agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğa ve yaşama dair her şey > Geziler, Gezilecek Yerler, Türkiye'de önemli doğa alanları
(https)




 
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Prev Önceki mesaj   Sonraki mesaj Next
Eski 06-05-2006, 11:56   #1
Ağaçsever
 
pene's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-05-2006
Mesajlar: 47
Galeri: 5
Sualtı Araştırmaları Derneği, Doğa Derneği ve Greenpeace Akdeniz

Sualtı Araştırmaları Derneği, Doğa Derneği ve Greenpeace Akdeniz olarak kıyılarımız konusunda ortak görüşümüz ve ardından açtığımız dava ile ilgili bilgi aşağıda, bilginize, sevgiyle.



Gökmen Yalçın

Doğa Koruma Politikaları Koordinatörü

Doğa Derneği

Tel: 0 312 448 05 37

Faks: 0 312 448 02 58



TALİHSİZ KIYIM

BASIN DUYURUSU

01 Mayıs 2006



Kıyı Kanunu’nda değişiklik tasarısıyla kıyıların tekrar gündeme gelmesinin ardından, Sualtı Araştırmaları Derneği, Doğa Derneği, Ege Doğa Derneği ve Greenpeace Akdeniz, Alaçatı ve Çeşme kıyılarında sit derecesi düşürme kararlarına karşı iki ayrı iptal davası açtı.



İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 18.2.2006 tarihli iki kararıyla, İzmir - Çeşme ve Alaçatı bölgelerinde koruma altında olan birçok kıyı alanlarında doğal sit derecelerini düşürdü ve bazı alanları doğal sit kapsamından çıkardı. Anayasa Madde 90 çerçevesinde, usulüne uygun bir şekilde onaylanarak yürürlüğe konan uluslar arası sözleşmeler kapsamında, özellikle Akdeniz havzasının korunmasına yönelik ciddi taahhütler bulunmaktadır. Türkiye'nin, bu yükümlülüklerini hiçe sayarak, koruma altında olan bölgeleri dahi yapılaşmaya açması, Kıyı Kanunu Tasarısı’nın yasalaşması halinde karşılaşacağımız kıyımın açık bir örneğini oluşturmaktadır.



Bu sebeple, Sualtı Araştırmaları Derneği, Doğa Derneği, EgeDoğa ve Greenpeace Akdeniz adına Hatice Banu Dökmecibaşı tarafından 19.4.2006 tarihinde Danıştay nezdinde iki ayrı iptal davası açıldı. Söz konusu davayla, İzmir Alaçatı ve Çeşme Belediyeleri sınırları içinde kalan doğal sit alanlarının derecelerinin düşürülmesine ve kaldırılmasına dair İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararının iptali istendi. Dava, bunun yanında, bu karara dayanak oluşturan Korunması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmeliğin ve Koruma Bölge Kurullarının Oluşumuna Dair Yönetmeliğin ilgili hükümleri ile sit alanlarının derecelendirilmesine İlişkin 659 sayılı İlke Kararının iptali istemini de içeriyor.



Yakın çevresi tümüyle betonlaşmış Çeşme ve Kuşadası ilçeleri arasında kalan Alaçatı kıyıları, bölgenin el değmemiş son doğal alanlarını oluşturuyor. Akdeniz foku, Akdeniz martısı ve karakulak gibi çok nadir hayvanların yaşam alanları olan bu son sığınakta sit derecelerinin düşürülmesiyle başlayacak yapılaşma, bu canlılarının Türkiye’den hızla silinmesine neden olacak.



Sualtı Araştırmaları Derneği, Doğa Derneği, EgeDoğa ve Greenpeace Akdeniz, bu girişime şiddetle karşı çıkmakta ve resmi tarafları uzun vadeli, açık görüşlü ve kalıcı çözümler üretme sürecinde katkı vermeye hazır olduklarını bildirmektedir.



-----------------------------------------------------------------------------------------------------

18 Nisan 2006 tarihli basın açıklamamız:



Sualtı Araştırmaları Derneği, Doğa Derneği ve Greenpeace Akdeniz, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca hazırlanan “3621 Sayılı Kıyı Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağı”nın kıyılarımızın korunmasına ilişkin ciddi ve geri dönüşü mümkün olmayan tehditler yaratacağını belirtti. Uzun zamandır Türkiye kıyılarında çalışmalar yürüten bu ulusal sivil toplum örgütleri, yasadışı yapılaşmalara af getiren, denizin kıyısına kadar yapılaşmanın yolunu açan bu girişimin hukuki, ekolojik ve ekonomik açılardan ciddi yanlışlıklar içerdiğini savunuyor.



Hukuka aykırı

“3621 Sayılı Kıyı Kanunu’nda yapılması düşünülen değişiklikler, 43 ve 56 sayılı Anayasa maddelerine aykırıdır. Öte yandan, Türkiye, taraf olduğu Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma (Bern) Sözleşmesi, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi ve Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması (Barselona) Sözleşmesi ile nesli azalan canlı türleri ile bunların yaşam alanlarını korumakla mükelleftir. Söz konusu girişim Türkiye’yi, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmede büyük zaafiyete uğratacaktır. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) tam üyelik müzakerelerinde çevre başlığının, en önemli ve zorlu başlıklardan biri olduğu kamuoyu ve hükümet tarafından iyi bilinmektedir. AB’nin çevre sektöründeki en önemli hukuki araçlarından ikisi Habitat Direktifi ve Kuş Direktifi olup kıyılardaki doğal yaşam alanlarının yapılaşmaya açılması söz konusu direktiflere doğrudan uyumsuzluk ve tezatlık oluşturacaktır.”



Kıyıların doğal zenginliği yok olacak

“Türkiye’nin doğal yaşam alanlarını korumaya yönelik çalışmalarda bulunan kuruluşlarımızın ve çeşitli üniversitelerin yaptığı bilimsel çalışmalar sonucunda, nesli dünya ölçeğinde azalan ancak Türkiye kıyılarında önemli sayılarda yaşayan birçok canlı türü belirlenmiştir. Akdeniz foku (Monachus monachus) ve deniz kaplumbağasının da (Caretta caretta) aralarında bulunduğu bu canlıların yaşam alanları kanun yasalaştığı takdirde büyük bir tehlike altına girecek ve nüfuslarının önemli bir kısmı tükenecek hatta geri dönüşsüz olarak yok olacaktır.”



Turizm ve ekonomi uzun vadede zarar görecek

“3621 Sayılı Kıyı Kanunu’nun değişikliğe uğraması durumunda ülke turizm potansiyelinin de olumsuz etkileneceği açıktır. Gerek yabancı ve gerekse yerli turistler, bozulmamış doğal, tarihi ve kültürel değerleri aramaktadır ve Türkiye nispeten az betonlaşmış kıyıları sayesinde bugün diğer Akdeniz ülkelerinden daha farklı bir konuma sahiptir. Kıyıları betonlaşmış, doğal koyları harap olmuş, doğal zenginliği azalmış bir Türkiye’nin turizm açısından cazibesi ve rekabet gücü de büyük zarar görecektir. Yalnızca ulaştırma, üstyapı ve altyapı gelişimine odaklı bu yasa tasarısı, turizmin en temel kaynak değerleri olan paha biçilmez doğal ve tarihi zenginliklerin yok olmasına kapı açarak; turizm ve yardımcı sektörlerde önemli gelir kayıplarının yaşanmasına neden olacaktır.” Öte yandan turizm dışında konuya Türkiye’nin doğal kaynaklarının korunması ve özellikle de üç tarafı deniz olan bir ülkenin en değerli kaynağı olan denizlerinin korunabilmesi açısından da bakmak gereklidir. Bu sebeple izlemesi gereken en mantıklı yolun kıyıların ve deniz yaşamının korunmasına yönelik yasal yapılanmanın ivedilikle sağlaması gerektiği düşünülmektedir.

pene Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
 


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 04:13.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024