Ürdün-Tarihe yolculuk

[kuru.umit]

Sevgili agaclar.net arkadaşlarım; önce geçmiş bayramınızı kutlarım, sonrada meraklısına yeni bir gezi anısı yazıma başlarım. Tabii ki bol fotolarla destekli olmak şartıyla..
11 -15 Ekim tarihlerinde bayram tatilini Ürdün de geçirdik. Gezgin olduğumuzu bilenlerin, biraz tiyo almak ve biraz da meraktan, bayramda rotamızın neresi olduğu sorusuna verdiğimiz yanıt Ürdün olunca yüzlerindeki ilk ifadeyi hepinizin görmesini isterdim! Ama en anlamlı tepkiyi babam gösterdi; Ürdün’e gideceğimizi söyleyip, bayramını erken kutladığımda arkasına döndü , iki adım atıp, geriye ani bir dönüşle “ yetti be oğlum, adam akıllı bir ülkeye sen hiç gidemeyecek misin ? “ deyiverdi. O, hepimizde bir tane var olduğunu düşündüğüm eski ve sert adamlardan, ne diyeyim ki, adam haklı! Tüm arkadaşlardan da bir daha dönmeyecekmişim hissini veren bakışları da eklemeliyim.
Neden Ürdün? Birincisi evrensel sebep;Para, para. Ucuz, 199 EU, ekstra turları aldım mı, 1150 YTL iki kişi 4 gece 5 gün oluyor. Kredi kartına taksit deyince aklım mali kısma yattı. İkincisi Ürdün de Petra ile ilgili gördüğüm fotolar. Petra , Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan birisi seçildi ve bu sene nisan ayında gittiğimiz Peru’da Machu Pichu antik kentine, kardeş antik kent. Turu aldığımız şirket Heysem Travel diye bir şirket. İsmi ilk kez duydum, bir arkadaş aracılığı ile haberim oldu. Tur şirketinin sahibi Ürdün kökenli birisi, ikna edici bir görüşmemiz oldu. Tura topu topu 8 kişi katılmışız, butik tur olacak gibi. Ürdün hava yollarına ait bir uçakla zamanında havalandık, başlangıç iyi, başımızda rehber yok, ama orada bizi tur şirketinin kardeşi karşılayacak ve İngilizce konuşan bir rehber gezdirecek. Ürdün- Amman uçuşu 1 saat 50 dakika sürüyor. Bu arada size Ürdün ile ilgili kısa bilgiler.
Ürdün korkunç huzursuz bir coğrafyanın tam ortasında. Yaklaşık 90000 km2 lik bir ülkede, 5,5 milyon nüfuslu bir ülke. Ülkenin tarihi çok eskilere dayanıyor. Bölgeye hakim olan uygarlıklardan tanıdık olanlar Asurlular, Medler, Makedonlar, Romalılar, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular. Sonra Yavuz Sultan Selim’le Osmanlı Devletinin bir parçası olmuşlar (1516). Ürdün arablarının bizlerde kötü anıları var. Lawrence amcamla el ele verip Osmanlı yı hacamat etmişler. Mert bir savaş değilmiş onların yaptıkları. Birinci dünya savaşı sonunda, 400 seneden beri Osmanlı adaleti altında yaşayan Ürdünlüler, bağımsızlıklarını İngiliz Mandası altına girmek için kazanmışlar anlaşılan. 1920’de İngiltere’nin manda yönetimi altına giriyor 1921’de Emir Şerif Abdullah, Ürdün Nehrinin doğu tarafındaki topraklarda yarı bağımsız bir emirlik kuruyor. Mayıs 1948’de manda rejimi sona erdiğinde, Ürdün ordusu İsrail Devletiyle Arap devletleri arasındaki savaşta Filistinlilerin yardımına geldi. Sonrası bir Arapların yanında, bir İsrail-İngiltere-ABD üçgeninde bulunmayı gerektiren durumlar. Şu anda Kral Abdullah yönetimde. Yakın tarihte kralların hepsi İngiliz, amerikan tezgahından geçmişler. Hanımlar İngiliz ve Amerikalı. Bizi ilgilendiren bir diğer olayda Ruslardan kaçan Çerkezlerin, Osmanlı tarafından Ürdün’e yerleştirilmeleri. Neyse fazla merak edenlerin internette dolaşmaları tavsiyesi ile Ürdün’den genel fotolarla başlayalım. Beş günlük geziden yarından itibaren günlük izlenimler ve bolca fotograf. Şimdilik gezekalın.

[kuru.umit]

İyi bir uçuştan sonra Ürdün havaalanına indik. Havaalanında vize almak gerekiyor, 15 USD veriyorsunuz, basıyorlar damgayı. Yeşil pasaport filanda geçmiyor. İki havaalanları var. Bizim indiğimiz askeri havaalanları imiş (Marka Havaalanı). Neyse havaalanından çıkışta gözlerimiz bizi karşılayacak Ürdünlü elemanları aradı, yaklaşık bir saat aradık ne gelen var, ne giden. İstanbul’a telefon açtıktan sonra, bir güzel fırçayı da çektikten sonra birileri geldi, otelimize vardık. Otel dıştan iyi, içten rezalet, temizlik yapılmamış, çarşafların temizlenmediğine dair kuvvetli deliller var. Yeni bir arab faciası yaşanacak galiba, sakin olalım diye telkinlere başladım bile. Neyse ertesi gün kahvaltımızı aldık (Allahtan kahvaltıları güzeldi) ve bizi Jerash ve Amman şehir turunu almak üzere adamları beklemeye başladık. Sizlere yaşadığımız sorunları uzun uzun anlatmayacağım artık. Sonuçta gittiğimiz turun, Ürdün ayağı rezalet, tabii duruma müdahale etse ve kardeşi bile olsa çalışmaya devam eden İstanbul ayağı da bizi çok mutlu etmedi ve her aşamada sorun yaşadığımızı bilin yeter.
Gelelim Jerash şehrine. Bu şehir kesinlikle Petra antik kentinin gölgesi altında kalan bir yer. Amman’a 48 km. Ekstra turda 30 EU verdik. Oraya giriş 2-3 ürdün dinarı (JD). Bir JD, yaklaşık olarak 1,4 USD ye eşit. Aklıma gelmişken oraya USD ile gitmek daha iyi. Alışverişte JD yerine kabul ediyorlar. Ama havaalanından çıkışta bizden vize parası olarak JD istediler. Neyse aksiliklere girmeyecektim. Jerash antik şehri için şunu demek yanlış değil; Roma dışında, bütünlüğünü korumuş en önemli Roma şehri. Bizim Efes ten büyük. Eserler daha ayakta. Girişte İmparator Hadrian anısına dikilmiş olan ve tamamlanmamış olan anıtsal kapısından geçtik (foto 1). Solumuzda hipodrom var ve burada zaman zaman gösteriler yapılıyor. Bize denk gelmedi. Sonra kapıdan rehber alıp içeri girdik. Önce oval meydana geliyorsunuz (foto2,3) Roma alanlarından gördüklerim hep iki yana dizili sütunlar şeklindeydi, bu anlamda burası çok ilginç bir örnek oldu. Rehberin söylediğine göre burası tekmiş. Bu alanı sağınıza alıp yukarı doğru çıkarsanız Artemis Tapınağı ve şehrin Tiyatrosu ile karşılaşıyorsunuz. 1600 kişilik tiyatrosunun tüm basamakları yerli yerinde ve orijinal. Sahnesi ve sahne arkası da öyle (Foto 4). Burada iki tane Arab ne hikmetse gayda ile konsercik veriyor ve JD leri bekliyorlar (foto 5). Daha sonra daha ileriye rehber eşliğinde yürüdük. Sağ tarafta ana yola çıkan sütünlarla yolu gördük (kolonlu yol) (foto 6) . Bu şehrin en güzel yanı sütunlarla çevreli yolları. Bu yollar ana bir meydana çıkıyor. Buradan yürürsenizde oval alana geliyorsunuz. Tüm yol boyunda iki kattan meydana gelen alışveriş yerleri, dükkanlar var (foto 7). Yerlerde geçmişin araçlarının tekerlek izleri bile var. Burada bir tapınak daha var (yanlış hatırlamıyorsam Diana ya adanmış güzel ve heybetli bir tapınaktı (foto 8). Daha sonra bir çeşmeye denk geldik ancak benim gördüğüm en güzel anıtsal çeşmelerden bir tanesi. MS 161 de inşa edilmiş. Çizilen resimler, çeşme önünde suyun toplandığı çok büyük bir çanak, su yollarına suyu boşaltan küçük oluklar, her şey yerli yerinde. Hani suyu bağlasan tıkır tıkır akacak gibi (foto 9). Jerash’ı gezmek 2-2,5 saatimiz aldı. Aldı ama gönlüm orada kaldı, biraz daha zamanı kesinlikle hak ediyor. Jerash çıkışında cam kavanozlar içinde renkli kumlarla şekiller yapan bir sanatçıyı izledik (Foto 10). Tabii ki 1 JD a bir tane satın aldık (foto 11). Sonrasında bir yerel lokantaya gittik, adam başı 8 JD ya yemeklerini yedik. Yemekleri gerçekten lezzetli. Size eğer Ürdün’e giderseniz her gittiğiniz yerde humus yemenizi tavsiye ederim. Humusu bir Antakya’mızda çok sevdim bir de bu ülkde. Yarın Amman şehir turu. Gezekalın

[kuru.umit]

Jerash resimlerine devam.

[abk]

Sayın Kuru.umit ;
Güzel bir gezi yazısı . . . Devamını bekliyoruz . Sanırım Heysem Travel'i tavsiye etmiyorsunuz . Peru' ya hangi turla gittiğinizi öğrenebilir miyim?

[kuru.umit]

sevgili abk,
ürdün dünya mirasına 2 adet (bence daha fazla olmalı, çünkü Jerash ve Vadi rum diye yerleride çok önemli) yer sokmuş bir ülke ve görülmeli derim. Ama maalesef Heysem tarvel in bir ayağı ürdünde olmasına rağmen zorluklar yaşadık. Amaç tur şirketlerini yere vurmak veya göklere çıkartmak olmadığından konuyu kısa kesmeye çalıştım. Ama gidecekler için bu yazılar bir referans olabildiğinden (en azından ben mutlaka internette yaşananları araştırırım) ipuçlarını da vermeye çalışıyorum. Fest travel senelerdir oraya gezi düzenliyor ama çok pahalıya geliyor. En iyisi kendiniz gitmeniz oradan rehber almanız veya araba kiralamanız ama burada da uçak ücreti pahalı oluyor (400 USD gidiş geliş) oradan günlük 25 USD civarı araba kiralanabiliyor. Ürdünü bir günde baştan sona kolayca gezebilirsiniz )ulaşım anlamında söylüyorum). Bizim turda Aqaba yoktu. Bence kızıldeniz dalışı veya şnorkel ile dalış için iyi bir yer ve mutlaka Vadi Rum da (çöl) geziye katılmalı. Gezi programı Amman 2-3 gün, Petra 1 tam gün, Aqaba 2-3 gün (vadi rum petra veya buradan yapılabilir) olmalı. Yemekler iyibir yerde 15 ürdün dinarı (1,4*15 USD) ye çıkıyor. Bol pazarlık şart, gece eğlencelerini tavsiye etmem. Gecede olsa emniyetli. Güvenlikte sorun yok (şimdiye kadar 2 kez terorist saldırı geçmişi var)
Peru ya karınalarlagittim. Peru gezisi hep pahalı olmuştur. Karıncalarla gittim 2700 EU civarı ama helal ettim. Çok memnun kaldım, karıncaların (www.karincalar.com) hem küba ve hem de peru gezisini tavsiye ederim. Karıncalar ekibi şu anda perudalar 2-3 güne gelecekler. Bizim grub çok memnun kaldı, orarada ki lokal acentalarıda muhteşem. Daha ayrıntı istenirse seve seve veririm. Gezekalın

[Mine Pakkaner]

Yazılarınızı ilgi ile takip ediyorum. Göreceğim yerler listem sayenizde hızla kabarıyor. Teşekkürler.

[kuru.umit]

Sevgili Mine Hanım,
Güzel sözlerinize teşekkür ederim. Paylaşım çok önem verdiğim bir konudur. Özellikle sizler gibi yaşantıma katkıları olan pozitif insanlarla birlikte paylaşmak çok motive edici oluyor. Bende sizlerden çok şeyler öğrenmekteyim. Gezekalın.

[abk]

Sayın Kuru.umit;
Önümüzdeki yarıyıl tatilinde Güney Amerika gezisi düşünüyoruz . Gezilerimiz genellikle 12-15 gün sürer . Bu sürede kaç ülke , hangi ülkeler , hangi tur şirketi şimdilik belli değil . Genellikle ocak ayında netleşir . Fest travelin gezileri ve gittikleri bölgeler çok cazip ancak fiyatlar genelde çok yüksek. Bu biraz da açık programın sitede yayınlanmamasından kaynaklanabilir . Yani ekstra turlar , vergiler , kalınan ve geziler yerler açısından inceleme imkanı olsa , belki de daha uygun gelecektir . Karıncalar ile bir geziye çıkmadım şimdilik .
Babanızın sözlerine aldırmayın bence. Avrupa ülkelerine 70 - 80 yaşında da gidip gezebilirsiniz .

[kuru.umit]

Sevgili abk,
karincalarin turu da anahtar teslimdir. Ekstra çıkmaz. Ben geziye çıkmadan çok araştırırım. Sitelerine girerseniz anlarsınız. Fest travel in turları daha çok ders gibi geçer, halkla temas biraz azdır ve daha lüks otellerde kalınır. Biz birazda doğru yönlendirme ile sokak adımlamayı sevenlerdeniz. Yöre insanı ile temas ve kültürel alışveriş bir turda bizim için önemlidir. Gene de Fest travel in hakkını teslim edelim. Bu işi en güzel yapanlardandır. işin maliyeti çok önemli tabii ki. Karıncaların bu sene aralık ayında Vietnam Kambocya turları vardı. 1700 EU civarlarında ama gidemedik. Seneye inşallah. Sırada İran ve Hindistan var. Aslında şöyle 9-10 kişi olup da, biz grubuz arkadaş in bakalım biraz fiyattan veya şunu da, bunu da isteriz avantajını elde edebilmeyi hep istemişimdir ama ya tarihler, ya cepler ya da gönüller tutmaz. Gezekalın. Dr Umit Kuru

[abk]

Ümit Bey;
Bizim bir gezi grubumuz var . Bazen 3-5 kişi , bazen 12-15 kişi oluyoruz ve genellikle yarıyıl tatillerinde geziye çıkıyoruz . Geçen kış 3 kişi Hindistan (kuzeyi) ve Nepal'e gittik . Grup ikiye bölünde aslında . 5 kişi de ayrı bir turla gitti . Bizim 3 kişilik grubumuz ben, arkadaşım ve 10 yaşındaki oğlumdan oluşuyordu . Bir de rehber ayarladık .Ancak kaldığımız yerler otel yerine hostel bile olsa normal bir tur ücretine geldi .
İlle de lüks demiyorum ama kaliteli otelleri seviyorum .Çocukla daha rahat oluyor . Ancak en büyük keyfi kaybolduğum zamanlarda alıyorum . Vietnam ve Kamboçya benim gezi listemde de var . Asya , hele Afrika daha cazip geliyor . Eğer reenkarnasyon gerçekten varsa , sanırım ben önceki hayatımda Afrika'da yaşadım . Ama Kuzey Afrika değil , Afrikanın tam göbeğinde . Tanzanya ve Uganda'yı araştırıyorum . Tanzanya'da bir arkadaşım var , turları ayarlayacak ama çok gezmek için çok para gerekiyor . Avrupa ülkeleri için farketmese de Asya ve Afrika için güvenliği de düşünmek gerekiyor .(Hele bayansanız ve yanınızda küçük bir çocuk varsa) Güvenlik için de iyi bir tur şirketini tercih etmek zorunda kalıyorum .
Babanızın onaylamadığı ülkelere geziler planlar ve grup arkadaşı ararsanız , ben , oğlum ve arkadaşım sizlere katılabiliriz .
İyi gezmeler....

[kuru.umit]

Sevgili Arkadaşlar,
Size bu sefer Amman şehrini anlatacağım. Amman 1,8 milyon nüfuslu ve aynen İstanbul gibi 7 tepe üzerine kurulmuş bir şehir (foto 1). Kalabalık trafik ve keşmekeşi ile de İstanbul’a benziyor. Amman’ı, Ürdün’e gece vardığımızdan ancak ertesi gün ve son gün güzelce gezdik. Tarihi çok eskilere kadar uzanıyor ve İncil de geçen Rabbath Ammon ile bugünkü Amman şehri kastediliyormuş. Ammonitlerin şehri veya su şehri olarak da geçiyor. Daha sonra Philadelphia (yeniden kuran bir yöneticinin ismine atfen) olarak adlandırılıyor. Namateanlar, Romalaılar, Bizanslılar, Araplar (Amman ismine dönüş) ve sonra Osmanlılar gelip geçmişler.
Amman şehir turu içinde ilk durak Citadel. Burada Rabbath Ammon ismini taşıdığı dönemdeki Amman ve Roma, Bizans dönemlerine ait eserler var. En güzel eser Herkül tapınağı (foto 2). Erken İslami devirlere ait eserler tamirde (foto 3,4). Her tarafta Osmanlı camisi hanı, hamamı görmeyi beklersiniz değil mi? Ben bir tek eski Türk eseri göremedim. Hicaz demiryoluna (hani dar zamanda bir sürü para yatırılan, arapların çöllerde bir sürü Türk canını aldığı demiryoluna) ait bir istasyon hariç bir şey yok. İnşallah gözden kaçırdığımız eserlerimiz vardır. Günümüz Türkiye’sinden bol bol mal var Amman’da. Bir de Tarkan posterleri (foto 5)
Sonra bir lokantaya gitmek istedik. Yerel bir lokantaya gidildi. Malum orada da bayram, kalabalıkça bir lokanta. Etrafı kesiyorum, ne yerler ne içerler öğreneyim diye. Bu adamlarda yemek kültürü var. Yemekler lezzetli, mezeleri çok güzel. Mansaf diye yoğurt soslu pişirilmiş kuzu ve altında pilavla servis edilen ulusal yemekleri var. Yedim ama eminim yediğim en güzel örneği değildi. Arkasından nargileler yakılıyor. Yaşlısı genci, kadını erkeği nargile içiyor (foto 6). Çok türbanlı vardı. Kara çarşaflı aşırı değil. Ürdünlüler güler yüzlüler. İngilizce bilen sanki azmış gibi geldi. Anlaşma bazen tarzancaya kaçıyor, bazı kelimeler bekleneceği gibi ortak. Her zaman ki gibi dünya çocuklarına olan ilgimi geri çevirmeyi poz veren bir çift çocuk buldum. Şu bıçkınlara bakar mısınız? (foto 7)
Yarın Lut Gölü Nebo dağı gezileri.

[kuru.umit]

Resimlere devam.

[kuru.umit]

Sevgili Sanal Gezginler,
Sona yaklaştık. Yarın Ürdün gezisinin en anlamlısı Petra gezisi var. Ama bugün Nebo dağı ve Lut gölü paylaşılacak.
Lut gölü'nün yüzeyi Akdeniz deniz seviyesinden tam 395 metre aşağıda! Yani dünyanın en derin noktasındaki gölü Lut gölüdür. Bizim açımızdan işin ilginci 2007 yılında dünyanın en yüksekteki yüzülebilir gölünü (Titikaka Gölü,+4000mt,Bolivya-Peru) ve hem de en derindeki gölünü Lut Gölü, -395 mt, Ürdün) görmüş olduk.
Ürdün vadisinde Amman'ın 55 km güneydoğusunda bulunan Lut gölüne 6 kişilik küçük grubumuza verilen minibüsle gittik. Çok konuşan bir rehber-şöforümüz var. Göle vardıktan sonra yana yana 3 adet lüks otelin yanından geçtik (Mariot, Kempinski, Mövenpick otelleri). Minibüs bizi halk plajı diyebileceğim bir plajda bıraktı. İçeri giriş 10 JD. Dört arkadaş daldık içeri ve kabinler var, soyunduk, yallah göle. Ama teknik bir hata yaptığımızı gün sonu anladık. Çünkü Mariot veya Mövenpick otelin içinden göle girseydik, yeme, içme, havuz ve daha nezih bir ortamda akşama kadar 23 JD verecektik. Daha rahat edecektik. Amaç gezmeye niyetlilelere akıl vermek dedik ya! Biz yaptık siz yapmayın, verin birazcık daha JD ve günü daha kaliteli geçirin derim.
Neyse gelelim göle. Karşı sahil İsrail (foto 1). Sahilimizi inip de donları ile göle giren Araplar arasından geçip bir masa kaptık ve eşyaları bıraktık. Millet daldı göle fantezi peşinde, ben elde makina foto çekiminde (foto 2). Sahile yakın suda beyaz büyük tuz kitlelerini görüyorsunuz (Foto 3, 4) Bu gölün başka bir özelliği yüksek tuz ve mineral oranı. %30'un üzerindeki tuzluluk oranı ile dünyanın en tuzlu gölü. Ne olacak diyebilirsiniz? Ama Akdeniz'in 10 katı daha tuzlu olan Lut gölünde yüzmeden ne dediğimi anlayamazsınız. Dediğim gibi aslında yüzmek teknik olarak mümkün değil aynı zamanda batmakta! Otur göle, oku kitabını !(Foto 5) Vücüdunuzda açık yara var ise girmenizi pek önermem. Göl de hiçbir bitki ve balık yaşamıyor, bu sebeple de adını ölü deniz olarak almış, ama gelgelelim son zamanlarda buranın bir mikro organizma cenneti olduğu keşfedilmiş.
Ayrıca gölün çok zengin mineral yapısı sebebiyle güzellik ve cilt bakımı konusunda bir kaç fabrika kurulmuş, ve buranın çamurundan hazırladıkları farklı farklı ürünleri turistlerin beğenisine sunuyorlar. Zaten yoğun tuzlu suyun kendisi de cildinizi yumuşacık yapıyor, ama saçlar için aynısını söyleyemem.
Son olarakta tarihi ile ilgili bir kaç bilgi aktarayım. Bu alan 10,000 yıldır yerleşime uğramış. Kitaplı dinler olarak anılan üç dinde de buraya atıfta bulunulmuş. Buradaki tektonik çöküntüyü yöre halkının cezalandırılması olarak tanımlamışlardır. Bu kitaplara göre çok ayıplı insanlar Tanrı tarafından cezalandırılıyor. Bilime göre büyük bir deprem sonucu çökme oluyor. Göle gelen su kaynakları var, ama çıkış yolu yok ve büyük miktardaki buharlaşma ile denge kurulmuş. Çağımızdaki küresel ısınmadan burası da nasibini almış. Görünen o ki yakın zamanda burası da görülemeyecek. Onun için burası için fırsat yaratın derim.

[kuru.umit]

Madaba ise Lut gölüne giderken yol üstünde bir kent. Amman a 32 km de. Önemi Mozaikleri. Ama bizim saloş rehber bize Madaba da bir Ürdün kahvesi içimi mola verdi, sonra Nebo ya çıkarttı. Madaba nın mozaiklerini göremeden geçtik gittik. Ben fark ettim de grup pek istekli değil, onun için dönüşte nasılsa geçeçeğiz, o zaman bastırırım dedim. Ama yanıldım. Alışverişe sokacak diye farklı yoldan götürünce gidemedik. En azından St George kilisesinde ki mozaikleri görmek lazımdı. Ben de küstüm alışveriş yapmadım !!

Nebo dağı ise sonraki duraktı. Nebo dağının önemi Hz Musa nın ölmeden önce çıktığı ve zirve yaptıktan kısa süre sonra öldüğü dağ olması. Burada sonradan bir kilise yapılıyor. Bu kiliseyi şimdi Fransiskenler sahiplenmiş, onarıyorlar. Güzel mozaikleri var (Foto1-5)
Yarın son durak Petra. Gezekalın.

[kuru.umit]

Sevgili Sanal Gezginler,
Dün gece bitireceğimi söylediğim Ürdün gezisinin son durağı Petra bu geceye sarktı. Kusura bakmayın lütfen. Bir kongre galasına katılmak gerekti. Gece fazla kaçırınca yazmaya takat kalmadı. Özürlerimi kabul edin lütfen..
Petra Ürdün gezisinin en önemli ayağı. Buraya mutlaka bir tam gün ayırmalısınız ama bilinki bir tam gün bile yetmiyor. Dört, beş saat yürüyüşe rağmen alanın sonunu getirmedik.
Petraya Amman’ dan özel araba ile 3 saatte gidiyorsunuz. Bu süre arabasına ve şöforüne göre 5 saate kadar çıkıyor. Aqaba dan giderseniz 2 saat yeterli. Amman’dan Jetta firmasına ait otobüslerde gidiyormuş. Petrayı aslında çoğunuz gördünüz. Nereden derseniz İndiana Jones filminden. İndiana Jones serisinin bir filmi burada çekilmiş. Bu Araplarda bir hoşlar; sahip oldukları tarihle değil de, burada çekilen filmle çvünüyorlar!
Petra gezisi uzun olacak bu nedenle yanınıza yeteri kadar su alın, nevele de fena olmaz, acıkma olayında iyi oluyor. Rahat ayakkabıyı da unutmayın.
Neyse Petra’ya vardığınızı farz edin artık sanal gezgin arkadaşlarım; İçeriye giriş ücretinizi kendiniz verirseniz 21 JD kişi başı vermeniz lazım, Ürdünlüyseniz 2 JD yeterli !! İçeriye girişte önce olayı anlamıyorsunuz, ortada atlar, develer, tek atlı 2 yolculu arabalar dolaşıyor. Sizi yol boyu yürütmeden kurtarmak istiyorlar, tabii ki birkaç JD ye. Unutmadan içeri girmeden bilet ofisinin yanındaki merkezde harita ve küçük kitapçıktan edinin, ücretsiz. Tavsiyem Petra yı yürüyerek gezmeniz; boş verin atı filan. Ortamdaki büyüleyici güzelliği ancak yürüyerek hissedersiniz. Bir de Fotoğrafçılar için tiyo; Petra’yı sabah erkenden gezmeye başlayın bence. Neden derseniz, Petra nın en favori yeri Hazine (Khazneh) en iyi sabah fotoğraf veriyormuş. Öğleden sonra gölgede kalıyor. küçük olmasına rağmen, grubu ikna edemedik, şöforü de ayarlamışlar, geç gelince saat 11 gibi ancak orada olduk. Petra’ya geziyi saat 8:30-9:00 başlatmak lazım. Ama benden bir başka tiyo, öğle sonrası taşların rengi daha da kızıllaşıyor. Sonuç: Petra sabahtan başlanıp, akşama kadar gezilecek bir yer.
Petranın tarihi İsa Öncesi 600-700 lere kadar gidiyor. Nabetian Arapları burayı kuruyor. Zamanın önemli bir ticaret yolu üzerinde gelişen bir şehir oluyor. Burası tartışmalı bir şehir; bir grup bilim adamı buranın aslında bir mezar şehir olduğunu ve yerleşimcilerin mezar ustaları ve aileleri olduğunu ve çadırlarda yaşadıklarını söylerken, bir grup buranın canlı aktif bir şehir olduğunu ve yaşayanların yaşamlarında mezarlarını hazırlayarak ölüme hazırlandıklarını söylüyor. Mezarların heybeti soyluluk ve zenginlikle orantılı tabii ki. Gelişen sonra gerileyen Nabetianlardan sonra Romalı general Pompey burayı Roma topraklarına katıyor. Neyse konumuz tarih değil.
Petra gezimizde ilk durak sağda göreceğiniz küp şeklinde oyulmuş 3 adet anıt taş (foto 1) Bu taşların şehri bekleyen ve koruyan bir anlamı varmış. Bunun gibi 20 nin üstünde masif taş blok var Petra’da. Nabetianlar tarihte silisli toprağı yapılarda ilk kullananlar olabilirmiş.
Yürüyüşe devam ediyoruz; bu sefer solda obelisk mezar karşımıza çıkıyor. Tabii ki bu arada bir oradan, bir buradan arap atları geçip duruyor, aman dikkat. Mübarekler, arap atları güzel hayvanlar, sürücüleri de tüm hünerlerini sergiliyorlar (foto 3). İlerlemeye devam edince Petra’yı Petra yapan alana doğru geliyorsunuz: Siq. Siq yer yer 3 -5 mt ye kadar inen genişliği ve 70 mt yi bulan yüksekliği ile bir vadi gibi. Şehri düşmanlardan koruyan bu doğal yapı. Kapılar kapandı mı buradan şehre giriş kalmıyor. Duvarlardan, şehre kanallarla su getirilmiş (foto 4). Yüksek duvarlar boyunca tanrılar için heykel koyma yerleri, ortalrada anıtsal taşlar var (foto 5)

[kuru.umit]

Sevgili Sanal Gezginler,
Dün gece bitireceğimi söylediğim Ürdün gezisinin son durağı Petra bu geceye sarktı. Kusura bakmayın lütfen. Bir kongre galasına katılmak gerekti. Gece fazla kaçırınca yazmaya takat kalmadı. Özürlerimi kabul edin lütfen..
Petra Ürdün gezisinin en önemli ayağı. Buraya mutlaka bir tam gün ayırmalısınız ama bilinki bir tam gün bile yetmiyor. Dört, beş saat yürüyüşe rağmen alanın sonunu getiremedik.
Petraya Amman’ dan özel araba ile 3 saatte gidiyorsunuz. Bu süre arabasına ve şöforüne göre 5 saate kadar çıkıyor. Aqaba dan giderseniz 2 saat yeterli. Amman’dan Jetta firmasına ait otobüsler de gidiyormuş. Petrayı aslında çoğunuz gördünüz. Nereden derseniz İndiana Jones filminden. İndiana Jones serisinin bir filmi burada çekilmiş. Bu Araplarda bir hoşlar; sahip oldukları tarihle değil de, burada çekilen filmle övünüyorlar!
Petra gezisi uzun olacak; bu nedenle yanınıza yeteri kadar su alın, nevale de fena olmaz, acıkma olayında iyi oluyor. Rahat ayakkabıyı da unutmayın.
Neyse Petra’ya vardığınızı farz edin artık sanal gezgin arkadaşlarım. İçeriye giriş ücretinizi kendiniz verirseniz 21 JD kişi başı vermeniz lazım, Ürdün'lüyseniz 2 JD yeterli !! İçeriye girişte önce olayı anlamıyorsunuz, ortada atlar, develer, tek atlı ve 2 yolculu arabalar dolaşıyor. Sizi yol boyu yürütmeden kurtarmak istiyorlar, tabii ki birkaç JD ye.
Unutmadan içeri girmeden bilet ofisinin yanındaki merkezden harita ve küçük tanıtım kitapçığı edinin, ücretsiz. Tavsiyem Petra yı yürüyerek gezmeniz; boş verin atı filan. Ortamdaki büyüleyici güzelliği ancak yürüyerek hissedersiniz. Bir de Fotoğrafçılar için tiyo; Petra’yı sabah erkenden gezmeye başlayın bence. Neden derseniz, Petra nın en favori yeri Hazine (Khazneh) en iyi sabah fotoğraf veriyormuş. Öğleden sonra gölgede kalıyor.
Küçük olmasına rağmen, grubu ikna edemedik, şöforü de ayarlamışlar, geç gelince saat 11 gibi ancak orada olduk. Petra’ya geziyi saat 8:30-9:00 başlatmak lazım. Ama benden bir başka tiyo, öğle sonrası taşların rengi daha da kızıllaşıyor. Sonuç: Petra sabahtan başlanıp, akşama kadar gezilecek bir yer.
Petranın tarihi İsa Öncesi 600-700 lere kadar gidiyor. Nabetian Arapları burayı kuruyor. Zamanın önemli bir ticaret yolu üzerinde gelişen bir şehir oluyor. Burası tartışmalı bir şehir; bir grup bilim adamı buranın aslında bir mezar şehir olduğunu ve yerleşimcilerin mezar ustaları ve aileleri olduğunu ve çadırlarda yaşadıklarını söylerken, bir grup buranın canlı aktif bir şehir olduğunu ve yaşayanların yaşamlarında mezarlarını hazırlayarak ölüme hazırlandıklarını söylüyor. Mezarların heybeti soyluluk ve zenginlikle orantılı tabii ki. Gelişen sonra gerileyen Nabetianlardan sonra Romalı general Pompey burayı Roma topraklarına katıyor. Neyse konumuz tarih değil.
Petra gezimizde ilk durak sağda göreceğiniz küp şeklinde oyulmuş 3 adet anıt taş (foto 1) Bu taşların şehri bekleyen ve koruyan bir anlamı varmış. Bunun gibi 20 nin üstünde masif taş blok var Petra’da. Nabetianlar tarihte silisli toprağı yapılarda ilk kullananlar olabilirmiş.
Yürüyüşe devam ediyoruz; bu sefer solda obelisk mezar karşımıza çıkıyor. Tabii ki bu arada bir oradan, bir buradan arap atları geçip duruyor, aman dikkat. Mübarekler, arap atları güzel hayvanlar, sürücüleri de tüm hünerlerini sergiliyorlar (foto 3). İlerlemeye devam edince Petra’yı Petra yapan alana doğru geliyorsunuz: Siq. Siq yer yer 3 -5 mt ye kadar inen genişliği ve 70 mt yi bulan yüksekliği ile bir vadi gibi. Şehri düşmanlardan koruyan bu doğal yapı. Kapılar kapandı mı buradan şehre giriş kalmıyor. Duvarlardan, şehre kanallarla su getirilmiş (foto 4). Yüksek duvarlar boyunca tanrılar için heykel koyma yerleri, ortalarda anıtsal taşlar var (foto 5)

[kuru.umit]

Sonra birdenbire rehberimiz bizi durdu ve Petra’nın en önemli yeri Hazine’ye yaklaştığımızı söyleyerek hazır olmamızı söyledi. Gerçekten Hazine’nin o aralıktan görüntüsü bile ne kadar muhteşemdi (foto 1). Hazine aslında bir mezar odası ama konumu ve şatafatı merkez bankası görünümünde olduğundan Hazine denmiş. Altta bulunan bazı geçitler nedeni ile hazine olabileceği ya da en azından kıymetli bazı şeylerin burada saklanıldığına inanılıyor. Tabii ki hazine soyguncuları da inanıp talan etmişler. Burası bir buluşma yeri. Hemen önünde bir kafe var. Oturduk oraya bir güzel seyrederken, çaylarımızı yudumladık (foto2-4). En güzel kareyi Hazine’nin bekçisini çekerken yakaladım sanıyorum (foto 5)

[kuru.umit]

Hazineden aşağıya doğru yürüyüşe devam ederseniz Facades caddesine geliyorsunuz. Burada onlarca irili ufaklı ön cepheleri işlemeli mezar odası var. Bazılar gerçekten çok güzeller (foto 1-2) Yolda geri dönen turistlerden bazıları deve sırtındalar (foto 3). Bu alanda da son durak tiyatro (foto 4) . Tiyatronun en önemli özelliği sıralarının ve sahnesinin monoblok taşa oyularak yapılması. Romalılardan önce edilmiş bir tiyatro. Tiyatroya sırtınızı verirseniz bu alan Petra’nın merkezi oluyor (foto 5)

[kuru.umit]

Yazarken ne kadar çabuk gibi geliyor ama buraya kadar anlattıklarımı yaklaşık 2 saatte gerçekleştirebildik. Karşıda tüm cazibesi ile Kral mezarları duruyor. (foto 1) Bunların gorunusu muhtesem. Lakin yol uzun vakit kisa. Sabah erken gelmedigimize bir kez daha hayiflaniyorum. Halbuki daha ilerde gorulecek yerler var. Biraz daha adimlari hizlandirip kolonlu caddeyi geliyoruz. Buradan sonrasinda (epey mesafe de) manastir var. Ama oralara gitmek demek, gruptan kopmak demek. Son kareleri alarak Petra dan çıktık (foto2-4). Petra tüm geziye degecek kadar guzeldi.

[kuru.umit]

Petra da sehirde aldigimiz yemek sonrasi ekip costu Vadi Rum a gidelim diye tutturdular. Bre namussuzlar ! Madem oralara gidecektiniz neden geç kalktiniz ? Hadi bakalim cole gunes batisini gormeye gidiyoruz. Petra ile Vadi Rum arasi 52 km. vardigimizda gunes batmisti. Gercekten burasi da cok iyi bir yer ve gezebilmeyi isterdim. Bir kac hatira fotografi cektik. Ekibin azginligi hat safhada hadi Aqaba ya gidelim dediler; bir 30-35 km de orası. Gece vardik. Karsi da İsrail, bu kıyı Ürdün. İsrail de her yer isil isil. Rehbere cek bakalim bizi kunefeciye dedik, bari agzimiz tatlansin. Kunefe cok guzeldi. Tavsiye ederim.
Ve son nokta; Urdun gezisi beklentimiz ustunde iyi bir gezi oldu. Vietnam Kambocya derken, hesapsiz bir harcama ile culsuz kalinca rota Urdun’e donmustu ama iyi oldu. Gormus olduk. Daha da onemlisi bir yila iki kardes ve dunyanin yeni yedi harikasindan ikisini (Machu-Pichu ve Petra’yi) sigdirmis olduk. Bundan iyisi Urdun de kunefe !!!
Gezekalin

[Vildan Sönmez]

Safanız olsun Ümit Bey.Çölde gün batımını izlemişsiniz,fotoğraf da çekmissinizdir.

[kuru.umit]

İstediğim gibi olamadı Vildan hanım. Gezi ekibi çok önemli. İnsanlara sabah altıda kalkmamız gerektiğini söylememe ve biz hanımla saatinde beklememize rağmen bizim yerel şöforü ayarlayıp geç getirdiler. Kızsan ne fayda. Ucuz turların bu kötülüğü var. Pahalı kültür turlarında bu olmuyor işte. Herkez verdiği paranın hakkını istiyor.
Vadi Rum tek başına gidelesi bir yer. Mısır'da, Peru'da da çöl gördük ama burası ilginç bir yer. Kesilmiş gibi yükselen dağlar arasında bir çöl düşünün. En büyük sanatçı doğanın kendisi. Gittiğimiz de güneş batmıştı.Bu ışıklar batan güneşten yansıyanlar. Gezekalın.

[Vildan Sönmez]

Çok haklısınız.Eşim ve ben tatillerde de işe gider gibi saat kurarız uyuyakalmayalım diye. Sınırlı bir süre içinde üstüne para verip kahvaltıya bile zor yetişen insanlara şaşmışımdır hep. Uyuycaksanız evinizde oturun,değil mi yani ?

[abk]

Sayın Kuru.umit;
Az önce gazetenin seyahat ekini incelerken bir ilan gördüm . "Amman 149 avro". Ben buna giderim , diyerek atladım tabii . Rakam çok çok iyi . Elbet arada bir yere sıkıştırılabilir bu gezi . İnternetten programa baktım , hiç fena durmuyor . Hem tur şirketinin adını da bir yerlerden anımsıyor gibiyim . Evet , evet bu Heysem Travel tanıdık bir isim ,ama nerde duydum . Ve... Anımsadım . Bu sizin gittiğiniz tur . Oldu mu ya , bu yapılır mı şimdi . O kadar da heveslenmiştim .

[kuru.umit]

sevgili abk,
Yazılarımdan sonra benim doktor arkadaşlardan da arayan oldu. Ben de tur şirketine telefon açtım. Bazı arkadaşlar gitmek istiyor ama ben sizden memnun kalmadığım için önermiyorum diye. Ayman beyle konuştum haklı olduğumu kardeşinin kazığını yediğini bundan sonra tura kendisi veya istanbuldan bir rehberi görevlendireceğini asla tekrarlanmayacağını söyledi. Bilmem artık akılllanmış olabilir. Ayman beyle direkt konuşun ve benim adımı vererek (Dr. Ümit Kuru, doktor dderseniz hatırlar) konuşun . Ürdün güzel bir yer. Tavsiye ederim .

[abk]

Ümit Bey;
Sizin yazınızdaki Heysem Travel ile ilgili bölümleri tekrar okudum . Ürdün gezisinde 8 kişi olduğunuzu farkettim . Bu tura kaç kişiyle çıkılıyor , her durumda Türkiye'den rehber verebileceklerini sanmıyorum . Bizim grubumuz daha öncede bahsettiğim gibi Güney Amerika'ya gidecek . Gruptakilerin ayrıca bir Ürdün gezisine zaman ayırabileceklerini sanmıyorum . Ürdün 'e gidip ,havaalanında 11 yaşındaki oğlumla saatlerce -belki de hiç gelmeyecek bir - rehber bekleme fikri bana hiç cazip gelmiyor . ( Nedense bir an turun tek yolcusu oğlumla benmişim gibi düşündüm . ) Turkosmos 'u da inceledim . Programları güzel , ancak Heysem' de fiyat gerçekten çok cazip . Eğer arkadaşlarınızdan giden olursa , bu konuda beni bilgilendirmenizi isterim .

[enginm]

bende kurban bayramı icin ürdünü seçtim ve cok memnun kaldım.öncelikle fiyatlar cok uygun 149€dan baslayan fiyatlarla yazıyordu gazetede bende önce www.heysemtravel.com dan yolculuk ve fiyatlar hakkında bilgi aldım.daha sonra harbiyedeki ofislerini arayarak bilgilendikten sonra ufuk beyin(heysem travel yerli operasyon müdürüymüş) daveti üzerine oraya gittim.cok merkezi bi yerde ofisleri vardı bulmak kolay oldu.rio adlı bi otel seçtim.otel + ucak 149€ ücreti vardı.bu fiyata turkiye icinde gezmek bile neredeyse imkansız.fakat burada umit kuru beyin burada zerzenişlerinden sonra gercekten cok korktum.fındıkzadedeki merkez ofislerini arayarak şirketin genel müdürüyle gorusmek icin randevu istedim.ertesi gün gittiğimde adının AYMAN bey oldugunu ogrendim.kendisi bana ürdün hakkında önce kısa bi bilgi verdi.bende daha sonra geliş sebebimimi acıkladım ve umit kuru beyin eleştirilerinden bahsettim.haberinin oldugunu söyledi.8 kişi için rehber veremiceklerini açıkladı fakat rehberlerinin yolcuları ucagın içine kadar bıraktıgını belirtti ve şöyle devam etti."biz 8 kişiye malesef rehber veremeyiz.fakat orada bizim bir ofisimiz var.kardesim oranın başında ve gittiklerinde onları karsıladı.forum sitesinde 1 saat bekledik fırçaladık gibi seyler yazmıslar bunlar umit beyin abartmasından baska birsey değildir.15 dakika bile beklemediler bununda bir sebebi var o sırada rehber arkadasımız niyetli oldugundan dolayı orucunu bozmaya gitmiştir.bu cok dogal bir sey" dedi.bu bana cok inandırıcı geldi.kendisine tesekkur edip oradan ayrıldım.

turun baslama günü geldi.ben havaalanına kendi aracımla gittim.orada beni tur şefleri hızır bey karşıladı ve bizi turun rehberi ayten hanımla tanıştırdı.kokartlı ingilizce ve arapçaya cok iyi hakim olan bir rehberdi.bizim grup yaklaşık 60-70 kişiydi.geneli doktorlardan oluşan bir gruptu.ucaga bindik ve yolculuk basladı.ucakları gercekten cok yeni.ürdüne vardıgımızda bizi orada arap rehber arkadas karşıladı.cok güler yuzlu espirili biriydi.Rio oteline vardım ve yerleştim.cok sirin iyi bir oteldi.zaten bu ucrete olagan üstü bir otel beklenemezdi.ufuk bey bana zaten biraz daha fark vererek daha iyi bir otele gidebilcegimi söyledi ama benim icin onemli olanın otel olmayacagını söyledim ve seçimime göre cok normal bir otel.fakat yemeklerini pek begenmedim çeşit az.

rehber arkadaslardan bir kaç tur aldım ve özellikle petradan cok etkilendim olagan üstü bir yer.dunyanın 7 harikasına girdiğine sasmamak lazım.yanlız bilmeniz gereken bir sey var.sehire cok uzakta

tatilim bittiğinde gercekten cok memnun kaldım eger tarihi yerlerin meraklısıysanız kesinlikle gidin derim.heysem travel cok uygun fiyata unutulmayacak bir tatil yaşattı bana ve grubumuzdaki insanlara.umit beye katılmadıgımı size anlatmak istedim.bu sirkete haksızlık ettigini dusunuyorum.zaten bu islerde yeni degiller.genel mudurunden 20 yıllık bir gecmisleri oldugunu ogrendim(TURSAB belgelerinede baktım) fakat yerli turizmde yeniler.bilinmesi gereken bir sey var.yeni ve cok hızlı giris yaptıkları bir gercek bence.

[abk]

Sayın Enginm;
Ümit Bey kendisi de yorum yazacaktır. Ancak ben Ümit Bey'den bilgi alırken bu şirketi karalamış gibi bir izlenim edinmedim. Fiyat zaten hepimizce malum. Ümit Bey'in de tavsiye etmem, katılmayın, şeklinde bir önerisi olmadı. Sadece yaşadıklarını, edindiği izlenimleri yazdı. Bunda da son derece iyi niyetliydi bence. Siz de kendi izlenimlerinizi anlatıyorsunuz. Ama keşke daha ilk mesajınızda koyu renk kullanarak ve altı çizilerek vurgulanmış şekilde "umit beye katılmadıgımı " demeseydiniz. Nedense bu bende biraz şüphe yarattı. Çok mu şüpheciyim acaba?

[Fahri Yardımcı]

Sevgili arkadaşlar paylaşımlar için teşekkür ediyorum. Yazılanları ilgi ile takip ediyorum.

Bu arada 2008 yılı içinde Ürdün'e kendim tur düzenlemeye karar verdim.

Bu doğrultuda hali hazırda çalışmalar devam ediyor.

Sevgiler

fahri yardimci

www.gezikeyfi.net

[kuru.umit]

Sevgili Enginm arkadaş,
öncelikle turunuzun iyi geçtiğine sevindim. Ürdün ile ilgili olarak düşüncelerimi söylemiştim.
Benimle ilgili olarak yazdıklarınıza birazcık üzülmekle birlikte, fikirdir deyip geçiyorum!
Turunuzun iyi geçmesinde katkılarım olduğunu ifade etmeliyim. Çünkü ben buraya yazmadan önce Ayman beyle telefonla görüşüp eleştirilerimi kendisine belirtmiştim. Benden tur hakkında bilgi isteyenler olduğunu, benim de bundan sonra tur programını düzeltmeden ve rehber vermelerini sağlamadan önermiyeceğimi kendilerine bildirdim. Kendileri de defalarca özür dileyip, oradaki kardeşinin bir kazasından bahisle, tekrarlanmayacağını ve bu destinasyonun Türkiye-Ürdün ayağını düzenli olarak yapmak istediklerini bildirdiler. Hatta özür mahiyetinde beni ve eşimi bu bayram Ürdün'e ücretsiz olarak davet ettiler. Ben de etik olamadığını , bundan sonra gelecek arkadaşlarımı (Ocak ayında gitmek isteyen bir dokto grubu arkadaşım var, onlar için konuşmuştum) memnun etmelerinin yeteceğini söyledim.
Birbirimizi ancak ekran arkasından tanıyan kişiler ve güzellikleri paylaşım grubu olarak sadece gezi anılarımızı yazalım diyorum. Benim o zaman ki fikirlerim onlardı sizin için iyi geçtiğine tekrar sevindim diyerek kapatıyorum.