27-09-2010, 14:30 | #1 |
agaclar.net
|
Jeomeo
Agaclar.net'e geliş maceranız nasıl oldu? Forumda yazan “bonsaiciler”in çoğu gibi hazır bonsai satın alıp internette bonsai sanatı ile ilgili araştırma yaparken siteyi buldum. Uzun süreden beri bitkilere ve bitki yetiştirmeye meraklıydım, agaclar.net gibi büyük bir bilgi paylaşım platformunu bulmam bonsai ve bitkilere olan hevesimi tekrar körükledi. Burada neler öğrendiniz? Öncelik bonsai, kaktüs ve sukkulentlerde olmak üzere bitkiler ile ilgili o kadar çok şey öğrendim ki… Özellikle hangi konu ile ilgili, neyi araştırmam gerektiğini öğrendim. Zaten bilgi ve internet çağında esas gereken de bu olsa gerek. Diğer üyeler sizden neler öğrendi? Yine öncelik bonsai, kaktüs ve sukkulentlerde olmak üzere gerek benim araştırıp-öğrenip, tecrübe ettiğim uygulamaları ve o süreçteki değişiklikleri; gerekse bana okulda öğretilen bilgileri öğrenmişlerdir. En azından ben öyle olduğunu umut ediyorum. Sizi tanıyalım 1988 İstanbul doğumluyum. Vefa Liseli, İTÜ’lü jeoloji mühendisiyim. SAE Institue Audio Engineering (ses mühendisliği) öğrencisiyim. Hayatım boyunca müzik ve ses başta olmak üzere sanırım tüm görsel ve işitsel sanatlardan çok etkilendim. Bonsai merakım da bu yüzden diye tahmin ediyorum. Zamanımın çoğu evde bitkilerle, kendi minik stüdyomda ya da arazi çalışmalarında geçer. Kaya tırmanışı (bouldering) ve paten vakit ayırmaya çalıştığım ve en sevdiğim sporlardır. Zamanınızın ne kadarını bitkilere ayırıyorsunuz? Ortalama günde yaklaşık yarım ya da bir saat. Bitki başına düşen vakit ise ilgilenmek istediğim zamandan çok çok daha az maalesef. Agaclar.net'te "şu da olsaydı" ya da "olmasaydı iyi olurdu" diyebileceğiniz neler var? Keşke reklamlar olmadan da, ayakta durabilecek bir site olsaydı diyorum bazen, sonra da kendime gülüyorum Bazen de keşke forumda ve üyeler arasında gereksiz tartışmalar olmasa diyorum. Ne de olsa bu platformu ayakta tutan üyelerin, gönüllü olarak umuma sunduğu bilgiler. Diğer üyelere ne tür önerileriniz olabilir? Ben üye olduktan çok daha sonra foruma yazmaya başladım. Nedense insanda böyle bir çekingenlik veya benzeri bir durum olabiliyor, gerek yokmuş onu anladım Rahatça yazabilirler. Bitkilerle ilgilenmek sizi nasıl etkiliyor? En çok ilgilendiğiniz türler hangileri? Bitkilerle ilgilenmek yorucu ve özen isteyen bir şey. Ama sonunda onlardaki değişimi görmek adına zaman harcamaya kesinlikle değer. Çoğunlukla bodur ağaçlar, çalılar, kaktüs ve sukkulentler en çok ilgilendiğim bitkiler. Bahçemizde domates, biber,çilek, elma vb sebze-meyve yetiştiriyorum. Ama her zaman bitkilerdeki estetiğe olan ilgim, yetiştiriciliğe olan ilgimi bastırıyor ve sebze-meyve işine bir türlü ısınamıyorum. Bitkilerle ilgilenirken yaşadığınız en ilgi çekici, trajik ya da komik olay hangisi? Aslında sorunun tam karşılığı olmayacak ama sanırım aklımda kalan ve beni en etkileyen olay, düzenlediğimiz İstanbul Bonsai Sergisi’ne gelen görme engelli genç bayanın dokunarak bonsaileri incelemesi ve hissettiklerini bize söylemesi. Bir dokunuşta, yapraklarını, gövdesindeki pürüzü, kıvrımı her şeyi hissedebiliyor ve o kadar güzel tasvir ediyordu ki… Oradaki bütün arkadaşlarımızın aynı hayret ve hayranlıkla izlediği anlardı. Büyük ve yaşlı bir ağacı görmeden her şeyi ile bilip onun minyatürü olduğunu, zirvesinin, dallarının konumunun aynı onlar gibi ama küçük olduğunu hissettiğini söyleyince, tarifi zor bir duygu yaşamıştım. Foruma katıldıktan sonra ileriye dönük planlarınızda değişiklikler oldu mu? Hayır olmadı. Yalnızca forumdan arkadaşlarla dışarıda da görüştüğümüzde her zaman bahsi geçen “hobiyi ticarete dönüştürmek” konusu üzerine sohbetler ettik fakat planlarımda herhangi bir değişiklik olmadı. Agaclar.net toplantılarına katılıyor musunuz? Gözlemlerinizi yazar mısınız? 2010 baharında yapılan bonsai toplantılarına katıldım. Bonsai meraklıları hangi meslekten ya da hangi yaştan olursa olsunlar, bir anda yıllardır arkadaşmışcasına sohbete başlayabiliyor. Şaşırtıcı ama sıcak bir duygu. Bitkilerle ilgili yararlandığınız ve önereceğiniz kitaplar hangileri? Bonsai Focus ve Bonsai Today dergileri inceleme şansı bulduğum güzel dergiler, ama maalesef ülkemizde satılmıyorlar. Diğer kitapların ise sadece sanal versiyonlarına (e-book) bakmış olduğum için tek tek isim veremem. Daha çok internet üzerindeki makaleleri takip ederek öğrenmeye çalışıyorum, kitap tavsiye etmekten çok daha faydalı olacağına inandığım şey internetten araştırma yapmak olacaktır. Doğa ve çevre ile ilişkisini örnek aldığınız ya da örnek diye gösterebileceğiniz insanlar var mı? Rastafari’ler ve Kızılderililer. Maalesef insanlar “medeni”leştikçe, teknolojileri geliştikçe doğa ile ilişkileri daha çok yıkım ve yok etme üzerine kurulmaya başlıyor. Üye olduğunuz diğer forumlar hangileri? Agaclar.net'i onlardan ayıran özellikler ne? bonsaisite.com/forums, bonsainut.com/forums bonsai ile ilgili güzel siteler. Üyelerin birçok ülkeden olması bu sitelerdeki bilgilerin daha doyurucu olmasını sağlıyor diye düşünüyorum. Ne de olsa dünyada bin yılı aşkın süredir var olan bu sanat ülkemizde henüz yeni doğmuş bebek gibi. Muziktek.net, gearslutz.com gibi forumlar da var. Bunlar agaclar.net’in ilgi alanının tamamen uzağında, özetle farklı kulvarlarda. Bitkilerle ilgili mesleki bir eğitim aldınız mı? Almak ister misiniz? Herhangi bir eğitim almadım. Almak da istemem. Bitkiler benim için sadece hobi, bir eğitim alma ihtiyacı hiç hissetmedim. Zamanınızın ne kadarını agaclar.net'e ayırıyorsunuz? Gereğinden ve ihtiyacımdan fazlasını forumda okuyarak geçiriyorum. Belirli bir zaman söylemesi zor. Bitkilerden başka ilgilendiğiniz neler var? Müzik ve ses teknolojileri. Macera sporları (extreme sporlar) ve akla gelebilecek hemen hemen her görsel ve işitsel sanat ile ilgiliyimdir. Her ne kadar hepsinde aktif olamasam da bir şekilde takip etmeye çalışırım. Bitki, tohum, çelik paylaşımlarına katıldınız mı? Neler düşünüyorsunuz? Sitede paylaşımda bulunmadım, ya da sitedeki paylaşım ilanlarından bir şey talep etmedim. İnternet ortamının haricinde de tanıdığım diğer üyeler ile bitki, çelik, tohum ya da bitkilerle alakalı materyal paylaştım. Site üzerinden paylaşılan şeylere talip olmadım çünkü ilgimi çekmediler. Ben de bir şey paylaşmak üzere başlık açma ihtiyacı duymadım. Forumdaki hangi üyeler sizi olumlu yönde etkiliyor, neden? Zeki, zekice ve sevecen davranabilen birkaç üye arkadaşım var. Tek tek isim vermeye gerek yok. Öncelikle insancıl olan herkes bir başka insanı mutlu eder, şaşırtır ve manevi olarak bir adım ileriye taşır diye düşünüyorum. Gönüllüsü olduğunuz Sivil Toplum Örgütleri var mı? Hangileri? Eskiden vardı, şu anda ise üyesi olduğum herhangi bir sivil toplum örgütü yok. Doğa ve çevre konularında yapılan protestolara aktif olarak katılır mısınız, katılmak gerekir mi? Doğa ve çevre konularında yapılan protestolara katılmam, en azından bugüne kadar katılmadım. Bu bir iki paragrafta açıklanabilecek bir konu değil fakat protest olmak benim için pankart kaldırmak ya da imza toplamakla anlamlı olabilen bir durum değil. Sırf çevre ve doğa ile ilgili protestolara katılmak yetmez, akla mantığa uyan her protestoya katılmak gerekir, tabi bu durumda Türkiye’de, hatta dünyada 2000’li yıllarda yaşayan birisi olarak ne kadar “yaşanabilir” bilmiyorum. TV ve radyoda bu konuları işleyen programları yeterli buluyor musunuz, nasıl olmalı? TV ile pek aram olmadığı, radyoyu ise yalnızca müzik dinlemek için açtığımdan bu konuda bir şey söyleyemeyeceğim. Bir iki belgesel kanalı vardı çevre ve doğa ile ilgili yayın yapan, güzel kanallardı… “Bu konular”dan kastınız protestolar ise zaten öncelikle yansız medya kuruluşlarının kurulmasını beklemek gerekir diye düşünüyorum. Hobi bahçeleri hakkında neler düşünüyorsunuz? Kesinlikle güzel! Bitki yetiştirmekten keyif alan insanların rahatlamak ve keyifli vakit geçirmek için yorulacağı ve emek harcayacağı bir bahçesinin olması çok güzel. Keşke tüm bitkiseverlerin imkanı olsa ve kendi hobi bahçelerini kurabilseler. Hepsinden sadece birer tane yazın: En sevdiğiniz; ağaç: Acer Palmatum (Japon akçaağacı) çiçek: Satsuki Azalea, Açelya (rhododendron indicum) kitap: Interview With The Vampire, Anna Rice şarkı: Why Am I A Rastaman (The Culture, Joseph Hill) müzik grubu/müzik sanatçısı: Bob Marley ressam: Salvador Dali şair: Ömer Hayyam film: 25th Hour, Spike Lee,2002 web sitesi: google.com |
27-09-2010, 18:14 | #2 |
agaclar.net
|
Ses mühendisliğinden biraz bahseder misin? |
27-09-2010, 20:14 | #3 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-07-2006
Şehir: Karabük
Mesajlar: 4,526
|
Merhaba "Malesef insanlar “medeni”leştikçe, teknolojileri geliştikçe doğa ile ilişkileri daha çok yıkım ve yok etme üzerine kurulmaya başlıyor." Doğru ve malesef gerçek bir konuya değinmişsiniz.Yaşadığı dünyayı yok eden tek canlı insan. Sizi tanımak güzel.Bonzai meraklısı olarak çalışmalarınızı görmek isteriz. Sevgiler Selamlar |
28-09-2010, 09:14 | #4 |
Ağaç Dostu
|
Bu başlıkta sizi tanımak güzel. İstanbul Bonsai Sergisinin hazırlıklarında tanışmıştık ama renklerinizle (uğraşılarınız ve bakışınız) ile tanımak daha güzel oldu. Heyecanınızın, merakınızın ve enerjinizin devamı dileği ile... |
28-09-2010, 10:14 | #5 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-07-2009
Şehir: İstanbul, Sarıyer
Mesajlar: 505
|
Ses mühendisi ses fiziği, akustik, ses işleme gibi bilgilere vakıf stüdyoda ve canlı etinliklerde donanımsal ve duyumsal gereklilikleri tasarlayıp kurabilen, genel olarak müzik ve ses kayıt teknolojileri hakkında donanımlı kişidir. İş alanı film sektöründen müzik sektörüne, bilgisayar oyun sektöründen internete değişiyor ve yayılıyor. Ama ses mühendisinin birincil işi stüdyoda albüm ya da şarkı kaydedip onu dinleyiciye ulaştığı haline getirmektir. Bugün Türkiye'de yukarıda bahsettiğim işlerin neredeyse tamamını alaylı tonmeisterlar/müzisyenler ya da ilgisi bu işe kaymış müzisyenler yapıyorlar. Belki bu yüzdendir bizde "mühendis" diyince muhtelif mekaniklerle uğraşan, kimya ve malzeme ile alakalı insanlar geliyor, haliyle ses mühendisinin "mühendis"liğini açıklaması daha zor oluyor Bonsai bölümünde çalışmalarımın bir kısmı mevcut. Malum bonsai çalışmalarının en yoğun olduğu dönem ilkbahar ayları ve sonbahar sonu. Yakında başlığımdaki paylaşımlara devam edeceğim. Oğuzhan ve Kiraz'a teşekkür ederim. Sevgilerle |
06-10-2010, 11:36 | #6 |
Moderatör
|
Sevgili jeomeo, güzel yazını ancak okuyabilme fırsatını bulabildim. Teşekkür ederim. Ses mühendisliğini de ilk defa sizden duydum, açıklamalarınız için de teşekkür ederim. Tamam, bunun okulda bir branşı varmış ama biraz da insanda kendiliğinden olan bir kabililiyet gibi de geldi bana. Akustik demişsiniz ben, Sinan'ın inşa ettiği camilerdeki akustik olayına hep hayran olmuşumdur. Hakısınız, bizde mühendis ve doktor denilindiğinde makinelerle ve kimya ile uğraşanlarla tıp doktorları gelir hemen aklımıza. Şimdi sayenizde ses mühendisliğini de öğrendik, sağolun. |
06-10-2010, 12:01 | #7 |
Ağaç Dostu
|
Jeomeo yazdıklarınızı okudum, genç bir kardeşimizsiniz ve hobileriniz pek hoş. Yaşamımın büyük bölümünü müzik doldurduğu için olsa gerek, ses mühendisliği konusu benim de ilgimi çekti. Geçen yıl ses teknolojisinin ne menem bişey olduğunu, müzik çalışmalarında ne kadar değerli bir yeri olduğunu, Başkent TV de verdiğimiz konserde farkettim. Konser kaydı yapılırken ben de saz çalıyor ve bir taraftan da koroyu dinliyordum. Sesler oldukça dağınık geliyordu ve eyvah yolunda gitmiyor diye hayıflandım. İzleme günü geldiğinde ekran karşısında şaşırdım. Mükemmel bir uyumla sazlar ve koro sesleri düzelenmiş, mixler yapılmış; neyin ne kadar olması gerektiği konusunda tüm ölçümler yapılmış ve üniversiteli ses mühendisinin başarılı çalışması ile mükemmel bir dinleti haline gelmişti o konserimiz. ) O günden sonra yapılan iş kadar ses tasarımının da çok önemli olduğunu kavramış bulundum. Şimdi konserlerimizde ses tasarımı masrafından kaçınmıyoruz ) |
06-10-2010, 18:21 | #8 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-07-2009
Şehir: İstanbul, Sarıyer
Mesajlar: 505
|
Evet sonuçta bugün teknoloji ile ilişki kurmadan müzik yapmak neredeyse imkansız. Bu noktada müzik bilen kadar müzik teknolojisi bilen kişi de önem kazanıyor. |
|
|