agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Hangi bitkiler, hangi şehre, hangi koşullara uygun? (http://www.agaclar.net/forum/hangi-bitkiler-hangi-sehre-hangi-kosullara-uygun/)
-   -   Çankırı (orta ilçesi) hangi tarıma uygun? (http://www.agaclar.net/forum/hangi-bitkiler-hangi-sehre-hangi-kosullara-uygun/18010.htm)

cesurturk 10-11-2009 14:00

Çankırı (orta ilçesi) hangi tarıma uygun?
 
İklimi soğuk yazı kısa dönem geçiren karadeniz iklimi ve yüksek rakımı olan Çankırının,

Orta İlçesi toprakları, çakıl, kum ve kil gibi akarsu tortuları ile örtülmüştür.

Topraklar : Ağırlıklı olarak çıplak dağlar ve platolarla kaplı olan il toprakları şiddetli erozyon tehdidi altındadır. Bu yüzden tarım yapılamayan araziler otlak olarak kullanılmaktadır. Engebeli ve eğimli arazilerde ise sekileme yöntemiyle şeritsel tarım yapılabilmektedir. Çankırı ili sınırları içerisinde alüvyal, kolüvyal, kestane renkli, kahverengi orman ve kireçsiz kahverengi orman toprakları olmak üzere toplam altı tür toprak bulunmaktadır. (KAYNAK: Çankırı Valiliği)

Bu bilgiler ışığında nasıl bir tarım yapılabilir? ağaçlandırma konusunda hangi türleri tavsiye edersiniz?

Bu konuda uzman hocalarımızın görüş ve düşüncelerini almak isterim.
Teşekkür eder Saygılar sunarım..

aydost18 01-05-2012 23:18

YAA TOPRAM :) bizim topraklarımızda bir halt yetişmez arpa bugday dışında çok araştırıp kurcalıyorum ama yok birşeyler konu eski ama gözüme takıldı yazayım dedim

Fatih Şengül 29-05-2012 09:51

Orta ilçesinin arazilerinde (sadece Orta sınırlarında değil bu bölgenin büyük kısmında bulunan) doğal olarak sert iklim bitkisi olan ''Ahlat ağacı''nın yetiştiğini, tarım ve küçükbaş hayvancılığın azalmasıyla birlikte ise bu ağaçların giderek çoğaldığını gördüm, bahçelerde, sulak arazilerde çay-dere-gölet kenarlarında özellikle söğüt ve kavak ağacının kendiliğinden veya elle dikilmek suretiyle çoğaldığını da gözlemledim. Bağ ve bahçelerde ise erik, vişne, bazı elma ve armut cinsleri ile karaçam yetiştirildiğine şahit oldum. Ceviz, badem, kayısı, şeftali, kiraz vs. ağaçların bu iklime alışamaması geç gelen ve sert devam eden yaz aylarıdır, sizinde bahsettiğiniz üzere özellikle ilk baharda gece-gündüz arası sıcaklık farkının çok olmasıyla birlikde gerçekleşen don olayları da bu yumuşak iklim bitkilerini olumsuz etkilemekte. Ayrıca direkt olarak güneş alan bozkır örtüsü de bir çok bitkinin yetişmesine engel olmakta. Geç olsada bu bilgiler işe yarar umarım, en azından diğer ilgilenenler için yardımcı olabilir. Saygılarımla...

Çankırı 29-05-2012 12:01

Sayın Fatih Şengül, doğru gözlemlemişsiniz. Görüşlerinize aynen katılıyorum. Ancak, olması gerekenin, bölge insanındaki algının değişmesinde yattığını düşünüyorum. Biliyorum ki, biraz emek, araştırma ve destekle bu topraklara uygun çok şey yapılabilir. Ama, ne yazık ki, eskiden 3 ay süren ve daha verimli olan hasat mevsimi, şimdi yerini hasatın 15 günde kaldırıldığı, anızın önemli kısmının toprakta bırakıldığı bir döneme bıraktı. Ve artık, biraz tembellikten midir, yoksa getirisi daha fazla olduğundan mıdır, bir çok yerde ekilen çavdar, yulaf, mercimek ve fiğ bitkisi terkedilerek, sadece arpa ve buğday ekilmeye başlandı. Ha bir de, suni gübreler ve bu yolla oluşan kirlenme ve daha da verimsizleşen toprak var.

Fatih Şengül 29-05-2012 21:33

Teşekkür ederim sayın Çankırı'lı hemşehrim. Çıplak gözle görülebilecek bir diğer gözlem ise sizin de değindiğiniz gibi yıllardır ekilen arazilerin yavaş yavaş terk edilmesi söz konusu. İnsanların daha büyük şehirlere göç etmesi ve mesleki açıdan tarım ve hayvancılığın tercih edilmemesi (ki bu konuda sürekli uyarıyorum çevremdekileri) toprağa ve ekime olan alakayı gitgide yok etmekte. Çay, dere ve göletlerin üzerindeki yerel ilgi de kaybolunca ''geleceğin sorunu'' olan suyun ticari amaçla kapışılması da cabası. Günümüzde toprak denince akla ilk gelen şey ''imara ve inşaata uygunluğu'' olunca doğal olarak kentleşmenin yaygın olduğu yerler tercih edilmekte, bu araziler de parsel olarak genelde inşaat amaçlı kullanılmakta. Yani kısaca ''bakarsan bağ olur bakmazsan dağ olur'' ata sözündeki gibi terk edilmiş ekin arazileri çoğalmakta. Yetişen genç neslin bu konudaki ilgisizliği ve bilgisizliği de üzerine eklenince kıyıda köşede kaybolan tarlalar topluca büyük fabrikalara ya da santrallere satışa sunulmakta (bizim komşu köy bu dertten ötürü taşınmak üzere)... Genelde bir çoğumuzun da içinden geçirdiği gibi ''aman kim uğraşacak köydeki tarlayla zaten boş duruyor satalım gitsin, evi arabayı yenileriz parasıyla'' görüşü işte bu giderek büyüyen sorunları meydana getirmektedir. Özellikle Orta-Şabanözü arasında bulunan ''bkz. Hüyük Köyü'' (belki de daha bir çok yerde) mağara ve yeraltı şehirlerinin de bu yüzden manevi değeri kaybolmaktadır ve tarihi illegal yollarla ticarete döken paracıl insanların sayısı da artmaktadır. Günümüz insanının en büyük sorunu yalnızca toprağı nasıl değerlendireceğini bilmemesinden çok geçmiş ve gelecek hakkında bir değerlendirme yapamamasıdır.

Ben ; sadece toprağın, havanın ya da suyun değil, tarihi dokunun, köy kokan buğdayın, yaylımlarda gezen besi hayvanlarının, atalarımızın, anılarımızın ve de çocukluğumuzun yargısızca katledildiği görüşündeyim... Biz toprağı unutuyoruz... Umarım o bize aynı muameleyi yapmaz... Saygılarımla...


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 11:42.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024