agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 17-04-2008, 16:54   #1
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 03-06-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 16
SİYASAL İKTİDARIN ORMANLARIMIZI TURİZMCİLERİN “YOL GEÇEN HANINA” DÖNÜŞTÜRME ÇABALARI SÜRÜYOR...

SİYASAL İKTİDAR, “DEVLET ORMANI” SAYILAN ARAZİLERİ YİNE ANAYASAYA VE ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARINA AYKIRI OLARAK YERLİ VE YABANCI TURİZM YATIRIMCILARINA TAHSİS ETMEK İÇİN YASA TASARISI HAZIRLADI. “ANAYASAYA KARŞI HİLE” YAKLAŞIMIYLA HAZIRLANAN TASARI ÖNGÖRÜLDÜĞÜ GİBİ YASALAŞTIĞINDA ÜLKEMİZDE % 5,3’Ü ANTALYA, % 4’ü MUĞLA ve % 2,3’ü İZMİR’DE OLMAK ÜZERE 2,1 MİLYON DÖNÜM ORMAN, HER TÜRLÜ TURİZM YATIRIMINA AÇILABİLECEK. BU YATIRIMLARLA EN AZ 63 BİN DÖNÜM ORMANIMIZ YAPILAŞABİLECEK. ÜSTELİK, BU TAHSİSLER ANAYASANIN 169. MADDESİNE KARŞIN YİNE ”KAMU YARARI” GÖZETİLMEDEN YAPILABİLECEK...

Anımsanacağı gibi, ülkemizde, bir yandan 1982 yılında çıkarılan 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8. maddesi, bir yandan da 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 1983 ve 1987 yıllarında yılında değiştirilen 17. maddesiyle, başta “orman” sayılan alanlar olmak üzere her türlü kamusal arazi yerli ve yabancı turizm yatırımcılarına 49 yıllığına tahsis edilebiliyordu. Ancak, Anayasa Mahkemesi, 2002 yılında 6831 sayılı yasanın 17. maddesindeki, 2007 yılında da 2634 sayılı yasanın 8. maddesindeki “orman” sayılan yerlerin turizm yatırımlarına tahsis edilmesi ile ilgili işlemleri düzenleyen yaptırımlarını büyük ölçüde iptal etmişti. Böylece, başta golf tesisleri olmak üzere çok sayıda turizm yatırımı amaçlı “orman” arazisi” tahsis işlemi de durdurulmuştu. Her türlü kamusal varlığı, bu kapsamda da “devlet ormanı” sayılan yerleri çeşitli ormancılık dışı kullanımlara açma çabasındaki siyasal iktidar, hazırladığı “Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile bu süreci yeniden işletmeye kalkışmıştır.
Tasarı, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına ve gerekçelerine aykırı, “Anayasaya karşı hileli” bir düzenlemedir !
Bu noktada, Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda değinilen kararlarının konuyla ilgili gerekçelerinin anımsanması, söz konusu Taslakta yer verilen yaptırımların ve gerekçelerinde yapılan açıklamaların anayasa hukuku açısından anlamlılığı daha kolay tartışılabilecektir:
1. Anayasa Mahkemesi’nin 6831 sayılı Orman Kanunu’nun “Turizm alan ve merkezleri dışında kalan devlet ormanlarında kamu yararına olan her türlü bina ve tesisler için gerçek ve tüzel kişilere, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca bedeli karşılığı izin verilebileceği...” ile ilgili 17. maddesini iptal eden 17.12.2002 tarihli kararı şu gerekçeyle alınmıştır:
<<... Bu durumda, orman arazilerinin bedeli karşılığında tahsisi için sadece kamu yararının varlığı yeterli görülmekte, ancak bu kavramın sınırlarının belirlenmemesi ve çerçevesinin çizilmemesi nedeniyle idareye çok geniş takdir yetkisi tanınmış olmaktadır. Anayasa'nın 169. maddesinde öngörülen "kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz" tümcesine dayanılarak kamu yararının bulunduğu gerekçesiyle gerçek ve tüzel kişilere bina ve tesisler yapmak üzere orman arazileri tahsis edilemez. Devlet ormanlarının gerçek ve tüzelkişilere tahsisinin, karayolları, telefon, elektrik, su, gaz, petrol boru isale hatları, savunma tesisleri, sanatoryum gibi öncelikli kamu hizmetlerinin ormandan geçmesi ya da anılan bina ve tesislerin orman arazileri üzerinde yapılması zorunluluğu bulunduğu hallerle sınırlı olması gerekir. Başka bir anlatımla, kamu yararının bulunması ve zorunluluk hallerinde Devlet ormanları üzerinde ancak irtifak hakkı tesisine olanak tanınabileceği, öte yandan, Anayasanın 169. maddesiyle ormanların özel olarak korunduğu gözetilerek bu maddede geçen "kamu yararı" kavramının hangi durumları kapsadığının yasayla belirlenmesi gerekirken, bu yola gidilmeyerek söz konusu kavramın kapsam ve içeriğinin tespitinin idareye bırakılması, yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.>>
2. Anayasa Mahkemesi’nin 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 8. maddesinin “A “, “C” ve “D” fıkralarını iptal eden 7 Mayıs 2007 tarihli kararı ise şu gerekçeyle alınmıştır:
<<2634 sayılı Yasa'nın 8. maddesinin itiraz konusu bölümlerinde, hangi taşınmazların ve orman arazilerinin turizm yatırımlarına tahsis edileceği ile ilgili genel bir çerçeve çizilmekle beraber, ormanların turizm yatırımlarına tahsisinin hangi hallerde kaçınılmaz veya zorunlu sayılabileceğine dair herhangi bir ölçüte Yasada yer verilmemiştir.
Bu bağlamda, turizmin teşvik edilmesinde kamu yararı bulunduğu ve zorunlu olduğu ölçüde devlet orman alanlarının turizme tahsisinin gerektiği yadsınamazsa da, Anayasa'nın 169. maddesinde ormanların Devletçe korunmasına verilen özel önem ve uzun dönemdeki yaşamsal kamu yararı karşısında, bu tahsislerin hangi hallerde zorunlu sayılacağının da belirginleştirilmesi Anayasanın yasa koyucuya yüklediği bir görev olarak kabul edilmelidir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, ormanların korunmasına ilişkin Anayasanın 169. maddesindeki ilkeler doğrultusunda, turizm sektörünün özellik ve ihtiyaçlarını da dikkate alan ve ormanların turizm yatırımlarına tahsisini zorunluluk veya kaçınılmazlık hallerine özgüleyen belli ölçüt ve sınırlamalara yer verilmemesi nedeniyle itiraz konusu yasa kuralları Anayasanın 169. maddesine aykırıdır; iptali gerekir.>>.
Bu kararlar ve gerekçeler ortada iken siyasal iktidar şimdi, söz konusu yasa tasarısında “devlet ormanı” sayılan arazilerin turizm yatırımlarına tahsis edilebilmesi için ancak “...Hazine mülkiyetinde yeterli alanın bulunmadığı durumlarda...” yapılabileceği yaptırımına yer vererek anayasal engeli aşmaya çalışmaktadır. Ne var ki, Tasarının ilgili maddesinde bu yaptırımın, yani “hazine mülkiyetinde yeterli alanının bulunmadığı durumların” hangi ölçütlerle, nasıl ve kimler tarafından belirlenebileceğine herhangi bir açıklama getirmektedir. Maddenin gerekçesinde ise;

<<6831 sayılı Orman Kanununa göre orman sayılan yerlerin tahsisinde;
  • orman ağaç varlığında olabilecek azalmaya karşı kesilenden fazla ağaç dikimi,
  • ormanın gençleştirilmesi,
  • yatırımla sağlanacak istihdam ve elde edilecek turizm gelirinden kaynaklanan “üstün kamu yararının” varlığı şartıyla
üzerinde turizm yatırımları için izin verilmesini, zorunluluk veya kaçınılmazlık hallerine özgüleyen belli ölçüt ve sınırlamalara yer verilmiştir.>>açıklaması yapılmaktadır. Açıktır ki, bu, Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararında öne sürülen gereği yerine getirebilecek içerikte bir açıklama değildir. Dahası, bu açıklama doğrultusunda yapılacak uygulamalar, orman ekolojisinin, ormancılık bilim ve tekniğinin gereklerine tümüyle aykırı sonuçlar verebilecek; orman ekosistemlerinin tahribine yol açabilecektir. Başka bir söyleyişle, söz konusu açıklama, siyasal iktidarın, “devlet ormanı” sayılan yerlerde turizm yatırımları için “irtifak hakkı” tesis edilebilmesi sırasında bulunması anayasal bir gereklilik olan “en üstün kamu yararı” ve “zorunluluk bulunma” koşullarını, deyiş yerindeyse “Anayasaya karşı hile” yoluyla yerine getirme yaklaşımının bir ürünüdür.

Siyasal iktidar göz boyamaya çalışıyor !

Tasarıya göre, turizm yatırımlarına tahsis edilebilecek “devlet ormanı” sayılan alanın toplam genişliği, illerin “orman” sayılan alan genişliğinin % 1’ini geçemeyecektir. Ancak, görünümde kolaylıkla küçümsenebilecek bu oran, ülke genelinde toplam 2,1 milyon dönüm orman alanına denk düşmektedir. Sözgelimi, bu düzenlemeyle Antalya’da 111, İçel ve Muğla’da 84, Çanakkale’de 53, İzmir’de 48 ve Aydın’da da 31,5 bin dönüm genişliğinde orman alanı turizm yatırımlarına tahsis edilebilecektir. Tasarıyla bu alanların % 30’unda yapılaşmaya izin verildiği göz önünde bulundurulduğunda, çeşitli yapılaşmalarla orman ekosistemlerine doğrudan ve dolaylı olarak getirilebilecek yükün boyutları daha kolay kavranabilecektir.
Öte yandan, Tasarıya göre, “devlet ormanı” sayılan arazi için “kesin tahsis” kararı verilmeden önce;
Ağaç kesilmesi durumunda dikim ve bakımı tahsis süresince kesin tahsis lehtarının sorumluluğunda olmak üzere, kesilen ağaç sayısının iki katı ağaçların kesildiği alana, bu alanda ağaç dikimi mümkün olmaz ise ilgili orman idaresince belirlenecek en yakın alana dört katı sayıda ağaç, kesin tahsis öncesi dikilir.”
Bu düzenleme, siyasal iktidarın kamuoyunun olası tepkilerini önleme amacının ürünü, acemice bir göz boyama çabasıdır. Çünkü, bu düzenlemede;
  • orman ekosistemleri yalnızca “ağaç topluluğuna” indirgenmektedir; dolayısıyla da, alandaki ağaççık, çalı ve otsu bitkiler ile yabanıl yaşamının geleceği hiçbir biçimde dikkate alınmamaktadır;
  • tahsis edilen alanın neresindeki, hangi ağaçlarının ne kadarının kesilebileceğine hiçbir kısıtlama getirilmeyerek alandaki çeşitli yönlerden önem taşıyan; sözgelimi endemik ve/veya anıtsal özelliklere, ekolojik değere sahip ağaçların korunabilmesi rastlantılara bırakılmaktadır;
  • tahsis edilecek orman alanında orman ekolojisiyle bağdaştırılamayacak “...ağaç dikimi mümkün olmaz ise...” koşulu getirilerek bu alanın tümüyle ormansızlaştırılabilmesine olanak verilmektedir,
  • kesilecek ağaçların yerinde yetiştirilecek ağaçlarla ilgili gerek yalnızca ağaç sayısına indirgenerek, ekolojik sorunlara yola açabilecek ağaç türlerinin yetiştirilmesini önleyebilecek herhangi bir yaptırıma yer verilmemektedir.
Tasarıda yer verilen “göz boyamacı” bir başka düzenleme ise, turizm işletmelerinin denetlenmesi ve sınıflandırılması sırasında temel alınacak ölçütlerin “uzman gerçek ve tüzel kişilerin” yanı sıra “sivil toplum kuruluşlarına” da yaptırılmasıyla ilgilidir. Açıktır ki, siyasal iktidar böylesi bir düzenlemeyle, ilgili ve duyarlı “sivil toplum kuruluşlarının” olası karşı çıkışlarını önlemeyi, dahası, suç ortakları arasına bu kuruluşları da katmayı hedeflemektedir. Çünkü, Tasarıya göre bu kuruluşlar da yine Bakanlıkça belirlenecektir.


Ön izin ve kesin tahsis işlemleri durdurulan turizm yatırımcıları yaşadı!

Tasarıyla getirilmesi öngörülen Geçici 9. Maddeye göre;
24 Kasım 2007 tarihinden önce, ön izin ve kesin tahsis aşamasındaki orman sayılan yerlere ilişkin verilen izinlerden ilgilisinin otuz gün içerisinde talepte bulunması halinde bu Kanun hükümlerine uygunluğu tespit edilen tahsislere kaldığı yerden devam edilir.”
24 Kasım 2007, Anayasa Mahkemesi’nin 7 Mayıs 2007 tarihli kararının gerekçelerinin yayımlandığı tarihtir. Maddenin gerekçesinde belirtildiğine göre bu düzenleme; “Anılan girişimci veya yatırımcıların tahsise konu taşınmaz üzerinde yapılması zorunlu işlemleri kısmen veya tümüyle tamamlamış bulunmaları nedeniyle emek, sermaye ve zaman kaybına sebep olunmaması amacıyla...” yapılmıştır ve “...tahsislerin, getirilen yeni şartlara uygun duruma getirilmesi halinde kaldığı yerden devamı öngörülmüştür.” Böylece, özellikle, golf tesisleri yapımlarının yol açtığı orman yıkımlarının çokça yaşandığı Antalya yöresinde bu tür yatırımları için ön izin alan ve/veya kesin izin aşamasına gelen çok sayıda yerli ve yabancı yatırımcıya, deyiş yerindeyse “gün doğmuştur.”


SONUÇ OLARAK...

Açıktır ki, ülkemizde “orman” sayılan alanları hem korumak, doğal değişme ve gelişme süreçlerine herhangi bir zarar vermemek hem de bu alanlardan toplumun tüm sınıf ve kesimlerinin dengeli biçimde ve devamlı olarak yararlanabilmesini sağlamak gerekmektedir. 1982 Anayasası bile bu gereğin bir kamu hizmeti olarak yerine getirilmesini zorunlu saymaktadır. Ne yazık ki, bu yalın gerçeklik, ülkemizde, hemen hemen hiçbir dönemde gerektiğince kavranamamıştır. Dahası, özellikle “devlet ormanı” sayılan alanlardan kapitalist sermaye birikim sürecine yeni fırsatlar yaratmak amacıyla sınırsızca yararlanılması, egemen bir yaklaşım biçimi olmuştur.

Oysa, ülkemizde;
  1. ekolojik, ekonomik, toplumsal ve kültürel koşulların nerede, ne amaçla, ne türden ormanların yetiştirilmesini zorunlu kıldığı bilinmemektedir,
  2. var olan “orman” sayılan alanların yapısal özelliklerinin ve değişme eğilimlerinin tüm boyutlarıyla ortaya konulması bir yana, henüz sınırları bile belirlenememiş, belirlenebilenleri de henüz tümüyle tapuya tescil edilememiştir;
  3. toplumumuzun tüm sınıf ve katmanlarının “orman” sayılan alanlardan sağlanabilecek ürün ve hizmetlere yönelik gereksinmesi nitelik ve nicelik olarak belirlenmemiştir,
  4. bu nedenlerle de var olan “orman” sayılan alanların neresinde, hangi amaçlarla ormancılık yapılmasının gerekli ve olanaklı olduğu; bu kapsamda neresinde hangi ormancılık dışı etkinliklerin, sözgelimi madencilik, turizm, alt yapı vb yatırımlarının yapılabileceği ortaya konulamamıştır.
Bu belirsizlikler giderilmediğinde, “orman” sayılan alanlarda yürütülecek ormancılık ve ormancılık dışı etkinliklerin orman ekosistemlerine ve kamu yararına ne türden ve ne denli zarar verebileceğinin gerçekçi biçimde öngörülebilmesi, tümüyle rastlantısaldır. Açıktır ki, bu durum, “orman” sayılan alanlara yönelik sakıncalı yaklaşımların gündeme getirilebilmesini ve yaşama geçirilebilmesini büyük ölçüde kolaylaştırmaktadır. AKP de bu kolaylıktan yararlanma çabası içindedir: AKP’nin en son olarak gündeme getirdiği

“Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” da, gerçekte, bu yaklaşımın bir ürünüdür. Ancak, bilindiği gibi AKP, kamusal varlıkların ve hizmet alanlarının yerli ve yabancı sermayeye devredilmesine ve/veya satılmasına yönelik uygulamalarda önceki siyasal iktidarları aratacak bir göz karalık içindedir ve bu tutumunu her türlü olumlu toplumsal ve kültürel geleneği tüketen bir anlayışla sürdürmektedir. Başarıya ulaştığında, “devlet ormanı” sayılan alanlara yönelik bu son hukuk dışı girişimi de ormanlarımızda onarılamayacak yıkımlara yol açabilecektir. Ne yazık ki, ilgili ve duyarlı kamuoyu bile bu sürece etkili biçimde karşı durabilmek için gerekli bilgiye çoğunlukla sahip değildir. Yine ne yazık ki AKP, bu gerçeğin de bilincindedir ve kendince gereğini (!) yapmaktadır.

Doç.Dr. Yücel ÇAĞLAR

Yücel Çağlar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-08-2009, 16:25   #2
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Köylüden alınıp yabancı turizimcilere verilen ormanlarımız.

Merhaba.

Alıntı:
SİYASAL İKTİDAR, “DEVLET ORMANI” SAYILAN ARAZİLERİ YİNE ANAYASAYA VE ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARINA AYKIRI OLARAK YERLİ VE YABANCI TURİZM YATIRIMCILARINA TAHSİS ETMEK İÇİN YASA TASARISI HAZIRLADI. “ANAYASAYA KARŞI HİLE” YAKLAŞIMIYLA HAZIRLANAN TASARI ÖNGÖRÜLDÜĞÜ GİBİ YASALAŞTIĞINDA ÜLKEMİZDE % 5,3’Ü ANTALYA, % 4’ü MUĞLA ve % 2,3’ü İZMİR’DE OLMAK ÜZERE 2,1 MİLYON DÖNÜM ORMAN, HER TÜRLÜ TURİZM YATIRIMINA AÇILABİLECEK. BU YATIRIMLARLA EN AZ 63 BİN DÖNÜM ORMANIMIZ YAPILAŞABİLECEK. ÜSTELİK, BU TAHSİSLER ANAYASANIN 169. MADDESİNE KARŞIN YİNE ”KAMU YARARI” GÖZETİLMEDEN YAPILABİLECEK...
Doğru, ama bu olay şu anda gerçekleştirilmeye çalışılan bir olay değil. Bu hafta Bodrum'un Yalı beldesinde kurulmuş olan Hapimag Resort - Sea Garden adlı bir yerde misafir olarak konakladım.

Her tarafın ulu Ağaçlar ile çevrildiği bir ormanın içerisine inşa edilmiş muhteşem bir tesis. Ama bildiğiniz orman arazisi. İçi binlerce çam Ağacı ile kaplı iki adet güzelim koy. Şimdi soruyorum bu ormanı kim ? nasıl ? orman arazisinden çıkartabildi ?

Esasında yabancı sermaye gelmiş muhteşem iki adet koya yapılanmış bir otel bir tatil köyü biçiminde tesis. Ağzına kadar da dolu yer yok. Alman, İskandinav ve İtalyan turistler ile dopdolu. Birsürü çalışan kişi isdihtam da edilmiş bu da iyi.

Ama sormak lazım, Köylünün tarlasında iki tane meşe ağacı yetişince hemen dava açıp orasını eski memleket haritaları ile onlarda yetmezse düzmece raporlar ile hiç acımadan orman ilan edebilen görevliler burası için acaba neden kafalarını başka tarafa çevirmişler?

İşte ülkemizin çarpık işlerinden biri daha. Bodruma gelenler mutlaka görsünler denizi ve ormanı harika Hapimag'ın

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-08-2009, 16:54   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,962
Galeri: 266
Oğuz bey, bahsettiğiniz yerin bir fotoğrafını yüklüyorum, konunun ne kadar vahim olduğunun daha iyi anlaşılması amacıyla.

Name:  Tam ekran yakalama 19.08.2009 163606.jpg
Views: 655
Size:  58.7 KB

k0900 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-08-2009, 11:14   #4
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Sn. k0900, Turizm yatırımcılarına sunulan Orman arazisinin resmini koyduğunuz için teşekkür ederim.

Yer orası ancak, resimde görünen yer sea garden'ın village kısmı. Biraz daha uzaktan alabilirseniz resmin sağında bir koy daha olacak orası da Sea Garden'ın otel kısmı. Ayrıca aynı yarımadanın daha sağında bir tesis daha var orası da Valtur isimli bir başka tesis.

Yani üç parmağınız gibi bir yarımada orası. Ayrıca baştan itibaren sayarsak, insanların para vermeden veya üye olmadan içeri giremediği sadece tekne ile gidilebilen 4 adet dünya güzeli koy da var.

Konuk olarak kalabildiğim tesiste yok yok. Herşey düşünülmüş. Su kayağı, Çim hokeyi, Basket, Volaybol, Tenis,Disko, Açık ve kapalı havuzlar, dalış okulu,Yelken faliyetleri ve aklımın ermediği daha nice faliyet.

Yabancıları takdir etmemek haksızlık olur. Ormanlık alana çok az zarar vererek azami çıkar sağlamayı iyi beceriyorlar. Bir husus da şu Heryer Yangın vanaları ve muslukları ile dolu. En ücra köşelere bile tatlı su akan çeşme ve duş koyabilmişler helal olsun.

Turist gelsin de nasıl gelirse gelsin mantığı ile yabancı turizm yatırımcılarına kayıtsız şartsız sunduğumuz bu doğa harikası yerlere biz neden sahip çıkamıyoruz.

Arazisinde bir iki Çam Ağacının yetişmesine izin veren köylü vatandaşımıza dava açıp yıllarca mahkemelerde süründüren zihniyet acaba neyin karşılığında bu orman talanına göz yumabiliyor?

Saygılar


Düzenleyen Oğuz Karsan : 24-08-2009 saat 11:18 Neden: İlave
Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-08-2009, 14:02   #5
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,962
Galeri: 266
Anlattığınız yeride kapsayor galiba bu fotoğraf;

Name:  Tam ekran yakalama 19.08.2009 165130.jpg
Views: 288
Size:  21.5 KB

k0900 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-08-2009, 20:34   #6
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Sn. k0900, Harika, demek istediğimi tam anlamıyla yansıtan fotoğrafı bulmuşsunuz.

İste sağ tarafta bahsettiğim bölüm görülüyor yani Valtur arazisi. Hemen koydan çıkılıp kuzeye gidilirse bir koy daha var ve koca bir ormanlık araziden sonra bir şarap kadehine benzeyen bir koy daha var, sanıyorum Sea Garden'ın otel kısmı başlıyor ve en solda bulunan diğer koya doğru uzanıyor.

Akvaryum denilen ve karadan ulaşımı olmayan en uçta bulunan koy ve daha solunda dikdörtgen biçimli Sea Garden village kısmı çok net görünüyor.

Ormanlarımızın girişlerinde Valilikçe Ormana giriş yasaklanmıştır diye tabelalar görürüz. Demek ki bu binaları yapanlar bu kurallardan muaf tutulmuş. Başka türlü düşünürsek: gelen turistler demek o kadar çok ki ve o kadar döviz getiriyorlar ki, kanunlarımızı çiğnemelerine göz yumulabiliyor.

Resim için tekrar teşekkür ederim.

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-08-2009, 09:48   #7
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.


Söylediklerimin ispatı olan bu resimlerde de arazinin orman olduğu açıkça belli.


Name:  Resim 017.jpg
Views: 372
Size:  69.3 KB


Name:  Resim 025.jpg
Views: 292
Size:  71.3 KB


Name:  Resim 026.jpg
Views: 301
Size:  57.5 KB


Name:  Resim 027.jpg
Views: 310
Size:  71.9 KB


Name:  Resim 028.jpg
Views: 314
Size:  72.9 KB

Hangi orman şefi bu resimlerdeki yerin orman arazisi olmadığını iddia edebilir? Buyursun ispat etsin. Ağaçların varlığı dışında, toprak görünümü de orman varlığını işaret ediyor.

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-08-2009, 11:50   #8
Ağaç Dostu
 
cello's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-09-2006
Şehir: iSTANBUL
Mesajlar: 298
Galeri: 1
Orman sadece ağaçlar topluluğu değildir. Toprağındaki bakterisiyle, ağacındaki bülbülüyle, hoplayıp zıplayan ceylanıyla, böğüren ayısıyla v.b. bir bütündür. İçine bir şekilde getirip insanları ve binaları monte ederseniz ne kadar ormanlık vasfı kalır bilemem...

cello Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 20:32.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024