agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Geziler, Gezilecek Yerler, Türkiye'de önemli doğa alanları (http://www.agaclar.net/forum/geziler-gezilecek-yerler-turkiyede-onemli-doga-alanlari/)
-   -   Four Seasons Garden / İngiltere (http://www.agaclar.net/forum/geziler-gezilecek-yerler-turkiyede-onemli-doga-alanlari/27732.htm)

gilan 12-06-2012 20:39

3 Eklenti(ler)
Sezon sonunda begonya yumruları çıkarılıp temizlenip renklerine göre ayrılıyor, kompost içinde saklanıyor.


Eklenti 307945


Yumrular izolasyonlu kulübe gibi bir yerde depolanıyor. Kış sıcaklıkları -15 dereceye düştüğünde bile burada ısıtmasız idare edebiliyorlarmış. Şubat ayında günde birer ikişer saat ısıtıcıyı çalıştırıp yeni filizlerin oluşmasını tetikliyorlarmış.

Eklenti 307946


Begonyalar yeni sezona hazır:

Eklenti 307947

ciceksever70 12-06-2012 21:06

Buraya yerlestikten sonra her isi kendinin yapmasi ne demek daha iyi anliyorum. Bir kere insan emegi cok pahali. Saatle calisiliyor ve bir dakika bile hesaplaniyor. Ustaya is yaptirmak zaten cok pahali da bir de her is icin usta bulmak zaten imkansiz. Esin, dostun, akraban varsa o baska ancak onlar bile ücretleri ne ise aliyorlar. Insaat firmalari öyle bir ev duvari boyamak ya da ufak bir alana beton dökmek gibi islere dönüp bakmiyor bile. Cogu isi esim kendi ögrenip yapti. Gerekli aleti alip ya da kiralayip yapmak cok daha hesapli. Bildigim kadariyla bu durum özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde böyle.

gilan 12-06-2012 21:08

5 Eklenti(ler)
Kompost yapım yerleri:
Atılmış inşaat paletlerini kullanmışlar.

Eklenti 307951


Kompostu birkaç haftada bir ters düz etmek çürümeyi hızlandırıyormuş. O nedenle sırayla birinciden ikinciye, ikinciden üçüncüye aktarıyorlarmış.
Fotoğrafta termometre ile kompostun iç sıcaklığını ölçüyor. Hava 4 derece, kompost 37 dereceymiş. Yazın 70 dereceleri de ölçmüşler.

Eklenti 307952


Verimli olduğu belli. :)

Eklenti 307953


Boşaltılacağı zaman ön paleti çıkarıyorlar:

Eklenti 307954


Kompostlar poşetlenmiş hazır:

Eklenti 307955

gilan 12-06-2012 21:11

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ciceksever70 (Mesaj 983986)
Esin, dostun, akraban varsa o baska ancak onlar bile ücretleri ne ise aliyorlar.

Almanya'daki amcam evinin inşaatını yaparken kuzenlerim saatlik ücretle babalarının inşaatında çalışıyorlardı. :)

Adalet Yağcı 12-06-2012 22:12

Bu insanlar dokuz canlı her halde, seranın içi bile pırıl pırıl.
Bunca işi kendileri yapmakla nasıl baş ediyorlar anlayabilmiş değilim.

Sadece bahçe işi değil ki, bunun alış verişi, çamaşırı, ütüsü, yemeği vs. var.
İki kişinin böyle bir cennet yaratması imkansız gibi geliyor bana.

Bir de maddî sıkıntıları yok demek ki, hayal ettikleri her şeyi yapabilcek ekonomik güce sahipler.

Ama, her ne olursa olsun, meydana gelen şey harika olmuş.
Ben şimdi, 300 m² bahçem olduğu için şükrettim, toparlaması daha kolay :)

gilan 13-06-2012 01:02

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Adalet Yağcı (Mesaj 984023)
Bunca işi kendileri yapmakla nasıl baş ediyorlar anlayabilmiş değilim.
Sadece bahçe işi değil ki, bunun alış verişi, çamaşırı, ütüsü, yemeği vs. var.


İşte bu benim de hep kendime sorduğum bir soru. :)

Cevap bulmak için gözlemlerimden bazılarını yazayım.

- Gerçekten çok çalışıyorlar.
Almanya'da yaşayan amcamın eşi Alman. Geçen sene ziyarete gittiğimde resmen hayran oldum, bu kadar mı verimli vızır vızır olunur. Biri 5, biri 2 yaşında iki tane çocuğu var (şimdi 6 ve 3 oldular tabii). Normalde devlet memuru, bunun dışında yarı zamanlı olarak 2 ayrı işte daha çalışıyor. Bütün gün işten gelmiş, 2 çocuğu toparlamış, mis gibi yemek hazırlamış, ardından buyrun size tatlı yaptım diye gelir. Bir gün resmen oturdum, çaktırmadan her hareketini izledim, nasıl yetişiyor diye. Anladım ki hayatında boş oturmak diye bir an yok. Her işi tamamladı, yerine oturdu diyelim, orada bile elinde şiş ve yün, örgü örüyor. Bu tempo bizi çok yorabilir, ama onlar zaten öyle alışmışlar, boş boş durmak ya da oturup televizyon izlemek diye bir kavram zaten yok.

- Gün erken başlıyor.
Sıradan bir Alman için sabah 6 işbaşı yapma saati. Bakın uyanma değil, mesai başlama saati. Tabii böyle olunca mesai en geç 3 gibi bitiyor. O saatten sonra kimi ikinci bir işte çalışıyor, kimi kendi projelerine zaman ayırıyor. Zaten tek bir işte çalışan da çok az. Düzenli olarak 2 iş olmasa bile haftanın birkaç günü bir yerde (inşaat, kütüphane, vs...) saatlik çalışmak gibi işleri oluyor.
Erken kalkmak için tabii ki erken de yatıyorlar. Dolayısıyla bizim akşamları pek bir şey yapmadan geçirdiğimiz saatler onların ertesi gün öğleden sonraki boş zamanlarını oluşturuyor.

- Televizyon izlemek hayatlarında yok. Bilgisayar da çok sınırlı.

- Eve bizim gibi zaman harcamıyorlar. Ev temizliği birkaç haftada bir elektrikli süpürge geçirmekten ibaret. Bizim eski komşunun haftalık olarak camları sildiğini duysalar, akıllarını oynatırlar. :)

- Yemeği evde yapan da var, dondurulmuş yemeklerle idare eden de. Ama tabii ki sarma saran, baklava açan yok.

- Çocuklar çok daha az zaman alıyor. Sanırım en baştan yüz vermedikleri için pek çok işlerini kendileri yapmaya alışkınlar. 2 yaşındaki veletin eline veriyorlar tavuk budunu, kemire kemire yiyip bitiyor. 5 yaşındaki ekmeğine kendisi nutella sürüyor (bunları bilmeden kreşe göndersek orada aç kalır diyorlar). Bir de çocuklara bakış açıları ilginç. Bizde mesela bir aile çocuk sahibi olduğu zaman pek çok yere gitmeyi bırakır. Buralarda restoranda bir tane 5 yaşlarında, bir tane 2 yaşlarında, bir tane de kucakta birkaç aylık veletle oturan bir aile görmek çok olası. Çocuklar hayatın amacı da değil, odak noktası da değil, ailenin bir bireyi. Sevmedikleri anlaşılmasın, bakış açıları farklı. Ben şahsen bizdeki ya da onlardaki doğrusu diye bakamıyorum. İki yöntemin de artıları, eksileri var.


İşte böyle...

agozce 13-06-2012 02:37

Valla bu yaşam biçimi asla bir Akdenizliye göre değil...

İyi ki Kuzeyli değilim...Ne o öyle makina gibi...:)).Üç günlük dünya, Sonuçta ölmeyecekmiyiz.Keyfi nerde kaldı bunun..:))

Bence, Slowlife,Cittaslow (Sakin Şehir), Slow Food akımları ve

Fukuoka yöntemi bize çok daha uygun. Hem de en doğalından..

gilan 13-06-2012 03:18

Onlara da sorsak, "İşte o yüzden İspanya, Yunanistan batarken Almanya ayakta" diyorlar. :p

Diyorum ya iki tarafın da artısı eksisi başka. Kuzey Avrupalılarınki bence aslında çok stresli koşuşturmalı da değil, yani demek istediğim onlara öyle gelmiyor. Hobiler, ilgi alanları, geziler konularında da bizi ceplerinden çıkarırlar. Allah bilir onlar da bizim hayatımızı sıkıcı buluyorlardır. :)

Acaba cidden Akdeniz'in güzel havası nedeniyle mi oluştu bu değişik yaşam tarzları? :rolleyes:

Neyse işte, kültür ve yaşayış farkları da dünyanın bir zenginliği.... :)

Adalet Yağcı 13-06-2012 07:28

Bu yaşa kadar fırsat buldukça, ihmal ettiğim bir işin bahanesi dahil, her savunmamda, "saçımı süpürge etsem yaranamıyorum size" diye sızlanıp dururdum :)

Demek ki, hayatımın çok büyük bir bölümü dinlenmekle geçmiş, bunları öğrendiğim çok iyi oldu, sızlanmak yok bundan sonra, tembelliğe bahane yok :)

Sanırım biz Türk'lerin en büyük sorunu bu, tembellik.
Yaylada bir ustaya ihtiyacım olduğunda, kimseyi bulamam çoğunlukla.
Adamın cebinde çay parası yoktur, oturup kahvede tavla oynar, ayağına kadar gidip, " aman ustacığım, acil şu işim var, bir el atıversen" diye rica etsem, başını kaldırmadan, "sonra gelir bakarım" der.

Bekle dur ustanın oyunu bitecek de gelip bakacak.
Hem yoksulluktan şikayet eder, hem de önümüze çıkan işlere burun kıvırırız.
Genlerimize işlemiş bu tembellik, her şeyi Devletten bekleriz.
Örnekler pek çok, üç aşağı beş yukarı, bir birine benzer hepsi.


Karar verdim, yakınmak yok, gereği neyse, mümkün olan en iyi şekilde yapılacak :)
Teşekkürler sevgili gilan.

mandalinci 13-06-2012 07:46

Ah gilan ah,

Çocuk küçükken bütün bunları bileydim:(

Biz de bilirsin, çocuk evin merkezi, tüm istekleri yapılır, sonra da büyüyünce ağlaşırız, en küçük işi bile yapmayı beceremiyor diye.

sabah 13-06-2012 13:37

Mesajlar için teşekkürler.

Meğer fotoğraflardaki güzelliklerin arkasında neler varmış neler!




Başlığın adını ya da yerini değiştirmek gerekiyor. Bahçe yapımlarıyla ilgilenenler için de uygun bir konu olmuş.

ciceksever70 13-06-2012 14:44

Sevgili gilanin yazdiklarinin coguna katiliyorum. Avustuya halki Almanlara göre biraz daha rahatina düskün de olsa bizlerin alistigi tempodan daha dolu dolu yasadiklari kesin. Öyle saatlerce bes caylari yok ama onun yerine yürüyüsler, kosular, bisiklete binmeler var. Aksam sicak yemek gibi bir kavramlari yok. Herkes ekmegin üstüne bir salam atar yer. Ama tabii sosyal toplumun verdigi rahatlik da var. Devlet hastanelerine randevuyla rahat rahat gidiliyor, sigorta kartinizla doktora her istediginizde gidiyorsunuz, bürokratik isler cabuk halloluyor. Türk insaninin günlük isi disinda bir de bu gibi ek kosusturmalari var.

gilan 13-06-2012 19:14

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi sabah (Mesaj 984327)
Başlığın adını ya da yerini değiştirmek gerekiyor. Bahçe yapımlarıyla ilgilenenler için de uygun bir konu olmuş.

Bilemiyorum sevgili sabah. Sonuçta bu, bu bahçenin hikayesi. Her gördüğümüz bahçe bir çok fikir vermiyor mu zaten?

Bence sanki "Dünyadan bahçeler" gibi bir bölüme ihtiyacımız var. Çünkü konu Geziler konusundan da farklı bir boyutta. Bir üye diğer üyelerin yolculuk anılarını okumak istemeyebilir, ama bahçe tasarımıyla ilgilenen herkes dünyadan değişik bahçeleri ve onların yapım hikayelerini tanımak, fikir almak ister. Ne dersin? :rolleyes:

jineop 13-06-2012 19:26

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi sabah (Mesaj 984327)
Mesajlar için teşekkürler.

Meğer fotoğraflardaki güzelliklerin arkasında neler varmış neler!




Başlığın adını ya da yerini değiştirmek gerekiyor. Bahçe yapımlarıyla ilgilenenler için de uygun bir konu olmuş.

Onur duyarız efendim...

merlict 14-06-2012 12:19

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi gilan (Mesaj 982643)
Zaten mor ağaçlar da çam ağaçları. Ya photoshop ya da makineye farklı bir filtre takarak çekilmiş. :)

hayallerimi yıkmak için sıraya mı girdiniz siz :mad::mad::mad:
olsun ben yine yapacam benzeri paladariumumu

Mehmet

merlict 14-06-2012 12:58

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi gilan (Mesaj 984462)
Bilemiyorum sevgili sabah. Sonuçta bu, bu bahçenin hikayesi. Her gördüğümüz bahçe bir çok fikir vermiyor mu zaten?

Bence sanki "Dünyadan bahçeler" gibi bir bölüme ihtiyacımız var. Çünkü konu Geziler konusundan da farklı bir boyutta. Bir üye diğer üyelerin yolculuk anılarını okumak istemeyebilir, ama bahçe tasarımıyla ilgilenen herkes dünyadan değişik bahçeleri ve onların yapım hikayelerini tanımak, fikir almak ister. Ne dersin? :rolleyes:

Bence de en mantıklısı Dünyadan Bahçeler bölümü.Bu konuda farklı şehirlerde yaşayıp gezilen bu tarz bahçeleri, çoğu kişi adını bile duymadığı bahçeden fikir alabilir düşüncesindeyim.Örneğin bu bahçe, sevgili Gilan tanıtmamış olsaydı kaç kişi farkındaydı:confused:

Mehmet

sabah 14-06-2012 13:08

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi gilan (Mesaj 984462)
..Bence sanki "Dünyadan bahçeler" gibi bir bölüme ihtiyacımız var. Çünkü konu Geziler konusundan da farklı bir boyutta. .. Ne dersin? :rolleyes:

Bence de dünyadan bahçe tanıtımları ve bahçeçilikle ilgili fuarlar ayrı bölümde olmalı.





Yeni başlık tartışmaları daha sonra bu başlıktan taşınacak ya da silinecek.

Tenar11 14-06-2012 13:14

Ben 300 metre kare bahçe ile uğraşırken dizlerimdeki kıkırdak doku eğilip kalkmaktan yıprandı, böyle bir bahçem olsa tekerlekli sandalye ile dolaşırdım herhalde :)

hberbul 14-06-2012 14:54

Sevgili gilan çok güzel kareler sunmuşsun,profesyonel yardım almadan da çok güzel bahçelerin oluşturulabileceğini görmek umutlandırıyor.

Ve hayallerimizi sınırladığımızı farkettim.
"Bu bahçeyi yapmak çok zor","yardım almadan asla","çok çalışmak lazım","ben böyle çalışsam asla yerimden kalkamam".Bu düşünceler içinde yüzerken kendimizi de sınırlandırıyoruz,yeteneklerimizi köreltiyoruz ve buna parelel,verimimiz düşüyor .İşleri zor,içinden çıkılamaz hale getiriyoruz

Geçmişime baktığımda başıma gelen güzel şeyler hep daha öncesinden hayal ettiklerim.Ama hayallerim bile başarabileceğim hayaller olmuş,bu kadar gerçekçiyim hani.

İnsan beyni lambadan çıkan cin gibi ne düşünürsen "emredersin efendim "diyor ve gerçekleştiriyor zor mu kolay mı demeden ...Bunu asla başaramam cümlesini asla başarma emri olarak algılıyor ve başaramama adına herşeyi yapıyor.
Farkındalığımızı artırarak kendimiz ile ilgili olumsuz duyguları,önyargıları bulup değiştirmeli olabildiğince...Bu da vakit alıyor ama biryerden başlamalı.

Velhasılı ben böyle bahçeler istiyorum deyip başlıyorum hayalini kurmaya...

merlict 14-06-2012 19:37

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi hberbul (Mesaj 984853)
Sevgili gilan çok güzel kareler sunmuşsun,profesyonel yardım almadan da çok güzel bahçelerin oluşturulabileceğini görmek umutlandırıyor.

Ve hayallerimizi sınırladığımızı farkettim.
"Bu bahçeyi yapmak çok zor","yardım almadan asla","çok çalışmak lazım","ben böyle çalışsam asla yerimden kalkamam".Bu düşünceler içinde yüzerken kendimizi de sınırlandırıyoruz,yeteneklerimizi köreltiyoruz ve buna parelel,verimimiz düşüyor .İşleri zor,içinden çıkılamaz hale getiriyoruz

Geçmişime baktığımda başıma gelen güzel şeyler hep daha öncesinden hayal ettiklerim.Ama hayallerim bile başarabileceğim hayaller olmuş,bu kadar gerçekçiyim hani.

İnsan beyni lambadan çıkan cin gibi ne düşünürsen "emredersin efendim "diyor ve gerçekleştiriyor zor mu kolay mı demeden ...Bunu asla başaramam cümlesini asla başarma emri olarak algılıyor ve başaramama adına herşeyi yapıyor.
Farkındalığımızı artırarak kendimiz ile ilgili olumsuz duyguları,önyargıları bulup değiştirmeli olabildiğince...Bu da vakit alıyor ama biryerden başlamalı.

Velhasılı ben böyle bahçeler istiyorum deyip başlıyorum hayalini kurmaya...

Bırakın hayal kurmayı planlarınız gerçeğe dayalı olsun.

Mehmet

gilan 14-06-2012 19:54

Aksine; hayal kurun ki hayalleriniz planlarınızı oluştursun. :)

gilan 14-06-2012 20:25

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi hberbul (Mesaj 984853)
Ve hayallerimizi sınırladığımızı farkettim.
"Bu bahçeyi yapmak çok zor","yardım almadan asla","çok çalışmak lazım","ben böyle çalışsam asla yerimden kalkamam".Bu düşünceler içinde yüzerken kendimizi de sınırlandırıyoruz,yeteneklerimizi köreltiyoruz ve buna parelel,verimimiz düşüyor .İşleri zor,içinden çıkılamaz hale getiriyoruz

Kesinlikle katılıyorum.
Bu bahçenin sahipleri, ikisi de çalışırken ve de "4" çocukları varken, bir de tüm işleri kendileri yaparak bunu yapıyorsa herkes yapar.

Sırf bahane bulmaya harcadığımız vakti bile o işi yapmaya ayırsak neler neler değişecek. :)



Alıntı:

İnsan beyni lambadan çıkan cin gibi ne düşünürsen "emredersin efendim "diyor ve gerçekleştiriyor zor mu kolay mı demeden ...Bunu asla başaramam cümlesini asla başarma emri olarak algılıyor ve başaramama adına herşeyi yapıyor.
Farkındalığımızı artırarak kendimiz ile ilgili olumsuz duyguları,önyargıları bulup değiştirmeli olabildiğince...Bu da vakit alıyor ama biryerden başlamalı.
Bu sözlere benden başka inanan birini daha buldum ya, gelip ellerinizden öpeceğim. :)
O kadar inanıyorum ki bunun gerçek olduğuna. Konunun metafizikle falan da ilgisi yok. Mesela hiç yeni öğrendiğiniz bir kelimeyi birden heryerde duymaya başladığınız olmadı mı? Aslında hep duyuyordunuz ama farkına varmıyordunuz. Bu da aynı onun gibi. Eğer birşeyi yapacağım diye yola çıkarsanız genelde bir şekilde yapıyorsunuz. Ne mi değişiyor?
- Mesela normalde fark etmeyeceğiniz fırsatları görüyorsunuz.
- Mesela sizdeki hevesi gören insanlar sizin hiç haberdar olamayacağınız fırsatları öğrenmenizi sağlıyor.
- Normalde almayacağınız riskleri alıp başarılı oluyorsunuz.
- Ya da başarıya ulaşmak için her ne yapıyorsanız, o işe kendinizi daha çok verdiğiniz için daha başarılı sonuçlar alıyorsunuz, vesaire.
Bir sürü dallandırmak mümkün.

Ta çocukluktan beri annem bana asla bir şeyde çok kötüyüm dedirtmez. :) Gerçekten kötüysem bile "Önce aklında 'bu işte çok iyiyim' diye düşün, bir yandan da kendini geliştir, sonra gerçekten iyi olursun" der. :)



Alıntı:

Velhasılı ben böyle bahçeler istiyorum deyip başlıyorum hayalini kurmaya...
Yolunuz açık olsun. :)
http://www.agaclar.net/forum/uyeleri...ri/9839-17.htm 'ne de bekleriz. :)

gilan 14-06-2012 20:56

Çok önceden okuduğum bir yazıyı aradım buldum.

University of Chicago'dan Dr. Blaslotto'nun yaptığı bir araştırma:

Yeteneklerini birbirine çok yakın insanları 3 gruba bölüp basketbol potasına şut attırıyor, başarı oranlarını kaydediyor.
Daha sonra,
- birinci gruba 30 gün boyunca her gün bir saat şut atma antrenmanı yaptırıyor.
- ikinci gruba 30 gün boyunca her gün bir saat şut attıklarını ve topun potaya girdiğini akıllarında görsel olarak canlandırma ödevi veriyor.
- üçüncü grup bir şey yapmıyor.

Bir ay sonra tekrar tüm gruplara şut attırdığında,
- ilk grubun başarı oranı %24 artmış,
- ikinci grubun başarı oranı %23 artmış,
- üçüncü grup aynı kalmış oluyor.


Buyrun, insan zihninin gücünün bilimsel olarak ispatı! :)

Mental Rehearsal & Psychology Aspects of Basketball - Visualization

Charlaux 14-06-2012 23:47

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi agozce (Mesaj 982507)
Peki bu ne, erguvan mı?

İskoçya/ Skye Adası, Fairy Pools

Eklenti 306845

Allahım nasıl bir yere düştüm ben :rolleyes: Bu güzel fotoğraflar gönlümü ferahlattı;hele bu sıcaklarda kavrulan filizlerimden sonra ... :(


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 20:07.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024