agaclar.net - Adaptasyon

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)

- Hangi bitkiler, hangi şehre, hangi koşullara uygun? (http://www.agaclar.net/forum/hangi-bitkiler-hangi-sehre-hangi-kosullara-uygun/)

- - Adaptasyon (http://www.agaclar.net/forum/hangi-bitkiler-hangi-sehre-hangi-kosullara-uygun/44839.htm)

Adaptasyon aşamaları nelerdir?

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Ejder İnciri (Mesaj 1608423)

Adaptasyon hakkında hiç başlık yoktu, dolayısı ile bu konuyu açtım.

Farklı iklimlere çok yıllık bitkileri uyarlamak, örtüsüz olarak yılı tamamlaması hayatta kalması o iklim koşullarına uyum sağlaması için başlangıçta ve devamında neler yapılması gerekir?

Tropikal iklimden akdeniz iklimine taşınan tohumlar, mini fidanlar yahut tüplü belirli erişkinlikte yetişkin ağaçlar vb...

Yahut tam tersi, akdeniz veya karasal iklimden, tropik çöllere, ıslak ekvator beldelere taşınan bitkiler ve uyarlamaları.

...Soru tabi daha kapsamlı halde de sorulabilir; ancak biraz kabalama fikir sahibi olmak adına, sokak dili ile bir portre çizmek için konuyu toparlamak istedim.

Sıcak iklim kuşağına ait bir bitkiyi daha soğuk bir iklime uyarlamak için ne gibi besinler verilmeli, yahut hormonlar verilmelidir? İlk yılın kök gelişimi için, köklerin derine inmesi için önemi büyük, ilk yıl yapraklar kış mevsiminde soğuktan korunmalı mı, tam tersi bir iklim modeli söz konusu ise bitki kış ayında daha mı soğuğa tabi tutulmalıdır? Adaptasyonu normal çiftçinin anlayacağı lisan ile detaylandırmak mümkün mü?

Örneğin akdeniz ikliminde yetişen defne ağaçlarının Ankara da yetiştirilip verim alınabilmesi mümkün müdür? Farz edelim verim alındı ve ticari anlamda bir döngü elde edilebilmesi ve pazarı için alt yapı sorunu, o kültüre tanıtımı zor olur mu?

Genelde bu tip sorular egzotik bitkilerde, özellikle hindistan cevizi palmiyesi konusu başlığı altında var ve burada kısmen ele alınmış. Başka bitkilerin nakil edilmesi, taşınması hususu forumda adaptasyon ile birlikte bir başlık altında toplanmamış, yahut ben denk gelmemiş olabilirim.

Küresel iklim değişikliği nedeni ile bu tip konulara daha fazla yer verilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Adaptasyon aşamaları nelerdir?

Vah vah. yapma yaa. Allah başka tasa vermesin.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Ejder İnciri (Mesaj 1608423)

Adaptasyon aşamaları nelerdir?

Soğuk zararı iki guruba ayrılabilir:

1.Üşüme zararı.
2. Donma zararı.

Bitkilerin bir üşüme zarar noktası vardır. Bu sıfır derecenin üzerinde bir noktadır ve zarar oluşumu genel olarak hücre içi pH değerinin düşen sıcaklık nedeniyle değişmesi sonucu enzim sisteminin etkisini kaybetmesi nedeniyle ortaya çıkar. Mesela depolanan elmalarda oluşan "Acı Benek" buna en güzel örneklerden biridir. Üşüme zarar noktası tropik bitkiler söz konusu olduğunda ılıman iklim bitkilerine göre (elma, armut, kayısı...) daha yüksektedir. Neden? Çünkü, tropik bitkilerde kış dinlenmesi yoktur. Kış dinlenmesi sırasında bitkinin hayatta kalmasını sağlayan enzim faaliyeti en düşük düzeye iner. Karadeniz bölgesinde nasıl satsuma mandarini yetiştiriliyor? sorusu sorulabilir. Birincisi satsumanın çok geniş bir sıcaklık dayanım aralığı vardır. Mesela -9°C sıcaklığa dayanabilir. Bir de bunu üç yapraklı anacı üzerine aşıladığınızda bu dayanım daha da artar. Karadeniz bölgesindeki satsuma ağaçları üç yapraklı anacı üzerine aşılanmıştır. Üç yapraklı anacı (Poncirus trifoliata) kışın yapraklarını döküp kış dinlenmesine giren bir tür. Üzerine aşılanan bitkiyi de dinlenmeye girmeye zorlar. Aşılanan kalem yapraklarını dökmese bile sarartır.

Bitkiyi dinlenmeye sokan bir kimyasal madde var: Abcisik asit. En pahalı hormonlardan biridir (100miligramının satış fiyatı 1800Euro). Fiyatı nedeniyle uygulanabilirliği yok.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Ulutaş (Mesaj 1608534)

https://en.wikipedia.org/wiki/Abscisic_acid
Güzel başlık, demek ki her şeyin çaresi varmış, peki bu Abscisic asit uygulamasını herhangi bir bölgede adaptasyon yaparken, bitkiye start vermek adına bir kaç kış uygulamak yeterli olur mu, yoksa temelli mi kullanmak icap eder?

Eğer temelliyse ticari anlamda pahalıya gelir, ancak bu işe aşina olmuş birinin akdeniz sahilindeki mülk bahçesinde üç beş palmiye yetiştirmesi için pek de bir külfeti olacağını düşünmüyorum. Öte yandan o üç beş ağaç adapte olursa şayet bu anaçlardan alınacak meyveler palmiye üretimi için akdeniz havzasında kullanılabilir, imkanım olsaydı bu işe gönül verirdim.

Birde öğütülmüş leonardit, kükürt, zeolit, bazalt, toprak düzenleyici tozlar, hümik asit, fülvik asit ve benzeri gibi şeyler bitkilerin iklimden kaynaklı stres olayını giderebilir diye düşünmekteyim, sanırım yanılmıyorum.

Toprak düzenleyicilerin son yıllarda ortaya çıkardığı işler kayda değer görünüyor, kurağa, aşırı çamurlanmada kök çürümesine karşı, donmaya bir çok açığı kapatıcı özellikleri mevcut.

Mesela güney nepal yahut vero beach gibi akdeniz iklimi ile tropikal iklim arasında bulunan enlemlerde kalmış ülkelerde, ocak & şubat aylarında kış döngüsü yaşanmakta, bitkiler bunu tolere edebilecek düzeydeler mi, yoksa o iklime adapte mi olmuşlar bilmiyorum.

Mesela üst tropik ekvatoral iklim koşulu bitkisi olan kakao için akdeniz ikliminde adaptasyon imkansız gibi görünüyor, tabi anlattığım hususlar örtüsüz tarım için. Avokado ve Mango sanırım akdeniz havzasında adaptasyonu başarı ile sonuçlanmış türlerden.

Temelli kullanmak gerekir. Çünkü, tropik bitkilerin abcisik asit sentez oranları ya sıfır ya da çok az. Buna karşılık Sibirya elması (Malus baccata) çok yüksek düzeyde abcisik asit sentezler ve -50°C sıcaklığa bile dayanır.

Leonardit, zeolit vs. etkisi abcisik asit etkisinin yanında çok cılız kalır.

Hümik fülvik asitler ve simbiyotikler probiyotikler son yıllarda tarımda yaygın, bitkilerin DNA alırını tamir ediyor, iklim açığından kaynaklı iniş çıkışları bitkinin tolere etmesini sağlıyorlar.

Adaptasyondan bahsediyorsunuz, ancak dünyanın tümü saçma sapan iklimler göstermekte, misal kahve tarımı gelecek yıllarda tehlike altında, kendi yörelerindeki endemik bitkiler için bile riskler mevcut...

Avokado veya mango ağaçları akdeniz havzasına adapte olmuş diyorlar ama henüz şahsen bir tane uyum sağlamış avokado görmedim, yani ağır hasar görmesi hafif bir don olayına bakar. Hele mango daha da hassas, akdeniz iklimini gözünüzde çok büyütmeyin karasal iklimle pek de uçurum bir sıcaklık farkı yok arasında. Ancak tropikal iklimlerle akdeniz iklimi arasında uçurum iklim farkı var, yani tropikal iklimlerde kış mevsimi yoktur, ancak karasal yahut akdeniz iklimi dört mevsimi yaşar. Türkiyenin ekvatoru diye zikredilen anamur bile kışın soğukdan insana diş tıkırdattırır :D

Tropikal bir çok tür, bir şekilde, uzun yıllardır ülkemizde var var olmasına, fakat anlaşılan o ki, sizin tarifinize göre, sahiden korumasız doğal olarak hayatta kalıp verim alınabilen tek adapte olmuş bitki zannedersem sadece kivi ve limon olsa gerek.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi B0TANiK (Mesaj 1608915)

Aaa az önce sayfa farklıydı negüzel farklı bilgiler edinmiştim, neden silinmiş mesajlar?

Üyelerden bir tanesi içmeler 1977 tarihinde kar altındaydı mesajı atmıştı. Diğer bir üye de bu tarihi temel alarak Google'da arama yapmış ama bir bilgiye ulaşamamış. Bilginin doğrusunu gösterince attıkları mesajları sildiler sanırım.

Aynı kişi, farklı üyeliklerle birbirinin zıddı mesajlar yazıyor. Trol icraatları.

Dünyaca ünlü örneğin; hindistan cevizi palmiyesi, kahve ağacı gibi kıymetli tropikal bitkilerin adaptasyonu için en uygun deneme yeri bence muzkent yamaçlarının denize bakan yönüdür, devlet tarafından buraların egzotik bitki araştırmaları için acil koruma altına alınması gerektiğini düşünüyorum: https://earth.google.com/web/search/...rAISc_t7Kdd2PA