agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Daha İyi Bir Yaşam İçin > Fuar, Toplantı, Eğitim, Kampanya, Yarışma
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 13-01-2009, 03:10   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
Aşure ve Aşure Günü

Arabi ayların ilki olan Muharrem'in 10. günü aşure günüdür.
Aşure kelimesi İbranice aşur`dan geliyormuş. Yahudiler başta olmak üzere bütün Sami kavimlerinde bu gün oruç tutulurmuş.

Hicretin 1. yılında Müslümanlar için bu oruç farzdı. Hicretin 2. yılında Ramazan orucu farz kılınınca aşure orucu farz olmaktan çıktı . Şiiler, Aleviler ve Bektaşiler Muharrem ayının ilk on günü oruç tutarlar. Muharrem orucu boyunca düğün, nişan ve benzeri eğlenceler yapılmaz,cinsel ilişkide bulunulmaz, içki içilmez, su içilmez (Ancak sulu yiyecekler yenir)... Kimse kimseyi incitmez, kötü söz söylenmez, dedi kodu yapılmaz, hayvanlara eziyet edilmez, kesilmez ... Şiiler Muharrem ayının birinci ve onuncu günleri arasında gülmez, yeni bir işe başlamazlar. Çünkü, Şiiler ve Aleviler Muharrem ayının onuncu günü (Aşure Günü) Hz. Hüseyin Kerbelâ’da şehit edildiği için bu günü matem günü sayarlar...

Muharrem ayı orucu Ramazan ayı orucuna benzemez. Ramazan ayı bir şükür ayıdır. Bir araya gelinir, akşamaları söyleşilir, eğlenilir. Ama muharrrem orucu yas orucudur. Yas bittikten sonra ise aşure törenleri başlar.

Muharrem orucu sonrasında toplu halde aşure yenir. Konu komşuya dağıtılır.
Bu gelenek bütün mezheplerce Anadolu'nun hemen hemen her bölgesinde yaygındır.

Adem Peygamber`in tövbesininkabulü, Nuh Peygamber`in gemisinin Cudi dağına ulaşması, Yunus Peygamber`in balığın karnından kurtulması, İbrahim Peygamber`in ateşte yanması, İdris Peygamber`in diri olarak göğe çıkarılması, Yakup Peygamber`in oğlu Yusuf Peygamber`e kavuşarak gözlerinin açılması, Eyüp Peygamber`in hastalıklarından kurtulması, Musa Peygamber`in Kızıldeniz`i yarıp İsrailoğulları`nı Firavun`dan kurtarması, İsa Peygamber`in doğumu ve göğe yükselmesi, Hz Yusuf'un kardeşlerinin attığı kuyudan kurtulması gibi mucizelerin hep bu günde gerçekleştiğine inanılır. Ancak bu mucizelerin Kerbela olayını unutturmak için Yezid ve Emevi hanedanı tarafından yayıldığını öne sürenler de vardır. Bu mucizelerin Kuran'da yer almamasını buna kanıt olarak gösterirler.

Tarihçilere göre, aşurenin izleri eski Mezopotamya'ya kadar dayanır. Aşure adının Asurcadan geldiğini söylerler.

Diğer yandan bir inanışa göre Hz Nuh'un Gemisi Cudi dağına demir atınca ambarda son kalan erzak bir araya getirelerek kaynatılmış. Ortaya bir tür tatlı çorba çıkmış. Gemidekiler karaya çıktıklarına sevindikleri için bu tatlı çorbayı (aşureyi) içerek bayram etmişler. Aşure ve Aşure Günü ilk böyle ortaya çıkmış. Böylece o gün Aşure Günü kabul edilmiş ve o gün aşure pişirmek bir gelenek haline gelmiş.

Evet neden ne olursa olsun Aşurenin din ve mezhep ayrımı gözetmeksizin pişirilip konu komşuya dağıtılması da çok eskilere dayana bir gelenek olduğu belli.

Aşure yarma-göce, baklagiller, çeşitli yaş ve kuru meyvalar, tohumlar ve baharatlar, şeker, bal, pekmez, süt gibi malzemelerden yapılır.... İçinde 41 çeşit malzemenin olması gerektiği söylenir. Yeterli sayıda malzeme bulunamazsa bal koyarak 41 çeşit tamam edilmiş olur. Çünkü arılar balı kırk çeşit çiçekten toplarmış...

Kimi yörelerde kurban etinden bir parça aşurenin içine katılır.
Tunceli, Erzincan yöresinde aşureye 'İmamların Çorbası' denilmekteymiş. Kimi yörelerde de aşure tuzlu yapılır.

Saray ve konak mutfaklarında değişik aşureler yapıldığı olurmuş. II.Mahmud'un annesi Pertevniyal Valide Sultan'ın süzme aşuresi buğday, şeker, göbek miski, razaki üzüm, çam fıstığı, çekirdeksiz üzüm, sakızbaklası, Mısır hurması, börülce, çamfıstığı, nohut, kavrulmuş fındık, badem, gül suyu, fasulye, kuşüzümü, tereyağı, pirinç unu ve nişastadan yapılırmış . Bu aşurenin özelliği tanelerin ezilerek süzekten geçirildikten sonra pürüzsüz hale getirilmesi imiş... Günümüzde aşure yapma eziyetine katlanamayanlar için marketlerde ambalaj içinde hazır aşureler satılmaktadır. (Tabi buna aşure denirse...)

Saray erkanı ve zengin konaklarda pişirilen aşureler sürahi şeklinde ağzı geniş oluklu, kulpu olan aşureliklere konurmuş. Topkapı sarayında porselen aşureliklerin özgün örnekleri bulunmaktadır.

Aşurenin dünyada başka bir benzeri var mı bilmiyorum. Ama benzersiz olduğu tartışılmaz... Karmakarışık gibi görünen bu kadar çeşidin olağanüstü bir yiyeceğe dönüşmesi gerçekten mucizedir.

Ayrıca mutlaka bknz:
http://www.agaclar.net/forum/showthr...000#post344000

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 07:41.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024