agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğa ve yaşama dair her şey > Geziler, Gezilecek Yerler, Türkiye'de önemli doğa alanları
(https)




Beğeni Düzeni146Beğeniler
  • 18 Gönderen s.serdar
  • 3 Gönderen Lunlun
  • 6 Gönderen Güler
  • 13 Gönderen s.serdar
  • 15 Gönderen s.serdar
  • 13 Gönderen s.serdar
  • 16 Gönderen s.serdar
  • 12 Gönderen s.serdar
  • 9 Gönderen s.serdar
  • 5 Gönderen s.serdar
  • 6 Gönderen s.serdar
  • 6 Gönderen s.serdar
  • 8 Gönderen s.serdar
  • 3 Gönderen selis
  • 8 Gönderen s.serdar
  • 5 Gönderen s.serdar

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 11-10-2012, 17:26   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Kendi arabamla bir haftalık Gürcistan seyahati notları-I

Kendi özel otomobili ile vizesiz pasaportsuz olarak Gürcistan'a gitmeyi düşünenler için seyahat notları, izlenimler ve tavsiyeleri içeren derlemerimi az da olsa bazı resimler de ekleyerek paylaşmak amacı ile sunuyorum.


Ankara’dan 21.30 da kendi arabam ile yola çıktım. 950 km. yol kat ederek ve yolda üç mola vererek sabah 09.15 de Sarp kapısına geldim. Pazar sabahı olduğu için kapı oldukça kalabalıktı. Önümde sınırı geçmek için bekleyen 40 kadar özel araç vardı. Kuyruğun sonuna yanaşıp sıraya girdim. Eşim Nüfus Cüzdanlarımızı alarak pasaportsuz giriş evraklarını hazırlatmaya gitti.

Araç kuyruğunda beklerken can sıkıntısından etraftan bazı görüntülemeler aldım:

Sarp Gümrük kapısı.

Name:  DSC04393.jpg
Views: 59788
Size:  37.4 KB

Araç giriş kuyruğunda bekleme.

Name:  DSCN0047.jpg
Views: 58499
Size:  46.7 KB

Araç kuyruğu.

Name:  DSCN0042.jpg
Views: 58372
Size:  62.5 KB

Sarp kapısı Plajı.

Name:  DSCN0049.jpg
Views: 61575
Size:  66.3 KB

Türkiye tarafından çekilmiş yaklaşık 1 km uzaktaki Gürcistan tepelerindeki bir kilise.

Name:  DSC04390.jpg
Views: 58985
Size:  68.9 KB

DEVAMI GELECEK

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-10-2012, 17:44   #2
Ağaç Dostu
 
Lunlun's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-03-2011
Şehir: İzmit
Mesajlar: 128
Tam da aklımdan geçen bir döenmde böyle bir paylaşım çok mutlu etti beni. Teşekkürler. Devamını merakla bekliyoruz.

ahmeteren, Ahmet ve s.serdar beğendi.
Lunlun Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-10-2012, 17:52   #3
Moderatör
 
Güler's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 28,409
Galeri: 103
Ne güzel, ben de bekleyenlerdenim.

Bayılıyorum böyle güzel fotoğraflı anlatımlara. Bir ara kuru.umit adlı arkadaşımız yurt dışı seyahatlerini yazardı da zevkle okur, bilgilenir heyecanla takip ederdik.

Güler Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-10-2012, 18:54   #4
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Kendi arabamla bir haftalık Gürcistan seyahati notları-II

Gümrük kapısının sol tarafındaki Kaymakamlık bürosunda kişi başı 1.- TL ödeyerek giriş-çıkış evrakları hazırlanıyor. Yaklaşık 1 saatli kuyruk sırası bekledikten sonra evraklarımız hazırlandı.

Name:  DSC04541.jpg
Views: 57968
Size:  67.9 KB

Kapının Türk tarafı tam bir keşmekeş. Otobüsler, özel otomobiller gibi sıra beklemeden kapıdan içeri dalıyorlar. Otobüslere sıra verdiğimiz için Gümrük kapısından otomobil ile içeri girmem yaklaşık 2 saati buldu. Gümrük alanı da aynen dışarısı gibi tam bir karmaşa içindeydi. Küçük otomobiller, Otobüsler ve Tırlar için üç ayrı güzergah ve banko olmasına rağmen Otobüs ve Tır çıkışları, küçük otomobillere tahsis edilmiş bankodan yapıldığından otobüs ve tırlar burada da sıramızı epeyce çaldılar.

1.- TL karşılığı hazırlanan tek sayfalık formu ve arabanın ruhsatını vererek Türkiye’den çıkış işlemlerimizi bir iki dakikalık işlem süresinde tamamlattık. Gümrük çıkışında aracımız ve bizler aranmadık.

50 metre ilerleyip Gürcistan kapısına geldiğimizde, gene ruhsat ve 1.- TL karşılığı hazırlanan tek sayfalık formu otomobilden inmeden bayan Gürcü polisine verdik. Evrakları bilgisayar ortamında değerlendirip ilk defa geldiğimizi belirterek, web kamerası ile fotoğraflarımız çekildi. Hoş geldiniz denilerek Gürcistan’a kabul edildik ve 11:45 de gümrük kapısından içeri alındık.

12 saat araç kullanarak Ankara’dan Sarp’a gelmiştim. Samsun girişindeki yaklaşık 20 km’lik yol çalışması hariç Ankara Sarp arası duble yol beni pek yormamıştı. Sınır kapsındaki 2 saatlik araç kuyruğu beklemesinde uyumak olanaksız olduğu için kısa aralıklarla gözlerimi kapayıp hiç değilse gözlerimi biraz dinlendirme olanağım olmuştu.

Gürcistanda Gurjaanı şehrine gideceğimiz için sınırdan sonra önümüzde yaklaşık 500 km.’lik bir yol vardı. Sanki yola yeni çıkıyormuşum gibi tekrar koyuldum direksiyona.

Gürcistan’da ilk molayı, ucuz yakıtla doldurmak, Dolarları Lari’ye çevirmek, ve birkaç adet sigara alabilmek için sınırdan birkaç kilometre içeride, içerisinde Socar benzin istasyonu, doviz bozma bürosu ve bir iki market bulunan adını bilemediğim bir park alanında verdim.

Gürcistan'da ilk Mola yeri olan benzin İstasyonu.

Name:  1.jpg
Views: 59494
Size:  42.6 KB

İlk molada alış veriş yaptığımız market.

Name:  2.jpg
Views: 58628
Size:  47.9 KB


lk dövizi burada bozdurduk.

Name:  3.jpg
Views: 75699
Size:  33.0 KB

Sarp kapısından sonraki karayolu bir geliş bir, gidişli idi. Daha 3-5 km. gitmeden Türkiye yollarını arar olmuştum. Hele yol rampa ve virajlarla süslenmeye başlayınca acaba bir otelde yatıp uyuduktan sonra mı yola devam etsem diye düşünmeye başladım.

Saat henüz 12:00 civarı olduğundan bu düşüncemi uygulamaya koyamadım ve yola devam etme kararı aldım.

Batum’un pek içine girmeden Tiflis’e doğru devam etmeye başladık. Batum çıkışına doğru, bir ara ana yolu kaybeder gibi olduk. Yol güzergah ve rotasının görüntülerini google earth ve maps.google.com dan indirip play station 2 ‘ye yüklemiş olduğum için aleti açıp bir bakayım diye sağa yanaşıp durdum. O anda yanımızdan geçen üniformalı bir polise rastladık. Tek kelime Gürcüce bilmediğiz için sadece Tiflis diyebildik.

Polis eliyle ileriyi gösterip sola dönmemizi işaretledi. Dediğini yaptık ve tam sola döneceğimiz kavşağın içinde bir dosya kağıdı büyüklüğündeki yol levhasının Tbilisi’yi Tiflis Gürcü dilinde böyle yazılıyor) işaret ettiğini sevinerek gördük. Daha kaybolmadan doğru yolu bulmuştuk.

Gittiğimiz yolda yaklaşım işaret ve levhaları genellikle Supsa, Poti vs şehirleri gösteriyor Tiflis’in adı pek geçmiyordu. Bu nedenle oldukça dikkatli davranıyor her trafik işaretini titizlikle değerlendiriyorduk. Poti kavşağını geçince Tiflis işaretleri daha sık görünmeye başladı. Ancak bir gördüğümüz Tiflis levhasında 314 bir sonrakinde 354 yazınca, acaba bu rakamlar mesafeyi mi yoksa yol numarasını mı gösteriyor pek çözemedik.

Sınırdan beri yol hala tek gidiş, tek gelişli olarak devam ediyor ve Pazar günü olmasına rağmen yolda çok yoğun bir trafik vardı. Ertesi gün Gürcistan da milletvekili seçimlerin olması, sanırım bu hareketliliğin en büyük nedeni olabilir diye düşündük. Sonradan öğrendik ki içinde bulunduğumuz mevsim ve hafta sonu nedeniyle yollarda trafik yoğunluğu olabiliyormuş.

DEVAMI GELECEK

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-10-2012, 19:39   #5
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Kendi arabamla bir haftalık Gürcistan seyahati notları-III

Sınırdan sonra yaklaşık 2 saat yol aldıktan sonra, arabanın yol bilgisayarından ancak 70 km yol alabildiğimizi gördüğümde irkildim. Zira en az 150 km yol geldiğimizi sanıyordum ve bir hayli yorulmaya başlamıştım. Eyvah bu gidişle karanlığa kalacağız. Bu yol bitmez derken baktık sağ tarafta Mas Karadeniz Dinlenme Tesisler ve Restoranı yazan bir konaklama yeri var. Hemen durup bir soluklanalım dedik.

Name:  DSCN0055.jpg
Views: 59193
Size:  58.6 KB

Üç beş Türk vatandaşı ve tesis sahibi ile sohbetimiz oldu. Tiflis’e daha 325 km yolumuz bulunduğu, yollarda hız limitinin 80 km olduğunu, Gürcü şoförlerin pek alışık olmadığımız davranışlarıyla karşılaşabileceğimiz için bizim bu hızında altında gitmemizin daha yararlı olacağı, oldukça donanımlı olan polisin bizi gereksiz yere durdurmayacağı, durdurduğunda da mutlaka haklı olacağı, bu nedenle hiç itiraz etmememiz gerektiği bilgisi aldık. Yollarda radar olup olmadığını sorduk. Olabilir şeklinde bir yanıtla yetinmek durumunda kaldık.

Geri kalan 325 km bu gidiş ve tempo ile 8-9 saat sürer mi diye sorduğumda, pek sürmez ilerde otoyol başlayacak daha çabuk varırsınız cevabı aldık. Otoyol paralı mı sorumuza parasız cevabı aldık. Bu arada bir 70 km lafı geçti, sanırım 70 km sonra otoyol başlayacak diye düşündüm ve karnımızı Türk yemekleri ile doyurup çayımızı içip tekrar yola koyulduk. Bu bizim Gürcistan’da ilk ve sondan bir önceki Türk yemeğimiz olduğunu o an bilememiştik.

Bu arada dikkatimi çeken bir şey olmuştu. Denizden yaklaşık 40-50 km içeride olduğumuz halde, Mola verdiğim bu tesisin bahçesinde bir muz ağacı ile bir küçük palmiye ya da hurma ağacı görmek bizi bayağı şaştırtmıştı.

Name:  4.jpg
Views: 63887
Size:  70.6 KB

Name:  5.jpg
Views: 57926
Size:  46.4 KB

Name:  6.jpg
Views: 57910
Size:  72.1 KB

Name:  7.jpg
Views: 57752
Size:  65.2 KB

Hızımızı 70-75 km ile sabitleyip yerleşim mahallerinde 50 km geçmeden ilerlemeye devam ettik. Birkaç Türk Lokanta ve tesisi yazan yerlerde durmadık. Yola çıkalı yaklaşık 17 saati geçmiş ve önümüzde Gurjaani’ye kadar süresini kestiremediğimiz 400 küsür kilometre daha vardı.

Durumu pek anlayabilmiş olmadığım ve ön yargılı yazmak istemediğim için üzerinde gittiğimiz yolda ki trafik akışı ve Gürcü’lerin araç kullanımları konusuna daha sonra değineceğim.

Moladan sonra 2 saat yol aldık otoyol yok, 3 saat oldu otoyol yok, hava karardı farları yaktık otoyol yok. Birkaç rampa iniş ve çıkışında 3. bir şeritle (solama şeriti) karşılaştığımız için sanırım oto yol edikleri bu olsa gerek diye düşünürken birden 2 gidiş 2 gelişli, ortası refüjle bölünmüş bir yolda olduğumuzu gördük. Hız sınırı 110 km olarak belirlenmiş bu yolda sanırım kamera ile izleme ve hız kontrolu yapılıyor uyarısı amacı ile sık sık kamera resimleri de vardı.

Cruise Control’lu 110 km’ye ayarlayıp birkaç kilometre gittiğimde, fark ettim ki 110 km yi geçmeyen bir tek ben varım. Rusya’da Ciguli diye adlandırdığımız bizdeki 124 Murat arabaların benzerleri bile 120-130 gidiyorlar. İkinci dünya savaşından kalmış kamyonlar bile beni solamaya çalışıyorlar. Aralıksız 20 saati geçkin direksiyon başında olmanın yarattığı ruh haliyle, siz gidersiniz de ben gidem mi diyerek, aldım aracı Cruise Control’den başladım basmaya, 140-150-160 km hızda. O anda fark ettim ki Gürcistan’dan aldığım euro dizel’in performansı çok iyi. 6 vites 140 km de, gaza bir parça dokunuyorum, araç birkaç saniyede 150-160 çıkıveriyor. Solamadığım araç kalmadı ve bu tempoda giderken ve ohhh yol çabuk bitecek bu gidişlediye düşünürken, Gürcistanı batı-doğu yönünde bir uçtan diğer uca geçen karayolu üzerindeki Gürcaani sapağını kaçırıp güneye doğru Tiflis şehir merkezine yöneldiğimizi fark edemedim. Yolda artık Kamyon ve Tır benzeri araçlar çok azalmış ve Tiflis’e de 10-15 kilometre yolumuz kalmıştı. Gurjaani yolununda Tiflis şehir merkezinden geçilerek gidiliyor yanılgısı ile Tiflis şehir merkezine kadar geldik ve düştük şehir trafiğinin içine. Şehir içinde bir süre ana yolu takip etmeye çalıştım. Bu arada hemen belirteyim şehrin gece görünüşü ve ışıklandırması çok hoş. Yoğun trafik nereye akıyorsa o yönü takip etmeye başladım. Bir taraftan da Gürjaani yazan yol levhası bakınırken ve şehir içinde bir hamam böceği gibi gezinirken birden yollar bitti sokaklar bitti... Karar verdik ki kaybolmuşuz !!!

DEVAMI GELECEK

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-10-2012, 20:06   #6
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Kendi arabamla bir haftalık Gürcistan seyahati notları-IV

Bu anda Türk aklı girdi devreye ve cep telefonundaki küresel konumlandırma özelliğinden bir bakayım Tiflis'in neresindeyiz diye. Cep telefonu menüsünden Geocell şebekesini seçip açtık telefonun gps ve haritalar menüsünü. Konumumuz ekranda belirmeye başladı ise de donma ve beklentiler, gelen haritadan pek bir şeyler çıkaramayınca, hanım turzim bürosu bulup soralım dedi. Saat olmuş 20:00. Tiflis’de turizm bürosu var mı bilemiyorum ama varsa bile bu saatte açık bulmak imkansız. Şayet turizm bürosu bulabilecek konumda olsaydık, zaten sora sora Gurjaani veya Telavi yolunu bulabilir ve kayıp olmazdık ki !

Aklımıza Türkiye’de olduğu gibi taksi şoförlerine soralım çözümü geldi. Yolda bir taksinin yanına yanaşıp sormak için yavaşladığımda arkadaki Gürcü şoförün azarlar nitelikteki klakson kornası devreye girdi. Buna rağmen aldırış etmeyip camı açıp taksiciye yarı Türkçe yarı İngilizce Gürjaani veya Telavi yoluna nasıl çıkacağımı sormaya çalışmama rağmen, taksici hiç anlamadığım bazı şeyler söyleyip yolu işgal etmemem gerektiği yolunda el kol hareketleri çekince kaybolmuşluk korkusu iyice içimize işleyerek uzaklaştık oradan. Yolda durup oyalanabileceğimiz bir ortamda başka bir taksici ya da taksi durağı ararken, peş peşe park etmiş 2 taksi bulup önlerine park edip indim araçtan. İlk taksiciye yine yarı Türkçe yarı İngilizce Gürjaani ya da Telavi yoluna nasıl çıkacağımı sormaya çalıştım. Biraz anlar biraz anlamaz durumda karşılıklı söyleştik. Ardından indi arabadan arkadaki taksi şoförüne gitti, bende takip ettim. Arkadaki şoför çat pat Azerice biliyormuş. Sorunumuzu anlar gibi oldu. Yolu tarif etmeye çalıştı ama kelimeler yetersiz geldiğinden biz anlayamadık. Dedik sen öne düş biz seni takip edelim, ücreti neyse veririz dedik. Bu sefer öndeki şoförlerle karşılıklı konuştular ve öndeki şoförün götürmesi gerektiğini söyledi. Çaresizce kabul ettik. Bu arada ücret ne tutar değince 2 şoför kendi aralarında konuşup 30 Lari dediler. Pazarlık şansımız olmadığından kabul edip verdik 30 Lari’yi ve başladık izlemeye öndeki taksiyi. Bir süre ana caddelerde gidip yan yollardan daha ışıksız ve tenha ve mahalle arası gibi bir yerde duru verdi taksici. Bizde yanaşıp arkasında durduk. Arabadan inmeye çekindim. Camdan kolunu çıkarıp ileri git ve sağa dön işareti yaptı. Tereddütle hareket edip 50 metre ilerden sağa dönünce büyük, hareketli ve şehirlerarası nitelikte bir yola çıktığımızı gördük. Bu yolda 3-4 kilometre yol aldığımızda hiçbir trafik istikamet levhası göremedik. Hızımızı azaltıp devam ederken solda yoldan 10 metre içeride park etmiş ve ışıkları yanan bir polis arabası görünce yanına yanaştık. Arabadan inip Polise yaklaşırken, poliste arabadan inip bana ve aracımıza şöyle bir bakındı. Yine yarı Türkçe yarı İngilizce Gurjaani yolunun bu olup olmadığını sormaya çalıştık. Eliyle, kafası ile ve anlamadığımız kelimelerle yolun doğru olduğunu işaret etmesi üzerine yola devam ettik.

Gürcistan’a sınırdan ilk girdiğimizde depoyu fulletmiş idim. Sınırdan Tiflis çıkışına kadar depo yarının altına indiğinden ilk bulduğum benzinciden depoyu yine fulleyip düstük Gurjaani yoluna. Nerdeyse 27 saat olmuş idi Ankara’dan yola çıkışım. Yol ve kesintisiz araç kullanımı fazlası ile yormuş olmasına rağmen, kalan yolda oldukça tempolu bir sürüş ve hız limitlerinin epeyce üstünde bir hızla 2 saat sonra vardık Gurjaani şehir merkezine.

Aracın yol bilgisayarından baktım 1.545 kilometre yol yapmışım, molasız yolculuk süresi 23 saat 15 dakika. Ortalama hız 68 km. Toplam yakıt sarfiyatı 74.1 litre, Ortalama tüketim 4.8 litre. Toplam 29 saatlik molalı yolculuk süresi sonunda ben de bitmiştim.

DEVAM EDECEK

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-10-2012, 22:22   #7
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Kendi arabamla bir haftalık Gürcistan seyahati notları-V

Gelelim Gürcistan'a otomobil ile seyahat etmek isteyenler için yaralı olabilecek bazı bilgilere.

1. Gürcistan’a otomobil ile girmek için, green cart (uluslararası trafik sigortası) ve uluslararası sürücü belgesi gerekmiyor. Türkiye’deki sürücü belgesi Gürcistan için de geçerli kabul ediliyor. Ayrıca Araç Ruhsatının tercümesi, çevirisi gibi ek bir belgeye de ihtiyaç ve gereklilik yok.

2. Kasko sigrotanız var ise, mutlaka Gürcistan için kloz almanızı öneririm. Ben üç aylık bir süre için 60.- TL ek prim ödeyerek kasko kapsamına Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan klozlarını da aldım.

3. Türkiye çıkışında ve Gürcistan girişinde pasaport, veya 1.- TL karşılığı Gümrük girişindeki kaymakamlık bürosunca hemen hazırlanan forum (bu form çıkışta türk polisince geri alındığından titizlikle saklanması gerekiyor) ve araç ruhsatının orjinalinin ibrazı isteniyor.

4. Araca ait ruhsatname kimin üzerine ise, gümrüğe giriş ve çıkışlarda o kişinin de araçta olması gerekiyor. Eğer ruhsatname sahibi araçta değil ise araç sahibi tarafından verilmiş araç kullanma vekaletnamesi ile bu vekaletnamenin Gürcistan’ın Türkiye’de ki temsilciliklerince onaylanmış İngilizce veya Gürcüce tercümesini bulundurması gerekiyor imiş.

5. Trafik denetlemelerinde sorun yaşanmaması için Sürücü belgesinin yanı sıra fotoğraflı bir kimlik belgesinin daha ibrazı istenebiliyormuş

6. Gürcistan’da şehirlerarası yol kalite ve standardı genellikle Türkiye’deki il yolları kalite ve standardında. Genellikle bir gidiş ve bir geliş şeklinde düzenlenmiş. Trafik tabelaları bizdeki gibi bol, büyük, gösterişli ve yaygın değil. Bu nedenle hazırlıksız yolculuklarda kaybolmak ve güzergah dışına çıkabilmek büyük olasılık.

7. Türkiye’de olduğu gibi düzenli yaklaşım mesafesi ve yerini işaretleyen levhalar çok az ve düzensiz. Bazen 30 - 40 km yol kat ettiğiniz halde böyle bir işaret ve levhaya rastlamamanız çok normal.

8. Euro dizel kalitesi Türkiye’den daha iyi. Fiyatı ortalama 2.33 Lari, Bizim paramızla 2.60 TL kadar tutuyor (05 Ekim 2012 itibariyle)

9. Benzin fiyatları da cinsine göre 2.12 ile 2.33 Lari arasında değişiyor. (05 Ekim 2012 itibariyle)

Fikir vermesi açısından pompa fiyatlarını gösterir tarife görüntüsünü aşağıya ekliyorum.

Name:  8.jpg
Views: 64674
Size:  66.5 KB

Gürcistan’da en yaygın akaryakıt firması Socar, ardından Wissol ve Gulf geliyor. Hepsinden de euro dizel aldım ve memnun kaldım. Adı sanı olmayan pek çok salaş istasyonda mevcut. Denemedim ama bana pek güven vermediler.

10. Araç parçası ve araç tamir, bakım hizmet ve servis hizmeti sağlamak kolay değil. Bu nedenle bakımlı bir araçla seyahat etmeniz yerinde olacaktır.

11. Otomobiller genellikle yaşlı ve eski model. Yabancı menşeyli araçlar içinde Mercedes, Opel, Ww gurubu otomobiller daha yaygın. Aracınız bu türden ise ve yaşı 10-15 in üstünde ise çıkma parça ve tamir hizmeti almanın zor olmayacağını umuyorum.

Birde yeni tip araçlar var. Çoğunluğu jeep türü. Ancak Türkiye’de pek görmeye alışık olmadığımız marka ve modeller. Dıştan gösterişli gibi görünüyorlar ise de bir çoğu ucuz tip uzak doğu menşeyli Daihatsu, Dacia, Hundai gibi. Öyle bildiğimiz Land Rover, Bmw x5, Aud Q7, Grand Cherokee türüne ben pek rastlayamadım.

12. Trafik polisleri oldukça donanımlı. Şehirlerarası yollarda Türkiye’ye göre çok daha fazla polis otosu mevcut. Polis araçları tek tip ve Skoda marka. Hepsi yeni ve aynı model. Karayolları üzerinde pek çok Avrupa ülkesinde göremeyeceğiniz estetik ve yenilikte, tamamen camla kaplı içleri görünen ofis ve bürolar var.

13. Gürcistan yollarında 1500 km den fazla yol kat etmeme rağmen, bir defa dahi genel bir denetleme, çevirme ve kontrol ile karşılaşmadım. Bu süre içerisinde hız kontrolü yapılıyor şeklinde sabit levha ve işaretlere rastladıysam bile fiilen yapılan bir hız kontrolü veya alkol denetimi ile karşılaşmadım.

14. Aksi belirtilmedikçe otomobiller için şehirlerarası yollarda hız limiti 80 km, şehir içinde 50 km. Ancak bunu aşağıya çeken çek çok uygulamada mevcut.

15. Trafik yaklaşım işaretleri Gürcüce ve Latin harfleri ile iki ayrı dilde düzenlenmiş. Bu bakımdan pek sıkıntı yaşanmıyor. Rakamlar uluslararası standartlara uygun olarak Latin Rakamları ile düzenlendiğinden, problem yaşanmıyor.

16. Sarp kapsından girdikten kısa bir süre, sonra şehirlerarası yolların kenarında, zaman zamanda üzerlerinde bolca inek ve evcil domuzlar ile karşılaşmanız mümkün. Bu durum Batum, Kobuleti, Supsa, Poti, Samtredia, Kutasi, Bakurcixe, Kaheti gibi orman ve ağacı bol bölgelerde çok yaygın. Domuzlar da en az inekler kadar umarsız. Ne kornadan irkiliyor, ne de araçlardan çekiniyorlar.

17. Son olarak ön koltuklarda emniyet kemeri takmanın mucburi olduğunu belirteyim.

Şimdi sıra geldi biraz da trafik akışına ve gürcü şoförlerin durum ve davranışlarına.

Gürcistan gezisine başlamadan önce internette bakınırken, gürcü şoförlerin hızlı olduğu yolunda bir bilgiye rastlamış ama üzerinde hiç durmamıştım.

Sarp kapısından geçip Batum’a gelinceye kadar bu konuda pek bir fikrim oluşmadı. Zira yolun bir bölümü rampa çıkış ve inişli aynı zamanda virajlı ve kamyon ve tır’lar ile dolu idi. Pek hızlanma ve sollama durumu yaşamadık. Ancak Batum çıkışından sonra Gürcü şöförlerin ne olduğunu anlama ve değerlendirme fırsatımız oldu.

Bunlara hızlı demek yeterli değil. En hafif bir ifade ile deli demek tam yerinde olacaktır. Deli kelimesi bile çok az kalıyor.. Kaçık veya psikopat demek daha uygun olacaktır diye düşünüyorum. Zira sürücülerin hemen hepsi sollama meraklısı. Önünde hiçbir araç gitmesine tahammülleri yok. Yollar tek gidiş ve tek geliş olmasına, trafik işaret ve çizgileri ile araç sollamanın yasak olduğu her noktada sizi sollayan en az birkaç Gürcü şoförle muhatap olmanız kaçınılmaz bir alın yazısı. Gürcistan’a girişimiz seçimlerin bir gün öncesine gelen Pazar günü idi. Sarp’tan 500 km uzaktaki Gürjaani’ye kadar yol çok ama çok dolu idi. Sanki Gürcistan’ın tüm otomobil, minibüs ve dolmuşları bu yola çıkmış gibiydi. Tek gidiş tek gelişli yolumuzun, sollamanın her iki yönden de yasak olduğu her noktasında, beni solamaya çalışan, bu yetmezmiş gibi beni solamaya çalışanı da solamaya çalışan, aynı şekilde karşıdan geleni solamaya çalışan, karşıdan geleni solamaya çalışanı da solamaya çalışan, dolayısı iki şeritli yolda bir an için altı aracın yan yana olduğunu ben ne Türkiye’de ne de başka bir yabancı ülkede hiç yaşamadım. Ancak gördüm ki bu, Gürcistan da son derece normal bir durum.

Bir gidiş bir gelişli ve sollamanın yasak olduğu yolda, 3 gelen ve de 3 giden aracın 50-100 metre mesafe içinde burun buruna gelmeleri aynen bir kabus. Bende dahil bu 6 aracın kısa süre içinde kendi gidiş şeride nasıl sığabildiklerini hala çözebilmiş değilim.

Adamlar sollamaları çok hızlı bir şekilde yapıyorlar. Örneğin 60 km ile giden, arkamdaki şoför arka tamponumun dibinden fırlayıp beni 90 km ile geçerken, onun bir arkasındaki de beni ve beni sollayanı 110 km ile geçmeye çalışıyor. En az 300-500 defa böyle solama durumu yaşadıysam her geçildiğimde hatırı sayılır bir şekilde frenleme yaptığımdan mı bilemiyorum, çok şükür hiçbir kazaya karışmadığım gibi bir haftalık seyahatim süresince yaşanmış bir trafik kazasına da şahit olmadım.

Gürcistan'da trafikte tehlike yaratan vasıtaların başında minübüsler geliyor. Renkleri şehir içinde sarı, şehir dışlarında genellikle beyaz veya mavi. Çoğunluğu Ford transit marka. Az da olsa Mercedes marka olanları da var. Bir de komik görünüşlü Stalin döneminden kalma otobüsler var.

Ford transitler Türkiye'de de üretilen çok yakından bildiğimiz araçlar. Ancak Gürcistan'dakilere sanırım uçak veya lokomotif motoru takılı. Ne yetişmek ne de geçmek mükün. Yok böyle bir şey. Dağ, viraj, rampa bilmiyor allah ne verdi ise gidiyorlar. Mercedes marka olanlar ondan da hızlı.

Bir de resmini çekme imkanı bulamadığım II. Dünya Savaşından kalma aşağıdakilere benzer kamyonlara şehirlerarası yollarda sıkça rastlanıyor.

Name:  k1.jpg
Views: 57114
Size:  28.4 KB

Name:  k2.jpg
Views: 57893
Size:  24.3 KB

Name:  k3.jpg
Views: 56975
Size:  22.6 KB

Tipine modeline bakıp aldanmayın, tam yükle rampa tırmanırken bile bu araçları sollayıp geçmek bayağı kolay olmuyor. Oto yolda 110 km ile giderken beni sollayıp geçmek isteyenlerden biride bu tip bir şeydi.

Gürcistan’da ki ilk günümde yolları pek bilmediğim için kamyon, tır, vs ağır vasıta hariç hep önümdeki aracı takip etmeyi tercih ettim. Ancak takip ettiğim aracın kuyruğunda en fazla 15-20 saniye kalabiliyordum. Zira önümde giden bu süre içinde birkaç defa solama girişiminde bulunuyor ve bir öne geçiyordu. Arada ki boşluğu ise arkamdan gelen bir veya iki araç beni sollayıp anında dolduruyordu. Yani bir Gürcü şoförü 15-20 saniyeden daha fazla takip edebilme şansımın olmadığını öğrenmiş oluyordum.

Şaka gibi desem yetmez, kabus desem az gelir, adeta azrail ile baş başa gibiydik. Bu yoğun trafikte ana yola hiç bakınmadan sağdan, soldan giren veya atlayanlara, tarladan çıkıp yola dalanları hiç saymıyorum.

Eşimin bir dikkatini çeken husus da Gürcistanda hiç eşeğe rastlamamış olmamızdı. Eşim dikkatini çeken bu husustan bana söz edince, ben de çok dikkat ettim bu memlekette eşek diye bir hayvan yok. Gerçekten yok. Sanırım eşeği bilmiyorlar.

Ertesi gün espirisi geldi tabiiii. Bütün eşeklere ehliyet verilince, tarlada, ahırda eşek bulmak kolay olmuyor. Hepsi direksiyon başına geçmişler…

DEVAM EDECEK


Düzenleyen s.serdar : 11-10-2012 saat 23:46 Neden: YAZIM HATASI
s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-10-2012, 03:03   #8
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Kendi arabamla bir haftalık Gürcistan seyahati notları-VI

Biraz da niye gittik, ne gördük ne yaptık konularına girmeye çalışayım.

Gidişimizin bir nedeni de davet edildiğimiz için diyebilirim. Ama daha doğrusu Sıla’nın Kafa isimli şarkı sözleri gidişimizi daha net anlatıyor diye, sözlerinden bir küçük alıntıyı aynen yazıyorum.

Hadi kalk gidelim hemen şu anda
Kapa telefonunu bulamasın arayan da
Açarız radyoyu yol nereye biz oraya
İyi gelmez mi hiç deniz havası
Bi göz oda bulur sokarız başımızı
Bide koyarız iki kadeh
Kafa nereye biz oraya
Kafa nereye biz oraya.


Bizimki de aynen bu hesap oldu.
Kafa nereye biz oraya misali.


İlk varış noktamız Gürcistan’ın doğusunda yer alan Kaheti bölgesinin bir şehri olan Gurjaani idi. Her ne kadar Gurjaani onlara göre şehir ise de bana göre ilçe konumunda bir yer. Kaheti bölgesinin yönetim merkezi olduğunu sandığım Telavi şehrine bağlı, bir ilçe veya yönetim yapısını pek kestiremediğim için beki de bir yerel yönetim merkezi de diyebilirim. Bizde olduğu gibi yerleşim merkezi yaklaşım notalarında, o yerin rakımı ve nüfus bilgileri yer almıyor. Sorduğumuzda bazen 15, bazen 20 bin gibi değişik nüfus rakamları aldık.

Kaheti bölgesi Gürcistan’ın en başta gelen şarap üretim merkezi imiş, Bölgeye bağlı şehir, kasaba ve köylerin tamamında ciddi miktarda şarap üretiliyormuş. Zaten ekilebilir arazilerin yarısından fazlasını hep üzüm üretimine yönelik olduğunu gördük. O tarihte içinde bulunduğumuz günler bağ bozumunun son günleri imiş. Üzümlerin pek çoğu hasat edilip kaldırılmıştı. Bölgede bir kaç yüz çeşit şarap imal ediliyormuş. Görebildiğimiz kadarı ile bölgede tarım ekonomisi hakim. Bir kaç şarap fabrikası dışında hiç bir sanayi tesisine rastlayamadık. Kendi et, süt, penir ve yoğurt ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar sığır, domuz ve tavuk yetiştiriyorlar.

Hemen hemen her köy evinde, kendi ihtiyaçları için taze üzüm suyundan öncelikle bayağı tatlı ve az alkollü bir şarap üretiyorlar. Bunu kadınlar ve çocuklar tüketiyormuş. Daha sonra üzüm suyunu kaynatarak daha alkollü bildiğimiz türden şarap imal ediyorlarmış. Üzümün çekirdek ve posalarından da Gürcü votkası dedikleri 55-60 derece alkol içeren çok sert bir votka imal ediyorlar.

Yemekleri patlıcan ve patates ağırlıklı. Daha çok meze türü gibi. Biz deki makarna, pilav, bulgur ağırlıklı bir ana yemekleri yok. Sanırım çorbaya da çok yabancılar. Bu saydıklarımı ne gördüm ne yiyebildim. Domatesi, salatalığı söğüş olarak tüketiyorlar. Öyle çoban salata falan pek bildikleri yok. Ette tercihleri domuz, ancak bizin için sığır eti temin edip hazırladılar. Pazar yerlerinde alışık olmadığımız taze balıklar ve yine marketlerinde biraz pahalı olmakla birlikte yine pek alışık olmadığımız bütün halinde füme balık bulunuyor.

Halkın gelir ve geçim seviyesi çok düşük. Yazın ürettileri her sebze ve meyveyi turşu ve ve salamura ya da konserve haline getirip evlerinin depo olarak düzenledikleri bölümünde saklıyor ve bütün kış bunları tüketiyorlar. O tarihlerde pazar, manav ve marketlerde domatesin kilosu 2,5-3,5 TL , salatalık 2-3 TL, patates 1,5-2 TL arasında idi. Mevcut gelir düzeyi baz alındığında fiyatların Türkiye’ye göre 2-3 kat pahalı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu nedenle kırsalda her aile kendi meyva sebze üretini bağından, bahçesinden karşıyor, artanını da konserve, veya turşu yaparak kış için depoluyor, mümkün olduğunca bu tür meyve sebzeyi pazardan temin etmekten kaçınıyor izlenimi edindim.

Kırsal’da evlerin içinde akar su bulunmuyor. Tuvalet ve banyo müsterek bir şekilde evlerin dışında derme çatma küçük kulübeler içinde tutuluyor. Mutfak bile dışarıda. Meyveler, sebzeler, bulaşıklar hep evin dışında leğenler içinde yıkanıyor. Yani hijyen ve temizlik sıfır.

Evlerin oturma odası da sayılabilecek bir bölümüne, bizim mutfak olarak bildiğimiz alt üst dolaplar ve tezgah aynen yerleştirilmiş, ancak ne lavabosu var, ne musluğu. Bizim mutfak dolap ve tezgahları onlarda oturma odasının adeta bir vitrini veya aksesuarı halinde.

Kadınları ve genç kızları, tabiri caizse iki dirhem bir çekirdek. Hepsinin kulaklarında bir çift küpe, boyunlarında çeşit çeşit kolyeler, ellerinde allı pullu çantalar, ayaklarında uzun topuklu ayakkabılar,üzerlerinde askılı bulüz, altlarında orta boy etekler ile taşlı topraklı köy yollarında, sanki İzmir’in Alsancak veya Kordon’un da veya İstanbul’un Teşvikiye veya Nişantaşı’nda gezinirler gibi.

Yetişkin erkekerin çoğu hayatından bezmiş bir halde, altlarında pırtık bir kot pantolan, üstlerinde eli yüzü kaçmış bir t-shirt.

Yukarıda belirttiğim bu olumsuzluklara ilişkin elimde çeşitli fotoğraf görüntüleri varsa da, kişilerin özeli olarak gördüğüm bu husuların yayınlamasını çok doğru bulmadığım için bu görünülere pek yer vermeyi düşünmüyorum.

Ancak yabancıya, misafire en azından bizler son derece saygılı davranış ve ilgi alaka gösterdiklerini de belirtmeden geçemeyeceğim.

Görebildiğim kadarı ile ülkede alkol, özellikle de şarap tüketimi son derece yaygın. Sabah kahvaltısında dahi alkol mevcut.

Misafir edildiğimi evdeki ilk sabah kahvaltısı görüntülerini ekliyorum. Sofraya daha henüz oturmamış iken, şarabımız kadehe doldurulmuş durumda.

Name:  9.jpg
Views: 77272
Size:  35.8 KB

Bahçede ki mutfak lavabosu.

Name:  10.jpg
Views: 57071
Size:  67.2 KB

Bahçedeki el yıkama aparatı.

Name:  11.jpg
Views: 56794
Size:  66.0 KB

DEVAM EDECEK

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-11-2012, 23:51   #9
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Konuyu açtım ama arkasını getirememiş olduğumu gördüm...

Gürcistan'ın taaaaa içlerinde, Azeycan sınırına oldukça yakın bir köyde çevizli sucuk yapımına davet edimiştik.

Bir kaç kare fotograf ekliyorum cevizli ve fındıklı sucuk yapıma ilişkin olarak.

Sucukların ihtişamından gözleri kamaşan eşimin, gözlüklerinden tanıyabilirsiniz...


Name:  z2.jpg
Views: 56607
Size:  66.7 KB

Name:  z3.jpg
Views: 56558
Size:  57.8 KB


Sucuklara sopalara alınıp dama taşınacak.

Name:  z4.jpg
Views: 56462
Size:  59.0 KB

Sucuklar damda kurumaya alınıyor.

Name:  z5.jpg
Views: 56315
Size:  48.9 KB

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-11-2012, 23:57   #10
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Cevizli sucukları yaptpımız köyden Kuzey Kafkas Sıra Dağlarınının görünümü. Dağların Arkası Rusya Cumhuriyeti.

Name:  z6.jpg
Views: 56433
Size:  59.3 KB

Name:  z7.jpg
Views: 56312
Size:  63.7 KB

Name:  z8.jpg
Views: 56250
Size:  32.8 KB

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2012, 00:02   #11
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Cevizli sucukları yaptığımız evin iki torunları ve siyah elbiseli bayan annemin bakıcısı.

Name:  z9.jpg
Views: 56030
Size:  56.6 KB

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2012, 00:05   #12
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Cevizli sucukları yaptığımız evdeki akşam yemeği.

Name:  z10.jpg
Views: 55916
Size:  51.9 KB

Name:  z11.jpg
Views: 55835
Size:  54.1 KB

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2012, 00:36   #13
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Velihsite köyünde mangalda domuz.

Sanırım dana eti diyerek bilmeden bir iki parça yedim.


Name:  d1.jpg
Views: 56624
Size:  51.7 KB

Name:  d2.jpg
Views: 56018
Size:  64.4 KB

Name:  d3.jpg
Views: 55835
Size:  52.3 KB

Name:  d4.jpg
Views: 55902
Size:  70.0 KB

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2012, 06:23   #14
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-07-2009
Şehir: İzmir-Bornova
Mesajlar: 2,974
Galeri: 9
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi s.serdar Mesajı Göster
Sanırım dana eti diyerek bilmeden bir iki parça yedim.
Afiyet olsun

Tura, s.serdar ve YeniGine beğendi.
selis Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-11-2012, 00:37   #15
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Bana göre Gürcistan'da görülüp gezilebilecek ve vakit geçirilecek tek yer ne Batum, ne Soci. Tek yer başkent Tiflis. Doğa severler için Kuzey Kafkas sıra dağları çok ilginç olabilir. Ancak ben çok yakından gezip göremedim

Tiflis Kura nehrinin doğru ve batı yakasında yer alan yaklaşık 1.5 milyon nüfuslu bir şehir. 2 gece 2,5 gündüz kaldım. Daha fazlası da sanırım sıkıcı olurdu.

Gezilebilecek pek çok tarihi mekan, alış veriş yapılabilecek dükkan ve Gürcistan'a göre çok çeşitli yemek, mutfak ve lokanta kültürünü bulabileceğiniz tek yer. Asayiş, güvenlik ve temizlik oldukça iyi. Her türlü ihtiyacın temin edilebildiği tek şehir diyebilirim.

Şehirde mevcut olan bir kaç Türk otel ve lokantalası Kura nehrin doğusunda yer alıyormuş. Biz hep batısında gezindik ve ne bir Türk'e, ne bir Türkçe konuşana, ne de otel ve lokantasına rastlayamadık.

Şehir merkezinde Kura nehrine çok yakın olan River Side otel de kaldık. Geceliği 2 kişi 135 $ ödedik. Temiz, küçük 3 veya3,5 yıldızlı iki katlı bir oteldi. Bizden başka 3-4 odası dolu değildi. Bu fiyata Antalya'da her şey dahil konaklamak fazlası ile mümkündü. Dolayısı ile Tiflis'de kapı önü konaklama ücretlerinin Türkiye'ye göre oldukça pahalı oldu söylenebilir.

Zamanımızın büyük bir bölümü turistik Shota Rustaveli caddesi ve civarlarında gezinmekle geçti. Otel resepsiyonundaki görevli kızdan çat pat ingilizce ile alabildiğimiz bilgilerle bir kaç kilise, tarihi mekan ve mağza dolaştık. Resepsiyonist kız bize metroyu görüp gezmemizi önerdi. Neden diye sorduk?. Çok derinden gidiyor ve oldukça eski dedi tarihi. Derinlik mesafesi ne dedik. Yer yer 40-50 metre hatta Kura nehrini alttan geçmek ve sığınak olarak kullanılmak amacıyla 70 metreye ulaştığını belirtti. Ancak biz Moskova'da aynı amaçla 80-90 metre derinden giden metroya alışık olduğumuz için nedense pek cazip gelmedi Tiflis metrosu ve bu yüzden girmedik hiç metroya. Havadan gitmeyi tercih ettik ve teleferik seyahati daha cazip geldi.

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-11-2012, 12:08   #16
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Tiflis'den bazı fotoğraflar...

Gurjaani'den yönünden Tiflis şehir gişinden bir kare.
Name:  a0.jpg
Views: 55762
Size:  27.5 KB

Tiflis'de konakladığımız River Side Hotel deki balkonumuz.
Name:  a2.jpg
Views: 55739
Size:  55.7 KB

Otel balkonundan Tiflis şehir trafiği.
Name:  a1.jpg
Views: 60083
Size:  62.6 KB

Gürcistan Parlemento binası. (Bizdeki gibi korunaklı değil. Çevresinde ne asker, ne polis ne de bir güvenlik duvarı var !!!)
Name:  a3.jpg
Views: 55452
Size:  45.8 KB

Özgüluk meydanı ve anıtı
Name:  a4.jpg
Views: 55293
Size:  34.0 KB

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-01-2016, 15:46   #17
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 12-01-2016
Şehir: izmir
Mesajlar: 1
gerçekten süper bir gezi olmuş, eminim çok eğlenceli de vakit geçirmişsinizdir fotolara hayran kaldım

yelizzo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-04-2016, 07:32   #18
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 07-04-2016
Şehir: Tekirdag
Mesajlar: 1
İyi günler,
Türk ehliyeti (eski çipsiz olanlar) ile Gürcistan'da kendi arabamızı kullanabiliyormuyuz?

mexmetmx Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-01-2019, 21:18   #19
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 23-01-2019
Şehir: istanbul
Mesajlar: 3
cok tesekkurler

zehra500 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 06:19.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024