agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Hastalık ve Zararlılar > Genel bitki koruma
(https)




Beğeni Düzeni81Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 31-07-2013, 17:15   #31
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Organocide. Su adreste ayrintili bilgi bulabilirsiniz (en ustteki urun): Organic Laboratories, Inc.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Bu ürünün ismini yazabilir misiniz?

birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-07-2013, 17:32   #32
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Alıntı:
Denemek için aldığım ve bana organik olduğu söylenen ürünü,sonuç olumlu olursa çok şey kazandıracağı, olumsuz olursa önemli bir şey kaybettirmeyeceğini bildiğim halde o ürünü belki organik değil ama ben kullanıyorum diyemi yazmalıyım?
Neyi nasil yazmaniz gerektigine ben karar veremem ama bana "Siz nasil yazardiniz?" diye sorsaydiniz, yukarda koyultulmus ifadeye benzer sekilde yazacagimi soylerdim cunku herkesin internet kullanma ve burda yazilanlari okuma aliskanliginin farkli oldugunu dusunuyorum. Kimisi herhangi bir konuyla ilgili olarak benim yazdigim ilk mesaji okuyup gerisine bakmayabilir ve altindaki tartismayi gormeyebilir. "Urun organikmis" deyip urunu denemek isteyebilir ama bundan emin degiliz.


Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ykaya194 Mesajı Göster
Bende size şu soruyu sorayım.

Denemek için aldığım ve bana organik olduğu söylenen ürünü,sonuç olumlu olursa çok şey kazandıracağı, olumsuz olursa önemli bir şey kaybettirmeyeceğini bildiğim halde o ürünü belki organik değil ama ben kullanıyorum diyemi yazmalıyım?.

Organik bir ürünü kullandım ve sonucuna bakacağım demenin hatalı olduğunu düşünmüyorum bilakis konuyu şu günlerde gündeme getirip burada irdelemek hepimize çok şey kazandırır ve kazandırıyorda, nitekim mesajınızda ismini verdiğiniz ürünlerde gündeme geldi benimde varlığından haberim oldu ayrıca Sayın MeyveliTepe ve Siz'in verdiğiniz linkleri okuduktan sonra oradan yararlı bilgiler edindim belki başka ürünlerinde varlığından haberimiz olur sonuçta organik sebze yetiştirmede bilinçlenmiş oluruz.

telato beğendi.
birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-07-2013, 17:55   #33
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Sn MeyveliTepe,

Sivi yosun, Turkiye'de pestisit olarak da mi satiliyor? Ikisi arasinda dogrudan nasil bir bag kuruluyor, anlayamadim.

Bir de gonderdiginiz adreslerde sivi yosun, surekli olarak 'gubre' adiyla adlandiriliyor. Aslinda bence bu da dogru bir tanimlama degil. Yosun, her ne kadar icinde bol miktarda Potasyum da olsa, daha cok bitki duzenleyici olarak gorev yapan bir bilesen.

ABD'deki urunlerin etiketlerine de bakarsaniz, 'seaweed extract (yosun ozu)' tanimlamasini gorursunuz, tek basina gubre olarak adlandirildigini gormedim (su anda elimde olan urunlerde yok, dukkanlarda gorduysem de hafizamda yer etmemis); eger aklima gelirse veya boyle bir urune rastlarsam yazarim. Yalniz, icinde baska bircok bilesenin (sivi solucan ve yarasa diskisi, balik ozu gibi) de bulundugu bir urunun icinde yosun da varken urunun 'liquid fertilizer (sivi gubre)' seklinde etiketlendigini cok gordum.

Turkce etiketlerde dikkatimi ceken baska bir ayrinti daha var: Surekli kesin ifadeler kullaniliyor. "... meyve kalitesini arttirir ... soguga karsi direncini yukseltir ... koklerin gelisimini tesvik eder ..." gibi. Bence olmasi gerekense su: "... meyve kalitesini arttirabilir ... soguga karsi direncini yukseltebilir ... koklerin gelisimini tesvik edebilir ..." gibi. Ben, tuketici olarak cok memnun kaldigim bir urunu 'mucizevi' seklinde nitelendirebilirim ama ureticinin ve urunu pazarlayan kisinin bunu yapmasi dogru degil cunku aslinda organik bile olsa mucizevi bir urun mevcut degil

MeyveliTepe, ciroz ve telato beğendi.

Düzenleyen birnefestoprak : 31-07-2013 saat 18:49
birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-08-2013, 00:11   #34
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Sn.Birnefestoprak,

Türkiyede bitki koruma ürünü olarak tescil edilmiş herhangi bir sıvı yosun ürün yok.

Sıvı yosun içerikli girdilerin bir kısmı katkılı. Katkılı olanlar da ek-18'de "katkılı" ibaresiyle belirtilmiş. Bunların tamamı gübre statüsünde.

Ürün pazarlama konusu maalesef ülkemizde evlere şenlik bir durum. Bahsettiğiniz, "... meyve kalitesini arttirir ... soguga karsi direncini yukseltir ... koklerin gelisimini tesvik eder ..." ibarelerine can kurban Daha neler var. En sıcak örneği de bu başlıkta bahsedilen olsa gerek. Daha önce verdiğim linktekini (ki ürünün etiketi de böyle) iyice okuyun, anlayıp yorumlamaya çalışın, sonra da ne anladığınızı bize anlatın

Satıcının nasıl satmaya çalıştığını da buradan görebilirsiniz.

Yurt dışı kaynaklı ürünlerde nisbeten biraz ciddiyet, ürünle ilgili doğru düzgün yazılmış çizilmiş şeyler bulunabiliyor. Hakkını yememek lazım, bazı yerli ürünler de düzgün bir şekilde sunuluyor (ama onların da genellikle içerikleri literatüre ayak basıyor).

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-08-2013, 07:09   #35
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Sn MeyveliTepe,

Ek bilgiler icin tesekkurler. Aslinda dediginiz gibi basarili yerli urunlere rastlamak mumkun oluyor. Ornegin Ekosol genel adi altinda satisa sunulan ve ana bileseni solucan gubresi olan urunleri denemek isterdim. Bence cok ilginc ve ornek alinmasi gereken, azim ve alinteri dolu bir basari hikayesi var. Internet sitesi de oldukca guzel, resimlerden gorebildigim kadariyla ambalajina da ozenilmis oldugu dolayisiyla da ureticinin yaptigi isten zevk aldigi anlasiliyor.

ABD'deki organik urunlerde kaliteyi arttiran faktorler, endustri standartlarinin ve tuketici beklentilerinin yuksek, denetim mekanizmalarinin gelismis olmasi ve ureticilerin arastirmaya/gelistirmeye verdigi onem. Yoksa kolay yoldan para kazanmak isteyen uretici heryerde var. Bunun yaninda, tabii ki boylesine buyuk bir pazarda yanina yaklasilmamasi gerektigini dusundugum cok sayida urunun olmasi normal ama organik urun pazarindaki cesitlilik de bir o kadar fazla.

OMRI sertifikasi bir endustri standardi evet ama farkli kaynaklardan bu sertifikaya odenen paranin yuksek oldugunu ve urun tamamen organik olsa bile, kucuk olcekli bazi ureticilerin, ki bu ureticiler genelde aile sirketleridir, bu miktari karsilayamadiklari icin sertifikayi alamadiklarini duyuyorum. Bir de bu sertifikayi her sene yenilemeleri gerektigi dusunuldugunde belli ki masrafin altindan kalkamiyorlar ama yine de farketmez cunku urunun etiketine "organik bahce uygulamalari icin uygundur" ifadesini kullanmak cesaret isteyen birsey. Bu da yine sistemle baglantili. Bir sekilde yasalarin acigini bulup, organik tarim icin uygun olmayan bir urunu oyleymis gibi gosterseniz ve sizin urununuzu kullanan bir ciftci, mahsulunu urun yuzunden kaybedip sizi mahkemeye verse basiniza bela aldiniz demektir. Bu tip konularda tazminat mekanizmasi acimasizdir, kaba tabiriyle dukkana kilit vurmak zorunda bile kalabilirsiniz. Sonuc itibariyle ureticinin urunu, yasal uygulamalar ve kistaslardan bilincli tuketiciye kadar pek cok asamada sinavdan geciyor.

Isin en az denetleme kadar onemli olan yani ureticinin kendi urununu test etmesi ve gelistirmesi. Yakin zamanda zengin icerigiyle ilgimi ceken bir sivi organik gubrenin Teksas'taki ureticisinden urunle ilgili bilgi alma firsatim oldu. Fazla detaylandirmadan genel olarak bazi sorular sordum. Urun, OMRI sertifikasina sahip degil fakat butun bilesenleri 'gidalarda kullanilabilir' nitelikte ve FDA (ABD'nin yiyecek ve ilaclari denetleyen kurumu) onayli. Denemek icin 1 gal (burda kullanilan hacim birimi, 3.78 lt'ye denktir) olanindan aldim. Urunun kendi sayfasinda NPK oranlari icin 4-2.5-7.0 denirken, bir de baktim ki bana gelen urunun ustunde 4-2.9-6.7 yaziyor. Ureticiye nedenini sordugumda yilin her gunune yayilan bir surecte urunu test ve bilesen oranlariyla oynayarak NPK oranlarini optimize ettiklerini ve bana gelen urunun guncellenmis oranlari yansittigini soyledi. Bu, benim icin ureticinin konuya ne derece vakif oldugunu anlamak bakimindan onemli bir kriter, bir kere herseyden once merakli, yenilige ve buyuk ihtimalle duzeltmeye acik.

Butun bunlar bir kenara, bazen kurumlarin verdikleri onay belgelerini gormezden gelerek tuketicinin urun icerigini kendisinin de incelemesi gerektigini dusunuyorum. Bir bakiyorsunuz standartlari belirleyen kurumlar, cok yanlis kararlara da imza atabiliyor. Ornegin EPA (cevre koruma kurumu) yakinlarda sok edici bir karar alarak tarim alanlarinda herbisit olarak kullanilan ve sistemik olan glysophate'in tarim mahsulundeki bulunabilirlik limitini 200 ppm'den 6000 ppm'e, evet tam 30 katina, cikardi. Hal boyle olunca kullanilan malzemeleri denetlemek bakimindan tuketicinin oynadigi rol tartisilmaz oluyor.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Sn.Birnefestoprak,

Türkiyede bitki koruma ürünü olarak tescil edilmiş herhangi bir sıvı yosun ürün yok.

Sıvı yosun içerikli girdilerin bir kısmı katkılı. Katkılı olanlar da ek-18'de "katkılı" ibaresiyle belirtilmiş. Bunların tamamı gübre statüsünde.

Ürün pazarlama konusu maalesef ülkemizde evlere şenlik bir durum. Bahsettiğiniz, "... meyve kalitesini arttirir ... soguga karsi direncini yukseltir ... koklerin gelisimini tesvik eder ..." ibarelerine can kurban Daha neler var. En sıcak örneği de bu başlıkta bahsedilen olsa gerek. Daha önce verdiğim linktekini (ki ürünün etiketi de böyle) iyice okuyun, anlayıp yorumlamaya çalışın, sonra da ne anladığınızı bize anlatın

Satıcının nasıl satmaya çalıştığını da buradan görebilirsiniz.

Yurt dışı kaynaklı ürünlerde nisbeten biraz ciddiyet, ürünle ilgili doğru düzgün yazılmış çizilmiş şeyler bulunabiliyor. Hakkını yememek lazım, bazı yerli ürünler de düzgün bir şekilde sunuluyor (ama onların da genellikle içerikleri literatüre ayak basıyor).

telato beğendi.

Düzenleyen birnefestoprak : 01-08-2013 saat 16:54
birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-08-2013, 08:01   #36
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Alıntı:
Daha önce verdiğim linktekini (ki ürünün etiketi de böyle) iyice okuyun, anlayıp yorumlamaya çalışın, sonra da ne anladığınızı bize anlatın
Ben de pek birsey anlayamadim. Sanirim "ne kadar cok kimyasal formul gosterirsem urun o kadar faydali gorunur" mantigini kurmaya calismis. Bana urun, daha cok 'bitki gelisimini duzenleyici' ozellikte tanitilmis gibi geldi. Asagida da World Humus adinda bir humus urunun denemeleri gosterilmis ama Biyoaktiv ile arasindaki bagi cozemedim. Bir de "alinan sonuclar mukemmel" diye bir not dusulmus ama hangi sonuctan bahsediliyor, nasil bir kontrollu deney yapilmis, o da anlasilmiyor.

Sonuc itibariyle, sizin gonderdiginiz adresteki aciklama ve etiketlerle gosterilen urun (ya da urunler bilemiyorum) Tuta absoluta'yla nasil mucadele ediyor bilemiyorum. Sayfanin ustunde 4) Bocek kovucu, onun altinda da biyolojik mucadele destegi denmis, bunlarla aciklanmaya calisilmis sanirim

birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-08-2013, 12:47   #37
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Asagida da World Humus adinda bir humus urunun denemeleri gosterilmis ama Biyoaktiv ile arasindaki bagi cozemedim. Bir de "alinan sonuclar mukemmel" diye bir not dusulmus ama hangi sonuctan bahsediliyor, nasil bir kontrollu deney yapilmis, o da anlasilmiyor.
Aradaki bağı ben anlatayım

Aynı satıcı her iki ürünü de satmaya çalıştığı için. Adı geçen diğer ürün de bir leonardit. 2011 yılında tescili iptal edilmiş. İptalden önceki tescil h+f asit değerleri %40 olan, beş sene önce bir laboratuara bir kilo numune gönderilip %69 civarında sonuç gösteren bir rapor alınıp %69 olarak satılmaya çalışılan bir malzeme. O bir kilo numunenin nereden gönderildiği de meçhul.

Malesef böyle gariplikler ülkesi olduk. Sonuçta güven sıfır

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-08-2013, 16:55   #38
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 26-10-2011
Şehir: istanbul-Biga
Mesajlar: 870
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi chandler Mesajı Göster
Öncelikle şunu söyleyeyim tohumdan çıkan hiçbir ceviz aslının aynısını vermez. Bunu bir genetikçi olarak söylüyorum. Apomiksis denilen şey döllenme olmadan meyve tutmadır. Bunun dünyadaki örneklerine bakılırsa eğer apomiks denilen ceviz ağaçlarında dahi %17-24 arası apomiks meyve tutumu vardır. İnsanlara tohumdan çıkmış 1 yaşında ceviz çöğürünü satarak onları kazıklıyorsunuz. Malınızın ederi piyasada 1 TL iken bunu 25 TL ye satarak hem haksız kazanç elde ediyorsunuz hemde insanlara olmayacak vaatlerde bulunuyorsunuz. Bakanlıktan sertifika veremiyorsunuz sorana şebin bilecik sertifikası veriyorsunuz. Yaptığınız iş çok yanlış. çok yalan söylütorsunuz .. vay efendim kökü 30 metreye gidiyormuş da 2 yaşına geldiğinde sökemiyoruzda falan filan ... Ürününüz Özbekistan menşeyli, ağaç fotoğraflarınızı gördüm, cevizide gördüm ve ceviz kalitesi berbat. Sofralık olmayacak bıldırcın yumurtasından küçük meyvesi var. Kimseyi kandırmayın. Forum yöneticilerine de sesleniyorum, böyle yayınlara burada izin vermeyiniz. Halka kötülük edersiniz.
Sayın MeyveliTepe,

Benim açtığım başlığa gösterdiğiniz duyarlığı, ceviz başlığında Altay Ceviz isimli üyenin sayfasındaki isyanlarada göstermenizi beklerim.

OSMAN45 beğendi.
ykaya194 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2013, 00:15   #39
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ykaya194 Mesajı Göster
Sayın MeyveliTepe,

Benim açtığım başlığa gösterdiğiniz duyarlığı, ceviz başlığında Altay Ceviz isimli üyenin sayfasındaki isyanlarada göstermenizi beklerim.
O başlığı Hazirana kadar ilgiyle izlemiştim. Siz yazınca devamını da okudum.

Nasıl ve ne yönde bir duyarlılık beklerdiniz?

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2013, 07:45   #40
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 26-10-2011
Şehir: istanbul-Biga
Mesajlar: 870
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
O başlığı Hazirana kadar ilgiyle izlemiştim. Siz yazınca devamını da okudum.

Nasıl ve ne yönde bir duyarlılık beklerdiniz?
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi chandler Mesajı Göster
Öncelikle şunu söyleyeyim tohumdan çıkan hiçbir ceviz aslının aynısını vermez. Bunu bir genetikçi olarak söylüyorum. Kimseyi kandırmayın. Forum yöneticilerine de sesleniyorum, böyle yayınlara burada izin vermeyiniz. Halka kötülük edersiniz.
Bu alıntıya.

OSMAN45 beğendi.
ykaya194 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2013, 12:53   #41
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Yani forum yönetiminin, "chandler" isimli üyenin istediği şekilde "chandler" fidanı, aşısı, aşı kalemi vb.'ne rakip olabilecek başka çeşit ceviz fidanı tanıtımı yapılmasına engel olmasını istiyorsunuz öyle mi?

Üye adı chandler olmasa bile yine chandler fidanı, aşısı vb. sattığı bilinen kişilerin, chandler çeşidine rakip olmasından endişe duydukları bir başka çeşit için forum yönetiminin de bayağı bir sokak ağzıyla "hade, başka kapıya!" demesi de belki beklenen bir duyarlılık, bilemiyorum.

Öncelikle şunu söylemeliyim. Ceviz fidanı bir bitki koruma ürünü değil. "Ceviz" konusu forumdaki moderasyon alanlarımdan biri de değil. Bu sebeple de bu konuda forum yönetimi adına söyleyebileceğim bir şey bu aşamada bulunmuyor.

Ancak, çok istiyorsanız sadece şahsi düşüncelerimi söyleyebilirim.

Son yıllarda ortaya çıkan, yatırım olsun diye ceviz bahçesi kurma modası fidancıların benzer bir abartılı pazarlama yaklaşımıyla bazı amerikan çeşitlerini de moda yaptı. Bunun üzerine irili ufaklı, resmi gayrı-resmi bir çok kişi ve kuruluş bir tür ekonomi yarattı, kimi fidan yapıp satıyor, kimi aşı yapıyor, kimi profosyonel danışmanlığa girişti. Aşı kalemi satan bile var. Hepsi yaratılan modayı gücü ölçüsünde kullanıyor.

Kendi adıma bunların hiç biri ilgi alanımda değil.

Bahçemde dört tane ceviz ağacı var. Bunlar chandler veya fernor değil, şebin, yalova da değil, hatta bilecik bile değil. Karga ne ektiyse o. Bu yıl ağaçların dalları ağırlıktan adeta yere yapıştı. Her yıl bu ağaçlardan aldığım ceviz tüm sülaleye yetip artıyor. Halen bodrumda tavana asılı çuvallarda 40-50 kilo kuru ceviz var. Bahçede her sene olur olmaz yerden filizlenen 3-5 tane ceviz fidanı kesmek durumunda kalıyorum. Daha geçen Temmuz başında boyu bir metreyi geçen bir fidanı dipten çapayla kesmiştim, dün gördüğümde sürgün verip yine bir metre olmuş. Hayata böylesine kuvvetle sarılan bir bitki. Çeşidi kim bilir ne.

Altay cevizi diye ülkemizde yeni ortaya çıkıp tanıtımı yapılmaya çalışılan bir tür söz konusu. Tanıtım şekli yurdum satıcılarının her daim yaptığı gibi abartılı görünüyor. Ancak fotoğraflar gerçek. Başka bir çeşitten yürütülmediği gibi photoshop hilesi de değil. Hatta bazı fidancıların sattıkları başka çeşit fidanlarında bu resimleri aparttıkları da ortaya çıktı.

Yazışmalardan izlediğim kadarıyla şikayet konusu rakip cevizin Juglans Regia olmayıp Juglans Sigillata diye asya kökenli başka bir tür olduğu da ortaya çıktı. Merakımdan biraz kurcaladığımda ben de altay cevizinin daha önce Türkiye'de bulunmayan J.Sigillata olduğuna kâni oldum.

Bu çeşit iddia edildiği gibi Türkiye şartlarında yüksek verim verir mi, bakım koşullarında diğer çeşitlere göre ne farklılıklar var, ülkenin asya platolarına göre daha nemli ve düşük rakımlı bölgelerinde orijinindeki performansı gösterir mi, bilemem. Bunu zaman gösterecek.

Forumdaki yazışmalarda bu çeşide beş farklı grupta tepkinin oluştuğunu gördüm.

Birinci grup, yeni bahçe kurma planı yapıyor, resim ve videolardan etkilenerek bahçelerini bu çeşidi kullanarak tesis etme ihtimalini düşünüyor. Fakat beklendiği gibi olmaması riskini de görüyor ve ikircikliler. Çok şişirilen amerikan çeşidinin her zaman abartıldığı gibi performans göstermediği konusunda da son bir iki yılda bir çok tesbit olduğunu duyuyorlar. Muhtemel bir fırsatı kaçırmak istemiyorlar. İzliyorlar, çok fazla yazmıyorlar.

İkinci grup, son iki yıl içinde az ya da çok bir bahçe kurmuş olanlar. Bunlar büyük ölçüde amerikan çeşidi dikmişler. Henüz ortada ürün yok. Doğru mu yaptılar, yoksa bekleselerdi daha mı iyi olacaktı kuşkulular. Bu yüzden sorgulayıcılar. Sorguları, bulmak istedikleri yanıtlar genelde mantıklı (bu grubun sordukları soruların bir çoğunun yanıtını ben de bilmek isterim). Öte yandan bir fırsat kaçırmış olma ihtimalinden de korkuyorlar. Doğal olarak gönüllerinden fırsat kaçırmamış olmayı diliyorlar.

Üçüncü grup, bir bahçe kurma planı olmayıp, fazladan 3-5 fidan dikme imkanı olanlar. Bunlar bir bakıma tuzu kuru grup. Fidanlar dikildikten sonra 5-6 sene geçip de ağaçlarda iyi verim göremezlerse hiç bir şey kaybetmezler. Alacakları bir risk bulunmuyor. Bu yüzden bunlar merak duydukları bu çeşidin fidanlarından alıp diktiler bile, ya da kısa sürede edinecekler.

Dördüncü grup, tuzu iyice kuru olanlar. Yeni bahçe kurma planı yok, mevcut bahçesinde bu çeşit ya da başka çeşit yeni ceviz fidanı dikme istekleri veya gereksinimleri de yok. Ne olacak diye izliyorlar.(ben bu gruptayım

Beşinci grup, rakipler. Altay cevizi diye yeni bir çeşidin tanıtılmasından çok rahatsızlar. Özellikle de sunulduğu kadarıyla bu çeşidin bilinen çeşitlerden verim farklılığı, türün bir özelliği olarak salkımlarda üzüm gibi sallanan cevizler -ki iddia edilen yüksek verimin bir işareti gibi görünüyor- rakipleri hayli telaşlandırmışa benzer.

Bu yüzden yazışmalarda uslûpları bozuyorlar. Bulundukları ortamdan kaba bir şekilde kovmaya çalışıyorlar, "yalancılıkla", insanları "kazıklamakla" suçluyorlar. Oysa nasıl performans vereceğini kendilerinin de bilmediği bir çeşidin sunumuna "yalancı" demek kendilerinin doğrusunu bilmesini gerektirir, ki bilme imkanları olmadan bu yakıştırmayı yaptıklarında aslında kendilerini de nitelemiş oluyorlar.

Yeni çeşidi sunan kişilerin yazılarından abartılı görünen ifadeleri seçip onlar üzerinden adeta hakaret etmeye çalışıp rakibin sesini kısmaya çalışıyorlar. Birinci gruptakilere oynuyorlar çünkü pazarlarını birinci grup oluşturuyor.

Özetle, ceviz konusunda tuzu iyice kuru grup mensubu birinin yazışmalardan gördüğü bunlardan ibaret

h_dogan, maki01, ciroz ve 4 kişi beğendi.
MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-08-2013, 16:35   #42
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Bu konunun başlığını değiştirsek, mesajlardan bir kısmını taşısak nasıl olur?

Hangi mesajları hangi konu başlığı altında toplayalım?

OSMAN45 beğendi.
malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-11-2013, 09:36   #43
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 22-11-2013
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1
Konu başlığını açan arkadaşın kullandığı ilaçla ilgili detaylı bilgi ve belgeler aşağıdaki linkte mevcut:

Biyoaktiv

cozkan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-11-2013, 09:49   #44
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi cozkan Mesajı Göster
Konu başlığını açan arkadaşın kullandığı ilaçla ilgili detaylı bilgi ve belgeler aşağıdaki linkte mevcut:

Biyoaktiv
Bahsedilen ilacın etiketiketini gösteren link yukarıda bir mesajın içinde zaten var.

Foruma hoş geldiniz, bugün üye olup ilk mesajınız da bu olmuş, sizi biraz tanıyabilir miyiz.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-11-2013, 13:38   #45
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 26-10-2011
Şehir: istanbul-Biga
Mesajlar: 870
Bu başlıktaki açmış olduğum konuya son aylarda değinmeyi atlamışım.
Bioaktif ilacını temmuz ayı başında ilk defa bahçedeki sebzelere kullanmıştım. İşlerimin çokluğundan dolayı bahçeyi bir tanıdığıma yararlanması, bakımı ve ilaçlaması için emanet ettim. Kendim genelde İstanbul'da bulundum ara sıra bahçeye gidebildim ve gittiğimdede cevizler ve bir etkinlik hazırlıkları ile ilgilenebildim dolayısıyla sebzelere ilacı tarifime uygun ve zamanında atıp atmadığını bilemiyorum ancak şunu söyleyebilirim; Ben memnunum.

Çevrede turşuluk acı biber tarımı yapılmakta ve aşırı kimyasal ilaç kullanılmakta. Her ne kadar kimyasallara karşı dirensemde işin içine ticaret girince ikna etmek olası değil.
Bahçedeki sebzelerin görsellerini aşağıdaki başlıklarda görebilirsiniz.

ykaya194 ceviz bahçesi (Biga/Çanakkale)

ykaya194 / bahçe


sevgiler saygılar.


Düzenleyen ykaya194 : 22-11-2013 saat 14:28
ykaya194 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-11-2013, 22:55   #46
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Sn.ykaya194, bu yaz bahçenize hiç domuz girmiş mi acaba?

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-11-2013, 19:49   #47
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 26-10-2011
Şehir: istanbul-Biga
Mesajlar: 870
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Sn.ykaya194, bu yaz bahçenize hiç domuz girmiş mi acaba?
Bu ne demek anlamadım.

Gülü seven tikenine katlanırmış.


Düzenleyen ykaya194 : 24-11-2013 saat 20:28
ykaya194 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-11-2013, 21:20   #48
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Muhtemelen girmemiştir. Girseydi bahçeyi talan ederdi ve haberiniz olurdu.

Bahsettiğiniz ilacı kullanınca bahçelere çakal girmiyormuş. İlacı satan şahıs ilacın yeni bir fonksiyonu olarak sağda solda yazmış. Domuzu da ben sordum, siz ilacı kullanan bir bahçe sahibi olarak domuz girmediğini de belirtirseniz adamcağız sevinir, domuzları da uzaklaştırdığına dair yeni bir fonksiyonu da ilaca ekler, bu bakımdan yani.

Güler, maki01, ciroz ve 4 kişi beğendi.
MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-11-2013, 06:27   #49
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 26-10-2011
Şehir: istanbul-Biga
Mesajlar: 870
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Muhtemelen girmemiştir. Girseydi bahçeyi talan ederdi ve haberiniz olurdu.
Valla, beni çakal, domuz değilde en çok sebzelere zarar veren o görünmez mahluklar (böcekler) ilgilendiriyor. Her nekadar ilacın kokusu rahatsız edici olsada, önceki mesajımda yazdığım gibi gülü seviyorsak tikenine katlanılırız yeterki araya parazitler girmesin.

OSMAN45 beğendi.
ykaya194 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-11-2013, 17:21   #50
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Hangi böcekler için nasıl bir etki gördünüz? Sizce etki mekanizması ne idi? Yaz boyunca 250cc'lik bir ambalaj yeterli oldu mu?

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2013, 23:45   #51
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Yukarıdaki mesajım üzerine ürün satıcısıcı şöyle bir şey yazarak mezcupluk mertebesine ilhak etmiş.

Name:  Remzi1.jpg
Views: 955
Size:  19.1 KB

Sinerjidaşlarının işkembesi müsait, atmışlar bir şey Böylelerinin doğru bilgi ile işi olmaz zaten.

Name:  Image3.jpg
Views: 795
Size:  29.1 KB

Kaçırılan hayvan aranıyormuş. Ne güzel bulmuşuz bir tane beğenmemiş

10 litre suya 35cc konursa insan canlısını da kaçırıyorsa ne güzel.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2013, 01:31   #52
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Hahha tuta kelebegi disinda hayvanlar aleminin butun uyeleri ustunde ise yariyor herhalde. Hep diyorum, ureticisi urunu icin "mucizevi", "devrim niteliginde" gibi tanimlamalar kullaniyorsa, urunden uzak durmakta fayda var. Urunune guvenen ureticinin bu tip tanimlamalara ihtiyaci olmaz.

Icinde ne oldugu cok net olan, tek bilesenli urunler var. Urun adi vermeme gerek yok. Icinde Bacillus thuringiensis veya Neem yagi bulunduranlari tavsiye ederim.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Yukarıdaki mesajım üzerine ürün satıcısıcı şöyle bir şey yazarak mezcupluk mertebesine ilhak etmiş.

Eklenti 457296

Sinerjidaşları doğru bilgi verememiş ama olsun, böyle satıcıların doğru bilgi ile işi olmaz zaten.

Eklenti 457295

Kaçırılan hayvan aranıyormuş. Ne güzel bulmuşuz bir tane beğenmemiş

10 litre suya 35cc konursa insan canlısını da kaçırıyorsa ne güzel.

maki01 ve ciroz beğendi.
birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2013, 02:55   #53
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Bakanlığın "Organik gübre üretim izni, lisans belgesi verilen kuruluşlar ve tescil belgesi düzenlenen gübreler" diye bir listesi var.

Zaman zaman güncellenen bu listede, ilgili mevzuata göre tescil alan organik ve organomineral gübrelerin, firması, menşei, gübre türü ve tip adı yazıyor.

Bu listede bazıları iptal durumda 6400'den fazla satır var. Yani bu kadar çok ürün için organik gübre tescili alınmış.

Bunların herhalde dörtde biri "tarımda devrim", "yıllardır kirlenmiş topraklarımızın yegâne kurtuluşu" filan diye ortaya çıkmıştır.

Bu kadar çok olması şaşırtıcı elbette. Çoğunun adını bile duymamışızdır. Bazıları ortaya da çıkmamış zaten.

Tip Adı alanında tescil verilen ürünün temel içeriği yazılı. Bu içerik her şey olamıyor çünkü mevzuatta listelenen içerikler dışında organik gübre sertifikası verilmiyor.

Neler var diye baktığımızda sıvı veya katı muhtelif leonarditler, humik asitler, NPK'lı organomineraller (bunların en az %40'ı organik madde olmak zorunda), bitkisel kökenli organik gübreler, işlenerek kompost yapılmış bitkisel veya hayvansal ürünler, işlenmiş deniz yosunları, vinas ekstereleri, jipsler, vs. şeklinde. Bunların bazıları amino asit katkılı ve özel olarak belirtilmiş. Organik Mikrobiyal gübreler de yine bu listede bulunuyor.

Geçmişteki tartışmaları hatırlayanlar bilir. "Bitkisel menşeili sıvı organik gübre" olarak tescil ettirilmiş, fakat piyasada mikrobiyal içerik ile satılmaya çalışılan ürünler hep tartışma konusu olmuştur.

Tartışma konusu olmuştur çünkü ürün mikrobiyal ise mikrobiyal tescili yapılmış olmalıdır.

Bilhassa yerli icad ürünler işin kolayına kaçıp devleti ve/veya kullanıcıyı kandırma yoluna gitmişlerdir. Bunun da sebebi mikrobiyal tescil alabilmenin zorluğu olsa gerek, çünkü bunların bazıları sıvı gübre tescilli ama mikrobiyal diye sattıkları ürünlerinde temel olarak ne mikrobu olduğunu dahi uzunca bir süre bilmediklerine şahit olduk.

Tuta kelebeği ile organik mücadele aracı olarak sunulan, sadece tuta kelebeği değil, her türlü toprak altı ve toprak üstü zararlıya, kuşlara, çakallara karşı uzun etkili (kuşlarda en az 2 hafta galiba), aktivatör, bitki gençleştirici, fungusit, bakterisit, saldırı ve tehdit similatörü (ne demekse), sistemik endojen uyarıcı gibi roller biçilen bir sıvı ürün söz konusu.

Bu ürünün sıvı yosun gübresi olarak (amino asit katkılı değil) tescil ettirildiğini anlıyoruz.

"TARIMDA KULLANILAN ORGANİK, ORGANOMİNERAL GÜBRELER VE TOPRAK DÜZENLEYİCİLER İLE MİKROBİYAL, ENZİM İÇERİKLİ VE DİĞER ÜRÜNLERİN ÜRETİMİ, İTHALATI VE PİYASAYA ARZINA DAİR YÖNETMELİK" in Ek.3 Diğer ürünler, madde 5'de yer alan sıvı deniz yosunu aşağıdaki gibi yer alıyor.
Name:  sivi_yosun.jpg
Views: 960
Size:  11.4 KB
Burada * ile belirtilen dip nota da dikkat. Bu ürünlerin bitki gelişim düzenleyicisi veya bitki koruma ürünü olarak lanse edilemeyeceğini de belirtmiş.


Ürün etiketi tam olarak bu mudur bilmiyorum ama sağda solda yapıştırılan etikete benzer resim bu.
Name:  BİYOAKTİF.jpg
Views: 1144
Size:  56.7 KB
Bu etikette sıvı deniz yosunu ile ilgili hiç bir şey yer almıyor. Ya tescil edilen şey bu değil, aslında aynı isimde ama sıvı deniz yosunu olan ve tescildeki gübreye uygun başka bir ürün var, ya da şimdiye kadar şahit olduklarımızı yaya bırakacak bir devleti ve vatandaşı aldatmaya çalışan bir şey ile karşı karşıyayız. O zaman da ne diye bu tescil gösteriyor, görenler neden hiç bir anlam vermeye çalışmadan kabulleniyorlar? Hoş bunun da bir yanıtı var tabii.

Etiket bu görünen ise, tescil numarası filan da olması lazım ama yok. Dükkanlarda satılan böyle bir ürün de olmadığına göre ilgili devlet kurumları denetim yapmaya karar verip tescildeki adrese giderse, içinde sıvı deniz yosunu olan ve etiketinde de sıvı deniz yosunu yazan, tescil numaralı filan şişeler bulması kuvvetle muhtemel.

Peki o zaman bu etikette yazanlar neyin nesi?

Repellent, aktivatör, bakterisit, fungusit, büyütme faktörü ve öncülü (ne demekse, hormon denmek isteniyor herhalde), bunların hepsi ruhsata tabi ve BİTKİ KORUMA ÜRÜNLERİNİN RUHSATLANDIRILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK'de detaylı olarak tanımlanmış.

Bu yönetmeliğin 6 maddesinde yazılı olan ifade de aşağıdaki gibi.
Name:  madde6.jpg
Views: 769
Size:  6.0 KB
Vazgeçtik organik olmasından, kimyasal olarak dahi böyle bir ruhsata rastlayamadık. İkide bir "tamamen organik" lafının edilmesi da durumu bu olan bir şeyi organik yapmıyor maalesef. Organik tarımda kullanılmasına izin verilen maddeler içinde (ne kadar doğrudur Allah bilir - zaten miktar filan da yok) bu türden maddeler mevcut değil.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2013, 22:46   #54
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Durumdaki garabetliği görmek için bir de etiketteki resimlere bir bakalım.

Name:  11012012145804.png
Views: 808
Size:  66.4 KB

Bu resim orijinalinde iki ayrı resimden oluşuyor.

Name:  TAL_catalysis.png
Views: 858
Size:  61.7 KB

Birincisi bu. Bu resimde anlatılanın etikette yazılı şeylerle bir alakasını kurabilen var mı acaba? Ortada yazılı (TAL)4 nedir? Bu şişede (TAL)4 mü varmış? Acaba bu (TAL)4, Tyrosine Ammonia-Lyase olabilir mi? Resim şişedekinin içindekiyle ilgili neyi işaret ediyor olabilir?

Kırmızı şarap, fıstık, maviyemiş gibi bitkilerde bulunan resveratrol maddesini biyosentetik bira fermentasyonuyla üretilen birada elde etmek üzere Rice Üniversitesinde öğrencilerden oluşan bir ekip bir proje başlatır. Projelerine ait dökümanlarını da yayınlarlar. Strateji sayfasında yayınladıkları çalışmalarına ait resimlerden biri tam olarak budur.

Yaratılmak istenen imaja uygun görünen resim biracı çocukların çalışmasından çırpıntılanarak etiketin uygun bir yerine yapışıvermiştir.

Ama olmadı, kısa geldi, peşine bir de kuyruk lazım ki akıllara zarar roket bilimi gibi gözüksün.

Name:  GA.gif
Views: 791
Size:  20.2 KB

İnternette carboxylic asit resimleri aranmış. Bunlardan yeterince karmaşık görünüp boyut olarak uygun, bol renkli bir tanesi seçilip diğerinin yanına bitiştirilmiş.

Bitiştirilen resimin carboxylic değil de dicarboxylic asitlerle ilgili olması bir mahzur teşkil etmemiş. Dicarboxylic asitlerin 3,3′-bipyridine amide temelli algılayıcılarla tanımlanması isimli bir çalışmadan buraya uçup yapışmasıyla şişenin içindekinin hangi fonksiyonu temsil edilmiş bilinmez, ama resim iyi kuyruk oluştursun diye alttaki A=Adipic acid; B=1,4-phenylenediacetic acid notu kesilivermiş. Haksızlık etmeyelim, belki de içindekiler listesinde bunlar olmadığındandır. "Cited by" listesine de baktım, ülkemizden kimse yok.

Öteki resimlere, hele ki buradaki resimlere girmeyeyim artık, bu kadar uzun mizah hikayesi yazasım yok. Yalnızca Nicolle Rager Fuller'in bireysel hakkını bu şekilde yemeyip üç kuruş telif hakkını ödemelerini tavsiye ederim.

Bir zamanlar heyecanlı, henüz bir şey satmayan birileri böyle durumlarda 1700'lü yılarda uzak batıda kasaba kasaba gezen her derde deva iksir satıcılarından örnek verirdi. Bunlar gittikleri kasabada önce 3-5 kişiye çantalarından çıkardıkları 250cc'lik iksirlerinden verirmiş, kiminin keline kiminin başına, kiminin de dişine iyi geleceğini söyler, barda iki kadeh de ısmarladıktan sonra ceplerinde şişe midelerinde de viski olan destekçilerini kalabalığa karıştırıp meydanda satışa başlarmış. Yeterince sattıktan sonra elini çabuk tutup başka bir kasabaya yollanırmış. Bazen de işler ters gidip, önce zifte, sonra kaz tüyüne bulanıp, bir kalasın üzerine oturtulup kasaba dışına çıkarıldıkları da olurmuş. Ha, arada bir kelinden saç çıkanlar olduğu da rivayet edilir.

Bunun günümüz versiyonlarına sık sık rastlıyoruz. Maalesef ülkemiz buna zemin oluşturmak için ideal bir yer galiba.

İşte bizim tarımda devrimlerimiz. Neresinden tutsan elinde kalır.

Yine de hakkını vermek gerekir. İddia bakımından öyle kuvvetli ki, insan acaba mı diye düşünüyor. Hani, bitki koruma tescilleri, iddialara uygun ruhsatlar (ki mevzuatta tarifli süreçlerin geçilmiş olmasını garantiler), az biraz ciddiyet filan görsek memelilerde merkezi sinir sistemini etkileyen amino bütrik asit (gamma mı beta mı belli olmasa da) ile ilgili M.R Roberts'ın, Kinnersley ve Turano'nun değerli çalışmalarıyla bir bağ kurmaya çalışılabilirdi.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-12-2013, 00:08   #55
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi chandler Mesajı Göster
Sayın Meyveli Tepe

Şeklinde başlayan yazınızı keşke lütfen benimde olduğum/takip ettiğim bir başlıkta yazmış olsaydınız. Biraz arkadan konuşmak gibi oluyor.
Benim yazdıklarımı tam okumadan fikir sahibi olmuşsunuz, ismi edilen ceviz ile ilgili yazdıklarımı tam okumamış **** anlamamışsınız ayrıca forumda hiçkimseye birşey satmaya çalışmadığımın da farkında değilsiniz. Tarım ile alakalı gibisiniz eğer teknik bir elemansanız tohumdan çıkan cevizde her yönde meyve büyüklüğü, iriliği, uyanma zamanı, hasat zamanı vb. gibi değişiklikler olacağını ben değil bilim söylüyor. Sizin bahçenizde kendi yiyeceğiniz ceviz temin olsun diye varolan 4 ağaçla 30 da-40da- 500da bahçe yapacak olan kişinin dikeceği ağaçlar bir değildir. İş ticari ise standart ürün gereklidir. Altay cevizi başlığında da yazdığım gibi eğer elinizde verimli bir çeşit varsa bunu aşı ile üretin açılım göstermiyor gibi yalanları da bırakın dedim. Aşı ile üretirseniz sattığımız insanlar standart bir ürün alır buda sisin ürününüz der kabul eder herkes dedim. Yanlış mı söylemişim???
Ha evet forum yöneticilerine de seslendim (ama hade ordan şeklinde değil) Yönetici olduğunuz forumlarda yalan yanlış bilgilerle insanlar ürün satıyorsa bunu sizinde düşünmeniz ve eleştiriye de açık olmanız gerekir.
Ne herşeyi ben bilebilirim nede sizler bilirsiniz. Forum da yazanları gruplamışsınız oraya hiç girmeyeceğim.

Bu başlıkta bunları yazdığım için de, diğer üyelerden özür dilerim.
Saygılar
Sn.Chandler,

Haklısınız bu başlıkta ceviz lakırtısı etmek olabilecek en garabet şeylerden biri. Bu sebepten affınızı dilerim.

Ruhsatsız ve ilgili yönetmeliğe göre kullanımı dahi yasak, ilaç olduğu söylenen bir şeyin mühendislik kariyerinin gerektirdiği bakış açısı ve ailevi ziraat eğitimi çerçevesinde irdelememiz gerekirken, alakasız tescil, ruhsatsız bitki koruma, çalıntı ve ilgisiz resimler, uyduruk etiket bilgisi vs.den oluşan "haticeyi" boş verip netice sanrısı ararken;
Name:  ykaya1.jpg
Views: 1038
Size:  22.5 KB
Name:  ykaya.jpg
Views: 994
Size:  13.6 KB

şeklinde buraya düştü. Bu yüzden "arkadan konuşma" eylemini bana yüklemeyin lütfen.

Akabindeki mesajım ise oradaki yazışmalardan şahsi gözlemimdir.

Sizin içinde bulunduğunuz gruptan görünenler aynı olmayabilir. Bu da normal çünkü farklı yerlerden bakıyoruz.

"Teknik eleman" ile neyi kastediyorsunuz bilmiyorum ama genellikle okuduğumu anlamaya gayret ederim. Yorumlarken de bir adım geriye çekilip az biraz daha geniş bir açıdan yorumlamaya çalışırım. Sizin veya başkalarının forumda fidan satıp satmadığınız daha geniş alanda görünende önemini yitiriyor.

Mesajımda sizin söylediklerinizden bilimsel olarak nitelediklerinizin yanlış olduğuna dair de bir şey yazmıyor. Forumda 67 mesajınız görünüyor. Bunlardan 41 tanesi altay ceviz başlığında. Üye adınız da "chandler" (şebin değil, fernor değil). Yani o başlıkta niyeyse altay cevizi diye çıkan çeşide rakipmiş gibi görünen ceviz çeşidi.

Altay cevizi başlığında biraz tarama yapsak herhalde bir chandler başlığı da çıkar ki, sanırım bunu yapmak da gerekecek. Yeni tozlayıcı çeşitlerden tutun da nasıl dikilmeliye kadar bir çok şey var.

Yeri gelmişken gözlemlerime bir kaç şey daha ilave edeyim.

Birileri tutup bir çeşit getirmiş, fidanını satıyor. Çeşit henüz ülkeye giren diğer çeşitler gibi herkesin eline düşmemiş (yeni olduğundan). Getirenler belli ki, yatırım yapmışlar, risk almışlar ve ticari beklentileri var.

Ülkenin ahlakı yeni gelen bir şeyi, getirenin yatırımını ve aldığı riski kullanarak kolay para edinmeye çok yatkın.

Fidan işi de bunun için biçilmiş kaftan. Bir fidan alırsınız, doğrayıp doğrayıp aşı yaparsınız, olursunuz o çeşidin fidancısı. Tek yatırımınız "paraya kıyıp aldığınız" 1-2 fidan. Bunu o çeşidi getirenler de biliyorlar, aşıdan olmaz filan diye gevelemeleri o yüzden. Dertleri çeşidi kaptırmadan yatırımlarını kurtarıp aldıkları riski azaltmak. (aşı olmuyor söylemlerinin doğru olabilecek tek noktası regia anaca sigillata tutturulması ile ilgili olabilir, o da kanımca çok kuvvetli ihtimal değil. Öyle olsa bile sigillata anaca verimli olduğu garanti sigillata aşı olur, yine olur).

Yoksa başka çeşitle tozlaşmış bir tohumun açınım göstereceğini ilkokulda öğretiyorlar mı hatırlamıyorum ama eskiden orta okulda vardı. Çöğürden verimli ağaç olur mu? Verimli ağacın kendine tozlanması garanti edilmiş ise olur. Zor ama imkansız değil. Bu sebeple forumda sürekli tekrarladığınız bilimsel dediğiniz gerçekler yeni bir şey ortaya koymuyor.

Sadece mümkün mertebe ellerindekini çabuk kaptırmamaya çalışıyorlar ama o da beyhude, bir çok kişi o fidanlardan doğramak için aldı bile. Dolayısıyla çöğür meselesinden de gördüğüm bundan ibaret.

Bana göre beşinci grupta olan tek kişi siz değilsiniz. Genel olarak bu grubun o başlıktaki söylem ve uslupları hakkındaki gözlemim de geneldir, bu yüzden üzerinize alınmayın lütfen.

maki01 beğendi.
MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-12-2014, 20:47   #56
-
 
Giriş Tarihi: 01-12-2014
Şehir: izmir
Mesajlar: 17
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Bakanlığın "Organik gübre üretim izni, lisans belgesi verilen kuruluşlar ve tescil belgesi düzenlenen gübreler" diye bir listesi var.

Zaman zaman güncellenen bu listede, ilgili mevzuata göre tescil alan organik ve organomineral gübrelerin, firması, menşei, gübre türü ve tip adı yazıyor.

Bu listede bazıları iptal durumda 6400'den fazla satır var. Yani bu kadar çok ürün için organik gübre tescili alınmış.

Bunların herhalde dörtde biri "tarımda devrim", "yıllardır kirlenmiş topraklarımızın yegâne kurtuluşu" filan diye ortaya çıkmıştır.

Bu kadar çok olması şaşırtıcı elbette. Çoğunun adını bile duymamışızdır. Bazıları ortaya da çıkmamış zaten.

Tip Adı alanında tescil verilen ürünün temel içeriği yazılı. Bu içerik her şey olamıyor çünkü mevzuatta listelenen içerikler dışında organik gübre sertifikası verilmiyor.

Neler var diye baktığımızda sıvı veya katı muhtelif leonarditler, humik asitler, NPK'lı organomineraller (bunların en az %40'ı organik madde olmak zorunda), bitkisel kökenli organik gübreler, işlenerek kompost yapılmış bitkisel veya hayvansal ürünler, işlenmiş deniz yosunları, vinas ekstereleri, jipsler, vs. şeklinde. Bunların bazıları amino asit katkılı ve özel olarak belirtilmiş. Organik Mikrobiyal gübreler de yine bu listede bulunuyor.

Geçmişteki tartışmaları hatırlayanlar bilir. "Bitkisel menşeili sıvı organik gübre" olarak tescil ettirilmiş, fakat piyasada mikrobiyal içerik ile satılmaya çalışılan ürünler hep tartışma konusu olmuştur.

Tartışma konusu olmuştur çünkü ürün mikrobiyal ise mikrobiyal tescili yapılmış olmalıdır.

Bilhassa yerli icad ürünler işin kolayına kaçıp devleti ve/veya kullanıcıyı kandırma yoluna gitmişlerdir. Bunun da sebebi mikrobiyal tescil alabilmenin zorluğu olsa gerek, çünkü bunların bazıları sıvı gübre tescilli ama mikrobiyal diye sattıkları ürünlerinde temel olarak ne mikrobu olduğunu dahi uzunca bir süre bilmediklerine şahit olduk.

Tuta kelebeği ile organik mücadele aracı olarak sunulan, sadece tuta kelebeği değil, her türlü toprak altı ve toprak üstü zararlıya, kuşlara, çakallara karşı uzun etkili (kuşlarda en az 2 hafta galiba), aktivatör, bitki gençleştirici, fungusit, bakterisit, saldırı ve tehdit similatörü (ne demekse), sistemik endojen uyarıcı gibi roller biçilen bir sıvı ürün söz konusu.

Bu ürünün sıvı yosun gübresi olarak (amino asit katkılı değil) tescil ettirildiğini anlıyoruz.

"TARIMDA KULLANILAN ORGANİK, ORGANOMİNERAL GÜBRELER VE TOPRAK DÜZENLEYİCİLER İLE MİKROBİYAL, ENZİM İÇERİKLİ VE DİĞER ÜRÜNLERİN ÜRETİMİ, İTHALATI VE PİYASAYA ARZINA DAİR YÖNETMELİK" in Ek.3 Diğer ürünler, madde 5'de yer alan sıvı deniz yosunu aşağıdaki gibi yer alıyor.
Eklenti 457386
Burada * ile belirtilen dip nota da dikkat. Bu ürünlerin bitki gelişim düzenleyicisi veya bitki koruma ürünü olarak lanse edilemeyeceğini de belirtmiş.


Ürün etiketi tam olarak bu mudur bilmiyorum ama sağda solda yapıştırılan etikete benzer resim bu.
Eklenti 457387
Bu etikette sıvı deniz yosunu ile ilgili hiç bir şey yer almıyor. Ya tescil edilen şey bu değil, aslında aynı isimde ama sıvı deniz yosunu olan ve tescildeki gübreye uygun başka bir ürün var, ya da şimdiye kadar şahit olduklarımızı yaya bırakacak bir devleti ve vatandaşı aldatmaya çalışan bir şey ile karşı karşıyayız. O zaman da ne diye bu tescil gösteriyor, görenler neden hiç bir anlam vermeye çalışmadan kabulleniyorlar? Hoş bunun da bir yanıtı var tabii.

Etiket bu görünen ise, tescil numarası filan da olması lazım ama yok. Dükkanlarda satılan böyle bir ürün de olmadığına göre ilgili devlet kurumları denetim yapmaya karar verip tescildeki adrese giderse, içinde sıvı deniz yosunu olan ve etiketinde de sıvı deniz yosunu yazan, tescil numaralı filan şişeler bulması kuvvetle muhtemel.

Peki o zaman bu etikette yazanlar neyin nesi?

Repellent, aktivatör, bakterisit, fungusit, büyütme faktörü ve öncülü (ne demekse, hormon denmek isteniyor herhalde), bunların hepsi ruhsata tabi ve BİTKİ KORUMA ÜRÜNLERİNİN RUHSATLANDIRILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK'de detaylı olarak tanımlanmış.

Bu yönetmeliğin 6 maddesinde yazılı olan ifade de aşağıdaki gibi.
Eklenti 457388
Vazgeçtik organik olmasından, kimyasal olarak dahi böyle bir ruhsata rastlayamadık. İkide bir "tamamen organik" lafının edilmesi da durumu bu olan bir şeyi organik yapmıyor maalesef. Organik tarımda kullanılmasına izin verilen maddeler içinde (ne kadar doğrudur Allah bilir - zaten miktar filan da yok) bu türden maddeler mevcut değil.

Ürünü elnize alıp inceledinizmi? de bu şekilde bir yorum yapabiliyorsunuz? atma tutma dünyası oh ni iyi? demezlermi sana kardeş konuşuyonda sen ne yaptın? ne ürettin bugüne kadar?
yazmışsında boş yazmışsın bu kadar yazana kadar bir numune isteseydinde en azında zahmet edip bu kadar boş yapmasaydın.töbe töbe..

atlantisbiyo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-12-2014, 22:09   #57
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Atma tutma dünyası dediniz de, aklıma hemen her yere yapıştırdığınız ürün tanıtımı geldi nedense

Devleti ve halkı aldatmaktan vaz geçin önce. Numune isteyip de ne yapacağım. Var olan bütün mevzuata aykırı, ne idüğü belirsiz bir şeyi forumlarda, gezilerde, şurda burda 40 yere kopyalanıp yapıştırılmış içi boş tumturaklı laflarla, yürütme resimlerle insanların burnuna sokmaya çalışıyorsunuz.

Madem ki ürününüz çok iyi, o zaman gidip herkes gibi doğru dürüst bitki koruma ruhsatınızı alın. Ürünün şişesini eline alan kişi içinde ne miktarda ne var görsün. Hasbelkader analize gönderirse hepsi doğru çıksın. Satın alıp kullanmak ondan sonraki iş.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-12-2014, 22:58   #58
Ağaç Dostu
 
olmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-08-2006
Şehir: Muğla
Mesajlar: 225
Vallahi numune ve onaylı içerik bilgisi (ruhsat) bana gönderilirse ben analizletebilirim. 2-3 yıl öncesine kadar 12-13 yıl süren pestisit kalıntı analizleri, uçucu yağ analizleri, ruhsatlandırma çalışmaları vb. konularda ülkemizin önde gelen laboratuvarlarından birinde çalışmışlığım var. Gerekenler bana gönderilebilirse ben analizletirim.
Ayriyeten konu nereden çıkıp yanlış anlaşılmalarla nereye gelmiş. Baştan sona okudum ve hayretler içerisinde kaldım. Basit bir soru nerelere getirmiş olayı. Ürün organik mi değil mi? Eğer içerikte yazanlar doğru ise organik. Benim orada gördüğümü kabaca söylemem gerekirse ürün bir gübre ve uçucu yağ karışımı. Gübre içerisine atalarımızdan bildiğimiz böceklerin kokusundan çok hoşlanmadığı bitkilerin yağları konulmuş. (Kekik yağı ana maddesi Carvacrol, Nane ana maddesi menthol vb.) Anlayacağınız gübre ve geleneksel kovucu karışımından başka bir şeye benzemiyor. Ama tarımda devrim gibi bir tanımlamayı bence de hak etmiyor. Devrim kabaca birdenbire, kökten olan değişim gibi bir anlama gelir. Bu birdenbire olan, kökten bir değişim değil. Benim görüşüm sadece etkisi daha önce görülmüş yöntemlerin birleştirilerek devrim diye sunulması. Ne kadar etkili olduğu ise ayrı bir tartışma konusu.

A_NOMAD beğendi.
olmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-12-2014, 23:12   #59
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Ürün "sıvı yosun gübresi" diye tescil edilmiş. Yazılanlara göre içindekilerin sıvı yosun gübresi ile alakası görünmüyor, tüm yosun gübrelerinde olan alginik asit ise her nedense yok. Sağda solda içinde organik asitler, salisilik asitler olan fungusit, pestisit, hatta kuş kaçıran, tilki kovalayan bitki koruma ürünü ve aktivatör olarak lanse ediliyor ama bir bitki koruma ürünü veya aktivatör olarak ilgili resmi listelerde mevcut değil. Mevcut olması bu haliyle olanaklı da değil, zira etiketinde ne tescil numarası, ne ruhsat numarası var, ne de içinde olduğu söylenen aktif maddelerin miktarları. Oysa bunlar ilgili yönetmelikte özellikle aranan, kesin kuralları net olarak konmuş şeyler ve etikete dahi bakanlık onayının olması gerekiyor.

Geleneksel veya bilimsel araştırmalardan yola çıkarak muhtelif malzemelerle ev yapımı ilaçlar, gübreler vb. hazırlayabilirsiniz. Fakat bunu ticari bir ürün olarak satmaya kalktığınızda iş değişir.

Ticari bir ürünün fungusit ve pestisit olarak satılabilmesi için bitki koruma prosedürlerinden geçmiş olması gerekir ki, insanlar bu ürünün içeriğinden, işlevinden emin olsunlar, gerektiğinde kimin sorumlu olduğu belli olsun.

(kovaladığı hayvanlara çakalı da ilave etmişler. Arıları ve kelebekleri kovalamazmış- o zaman tuta kelebeği ne iş oluyor ki?)


Düzenleyen MeyveliTepe : 05-12-2014 saat 23:44 Neden: son cümle
MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-12-2014, 23:22   #60
Ağaç Dostu
 
olmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-08-2006
Şehir: Muğla
Mesajlar: 225
Sayın MeyveliTepe dikkat ettiyseniz önceki mesajımda gübre ve uçucu yağ karışımı dedim. Özellikle yosun gübresi demedim, çünkü ben de sizin gibi buna dair bir iz göremedim. Tam da dediğiniz gibi tamamen ev yapımı ilaç kategorisinde. Numune ile birlikte ruhsat bilgisini de özellikle, olmadığını düşündüğüm için istedim. Ruhsat bilgisi verilemedikten sonra analizletmenin de bir anlamı yok. Çünkü konu faydalı olup olmadığı değil şu aşamada. Şu aşamada konu bu ürünün izinli olup olmadığı, gerekli kontrollerden geçip geçmediği.

MeyveliTepe ve A_NOMAD beğendi.

Düzenleyen olmez : 05-12-2014 saat 23:24 Neden: İlave.
olmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 08:02.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024