ankarada yetişecek ağaç türleri
 

Merhaba arkadaşlar,
Ben İstanbul'da yaşıyorum fakat aralık ayının sonunda Ankara'ya döneceğim.

Ankara'dan geçenler bilir. Pek ağaç yoktur.


Bir hazine arazisine ağaç diksek bunun bir yasağı yoktur diye düşünüyorum?


Bir yerin hazine arazisi olup olmadığını nasıl öğrenebilirim?


Ankara'da yetişecek ağaç türleri nelerdir?


Bir orman oluşabilmesi için sadece ağaç dikmek yeterli midir? Yoksa zeminde farklı bitkilerde dikmek gerekir mi?


Ben ve eşim büyük bir alanda uzun bir çalışma yaparak ormanlık alan yapmak istiyoruz. Bunun için ne yapmamız lazım?

Son olarak su verme işini en kolay nasıl çözeriz sizce?


Varsa bilgisi olan paylaşsın lütfen.

Sayın: tyuksel
1-Hazine arazisine ağaç dikemezsiniz, bir yıllık ürünler yetiştirebilirsiniz. Sadece kendi ormanını kendin yap projesi ile orman oluşturabilirsiniz, onun içinde kiraladığınız alan ağaçlandırma için ayrılmış alan olması gerekir.
2-ilgili yerin ada parsel numarasını alarak milli emlak müdürlüklerinden hazine arazisi olup olmadığını öğrenebilirsiniz.
3-Ankaranın ormanı çalıdır. (Dedem öyle söylerdi, İç Anadolunun ormanı çalıdır)
4-Hazine arazisine orman oluşturabilmek için orman ağacı vasfına giren ağaçları dikebilirsiniz. (Badem ve Ceviz olabilir, Ankara da cevizden uzak durun)
5-Söylediğinizi yapabilmek için, bolca paranız, bolca sabrınız, boş vaktiniz ve iş gücünüz olması gerekir.
6-Orman vasfında bir alan oluşturacaksanız, bu iş için ayırabileceğiniz yüklü miktarda maddiyat, yeterli miktarda suyu olan bir su kaynağı ve ilgili ekipman olması gerekir, (Elektrik, traktör, su tankeri, eleman vb)
Son olarak, evli olduğunuzu, eviniz ve çocuklarınız olduğunu, başka bir işiniz olduğunu unutmanız gerekir.
size kolaylıklar diliyorum.

Ben tohum toplayıp, fide yapıp her pazar gidip dikerim diye düşünmüştüm. Hobi olarak bunu yapıyım faydam dokunsun demiştim ama 1. cevabınıza göre devlet buna da izin vermiyor:).
Hobi olarak bunu yapabilsem ömrümün sonunda(tabi ne kadar ömrümüz var bilemeyiz ama uzun bir yaşam olursa diye varsayarak) baya büyük bir alanı ağaçlandırmış olurum diye düşünmüştüm.

mevcut orman içine veya ağaçlık bir alana ektiğiniz tohum ve fidan için kimse bir şey demez ama sahiplenemezsiniz.

Bir kürek ve kazma masrafım olacak. Gidip dikmek niyetim. Büyüsün kesiyim satıyım gibi bir derdin yok zaten. Gider mangalımı yakar, yemeğimi yerim. Sonrası kollara ellere kuvvet. Zaten fide alıp dikmek yerine tohumları evde fide haline getirip gidip dikmek niyetindeyim.

Bir dönem ağaç ve çalı tohumlarını toplayıp, çimlendiriyor ve gelişimlerini bir süre izledikten sonra umuma açık bir yer bulup dikiyordum.

Dikim yapacağım yerleri keşke daha özenli seçseymişim. Büyük çoğunluğu çılgınca büyüyen şehirlerimizin kurbanı oldular.

Yol kenarı ağaçlandırması yapılırken veya park inşa edilirken sökülen ağaçlarım bile oldu. Sadece güldüm.

Eğer şehir dışında sıkça kullandığınız bir güzergâh varsa, yoldan biraz uzakta ama görüş alanında olan ve kamuya ait bir yerde dikim yaparsanız ve bakım gerektirmeyen bitkiler seçerseniz başarılı olunabilir.

Hatırı sayılır bir gücünüz yoksa (maddî ve sosyal) izin almak veya yasal prosedürü takip etmek bana pek akılcı gelmiyor. Kimseyi etkilemeyecek bir çalışma yapmak daha akla uygun olur kanaatindeyim.

Niyet etmeniz bile hoş bir şey iken, çıplak bir arazide bir ağaç topluluğu oluşturabilmeniz harika olur.

Başarılar dilerim.

bende sizin gibi yapacağım. Tek fark ben şehrin dışına, şehrin büyüdüğü kısmın tersine dikeceğim.

Sayın tyuksel, çok benzer bir hedefi paylaşıyoruz. Sadece bölgeler farklı :)

1- Bence iyi şeyler yapmak adına kurallar bir miktar esnetilebilir. Ben hazine arazilerine ağaç dikiyorum. Kimse birşey demedi bu güne kadar. Bu demeyecek anlamına gelmez ama derlerse de ne diyecekler çok merak ediyorum. Hele ki tohum ekecekseniz kimse farkına bile varmayacaktır. Tohumu siz mi getirdiniz, çok yukardan geçen bir kuş ağzından mı düşürdür? Kim bilecek ki? :) Ayrıca kesim yasak olan yerleden yakacak için ağaç kesen köylülere birşey demeyen devlet ağaç dikenlerin mi peşine düşecek? Hiç sanmıyorum ben. Elbette koşul diktiğiniz ağaçları sahiplenmemek. Hazine arazisine dikiyorsanız o ağaçlar devletindir.

2- Ankara için ben olsam kurakçıl meşeleri ve iğne yapraklı türleri düşünürdüm. En güzel yöntem ise yabancı türler getirmek yerine o bölgede yetişen türlerden ekmek olurdu. Bu türler yüzyıllar süresince geçirdikleri değişimle o bölgenin koşullarına uyum sağlar hale gelmişlerdir. Onlar iyi uyum sağlayabildiği, diğer türler bunu başaramadığı için onlar var diğerleri yoktur zaten. Bence ekim yapmayı düşündüğünüz bölgeyi gezin. Yerel bitki türlerini belirleyin. Onlardan tohum toplayabilir ya da aynı türlerin tohumlarını başka yerlerden bulabilirsiniz.

3- Orman ekosistemleri çok karmaşık. Siz bulabildiğiniz her yerel türü karışık olarak ekmeye bakın. Otlardan tutun da dev ağaçlara kadar herşey ormanın parçası. Ancak herşeyi de kendiniz yapmaya çalışmayın. Bu ekosistemler karmaşık olduğu kadar canlı da. Bazı şeyleri kendi kendilerine de yapacaklardır. Siz bir yeri ağaçlandırdığınızda kuşlar gelmeye başlayacak, onlar da uzak yerlerde yedikleri tohumları buralara kadar taşıyarak, dışkılama vasıtasıyla yayacaklardır. Bu ve benzeri mekanizmalarla gelişim sürer gider.

4- Su en büyük sıkıntı. Maalesef Anadolu'da yaz ayları kurak geçiyor. Bir orman sulamak ise çok çok zor bir iş. Bence buna da gerek yok.
4a- Ekmek için yerel türler seçin. Onlar çoğunlukla bölgenin iklim koşullarıyla nasıl başa çıkacaklarını bilir.
4b- Tohumdan ekimlerde bitkinin kök sistemi hızlı ve sağlıklı gelişir. İhtiyacı olan suyu zor koşullarda daha rahat sağlar. Tohum ekin. Eğer fidan ekecekseniz mümkün olduğu kadar küçük/genç fidanları tercih edin.
4c- Bitkiler gelişimlerinin ilk evrelerinde aşırı güneşten etkilenirler. Bu sebeple ekeceğiniz bölgedeki var olan bitki örtüsününü kullanın. Örneğin tohumlarınız/fidanlarınızı var olan çalıların yakınına ve güneydoğusuna ekin. Böylece gelişmiş bitki yeni ekilen bitkiye güneşin en güçlü olduğu saatlerde gölge sağlayacaktır.
4d- Gelişmeye başlayan küçük bitkilerin (özellikle ağaçlar) dibine malçlama yapın. Yani o bölgede bulabileceğiniz ot, yaprak, dal parçalarıyla fidanın dibini doldurun. Bu tabaka 6-10cm yüksekliğinde olsa yeterli. Bu tabakanın üç faydası var. Kök bölgesini aşırı sıcaktan korur, toprak neminin buharlaşmasını engeller, hızlı şekilde toprağı iyileştirmeye başlar. Ancak malçlama zor bir iş.
4e- Çok beğendiğiniz türleri yetiştireceğim diye uğraşmayın. Ankara bozkırına ıhlamur ekerseniz sonucun hüsran olma olasılığı yüksek. Yerel türler konusu çok önemli. Israrla meşe diyorum ben.

5- Ne olursa olsun sakın vazgeçmeyin. Çok faydalı, çok zevkli ve bence hiç külfeti, zorluğu olmayan bir hedef bu. Tüm yapmanız gereken ara sıra sırt çantanızı alıp doğa yürüyüşleri yapmak. Çantanızda bolca tohum bulundurup bulduğunuz açık alanlara bu tohumları ekmek. 5 yıl, 10 yıl, 15 yıl sonrasını düşününce çok mutlu oluyor insan

6- Şunu izleyin, beğeneceğinizi düşünüyorum :)

Düzeltme/Ekleme: Köylere yakın bölgelere ekim yapacaksanız köylülerle konuşun ve hayvanlarını nerelerde otlatıyorlar öğrenin. Ağaçlandırma çalışmalarında en büyük sorunlardan biri hayvan sürüleri. Köylerde hayvancılık azaldı artık, ekisi kadar sorun olmuyor bu konu ama yine de göz önünde bulundurmakta fayda var.

Sayın CornusMas, dün bu konu hakkında araştırma yaptım biraz.

Eğer hazine arazisine ekim-dikim yapar iseniz, 3 yıl sonra devlete başvurup o araziyi 3yıllık kira bedelini ödeyerek 10 yıllığına kiralayabiliyormuşsunuz.(Tabi böyle bir şeye gerek yok maddi olarak düşünenlere devlet bunun için teşvik bile veriyor. Yani kaçağa köçeğe gerek yok)
Fakat maddi olarak düşünmüyorum ben. Ankara çok çorak bir yer. Kızılcahamam'da bolca ağaç var. Meşe ve çam türleri. Oradan toplamayı düşünüyorum. Orada yetişen bitki ve ağaç türlerinden belirli bir alanda bilmem kaç bin tane ekebilirsem eğer, hayat bir şekilde yolunu bulup devam edecektir diye düşünüyorum.

Bendende size bir tavsiye; Farklı farklı yerlere dikmektense yapılaşma olmayacağını düşündüğünüz çorak bir yerde denemeniz belki orda bir ormanlaşma başlatmanıza vesile olur. Ben doğa ile ilgili sizin kadar bilgili değilim ama dediğim gibi. Biz azıcık bir emek sarfetsek hayat bir şekilde yolunu bulur diye düşünüyorum.

Beypazarı tarafanın iklimi mikroklima iklim olduğu için meyvesi için antep fıstığı yetiştirmek mümkündür.