17-06-2015, 10:56 | #1 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 28-05-2015
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 40
|
Şehirden Sıkılmışken (Çatalca, Ormanlı Köyü)
Şehirden Sıkılmışken Artık şehirden sıkılmıştık. Havaların kapalı olması, bunaltıcı nem ve kirli hava bizi bezdirdi. Havanın kapalı olması bizlere çok güzel manzaralar sunuyor olsa da şehirde böyle olmuyor. Şehir zaten beton yığını olmuş. Türkiye’nin gururu İstanbul, çürümüş kokuşmuş bir yapıya bürünmüş. Ancak halen kurtarılmış bölgeler var. Biz ise doğallığını kaybetmeye başlayan bir yerde oturuyoruz. Şehrin içi ise çoktan yaşanmaz bir hale geldi. Aslında bu bulutları çok seviyorum. Bende ihtişam ve gücü anımsatıyorlar. Ancak şehrin içerisinde beni öldürecekler sanki. Baskıcı, tutucu ve yıldırıcı. Bu bulutları; ihtişamlı bir dağ manzarasında, uçsuz bucaksız denizlerde, buğday tarlalarının ufuk çizgisine ulaştığı yerlerde izlemek ise paha biçilemez. İstanbul’da böyle yerler artık çok az. Bir kaç tanesinin yerini bilsem de söylemek istemiyorum. Olur ya bir müteahhit görür de manzaranın ortasına gökdelen diker diye korkuyorum. Ama oh olsun ki neredeyse her gün birisinin önünden bisikletim ile geçiyorum. Şehrin bunaltıcı havasından dolayı biz de çok dayanamadık ve kaçmaya kalktık. Gittiğimiz ve gördüğümüz yerler çok güzeldi. Belki de Karadeniz İklimi’nin Çatalca’ya olan bir hediyesiydi. Her yerde yeşillik vardı. Ormanlı Köyü’ne kadar durmadan ilerledik ve sahile geldik. Sahil ise muhteşemdi. Bizi şehir merkezinde bunaltan bulutlar burada da vardı. Ama hissettirdiği duygular bambaşka oldu. Bulutların hükmü altında özgürce istediğimizi yapabilirdik. İstediğimiz kadar koşabilir, istediğimiz kadar yağmurda ıslanabilirdik. İstediğimiz kadar tertemiz havanın tadını çıkartabilirdik. Bulutlar bizi ihtişamıyla koruyordu. Bize, hiç bir kötü olayın olmayacağını hissettiriyordu. Belki de insanlar kendilerini bu kadar özgür hissettikleri için bu güzellikleri bozdular ve artık şehirlerde bulutlar baskıcı, kötü ve bunaltıcı. Oysa bulutlar çok güzel. Çok geçmeden temiz hava karnımızı acıktırdı. Hemen yakınlarımızda bir balık restoranı bulduk. Hiç lüks bir yer değildi ve ihtiyacı da yoktu. Sadece tertemiz gölden gelen kokusuz, tadı nefis balıklar vardı. Bir de güzel manzara. Verdiği tat, şehir merkezinde bulunan çok lüks restoranlardan daha güzeldi. Çayı bile çok farklıydı. Masada ne varsa götürdüm. Bir daha zor bulurdum böylesini. Mekanın sahibi, eğer başınızı dinlemek istiyorsanız hafta içi gelmelisiniz diye kesin bir dille uyarmaktan kendini alamadı. Her güzel anın olduğu gibi bu gezimizin de sonuna gelmiştik. Buradan adeta bir sevgiliden kaçar gibi ayrıldık. Şehirden Sıkılmışken | Ali Batuhan Bayraktar |
|
|