agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Daha İyi Bir Yaşam İçin > Gezi, Anı, Gözlem, Nostalji
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 13-07-2005, 00:04   #1
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,247
Galeri: 88
Anılar & Çınar Ağaçları Görüntüleme İsteğim

Bir zamanlar bir park vardı Halkevi'nin batı tarafında. Daha ben çocuktum bu parkta oturduğumu hatırlarım. Zaman içinde bu park bir şekilde bozuldu ve yapılar yükseldi burada. Sonraları ufak ufak beliren salaş barakalarda balık ve meyve sebze tezgahları belirmeye başladı.

Bir gün Saraybahçe Belediyesi bu barakaları yıkıp buraya bir iş hanı yaptıracağını açıkladı ve mülk sahiplerinden (!) burayı boşaltmalarını istedi. Zorlayarak ve gecikerek de olsa boşaltıldı alan ve geriye kalan pislikleri belediye temizledi. Burada yükselecek yapı için ihale açtı. Fırsattan yararlanarak, arabamı demiryolunun güney tarafına park edip kente geldiğimde geçtiğim üst geçitten bu alanın görüntülerini aldım. Ardından betonları yavaş yavaş yükselen Fevziye Camii'nin resimlerini çektim.

Demiryolu Hattı'nın kent içinden kalkması ile boşta kalan eski rayların üzeri hükümeti protesto eden esnaf eylemleri korkusu ile bir gecede belediye tarafından asfaltlandığı günden beri kentin ana gündem konusu oldu. Belediye burasını yürüyüş yolu olmasında karar kıldı ve bu projeyi kısım kısım ihale etti. İlk aşama en uçtan Bulvar tarafından başladı. Ama haberlere göre burada yer alan ağaçlara hiç özen gösterilmemekteymiş ve ağaçlar inanılmaz şekilde zarar görmüş. Şimdi duyarlı kişilerin korkusu ileriki aşamalarda Çınar Ağaçları'nın görebileceği zarar.

Çınar Ağaçları & İzmit Mutasarrıfı Sırrp Paşa

Vaktiyle ta 1873lerde Demiryolu bölgeden geçtikten sonra kentin, İzmit'in Mutasarrıfı (yani vali ile belediye başkanı yetkisinde olan mülki amiri) Sırrı Paşa demiryolu boyunca baştan başa Çınar Ağaçları ile donatmış. Neredeyse 100 yaşın üzerinde olan bu değerli ağaçlarımız zaman içinde kent betonlaşıp taşlaşırken bazıları bilerek diğer bazıları ise bilinmez nedenlerle bir tür kıyımı uğramış. İzmit'imiz de bir kaç tür ağaç vardır ta çocukluğumdan beri. Bu ağaçlar Çınar, At Kestanesi, Akasya, Kızılağaç ve Ihlamur ağaçlarıdır. Çınar Ağaçları, sembolü olmuştur İzmit'imizin. Çınar Ağaçları daha çok eski demiryolu boyunca ve kentin tarihi kesitlerinde yer almaktadır. İnönü Caddesi'nde de görebiliriz bu yaşlı ağaçlarımızı. At Kestaneleri ise çoğunlukla, Seka Fabrikası alanı ile Seka Lojmanları sokak aralarında yer almaktadır. Ihlamur Ağaçları ise başlıca olarak Fethiye Caddesi ile diğer bazı cadde ve sokaklarda bulunmaktadır.

İzmit'te ne STK'ların ne resmi kurumların bazı tarihi değerlerimizin bir dökümün çıkardıklarını ve bu verilere göre onların zaman içinde durumlarını incelediklerini zannetmiyorum. Ben görüntüleme işi yaparken bazı değerlerimize bu gözle baktım. Hep aklımda olan ağaçlarımızın tek tek görüntülenmesi konusunu en uygun ve kısa zamanda gerçekleştirmek istiyordum. Bunu yapmak kolay değildi. Bir haftasonu günü erkenden kalkıp, oldukça uğraşarak tek tek her ağacın görüntüsünü almam gerekti. Böylece zaman içinde ağaçların durumlarını izlemek daha kolay olacaktı. Durumu izlenmesi gereken arasında; Eski Ahşap Konaklar, Osmanlı Mezar Taşları, Tarihi Yazıtlı Taşlar, Su Sarnıçları ve Surlar da yer almaktadır. Hemen hemen tümünü eksiksiz görüntülemiş durumdayım. Böylesi zor ve düşünülemeyen konuyu gerçekleştirdim ama ilgili birimlerin ve bu konulara değer veren akademik çevrelerin bu konulara ilgi duymasını başaramadım.

Görüntüleme Çabaları & Başarı

Sabah erkenden kalkmak için akşamdan saatin alarmını 06:00'ya kurmuştum. Ama kalkamadım. Uyku ile ayılmanın arasında gidip gelerek sonuçta kalkabildim. Saat 08:30 sularında giyinip evden çıktım. Bugünkü programım İzmit Eski Demiryolu boyunca Osmanlı zamanının Mutasarrıfı (Belediye Başkanı ile Vali arası yönetici) Sırrı Paşa'nın ektirmiş olduğu Çınar Ağaçları'nın görüntüleri ile sayısal tahmini bir envanterini çıkarmaktı. Şansım olursa günümüzde Devlet Konukevi olarak hizmet sunan eski Fransız Kilisesi'nin görüntülerini almaktı. Eski Garajlar konumundan başlayarak Çınar Ağaçlarını tek tek **** gruplar halinde görüntülemeye başladım. Küçük bir kağıda var alan ağaçların adetlerini, kesilmiş ve bu kesilmişliği gösteren köklerini ve arada olması gerektiği halde olmayan ağaçların tahmini sayısını not etmeye başladım.

Envanter Çıkarmak Zor Zanaat

Görüntü almak ve ağaçların durumların belirlemek tahmin ettiğimden çok daha fazla zormuş. Yeni Cuma (Pertevpaşa) Camii önlerine değin ulu ağaçlar yer almakta. Bu kesimden itibaren ağaçlar oldukça genç. Cengiz Topel Caddesi'nden Bulvar'a değin ise farklı ağaçlar yer almaktadır. Leyla Atakan Caddesi başında, eski çançanın bulunduğu yerde yaşlı Kırmızı Dut Ağacı yer almaktadır. Cengiz Topel Caddesi'nde Büyükşehir Belediyesi'nin planladığı ve ihale ettiği Yürüyüş Yolu çalışmaları sırasında zarar gören ağaçlar olmuş. Bu kesimde çalışmaları görüntüledim. Bu bölümde farklı türde oldukça genç ağaçlar yer almaktadır. Çınar, selvi, karaağaç, akasya ve eski adı Endüstri Meslek Lisesi olan okulun önünde ise oldukça yaşlı bir çınar ağacı var. Yer yer de ağaç benzeri süs bitkileri.

Yerel basında, özellikle okumayı sürdürdüğüm Mavi Kocaeli Gazetesi'nde baş yazarın ve diğer köşe yazarlarının önem verip duyarlılık gösterdikleri eski demiryolu boyunca yer alan Çınar Ağaçları. İzmit'te sayıları oldukça fazla olan STK'lar var. Çevre ve Doğa varlıklarımızı korumaya ve kollamaya yönelik çeşitli kamu kuruluşlarımız var. Ama emin olduğum bir şey var ki hiçbir kurum **** kuruluş var olan ne tarihi değerlerimizin ne de doğal varlıklarımızın bir envanterini çıkarmış olsunlar. Basında kentimize ait değerlerimiz hakkında kaleme alınan yazılanları okuduğumda, böylesi önemli konulara ait her hangi bir bilgi kırıntısına rastlamış değilim. Gösterilen duyarlılık çok güzel. Ancak var olanı belirlemeden, nelerin yok olduğunu anlamak ve izlemek kanımca olanaksız. Sadece çok şeyin yitilip yok edildiğinden söz edebiliriz.

Envantersiz Tarihi Değerlerimiz

İzmit'imizde envanteri çıkartılması gereken o denli fazla konu var ki bunları benim bireysel olanaklarımla tamamlamam olanaksız. Yapmaya çabaladığım iş, deniz kıyısına dalgaların sürükleyip bıraktığı deniz yıldızlarını tekrar denize atmaya çabalayan yaşlı kişinin çabasını andırıyor. Denize kavuşan yıldız örneği belki bir gün, çabalarım hala varlıklarını koruyabilen değerlerimiz için anlam ifade eder. Neler neler var envanteri çıkarılacak! Tarihi Sokak ve Cadde Adlarımız, bunlara ait öyküler. Kenti adeta tarihi surları gibi saran Taş Duvarlar arasında yer alan Tarihi Kalıntılar, Ahşap Konaklarımız, Sırrı Paşa Konağı benzeri konaklarımız ve bu konaklar içinde ve çevresinde yer alan ve belgelenmesi gereken özellikler, Tarihi Osmanlı Çeşmelerimiz, çeşmelerin üzerlerinde yer alan yazıtlar, Osmanlı Mezarları ve buralarda yer alan mezar taşları ile yazıtları, kilise kalıntıları ya da cami veya okul gibi kurumlara dönüştürülmüş Eski Kiliseler ve öyküleri, Rum, Ermeni ve Yahudi Mahalleleri ve Mezarlıkları'nın öyküleri, Tarihi Osmanlı Camilerimiz ve öyküleri, Tarihi Osmanlı Hamamlarımız ve öyküleri. Ankara Caddesi, İstiklal Caddesi ve Demiryolu boyunca yer yer kalmış eski Rum Tarzı Taş Yapılar ve bir kısmı üzerinde hala var olan yazıtları, Kent Surları, Kule, Burç ve Kaleleri, Su Sarnıçları ve hala var olan birkaç Nefyum (çeşme). Ayazmalar ve kaybolan öyküleri. Kuruç Prensi, sürgünde İzmit'imizde ölen Macar asıllı İmre Tökeli'nin (Emerich Thokoly, Imre Thokoly) yaşam öyküsü ve kentimize kattığı değer. Neredeyse yüzyıllar boyunca kentimizin sembolü olmuş eski demiryolunun öyküsü. Haydarpaşa-İzmit Demiryolu Hattı. Bu hat üzerinde yer alan şimdilerde gün be gün yok olan taş yapı ve eklenti yapıları, taş köprüleri ve viyadükleri. Kasr-ı Hümayun (Eski Müze Yapısı) ve Taç Kapısı, Saat Kulesi, Redif Dairesi (Eski Kolordu Yapısı), Eski Tersane.

Sıralananlardan neredeyse çoğunun görüntülerini almış ve kısa kısa öykülerini yazmış durumdayım. Augüstüs Tapınağı ve Aya Pandeleymon Manastırı'na ait görüntü alma ve öykülerini kaleme almam ayrı bir zevk konusuydu. Hakkında en az yazı okuyup çok az söz edilen başlıca tarihi değerlerimizdendiler. Ama daha başka nice tarihi değerlerimiz var. Çenesuyu'muz. Onun öyküsünü belgeleyen bir yazıt olduğu dillendirilmekte. Kasr-ı Hümayun'nun ana giriş portalinin, yani Taç Kapısı'nın üzerinde yer alan yazıtta söz edilmekteymiş Çenesuyu'ndan. Üçtepeler, Kayunhisarı ve Nekropol ile Seka Alanı, Belediye Plaza'sı ve Çukurbağ Mahallesi alanında yer alan Roma Kent Kalıntıları. Ve Roma Tiyatrosu'nun kalıntıları.

Ya Diğer Tarihi Ağaçlarımızdan Ne Haber!

Ağaçlardan başlayıp envanteri çıkartılmamış başka ne değerlerimiz olduğunu görmek insanın içini acıtıyor. Sırf eski demiryolu boyunca değil ki korunması ve kollanması gereken ağaçlarımız. Şimdilerde kimseler hatırlamasa da çocukluğumun en tatlı öykülerinin yaşandığı Derince Çenedere boyunca ta Yörük Mahallesi'ne kadar yer alan o ulu çınarlar yok artık. Bügünkü belediye Plaza alanı etrafında yer alan büyük Atkestanesi ağaçlarımızda yok artık. Belki yarın Seka Lojmanları sokaklarında ve Seka Fabrika Alanı içinde yer alan Ihlamur ve Atkestanesi Ağaçlarımız da hoyratça yok edilecekler.

Kuruçeşme Akpınar Köyü'nün mesire alanında yer alan üç ulu Çınar Ağacı, Yukarı Değirmendere Camisi önünde yer alan Çınar Ağacı, Aşağı Değirmendere Parkı'nda yer alan Çınar Ağaçları, Baç semtinde yer alan Urgancı Ahmet Paşa Camii önündeki Çınar Ağacı, Suadiye Mezarlığı'nın yok kenarında yer alan kovuklu Çınar Ağacı, eski bir Rum ayazması olan ve uzun yıllardır sadece Çınarpınarı olarak bilinen pınarın dibindeki Çınar Ağacı, Köseköy'de, D-100'e sadece beş dakika uzaklıkta olan alanda yer alan sayısız Meşe Palamudu Ağaçları, Kirazlıyalı Jandarma girişinde, yol kenarında yer alan Çınar Ağacı, Hereke'de sahilde yer alan ulu Çınar Ağaçları, Yarımca Şark Kahvesi bahçesinde yer alan ve benzerine sadece İstanbul Kuzguncuk'ta rastladığım dalları şemsiye misali dağılmış Çınar Ağacı, Maşukiye Vadisi'nde yer alan Çınar Ağaçları. Bunlar benim kişisel tespitlerim. Sıraladığım bu ağaçların hepsinin envanteri çıkartılıp koruma ve kollama altına alınması gereken doğal varlıklarımızdır.

Envanterleme Çabası & Mütevazi Bir Balangıç

İzmit Demiryolu boyunca yer alan Çınar Ağaçlarımız ile ilgili sayısal belirlemem şöyle bir sonuç verdi. Görüntülediğim Kesilmiş Kök Sayısı 5, yıllar içinde bir şekilde kurumuş **** kurutulmuş, kesilmiş **** yok edilmiş Tahmini Ağaç Sayısı: 107 ve Var Olan Çınar Ağacı Sayısı: 143. Toplam Olması gereken Ağaç Sayısı: 255. Bu sayı içersinde oldukça genç ağaçlar da yer almaktadır. Ulu ağaçlar Eski Garajlar kesiminden Yeni Cuma Camii önünde yer alan eski çançana değin olan bölümde yer almaktadır. Bunlara Fevziye Camii yanında yer alan ağaçlar ile Yeni Cuma Camii yanından geçen yol üzerindeki ağaçlar da dahildir.

Çınar Ağaçları demiryolu geçtikten sonra dikilmişlerdir. Dikiliş şekli oldukça basittir. Bunu çıplak gözle dahi bugün anlamak olanaklıdır. Demiryolunun her iki yanında dizi dizi ve demiryolunun her iki tarafında yer alan o zamanların dar yolunun dış taraflarına dizi dizi. Şu anda yan yolların dış taraflarına dikilmiş ağaçlardan 40 adet **** daha fazlası kalmış geriye. Diğerleri daha çok eski Dermiryolu kıyısında yer almaktalar. Aralarda yer alan boşluklardan ne kadarının yok olduğu ortaya kolaylıkla çıkartılabilmektedir.

Ben bir Orman Mühendisi **** bu konuda bir akademisyen değilim. Ancak demiryolu var iken ağaçlarını gerekli olan su ve besini demiryolundaki alandan aldığını düşünüyorum. Memur Eylemleri öncesi apar topar bir gecede asfaltlama sonrasında, artık rahat nefes aldıklarını hiç zannetmiyorum. Birde hep söylenen başka engellerde var. Bilerek ağaçlara yönelik davranışlar. Onların kurumalarına yol açacak eylemler. Bunda rant ve diğer başka beklentiler rol almakta besbelli.

Ağaçsız Cadde & Sokaklar

İzmit hiçbir zaman çağdaş bir kentçilik olayını yaşamamış. Çocukluğumun ahşap yapıları zamanla betonlaştı. Ama asla eski sokak ve cadde biçimi değişmedi. Belediyeler, kent tekrar kurulurken işlevlerini yerine getirmediler. Beton yapılar milimi milimine sokak ve caddelere paralel yapıldılar. Kent geçmişinde bir kez kent planı görmüş. Onu da çizen Fransız asıllı bir kent plancısıymış. Uygulanmış. Sonuç iki dikine kesişen cadde Alemdar Caddesi ve Fethiye Caddesi. Birde Demiryolu Güzergahı boyunca yer alan caddeler. Gerisi ta Roma zamanından Bizans zamanına oradan Osmanlı zamanlarına ve Cumhuriyetin ilk yıllarına değin ve aynısı kalan sokak, mahalle ve caddelerimiz. Yeşilliklerin ve ağaçların yer aldığı mahalle, sokak ve caddelerimiz neredeyse yok gibi. Bir karşılaştırın Alemdar Caddesi ve Leyla Atakan Caddesi'nin beton çıplaklığı ile Demiryolu güzergahının serin gölgeli ağaçlı görüntüsünü. İşte bir kent, kent plansız aynısı ile tekrar tekrar kurulurken hiç mesafe bırakılmaz ise sokak ve caddelerinde nereye dikilecektir serinlik, gölgelik ve neşe saçan ağaçlar?

Fransız Kilisesi & Eklenti Yapıları

Çınar Ağaçları'nın envanterini çıkardıktan sonra Çarşı Karakolu'na gidip izin istedim Fransız Kilise yapısını görüntülemek için. İzin verdiler. Önce çevresini çektim. Ama burada görevli memurlar çok ilgilendikleri için başlayan sohbetimiz işimi tamamlamayı engelledi. Çepeçevre görüntü alamadım. Bunu sonraki bir fırsata bıraktım. Memurlar neredeyse beni lafa tuttular. Bu yapı uzun yılardır Devlet Konukevi olarak hizmet vermektedir. Yanında, batı köşesinde yer alan şimdilerin Çarşı Karakolu'nun yanında ise papazın konutu yer alırmış. Bu kilisede görev yapan rahip ve rahibeler ise Eski Ermeni Mahallesi olan bugünkü Verem Savaşı Derneği ile İmaret Camii arasında yer alan mahalledeki bir Ermeni Konutu'nda yaşarlarmış. Konut bugünkü Star Sineması'nın bulunduğu sokağın en güney köşesinde bir yerdeymiş. Ön tarafta İnönü Caddesi üzerinde, Eski Kolordu Yapısı'na yakın bir yerde ise Fransız Konsolosluk Yapısı varmış. Bu mahallede Ermenilerin ileri gelenleri ile hali vakti oldukça yerinde olan kesimi oturmaktaymış. Fransızların kiliseyi bu kesimde yapmaları ve hizmet vermeleri tamamı ile Ortodoks olmayan Ermenilerle ilgili olmalı. Yoksa Ortodoks olan Rum kökenli vatandaşlarımız başka ulusların desteklediği böylesi dini kurumlaşmalara sıcak bakmamış ve hala da bakmamaktadır. Bu Yunan kökenli Ortodoksluk ile Latin kökenli Katoliklik arasında var olan kültürel varlık savaşımından kaynaklanmaktadır.

Eski Demiryolu'nun geçtiği alanı Büyükşehir Belediyesi, Yürüyüş Yolu olarak planlamış ve bu alanı bölüm bölüm ihale etmiş. Çalışmalar Erkek Sanat Lisesi önlerinden başlatılmış ama Şark yöntemi ile. Var olan ağaçlara zarar vererek. Her şeyi yıkıp kırarak. Bunu öğrenen duyarlı kişiler basını haberdar etmişler. Ağaçlarımızın korunması konusunda yerel basında yazılar yazılmaya başlandı. Bu sonuç ne denli sevindirici acaba!

Erkan Kiraz
07/07/2002, Pazar, Şirintepe-İzmit,
erkankiraz@yahoo.com

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Kapalı
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 00:21.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024