agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları (http://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/)
-   -   Yedikule Bostanları'nın yok edilmesi (http://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/32195.htm)

birnefestoprak 17-07-2013 19:30

Yedikule Bostanları'nın yok edilmesi
 
Bugun tesadufen Diren marul! - Radikal Türkiye adresindeki haberden ogrendigim bir konu bu.

Gelismeler surdan takip edilebiliyor sanirim: http://yedikulebostanlari.tumblr.com/

Bir gozu donmusluk uygulamasi daha...

YeniGine 18-07-2013 00:59

E Bismillah!..
Ben bildim bileli, yani 1977'den beri o bölge Bostan'dır, Topkapı, Yedikule, Zeytinburnu çevresi. Ekilir, dikilir, biçilir, üretilir, kazanılır. Aman yeşil alan kalmasın, yok edelim zihniyeti. Süs havuzu ve park yapacaklarmış. E işte zaten Taksim'de bir park var; oraya yapın süs havuzunu, parkınızı. Orası zaten doğal bir yeşillik içersinde daha ne gerek var ki süs havuzuna, parka.
Valla bir garip elimizdeki parkı yok edelim, başka bir yeşil alanda park yapalım.

serkan_istanbul 18-07-2013 23:47

şaşırdılar ne yapacaklarını havuz yapacaklarına yıkılan duvarlarını yapsınlar. Bıraksın ordakı vatandasta ıkı kurus kazansın .

malina 19-07-2013 10:30

1 Eklenti(ler)
Alıntı:

Aynı zamanda Fatih Belediyesi’nin CHP’li Meclis üyesi Gülay Yedekçi, bostanların arkasında lüks Yedikule Konakları’nın rantını arttırmak için onlara bahçe görevi görecek bir park tasarlandığını bostanların bu amaç için yıkıldığını söyledi.

Yedekçi, 2011 tarihli tarihi yarımadanın yasası sayılan “alan yönetimi planı”nda da bostanların korunması gerektiğini hatırlatarak belediyenin kendi yasasını da deldiğini belirtti.

Eklenti 427595
Melda Onur

YeniGine 20-07-2013 00:55

Gelişmeyi okuyunca e Bismillah! demiş idim... Ve sonrasında orada havuz olacak da ne olacak diye düşünürken de, kesin bunun da altında bir rant yatıyordur diye de düşünüyor idim ki Sayın malina yorumunuzdan sonra sebep anlaşıldı.
Bir ben, bir de Sayın serkan_istanbul ne kadar da safça düşünmüşüz. Yani demek ki yine her yeşil alanı her daim yaptıkları gibi ranta çevirmek peşindeler.
3 sene önce demiştim ki 'Sizin çocuklarınız elma, şeftali, kiraz, armut, erik ağacını tanımayacaklar bilmeyecekler' ama artık bundan sonra otu, ayrık otunu, çekirgeyi, uğur böceğini, karıncayı, arıyı bilmeyecekler...

Eser İlhan 20-07-2013 10:18

1 Eklenti(ler)
Orada yok edilmek istenen sadece bostanlar değil ki... O surların önünde , arkasında , altında şehrin tarihi var. Bizanstan günümüze kalan en önemli zindanlar... Kimse önemsemez, kapısına zincir vurulu...

Biz mezun olduğum lisenin gezi grubuyla her ay Istanbul'un belli bir semtini gezeriz. İçimizde turist rehberi olan arkadaşlar çoktur, onlar da gönüllü rehberlik yaparlar bizlere. Doğup büyüdüğümüz şehrin hiç bilmediğimiz yüzleriyle karşı karşıya getirirler bizi.

Bu bağlamda kış içinde yedikule zindanlarını gezdik. Kapısı kilitli tutulan denize yakın bölümünü rica minnet açtırıp, yüzyıllardır hiç bozulmadan mazgallardan denize bakan "bizans kartalı"nı gördük. Rehber arkadaşımızın söylediğine göre sadece bu kartalı görmek için Istanbul'a gelen insanlar varmış..

Yine aynı yerde "altın kapı" denen , İmparatorun şehre giriş yaptığı ve Bizans oymacılığının şaheseri olduğunu dinlediğimiz kapı da bu bostanların arasında imiş.. Şu anda önünde minibüs durakları var, giriş kapısı kapısı da kilitli. Kışın yolu çamur denizi olduğu ve önündeki alanda da başıboş sokak köpekleri yuvalandığı için yanına kadar yürüyemedik, ama mutlaka görülmesi, bilinmesi gereken bir yer olduğunu anlattı arkadaşımız.
Netten bulduğum bir fotoğrafını ekledim..

Bu bostanlarda ayrıca bizans döneminden kalma kuyular varmış ve dozerler bunların üzerinde çalışıyorlarmış şu anda :(
Rantdan çok daha acı olan, dünya tarihine bir saldırıdır bu bence..

Eklenti 427804

pria 20-07-2013 12:15

Gezi olaylarından ders çıkardığını sandığımız Kadir Topbaş, '' otobüs durağını bile halka soracağız'' demişti..
Biz hatırlıyoruz bu lafını, ama ya kendisi?

Eser İlhan 20-07-2013 14:09

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi pria (Mesaj 1181951)
Gezi olaylarından ders çıkardığını sandığımız Kadir Topbaş, '' otobüs durağını bile halka soracağız'' demişti..
Biz hatırlıyoruz bu lafını, ama ya kendisi?

Herşeyi halka sormanın da bir çözüm olduğuna inanmıyorum. Bunun ardında yapmak istediklerine meşru zemin hazırlama çabası görüyorum ben.
"Halk" denilen kitle herşeyi acaba gerçekte olması gerektiği gibi değerlendirebiliyor mu? Halkın ölçü kriterleri nelerdir? Herhangi bir referandumdan çıkan sonuç aslında kimin hayrınadır ya da referandumdan çıkan her sonuç halkın yararına olur mu? "Halka sorduk, böyle istediler"in arkasına saklanıp herşey kılıfına uydurulabilir mi? ...

Olması gereken yöneticilerin halka sormaya pek de fazla gerek kalmadan çağdaş ölçütlerle gerekeni yapmalarıdır bence.

birnefestoprak 20-07-2013 17:42

Bu arada, meshur Yedikule Marul'u adini bu bostanlardan alir diye biliyorum.

pria 31-08-2014 17:58

İlle girecekler bir bostana! - Diken



Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!





Tevfik Fikret

Ozlem A 12-12-2014 23:12

Osmanlı'dan bugüne gelen bostanları yok ermek pek gündemle uyumlu olmadı herhalde. Son durum değil ama güzel bir gelişme. Belediye planlı yeniden oylayarak Fatih Belediyesi'ne iade etmiş.

Tarihi Yedikule bostanlar plan reddedildi - Hrriyet GNDEM

birnefestoprak 16-01-2016 17:33

1 Eklenti(ler)
Vandana Shiva, Turkiye'ye gelmis, Yedikule Bostanlari'ni ziyaret etmis ve ciftcilerle birlikte roka tohumu ekmis de haber vermiyorsunuz :)

dongyul 16-01-2016 18:22

Vandana Shiva kendisiyle birebir tanışmak çok isterdim keşke geldiğini daha önceden haberimiz olsaydı. Yazdığı kitaplar çok güzel ve içten bir dille yazmış herkesin okumasını çok isterim :)

Bostanlara geldiğimizde amaç belli ortamı betonlaştırarak ya da park alanına çevirerek verimsiz üretimi olmayan bir ortam oluşturmak...

birnefestoprak 17-01-2016 03:09

Yanilmiyorsam 2014'te uluslararasi bir konferans (World Organic Conference) icin Istanbul'a gelmisti. Her senenin Eylul ayinda da Heirloom Expo'ya (atalik tohum, surdurulebilir ciftcilik, ciftlikten sofraya, GDO'suz tarim gibi konu basliklarini iceren cok buyuk bir konferans) ABD'ye geliyor; bu sene de gelir mi bilmiyorum.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi dongyul (Mesaj 1433693)
Vandana Shiva kendisiyle birebir tanışmak çok isterdim keşke geldiğini daha önceden haberimiz olsaydı. Yazdığı kitaplar çok güzel ve içten bir dille yazmış herkesin okumasını çok isterim :)

Bostanlara geldiğimizde amaç belli ortamı betonlaştırarak ya da park alanına çevirerek verimsiz üretimi olmayan bir ortam oluşturmak...


birnefestoprak 20-01-2016 16:04

Biz bu bostanla hürüz
 
Vandana Shiva ziyaretiyle ilgili goruntuler de geldi. Son ifadesi, butun olayi ozetliyor.

https://www.youtube.com/watch?v=kVq2...ature=youtu.be

Taşlıbahçe 26-01-2016 19:06

3 Eklenti(ler)
Mevlanakapı'dan Yedikuleye uzanan bu bostanları asırlarca sözleriyle veya resimleriyle anlatan kalem sahipleri olmuş. Benim için de feyz kaynağılar.

Bilhassa bostanların olduğu kısımlar o eski zamanlardan bugüne o kadar az değişmiş ki, şaşırılası şey. Hem geleneksel kullanımı, hem de görselliğiyle asırlardır donmuş kalmış. Hele İstanbul'da, bir mucize bu. Arkalarındaki bin yıllık surların kalmasından farklı bir şey. Her yıl yenilenen, yaşayan, yaşatan bir kadraj bu. Ve üstüne üstlük bin yıllık şehir duvarlarıyla olabilecek en güzel ilişkiyi sergiliyorlar. Surların kimi duvarları setli arazilere dönüşmüş, incirler, dutlar dikilmiş, geçmiş zamanların korku eseri hendekleri de bahçelere şenlik, sofralara bereket olmuş.

Ve yüzlerce yıldır bu görüntü pek çok insanı etkilemiş, feyz vermiş. Bunların her biri bir kanıt. Bu mirasın tarihi kanıtı, kültürel kanıtı, sanatsal kanıtı, yaşamsal kanıtı... Çok net, tüm bu değerli birikime, uyuma, ilişkiye rağmen bu bostanlarla ve bostancılarla uğraşanların hainliği çok net. Sevgili, saygılı bostancıların bu topraklara ve işlerine bağlılığı takdire şayan.

Tesadüf değil; İstanbul'dan ayrılmadan önce defterimi alarak çok sevdiğim sur boyunu Ayvansaray'dan Yedikule'ye kadar pek çok ayrı günde parça parça yürüyerek resimlemiştim. Son resimler de bu bostanlara aitti. Son olmamalarını, bu mirasın sağsalim devredilmesini diliyorum. Sizlerle de bu resimlerin birkaçını paylaşmak istiyorum.



Taşlıbahçe 26-01-2016 19:08

1 Eklenti(ler)

Bir tane daha; arkalarında Yedikule zindanları


Eklenti 593585

Taşlıbahçe 27-01-2016 17:08

Konuyla ilgili Melis Alphan'ın yazısı ve kampanya linki
 
Bostancıların yapıcı yaklaşımı
Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar

25 Oca 2016 — Hürriyet gazetesi yazarı Melis Alphan'ın #YedikuleBostanları'ndaki son duruma ilişkin kaleme aldığı ikinci yazı bugün yayınlandı. lütfen dostlarınızla paylaşın ve herkesi www.change.org/YedikuleBostanlari'na imza vermeye, bostancılara destek olmaya davet edin:

Bostancıların yapıcı yaklaşımı | Melis Alphan

Bostancıların yapıcı yaklaşımı

YEDİKULE Bostanları'ndaki barakalar yıkılırken bostancıların ulaşabildiği en üst merci Avrupa Yakası Zabıta Daire Başkanlığı oldu.
Kendilerine mart itibariyle bostanları tahliye etmeleri gerektiği, bostanlarda artık bostancılık faaliyeti yürütülmeyeceği, buranın Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne devredileceği, çim ve peyzaj alanı yapılacağı söylendi.
Zabıtalardan biri “Çevre kirliliği neden gösterildi” dedi.
Mevlanakapı’dan Yedikulekapı’ya surun önündeki açık alanı kapsayan arazide bostancılar yıllardır işgalci
statüsünde ve ecrimisil ödüyorlar. Bir tür kullanım bedeli, kira veya vergi diye düşünebiliriz bunu. *
27 bostancının biri dışında hepsinin tek bildiği iş bu. Bu meslekle büyümüşler, çocukluklarından itibaren bostancılık yapmışlar. Buradan tahliye edildiklerinde hepsi mağdur olacak. İşsiz ordusuna bir tabur asker daha eklenecek. Sadece iş güç, geçim meselesi de değil, bu insanların sosyal ilişkileri de bostanlarda yürüyor. Hayatları bostanla birleşmiş vaziyette. Bostanları kaybettiklerinde bugüne kadarki hayatlarını da kaybetmiş olacaklar.
*
Tahliye kararının nedenini sorguluyor ama cevap bulamıyorlar.
Çevre kirliliği konusunda “Barakalarla ilgili bu gerekçeyi kabul edebiliriz ama bostanlar için kabul edemeyiz” diyor ve ekliyorlar: “Şu anda yıkılmış vaziyette daha berbat bir görüntü kirliliği oluşturuyoruz. Üstüne, mağduriyet yaşıyoruz kış mevsiminde.”
Suriyeli bir çifte surlarda saldırı ve tecavüz olayının bu kararda etkili olmuş olabileceği rivayeti de dolaşıyor: “Bu olay surların arka bandında, Fatih tarafında oldu ama ‘Sizin olduğunuz bölgede güvenlik zafiyeti var, bu yüzden burayı insandan arındıracağız’ dendi. Oysa insandan arındırırlarsa burası daha da sahipsiz hale gelecek.”
*
Bostancılar “Biz 50 yıldır buradayız, burayı sahiplendik, burası bizim. Biz böyle geldik, böyle gideriz” türünde sert bir çıkış yapmıyorlar. Onlar uzlaşma taraftarı. Sadece yetkililer onların sesini duysun, onları dinlesin, onları muhatap alsın istiyorlar.
Ama yetkili merciye ulaşamıyorlar.
Ben sözcüleri Cihan Kaplan’ın ağzından çözüm önerilerini burada sıralayacağım ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin bu yazıyı okumasını dileyeceğim.
Bence onlara da makul gelecek. *
Bostancılar diyor ki...
“Neyse kabahatimiz, düzeltmeye hazırız. Yeter ki bize ‘Şunu yapın, bunu yapın’ densin. Bir şartname sunulsun. Densin ki mesela ‘Barakanız ahşap olsun, konteyner olsun, taş ev olsun, yeşil renkte olsun.’
Mimari tarzda oraya uyan ne ise bizden istesinler, yapım masrafını da biz karşılayalım.”
Bostancılar diyor ki...
“Bizden düzenli numune ürün istesinler, onu sağlayalım. Toprak, su analizi yapsınlar. Her ay fotoğraf çekip yollayalım, belgeleyelim. Belediye kendi içinden bir ekibi bize yönlendirsin; düzenli olarak bizi denetlesin, aykırı bir şey yapıyorsak bizi uyarsın, bize ceza kessin.”
Bostancılar burada tarım faaliyetlerini sürdürebilmek için meseleye çok yapıcı yaklaşıyorlar. *
Osmanlı zamanında burada yapılan tarımdan elde edilen gelir surlardaki tahribatı önlemek için tadilatlarda kullanılmış. Bu tarlalar uzun yıllar bu surların ayakta kalmasına maddi destek sağlamış.
Neden bu bostancıların ödediği ecrimisil yine bu iş için ek bütçe olarak kullanılmasın? Aynı gelenek niye sürmesin?
Bostanlar korunursa hem burada çalışan insanlar mağdur olmaz hem kentsel tarım sürer hem de geleneksel kültür yaşatılır. Çok mantıklı değil mi?
*
Televizyonlarda dönen kamu spotunda “Tarımsal alanları başka amaçlarla kullanmayalım” diyor. Öte yandan tarımsal bir alanda peyzaj yapılıp orası tarıma kapatılmak isteniyor.
Bu kendi kalemize gol atmak anlamına gelmiyor mu?

duy-gu 12-02-2016 09:42

Yedikule Bostanları Tohum Takas Şenliği 13 Şubat
 
Yedikule Bostancılar Derneği sözcüsü Cihan Kaplan, Yedikule Bostanlari Girisimi’nden Aslıhan Demirtaş ve Magma Dergisi yayın yönetmeni Özcan Yüksek’in katılacağı ve saat 15:00’de başlayacak takas şenliğinde Yeniyerel Sohbetler’in ardından; bostancılarla bir takas masası kurulacak.

Tarihin birikimiyle oluşmuş gastronomi kültürümüz ve sürekli yenilenen mutfak teknikleri ile birlikte, geleneksel lezzetleri ve doku şiarı ile faaliyet gösteren Yeni Yerel Sohbetlerin altıncısı gerçekleşecek tohum takas şenliğinde. Yedikule Bostancılar Derneği sözcüsü Cihan Kaplan, Yedikule Bostanlari Girisimi’nden Aslıhan Demirtaş ve Magma Dergisi yayın yönetmeni Özcan Yüksek sohbet sırasında katılımcılar ile birlikte Yedikule Bostanlarının tarihini, önemini ve İstanbul’a etkisini masaya yatıracaklar.

Takas Masasında bostancıların ilkbahar ve yaz ekimleri için paylaşıma sunacakları tohumlara karşılık diğer katılımcılar da Yedikule Bostanları’na sadakatı, muhabbeti ve bu bostanları korumaya ilişkin kararlılıklarını ifade eden görsel ya da yazılı ürünlerini takas edecekler.

Detaylı Bilgi : https://www.facebook.com/events/188739008153806/

duy-gu 12-02-2016 09:47

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Taşlıbahçe (Mesaj 1435772)
Mevlanakapı'dan Yedikuleye uzanan bu bostanları asırlarca sözleriyle veya resimleriyle anlatan kalem sahipleri olmuş. Benim için de feyz kaynağılar.

Bilhassa bostanların olduğu kısımlar o eski zamanlardan bugüne o kadar az değişmiş ki, şaşırılası şey. Hem geleneksel kullanımı, hem de görselliğiyle asırlardır donmuş kalmış. Hele İstanbul'da, bir mucize bu. Arkalarındaki bin yıllık surların kalmasından farklı bir şey. Her yıl yenilenen, yaşayan, yaşatan bir kadraj bu. Ve üstüne üstlük bin yıllık şehir duvarlarıyla olabilecek en güzel ilişkiyi sergiliyorlar. Surların kimi duvarları setli arazilere dönüşmüş, incirler, dutlar dikilmiş, geçmiş zamanların korku eseri hendekleri de bahçelere şenlik, sofralara bereket olmuş.

Ve yüzlerce yıldır bu görüntü pek çok insanı etkilemiş, feyz vermiş. Bunların her biri bir kanıt. Bu mirasın tarihi kanıtı, kültürel kanıtı, sanatsal kanıtı, yaşamsal kanıtı... Çok net, tüm bu değerli birikime, uyuma, ilişkiye rağmen bu bostanlarla ve bostancılarla uğraşanların hainliği çok net. Sevgili, saygılı bostancıların bu topraklara ve işlerine bağlılığı takdire şayan.

Tesadüf değil; İstanbul'dan ayrılmadan önce defterimi alarak çok sevdiğim sur boyunu Ayvansaray'dan Yedikule'ye kadar pek çok ayrı günde parça parça yürüyerek resimlemiştim. Son resimler de bu bostanlara aitti. Son olmamalarını, bu mirasın sağsalim devredilmesini diliyorum. Sizlerle de bu resimlerin birkaçını paylaşmak istiyorum.



Sevgili Taşlıbahçe,

Resimleriniz ne kadar güzelmiş, yeni farkettim. Elinize sağlık. Suluboya gibi duruyor ama doğru mudur? Bunları orada gezerken o an mı resimlediniz?

selim_50 12-02-2016 10:17

arkadaşlar kusuru bakmayın ama artık şikayetçi, mağdur olan kimsenin durumuna üzülmüyorum, kendim ettim kendim buldum diye bir şarkı var, kendimiz ettik ceremesini de çekeceğiz, hiç ağlamanın sızlanmanın anlamı yok.

Taşlıbahçe 12-02-2016 18:59

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi duy-gu (Mesaj 1439475)
Sevgili Taşlıbahçe,

Resimleriniz ne kadar güzelmiş, yeni farkettim. Elinize sağlık. Suluboya gibi duruyor ama doğru mudur? Bunları orada gezerken o an mı resimlediniz?

Sağolun :) Evet, yerinde resimledim. Çini mürekkebi, sulu boya, guaj boya karışık.

Defterin de katkısı çok. Sevgili Malina'nın hediyesi; elleriyle yapmış zamanında :)

duy-gu 12-02-2016 20:18

Çok beğendim hatta bayıldım :-) Malina'nın da ellerine sağlık.

birnefestoprak 11-05-2016 21:00

1 Eklenti(ler)
"Fırsat oldu olmadı, yazayım mı yazmayayım mı" derken bugüne geldik. Düşündüğünü kendine tutamamak bir huyu da olunca insanın böyle oluyor.

Vandana Shiva'larla güzel güzel resimler çekildi mi? Çekildi. Marul festivali için afilli posterler hazırlandı mı? Hazırlandı. Şarkıcılar getirilip sazlı sözlü eğlence yapıldı mı? Yapıldı. Pahalı restoranlara gidilip marul dolmalarının tadına bakıldıktan sonra yemek dolu tabakların resimleri çekildi mi? Çekildi. E o zaman Yedikule Bostanları kurtuldu baylar bayanlar. Zaten tohumlar da "halka" dağıltmıştı; marulu da kurtardınız...

Vandana Shiva'nın ana konuşmacılarından biri olduğu (önümüzdeki Eylül'de de Kaiforniya'ya gelecek) Heirloom Expo'ya konuşmacı olarak davet edildim. Zamanlaması tutmuyor (Türkiye'den dönüşümün hemen arkasına denk geliyor); benim için çok yorucu olacağı için bu sene gidemeyeceğim. Seneye kısmet olur da gidersem Vandana'yla ben de bir fotoğraf çektirir marul tohumunu da fotoğraf eşliğinde talep ederim goygoycular sizi.

Her önüne gelenin olur olmadık konumlarda, her konuda karşımızda bitmesi bir Türkiye gerçeği ve bu durum, dünya görüşlerinden de bağımsız bir konu. Heryerde böyle... Ya kardeşim hiçbirşey yapamıyorsanız, yabancı diliniz filan yoksa, literatür taraması yapmaktan aciz durumdaysanız, bari bir bilene sorun; o kadar zor olmamalı. Yine de afiyet olsun da dolmaları lüpletirken biraz kendi kendinize beyninizi mıncıklarsanız, hem kendiniz, hem Slow Food hem de Türkiye için iyi birşey yapmış olursunuz...

beşiktaşlı 25-06-2016 01:46

elinize sağlık:))

Jakin 25-10-2016 12:39

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Jakin (Mesaj 1483448)
Böyle bir mesaj gördüm.. :(

https://twitter.com/ismailsrcoglu/st...23260028071936

"Cihangir'de bir avuç insanın emek vererek ekip biçtiği Roma Bostanı'ndaki çay bahçesine iş makinaları girmiş. Olay yerine gidiyoruz."

:( Umarım doğru değildir..

birnefestoprak 06-03-2018 16:43

1 Eklenti(ler)
Yedikule Marulu'nu ABD'de yetiştirmemi doğru bulmayan Slow Foodçu Defne Koryürek'in, "ABD'li Seed Savers Exchange derneğinden gelen tohumları ekerken" adlı çalışması (https://manifold.press/gunluk-16-22-subat-2018). Üstelik çeşitler arasında bu toprakların atalık domateslerinden Cherokee Purple da bulunuyor. Üstte ortadaki tohum da derneğin çok nadir tohum kolleksiyonuna ait, sınırlı sayıda üretilen tohumlarından biri. Üstte en sağdaki de Michigan'a ait, yine atalık, çok iyi bir sarı/turuncu domates olan Kellogg's Breakfast. Diğer ticari tohum paketlerinden bahsetmiyorum bile.

Şimdi sormak istiyorum: Yereli korumak daha iyi olmaz mı? Cherokee Purple'ı niye anavatanından koparıyor acaba? :)

tarku 06-03-2018 18:25

Bu iktidarın kent yönetimi işte bu kadar. Osmanlı torunlarıyız diye gert gert geğirirler, sarayın yiyecek ihtiyacının karşılandığı tarihi bir yeri yok etmekten geri durmazlar.
İstiklal caddesindeki ağaçları söküp, taş döşerler, ardından beton saksı içinde manolya ağaçlarını oraya buraya döşerler. Bunların yönettiği bir şehirde yaşayıp da mutlu olan birileri var mı acaba?
Topkapı sarayı yıkılsın, yerine AVM yapılsın. Senede 3-5 turist gezecek diye şehrin en güzel yeri atıl duruyor.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 22:51.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024