir şey olan 'ev kadını' olarak ta. Yıllarca inatla satranç oynamayı öğrenmeyi reddettim. Oturup durmaya tekabül edecek diye. İşe bakın ki Ağaçlar.net'in karşısında kaç saatler oturuyorum artık...

Zamanınızın ne kadarını bitkilere ayırıyorsunuz?

Tam zamanlama verebilmek zor. Bu yıla kadar hiç olmazsa kışın dört ay oldukça az ilgileniyordum. Ama bu yıl sitemizden öğrendiklerimle erkenci tohum çimlendirme deneme ve çabaları için az ilgilendiğim dönemim de kalmadı.

90 ile 140 sayıları arasında gidip gelen çiçeklerle ilgilenebilmek için "geçerken uğradım" diyemiyorsunuz. Hatta bazen kendime gülüyorum, cefasını mı çekiyorum sefasını mı sürüyorum diye. Ne mutlu ki cefasını çekerken bile sefasını alıyorsunuz.

Ağaçlar.net'te "şu da olsaydı" ya da "olmasaydı iyi olurdu" diyebileceğiniz neler var?

Doğa ile (dünyamız diyemeyeceğim, yoksa herşey girer içine) ilgili etkinliklerimizin olmasını, 'Satış için önerileriniz' başlığında dile getirdiğim organizasyonun olabilmesini isterdim.

Diğer üyelere ne tür önerileriniz olur?

Öncelikle dilin kullanımı ve yazım kuralları ile ilgili uyarılardan alınmamalarını. Bu konudaki uyarıları kişiliğe saldırıymış gibi görmemelerini.

Özellikle deneyimli üyelerimizin, bir-iki mesaj üstteki mesaja yanıt verirlerken n'olur alıntı yapmamalarını.

Bitkilerle ilgilenmek sizi nasıl etkiliyor? En çok ilgilendiğiniz türler hangileri?

Zaten su içmem, uyumam gibi bir şey. Yanıtım dışarıdan okuyanlara abartılı gelebilir de forum üyelerine yabancı değildir.

Sorunuzu tersten yanıtlayayım; bitkilerle ilgilenmemek bedensel dengemi bozuyor mudur bilemiyorum ama ruhsal dengemi bozuyor. Budama yapmayı, saksı değiştirmeyi v.s.yi planlamışken araya başka bir iş ya da kişi girince, bir an önce bitsin ya da gitsin diye düşünüyorum. Hiç hoş değil aslında..

Yetiştirdiğim özel bir tür yok ama dış mekan bitkileri yetiştiriyorum. Güneşsizlik nedeniyle salon bitkim çok az. Praecox yüzünden(!) şimdi üç adet orkidem var, sonlarını merak ediyorum.

Bitkilerle ilgilenirken yaşadığınız en ilgi çekici, trajik ya da komik olay hangisi?

Dört yıl önce terastaki çiçeklere Bordo Bulamacı yapacağım. Kutusunun üzerindeki ölçekler büyük araziler için. Ben binde bir oranında azaltacağım. Suyu azaltmışım binde bir, bulamacı ise yüzde bir... Bütün çiçeklerim oldu mu masmavi... "Ben hiç bir bahçede, hiç bir dönemde böyle mavilikle karşılaşmadım ki" diye sorgulaya sorgulaya iki gün geçti. Yanlışı anladığımda bütün bitkileri yıkadım ama pek çoğu bozulmuş, garipleşmişti.

Foruma katıldıktan sonra ileriye dönük planlarınızda değişiklik oldu mu?

Planlarımda değişiklik olmadı ama o planlarıma yaklaşırken daha bilinçli olmamı sağladı forum.

Toplantılara katılıyor musunuz, gözlemlerinizi yazar mısınız?

İstanbul toplantılarına katılıyorum. Yalova ve İzmir toplantılarına da katılmak istiyorum.

Bitkilerle ilgili yaralandığınız ve önereceğiniz kitaplar hangileri?

Direkt bitkilerle ilgili değil ama, Bir Çift Yürek'i okuduktan sonra doğaya ve ürünlerine yaklaşımım daha farklılaştı. Neredeyse biberin saplarını da haşlayıp-yumuşatıp-kızartıp yiyesim geliyor.

Terasımı ilk kurarken Gülnar Onay'ın Bir Bahçe Kuruyorum kitabı çok yararlı olmuştu. Hasad Yayıncılığın Peyzaj Mimarlığı kitabı da çok iyi, başucu kitabım. Derler ya "şiddetle öneririm" diye...

Doğa ve çevre ile ilişkisini örnek aldığınız ya da örnek diye göstereceğiniz insanlar var mı?

Nice isimsiz kahramanlar olduğunu düşünüyorum. (Bizden yine isim alamadınız, ser veriyor isim veremiyoruz!!)

Üye olduğunuz diğer forumlar hangileri? Ağaçlar.net'i onlardan ayıran özellikler nedir?

Üye olduğum başka forum yok. Sıklıkla okuduğum diğer ziraat siteleri ve evcil hayvan siteleri var (ama evcil hayvanım yok, iki su kaplumbağası hariç).

Bitkilerle ilgili mesleki eğitim aldınız mı, almak istermisiniz?

Mesleki eğitim almadım. İsterdim ama sadece bitkilerimde faydası olması için değil. Doğanın kuralları ve kanunları aslında bütün yaşantımıza yön verebilir. İş, eş, aşk, sosyal, toplumsal, özel, politik... Hepsindeki geçerli ve geçersiz tüm yönlenimler.

Eğer ziraatta okusaydım ve ziraatçı olmasaydım bile oradan öğrendiklerimi bireysel yaşamıma uygulardım herhalde. Karı, soğuğu ve yağmuru yiyen, bu dinlenme döneminde bunlardaki enzimlerle beslenen doğanın güneşi-ısıyı görmesiyle uyanışı, bunların varlığındaki bitki örtüsünün değişikliği, az ya da çok oluşundaki bitki karakterlerinin değişikliği, ve insanlardaki ve toplumdaki karakterler... Fizik kanunları da öyle.

Etkimeler-tepkimeler, birikimler-sıçramalar-değişimler... Kişilere, ilişkilere, olaylara ne güzel yön gösteriyor aslında.

Zamanınızın ne kadarını Ağaçlar.net'e ayırıyorsunuz?

Sadece geceleri zaman ayırabiliyorum. 2-3-5-7 saat arasında değişiyor.
Bu durumdan biraz da şikayetçiyim aslında. Kitap okuma saatlerimi çaldı benden. Neden tek bir siteye bu kadar saat ayırıyoruz acaba? Normal mi bu?

Çocukluğumuzda kardeşimle Devlet Çocuk Kütüphanesine gider, kapandığı dakikaya kadar okur, çıkmak istemezdik. Bu da böyle bir şey galiba.

Bitkilerden başka ilgilendiğiniz neler var?

Hemen her tür el işi üretimlerinden hoşlanırım ve yaparım. Daha genç olsaydım hakkıyla marangoz olmak isterdim. Tamirat ve tadilatlar (elektrik ve su hariç), resim yapmak .

Bitki, tohum, çelik paylaşımlarına katıldınız mı? Neler düşünüyorsunuz?

Toplantılarımzdaki paylaşımlara katıldım.

Hangi üyeler sizi olumlu yönde etkiliyor, neden?

Bir çok üye tabi ki. Diğer üyelerin hakkını yiyerek ilk anımsadıklarım;

Yücel Özlem'in akılcılığı, kişilere ve sorunlara yaklaşımındaki sabır ve bilgelik.. sonsuz saygılar.
Mine Hanımın yazmaya yorulmadan onca saat bizlere bilgileri aktarma çabaları.
Selahattin Yılmaz'ın özellikle alanındaki her konuda "bu başlığı da göremez, yanıtlamaz" sandığımda bile hemen imdada yetişmesi.
Sebo'muzun her konudaki aşkı ve organizatörlüğü ve genç soluğu.
Todor'un ve Mahmut Leventoğlu'nun sadece bitkilerle değil, hayatın hemen her alanında bildikleri şeylerin çokluğu (şapka çıkartıyorum ve imreniyorum).
Ferda Ülkümen'in sessiz ve sakin ve derinden ve seyrekçe, tam da doğru yanıtları araştırıp bizleri bilgilendirmesi.
Aybala'nın ve Lerdemir'in ince, zeki, nüktedan halleri.
Ve daha...

Gönüllüsü olduğunuz Sivil Toplum Örgütleri var mı? Hangileri?

Malesef yok. Çağa bu ucundan ayak uydurdum...

Doğa ve çevre konularında yapılan protestolara aktif olarak katılır mısınız, katılmak gerekir mi?

Katılmak gerektiğine inanıyorum. Özellikle büyük katılımlı protestoların etkili olduğunu biliyorum. Ama pek azına katılıyorum, biraz bu çağ biraz öbür çağ.

Tv ve radyoda bu konuları işleyen programları yeterli buluyor musunuz, nasıl olmalı?

Yeterli hiç değil. Olmaz da zaten, çünkü başka öncellikler var.
Trt2 ve Trtint'te bazen çok iyi tarım programlarına rastlıyorum, keşke olabilse daha çok.

Hobi bahçeleri hakkında neler düşünüyorsunuz?

Bence doğru düşünülmüş. Bu olanağı yaratanlara teşekkürler.

En sevdiğiniz; ağaç, çiçek, kitap, şarkı, müzik grubu-müzik sanatçısı, ressam, şair, film, web sitesi. Hepsinden sadece birer tane yazın.

Lütfen ikişer taneye müsade edin.

Kauçuk ağacı, Toros Sediri
Ortanca, Sardunya
Seçemem
Kartaneleri,Carmina Bruna, Fantom of the Opera
Sting
Seçemem
Nazım Hikmet, Atilla İlhan
La Sur (Güney)

Sevgili çekirdek, güzel yazın için teşekkür ederim. Seni tanıdığıma çok memnunum, değerli bir arkadaş, dostsun. Cafe buluşmalarımızı özledim. Herşey gönlünce olsun, sevgili arkadaşım.

Sevgili çekirdek, kendinizi anlattığınız yazınızı keyif alarak okudum ve böylece sizi daha yakından tanıdığımı düşünüyorum. İnşallah en kısa zamanda karşılaşır da dostluğumuzu daha da ilerletiriz. Çatalca'daki bahçenizde size kolay gelsin ve herşey gönlünüzce olsun.

Sevgili Çekirdek,
çok fazla muhabbetimiz olmasa da, sizi tanıdığıma memnunum :) iyi ki bizimlesiniz :)

Çekirdek, Güler hanım'ın bahçesini ziyarete iyi ki gelmişim ve sizinle iyi ki tanışmışım diyorum kendime, sadeliğiniz, güleryüzünüz ve hoşsohbetiniz için çok teşekkürler. Ayrıca plancı :D kişiliğiniz de gözümden kaçmadı. Planlarımızı uygulamaya sanırım az kaldı.:D

Sevgili Arkadaşlarım, güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim.
Ama biliyorsunuz değil mi, sizler güzel olduğunuz için ben güzelim..

Ahh, sevgili çekirdek, nazik arkadaşım.

Sevgili Çekirdek,
İnsanın tanıdığı ve özenle koruduğu bir dostu hakkında yazması ne zor. O nedenle yazmayacağım. Dostluğuna ,arkadaşlığına ,varlığına teşekkürler. Bütün isteklerinin gerçekleşebilmesi dileğiyle .

Sevgili çekirdek, kendinizi anlattığınız bu yazıyı okumadan önce de sizin ne kadar sade ve içten olduğunuzu görebiliyordum, yanılmadığımı anladım, iyiki varsınız. Sizi tanıdığıma sevindim.

Sevgili Çekirdek, seni tanıdığıma çok memnun oldum. Yazıların ve bakış açınla foruma renk katıyorsun. Yazdıklarını büyük bir keyifle okuyorum. Bir toplantı düzenleyelim artık. Uzun süredir görüşemedik.;) Sevgiler.

Sevgili Çekirdek;

Yazınızı büyük bir zevkle okudum, forumun en farklı kişiliklerinden biri olarak görüyorum sizi. Böyle güzel bir dosta sahip olduğum içinde çok mutluyum. Ayrıca benim için sarfettiğiniz güzel sözlerinize de çok teşekkür ederim...

Sevgiler ;)

Sevgili Çekirdek,

Sizinle (Güler Hanım'ın bahçesinde) tanıştığım için mutluyum. Sizi çok doğal bulmuştum. Umarım bir başka toplantıda tekrar karşılaşırız.

(Güler Hanım ile gittiğiniz cafede arkanızdan Çekirdek diye bağırmasını anlattığınız anınız hala beni gülümsetiyor.)
Sevgiyle kalın.

Beni mutlandıran mesajlarınız için sağolun.

Ben, önceki üyelerimizin sayfalarına özellikle mesaj yazmamıştım. Bir nedeni ilk dört üyemizde zaman bulamamıştım, sonra da artık geç kaldım diye düşünmüştüm.
İkinci nedeni de, aslında bir ilkem vardı, bunu hayata geçirmeyi ihmal etmiştim son aylarda.

Yüz yıl kadar önce okumuştum. Şu an adını anımsayamadığım bir yazarımız, ölen arkadaşının arkasından yazdığı bir yazısında özetle;
"Ne kadar uzun süredir seninle konuşmadık, yazışmadık. Ne kadar seviyorum seni halbuki. Hiç kelimelere dökmedim-dökmedik bunu, sadece biliyor olmamız yetiyordu sanki. Niçin esirgedik ki sevgi sözcüklerimizi birbirimizden (sözünü ettiği karşı cinse duyulan sevgi değildi), şimdi o kadar üzgünüm ki bu cimriliğimize. Halbuki sert-kızgın sözcüklerimizi rahatca kullanabiliyorduk, hem birbirimize hem başkalarına. Çok üzgünüm." demişti.

Böyle bir şey işte.

Sevgili Çekirdek, sizi tanıdığım için mutluyum. İzmir'de görüşmeyi de arzu ediyorum. Sevgiler.

Sayın Çekirdek,
çok haklısınız bende burada yayınlanan üyelerimiz hakkında güzel duygularımı hiç yazmadığımı farkettim. Evet bana da ters düşen bir durum olunca karşı çıkabiliyorum ama güzel kelimeleri sarfetmekde (forumun gereksiz şişmemesi bahanesi arkasında) cimrileşiyorum.

Sizi zaten şahsen de tanıyorum. Az bir yükümü de çekmediniz. Sağolun çok iyi niyetli ve sevimli birisiniz. (tüm sammimiyetimle.)

Bunları yazmama neden de
Yazmanız. nerde ise forumun büyük çoğunluğu praecox yüzünden EB lerden nefret etse de orkidelerden uzak kalsa da, siz praecox'a "rağmen" başınıza iş aldınız :D

post scriptum: diğer üyeler alınmasın lütfen onları da kutlarım ancak duygularımı ne belirtmeyi becerebilen biriyim ne de alenen yazmayı :(

Merhabalar Çekirdek !

Sizi tanıdığına çok sevindim.

Bakın sizlere neler anlatacağım.

Formda dolaşırken bir bakıyorum bizim çekirdek bir markette birilerini şaşkına çevirmiş. Vay o kadıncağızın haline. Bir bakıyorum otositop yapan köylüleri taşıyor. Gençlerimizi yollardan topluyor benzinciye küçük dilini yutturuyor. Giymiş penye şalvarını yakına yakına (terlettiğnin farkında)bahçe bağ dolaşıyor. Basmadan giysene kardeşim. Gitmiş bir yerlere damlama sulama teknikleri öğreniyor ki öğrenmenin ne kadar önemli olduğunu hepimize gösteriyor. Üstüne üslük bunları o kadar güzel bir üslupla anlatıyorki hepimize okutmuyor tüm bunları yaşatıyor. Daha neler neler ?

Sevgili Praecox mesajına gelince inanıyorum ki hepimiz yazabiliriz zor bir zenaat değil. Kimseyi kırıp dökmediğimiz sürece sorun olacağını sanmıyorum.

Sevgili Çekirdek ! İstanbul toplantısında Ağaçlar net ailesinin bireylerine gösterdiğiniz konuk severliği unutmak içtenliğinizi ve doğallığınızı taktir etmemek mümkünmü. Çok iyi örneğimizsiniz çok.

Sevgiyle kalın ve hep aramızda olun.

Sevgili Çekirdek, sizi ve renkli kişiliğinizi yakından tanımak çok güzel. Doğrusu yüzümde bir tebessüm büyük bir keyifle yazınzı okudum. Bence siz yazarlığada el atmalısınız ;) Bu güzel paylaşım için teşekkürler.
Bundan sonrada herşey gönlünüzce olur işallah.

Çekirdek, yani adaşım olan Derya Hanımı, sadece siteden değil yüz yüzede tanımak istedim; ama bir türlü kısmet olmadı. Birincisinde sormakla sormamak arasında tereddüt ettiğim için dükkanına giremedim. İstanbul'a diğer gidişimde ise bukez tanışacağım diye girdiğim işyerinden, Derya Hanım buradan ayrıldı cevabı ile ayrıldım. Sanalda da olsa sizi tanımak güzeldi, sıcaklığınızı bilgisayarın öbür ucundan bile hissedebiliyorum.

"Ne kadar uzun süredir seninle konuşmadık, yazışmadık. Ne kadar seviyorum seni halbuki. Hiç kelimelere dökmedim bunu, sadece biliyor olmam yetiyordu sanki. "

Biraz da verdiğim sözü tutamamamın mahçubiyetiyle yazmaktan kaçıyordum. Ama ben sizi kısa zamanlı tanışmamızda çok sevdim, çok güleryüzlü ve içten buldum.
Buradaki yazılarınıza bayılıyorum. Kendinizi anlattığınız yazınıza da bayıldım.
Sizi tanıdığıma çok memnunum. Sevgilerimle...

Sizi tanıdığıma çok memnun oldum Sn Çekirdek...:)

Merhaba Sevgili Çekirdek ,
Nasıl olduysa ben atlamışım.Size yazmamışım.Sizi tanıdığım için menunum.Hel o güzel yaseminli balkonunuza hayran kaldım.Hayatta tüm güzellikler sizinle olsun.Saygılar..

Sevgili Çekirdek,

Teyzemin bahçesindeki toplantıda sıcacık gülümsemeniz ve içtenliğinizle zaten sizi çok sevmiştim şimdi sizi daha da yakından tanıma fırsatım oldu. İyi ki bu foruma üyeyim ve sizin gibi değerli dostları tanıma şansını yakalıyorum bu sayede.

Sevgiler.

Sevgili Derya'cığım, seni tekrar aramızda görmek güzel. Seninle sadece adaş değil soyadaşıyız da aslında (e, a farkıyla. Okçelik eşimin soyunun adı).

Sevgili Selen, senin ufaklık büyümeye başladı galiba, ne güzelki az da olsa aramızda olabiliyorsun.Deniz'le (yanlış anımsamıyorum değil mi?) ilgili; yaklaşık iki-ikibuçuk yaşa geldiğinde işin kolaylaşmış olacak. Yürümeye başladığında yani. Hani bir de deniyor ya "büyüdükçe derdi de büyüyor" diye.. Hiç inanma. Özellikle uyumlu bir ailede büyümüşse son derece zevkli, kolay ve her yaşta arkadaşca ve dertsiz bir süreç oluyor. Tek sorun hakikaten büyümüş olması!..
Halbuki biz bir çocuğumuz olsun diye doğuruyoruz, ama onlar tutup büyüyorlar koca insan oluyorlar

Sn.Çekirdek, Yolunuz tekrar Fethiye'ye düşerse bende tanışmak isterim sizinle..
Bu sitede ilk okuduğum konu başlıklarından biri sizin terasınızdaki bitkilerdi bu arada :)

Sevgili Caretta, ben de tanımak isterim sizi. Yörenizdeki edimlerinizi zevkle, sevinçle okuyorum mesajlarınızdan.