Akarsuları Kanala Dönüştürmek
 

Yaşadığım yerden-Tokat/Erbaa- geçen Kelkit çayı, iki tarafından taş duvarlarla kanal içine alınmakta. Taşkın önleme mazereti arkasında, geniş akarsu mendereslerinden kazanılacak-çalınacak- topraklar, birilerinin gözünü döndürmüş olmalı. Akarsu menderesleri, bataklıklar birinci derecede doğal yaşamın kaynağıdır. Akarsuların iki kenarından duvar içine alınması, suyun toprak ve diğer canlılarla irtibatını bıçak gibi kesmektedir. Hiç bir canlı duvar engelini aşıp, suya ulaşamaz. Balıkların ve su kuşlarının üreme alanları(girinti çıkıntı ve adacıklar) ortadan kalkmakta. Akarsu yaşam kaynağı olma niteliğinden çıkarılıp, kuru bir su kanalına dönüştürülmektedir.

Duvarlar sadece, akarsuların yerleşim alanları içindeki kısmında-taşkınların evlere zarar vermesini önlemek amacıyla- yapılmalı. Doğanın ortasındaki akarsuya duvar çekmenin, başka ne anlamı olabilir?

Mühendislerin bildiği -iki nokta arasındaki en kısa mesafe- doğru ile, doğanın doğrusu aynı deyil... Hangisi doğru?

Kelkit Çayına Duvar - Erbaa
 

Henüz duvar yapılmamış bir alandan çektiğim bir fotoğraf ve uydu fotoğrafını ekliyorum. Uydu fotoğrafının(alttaki) sağ üst tarafında 1 cm. eninde, paralel iki beyaz çizgi şeklindeki duvar planını görebilirsiniz. Bu duvar planı kilometrelerce uzuyor. Google Map'den kendi yörenizdeki akarsuların durumunu da kontrol edebilirsiniz.

Eklenti 263047

Eklenti 263048

Gösterdiğniz duyarlılık için sizi takdir ediyorum Sayın Naturefan. Benzer bazı çalışmalardan birine de biz maruz kaldık. Mersin Mezitli Deresi üzerinde, her birkaç yüz metrede bir olmak üzere, setler yapıldı. Bir metre kadar yükseklikte, dereyi kesen setler bunlar. Yazın kuruyan derede, oluşturulan bu setler önünde, su canlılarına yaşam alanı oluşturma amaçlı. Ancak, yaptığı tahribat, düşünülen kazançtan çok fazla gibi görünüyor. Hiç bir plan, proje yapılmamış gibi. Çalışanlara sorumlu sordum. "Biz işçiyiz" dediler. Makine operatörü, dilediğini yapıyor.

Birinci sıradaki amacın, "Malum Bir Müteahhit"e, yağlı bir iş yaratma olduğu anlaşılıyor olup bitenden. Diğer nedenler olsa da olur, olmasa da.

Zaman, doğanın ve insanların aleyhine işliyor. Ne diyelim...

Selamlar.

Taşkın tehlikesi olan yerleşim alanları civarında, akarsuların akış hızını yavaşlatmak amacıyla, kemer şeklinde setler yapılabilir belki; ancak bu setler, balıkların ve suda yaşayan diğer canlıların yaşamını, göçünü engellemeyecek şekilde yapılmalı.

1 mt aralıklarla güçlü beton kazıklar çakıp, önüne büyük kayalar dökerek, yarı geçirgen bir baraj seti oluşturulabilir.

Bu şekildeki bir set hem suyun akış hızını yavaşlatır, hem de balık ve diğer su canlıları kayaların arasından geçebilir. Tabii ki bunun, her iki amacada başarılı bir şekilde hizmet edecek yapıda, çok iyi projelendirilmesi gerekir.

Bütün akarsu, göl ve bataklıklar Doğal Sit Alanları olarak tanımlanıp, her türlü olumsuzluktan korunmalı. Akarsuların yön değiştirdiği dirseklere-gerekli yerlerde- duvar yapılabilir; ancak kilometrelerce uzayan duvarlar, doğal yaşam için bir yıkımdır.

Bu tür miyop projelerin zararları, karlarından bin kat fazladır. Farketsekde, etmesekde hepimiz ağır bir şekilde ödüyoruz.
Doğanın bedava sömürülecek sonsuz bir kaynak olmadığını, artık anlamalıyız. Doğayı insan bedeninin bir parçası(esası, insan bedeni doğanın bir parçası, ürünüdür) olarak gören, yeni bir anlayışa ihtiyaç var.