06-10-2018, 19:06 | #1 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-09-2015
Şehir: Bursa/Emirsultan/Viyana
Mesajlar: 768
|
Türkçe
Ağabey, ağbi, abi! Ağaçlar. Net'in bir özelliği varki Türkçe yazımına verdiği önem. Takdirle karşılıyorum. Benim eğitimim ortaokul, liseye gittim ama bitirmeden ayrıldım. Hayatımı iki kıtaya sıkıştırarak kazanmaya çalıştım. Çalışma hayatım çok renkli ve aktif geçti. Gurbette bir de kitap yazdım. Türkiye'de bir ilk köy kitabı. Köyümün seceresini ve anılarımı anlattım. Konuyu şuraya getirmek istiyorum! Kıtabın içinde yer alan hikayeleri düzeltmesinde yine agaclar.net müdavimlerinden yardim almıştım. Hakkını vermeyi bir borç bilir kendisine teşekkür ederim. Türkçe de "abi veya ağbi " diye bir kelime yok. Ağabey kelimesini kullanaçagımız yerde neden abi, ağbi diye yazarız! Ben de çok kullanırım bu iki kelime-i. Soru: varda ben mi yanlış biliyorum! |
06-10-2018, 19:41 | #2 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,958
|
Yazar yazdığı kitaba, kitaptaki kişilere, kullandığı uslûba göre "abi" de der, "ağabey" de. Forum dilinde sağlanmaya çalışılan özen Türkçeden çok dilbilgisi ile ilgili. İş kitaba gelince, yazar neyi nasıl ve hangi dille yazacağında özgürdür. |
07-10-2018, 02:47 | #4 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-09-2015
Şehir: Bursa/Emirsultan/Viyana
Mesajlar: 768
|
Alıntı:
Basımda düzeltilecekti güya ama yapılmadığı aşikar. |
|
08-11-2018, 08:16 | #5 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-09-2015
Şehir: Bursa/Emirsultan/Viyana
Mesajlar: 768
|
Yeni bir kitap
Mustafa Kemal Atatürk'ü çok kaynaklardan okudum. Yilmaz Özdil son yazdığı "Mustafa Kemal" adlı kitabı migros dan alışveriş yaparken görünce iki gün önce aldım ve bugün okumaya başladım. 18-19. Sayfada okuduğum bir cümlede dondum kaldım. "Mustafa Kemal uzun ve endişeli bir arayıştan sonra cami avlusunda, göçmenler arasında, battaniyeye sarılmış vaziyette, yerde uyurken buldu annesini" Empati yaptım! Koptum, dona kaldım. Sözün bittiği yerdeyiz. |
28-11-2018, 13:20 | #6 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-09-2015
Şehir: Bursa/Emirsultan/Viyana
Mesajlar: 768
|
Bedavacılar
NASA'DAN TEŞEKKÜR Nasa bugün bir bidiri yayınlamış. Mars'a başarılı iniş yapan uydu ile ilgili İmam Hatip Mezunları Derneği'ne teşekkür ettiklerini bildirmiş. Onların duaları olmasaydı Mars'a uyduyu indiremezdik demişler. Bu yazı bir şakadır. Sahi zannetmeyin |
28-11-2018, 13:43 | #7 | ||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-05-2016
Şehir: Tralleis
Mesajlar: 653
|
Alıntı:
Alıntı:
Dipnot: İlgili iletileri taşınması için bildirdim. Taşınma işleminden sonra iş bu iletim silinebilir. Düzenleyen g.c. : 28-11-2018 saat 13:44 Neden: ilave |
||
28-11-2018, 14:57 | #8 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-03-2015
Şehir: Ankara
Mesajlar: 392
|
Ayrıca "kelime-i" değildir "kelimeyi" dir doğru olan. Forumun doğru şekilde Türkçe kullanımı hassasiyetine katılıyorum, dilimizi düzgün şekilde kullanıp yazmak her Türkün vazifesi olmalıdır. Bizler bun hassasiyeti koruyamazsak yeni nesilleri iyice yozlaşmış olacak korkarım ki. Hele ki son dönemde topluma pompalanmaya başlayan Neo-Osmancılık saçmalığıyla beyinleri yıkanmaya çalışılan bir kitle varken bu hasassiyetleri göstermek iyiden iyiye elzem olmaya başladı. Ha bu arada abi, ağbi veya ağabey hepsi kullanılabilir. |
15-01-2020, 09:50 | #9 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-09-2015
Şehir: Bursa/Emirsultan/Viyana
Mesajlar: 768
|
Sadık, sadakat bu olsa gerek
Ben Bir Ceviz Ağacıyım Gülhane Parkında ... Nazım Hikmet, kaçak olduğu polis tarafından aranıldığı günlerden bir gün sevgilisi Piraye ile buluşmak ister. Bu sebeple de güvendiği bir arkadaşı ile haber ulaştırır Piraye’ye... Fakat Hikmet’in arkadaşı sanıldığı gibi güvenilir biri değildir. Öyle ki, bu arkadaş polislere Nazım, Gülhane Parkı’nda, en ulu ceviz ağacının altında olacak diye haber uçurur... Gelgelelim buluşma günü gelip çatar, Piraye’nin hasreti ile yanan Nazım Hikmet, Gülhane Parkı’na gelir. Gelir gelmesine de, her yer polis kaynamaktadır... Derken polislere görünmemek için meşhur ceviz ağacına tırmanıverir. Nazım ağacın tepesindeyken, sevgilisi Piraye ceviz ağacının altında belirir ve kendisini beklemeye başlar. Polisler ise uzaktan Piraye’yi gözetlemekte, Nazım’ın onun yanına gelmesini beklemektedir. Polisler bir köşede, Piraye ağacın altında, Nazım ağacın tepesinde… Herkes birbirini beklemektedir. Bizim şair ne ağaçtan inebilir ne de sesini duyurabilir sevdasına... Ve çaresiz çıkarıp kağıdını kalemini, o meşhur şiirini yazar ... Başım köpük köpük bulut içim dışım deniz Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı"nda Budak budak serham serham ihtiyar bir ceviz Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı"nda Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı"nda Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril Koparıver gözleriningülüm yaşını sil Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı"nda Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında Yapraklarım ellerimdir tam yüz bin elim var Yüz bin elle dokunurum sana İstanbul"a Yapraklarım gözlerimdir şaşarak bakarım Yüz bin gözle seyrederim seni İstanbul"u Yüz bin yürek gibi çarpar çarpar yapraklarım Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı"nda Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında Alıntı. |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|