28-09-2009, 16:17 | #31 |
Ağaç Dostu
|
Teşekkürler sevgili limon. Öyle güzel bir yolculuğa çıkardın ki beni, anlatamam. Geçmişe, anılara gittim fotoğraf ve mesajlarınla. Kayaköy dedin, çok yakınındaki ev yapımı şarapların sunulduğu rum tavernasını aradı gözlerim. 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü orada kutlamanın tadı gerçekten bambaşka. Bu tura Olympos'la başlamak ya da Olympos'la sonlandırmak bir başka güzel gelirdi bize. M.Ö.100'de Lykia Birliğinin önde gelen ve üç oy hakkına sahip altı şehrinden biri Olympos. Eşimin cep telefonuna kayıtlı bir kaç fotoğraf da Olympos'dan. |
28-09-2009, 18:25 | #34 |
Ağaç Dostu
|
Aslında Dalaman'dan başlayıp Phaliselis'te bitirmek gerekiyordu ama merkezimiz Fethiye olunca, bu kadarına zamanımız yetti. 96 yılında Olympos'a ve Phaselis'e gitmiştik, bir iki ağaç evin dışında yerleşim yoktu. Şimdilerde arkadaşların bahsettiğine göre merkezi bir yer olmuş, bir çok motel yapılmış. Ayrıca Kekova'da çok etkileyici yerlerin başında geliyor. Oraya da gidemedik. 20 sene kadar önce gitmiştim. O zaman çok susuzluk çekiliyordu, şimdi nasıl merak ediyorum. Ama denizin altında kalan tarihi kalıntılar inanılmaz etkileyiciydi. |
28-09-2009, 21:26 | #35 |
Ağaç Dostu
|
Haklısın sevgili limon, Kemer-Dalaman belki de Ben de ilk kez 92-93 de gittim sanırım Olympos'a . Oldukça bakirdi. Son gidişimizde ise Yanartaş'a bile büfe açmıştı muhtarın oğlu. Tarihle doğanın kucaklaştığı bu güzelim yerler, malesef birileri tarafından hızla kirletiliyor, tüketiliyor. |
16-10-2009, 11:46 | #36 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Limon; Buraları ben de iki yıl önce gezmiştim.Gerçekten de Türkiye'nin heryeri tam bir doğa ve tarih hazinesi.Çok da güzel fotoğraflamış ve anlatmışsın.Yüreğine sağlık.Ben de Kayaköy'deki kiliseden benim ve eşimin gölgelerinden oluşturduğum bir kompozisyon göstereyim) Düzenleyen imgelem : 16-10-2009 saat 11:54 Neden: Fotoğrafı küçültmek için |
19-10-2009, 11:40 | #37 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili limon, çok güzel fotoğraflarla süslediğin yazını okumayı hala tamamlayamadım. Taş evlerde uyumak için verdiğiniz mücadeleye rağmen bu güzellikler için değer. Neyseki problem de oluşmamış. Biz Datça' da Aktur'da hala akrep görebiliyoruz. Bir seferinde, okaliptus ağacının kurumuş kabuğunu koparmamla geriye kaçmam bir oldu: kabuğun altında akrep vardı. Susurluk'ta bizim ikilimiz çift kaşarlı ve ayran, hatta bir seferinde benim ayran bol köpüklü olsun dediğimde isterseniz size bir bardak köpük de verebilirim demez mi ? Çiğ böreği de severim aslında ama biz otobüsle gidiyoruz, gece 3- 4 gibi yiyince midem yanıyor. Anlattığın yerlerin bazılarını gördüm. Eline sağlık, okumaya devam... |
19-10-2009, 12:21 | #38 |
Ağaç Dostu
|
Vildan Hanım, biz hayatımızda ilk kez akrep gördüğümüz için, çok korktuk ne yalan söyleyeyim. Ama kime anlatsak akrep maceramızı, gülüyorlar, meğer herkesin yaşadığı hatta alıştığı bir durummuş. Hatta boğazda çok oluyormuş ama zehirli tür değillermiş. Cumartesi gece yarısı 2 gibi Dumanın acaip hareketler yapmasıyla, çok huylandım, acaba bir şeylerle akrep taşımış mıyızdır diye içimden geçirirken, Tv de Okan Bayülgen, bahçede baktğı bir kedinin onlara akrep taşıdığından bahsetmesin mi? Pes yani bu kadar olur dedim. Sonra devam etti, " Evinizde akrep görürseniz sakın öldürmeyin, ailelerine çok bağlılardır, geri dönmeynce ailesi aramaya çıkarmış" demesin mi? İyiki ertesi gece nöbet tutmuşum dedim zira bizim akrebin üzerine sifonu çekmişti eşim. Programda konuk bayan da Fethiye'de bir tatil köyünde yataklarının altından çıkan minik fareyi anlattı üzerine. Demek her yerde yaşanabiliyormuş ama biz hepsini bir geceye sığdırınca fazla geldi. Sonra ertesi gün İngilizce öğretmeni arkadaşım, Yeniköydeki okullarının bahçesinde çok akrep gördüklerinden, çocukları uyarmalarına rağmen hayvanları kıstırdıklarından bahsetmesin mi? Pes yani dedim, ben unutmaya çalıştıkça üzerime üzerime geliyor. Zehirsiz türleri galiba kahverengi ve küçük oluyormuş, bizim gördüğümüz çok büyük ve simsiyahtı. Halamı geçen yıl Çanakkale'de zeytin toplarken pantalonunun paçasından giren bir akrep sokmuş, zehirli değilmiş ama bacağı çok şişmiş ve bir haftadan fazla oldukça acı çekmiş. Vildan Hanım, siz de biliyorsunuz zaten muhteşem güzellikte yerler. Yağmur, sel haberlerini duyunca, iyi ki Karadeniz turunu ertelemişiz dedik. Düzenleyen limon : 20-10-2009 saat 14:49 |
19-10-2009, 22:06 | #39 |
Ağaç Dostu
|
Limon'cum bu güzel gezi yazısının arasına son bir kaç akrep muhabbeti: Görümcem Fatih'te bahçe katında oturuken akrep görmüştü. Aktur'un ilk yıllarında yani yirmi yıl kadar önce akrep görmek öyle doğaldı ki, sabahları markete ekmek sırasına girenler, kibrit kutusu içinde bir gün önce buldukları akreplerin kuyruğundaki boğum sayısını yarıştırırdı. Şimdilerde yok denecek kadar azaldı. |
19-10-2009, 22:13 | #40 |
Ağaç Dostu
|
Karadeniz gezisine gelince ise ah ah diyorum. Batı ve Orta karadeniz'de de gördüğüm yerler çok güzeldi. Ama Doğu Karadeniz ve direk Artvin çevresi görmekle, sevmekle bitmez. Dilerim en kısa zamanda gidersin, ben de bir kere daha giderim. Tabi Karadeniz deyince, bize o güzellikleri sevdiren Fahri kardeşimi anmadan olmaz. (Biliyorsun, hepimiz için sağlık diliyorum.) |
19-10-2009, 22:35 | #41 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-02-2008
Şehir: Graz(Avusturya)
Mesajlar: 2,666
|
Sevgili Limon, yazinizi okuyali cok oldu ama bu aralar cevaplarimi gecikmeli yazabiliyorum yogunluktan dolayi. Görmedigim güzel yerleri sayenizde görmüs oldum. Türkiye insani cok sasirtan bir ülke. Ne kadar da cok iyi taniyorum deseniz karsiniza bir sürprizle cikiyor. Güzellikleri bitmez tükenmez. Akrepten ben de cok korkarim. Ilerde gitmem söz konusu olursa sayenizde tecrübe kazanmis oldum. Tas evde kalmak yok... Sevgiyle kalin. |
19-10-2009, 23:37 | #42 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili limon, tatil maceranı ve bizlerle paylaştığın muhteşem görüntü ve bilgileri zevkle okudum. Sefanız olsun. Konu akrep olunca anlatmadan geçemiyeceğim. Seneleeer önce, annemlerin yayla evindeyiz. O zaman küçük olan kuzenim içeride uyuyor, bizler ise balkonda sohbetteyiz. Benim kuzene bakmak için içeri girmem ile kuyruğu havada, kuzene yanaşmaya çalışan akrebi görmem bir oldu. Panik olup ne diye bağırdım sizce? ''İSTAKOZ, İSTAKOZ'' diye. Sağolsun babam ne demek istediğimi anlamıştı. |
20-10-2009, 14:57 | #43 |
Ağaç Dostu
|
Çiçeksever, siz de sevgiyle kalın Vildan Hanım, Karadeniz gezisi planı yaparken Fahri Bey'in sitesindeki güzel paylaşımlarını da tek tek okudum. Herkes için sağlık temenninize katılmamak mümkün kü? Her şeyin başı sağlık... Defne Hanım, çok güldürdünüz, çok yaşayın. |
20-10-2009, 16:02 | #44 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Limon, "Sokak iti" başlığında yazdığım anımla ilgili övgülü sözlerinize teşekkür ederim. O dehşetti yaşadığımda 14 yaşındaydım. Yıllar sonra bir öykü yarışmasında ilk üçe girdi. Başarının nedeni yaşanmış olmasındaydı. Yazma konusunda tevazu gösteriyorsunuz. Anlatımınız her zaman yalın, her okuyucunun anlayabileceği türde, önemli olan da bu değil mi? Gelelim fotoğraflarınıza: Ben gidip bize tanıttığınız yerlerin bir kısmını görmedim ama sayenizde görmüş kadar oldum. Bu da bir anlatım biçimidir. Kadraja sığdırdıklarınız, alan derinliği,ışık ayarınız okadar güzel ki; Şiir gibi okunup roman tadında haz duyuluyor. Ellerinize sağlık,fotoğraf konusunda yazmak kadar başarılı olmak isterdim doğrusu. Sevgilerimle.. |
20-10-2009, 16:59 | #46 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Limon, Gezi izlenimlerini ve anılarını keyifle ve ilgiyle okudum. Benim de henüz göremediğim ve görmeyi çok istediğim yerler Likya şehirleri. Yürüyerek de dolaşanlar olduğunu duymuştum. Aslında bu tam bana göre de, çoluktan çocuktan, iş - güç vs. sorumluluklardan fırsat olmuyor maalesef. İnşallah kalan yerleri de bir dahaki yıl planlar ve gezersiniz. Taş bir evde konaklamamak kaydıyla : ) Selam ve sevgilerimle. ( Bu arada, karpuz tohumlarını büyük bir özenle saklıyorum. Bir İstanbul a gelişimde haber veririm.. ) Düzenleyen Ayşe Özdil : 23-10-2009 saat 12:09 Neden: imla hatası |
21-10-2009, 07:59 | #47 |
Ağaç Dostu
|
Ayşe Hanım, çok teşekkür ederim. O dönemde yaşayanlar gibi yolu bir boydan bir boya yürümek büyük keyif olur eminim. Bisiklet turları da düzenleniyor sanırım ama dik yokuşlara bisikletle çıkmak için iyi kondüsyon gerek sanırım. Çok sevinirim, gelirseniz buluşalım. |
|
|