agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğa ve yaşama dair her şey > Doğasever, İnsansever, Hayvansever Web Siteleri
(https)




Beğeni Düzeni74Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 01-01-2015, 11:10   #1
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Yerel Tohum Derneği

Arkadaşlar yerel/yerli tohumların gelecek nesillere aktarılması amacı ile İzmir merkezli yerel tohum derneği kurulumunu tamamladık. Derneğin facebook sayfası https://www.facebook.com/groups/yereltohum.net/

Merkez derneğe bağlı olarak Adana yerel tohum derneğini (şube olarak) kurmak istiyorum ama tayin olma durumum var bu nedenle girişimde bulunamadım, ama bu konu ile ilgilenebilecek arkadaşlar varsa benimle irtibata geçebilirler. Ayrıca Adana yerel tohumlar olarak ta bir facebook sayfamız var, katkılarınızı beklerim.
https://www.facebook.com/groups/adanayereltohumlar/

Topluluk destekli tarım uygulamasının bir örneğini Adana da hayata geçirmek istiyorum, bu amaçla da yine bir grup kurdum. Bu konuda paylaşım ve düşüncelerinizi ve de katkılarınızı bekliyorum. https://www.facebook.com/groups/377016295805944/

Milla beğendi.
antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-01-2015, 12:23   #2
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Kendine has garip bir terminolojisi olan gruptu bu, değil mi?

Bahsedilen derneği yansıtıyor mu bilmiyorum ama çapraz tozlaşma ile elde edilene hibrid diyemeyen, sadece tohum şirketlerinin pazara dönük güzel görünümlü, raf ömrü uzun ama lezzetsiz tohumlarına hibrid diyen, bir tanım olarak tüm çapraz tozlaşmaların sonunda ortaya çıkana hibrid diyenleri de kafa karıştırıcı olarak niteleyen, tuhaf ezberleri olan bir grup

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-01-2015, 20:55   #3
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Neden oldugunu anlayamadigim bir sekilde bir baska gruptan ayrilip kuruldu sanirim. Bu yenisini duydum ama cok asina degilim. O ayrildiklari ana grubun kullandigi terminolojiyse evlere senlik Dagitimini yaptiklari yerli tohum listelerinde ABD uretimi dev kabak, bas yapan brokoli gibi bitki tohumlari var. Guler misin aglar misin Bir de "yerli tohum demeyin yerel tohum deyin" diye uye azarliyorlar.

Ayrica "capraz tozlasma olmasaydi, bugun binlerce atalik cesit olur muydu?" sorusunu yanitlasalar cok guzel olacak...

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Kendine has garip bir terminolojisi olan gruptu bu, değil mi?

Bahsedilen derneği yansıtıyor mu bilmiyorum ama çapraz tozlaşma ile elde edilene hibrid diyemeyen, sadece tohum şirketlerinin pazara dönük güzel görünümlü, raf ömrü uzun ama lezzetsiz tohumlarına hibrid diyen, bir tanım olarak tüm çapraz tozlaşmaların sonunda ortaya çıkana hibrid diyenleri de kafa karıştırıcı olarak niteleyen, tuhaf ezberleri olan bir grup

birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-01-2015, 21:38   #4
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Sanırım bu konuda kafa karşıklığı var. Çapraz tozlaşma sonucu oluşan yeni ürün tabi ki hibrit olur, ancak hibrit denince, geri dönüşümsüz, tek yıllık tohum anlatılmak istendiğini bu konular ile az çok ilgilenenler anlayacaktır. Eğer anlamamakta ısrar eden varsa bu da kendi sorunudur. Bu konuyu da bura da tartışmak istemiyorum. Ayrıca grubun tuhaflığı nerede anlamadım. Unutmayın ki domatesin biberin ana vatanı da orta Amerikadır. Dev kabaların Amerikadan gelmiş olması onların yerel tohum olduğu gerçeğini değiştirmez.

antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-01-2015, 22:10   #5
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi antebi Mesajı Göster
Sanırım bu konuda kafa karşıklığı var. Çapraz tozlaşma sonucu oluşan yeni ürün tabi ki hibrit olur, ancak hibrit denince, geri dönüşümsüz, tek yıllık tohum anlatılmak istendiğini bu konular ile az çok ilgilenenler anlayacaktır. Eğer anlamamakta ısrar eden varsa bu da kendi sorunudur. Bu konuyu da bura da tartışmak istemiyorum. Ayrıca grubun tuhaflığı nerede anlamadım. Unutmayın ki domatesin biberin ana vatanı da orta Amerikadır. Dev kabaların Amerikadan gelmiş olması onların yerel tohum olduğu gerçeğini değiştirmez.
"tabi ki hibrit" olan şeyin adı ile başka bir şeyin anlatılmak istenmesi başlı başına bir terminoloji ve tanım sorunu değil midir? Bir şey söyleyip başka bir şey anlatılmak istenmesi ise kafa karışıklığının ve tuhaflığın temelini oluşturuyor. Bahsedilen kafa karışıklığı burada değil. Hibrid'in tanımının ne olduğu literatürde belli ve tartışılacak bir şeyi yok. Bu tanım sorununun üzerine bina edilen kavram ise tuhaflığı oluşturuyor. Başka bir çok grupta da gördüğüm üzere Saraçoğlu'nun yazıları temelinde oluşturulan şehir efsaneleri tohum gerçeğini gerçeklikten uzaklaştırmaktan, önemli ölçüde hedef saptırmaktan başka bir şeye yaramıyor.

Bu gibi yapılanmaların gerçekten bilen ve bilinçli insanlar tarafından desteklenmesi isteniyor ise, ilgi duyan insanların öncelikle tohum nedir, yerel tohum nedir, nasıl oluşmuşlardır, atalık tohum nedir, yeni ve open-pollunated çeşitlerin ortaya çıkması nasıl sağlanır, yerelleştirme nedir, tohumculuk kanunu ve şirketlerin rolü nedir ve ne yapıyorlar, üretim-tüketim zincirinde tohumun rolü nedir, vs. gibi konularda iyice bilgilendirilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Bu yapılamayacak ise veya yapılmak istenmiyor ise en azından "cici hibrit", "öcü hibrit" filan denmeli ki gerçeklikten uzak şartlanmış kalabalıkların git gide tuhaflaşmasına sebep olunmasın.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-01-2015, 22:14   #6
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Bugun atalik tohum tabir ettigimiz (or. Ayas Domatesi, Kirkagac Kavunu), bundan cok uzun zaman once aslinda hibritti. Yuzlerce hatta binlerce yil boyunca koyluler ve ciftciler araciligiyla amator islah yoluyla elde edilen tohumlari bugun artik atalik (dogal capraz tozlasmanin ve diger dogal sureclerin soz konusu olmadigi durumlar haricinde aslina uygun sonuc veren) tohum olarak adlandiriyoruz.

Hibrit tohumun ciftciyi tohum sirketine bagimli yapmasiyla hibrit tohumun tanimi birbirinden cok ayri seyler. Bugun herhangi bir tohum sirketinin sattigi hibrit (F1) tohumu ekip hasat ettiginiz meyvelerin tohumlarini nesiller boyu ekmeye devam ederek en sonunda hibrit olmayan, aslina uygun meyveler veren bir domates elde etmeniz mumkun.

Dev kabaklarin anavataninin Amerika kitasi olmasinin da konumuzla bir ilgisi yok. Sonucta her kabagin cikis noktasi orasi ama ornegin Adapazari Kabagi yerli bir kabaktir. Bugun, bircok ulkede hibrit olmayan ve GDO'lu organizmalarla da alakasi olmayan yeni kabak cesitleri uretiliyor. Bu uretimlerin bir kismi amator seviyede de gerceklesiyor (bunlarin icinde cok iyi cesitler var). Boyle yabanci uretim olan cesitleri, yerel tohum takasi adi altinda sanki yerli tohummus gibi dagitmak dogru degil. Listelerinizi (eger benzer uygulama sizde de varsa) kontrol etmeniz gerek.

Asagida sanirim daha once birlikte calistiginiz grubun (simdi ordan ayrilip baska bir grup kurdugunuz anlasiliyor) 2013-2014 donemi icin yayinladigi tohum dagitim listesi goruluyor. Kirmizi dikdortgenle isaretledigim tohumlara bir bakmanizi rica ederim (sadece iki ornek veriyorum).

Alıntı:
alman balkabagi (Hokaido kabagi)
brokoli
Bu iki tohum cesidinin de Uskudar/Istanbul'dan geldigi belirtilmis. Yabanci menseyli balkabaginin ve brokolinin tohumunu Uskudar'da yetistirince bunlar yerli tohum mu oluyor (ayrica parantez icinde Hokaido kabagi denmis ki, dogrusu Hokkaido olacak ve bu aslinda cok kaliteli atalik bir Japon kabagidir; yani Almanya'yla bir ilgisi de yok )? Siz de tohum dagitirken o ayrildiginiz gruptaki gibi mi tasnif yapiyorsunuz? Ustelik de derneklesip insanlardan aidat toplamaya baslamissiniz. Dernek paralariyla millete yabanci tohumlari yerli kabak diye gonderecekseniz bu isi hic yapmayin.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi antebi Mesajı Göster
Sanırım bu konuda kafa karşıklığı var. Çapraz tozlaşma sonucu oluşan yeni ürün tabi ki hibrit olur, ancak hibrit denince, geri dönüşümsüz, tek yıllık tohum anlatılmak istendiğini bu konular ile az çok ilgilenenler anlayacaktır. Eğer anlamamakta ısrar eden varsa bu da kendi sorunudur. Bu konuyu da bura da tartışmak istemiyorum. Ayrıca grubun tuhaflığı nerede anlamadım. Unutmayın ki domatesin biberin ana vatanı da orta Amerikadır. Dev kabaların Amerikadan gelmiş olması onların yerel tohum olduğu gerçeğini değiştirmez.

Eklenen Resimler
 
birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2015, 03:11   #7
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 09-06-2014
Şehir: Konya
Mesajlar: 8
İyi niyetli, hardcore tüketicileri facebook gibi en kolay ulaşılan ortamda yakalayıp bir şekilde kendilerini bu tüketici önünde yükseltmeye çalışan tohum grubu felsefesini taşıyan yapı. Neyseki tüketim sıkıyor ve insanlar yine küçük bedeller ( bilgisayardan bir siteye girerek ) ödeyerek araştırmaya yöneliyorlar.

ToprakDayı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2015, 10:22   #8
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Neden olumsuz düşündüğünüzü anlamadım. O zaman sizden tek kullanımlık geri dönüşümü olmayan tohumlar ile yerelleşmiş olan ve hibrit olarak ifade ettiğiniz tohumları bir birinden ayırt etmek için bir ayrı ayrı kelimeler oluşturmanızı istiyorum. Çok güzel iki tohumda hibrit onu bende biliyorum, hatta yan yana ektiğim domateslerden aldığım tohumlarda hibrit olabilir ama bunları birbirden ayırt edecek bir terminoloji geliştirmenizi bekliyorum.
Hokaido kabaği kabağına Üsküdar kabağı denseydi yerli mi olacaktı, Ayas domatesinin kökeni de Amerika ama ona yerli diyorsunuz aradaki farkı anlayamadım açıklarsanız sevinirim. Ayrıca derneği kuran insanları tanımadan ne için uğraştıklarını bilmeden yorum yapmak kolay geliyor. Klavye kahramanlığı kolay oluyor ama insanlar ellerini taşın altına koymuş yerel tohumlar için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yapılan her iş doğru veya her iş yanlış denemez. Yanlışlar zaman içinde düzeltilir. Sizden de gruba dahil olarak yapılan yanlışları düzeltmek için katkılarınızı bekliyorum.

antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2015, 21:17   #9
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 09-06-2014
Şehir: Konya
Mesajlar: 8
Olumsuzluklarını gördüğüm, atılan her adımın yeni olmayıp üstelik hatalı atıldığını düşündüğüm için eleştiriyorum. Ektiğiniz domates çeşidi muhakkak sizin bakımınızla çeşit özelliklerinin gelişimini sürdürecektir. Atalarımız gibi uzun süre aynı alanda, aynı ekim çeşitlerini yapmayacağınız için sizin ektiklerinizin gelişimini yıldan yıldan negatif seyre sahip olacağını düşünüyorum. Köydeki hibritlere genel olarak köylü hibriti diyoruz ?
Taşın altına el koymak sağdan soldan kopyala yapıştır paylaşımlar yapmak değildir. Sağdan soldan toparlanan bilgilerle ancak klavye kahramanlığı yapılır.
Ülkemizdeki çoğunluk sistem bu şekilde maalesef, dahil olursunuz %10 ilerleme kaydederken %90 hataları giderirsiniz.
Burada da eleştirmemiz, eksik yanlarınızı öne çıkartmamız sizin için avantajlı değil mi ? Yoksa " harika iş yapıyorsunuz "diyerek hatalarınızın devamlılığını mı sağlamalıyız ?

ToprakDayı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2015, 23:19   #10
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ToprakDayı Mesajı Göster
Olumsuzluklarını gördüğüm, atılan her adımın yeni olmayıp üstelik hatalı atıldığını düşündüğüm için eleştiriyorum. Ektiğiniz domates çeşidi muhakkak sizin bakımınızla çeşit özelliklerinin gelişimini sürdürecektir. Atalarımız gibi uzun süre aynı alanda, aynı ekim çeşitlerini yapmayacağınız için sizin ektiklerinizin gelişimini yıldan yıldan negatif seyre sahip olacağını düşünüyorum. Köydeki hibritlere genel olarak köylü hibriti diyoruz ?
Taşın altına el koymak sağdan soldan kopyala yapıştır paylaşımlar yapmak değildir. Sağdan soldan toparlanan bilgilerle ancak klavye kahramanlığı yapılır.
Ülkemizdeki çoğunluk sistem bu şekilde maalesef, dahil olursunuz %10 ilerleme kaydederken %90 hataları giderirsiniz.
Burada da eleştirmemiz, eksik yanlarınızı öne çıkartmamız sizin için avantajlı değil mi ? Yoksa " harika iş yapıyorsunuz "diyerek hatalarınızın devamlılığını mı sağlamalıyız ?
Olumlu eleştirilere hiç bir zaman itirazım olmaz, ancak derneği kuran arkadaşları sanki üç kağıtçılık yapıyormuş, insanların cebinden para alamaya çalışıyormuş gibi lanse edilmesinden rahatsız oldum. Üstelik aidat dediğiniz ücret yıllık toplam 30 lira. Derneğin masrafını karşılamaktan çok uzak bir meblağ.
Bu sene agaclar.net'in Adana toplantısında bulundum orada Bhut Jolokia biberi paylaşımı yapıldı. Bu biberi hangi sınıfa koymak gerekiyor. Yerli/Yerel olarak mı yoksa yabancı bir ürün olarak mı adlandırmalıyız?

antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2015, 23:29   #11
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Uskudar'da yetistirilen Japon kabagi nasil yerli/yerel degilse, Adana'da yetistirilen Bhut Jolokia da yerli degil. Adana'daki dagitimda yerli biber diye mi dagitilmis?

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi antebi Mesajı Göster
Olumlu eleştirilere hiç bir zaman itirazım olmaz, ancak derneği kuran arkadaşları sanki üç kağıtçılık yapıyormuş, insanların cebinden para alamaya çalışıyormuş gibi lanse edilmesinden rahatsız oldum. Üstelik aidat dediğiniz ücret yıllık toplam 30 lira. Derneğin masrafını karşılamaktan çok uzak bir meblağ.
Bu sene agaclar.net'in Adana toplantısında bulundum orada Bhut Jolokia biberi paylaşımı yapıldı. Bu biberi hangi sınıfa koymak gerekiyor. Yerli/Yerel olarak mı yoksa yabancı bir ürün olarak mı adlandırmalıyız?

birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2015, 23:49   #12
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 09-06-2014
Şehir: Konya
Mesajlar: 8
Ağaçlar.net sitesinin ve sitede bulunan bizlerin Yerel Tohum veya Ulusal Tohum gibi bir iddiamız var mı ? Bu iddiası olanları eleştirmemiz yapıcı mı yıkıcı mı ?

Ozlem A ve loveforlife beğendi.
ToprakDayı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2015, 00:14   #13
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi antebi Mesajı Göster
...
Ayrıca derneği kuran insanları tanımadan ne için uğraştıklarını bilmeden yorum yapmak kolay geliyor. Klavye kahramanlığı kolay oluyor ama insanlar ellerini taşın altına koymuş yerel tohumlar için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yapılan her iş doğru veya her iş yanlış denemez. Yanlışlar zaman içinde düzeltilir. Sizden de gruba dahil olarak yapılan yanlışları düzeltmek için katkılarınızı bekliyorum.
Kendi adıma söyliyeyim. Ne düşünür, faaliyetleri nedir, planları nedir, anlayışı nedir vs. derneği bilmiyorum. Birisi her nasılsa bizi facebook grubuna eklemiş, yazılanlar bizim sayfaya da düşüyor. Bir yazıda "hibrid" tohuma veryansın edilmiş, bir tanım olarak hibrid ile alakasız şeyler söylenmiş. "Hibrid" böyle bir şey değildir, kızmanız, karşı çıkmanız gereken başka bir şeydir anlamında bir yorum yazmak gafletinde bulunduk, söylenmedik laf kalmadı, nasıl kaçtığımızı bilemedik

Grubunuzun bu tavrı aynı zamanda derneğinizin de tavrı ve anlayışı ise kusura bakmayın bir arpa boyu yol gitmeniz kuşku götürür. İletişimde olduğunuz insanlara öncelikle önceki mesajımda sıraladığım kavramları öğretmeniz gerekir. Taşın altında olan eller, geleneksel tohumların tarihçeleriyle birlikte dağıtılması için çaba gösterenler (gerçekleşen faaliyetlerinizi, tohum envanterinizi, kataloglarınızı vs. bilmesem de) sadece grubunuz ve derneğiniz değil. Bunları söylemek de "klavye kahramanlığı" olmasa gerek. Bilimsel tanımlardan, temel kavramlardan, gerçeklerden uzaklaşarak faaliyet göstermeniz sizleri bambaşka ve çelişen hedeflere yönlendirir. Dolayısıyla katkı şöyle dursun, fersah fersah kaçmaktan başka yapılabilecek bir şey yok

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2015, 00:18   #14
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ToprakDayı Mesajı Göster
Ağaçlar.net sitesinin ve sitede bulunan bizlerin Yerel Tohum veya Ulusal Tohum gibi bir iddiamız var mı ? Bu iddiası olanları eleştirmemiz yapıcı mı yıkıcı mı ?
Bizim böyle bir iddiamız yok. Sadece son iki senedir oluşturduğumuz detaylı kataloglar var, bir de yine son iki senede 17 bin civarında tohum poşeti dağıtımını organize ettik, o kadar. Seneye buna 20 bin + ilave geleceğini hesaplayarak organizasyonda ona göre pozisyon almaya çalışıyoruz.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2015, 01:01   #15
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Name:  pic2.jpg
Views: 4166
Size:  58.3 KB

Farkında olmadan varlığından haberdar olmadığımız gruplara girmişiz her nasılsa. Yukarıdaki resim "yerel tohumlarımıza sahip çıkalım" isimli bir gruptan.

Yazılanlar genelde bu gibi grupların anayasası gibi. Tek kelimesi bile doğru değil, bunu siz de biliyorsunuz ama nedense bunları söylemek insanların duymak istedikleri olduğundan mıdır nedir, karşı çıkıp doğrusu budur diyen bir yana, sürekli tekrarlanıyor.

Bu eksende yapılan bir ajitasyon tüm ülkelerdeki tohumculuk mevzuatı, tarlada üretilenin tüketiciye ulaşana kadarki sürecin nasıl şekillendiği, iyi gıda isteyenlerin hareket tarzlarının ne olması gerektiği konusunda hedefi tamamen saptırır.

Tarlada o "öcü hibridleri" ekenler ellerinde atalık tohum olmadığı ya da bulamadıkları için mi onları ekiyorlar sanıyorsunuz ki? Çiftçi isterse her tohumu bulur. Bu tohumları bulmakta bir sorun yok, hiç biri henüz kaybedilmedi. Mesele tohum değil, mesele o tohumu çiftçiye ektirip ürünü de aracının eline geçmeden tüketiciye ulaştırmakta. İşte o zaman yerli, yerel, atalık, geleneksel, her ne derseniz deyin, o tohumlar, çiftçiler ve tüketiciler kazanır. Yukarıdaki yazıyla bir şeye varılmaz, ya da tekellerin ve aracıların istediği gibi havanda su dövülmüş olur.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2015, 03:58   #16
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Alıntı:
Siz de tohum dagitirken o ayrildiginiz gruptaki gibi mi tasnif yapiyorsunuz? Ustelik de derneklesip insanlardan aidat toplamaya baslamissiniz. Dernek paralariyla millete yabanci tohumlari yerli kabak diye gonderecekseniz bu isi hic yapmayin.
Burda soyledigim sey gayet acik; bunu baska taraflara cekmenin bir anlami yok. Maalesef bu dernegi kuranlarin da daha onceki ayrildiklari grubu idare edenlerin de yerli/yerel tohum konusunda hem kafalari oldukca karisik hem de kaynaklari arastirip bilgi sahibi olmak yolunu secmemisler. Mesele "hadi tohum alak tohum verek" mertebesine indirgenmis ama mesele o degil.

Eger Turkiye'de yerel tohum adiyla bir dernek kuruyorsaniz, herhalde Uganda'nin yerel tohumlarindan bahsetmis olmuyorsunuz, degil mi? Buraya uye olan ve konu hakkinda bilgisi olmayan vatandaslar ne icin odenek oduyor? Kendilerine Tokat'ta yetistirilen Fransiz domatesi yerel tohum olarak gonderilsin diye odemiyorlar herhalde. Siniflandirmayi boyle yapmasaniz bile, sirkulasyona soktugunuz tum tohumlarin Turkiye sinirlari icinde amator/profesyonel islah yoluyla gelistirildigi izlenimini yaratmis oluyorsunuz.

Hibrit konusundan Sn MeyveliTepe ayrintisiyla bahsetmis. Buna birsey ekleyeyim. Koylu, bahcesinde anasindan babasindan kalma atalik tohumunu yetistiriyor. Diyelim ki bahcesinde iki domates bir mevsimde kazara caprazlandi (sizin bahsettiginiz hibrit tohum ortaya cikti). Koylu ne yapsin? Hibrit tohumu icinden seleksiyon yapa yapa ekip yeni bir cesit mi elde etsin yoksa "aman hibrit tohum cok kotu, hemen firina atip yakayim" mi desin? Hadi bugune kadar gelen atalik tohumlari koruduk diyelim. Bundan 100 sene sonrasina aktaracagimiz yeni yerli atalik tohumlar nasil gelisecek? "Son 30 yil icinde ticari olmayan, tamamen amator islah yoluyla elde edilmis yerli tohumlarimizin listesini verin" desem bir cevabiniz var mi? Abuk subuk kavramlarla zaten kendi kaderine terkedilmis olan ciftcinin yanlis bilgilendirildigi ve kafasinin iyice karistirildigi cok acik.

Ticari hibrit tohumluk konusunda da cok net olan birsey var: Tohumlar da ciftci de ozgur kilinmali (kucuk ciftciden bahsediyorum). Ciftciyi kendi hibrit tohumuna mahkum eden, bagimli hale getiren tekelci sistem ve devlet degil; ciftcinin ozgurce secim yapabilmesine imkan saglayan sistem ve devlet!

Bir de son zamanlarda tureyen, Facebook'tan tohum dagitimi yapan tohum derneklerinin ortak ozelliklerini siralayalim:

1. Diyetisyen hocalarin agzindan cikan herseyi cok dogru bilgilermis gibi benimseyip baska insanlari da yanlis bilgilendirmek, kendi kafa karisikligini uyelerine de aktarmak.

2. Yerli ticari tohum piyasasina karsi olmak. Istiyorlar ki, tohum asla ticari olmasin. Onlar icin butun tohum sirketleri mutlaka bir noktada kuresel tohum piyasasinin birer piyonu olmaya mahkum.

Karaot Tohum Dernegi var. Karaot Tohum Sirketi niye olamiyor? Seferihisar'da Can Yucel Tohum Merkezi var. Seferihisar'da koylunun kendi uretimi olan tohumlari sattigi bir yerel tohum sirketi neden olamiyor? Koylu mahsulu satiyor da, yine kendi uretimi olan tohumu niye satamasin? Kucuk aile sirketleri halinde kendi yoresinin tohumlarini satan sirketler niye ortaya cikamiyor? Konu hep gelip GDO'lu ve hibrit tohum satan buyuk sirketlere dayaniyor. Soz konusu mantiga gore, herkes bir sekilde bu sirketlerle baglantili ve buyuk bir komplonun parcasi...


Düzenleyen birnefestoprak : 03-01-2015 saat 05:27
birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2015, 10:06   #17
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Uskudar'da yetistirilen Japon kabagi nasil yerli/yerel degilse, Adana'da yetistirilen Bhut Jolokia da yerli degil. Adana'daki dagitimda yerli biber diye mi dagitilmis?
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ToprakDayı Mesajı Göster
Ağaçlar.net sitesinin ve sitede bulunan bizlerin Yerel Tohum veya Ulusal Tohum gibi bir iddiamız var mı ? Bu iddiası olanları eleştirmemiz yapıcı mı yıkıcı mı ?
Pardon da agaclar net sitesinde veya toplantılarında dağıtılan ve benimde almış olduğum ve paylaşımda bulunduğum tohumları, tek yıllık geri dönüşümsüz endüstriyel tarımda kullanılan hibrit tohum diyerek mi paylaşımda bulunuluyor?
Yerel/Yerli tohum iddiası olanları neden ve hangi yetki ile eleştireceksiniz?

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Kendi adıma söyliyeyim. Ne düşünür, faaliyetleri nedir, planları nedir, anlayışı nedir vs. derneği bilmiyorum. Bir yazıda "hibrid" tohuma veryansın edilmiş, bir tanım olarak hibrid ile alakasız şeyler söylenmiş. "Hibrid" böyle bir şey değildir, kızmanız, karşı çıkmanız gereken başka bir şeydir anlamında bir yorum yazmak gafletinde bulunduk, söylenmedik laf kalmadı, nasıl kaçtığımızı bilemedik

Taşın altında olan eller, geleneksel tohumların tarihçeleriyle birlikte dağıtılması için çaba gösterenler (gerçekleşen faaliyetlerinizi, tohum envanterinizi, kataloglarınızı vs. bilmesem de) sadece grubunuz ve derneğiniz değil. Bunları söylemek de "klavye kahramanlığı" olmasa gerek. Bilimsel tanımlardan, temel kavramlardan, gerçeklerden uzaklaşarak faaliyet göstermeniz sizleri bambaşka ve çelişen hedeflere yönlendirir. Dolayısıyla katkı şöyle dursun, fersah fersah kaçmaktan başka yapılabilecek bir şey yok
Sayın Meyvelitepe keşke gruptan ayrılmayıp insanların bilgilenmesine yardımcı olsaydınız. Bu arada derneğin amacını da öğrenseydiniz böyle peşin hükümlü kararlar vermeseydiniz. Hibrit konusundaki tartışmayı bende takip ettim ve sizi desteklemek amacıyla Hibrit tohum nedir diye bir yazı yazıp paylaşmıştım ve o yazımda ilk cümlem "Gruptaki paylaşımlarda hibrit tohum dendiğinde tek kullanımlık tohum, geri dönüşümsüz tohum ifade edilmektedir, yoksa doğal olarak melezlenen atalık tohumlarımız değil." ifadesini kullanmıştım. Sizde o yazımla ilgili olarak olumlu düşüncenizi belitmiş ve iki tohumu birbirinden ayıracak bir kavram olmamasından duyduğunuz rahatsızlığı belirtmiştiniz. Arzu ederseniz o yazışmanın tamamını buraya ekleyebilirim.

Envanter ve katalog konusu da yıllar içinde yavaş yavaş oluşacaktır. Dernek dağıtımını yaptığı tohumları sağdan soldan toplamıyor, tamamen özel olarak derneğe tahsis edilmiş bahçe de yetiştirilen ürünlerin tohumları dağıtılmaktadır.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Bizim böyle bir iddiamız yok. Sadece son iki senedir oluşturduğumuz detaylı kataloglar var, bir de yine son iki senede 17 bin civarında tohum poşeti dağıtımını organize ettik, o kadar. Seneye buna 20 bin + ilave geleceğini hesaplayarak organizasyonda ona göre pozisyon almaya çalışıyoruz.
Grupta 15000 civarında üye var, Bunlardan sadece 1000 tanesi tohum talebinde bulunsa her üyeye 20-25 çeşit tohum gönderildiği düşünülürse dağıtımı yapılan sayı ortaya çıkar.Bu rakam seneye ne olur bilemem.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Eklenti 531359

Farkında olmadan varlığından haberdar olmadığımız gruplara girmişiz her nasılsa. Yukarıdaki resim "yerel tohumlarımıza sahip çıkalım" isimli bir gruptan.
Yazılanlar genelde bu gibi grupların anayasası gibi. Tek kelimesi bile doğru değil,
Yazılanların doğru olmadı konusunda veya aksini ispatlayacak elinizde belge varmı?
Arada fark yokta acaba atalık bir domateste bulunan likopen miktarı herhangi bir f1 domateste bulunan likopen miktarı ile eş değerde midir?
Son yıllarda domateslerin likopen miktarını artırma yönünde çalışmalar yapılıyor, sebebi ne ki?

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Eklenti 531359

Tarlada o "öcü hibridleri" ekenler ellerinde atalık tohum olmadığı ya da bulamadıkları için mi onları ekiyorlar sanıyorsunuz ki? Çiftçi isterse her tohumu bulur. Bu tohumları bulmakta bir sorun yok, hiç biri henüz kaybedilmedi. Mesele tohum değil, mesele o tohumu çiftçiye ektirip ürünü de aracının eline geçmeden tüketiciye ulaştırmakta. İşte o zaman yerli, yerel, atalık, geleneksel, her ne derseniz deyin, o tohumlar, çiftçiler ve tüketiciler kazanır.
Bu konuda TOPLULUK/TOPLUM DESTEKLİ TARIM UYGULAMASI projemiz var ve çalışmalar devam ediyor, sizinde katılımızı bilgilerinizden faydalanmak isterim.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Maalesef bu dernegi kuranlarin da daha onceki ayrildiklari grubu idare edenlerin de yerli/yerel tohum konusunda hem kafalari oldukca karisik hem de kaynaklari arastirip bilgi sahibi olmak yolunu secmemisler. Mesele "hadi tohum alak tohum verek" mertebesine indirgenmis ama mesele o degil.
Bu kanıya nereden vardınız bilemiyorum. Sizi böyle düşündürmeye yönelten sebepleri açıklarsanız konuyu aydınlatmış olursunuz.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Eger Turkiye'de yerel tohum adiyla bir dernek kuruyorsaniz, herhalde Uganda'nin yerel tohumlarindan bahsetmis olmuyorsunuz, degil mi? Buraya uye olan ve konu hakkinda bilgisi olmayan vatandaslar ne icin odenek oduyor? Kendilerine Tokat'ta yetistirilen Fransiz domatesi yerel tohum olarak gonderilsin diye odemiyorlar herhalde.
Uganda da ki yerel tohumda yerel tohumdur, yeterki bizim topraklarımıza uyum sağlasın. Anadolu topraklarında yetişen ürünlerin sadece %30-40 kadarının mensei Anadoludur, kalan kısmı dışarıdan gelmiştir. Sanırım yerel kavramında anlaşamıyoruz, kaldı ki Tokat ta yetişen Fransız domatesi bölgeye uyum sağlamışsa o da artık yerel tohum sınıfına konur.Yerel tohumdan anlatmak istediği sürdürülebilir bir tohum olması gerektiğidir. Amerikan kabağı Türkiyede yetiştirilip tohumu dağıtılıyorsa Tokat ta yetiştirilen Fransız domatesinin tohumu da dağıtılabilir. Ayrıca tohum paylaşımı için derneğe üye olma gibi bir şart yok, var da ben mi bilmiyorum?

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Koylu, bahcesinde anasindan babasindan kalma atalik tohumunu yetistiriyor. Diyelim ki bahcesinde iki domates bir mevsimde kazara caprazlandi (sizin bahsettiginiz hibrit tohum ortaya cikti). Koylu ne yapsin? Hibrit tohumu icinden seleksiyon yapa yapa ekip yeni bir cesit mi elde etsin yoksa "aman hibrit tohum cok kotu, hemen firina atip yakayim" mi desin?
Böyle bir söylemim yok.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster

"Son 30 yil icinde ticari olmayan, tamamen amator islah yoluyla elde edilmis yerli tohumlarimizin listesini verin" desem bir cevabiniz var mi?

Ticari hibrit tohumluk konusunda da cok net olan birsey var: Tohumlar da ciftci de ozgur kilinmali (kucuk ciftciden bahsediyorum). Ciftciyi kendi hibrit tohumuna mahkum eden, bagimli hale getiren tekelci sistem ve devlet degil; ciftcinin ozgurce secim yapabilmesine imkan saglayan sistem ve devlet!
Yerli tohum listesi bende yok sizde varsa faydalanmak isterim

Devlet kendi yetiştirdiği tohumu kullanan çiftciye destek veriyor da benim mi haberim yok?

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster

1. Diyetisyen hocalarin agzindan cikan herseyi cok dogru bilgilermis gibi benimseyip baska insanlari da yanlis bilgilendirmek, kendi kafa karisikligini uyelerine de aktarmak.

2. Yerli ticari tohum piyasasina karsi olmak. Istiyorlar ki, tohum asla ticari olmasin. Onlar icin butun tohum sirketleri mutlaka bir noktada kuresel tohum piyasasinin birer piyonu olmaya mahkum.
1- Yanılıyorsunuz
2- Kısır olan, tek yıllık olan, geri dönüşümsüz olan tohumların ticaretine karşıyım ki sizinde karşı olmanızı beklerim.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster

Karaot Tohum Dernegi var. Karaot Tohum Sirketi niye olamiyor? Seferihisar'da Can Yucel Tohum Merkezi var. Seferihisar'da koylunun kendi uretimi olan tohumlari sattigi bir yerel tohum sirketi neden olamiyor? Koylu mahsulu satiyor da, yine kendi uretimi olan tohumu niye satamasin? Kucuk aile sirketleri halinde kendi yoresinin tohumlarini satan sirketler niye ortaya cikamiyor? Konu hep gelip GDO'lu ve hibrit tohum satan buyuk sirketlere dayaniyor. Soz konusu mantiga gore, herkes bir sekilde bu sirketlerle baglantili ve buyuk bir komplonun parcasi...
Sanırım köylünün kendi ürettiği tohumu satma hakkınının 2006 yılında çıkarılan tohumculuk yasası ile elinden alındığını bilmiyorsunuz!

antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2015, 12:16   #18
Ağaç Dostu.
 
bahcedenn's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-11-2011
Şehir: Trakya bea :)
Mesajlar: 1,359
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi antebi Mesajı Göster
Olumlu eleştirilere hiç bir zaman itirazım olmaz, ancak derneği kuran arkadaşları sanki üç kağıtçılık yapıyormuş, insanların cebinden para alamaya çalışıyormuş gibi lanse edilmesinden rahatsız oldum. Üstelik aidat dediğiniz ücret yıllık toplam 30 lira. Derneğin masrafını karşılamaktan çok uzak bir meblağ.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi antebi Mesajı Göster
Grupta 15000 civarında üye var, Bunlardan sadece 1000 tanesi tohum talebinde bulunsa her üyeye 20-25 çeşit tohum gönderildiği düşünülürse dağıtımı yapılan sayı ortaya çıkar.Bu rakam seneye ne olur bilemem.
Derneğin masrafını karşılayabilmesi için,

Gruptaki tüm üyeler aidatını ödüyorsa 15.000 üye X 30 TL = 450.000 TL toplanıyor.

Sadece tohum talebinde bulunanlar aidatını ödüyorsa 1.000 üye X 30 TL = 30.000 TL toplanıyor.

Sizin yazdığınız ifadelerden bu bilgiler ortaya çıkıyor.

bahcedenn Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2015, 18:36   #19
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
1.
Alıntı:
Sanırım köylünün kendi ürettiği tohumu satma hakkınının 2006 yılında çıkarılan tohumculuk yasası ile elinden alındığını bilmiyorsunuz!
Tohumculuk kanununun neleri kisitladigini/yasakladigini sormuyorum. Dernek olarak, yasanin yerli ticari tohum uretimine getirdigi bu kisitlamalarin ortadan kaldirilmasi konusunda dernek olarak ne gibi calismalar yaptiginizi soruyorum. Yerli ticari tohum uretimi yapan sirketler sizce var olmali mi yoksa yerli tohum sadece takaslarla/tohum dagitimiyla mi yayginlastirilmali?

2.
Alıntı:
Uganda da ki yerel tohumda yerel tohumdur, yeterki bizim topraklarımıza uyum sağlasın.
Yukarda sizin bahsettiginiz ve dernek sayfalarinda sikca gorulen "yerellik" kavrami, maalesef ilk kim yaptiysa ceviriyi yapan kisi tarafindan, Ingilizce'deki orjinalindan Turkce'ye yanlis cevrilmis. Bir kere, yerel tohum kavrami aciklanirken referans verilmesi zorunludur. Turkiye'ye getirip ektiginiz yabanci tohuma "yerel tohum" diyemezsiniz; boyle bir tanim yok. Turkiye'yi referans alacaksak, Ankara'nin yerel tohumu, Manisa'nin yerel tohumu denilebilir. Fransa referans alinacaksa, once Fransa'nin yerli tohumu (Fransa sinirlari icinde gelismis tohum), sonra da yore adi belirtilerek ornegin Marseille'in yerel tohumu denilebilir. Ayrica bizde tarihsel olarak arsivcilik zayif oldugu icin bircok atalik cesidimizle ilgili bilgi mevcut degil ama Bati uygarliklarinda atalik tohumlar, mumkun oldugunca tarihceleriyle birlikte anilirlar ve uretilirler ki bu ayrica bir kulturel onur meselesidir onlar icin. Adamlar Charentais kavununundan bahsederken, buyuk bir gurur ve ozguvenle bahsederler. Tohumlarin sahipsizlik durumu, bize mahsus bir hastalik.

3.
Dernegin Adana icin actiginiz Facebook sayfasindaki arka plan resminin ustunde soyle yaziyor:

Alıntı:
Amacimiz; yerli degil YEREL TOHUMLARIN kullanimini artirmak icin bu tohumlarin uretimini desteklemek ve paylasimina yardimci olmaktir
Yukardaki ifadede ne demek istiyorsunuz?

4.
Alıntı:
Anadolu topraklarında yetişen ürünlerin sadece %30-40 kadarının mensei Anadoludur, kalan kısmı dışarıdan gelmiştir. Sanırım yerel kavramında anlaşamıyoruz, kaldı ki Tokat ta yetişen Fransız domatesi bölgeye uyum sağlamışsa o da artık yerel tohum sınıfına konur.Yerel tohumdan anlatmak istediği sürdürülebilir bir tohum olması gerektiğidir.
Vah ki ne vah. Biz gece gunduz Anadolu'ya ait geleneksel/atalik tohumlarin tasnifini yapmak, arsivlemek icin ugrasaduralim siz de Fransa'ya ait atalik tohumlari (tohumu saklanip ertesi sene ekildiginde aslina uygun sonuclar veren ve kimisi on yillar kimisi de yuzyillar boyu ekilegelen tohumlardan bahsediyorum), "yerel tohum" adiyla yerli ureticiye dagitin. Sizin bahsettiginiz yerel tohum kavramiyla (tekrar belirteyim, dunya literaturunde sizin yaptiginiz sekliyle yapilmis bir tanimlama yok) yine dunya standartlari belli olan atalik tohum kavrami birbirinden cok farkli seyler.

Eger bir domates, Anadolu topraklarinda bundan 200 yil once bir koylu tarafindan amator islah yoluyla edilmisse, domatesin anavataninin Guney Amerika olduguna bakilmaksizin, o domates artik Anadolu menseylidir. Yine dunya literaturunde, sizin tanimladiginiz gibi bir mensey kavrami yok. O zaman referans noktasi olarak Isa'nin dogumunu alip butun kulturel aidiyetleri bir kenara birakalim. Bir aci biberin, herhangi bir toplumda kendine yer bulup cok ekilir olmasinin sosyal ve kulturel tercihlerle dogrudan ilgisi var. Sizin mantiginiza gore Karabuk'un Maniye domatesi, Guney Amerika'ya ait bir domates mi oluyor?

5.
Sn MeyveliTepe'nin paylastigi burdaki alinti kime/hangi kaynaga ait, bilgi verebilir misiniz (kopyala/yapistir yapilmis)?

6.
2014 yilinda dernek olarak kac cesit tohumun dagitimini yaptiniz? Bunlarin hepsini sozunu ettiginiz uretim bahcelerinde mi urettiniz? Yerel tohum senliklerine katilip topladiginiz tohumlari, bu bahcelerde kendiniz uretmeden dernek uyelerine dagittiginiz oluyor mu? Dagittiginiz tohumlar icinde yerli/yabanci tohum orani nedir?

7.
Alıntı:
2- Kısır olan, tek yıllık olan, geri dönüşümsüz olan tohumların ticaretine karşıyım ki sizinde karşı olmanızı beklerim.
Zaten sorun, ciftcinin ozgurlugunun elinden alinmasiyla ilgili, degil mi? Hic kimse koylunun/ciftcinin fikrini sormuyor. Herkes birsey dayatip baska birseyi yasaklama derdinde. Hukumet, ciftcinin atalik tohumunu ekmesini yasakliyor, sizinki gibi dernekler de hibrit tohum ekmesine karsi. Yani ciftci, oyle para kazanacagini dusunuyorsa ve kendi tercihiyle hibrit tohum ekmek istiyorsa, niye ekemiyor? Ciftciyi egitmekten, dogru bilgilendirmekten kastiniz, "hibrit tohum ekemezsin, atalik tohum da ekemezsin" demek mi? Bu, ciftciyi aptal yerine koymaktan, birilerinin onun adina karar vermeye calismasindan baska birsey degil mi? Ne onu ekebilecek ne oburunu; ne yapacak acliktan agzi mi kokacak?

loveforlife beğendi.
birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2015, 18:40   #20
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi bahcedenn Mesajı Göster
Derneğin masrafını karşılayabilmesi için,

Gruptaki tüm üyeler aidatını ödüyorsa 15.000 üye X 30 TL = 450.000 TL toplanıyor.

Sadece tohum talebinde bulunanlar aidatını ödüyorsa 1.000 üye X 30 TL = 30.000 TL toplanıyor.

Sizin yazdığınız ifadelerden bu bilgiler ortaya çıkıyor.
Bu konuda hiç araştırma yapmadığınız çok belli, grup üyeliği ile dernek üyeliği birbirinden tamamen bağımsız, birbirleri ile alakaları yok.Ne grup üyelerinden ne de tohum isteyen üyelerden aidat alınır/alınıyor gibi bir ifadem varmı? İkincisi tohum paylaşımının da dernek üyeliği ile ilgisi yok. Tohum isteyen grup üyelerinden hiç bir şekilde para talebi yapılmamaktadır. İsterseniz denemek amaçlı gruba üye olup bu soruları oradan sorup cevabını rahatlıkla alabilirsiniz. Lütfen bilgi sahibi olmadan yorum yapmayın..

antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2015, 19:09   #21
Ağaç Dostu.
 
bahcedenn's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-11-2011
Şehir: Trakya bea :)
Mesajlar: 1,359
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi antebi Mesajı Göster
Bu konuda hiç araştırma yapmadığınız çok belli, grup üyeliği ile dernek üyeliği birbirinden tamamen bağımsız, birbirleri ile alakaları yok.Ne grup üyelerinden ne de tohum isteyen üyelerden aidat alınır/alınıyor gibi bir ifadem varmı? İkincisi tohum paylaşımının da dernek üyeliği ile ilgisi yok. Tohum isteyen grup üyelerinden hiç bir şekilde para talebi yapılmamaktadır. İsterseniz denemek amaçlı gruba üye olup bu soruları oradan sorup cevabını rahatlıkla alabilirsiniz. Lütfen bilgi sahibi olmadan yorum yapmayın..
Gidip hiç bir yerde araştırma yapmadım. Siz burada ne yazdıysanız onu okudum ve anladım. Buradaki paylaşımınızdan da genel tabloya baktığımda bahsettiğiniz dernek ile grubun aynı birlikteliği ifade ettiğini düşündüm. Yazdığım hiç bir şeyde de zaten yorum yapmadım.

Ozlem A beğendi.
bahcedenn Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2015, 19:11   #22
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
1.


Tohumculuk kanununun neleri kisitladigini/yasakladigini sormuyorum. Dernek olarak, yasanin yerli ticari tohum uretimine getirdigi bu kisitlamalarin ortadan kaldirilmasi konusunda dernek olarak ne gibi calismalar yaptiginizi soruyorum. Yerli ticari tohum uretimi yapan sirketler sizce var olmali mi yoksa yerli tohum sadece takaslarla/tohum dagitimiyla mi yayginlastirilmali?

2.


Yukarda sizin bahsettiginiz ve dernek sayfalarinda sikca gorulen "yerellik" kavrami, maalesef ilk kim yaptiysa ceviriyi yapan kisi tarafindan, Ingilizce'deki orjinalindan Turkce'ye yanlis cevrilmis. Bir kere, yerel tohum kavrami aciklanirken referans verilmesi zorunludur. Turkiye'ye getirip ektiginiz yabanci tohuma "yerel tohum" diyemezsiniz; boyle bir tanim yok. Turkiye'yi referans alacaksak, Ankara'nin yerel tohumu, Manisa'nin yerel tohumu denilebilir. Fransa referans alinacaksa, once Fransa'nin yerli tohumu (Fransa sinirlari icinde gelismis tohum), sonra da yore adi belirtilerek ornegin Marseille'in yerel tohumu denilebilir. Ayrica bizde tarihsel olarak arsivcilik zayif oldugu icin bircok atalik cesidimizle ilgili bilgi mevcut degil ama Bati uygarliklarinda atalik tohumlar, mumkun oldugunca tarihceleriyle birlikte anilirlar ve uretilirler ki bu ayrica bir kulturel onur meselesidir onlar icin. Adamlar Charentais kavununundan bahsederken, buyuk bir gurur ve ozguvenle bahsederler. Tohumlarin sahipsizlik durumu, bize mahsus bir hastalik.

3.
Dernegin Adana icin actiginiz Facebook sayfasindaki arka plan resminin ustunde soyle yaziyor:



Yukardaki ifadede ne demek istiyorsunuz?

4.


Vah ki ne vah. Biz gece gunduz Anadolu'ya ait geleneksel/atalik tohumlarin tasnifini yapmak, arsivlemek icin ugrasaduralim siz de Fransa'ya ait atalik tohumlari (tohumu saklanip ertesi sene ekildiginde aslina uygun sonuclar veren ve kimisi on yillar kimisi de yuzyillar boyu ekilegelen tohumlardan bahsediyorum), "yerel tohum" adiyla yerli ureticiye dagitin. Sizin bahsettiginiz yerel tohum kavramiyla (tekrar belirteyim, dunya literaturunde sizin yaptiginiz sekliyle yapilmis bir tanimlama yok) yine dunya standartlari belli olan atalik tohum kavrami birbirinden cok farkli seyler.

Eger bir domates, Anadolu topraklarinda bundan 200 yil once bir koylu tarafindan amator islah yoluyla edilmisse, domatesin anavataninin Guney Amerika olduguna bakilmaksizin, o domates artik Anadolu menseylidir. Yine dunya literaturunde, sizin tanimladiginiz gibi bir mensey kavrami yok. O zaman referans noktasi olarak Isa'nin dogumunu alip butun kulturel aidiyetleri bir kenara birakalim. Bir aci biberin, herhangi bir toplumda kendine yer bulup cok ekilir olmasinin sosyal ve kulturel tercihlerle dogrudan ilgisi var. Sizin mantiginiza gore Karabuk'un Maniye domatesi, Guney Amerika'ya ait bir domates mi oluyor?

5.
Sn MeyveliTepe'nin paylastigi burdaki alinti kime/hangi kaynaga ait, bilgi verebilir misiniz (kopyala/yapistir yapilmis)?

6.
2014 yilinda dernek olarak kac cesit tohumun dagitimini yaptiniz? Bunlarin hepsini sozunu ettiginiz uretim bahcelerinde mi urettiniz? Yerel tohum senliklerine katilip topladiginiz tohumlari, bu bahcelerde kendiniz uretmeden dernek uyelerine dagittiginiz oluyor mu? Dagittiginiz tohumlar icinde yerli/yabanci tohum orani nedir?

7.


Zaten sorun, ciftcinin ozgurlugunun elinden alinmasiyla ilgili, degil mi? Hic kimse koylunun/ciftcinin fikrini sormuyor. Herkes birsey dayatip baska birseyi yasaklama derdinde. Hukumet, ciftcinin atalik tohumunu ekmesini yasakliyor, sizinki gibi dernekler de hibrit tohum ekmesine karsi. Yani ciftci, oyle para kazanacagini dusunuyorsa ve kendi tercihiyle hibrit tohum ekmek istiyorsa, niye ekemiyor? Ciftciyi egitmekten, dogru bilgilendirmekten kastiniz, "hibrit tohum ekemezsin, atalik tohum da ekemezsin" demek mi? Bu, ciftciyi aptal yerine koymaktan, birilerinin onun adina karar vermeye calismasindan baska birsey degil mi? Ne onu ekebilecek ne oburunu; ne yapacak acliktan agzi mi kokacak?
1- Yerli tohum üreten ('. sene ekimi yapıldığında yine ürün verecek olan) firmalar tabi ki de olmalı, olmaması için bir sebep görmüyorum, böyle bir şey de zaten söylemedim. Arada https://www.change.org/p/tar%C4%B1m-...um-kullanilsin böyle paylaşımlarda yapıyoruz.

2- Benimle burada neden çelişki yaşadınız anlamadım bende size katılıyorum.

3- Yerli de olsa hibrit (Geri dönüşümsüz, tek yıllık) tohuma karşı olduğumuzu vurgulamak istedim.

4- Bir tohumun yerellilik özeliği kazanması için üretim yapıldığı araziyde kaç yıl üretilmesi gerekir? Bunun bir kıstası varmı? Kamba biberine Kamber biber denince yerel oluyor, red robin domates tohumu atalık tohum diye satılıyor, bunlar nasıl oluyor?

5- Kaynak te kime ait olduğu da yazıyor zaren, yazanlar sizin merakınızı gidermeye yetmedi ise grupta yazının sahibine sorabilirsiniz, engel yok.

6- 2014 yılında dernek kurulumu yeni olduğu için dernek olarak 1 tane bile tohum dağıtımı yapılmadı. Ancak 2015 yılında dağıtılacak olan tohumların tamamı derneğe ait bahçede tamamen tohum alma amacıyla üretimi yapılan ürünlerden alınan tohumlar olacaktır. Dernek olarak şenliklere tohum toplamak için değil tohum dağıtımı yapmak için katılım sağlanacaktır, takip edebilirsiniz.

7- Çiftçinin atalık tohum ekmesini yasaklayan bir kanuni yönetmelik veya tamim varmı.? Yasak olduğunu nereden çıkartınız. Dernek olarak kimsenin ne ekip ne biçip ne yiyeceğine karışma yetkini kendimizde görmüyoruz, Bizim ki sadece düşünce paylaşımı ve öneri, uyup uymamak, tutup tutmamak çiftçinin bileceği bir iştir.


Düzenleyen antebi : 03-01-2015 saat 19:17 Neden: hatlı yazım
antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2015, 20:49   #23
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Hem sizin hem ayrildiginiz grubun kullandigi yerel tohum kavrami uydurma bir kavramdir. Bu kavramin Turkceye cevrildigi orjinalinde sizin kullandiginiz gibi bir anlam soz konusu degil. Orjinalinde "yerel tohum" dendiginde, icinde bulunulan yorenin tohumu kastedilir. Eger Yunanistan'in bir koyunde bir Italyan biberi ekiliyorsa, bu bibere Yunanistan'in yerel biberi degil; Italya'nin falanca bolgesinin yerel biberi denir. Sizin kullandiginiz sekliyle yerel tohum kavrami hem teknik anlamda hem de Turkcesi itibariyle cok sorunludur ve konu hakkinda bilgisi olmayanlari yanlis yonlendiricidir.

Alıntı:
Yerli de olsa hibrit (Geri dönüşümsüz, tek yıllık) tohuma karşı olduğumuzu vurgulamak istedim.
Atalik tohuma sahip ciktiktan sonra, hibrit tohum uretiminde bence herhangi bir sakinca yok. Kucuk uretici hem atalik tohumunu korusun; hem de refah seviyesini ve pazardaki payini arttiracaksa hibrit tohumunu eksin (bu arada GDO=hibrit demek degil). Yeryuzundeki butun hibrit tohum ureticileri de kuresel uretici degil. Kaliteli ve besin degeri yuksek yeni cesitler ureten kucuk olcekli ve durust tohum ureticileri de var. Bu konuda da herkesi kuresel bir oyunun parcasi gosterip, insanlari yanlis yonlendiriyorsunuz.

Alıntı:
Bir tohumun yerellilik özeliği kazanması için üretim yapıldığı araziyde kaç yıl üretilmesi gerekir? Bunun bir kıstası varmı? Kamba biberine Kamber biber denince yerel oluyor, red robin domates tohumu atalık tohum diye satılıyor, bunlar nasıl oluyor?
"Bir tohumun yerellilik ozelligi kazanmasi" gibi bir durum soz konusu degil. Boyle bir kavram yok. Bir Fransiz tohumunu Turkiye'nin bir koyunde 100 senedir yetistiriyorsaniz, o yine Fransiz tohumudur, bu kadar basit. Bir tohumun uzun yillar boyunca bir iklimde yetistirildiginde o iklime uyum saglamasi durumu da (tohumun adaptasyonu) tohum sirketlerinin sisirdigi bir kavramdir. Eger tohum ekim zamanlarini ve sartlarini dogru ayarlarsaniz, belli bir adaptasyon surecine gerek olmadan da, Turkiye'nin kuzeyinde yetisen tohumlarin (oncelikli olarak zirai tohumlari kastediyorum) tamamina yakinini basariyla guneyinde de yetistirebilirsiniz. Bunun tersi de dogrudur. Tohum adaptasyonu da cok yanlis anlasilan bir kavram.

Kirkagac Kavunu'nu ele alalim. Ilk cikis zamani hakkinda fikrim yok. Diyelim ki, bu kavun ilk kez 1600 yilinda bir koylu tarafindan amator islahla elde edildi. Genel kabul, kavunun 2 jenerasyon (yaklasik 50 yil) sonra, yani 1650 itibariyle geleneksel kavun statusu kazanmis olacagi yonunde. Bugun artik bir atalik yerli kavun cesididir. Bunun yaninda, bugun artik ekimi cok yayginlasmis, 20 yuzyilin ikinci yarisi icinde tohum sirketlerinin veya devletin tohum uretimi calismalarinin sonucu olarak uretilmis tohumlar var. Bunlar da bugun artik geleneksel tohumdur (ben bunlara atalik tohum demem).

Red Robin domatesi, aslina uygun meyveler veren bir geleneksel domates cesidi (dogada herhangi bir capraz tozlasma olmadiysa, tohumunu ektiginiz zaman ayni sonucu verecek). Eger amator islahla birkac jenerasyon once elde edildiyse atalik bir cesit; ticari uretim sonucunda elde edilmis bile olsa geleneksel tohum olma ozelligini koruyor. Kamber Biberi adinda, kultivarlarindan birisi Bilecik'e ait olan bir biber cesidi var; atalik yerli cesittir. Kamba cesidiyle, Bulgaristan'a ait biberi kastediyorsaniz o baska bir biber (ayni tohum, zaman icinde, acilimlar yaparak farkli kultivarlar da gelistirebilir). Bulgaristan'dan ozellikle 20. yuzyil baslarinda goc eden Turkler araciligiyla Turk topraklarina getirilmis ve yukarda siraladigim ozellikleri tasiyan cok sayida cesit var. Bunlar yerli atalik tohum statusunu coktan haketmislerdir.

Alıntı:
Çiftçinin atalık tohum ekmesini yasaklayan bir kanuni yönetmelik veya tamim varmı.?
Ciftcinin atalik tohum ekmesinin onune cok buyuk engeller cikaran sertifikali tohum uygulamasi var (bazi uygulamalar, yavas yavas, birden tepki cekmeyecek sekilde hayata geciriliyor). Eger tohum sirketi, devletin sertifika onayi vermedigi tohumu uretemiyorsa ve ayni devlet ciftciye sertifikasiz tohum ekemeyecegini soyluyorsa, bu ne demek oluyor? Sertifika verilen atalik tohum sayisi gittikce azalmiyor mu? Gen havuzu, Aci Kil Biber, Pala Patlican, Kirkagac Kavunu gibi cesitler cercevesine indirilip iyice daraltilmis olmuyor mu?

Son olarak asagidaki ifadede ne demek istediginiz hakikaten anlamadim; lutfen yardimci olur musunuz?
Alıntı:
Amacimiz; yerli degil YEREL TOHUMLARIN kullanimini artirmak icin bu tohumlarin uretimini desteklemek ve paylasimina yardimci olmaktir
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi antebi Mesajı Göster
1- Yerli tohum üreten ('. sene ekimi yapıldığında yine ürün verecek olan) firmalar tabi ki de olmalı, olmaması için bir sebep görmüyorum, böyle bir şey de zaten söylemedim. Arada https://www.change.org/p/tar%C4%B1m-...um-kullanilsin böyle paylaşımlarda yapıyoruz.

2- Benimle burada neden çelişki yaşadınız anlamadım bende size katılıyorum.

3- Yerli de olsa hibrit (Geri dönüşümsüz, tek yıllık) tohuma karşı olduğumuzu vurgulamak istedim.

4- Bir tohumun yerellilik özeliği kazanması için üretim yapıldığı araziyde kaç yıl üretilmesi gerekir? Bunun bir kıstası varmı? Kamba biberine Kamber biber denince yerel oluyor, red robin domates tohumu atalık tohum diye satılıyor, bunlar nasıl oluyor?

5- Kaynak te kime ait olduğu da yazıyor zaren, yazanlar sizin merakınızı gidermeye yetmedi ise grupta yazının sahibine sorabilirsiniz, engel yok.

6- 2014 yılında dernek kurulumu yeni olduğu için dernek olarak 1 tane bile tohum dağıtımı yapılmadı. Ancak 2015 yılında dağıtılacak olan tohumların tamamı derneğe ait bahçede tamamen tohum alma amacıyla üretimi yapılan ürünlerden alınan tohumlar olacaktır. Dernek olarak şenliklere tohum toplamak için değil tohum dağıtımı yapmak için katılım sağlanacaktır, takip edebilirsiniz.

7- Çiftçinin atalık tohum ekmesini yasaklayan bir kanuni yönetmelik veya tamim varmı.? Yasak olduğunu nereden çıkartınız. Dernek olarak kimsenin ne ekip ne biçip ne yiyeceğine karışma yetkini kendimizde görmüyoruz, Bizim ki sadece düşünce paylaşımı ve öneri, uyup uymamak, tutup tutmamak çiftçinin bileceği bir iştir.

birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2015, 21:39   #24
Ağaç Dostu
 
İsmail Kuzucu's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-01-2011
Şehir: Balıkesir/Gönen
Mesajlar: 3,802
Galeri: 7
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi antebi Mesajı Göster
Yerli de olsa hibrit (Geri dönüşümsüz, tek yıllık) tohuma karşı olduğumuzu vurgulamak istedim.
(Yerli ve f1 tohum eken bir üretici olarak yazıyorum.)

Şuan piyasada f1 ürünler olmasa çiftçi 1 hafta karnını bile doyuramaz. Yerli ürünlerin pahalı olacağı için vatandaş nasıl bu ürünleri alacak?

Maddi yönünü geçtim yerli ekimde aşırı derecede ilaç kullanımı gerekiyor. (Her tür için geçerli değil.) Örnek: Ben bu sene f1 lahana ektim sadece 2-3 defa tırtılla mücadele ettim. (1 defa etkisi 1 hafta olan ilaç, geresi organik mücadele.) Diğer yerli fide eken ise 5 defa fungisit ilaçlaması yaptı. Diğer ilaçlamaları saymıyorum. Siz olsanız hangi ürünü alırdınız??

Her açıdan f1 tohum şarttır. Gdo tohum demiyorum.

2.si ise fotoğrafta yer alan hibrit ürünlerin tadı, kokusu aromasının neredeyse hiç olmadığı kokunusu. Bunun dayanağı nedir? Neredeyse ocak ayına kadar hıyar satışı yaptım (şimdilerde kendimize kadar var) alanlar hâlâ gelip hıyarlar nerde diye soruyor. Bu bitkinin gübrelemesi ve bakımı ile ilgilidir. Siz bitkiye istediğini vermez iseniz yerli ürünlerde f1 ürünlerde tatsız kokusuz olur.

Ben üretici olarak yazdım. Tohum yerli veya hibrit olsun bilinçli üretim herkesin kazancı olacaktır..

loveforlife beğendi.
İsmail Kuzucu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-01-2015, 01:25   #25
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, hibrid tohumların ürün alınıp tüketiciye ulaştırılması maksadıyla ekilmesine karşıyım. Buna gerek olmadığına, her iklime uyacak, her lezzet beklentisini karşılayacak atalık çeşitlerin bulunduğuna, yoksa bile yine "open-pollunated" (hibrid olmayan, tohum alınabilen, stabil) çeşit olarak ıslah edilebileceğine inanıyorum. Bunu baştan söyliyeyim ki, yine ergen tarım gazetecileriniz hibrid savunucusu diye üstüme saldırmasın.

Ancak bunun yolunun slogan yapılan yalan yanlış hurafelerle insanların yanlış bilgilendirilmelerinden geçtiğine inanmıyorum. Bilakis, bunun zararlı da olduğunu düşünüyorum.

Anayasa gibi dernek logosuyla birlikte her yere yapıştırılan yazıya bir bakalım:
Alıntı:
Hibrid tohumlar insan sağlığı için birinci derecede önemli olan mineral, vitamin, antioksidan ve ana etkin maddelerin çoğunu içermez. içerse de yeterli düzeyde değildir.

Genetik yapısına müdahale edildiğinden dolayı, kimyasal özelliklerini dahi bilmediğimiz yeni ve karmaşık ve kompleks polypenol kimyasallar oluşmaktadır. Oluşan bu kompleks polyphenollerin sağlığımızı uzun veya kısa dönemde nasıl etkileyeceğini bilmiyoruz.

Ancak, kesin olarak bildiğimiz bir şey var ise, o da şudur; hibrit tohumlardan elde edilen mahsulleri (ürünleri) tükettiğimiz taktirde, hastalıklara karşı önleyici ve koruyucu gübü olan etkin maddeler miktar olacak yok denecek kadar azdır. Vitamin ve mineral içerikleri vücudumuzun alımı bakımından son derece düşüktür.

Hibrit tohumlardan elde edilen ürünlerin tadı, kokusu, aroması hemen hemen yoktur. Özellikle bağışıklık sistemimizin ihtiyacı olan etkin maddelerin birçoğunu içermemektedir. İçerdikleri de yeterli düzeyde değildir.
Bu yazıyı doğru bulmadığımı söylediğimde ise;
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi antebi
Yazılanların doğru olmadı konusunda veya aksini ispatlayacak elinizde belge varmı?
Arada fark yokta acaba atalık bir domateste bulunan likopen miktarı herhangi bir f1 domateste bulunan likopen miktarı ile eş değerde midir?
Son yıllarda domateslerin likopen miktarını artırma yönünde çalışmalar yapılıyor, sebebi ne ki?
Diye yazmışsınız.

Yazının kaynağı yok, belirtilmemiş. Yazanın kendi ürettiği ifadeler gibi görünüyor (o kadar çok yerde gördüm ki, Saraçoğlu kaynaklı diye düşünüyorum).

Yukarıdaki ifadeden, slogan yapılan bu yazıyı tamamen benimsediğinizi görüyorum. Doğru bulmadığımı söyleyişime karşı ispat istiyorsunuz, yazıda yazılı olanları ispatı kendinden menkul diye mi düşünüyorsunuz? Siz o yazıda yazılı olanların ispatını gördünüz mü?

Uluslararası bilimsel yayınlarda, iki open-pollunated çeşit hibridlenip bundan elde edilen ilk jenerasyon (f1) tohum ekildiğinde elde edilen meyvede ebeveynlerde bulunan "mineral, vitamin, antioksidan ve ana etkin maddelerinin" sıfırlandığını veya çok aşşağılara düştüğünü gösteren bir araştırma gördünüz mü? Ben görmedim, bu araştırma(lar) ile ilgili bilgi verirseniz makbule geçer.

Diyelim ki, bir f1 tohumu ektiniz, f2 seviyesinde tohum aldınız, sonra seçme yaparak f3,f4,f5.. devam ettiniz ve ve artık elinizde stabil bir çeşit var. Bu durumda ne oluyor? f1 seviyesinde sıfırlanmış olan mineraller, vitaminler geri mi geliyor? Bu gösteren bir kaç araştırma de belirtirseniz fazlasıyla sevinirim.

Aynı türün çeşitleri arasındaki hibridleme süreci, tüm canlılarda olduğu gibi bir bitkinin de genetik yapısının da değişmesine sebep olur, doğru. Hatta bizler de birer hibridiz (iyi ki de öyleyiz yoksa çok problemle karşılaşırdık .

Bitkiler özelinde, hibridlenmenin kazandırdığı yeni genlerin vücudumuzun tanımayacağı nasıl bir "yeni ve karmaşık ve kompleks polypenol kimyasallar" oluşturduğunun da ispatı kendinden menkul değil ise araştırması filan varsa rica edelim. Bu durumda hiç bir bizim için yeni çeşit (tür değil, çeşit) sebzeyi meyveyi atalık tohumdan bile olsa yememeniz gerekir çünkü gen havuzları alıştıklarınızdan farklıdır, maazallah kompleks polypenol kimyasalların hışmına uğrayabilirsiniz.

Yazıda "Genetik yapısına müdahale edildiğinden" lafındaki genetik yapıya müdahale, doğada kendi kendine gerçekleşmesi mümkün olmayan, insan ve teknoloji yoluyla DNA modifikasyonları sonucu elde edilen tohumlar için kullanılan bir söylem. Bunun da tanımı Kartegena protokolünde açıkça belirtilmiş.

"Hibrit tohumlardan elde edilen meyvelerin tadı, kokusu, aroması hiç yoktur" denmiş yazıda. Oysa sırf tadı, kokusu, aroması için üretilen hibrid çeşitler de var. Bunları bir kenera bırakalım, beğenmediğimiz market mallarıyla aynı tohumdan yetiştirilecek bir bitkiyi bile tarlada, yeterli güneş alarak, tam olgunlaşıncaya kadar dalında bekletirseniz onların bile tadı, kokusu aroması olur. Tersten de bakalım, beğendiğiniz bir atalık çeşide erken hasat edebilmek için tarlada türlü ilacı, potasyum silikatı boca edip, hamken toplayıp bir de depoda etilen basıp rafa çıkarırsanız onun da tadını, kokusunu, aromasını beğenmezsiniz.

Kusura bakmayın, anayasa bellenen, slogan gibi her herde kullanılan bu şeyin iler tutar bir yanı yok. Yazının en altında hem hibrid hem de heirloom çeşitlerle yapılmış bir kaç araştırmanın bilgisini veriyorum, grubunuza belki faydası olur.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi antebi
Sayın Meyvelitepe keşke gruptan ayrılmayıp insanların bilgilenmesine yardımcı olsaydınız. Bu arada derneğin amacını da öğrenseydiniz böyle peşin hükümlü kararlar vermeseydiniz. Hibrit konusundaki tartışmayı bende takip ettim ve sizi desteklemek amacıyla Hibrit tohum nedir diye bir yazı yazıp paylaşmıştım ve o yazımda ilk cümlem "Gruptaki paylaşımlarda hibrit tohum dendiğinde tek kullanımlık tohum, geri dönüşümsüz tohum ifade edilmektedir, yoksa doğal olarak melezlenen atalık tohumlarımız değil." ifadesini kullanmıştım. Sizde o yazımla ilgili olarak olumlu düşüncenizi belitmiş ve iki tohumu birbirinden ayıracak bir kavram olmamasından duyduğunuz rahatsızlığı belirtmiştiniz. Arzu ederseniz o yazışmanın tamamını buraya ekleyebilirim.
Evet, "tabi ki hibrit" diye yanıtlamıştınız bir sorumu. Fakat "tabi ki hibrit" ile "tabi ki hibrit" olmayan hibriti ayıracak kavramın "sizce" olmamasından ben rahatsızlık duymuyorum ki. Bu başlığın ikinci mesajımda belirttiğim terminoloji sorunu bana ait değil. Benim açımdan hibrid'in ne olduğu bellidir ve literatürdeki gibidir.

Bir hibrid tohumun iyi, besleyici, gerekli minerallere sahip olup olmaması, o hibridin ne maksatla ve hangi ebeveynlerden yapıldığı ile doğrudan alakalı. Bir çok hibrid tohum var ki, benzeri atalık tohumlara göre daha verimli ve meyvelerinin içeriği daha zengin. Bunun için aşağıda bilgisini verdiğim araştırmaların okunmasını tavsiye ederim.

Öte yandan tohum şirketlerinden pazar beklentisi (ki pazar deyince tüketiciler anlaşılmamalıdır, üretici ve devamındaki tüketiciye kadar zincir - tüketici pazardan sayılmıyor) erken hasata gelen, ürünün tamamının bir defada hasat edilebileceği, hepsi biribirine benzeyen, raf ömrü olabildiğince uzun, hamken bile olgun görünen ve güzel görünüşlü meyveler üreten tohumlar. Bu beklentilerin içinde ne lezzet, ne de besleyicilik var. Dolayısı ile ortaya çıkan tohumlar da ona göre. Bu tohumların f2 seviyesinde f1'deki ürünü vermemesi ise tohum şirketlerin kendilerince sürdürülebilirliğini sağlayan bir durum ve bazı küçük şirketler dışında hibrid olmayan tohum ıslah etmezler. Buna bir de olgunlaşmadan toplanmasını, olgunmuş gibi görünmesini sağlayacak müdahaleleri ekleyin.

Sizin aslında karşı olduğunuz, benim ve buradaki bir çok kişinin karşı olduğu da budur. Ancak bunu tamamen"hibrid" kavramına indirgediğinizde bir çok açmaz ile karşılaşırsınız.

Grup üyelerinizden birinin önüne, hangisi olduğunu belirtmeden bir heirloom bir de hibrid tohumdan yetişmiş domates koysam, tadına da baksa ve hangisini beğendiğini sorsam büyük ihtimal hibrid olanı beğendiğini söyler. Bu durumda ne olacak? Bütün bina yıkılacak mı? Oysa bu örnekte hibridin beğenilmiş olmasının bir önemi yok. Buna rağmen yaygınlaşması gereken heirloom tohum olmalı (bana göre).

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi antebi
Bu konuda TOPLULUK/TOPLUM DESTEKLİ TARIM UYGULAMASI projemiz var ve çalışmalar devam ediyor, sizinde katılımızı bilgilerinizden faydalanmak isterim.
Bu gibi projeleri, doğru temeller üzerinde kurulduğu, kavramların ve hatta terminolojinin bilim temelinde herkesin doğrusuyla eşit olduğu, ilkeleri açık, etik kuralları net bir şekilde belirlenmiş, yörüngesinden sapmadığı sürece elimden geldiğince desteklerim. Fakat, sırf laf ebeliği olsun diye başka yerlerden bulduğu alakalı-alakasız yazıyı kaynak da belirtmeden kendi ürünü imiş gibi yapıştırıp, filancanın yazını yapıştıracağına linkini verseydin, oradan da okurduk dendiğinde de, "illa istiyorsan link de veririm" diyenlerin ve normal karşılayanların etiği ile bunu yapabilecekseniz yolunuz açık olsun, ben yokum

-------------------------------


Antioxidant Composition in Cherry and High-Pigment Tomato Cultivars
(Marcello S. Lenucci, Daniela Cadinu, Marco Taurino, Gabriella Piro,Giuseppe Dalessandro)

COMPARISON AMONG HEIRLOOMS AND HYBRIDS OF 'CUORE DI BUE' TOMATO: A GLOBAL APPROACH TO QUALITY EVALUATION (P. Sambo, A. Brigi, S. Bona, M. Giannini, A. Marangon, T. Zanini)

Antioxidant activity and bioactive compound changes during fruit ripening of high-lycopene tomato cultivars (Ilahy Riadh, Chafik Hdider, Marcello S. Lenucci, Imen Tlili, Giuseppe Dalessandro)

loveforlife beğendi.
MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-01-2015, 04:13   #26
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Sorunun ozunde, belli konularda yasak getirerek yerli tarimda bircok probleme cozum saglanacagi seklinde bir izlenim yaratilmis olmasinin yattigini dusunuyorum. Hukumet, tohumculuk kanununu savunurken, tohumun kalitesini cok ust duzeylere tasidigini soyleyerek (argumanlardan birisi, sertifikali tohum araciligiyla tohum kalitesini arttirmak) savunuyor.

Hem Ege'den gorustugum hem de cesitli haber kaynaklarindan takip ettigim bazi ciftciler de "yaa hukumetimiz, Israil'in hibrit tohum piyasasindaki etkinligini kirdi, ne mutluyuz, helal olsun hukumetimize" seklinde ifadelerde bulunuyor. Siyasi yelpazenin her iki tarafinin ortak oldugu noktalardan birisi de bu Israil meselesi Israil asagi Israil yukari. Halbuki Avrupa'dan Turkiye'ye gelen hibrit tohum miktari, Israil'in pazardaki yuzdesinden az degil.

Tohumculuk kanununa karsi oldugunu soyleyen ama bilgilendirme ve uygulama asamasinda tuketicinin de kucuk ureticinin de kafasini karistirmaktan oteye gidemeyen Yerel Tohum Dernegi gibi dernekler de "yok biz boyle dusunmuyoruz" deseler de bircok yanlis bilgiyle dolu duyurulari ve aciklamalariyla sanki geleneksel tohum satan yerli sirketler de aslinda bir komplonun parcasiymis gibi gosteriyorlar. Bu sistem icinde, kuresel hibrit tohum piyasasiyla alakasi olmayip, kendi yorelerinin cok onemli nadir atalik tohumlarinin uretimini yapip satan kucuk sirketler de var. Bunlar da bu hengamede arada kalmislar, tutunmaya calisiyorlar. Bir kismi sonunda yabanci menseyli sirketlere (bu yabanci sirketlerin bir kismi, GDOlu tohum ureten sirketlerle baglantili) satiliyor. Aralarinda maalesef tamamen kapananlar oluyor. Uzulerek takip ediyorum.

Atalik tohum piyasasindaki cesitleri kapsayan gen havuzu daraltilip cesit sayisi azaltiliyor ve bir bakima ciftci, devlet eliyle yerli ya da yabanci hibrit tohum piyasasina mahkum ediliyor. Bu asamadan sonra da "ama ciftci de hibrit tohum ekmesin, atalik tohum eksin ama olmaz ki" denilerek mantiksiz bir kisir donguye giriliyor. Bu noktada, ciftcinin kendini gelistirme hevesine gonderme yapmak gerek. Yaptigi iste yeni cozum yollari denemeye, ogrenmeye merakli ve caliskan birisinin hayatta basaramayacagi hicbir is yok. O yuzden, ciftcinin de yapacagi cok sey var ama mevcut maddi, teknik dokuman vs gibi yerli kaynaklarin darligi, bugunku literaturun genelde Ingilizce dilinde olmasi ve devletin de ciftciyi inovatif tarim konularinda egitmek gibi bir derdinin olmamasi sorunu giderek buyutuyor. Inovatif dedigime bakmayin; sadece gunes yanikliginda ve zararliyla mucadelede kullanilan mikronize kil gibi zeki urunlerden bahsetmiyorum. Binlerce yillik gecmise dayanan, cesitli kulturlerin deneme/yanilma yoluyla uygulayip basarili oldugu dogal/organik tarim yontemlerini de artik inovatif tarimin birer bileseni olarak kabul edebiliriz cunku bu yontemler, endustriyel tarimla birlikte nesillerin hafizalarindan silindi ve pekala gelecege donuk umut veren inovatif tarim uygulamalari kapsamina girerler.

Mevcut sistem icinde, hibrit tohumlarin, ciftcinin ayakta kalabilmesi icin tutunabilecegi bir dal olmasini anlayisla karsiliyorum. Bu secenege, kendilerinin bile ne oldugunu anlamadiklari bir yerel tohum kavrami one surerek ve yanlis birtakim tanimlar ustunden toptan "kaka hibritler" seklinde bir algiyla yaklasanlari iste bu yuzden anlamak mumkun degil.

Alıntı:
Örnek: Ben bu sene f1 lahana ektim sadece 2-3 defa tırtılla mücadele ettim. (1 defa etkisi 1 hafta olan ilaç, geresi organik mücadele.) Diğer yerli fide eken ise 5 defa fungisit ilaçlaması yaptı. Diğer ilaçlamaları saymıyorum. Siz olsanız hangi ürünü alırdınız??
Herseyden once biyodinamik tarim konusunda tecrube kazanmaya basladiginiz andan itibaren zaten ilaclamanin gerekli olmadiginin ayirdina varip siz kendiniz ilac kullanmaktan vazgececeksiniz. Genc bir ciftci olarak onunuzde uzun bir yol oldugunu dusunuyorum ve tabii ki birden degil ama 100 m^2 ordan 50 m^2 burdan kopara kopara ve herseyden once topragi dogal yollarla yavas yavas terbiye ederek %100 organik tarimin denemelerine baslamanizi diliyorum. Organik yolla ve atalik tohumlar kullanarak simdiki verimi ustelik de cok ustun bir lezzet kalitesi seviyesiyle elde edeceginizi rahatlikla soyleyebilirim.

Son olarak, organik tarimda endustriyel tarimda elde edilen verime ulasilamayacagi propagandasini bosa cikaran cok taze bir calisma icin bkz (dili Ingilizce ama daha sonra donup uzerinde konusabiliriz): http://food.berkeley.edu/wp-content/...acticespdf.pdf


Düzenleyen birnefestoprak : 04-01-2015 saat 05:27
birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-01-2015, 05:43   #27
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi İsmail Kuzucu Mesajı Göster

Şuan piyasada f1 ürünler olmasa çiftçi 1 hafta karnını bile doyuramaz. Yerli ürünlerin pahalı olacağı için vatandaş nasıl bu ürünleri alacak?

Maddi yönünü geçtim yerli ekimde aşırı derecede ilaç kullanımı gerekiyor. (Her tür için geçerli değil.) Örnek: Ben bu sene f1 lahana ektim sadece 2-3 defa tırtılla mücadele ettim. (1 defa etkisi 1 hafta olan ilaç, geresi organik mücadele.) Diğer yerli fide eken ise 5 defa fungisit ilaçlaması yaptı. Diğer ilaçlamaları saymıyorum. Siz olsanız hangi ürünü alırdınız??

Her açıdan f1 tohum şarttır. Gdo tohum demiyorum.

2.si ise fotoğrafta yer alan hibrit ürünlerin tadı, kokusu aromasının neredeyse hiç olmadığı kokunusu. Bunun dayanağı nedir? Neredeyse ocak ayına kadar hıyar satışı yaptım (şimdilerde kendimize kadar var) alanlar hâlâ gelip hıyarlar nerde diye soruyor. Bu bitkinin gübrelemesi ve bakımı ile ilgilidir. Siz bitkiye istediğini vermez iseniz yerli ürünlerde f1 ürünlerde tatsız kokusuz olur.

Ben üretici olarak yazdım. Tohum yerli veya hibrit olsun bilinçli üretim herkesin kazancı olacaktır..
Yani F1 hibrit tohumlar yokken hem çiftçi hem vatandaş açmıydı? Zaten bu gün çiftcilerin cebinden paralar taşıp duruyor. Tohuma ve kimyasallara (Gübre ve ilaç) verdiğiniz parayı, kirlettiğiniz toprağı ve tüketicinin sağlığa harcadığı parayı hesap ederdeniz kimin para kazandığı ortaya çıkar, Tarım ilacı üreten bir çok firmanın aynı zamanda insan sağlığı için de ilaç ürettiği gerçeği ortada iken ne üretici olarak siz ne de tüketici olarak vatandaş kazanır.

Yerli üretimde aşırı ilaç kullanımı gerekiyor demişsiniz. Bu ilaç kullanma zorunluluğu (ki ben bu görüşte değilim) acaba toprağın kirletilmiş olmasından kaynaklanıyor olabilir mi? Zararlının kullanılan tarım ilaçlarına karşı bağışıklık sistemini geliştirmiş olması olabilir mi?

Yarın F1 tohuma ulaşamayacağınız şartlar oluşursa ne yapmayı düşünüyorsunuz?

antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-01-2015, 06:37   #28
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Hem sizin hem ayrildiginiz grubun kullandigi yerel tohum kavrami uydurma bir kavramdir. Bu kavramin Turkceye cevrildigi orjinalinde sizin kullandiginiz gibi bir anlam soz konusu degil. Orjinalinde "yerel tohum" dendiginde, icinde bulunulan yorenin tohumu kastedilir. Eger Yunanistan'in bir koyunde bir Italyan biberi ekiliyorsa, bu bibere Yunanistan'in yerel biberi degil; Italya'nin falanca bolgesinin yerel biberi denir. Sizin kullandiginiz sekliyle yerel tohum kavrami hem teknik anlamda hem de Turkcesi itibariyle cok sorunludur ve konu hakkinda bilgisi olmayanlari yanlis yonlendiricidir.
Burada çeliştiğimiz konu nedir? Yani Fransanında, Ugandanında, Japonyanında yerel tohumu korunmalı diye düşünüyorum. Atalık tohumun nerede yetiştiğinin menşeinin neresi olduğunun bir önemi yok, önemli olan atalık olması diye düşünüyorum. Fransız biberini Adanada yetiştirince bu artık Adana biberi oldu diye bir iddiam yok. Bhut Jolokia biber tohumu dağıtımı yapılırken bu biberin nerede yetiştiğinin değil atalık tohum olup olmamasının önemi vardır.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Atalik tohuma sahip ciktiktan sonra, hibrit tohum uretiminde bence herhangi bir sakinca yok.
Bence var, çünkü hibrit tohumla beraber kimyasal kullanı artmıştır, bu nedenle de topraklarımız gün geçtikçe kirlenmektedir. Toprakları bizden sonraki nesillere kullanılmayacak bir halde bırakılmasını istemiyorum.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Eger tohum ekim zamanlarini ve sartlarini dogru ayarlarsaniz, belli bir adaptasyon surecine gerek olmadan da, Turkiye'nin kuzeyinde yetisen tohumlarin (oncelikli olarak zirai tohumlari kastediyorum) tamamina yakinini basariyla guneyinde de yetistirebilirsiniz.
Bunun mümkün olmadığını 3 senedir yaşayarak öğrendim. Saimbeylinin ince kabuk kokulu domatesini hem tohumdan hem fideden üretme çabalarım sonuçsuz kaldı. Bir tane bile domates alamadım.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Bulgaristan'dan ozellikle 20. yuzyil baslarinda goc eden Turkler araciligiyla Turk topraklarina getirilmis ve yukarda siraladigim ozellikleri tasiyan cok sayida cesit var. Bunlar yerli atalik tohum statusunu coktan haketmislerdir.
Yerli atalık tohum statüsünü hak etmenin bir ölçüsü varmı?

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Ciftcinin atalik tohum ekmesinin onune cok buyuk engeller cikaran sertifikali tohum uygulamasi var (bazi uygulamalar, yavas yavas, birden tepki cekmeyecek sekilde hayata geciriliyor). Eger tohum sirketi, devletin sertifika onayi vermedigi tohumu uretemiyorsa ve ayni devlet ciftciye sertifikasiz tohum ekemeyecegini soyluyorsa, bu ne demek oluyor? Sertifika verilen atalik tohum sayisi gittikce azalmiyor mu? Gen havuzu, Aci Kil Biber, Pala Patlican, Kirkagac Kavunu gibi cesitler cercevesine indirilip iyice daraltilmis olmuyor mu?
Aynı düşünceleri paylaştığımızın farkında mısınız? TİGEM'in "Sertifikalı tohum kullan %25 ürün artışı olsun" anlamında reklamları halen panolarda yer almakta. Şimdi ben elimdeki tohumu sertifikalandırırsam benim ürünüm %25 artacak mı? Ayrıca atalık, yerel tohum olduktan sonra sertifikalı olmasınında bir sakıncası yok. Ancak çiftciye tarım desteği şartını sertifikalı tohum kullanımına bağlanmasına karşıyım. Çiftçi kendi tohumunu kullandığında da destek almalı. Burada anlaşamadığımız bir durum yok sanırım.

"Amacimiz; yerli degil YEREL TOHUMLARIN kullanimini artirmak icin bu tohumlarin uretimini desteklemek ve paylasimina yardimci olmaktir "

Yerli dendiğinde Anadoluya yani bizim topraklarımıza özgü tohum anlaşılır, oysa yerel diyerek dünyanın herhangi bir bölgesinde yetişen yerel tohumu kastettim.

antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-01-2015, 06:57   #29
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak Mesajı Göster
Tohumculuk kanununa karsi oldugunu soyleyen ama bilgilendirme ve uygulama asamasinda tuketicinin de kucuk ureticinin de kafasini karistirmaktan oteye gidemeyen Yerel Tohum Dernegi gibi dernekler de "yok biz boyle dusunmuyoruz" deseler de bircok yanlis bilgiyle dolu duyurulari ve aciklamalariyla sanki geleneksel tohum satan yerli sirketler de aslinda bir komplonun parcasiymis gibi gosteriyorlar.
Bu açıklamanın dışında 26 numaralı mesajınızda belirtiğiniz konularla ilgili olarak aynı duygu ve düşünceleri paylaşıyorum. Yukardaki alıntıya itirazım ise bir kaç kez vurguladım yerel atalık tohum üreten firmalara karşı değilim. Geri dönüşümsüz, tek yıllık tohum üreten firmalara ve çiftçilerimize bunu kullanmaya zorlayan sisteme karşıyım.

Sizden bir de ricam var Türkçe karşılığı olan yabancı kelimeler kullanmayın. Herkesin anlayacağı bir dil kullanır ve Türkçemize saygı gösterip sahip çıkarsanız sevinirim. (İnovatif= Yenilik, Yenilikçi)

antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-01-2015, 08:16   #30
Ağaçsever
 
antebi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-05-2013
Şehir: Adana
Mesajlar: 49
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Anayasa gibi dernek logosuyla birlikte her yere yapıştırılan yazıya bir bakalım:
Bu yazıyı doğru bulmadığımı söylediğimde ise;

Diye yazmışsınız.

Yazının kaynağı yok, belirtilmemiş. Yazanın kendi ürettiği ifadeler gibi görünüyor (o kadar çok yerde gördüm ki, Saraçoğlu kaynaklı diye düşünüyorum).
Evet doğru söylüyorsunuz, Yazının kaynağı Saraçoğludur,

Organik tarım 'hikaye' mi? 96 noulu mesajda belirtilmiş. Saraçoğlu gibi profesörlük ünvanı kazanmış kişilerin görüşlerine itibar edilebilir diye düşünüyorum. Konunun doğru olup olmadığını ispat etmek bana değil Saraçoğluna düşer.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Hibrid tohumun F1 seviyesinden sonra elde edilen meyveden alınan tohumun F1'den farklılaşması da tohum şirketlerinin ticaretlerinin devamlılığında bir araç oluyor.
Bu yazı size ait. F1 tohumlara karşı olmadığınız anlamını çıkarabileceğimiz pek çok ifadeniz olduğu göz önüne alındığında sizin herhangi bir tarım firmasıyla bağlantılı olabileceğiniz geliyor aklıma. Öyledir demiyorum yanlış anlamayın.

Arkadaşımın kızı doğduğunda şeker hastası olarak doğdu, bu durumun sağlıksız beslenme ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı beslenme sağlıklı tohumla başlar, kendi benzerini üretemeyen tohumun sağlıklı olduğuna kimse beni inandıramaz, kusura bakmayın.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster

Öte yandan tohum şirketlerinden pazar beklentisi (ki pazar deyince tüketiciler anlaşılmamalıdır, üretici ve devamındaki tüketiciye kadar zincir - tüketici pazardan sayılmıyor) erken hasata gelen, ürünün tamamının bir defada hasat edilebileceği, hepsi biribirine benzeyen, raf ömrü olabildiğince uzun, hamken bile olgun görünen ve güzel görünüşlü meyveler üreten tohumlar. Bu beklentilerin içinde ne lezzet, ne de besleyicilik var. Dolayısı ile ortaya çıkan tohumlar da ona göre. Bu tohumların f2 seviyesinde f1'deki ürünü vermemesi ise tohum şirketlerin kendilerince sürdürülebilirliğini sağlayan bir durum ve bazı küçük şirketler dışında hibrid olmayan tohum ıslah etmezler. Buna bir de olgunlaşmadan toplanmasını, olgunmuş gibi görünmesini sağlayacak müdahaleleri ekleyin.

Sizin aslında karşı olduğunuz, benim ve buradaki bir çok kişinin karşı olduğu da budur. Ancak bunu tamamen"hibrid" kavramına indirgediğinizde bir çok açmaz ile karşılaşırsınız.
Sizin yazınızdaki koyulaştırarak vurguladığım konuya karşıyım. Başkada karşı olduğum bir durum yok. Tekrar belirteyim benim karşı olduğum tek yıllık, geri dönüşümsüz, kısır olan tohumlardır. Gen havuzumuzun gittikçe küçülmesidir. Bu nedenle yerel tohumların devamının sağlanmasını isteğim karşısında geri dönüşümsüz tohumları savunmak niye anlamadım.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Grup üyelerinizden birinin önüne, hangisi olduğunu belirtmeden bir heirloom bir de hibrid tohumdan yetişmiş domates koysam, tadına da baksa ve hangisini beğendiğini sorsam büyük ihtimal hibrid olanı beğendiğini söyler. Bu durumda ne olacak? Bütün bina yıkılacak mı? Oysa bu örnekte hibridin beğenilmiş olmasının bir önemi yok. Buna rağmen yaygınlaşması gereken heirloom tohum olmalı (bana göre).
Benim hibrit tohumdan ne kastettiğimi siz çok iyi biliyorsunuz

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Bu gibi projeleri, doğru temeller üzerinde kurulduğu, kavramların ve hatta terminolojinin bilim temelinde herkesin doğrusuyla eşit olduğu, ilkeleri açık, etik kuralları net bir şekilde belirlenmiş, yörüngesinden sapmadığı sürece elimden geldiğince desteklerim. Fakat, sırf laf ebeliği olsun diye başka yerlerden bulduğu alakalı-alakasız yazıyı kaynak da belirtmeden kendi ürünü imiş gibi yapıştırıp, filancanın yazını yapıştıracağına linkini verseydin, oradan da okurduk dendiğinde de, "illa istiyorsan link de veririm" diyenlerin ve normal karşılayanların etiği ile bunu yapabilecekseniz yolunuz açık olsun, ben yokum
Umarım buradaki suçlama bana ait değildir. Benim paylaşımlarım da eğer değişiklik yapmamışsam mutlaka kaynak belirtirim. Bunu bir çok paylaşımda kaynak olarak agaclar.net'i göstermemden de anlayabilirsiniz. (1 ocak tarihli paylaşımım https://www.facebook.com/groups/yere...3969904080872/ Ama alıntılar üzerinde değişiklik yapmışsam kaynak belirtmem doğru olmaz diye düşünüyorum.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Antioxidant Composition in Cherry and High-Pigment Tomato Cultivars
(Marcello S. Lenucci, Daniela Cadinu, Marco Taurino, Gabriella Piro,Giuseppe Dalessandro)

COMPARISON AMONG HEIRLOOMS AND HYBRIDS OF 'CUORE DI BUE' TOMATO: A GLOBAL APPROACH TO QUALITY EVALUATION (P. Sambo, A. Brigi, S. Bona, M. Giannini, A. Marangon, T. Zanini)

Antioxidant activity and bioactive compound changes during fruit ripening of high-lycopene tomato cultivars (Ilahy Riadh, Chafik Hdider, Marcello S. Lenucci, Imen Tlili, Giuseppe Dalessandro)
Yabancı dilim olmadığı için bu dökümanları anlamam mümkün değil, gruptaki bir çok insan da benim durumumdadır. Eğer bunların Türkçesi veya Türkiyede yapılan araştırmalar varsa bunların linkini verirseniz sevinirim.

antebi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 17:58.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024