agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğa ve yaşama dair her şey > Geziler, Gezilecek Yerler, Türkiye'de önemli doğa alanları
(https)




Beğeni Düzeni7Beğeniler
  • 5 Gönderen kuru.umit
  • 2 Gönderen Mine Pakkaner

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 25-10-2013, 00:45   #1
Ağaç Dostu
 
kuru.umit's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-05-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 712
Galeri: 435
Sibirya’dan, Moğolistan Steplerine Yolculuk-Novosibirsk

İstanbul’dan yaklaşık 5 saatlik bir uçuş sonrasında Novosibirsk Havaalanına iniş yaptık. Sabahın 04:30’u olmasına rağmen hava aydınlanmıştı ama kötü sürpriz; Dışarıda felaket bir yağmur vardı. Pasaport kontrol, form doldurma, valiz alma derken yaklaşık 1.5 saat daha oradaydık. Bu arada hemen hatırlatayım havaalanında doldurduğunuz ve polisin onayladığı küçük belgeyi iyi saklamalısınız. Tüm otellerde o belgeyi istiyorlar.

Nihayet dışarı çıkıp otele gitmek üzere yerel tur şirketinin otobüsüne bindik. Yaklaşık 30 dakikalık bir seyahat sonrası Azimut Hotele giriş yaptık. Turumuz saat 10:30’da başlayacak. Yani yaklaşık 2-3 saatlik bir uyku zamanımız var.

Novosibirsk’de bize rehberlik edecek Olga ile tanıştık. Olga iyi bir rehberlik hizmeti verdi. Hem zaman iyi kullanıldı ve hem de iyi bilgilendik.



Novosibirsk’de öyle kıymetli eski eser aramayacaksınız. Moskova ya da St Petersburg’daki gibi Saraylar, soğan kubbeli kiliseler yok. Bu nedenle Akademgorodok (Rusça:”Bilim Kenti” anlamına geliyor) gibi Sibirya ormanları içine kurulmuş merkezleri ziyaret etmek bu kentte turistik aktivite oluyor.Biz de bu kentteki ilk gezimizi adet olduğu üzere buraya yaptık. Akademgorodok 30 km şehir dışında bulunuyor.

Rusya Federasyonu’nun orta güneyindeki bilimsel araştırma merkezi Akademgorodok yemyeşil bir ortamda kurulmuş. Burada 35 kadar bilimsel merkez bulunuyor. Akademgorodok, 1957’de Sovyet Bilimler Akademisi Sibirya Bölümü Başkanı fizikçi ve matematikçi Mihail Lavrentyev önderliğinde Sergey Sobolev, Andrey Trofimuk ve Sergey Hristianoviç adlı akademisyenler tarafından kurulmuş.

Kurulmasındaki amaç, Sibirya ile Sovyet Uzakdoğusu’nun üretim kaynaklarını saptayıp düzene koymak üzere doğa bilimleri, iktisat ve teknoloji alanlarında kuramsal ve deneysel araştırmalar örgütlemek ve gerçekleştirmek. Bunu da bir dönem çok sağlıklı şekilde yapmışlar. Ancak Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bilim şehrinin sakinleri de dünyanın farklı ülkelerinde, kendi alanlarında çalışmak için şehri terk etmeye başlamışlar, Rusya’nın en büyük beyin göçlerinden biri o dönemler de burada yaşanmış. Yeni kurulan Rusya Federasyonu 1990’lı yılların ortalarından başlayarak şehri bir yatırım alanı olarak özel şirketlere bölüm bölüm kiralamış. Yerel rehberimiz Olga bize lojmanlarda bir dönem sadece bilim merkezlerinde çalışanlar otururken artık bu lojmanların dışarıdan sakinlere kiraya verildiğini anlattı.

Sık ağaçlar ardında kalan Ob Nehrini sağımıza alarak ve dışarıda yağan yağmuru seyrederek Akademgorodok’a vardık. Yağmur yağmasa bu yemyeşil ortamda sadece yürüyüş yapmak bile çok güzel gelecekti. Orman büyük kısmı ile çok iyi şekilde korunmuş. Akademgorodok’da Jeoloji Müzesini gezdik. Jeoloji müzesinde bizi bir başka Olga karşıladı. Bu sefer ki Olga bu enstitüde çalışan bir bilim kadını. Bize müzede bulunan taşlar hakkında geniş sayılabilecek bilgiler verdi. Müze aslında cumartesileri kapalı dendi ama bizim grup için bu gezi ayarlanmış.

Jeoloji Müzesi ziyareti sonrası ihtiyacımız olan Rus parası olan Ruble almak için yakında bulunan bir bankaya uğrandı ve Dolar verip Ruble aldık. Rusya’ya Amerikan Doları ile gitmek daha doğru olacaktır, bilginiz olsun. Bir Amerikan Doları yaklaşık 53 Ruble tutacak şekilde paramızı bozdurduk.

Bundan sonra da aynı bölgede House of Scientist adlı bir lokantada öğle yemeğine gittik. Burası aslında bölgede çalışan bilim insanlarının buluşup yemek yedikleri önemli bir mekan. Ancak değişim sonrasında lojmanlarda olduğu gibi lokantada özele açılmış ve bizim gibi dışarıdan grupları kabul ediyorlar. Geç yaptığımız kahvaltıdan 2 saat kadar önce kalkmamıza ve aslında çok acıkmamış olmamıza rağmen yemeklerin lezzeti karşısında direnemedik. Güzel bir sebze çorbası, mantarlı bir tavuk ve arkasından da cheese cake menüyü oluşturdu.Bir ara yemekten salonundan çıkıp bahçeyi gezdim. Aslında bu bahçe muhteşem bir yürüyüş yolu. Yeni durmuş olan yağmurun ardından yaptığımı kısa yürüyüşten zevk aldım.



Yemek sonrası gezi durağımız tren müzesi oldu. Burası aslında 1939 yılında kurulan bir istasyon. Bu istasyon 2000 yılında açık hava müzesi haline getirilmiş İçeride 1800’lü yılların sonundan kalma tren ve onların vagonları sergileniyor. Sergilenen trenler ve vagonlar Bu müzeyi gezince Trans Sibirya hattı trenlerinin ilk halleri hakkında iyi bir fikir edinebiliyorsunuz. Hepimiz sevdik bu müzeyi. Özellikle bir zamanlar hastane ve hapishane olarak hizmet etmiş tren ve vagonları ilginçti.

Sonrasında Novosibirsk Şehir merkezine dönüp şehir gezimize başladık. İlk durağımız aynı adlı azize adanmış, Novosibirsk’in ilk taş binası ve Çar 3. Alexander onuruna yapılma özelliklerini taşıyan Alexander Nevsky Katedrali’ni ziyaret ettik. Yapım tarihi 1896-1899 yılları arasında.



Günümüzde Ob Nehri üzerinde 6 adet köprü varmış. 1893-1897 Yılları arasında Krivoschekovo Köyü yakınlarında yapılan bu ilk köprü aynı zamanda Novosibirsk Şehrinin de ilk kurulduğu yer oluyor. Tek hatlı bu tren hattı, 1930’larda yeni yapılan çift hatlı köprü sonrasında önemini kaybetmiş. Daha sonra eski köprü parçalara ayrılıp yeniden inşa edilmiş.

Bu kısa ziyaret sonrasında otobüsle Opera ve Bale Tiyatro Binasını görmeye Lenin Meydanına gittik. Bu bina sadece Novosibirsk’in değil, Rusya’nın da en önemli Opera ve Balo binası. Moskova’daki Bolshoi tiyatrosundan daha büyükmüş. 1944 yılında yapımı tamamlanan binada ilk performans 1945 de yapılmış. Büyüklük ve güzelliği nedeni ile “Sibirya’nın kollezyumu” olarak da adlandırılıyor. Binanın kubbesi 35 mt yüksekliğe ve 60 mt genişliğe sahip. Binanın önünde Lenin heykeli var. Bu bina içini ziyarete kapalı olduğundan gezemedik.

Novosibirsk’de kaçırmamanız gereken diğer bir ziyaret yeri ise hayvanat bahçesi olmalı. Kafesler ardında hayvan görmeyi pek sevmesem de bazen iyi bir örneği ziyaret etmeyi de kaçırmamak gerekir. Bu hayvanat bahçesi sadece Sibirya’da değil dünyanın da önemli hayvanat bahçeleri arasında. Oldukça büyük bir alana yayılması hayvanlar için nispeten daha rahat bir yaşam alanı veriyormuş. 150 tanesi tehlike altında olan 702 türden 11000’den fazla hayvan bu bahçede yaşıyor.

Bu hayvanat bahçesinin en önemli özelliği içinde bulunan kedigillerin fazla sayıda olmaları. Bengal kaplanından, aslana, kar leoparına ve küçük vahşi kedigillere kadar ne ararsanız var. Ama bir hayvan var ki bu hayvanat bahçesini benzersiz kılıyor; Liger Zita.



Liger Zita, Afrika Aslanı bir baba ile dişi kaplanın birleşmesi sonucu ortaya çıkan bir hayvan. Üreme özellikleri de var. 8 yaşında Zita adındaki dişi liger ile Samson adındaki erkek Afrika aslanının 2012 yılında yavruları olmuş. Bu hayvanlar bize bir türlü yüzünü göstermedi. Kafes çevresinde dolaştık durduk ama boşuna. Yuvalarından bir türlü çıkmadılar. Ama bunun yerine Kutup Ayısı bize bir güzel pozlar verdi ki, Liger Zita’yı unuttuk gitti.



Hayvanat bahçesinden sonra Novosibirsk’de artık 3-5 adet kalmış olan eski evleri gezdik. Bu evlerin sonradan Irkutsk’da göreceklerimiz yanında çok sönük kalacağını o anda değerlendirmemiz mümkün değildi tabii ki..



Akşam yemeği için Kolyada adlı bir restoran seçilmişti ve yemekleri çok güzeldi.

Yemek sonrasında yağmurun durmasını fırsat bilip yürüyüşe çıktık. Gezi sırasında otobüsten görüp de fotoğrafını çekme şansını elde edemediğimiz Aziz Nikola Şapelini gece fotoğraflayabildim. Lenin Meydanına yakın ve Krasny Avenue’da bulunan Aziz Nikola Şapeli 1915’lerde ilk yapıldığı zaman coğrafik olarak Rusya’nın tam ortasına yapılmış. Ancak Sosyalist Cumhuriyetten ayrılmalar olunca merkezde kalma özelliği de gitmiş.

Gezimizin ilk gün hikayesi budur. Bir güne ilk günün yorgunluğuna rağmen epey bir aktivite sığdırmışız galiba. Ne dersiniz?

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

19.07.2015 Saat 07:32

Daha fazla fotoğraf isteyenler için
GEZEKALIN | Önemli olan varmak değil, yollarda olmaktır…

kuru.umit Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-07-2015, 07:30   #2
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Ümit Bey Şahane bir gezi. Siz hep gezekalın.

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 09:03.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024