agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Ağaçlar > Geniş Yapraklı Ağaçlar
(https)




Beğeni Düzeni19Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 30-09-2006, 12:24   #1
Ağaçsever
 
AtameR's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-09-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 30
Galeri: 1
Liquidambar orientalis (Anadolu Sığla Agacı)

Familya: HAMAMELIDACEAE

Liquidamber orientalis [ Anadolu Sigla Agaci ]

Kisin yapraklarini doken 15-20 m. boylarinda kalin dalli, genis tepeli bir agactir. Govdelerinde patolojik balsam kanallari bulunur. Bu olay bir yaralanma sonucu, yani dis etkilerle olusturulur. Tomurcuklar 6-8 pulla ortulu olup, sarmal dizilidir. Yapraklar ince, uzun, sapli, 3-5, bazen 7 lobludur. Ayrica bu loblarin kenarlarida keskin dislidir.

Cicekler apetalae'dir. Teker teker degil, uzun bir sapin ucunda baslik halinde kurullardir, bir cinslidir. Erkek ve disi cicekler birbiri ile kaynasmislardir. Bunlardan erkek cicekler terminal durumlu bir salkim halindedir. Disi cicekler ise yapraklarin koltuklarinda yan durumlu olarak bulunmakta ve bunlar birbiri ile kaynasarak, olgunlastiginda adeta sert, dagilmayan kuremsi kurullar halindedir. Ozellikle stiluslar batici diken gibi olur. Ovaryum iki gozludur. Meyce cepticit kapsuldur.

Siglalar Tersiyerden kalma endemik ve ozellikle relik bitkilerdir. Bunlardan biri olan L. orientalis. Anadolu Sigla Agaci yalnizca Turkiye'de Guney Batı Anadolu'da Marmaris, Koycegiz, Dalaman, cayi etrafinda taoplanmistir. Buralarda kiyi duzluklerinde, dere kenarlarinda alluviyal topraklarda iyi yetisir. Saf **** Kizilcam, Karaagac, Kizilagac, Cinar ve benzeri yaprakli turlerle karisik olarak yaklasik 5000 hektar bir alanda yayilmaktadir. Bu endemik ve relik onemli turun, yapisi ve varligi duzensiz yararlanmalarla gittikce azalmakta ve bozulmaktadir. Bu nedenle Anadolu Sigla Agacinin bulundugu alanlari SIKI bir sekilde koruma altina alinmasi zorunludur.

Anadolu Sigla Agacinin kabuklarinda yara acilarak elde edilen sigla yagi (Styrax Liquidus) iceriginde tarcin asidi, styracin, Styrol ve Storesinol gibi maddeler vardir. Kullanim alanlari olarak basta pomat halinde uyuz ve mantar hastaliklari gibi cilt hastaliklarina karsi cok iyi bir antiseptik ve parazit oldurucusudur. Dahilen astim ve bronsit gibi ust solunum yolu hastaliklarinin tedavisinde kullanilir. Ayrica parfumeri ve sabun endustrisinde kullanilan iyi bir fiksatordur. Ote yandan Sigla yagi uretiminden arta kalan madde (Cortex Thymiamitis), cami ve kilisilerde tutsu ve yaki halinde kullanilir.





Kaynak: Tohumlu Bitkiler (Spermatophyta) Rahim ANŞİN - Zafer Cemal ÖZKAN


Düzenleyen AtameR : 30-09-2006 saat 16:35
AtameR Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-10-2006, 17:20   #2
Ağaç Dostu
 
Selahattin Yılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-05-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 5,284
Galeri: 15
Daha önceden bende Sığla ile ilgili bir araştırma yapmıştım işte sonuçlar:

Günümüzde sadece Anadolu, Amerika ve Çin'de doğal olarak yayılış gösteren Liguidambar cinsine ait taksonlar,paleontolojik bulgulara göre Tebeşir, Tersiyer,Pleistosen ve Eosen devirlerinde Kuzey Amerika ve Eurasya'nın geniş kesimlerinde bulunmaktaydı.Sığla ağacı esasında üçüncü zamandan kalma endemik bir türdür.Nitekim bugün yaşayan tek türüne rastlanmayan Avrupa kıtasında bile Tersiyerde birçok türlerinin yaşadığı bilinmektedir.Ancak buzul çağından sonra şimdiki yayılış safhalarına çekilmişlerdir.İlk bulunan Liguidambar poleni ve paleosen devrinde ,Kafkasya'nın ve Türkmenistan'ın (Hazar Denizi'nin doğusunda) maden yataklarında ve benzeri yerlerde bulunmuştur.En eski yıllara ait liguidambar polenleri paleosen'de Sibirya ve Kafkasya'da ,alt Oligosen depositelerinde Rusya ve Uzakdoğu'da bulunması bu cinsin jeolojik devirlerde bütün Kuzeydoğu Asya'da geniş yayılış gösterdiğine işaret sayılmaktadır.Weyland(1964) ,Tersiyer ve Tebeşir'de geniş yayılış gösterirken,bugun sahasının çok sınırlı olmasını uzun zamanın etkilerine bağlamaktadır.Szafer (1947) Karpatların kuzey eteklerinde, Depape(1923) aşağı Rhono vadisinde Tersiyer zamanından kalma liguidambar cinsine ait fosilleri tespit etmişlerdir.


LİQUİDAMBAR ORİENTALİS MİLL.(ANADOLU SIĞLA AĞACININ) DENDROLOJİK (ODUN) ÖZELLİKLERİ

Sığla ağacının bugün için Kuzey Amerika ile Güneybatı(Türkiye) ve Doğu Asya'da yaşayan türü kalmıştır.Bu türlerden üçü önemlidir.Bunlar L.styraciflua (Kuzey Amerika'da yetişen tür),L.orientalis(Türkiye'de yetişmekte) ve L.formosana(Doğu Çin ve Formoza adası'nda yetişmekte).
Çınarı veya akçaağaçları anımsatan sığla ağacının tepesi genç fertlerle dar-sivri, yaşlı olanlarda yayvan ve geniştir.Sığla yağı üretimi yapılan yerlerdeki ağaçların gövdeleri düzgün değildir,formları çok bozuktur.Taban suyu seviyesi yüksek yerde yetişen diğer ağaçlar gibi gövdelerinin alt kısmı tabana doğru genişleyerek nayloid bir şekildedir.Sığla yağı ihtihsali yapılan meşcerelerde (Orman alanlarında) ,ağaçların boylarının en fazla 28,5m, çevrelerininde 3 m. olduğu ; sığla yağı istihsali yapılamayan sütçüller'deki ağaçların boylarının ise 35 m. 'ye ulaştığı saptanmıştır.Diğer taraftan cinsinin önemli türlerinden biri olan Amerikan sığla ağacı ,doğal türümüzden 45 m. 'ye varan boyu,120 cm. (Maksimum 96 m. boy ,88 cm. çap )'ye ulaşan çapı ile fark göstermektedir.Ağaçlar çok sayıda kök ,kütük ve su sürgünleri verir ve bu sürgünlerin üzerinde mantarsı çıkıntılar bulunur.Sonbaharda sarı ,koyu kırmızı, ilkbaharda kendine özgü canlı yeşil y,renkli yapraklara sahip olan sığla ağacımız oldukça dekoratif bir bitki olup ,park ,bahçe ve piknik alanlarında kullanılmaktadır.
Kökleri farklı yetişme yerlerinde farklı yapıdadır.Taban suyu yüksek ve nemli olan yerlerde,taban arazide sığ, geniş ve yayvan olup,kök sisteminin küçük ve çok sayıda yan kökleri vardır. Çok rutubetli yerlerde ve bataklıklarda kazık kök geliştirmez .Taban arazide köklerin sığ, yayvan ve geniş olması bazı ağaçların rüzgar ve fırtınaların da etkisi ile devredilmesine neden olmaktadır.Yamaçlarda ve kurak yerlerde ise ağaçlar derine giden kök sistemi geliştirmektedir.
Kubuk genç iken çatlaksız yaşlı iken çatlaklıdır.Kabuklar genç iken rengi grimsi ,yaşlanınca grimsi kahverengi veya kahve renklidir ve meşe ile akçaağacın kabuğunu andırır.Enine ve daha çok boyuna yarıklı olup ,pullar küçük ve büyüktür.Çatlaklar derindir veya bazı bireylerde derinlik fazla değildir.Kesilen kütükler üzerinde yapılan yaş sayımına göre 40 ila 80 yaş arasındaki ağaçlarda kabuk kalınlığı 0.5-1.9 cm. arasında ,çok yaşlı bazı fertlerde ise 4 cm. ye ulaşmaktadır.Kabuktaki çatlama 17 -24 yaşları arasında başlamaktadır.Bazı genç ağaçlarda kabuğun üzerinde ağacın ekseni üzerinde uzanan ince şeritler halinde mantarsı çıkıntılar bulunur.Genç sürgünler önce yeşilimtrak , sonra kırmızımsı-kahverengi olup ,incedir.Çıplak ve parlak olan sürgünler üzerindeki lentiseller küçüktür ve çıplak gözle görülebilir.Yan tomurcuklar sürgünlere çok sıralı sarmal olarak dizilmiştir ve sürgüne az çok yatıktır.Tepe tomurcuğu yan tomurcuklardan biraz daha büyüktür.Yumurta şeklinde ,elipsoid ve sivri uçlu olan tomurcuklar parlak olup pulların kenarı hafif kirpikli , kahverengi sürmeli ve çıplaktır.Pulların rengi elma yeşili-kahverengidir.Ovuşturuldukları zaman aromatik olup ,üzerinde 3 adet iletişlim demeti izi taşır.
Ovuşturulukları zaman tomurcukları gibi aromatik kokulu olan(içerdikleri sığla yağından dolayı)yapraklar morfolojik (yapısal açıdan ) bakımdan çok büyük farklılıklar gösterir.Aynı sürgünlerde yapraklar boyut ve şekil bakımından birbirlerinden farklıdır.Beş loplu ve ışınsan damarlı olan yapraklarda her bir lop genellikle sekonder olarak loplara ayrılır. Ucu küt veya sivri olan lopların sayısı ender olarak 3 veya 7'ir.Yaprakların kenarı ince ve muntazam dişlidir.Dişlerin çok küçük olması özelliği ile çınar ve akçaağaçlardan ayrılır.Yaprak ayasının tabanında, ana damarların birleştiği yerde tüy demetleri saplanmış olup ,bazı yapraklarda söz konusu tüyler yok denecek kadar azdır.Üst yüzleri tamamen çıplak ve parlak yeşildir.Yaprağın sapı ince ve oldukça uzundur. Erkek çiçekler kurul şeklinde ve tomurcukların üst ekseninde bulunanlar sık ve sapsız ,alt tarafında bulunanlar ise daha seyrek olarak yerleşmiştir.eksenin en altında yer alan tomurcuklar ise saplıdır.Ayrıca topuzcuklardan eksenin ucunda yer alanlar daha büyük eksenin alt tarafındakiler ise küçüktür.Renkleri ilk oluştuklarında çok canlı yeşil olan tomurcukların her biri çok sayıda ,uzun ve kahverengi tüylerle örtülü bir pul(Brahte)tarafından taşınırlar. Erkek çiçekler olgunlaştıktan ve polenlerini dağıttıktan sonra ,renkleri soğuk sarı olur.
Dişi çiçekler ilk oluştukları zaman renkleri yeşil olup daha sonraları kırmızımsı renk alır. Üzerleri hafif tüylü olup, meyve içinde dökülmeden kalırlar ve sertleşip odunsu bi hal alırlar.
Meyve ilk oluştuğu zaman canlı yeşil iken, olgunlaştığında açık kahverengi olur. Kasım-aralık aylarıda olgunlaştığında meyveler sertleşir ve odunsu bir yapıya dönüşür. Uzun bir sapın ucunda, aşşağı doğru sarkık olarak durur. Olgunlaştıkları zaman sertleşir, kapsüller açılr ve tohumlar dökülür (meyvesi cok sayıda kapsülden oluşan, gürz şeklinde bir bileşik meyvedir). Meyveler dağılmaz )kapsüller bir arada kalır). Tohumlarını dağıttıktan sonra, kışı, hatta gelecek yazı ağaçta asılı olarak geçirir .Yeni oluşan meyvelerle, geçen yıla ait, tohumlarını dökmüş olan meyvelerin ağaçlarda bir arada bulundukları görülmektedir.
Her bir kapsülde 1-2 adet tohum vardır. Kasım-aralık aylarında olgunlaşan meyvelerde kapsüller açılır, rüzgarın etkisi ile tohumlar dışarı saçılır. Tohumların bir kısmı boştur. Çok küçük kanatlı olan tohumun rengi koyu kahverengidir, basık, dip tarafı yuvarlak, uç kısmı sivridir. Tohum kabuğu parlak, ince ve serttir.
Çimlenme laboratuvar koşullarında, edildikten sonra bir hafta sonra gerçekleşir. Açık havada ise çimlenme süresi 15 gündür. Doğada çimlenme özellikle rutubetli yerlerde kolay olmaktadır. Çimlenen tohumlardan, çenekleri oval, ilk yaprakları loplu olan fidecikle çıkar.

SIĞLA YAĞI ÜRETİMİ VE ECZACILIKTA KULLANIMI İLE SIĞLA AĞAÇLARININ DURUMU HAKKINDA BİLGİ

Sığla ağaçları gövdelerinde normal olarak bulunmayan, yaralanma sonucu oluşan travmatik (yaralanma) balsam kanalları oluşur. Bu balsamından dolayı bu ağaca Latince Liquidus (sıvı) ve Arapça, Amber (kokulu) sözcüklerinden yararlanılarak Liquidambar adı verilmiştir. Sığla ağacından sığla yağının çıkarılması ağaçta yara açılması ile olur. Bu amaçla, önce ağaçlarda yara açılacak kısımlar üzerindeki kabuk mart ayı sonuna doğru yontularak inceltilir. Buna kızartma işlemi denir. Ağaçlar bir ay süre ile bu sekilde bırakılır . Mayıs ayı sonunda, kaşık adı verilen aletle yaraların açılmasına başlanır. Damar denilen bu yaralar, dış kabuk, diri kabuk, kambium ve çok az miktarda da diri oduna girecek şekilde açılır. Bir hafta sonra, yaralar tazelenir ve bu işleme ''sır'' denilir . Bu işlemden iki hafta sonra, damarlar içinde biriken yağ kaşık ile sıyrılarak alınır ve buna da ''sır arkası'' denilir. Bundan sonra, esas sığla yağının alınması işlemine geçilir. Temmuz ayı ortasından ekim ayı sonuna kadar sürer. Bu süre içerisinde her 15 günde bir yaralar üzerinde biriken yağ, kabuk, kambiyum ve odun tabakları ile birlikte kaşıkla yontularak alınır. Böylece toplanan yağ ile kabuk, kambiyum ve odun tabakaları yongacıklar halinde olup, buna kapçık denilmektedir. Bunlar işçilerin ön tarafına asılmış torbalar içerisinde toplanır. Bu işleme ''sefer'' adı verilir. Ekim ayı sonunda yaralardan sızan ve sertleşen, oksidasyon nedeniyle koyu renk alan yağ kalıntıları yine kaşıkla kazınarak toplanır. Bu sonucu işlemede ''kara kap'' denilmektedir. Kapçık adı verilen ve yağ ile birlikte kabuk, kambiyum ve diri odun ihtiva eden yongalarbakır kaplarda su içerisinde 0,5 ile 1,5 saat süre ile kaynatılır. Sonra kaynatılan yongalar saplı kabalarda kazandan alınarak keçi kılından yapılmış torbalara konulur. Bu torbalar preslerde sıkıştırılarak sığla yağı çıkartılır ve beton havuzlarda toplanır. Preslerme sonunda torbalar içinde kalan ve yağ ile bulaşmış haldeki artık (küspe) ise kurutulur. Bu artıklara günlük veya buhur adı verilmektedir. Dikili ağaca yara açarak balsam üretiminde sürekliliği sağlamak için ağacın sağlığının korunması gerekir. Ağacın çapı açılan yaranın gövde yüzündeki uzunluğu, genişliği, derinliği ve sayısı çok önemlidir. Üretim süresi, üretime başlama ve son verme zamanı, üretim tekniği ürünün kalitesi üzerinde etkili olur. Ağaç çapının1/3 veya 2/5'i kadar gövde yüzünün yaralanmaması gerekir. Çok küçük çaplı ağaçların yaradan zarar gördüğü, eğrildikleri ve bazen öldükleri görülmüştür. Ağacın 1,30 yüksekliğe sahip yerdeki çapının 20 cm. den az olduğu ağaçlarda üretim yapılmamalıdır yaralar ne kadar uzun, geniş, derin ve çok sayıda olursa yağ üretimi de o oranda fazla olur. Ancak o oranda da ağaç hırpalanır ve ömrü kısalır. Yara uzunluğunun 50 cm, genişliğinin 5 cm.den fazla olmaması gerekir. Ağaç gövdesi üzerinde açılan yara sayısı çapa göre değişir. Örneğin 25cm. çapa 3 yara açılabilir. Bundan sonraki her 5 cm. çap artımında bir yara daha açılabilir. Sığla ağaçlarını yok olması istenmiyorsa, sığla yağı üretimi sırasında yukarıda belirtilen ağacın yaşı ,çapı,yara sayısı,genişliği,uzunluğu ve derinliğine dikkat edilmelidir. Son yıllarda Amerika'da yetişen sığla ağaçlarından yağ elde edilmesinde bizimkinden farklı üretim teknikleri uygulanmaktadır. Sığla yağı (Styrax Liquidus T.K) taze halde iken kahverengimsi, sarı bir rengi ve kendine özgü belirgin bir kokusu, acı lezzeti vardır. İçerisinde sinamik asit (tarçın asidi), sytracin, sytrol, sytron, storesinol ve styrogenin maddeleri bulunmaktadır. İçerdiği tarçın asidi nedeniyle ısıtıldığı zaman tarçın kokusu verir. Sığla, yağı genellikle koyu bal kıvamında olup, özgül ağırlığı 1,091-1,113 gr/cm'tür. Bu balzamın arındırılması ile elde edilen ''Styrax Depuratus'' adlı madde çok değerlidir. Sığla yağı iyi bir antiseptik ve parazit öldürücüdür. Dahilen alındığında astım, bronşit gibi üst solunum yolu hastalıkları ile blenaoraji ve fluoalbus hastalıklarında kullanılır. Pomat ve yakı halinde uyuz, mantar gibi cilt hastalıklarında yararlıdır. Özellikle parfümeri ve sabun endüstrisinde önemli kullanım yeri vardır. Alkoldeki çözeltisi parfümlerin kokularını tespit etmede fiksatör (kalıcı olma özelliği) görevi yapar. Sığla yağı üretimi sırasında arta kalan ve günlük veya buhur adı verilen madde ''Cortex Thymiatis'' ise cami ve kiliselerde tütsü amacı ile yakılarak kullanılır. Sığla yağı çok eski devirlerden beri tanınır. Ticareti Finikeliler tarafından yapılıyordu. Eski Mısırlılar bu yağı mumyaların hazırlanmasında kullanmışlardır.

SIĞLA AĞAÇLARININ TAHRİP EDİLME NEDENLERİ VE KORUNMA TAHRİPLERDEN KORUNMASI İÇİN ÖNERİLER

Sığla ormanlarının en büyük yok olma nedeni, toprağın çok verimli olması nedeniyle yapılan tarla açmaları, sulama kanalları ve otlatmadır. Verimli topraklarda tarla açmak için ağaçlar kesilmekte, ağaç gövdelerinde burgu ile açılan deliklere asit dökülmekle, gövdeye çivi çakılmaktadır. Açılan su kanalları taban suyu seviyesini aşağılara düşürerek, ağaçları kurutmaktadır. Sığla yağı üretimi sırasında uyulması gereken kurallara dikkat edilmemekte, ağaçlar dinlendirmeye alınmadan, sürekli her yıl üretim yapılmakta, bu durumda ağaçları kurutmaktadır.Asıl yayılışını Muğla ili sınırlarında, Fethiye, Marmaris, Köyceğiz'de yapan, ülkemizin relikt ve endemik (az bulunan) ağacı olan, sahaları gün geçtikçe daralan Liquidambar orientalis'i (Anadolu sığla ağacı) koruma altına almamız gerekmektedir. Bunun için sığla yağı üretimi sırasında yukarıda belirtilen kurallara uymalı, insanların tarla açmak, su motopomp-larıyla deinlerden su çekmeleri gibi nedenlerle ağaçlara zarar vermeleri önlenmelidir. Sığla yağı üretimi ana hedef olmamalıdır. Önemli olan bu değerli ağaçların varlığının sürdürmelerine imkan vermektir. Sığla ormanlarının toplam sahası 1949 yılında sayın Prof. Dr. Savni Huş'un doktora tezinde 6312 Ha., Prof. Dr. Hayrettin KAYACIK'ın Orman ve Park Ağaçlarının Özel Sistematiği'' adlı kitabının1981 yılı dördüncü baskısında 5000 Ha. Oalrak verilmekte, bir başka yayında ise 1337 Ha. ya Düştügü bildirilmektedir. 2002 yılı kayıtlarına göre ise mevcut sığla ormanı alanı 3200 Ha. olarak bildirilmektedir.1968 yılında sığla yağı üretiminin 63,1 ton satışının 55,2 ton, Prof. Dr. Hayrettin KAYACIK' ın ''Orman ve Park Ağaçlarının Özel Sistematiği'' adlı kitabının 1981 yılı baskısında yıllık üretiminin 80-90 ton arasında olduğu bildirilmekte iken, son yıllarda üretimi ve satışı giderek azalmıştır. Son altı yılın sığla yağı üretimi ise şöyledir:

1997-2707 kg.
1998-1570 kg.
1999-4198 kg.
2000-3286 kg.
2001-5284 kg.
2002-yaklaşık 2000kg.
2003-yılı için planlanan üretim miktarı 2000 kg. dır.

Son zamanlarda sığla ağaçlarının korunması konusundaki çalışmalar artırılmıştır. Bu çalışmalara değinecek olursak, özellikle sayın MUHİTTİN KIZILEL' in Orman Bölge Müdürlüğü sırasında Muğla Orman Bölge Müdürlüğü' ne bağlı Köyceğiz, Dalaman, Marmaris ve Fethiye Orman İşletme Müdürlüklerinde sığla ağaçlandırmaları yapılmıştır. Ağaçlandırılan bu alanlar dışında üstün kalıtsal nitelikli ağaçlardan oluşan sığla ormanı Fethiye-Göcek' te, Orman Ağaçları Tohum Islahı Araştırma Müdürlüğünün denetim ve gözetiminde tohum meşceresi olarak ayrılmıştır. Köyceğiz'de sığla ağacının biyolojik be biyolojik özelliklerini korumak için 30,0 Ha.lık bir alan biyogenetik rezerv olarak ayrılmıştır. Ayrıca Sütçüler'de sığla yağı üretimi yapılmadığı için, düzgün gövde oluşturan ağaçlar da korunmaya alınmıştır.
Parasal yönden değerlendirilmesine gelince; 2002 yılında üretim birim fiyatı ortalama 5 mil TL./Kg, ihaleli satış ortalama fiyatı ise sığla yağı için 8 mil. TL/Kg, buhur için ise 3 mil. TL/Kg dır . Döviz cinsinde hesaplayacak olursak 1 Kg sığla yağının ortalama fiyatı 5, buhurun 1,75 ve bunların üretim maliyeti de 3 Dolardır. 1968 yılı için verilen üretim miktarı olan 63000 Kg. üzerinden bugünkü satış fiyatları üzerinden elde edilecek kazancı hesaplayacak olursak 63000 kg. ve 5 Dolardan 315000 Dolar, buhurdan ise yaklaşık 20000 Kg. dan ve 1,75 Dolardan 35000 Dolar, bunların üretim maliyeti 3 Dolardan da 189000 dolar masraf ve bunun sonucunda da 161000 dolar kazanç elde edebilecektik. Halbuki 2003 yılı için planlanan üretim miktarı 2000 Kg.dır. Bu miktarın sağlayacağı kazancı hesaplayacak olursak, 2000 Kg. sığla yağından 10000 Dolar, elde edilecek yaklaşık 750 Kg. buhurdan da 1300 Dolar olmak üzere toplam 11300 Dolar gibi çok cüzi bir satış rakamı elde ederiz. Bu rakamdan üretim maliyeti olan yaklaşık 3 Doları da düşersek, bu rakam 5300 Dolar gibi çok daha aşağılara düşecektir.
Üretim rakamlardan da görüleceği gibi, sığla yağı üretimi yıllara göre değişmekte ve son yıllarda giderek düşmektedir. Bunun en büyük nedeni dış piyasada sığla yağının en büyük alıcısı olan Fransa'nın ihtiyacını sentetik olarak üretilen sıla yağından karşılamaya başlamasıdır.
Bir başka neden de kaçak sığla yağı üretimidir. Sığla yağına olan talep artıp satış fiyatı yükseldiğinde, ertesi yıl kaçak üretim artmakta piyasaya kaçak sürülen sığla yağı piyasa ihtiyacını kaçak üretim miktarı kadar doyurmakta, bu da fiyatın düşmesine ve resmi yollardan sığla yağı temin eden tüccarların haksız rekabetle karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır.
Dileğimiz, sadece ülkemizde yetişen bu değerli ağacın kıymetini bilmemiz ve varlığının sürmesi ve korunmasıdır.

Selahattin Yılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-10-2006, 21:31   #3
Ağaçsever
 
AtameR's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-09-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 30
Galeri: 1
Klimanjaro,

Paylaşımın için teşekkür ederim..

AtameR Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-10-2006, 14:54   #4
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-09-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,592
İsparta nın Sütçüler ilçesi sınırları içinde SIĞLA ORMANI TABİATI KORUMA ALANI mevcuttur. Bileniniz varmı? Burası Ahmet Kuşçu tarafından Tabiatı Koruma Alanı olarak ilan edilmiş olup Mührü alınmıştır.

Mahmut Leventoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2006, 15:07   #5
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 06-11-2006
Şehir: izmir
Mesajlar: 2
Bu ağaçtan bayramda fethiye bölgesine yaptığım gezi sırasında haberim oldu. Oldukça ekonomik değeri olmasına karşın ve önemli ihrac ürünümüz olabilecekken anladığım kadarıyla ekili alanların azalmasıyla birlikte bu özelliğini kaybetmiş durumda. Klimanjoro'nun vermiş olduğu bilgiler bu konudaki bulduğum en kapsamlı bilgi durumunda. Sığla yağı ile ilgili yurtdışından tarafımıza ithalat talebi iletildi, benim öğrenmek istediğim bu yağın küçük işletmelerce mi yoksa tamamen ekili alan sahiplerince mi çıkarıldığı, üretildiği, kaçak üretimden bahsedilmiş bunun ne anlama geldiği, ( amerikada yeni üretim tekniklerinden bahsedilmiş, ağaç bu bölgede yetişiyor mu? bir kaynakta da sadece çin rodos ve köyceğiz denmiş çünkü )ve bu üreticilere nasıl ulaşabileceğimiz, güncel üretim meblağlarımız vs. Bu konuda bilgi sahibi iseniz paylaşabilirseniz sevinirim. Teşekkürler

eceerkal Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2006, 15:24   #6
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Eceerkal hoşgeldiniz.

Sorularınıza cevap alabilmek için Sorularınıza cevap alabilmek için nelere dikkat etmelisiniz? başlığına bir göz atmalısınız.

Selamlar.

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2006, 15:41   #7
Ağaç Dostu
 
Selahattin Yılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-05-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 5,284
Galeri: 15
Sığla benim bu yıl dikkatimi çeken bir bitki oldu hatta açıkça söyleyeyim bu bitkiye aşık oldum. Yukarıda verdiğim bilgilerde benim internette yaptığım araştırmalar neticesinde bu bitkinin peşine düştüğümde elde ettiklerim. Bu yıl tohum toplayıp gelecek yıl çoğaltmak üzere bir kaç kalem ağaç türleri ile birlikte ticari amaçlı yetiştirmeyi düşünüyorum. Sığla yağının ticaretinin nasıl gerçekleştiği konusunda bir şey diyemem ama size bu yıl yaşadığım iki tecrübeye dayanarak tarım ürünlerinin ülkemizdeki pazarlamasının yapısından bahsedeyim umarım işinize yarar çünki her iki tecrübemde de aynı sistem mevcuttu.

Üreticiler elde ettikleri ürünü yerel tarım ticareti yapan kişilere yine bu kişiler tarafından oluşturulan ve onları kurtaracak kar marjlarını içeren fiyat mekanizması oluştuktan sonra satıyorlar. Ürünün piyasa fiyatı oluşurken piyasaya giren kişiler malı en yukarda satın alacak kişinin toplayıcıya verdiği teklif esas oluyor eğer üretici fiyatı çok isterse toplayıcı üreticiden yüksek fiyat istemesi nedeniyle almıyor bekleyen mal üreticiinin paraya olan ihtiyacına ce aciliyetine göre fiyat düşmelerine uğruyor. Toplayıcının kendi karı esas olmak üzere istenilen fiyatı vermeye hazır olan üreticiler malını satmaya razı olduklarına toplayıcı malı satın alıyor. Sonra biriken mallar sevk olunabilecek çokluğa geldiğinde esas bu işin ticaretini yapan büyük tüccarlara devroluyor. Kimsenin üreticiyi korumak gibi bir amacı olmadığı için burada her zaman zarar gören yine üretici olmuş oluyor çünki anlattığım bu aşamaların tamamında karından vazgeçen sadece üretici oluyor. Toplayıcılarda her halükarda temin ettikleri malın çokluğundan yine karlarını yeterince yapıyorlar. Bunun dışında bazen büyük tüccarlar depo kiralayarak belli alım merkezleri oluşturup alım yapıyorlar.

Kısaca diyeceğim şudur. Orman ürünü olması dolayısıyla mutlaka belli bir izne ve belli bir mevsimlik üretim sezonuna sahiptir. Ve Sığla Ormanlarının o9lduğu yerde mutlaka ticareti gerçekleştiriliyordur. Bu mekanlara gidip piyasa araştırması yapmanız gerekir. Bunun dışında direkt üreticilere de zaten yine bu bölgelere giderek ulaşabilirsiniz veya şansınız varsa forumda bir sığla yağı üretimi yapan bir memleketli karşınıza çıkar.

Sığla yağı ile ilgili güncel rakamları ya devlet istatistik enstitüsünden ya da Orman Bakanlığından elde edebilirsiniz.

Selahattin Yılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-11-2006, 11:23   #8
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 20-11-2006
Şehir: BURSA
Mesajlar: 5
Galeri: 1
Klimanjaro'yu Sıla ağaçı tohumlarını toplarken yakaladım.


OZKANF Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-11-2006, 13:53   #9
Ağaç Dostu
 
Selahattin Yılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-05-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 5,284
Galeri: 15
Teşekkürler Özkan bey. Ben sığla delisi oldum dikkat edin sizide bir yerlerde benim gibi delisi olduğunuz ağacın tohumlarını toplarken yakalamasınlar . Bu arada sizden sonra bende fazla kalamadım çünki hafta sonları tohum toplamaya izin vermiyorlarmış güvenlikçiler uyardı, bende keşfe çıktım ve gözüme başka sığla ağacı kestirdim çarşambaya gidip o ağacın tohumlarını toplayacağım.

Forumumuza hoş geldiniz, umarım bir ağaç dostunu daha siteye çekmeyi başarmışızdır.

Selahattin Yılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-11-2006, 14:15   #10
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 20-11-2006
Şehir: BURSA
Mesajlar: 5
Galeri: 1
Aydınlatıcı bilgileriniz için teşekkürler. Umarım tekrar görüşürüz

OZKANF Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-11-2006, 22:36   #11
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-09-2006
Şehir: İzmir, Muğla
Mesajlar: 874
Galeri: 2
Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi'nden

1.
2.
3.
4.

kürekçi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-11-2006, 20:47   #12
meyve sineği
 
drosophila's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-03-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 194
sığla ağacı denememiz için tohum toplayacak yeni gönüllüler bulundu galiba ben 2-3 meyve kurulu topladım ama içindeki tohumlar gözüme biraz cılız geldi. ve diğerlerine erişemiyorum çok yüksekteler. şu sıralar elinde tohum olan varsa ve gönderebilen olursa sevinirim. . isteyene bendekilerden de yollayabilirim.

drosophila Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-11-2006, 21:55   #13
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-09-2006
Şehir: İzmir, Muğla
Mesajlar: 874
Galeri: 2
Bahçeye uğradıkça toplamaya çalışırım kendim için topladıklarım az çünkü.

kürekçi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-11-2006, 08:29   #14
Ağaç Dostu
 
Selahattin Yılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-05-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 5,284
Galeri: 15
Sevgili drosophila, bende de epeyce sığla tohumu var adres verirsen gönderebilirim...

Selahattin Yılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-12-2006, 22:56   #15
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 29-11-2006
Şehir: Hatay
Mesajlar: 75
bir sığla delisi daha katıldı aranıza...

15 günde çimlendiği söyleniyordu ama 2 hafta olacak neredeyse ve çimlenme belirtisi göremedim,2 tohum koydum saksıma...2 de fidan geçecek elime yakınlarda...Hatay'da yetiştirmeyi düşünüyorum,fidanları memlekette dikeceğim.şuan okulum dolayısıyla afyon'dayım,buranın soğuk iklimine dayanamazlar,ben bile zor duruyorum...

sığla'ya olan hayranlığım "İz Tv de belgeselini" izlememle başladı...yağın üretim şekline kadar değiniyorlardı.ama iz tv ye ulaşamıyorum,bir tel numarası elime geçse belgesel görüntüsünü isteyeceğim,kopyalarını sizlere de yollardım...

Tohum isteyen olursa Muğla Ortaca da Seracılık okuyan tanıdığımdan isteyebilirim,yalnız toplanması yasakmış.Biliyorsunuz ki yabani olarak sadece o yörelerde bulunan ve dünyadaki en kaliteli türü olan Sığla'ya sahibiz ama zamanında değerini bilemeyişimizden şimdi korunma altında...

Bu konuda bilgi paylaşımında bulunmak isteyen arkadaşlar msn adresimden ulaşabilirler.

renovatio Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-12-2006, 08:40   #16
Ağaç Dostu
 
Selahattin Yılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-05-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 5,284
Galeri: 15
Sevgili renovatio, madem adını andın İz Tv ile irtibat kurup videoları istemek veya eğer Programı bulabilirsen orada bulunan videolardan bulmak görevi sana ait. Bizde hazıra konarız artık. Sonucu ve görüntüleri bekliyoruz...

Selahattin Yılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-12-2006, 21:44   #17
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 29-11-2006
Şehir: Hatay
Mesajlar: 75
tamamdır arkadaşlar video görüntüsü pazartesi elimde inşallah bir aksilik olmazsa...yarın elime iki saksı sığla da geçecek...Sanki çocuğum olmuş gibi mutluyum...bugün eve iki afrika menekşesi koydum saksıya

Ayrıca belgeselin adı "Sığla'nın Gözyaşları" dır.İz Tv den değil,hiç ummadığım bir şekilde başka bir yerden temin ediyorum.Eee sora sora Bağdat bulunurmuş

Belgeselde Sığla ile ilgili çok güzel görüntüler mevcut(daha önce yarısında denk gelip izlediğimden biliyorum) balsamının alınıp,yağının elde edilmesine de değiniliyor.Marmarisin o müthiş güzellikleri ile iki yaşlı çiftin Sığla ile uğraşları da farklı bir güzellik katıyor...

Neyse bi elimize geçsin de

renovatio Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-12-2006, 21:51   #18
Ağaç Dostu
 
Selahattin Yılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-05-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 5,284
Galeri: 15
Bakalım hangimizden önce geçecek elimize. Hem o kaynaktan izin alırsam ben foruma da o belgesel için link vermeyi düşünüyorum millet faydalansın...

Selahattin Yılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-12-2006, 18:05   #19
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 29-11-2006
Şehir: Hatay
Mesajlar: 75
tamamdır belgesel görüntüsü elimde ama dvd formatında oldugundan henüz izleyemedim...

2 anadolu sığla agacı da elime geçti...en kısa zamanda minik fidanların resimlerini buraya koyacağım...

ayrıca ben araştırdım ama bulamadım bu ağacın türü cinsi familyası vs bilen/bulan olursa buraya ekleyebilir mi?tüm bilgiler var ama bir o yok...

renovatio Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-12-2006, 22:01   #20
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-09-2006
Şehir: İzmir, Muğla
Mesajlar: 874
Galeri: 2
Familya: Hamamelidaceae - Güvercinagacıgiller
Cins: Liquidambar
Tür: Liquidambar orientalis Mill. - günlük ağacı - sığala ağacı - sığla ağacı

Görünüşleri çınara benzeyen, yaprakları elsi loplu, monoik diklin ağaçlardır. Erkek çiçekler salkım durumunda, dişi çiçekler küre şeklindeki başçıklarda toplanmışlardır. Endemik ve relikt bir tür olup, Güneybatı Anadolu'da, Marmaris, Köyceğiz ve Çine dolaylarında yayılış gösterir. Taban suyunun yüksek olduğu korunaklı yerlerde saf küçük koruluklar oluştururlar. Ülkemiz dışında Rodos Adası'nda da rastlanmaktadır. Gövdeleri çizilmek suretiyle elde edilen sığla yağı tıp ve eczacılıkta önemlidir.

Endemik:
Sadece o bulunduğu yörede olan, başka yerde yayılış göstermeyen bitkiler için kullanılır.
Relikt: Çok eski devirlerden beri o bölgede bulunan bitkiler için kullanılır.

kürekçi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-12-2006, 08:31   #21
Ağaç Dostu
 
Selahattin Yılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-05-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 5,284
Galeri: 15
Benim bulabildiğim bilgiler:

Orjinal Adı Liquidambar orientalis
Diğer Adları Akamber, Günnük, Sığla, Sığıla
Bilgi
Acıfındıkgiller familyasındandır. Yeryüzünün Üçüncü (Tersiyer) döneminden, yani yaklaşık 65 milyon yıl öncesinden günümüze kalan Anadolu Günlük ağacı (Liquidambar orientalis) dünyada yalnızca ülkemizde, Muğla ilimizin Marmaris, Milas, Köyceğiz ve Fethiye ilçelerinde yabani olarak yetişmektedir. Aynı cinsten Amerikan Günlük ağacı (L. styracifluea) ile Formoza Günlük ağacı (L. formosana) ülkemizde yetişmez. Anadolu Günlük ağacı 20 m'ye kadar boylanabilen, kışın yapraklarını dökmeyen, çınara benzeyen kalın dallı ve geniş tepeli bir bitki olup ya tek cins ya da diğer ağaçlarla birlikte ormanlar oluşturarak gelişir. Çınarınkine benzeyen ama daha küçük ve daha açık renkli olan yapraklan ince uzun saplı, 3-7 loplu ve bu lopların kenarları keskin dişlidir. Yaz mevsiminde açan çiçekleri yeşilimsi renktedir. Aynı ağaç üzerinde erkek ve dişi eşeyli çiçekleri ayrı gruplar halinde bulunur. Kapsül biçimindeki meyvelerinin içinde 1-2 tane küçük tohumu yer alır. Nemli ve humuslu toprakları seven günlük ağacı, döktüğü tohumlarla çoğalır.

Günlük ağacının odunlaşmıs gövdesi üzerinde balsam kanalları vardır. Her ağaçtan iki ya da üç yılda bir, yaz mevsiminde uzunlamasına yarıklar açılarak ağacın güzel kokulu yağı (balsam) ve kabukları alınır. Bu balsam stirol adlı uçucu yağ, vanilin, rejine, sinnanik asit, stirasin ve storesin adlı maddeleri içerir. Parfümeri endüstrisinde iyi bir koku tespit edicidir (fîksatif). Günlük ya da sığla yağı denilen bu balsam, Türkiye'nin tarımda önemli bir dışsatım ürünüdür. Ayrıca tütüne güzel koku vermek üzere kullanılır. Ağacın balsamı alınmış kabukları buhur adıyla dini törenlerde tütsü olarak yakılır.
Tibbi Etkileri ve Kullanımı Piyasada satılan sarımsı gri renkli, bal gibi koyu kıvamlı, güzel kokulu ve acımsı tatlı günlük ya da sığla yağının tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle özetlenebilir:

• İyi bir antiseptiktir. Yaraların temizlenmesinde ve iyileştirilmesinde dıştan uygulanır.
• Ciltte ve saçlı deride de antiseptik ve temizleyici olarak dıştan uygulanır.
• Uyuz ve mantar gibi deri hastalıklarında günlük merhemi ya da yakısı şeklinde uygulanarak, asalak öldürücü ve iyileştirici etkilerinden yararlanılır.
• Mide ve onikiparmakbağırsağı ülserlerinde yara iyileştirici niteliğinden yararlanılır. Bunun için günlük yağı sulandırılıp içine bal ya da şeker katılarak tatlandırılıp içilir.
• Ayrıca günlük yağı balgam söktürücü, nefes darlığını giderici ve bedeni rahatlatıcı etkiler taşır. Bunun için bir önceki maddedeki gibi tatlandırılıp sulandırılarak içilir.

Selahattin Yılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-12-2006, 12:38   #22
Ağaçsever
 
ceratonia's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-05-2006
Şehir: mersin
Mesajlar: 86
Atlas Dergisi Geçtiğimiz Yillarda Siğla Ile Ilgilenen Iki Yaşli çifti Konu Etmişti. şu An Dergiyi Bulamadim.lakin Bu Iki Yaşli çift Bu Işten Keyif Aliyordu Fakat Her üretici Gibi Onlarda Emeğinin Karşiliğini Alamamaktan Yakiniyordu.

ceratonia Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-12-2006, 12:40   #23
Ağaçsever
 
ceratonia's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-05-2006
Şehir: mersin
Mesajlar: 86
Siğla Ağaci çokta Dekoratif,peyzaj Değeri Olan Bir Tür.....

ceratonia Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-12-2006, 13:39   #24
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 29-11-2006
Şehir: Hatay
Mesajlar: 75
Kızım olursa adını Sığla koyacağım :)

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ceratonia Mesajı Göster
Atlas Dergisi Geçtiğimiz Yillarda Siğla Ile Ilgilenen Iki Yaşli çifti Konu Etmişti. şu An Dergiyi Bulamadim.lakin Bu Iki Yaşli çift Bu Işten Keyif Aliyordu Fakat Her üretici Gibi Onlarda Emeğinin Karşiliğini Alamamaktan Yakiniyordu.
o dediğin yaşlı çift İsmet BAKA ve Eşi(eşinin ismini hatırlayamadım)

İsmet Amcam(öz değil ama o kadar sevdim,henüz yüz yüze gelemedik nasipse önümüzdeki günlerde Muğlaya gidip göreceğim) 16 yaşından beri bu işi yapıyor ve şuan 70 küsür yaşlarda(yanılmıyorsam 74)

Atlas'ın o sayısını kaçırdığıma üzüldüm,bulunduğum yere bazen gelmiyor bazense numunelik bir iki tane gelip bitiyor.

Ama o yaşlı çifti Marmaris Belediyesi'nin İz Tv ile çektiği belgeselde de görebilirsiniz.Biliyorsunuz belgeseli ücretsiz edinebiliyorsunuz,marmaris belediyesine telefon açıp adresinizi bırakmanız yeterli...Dvd formatında geliyor belgesel...

renovatio Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-12-2006, 16:52   #25
Ağaçsever
 
ceratonia's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-05-2006
Şehir: mersin
Mesajlar: 86
Buldum...atlas'in 2006 Nisan-157. Sayisinda 34-54. Sayfalarda Konu Edilmiş.

ceratonia Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-12-2006, 22:51   #26
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 29-11-2006
Şehir: Hatay
Mesajlar: 75
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ceratonia Mesajı Göster
Buldum...atlas'in 2006 Nisan-157. Sayisinda 34-54. Sayfalarda Konu Edilmiş.
ben de atlasın 12 sayısının 1 cd de olduğu cd mevcut.herhalde onlar ya son 12 sayı ya da 2005 sayılarıydı...siz de var mı bu dergi?

renovatio Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-12-2006, 23:26   #27
Ağaçsever
 
ceratonia's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-05-2006
Şehir: mersin
Mesajlar: 86
Evet var.Aslında Dergi geçmiş sayılarını istek halinde size ulaştırır.Birde şunu söyliyeyim internette atlas dergisi yaz,dergi başlığında bu sayıyı teferruatsız gösteriyor.

ceratonia Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-12-2006, 16:19   #28
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 29-11-2006
Şehir: Hatay
Mesajlar: 75
elinde veya çevresinde sığla fidanı/ağacı olanlara bi sorum olacak;

anadolu sığlası koyu yeşil den açık yeşile,sonra sarı,daha sonra kırmızı ve son olarak da bordo rengini alıyormuş,sizdekiler veya diğer türlerini gördüyseniz onlarda öyle mi?

yaprakları haricinde kabuklarında da kokusu var mı?gövdeden balsam alınıyor mu/geliyor mu?

şimdilik böyle...

renovatio Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-02-2007, 15:52   #29
Ağaç Dostu
 
Balıkcı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-01-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,252
Galeri: 15
Aaaa!

Tekirdağ'da bir sığla (Günlük) ağacı.
Sağdaki pencerede.

Daha küçük ama büyüyecek.



Düzenleyen Balıkcı : 01-02-2007 saat 19:55
Balıkcı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-02-2007, 15:57   #30
Ağaçsever
 
muge's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-11-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 31
Ben de bu ağacın hayranlarındanım.Renovatio İsmet Baka ve eşi ile tanıştığını yazmış.Rica etsem beni onlarla görüştürebilir mi?Bende de bir adet 4metre boyunda var.Fotoğrafını göndereceğim.

muge Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:59.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024