agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 04-12-2007, 18:30   #1
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Kent ormanları, tabiat parkları üzerine...

Yeni ''tabiat parkları'' mı?

2 Aralık 2007

Yeni ve olumlu bir girişim gibi gösterilmek istenmesine karşın 'tabiat parkı' uygulamasının orman, mera, özel çevre koruma alanları ve fidanlıkların amaç dışı kullanıma açılarak, bunlar üzerinden rant sağlanmaya ve özelleştirmeye hizmet edeceği görülüyor


Çiçeği burnunda Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, 26 Ekim'de valiliklere gönderdiği bir yazıyla her ilde ve büyük ilçelerde "tabiat parkları" kurulması için uygun mekânların tespit edilerek çalışmalara başlanmasını istedi.
Uygulanmaya konu "tabiat parkı" 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'nun öngördüğü tabiat parkından farklı ve bu ikisinin yalnızca adları aynı. Kanunla koruma statüsündeki tabiat parklarının hangi ölçütlerle belirleneceği ve oluşturulurken nasıl bir yol izleneceği, ilgili kanunun 2-b maddesinde ve buna dayanarak hazırlanan Milli Parklar Yönetmeliği'nin 6-b maddesinde belirtilmiş.

Kanuna göre, oluşturulacak tabiat parkının bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü içinde halkın dinlenmesine ve eğlenmesine uygun tabiat parçası olması gerekli. Oysa yapılmak istenenin doğal özellikleri dikkate alınmadan "kent ormanı" kurar gibi yeni bir girişim olduğu, bakanlık yetkililerinin uygulamakla yükümlü oldukları yasayı bile yok saydıkları anlaşılıyor.


Gelen gideni aratacak mı?

59. hükümetin Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe "Devlet ormancılığından millet ormancılığına geçiyoruz" diyerek "kent ormanı" uygulaması başlatmıştı. Uygulamaya göre kentler çevresinde bulunan doğal ormanlar ile ağaçlandırma alanlarının bir bölümü ayrılıp içine bazı yapay eklentiler yapılarak adı "kent ormanı" konmuştu. Bu çalışmaların dayanağı olarak yayımlanan kitapçıkta kent ormanlarının Orman Genel Müdürlüğü tarafından yönetileceği, giderlerinin döner sermayeden karşılanacağı, kamu kuruluşlarına bile kiraya verilmeyeceği belirtilmişti.

Ama uygulama yazılanların tam tersi oldu ve bazı kent ormanları AKP'li belediyelere verildi. Belediyelerin de bu kent ormanlarını özel kişilere kiraladıkları söyleniyor. 2003 yılından bu yana birçok ilde uygulanan kent ormanının hangi nitelikleri taşıyacağına, nerelerde kurulacağına, büyüklüğünün ne kadar olacağına, nasıl yönetileceğine ilişkin hukuksal düzenleme yok. Bu yönde bir çalışma da yapılmadı. Çalışmalar tam bir keyfilik içinde sürdürülüyor ve gösterişli törenlerle açılışlar yapılıyor. Bilimsel, teknik ve hukuksal temelden yoksun uygulamaların bazı belediyelere oy sağlama, özelleştirmeyi kolaylaştırma amacı güttüğü ortada.

Giden Bakan "kent ormanı" uygulaması başlattığına göre yeni Bakan da farklılığını kanıtlamak için "tabiat parkı" uygulaması mı başlatıyor? Uygulama yeri veya hedef olarak gösterilen alanlara dikkatlice baktığımızda "hazine arazileri"nin önemli bir bölümü mera niteliğinde ve hazine arazilerinin toprak yapısı, bitki örtüsü, yaban hayvanları, eğim, erozyon tehlikesi vb. özellikleri üzerinde durulmuyor.

"DSİ Genel Müdürlüğü arazileri"nin baraj ve akarsulara etkisi, toprak yapısı, erozyon tehlikesi vb. özelliklerine bakılmıyor. "Özel çevre koruma alanları" adından da anlaşılacağı gibi tehlikeye açık ve korunması gereken, yöneteni belli olan yerler; uygulamayla bu alanlarda başka amaçlarla başka bir yönetim alanı oluşturulmak isteniyor.

"Orman Genel Müdürlüğü'nün hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanlar" için dikkat çekmesin diye "orman" denmemiş. Bu durumda 21 milyon ha (1) orman alanının tümünde uygulama olanağı yaratılıyor; ormanın niteliklerine bile bakılmıyor. "Fidanlıklar" için de dikkat çekmesin diye "orman fidanlığı" denmemiş.

Çevre ve Orman Bakanlığı'nın 116 orman fidanlığından 39 tanesinin kapatılması/satılması kararı derneğimizce yargıya götürüldü ve yargı tarafından iptal edildi. Bu fidanlıklardaki uygulama "kararı delme" girişimi olarak açığa çıkıyor. "Kent ormanı" denirken de rekreatif amaçlar için düzenlenmiş bir ormanın nitelikleri gözönünde bulundurulmuyor.

Kafaya takılan sorular

Uygulamayla bir ilde 100 ha alan yeterli bulunurken başka bir ilde 1000 ha yeterli bulunabilecek. Uygulamaya konu olan tabiat parklarının nitelikleri ve yol açabileceği sonuçlar hakkında yeterli ön hazırlık yok. Bu uygulamaların 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve Milli Parklar Yönetmeliği kapsamında yapılmayacağı kanuna ve yönetmeliğe gönderme yapılmamasından ve orada belirtilen ölçütlerle izlenecek yolun açıklanmamasından belli. Uygulama alanının altyapı ölçütleri (yol, su, elektrik, telefon vb.) belirlenmemiş. Planlama neye göre ve kim tarafından yapılacak?

Yaşamsal önemde bir eksiklik de burayı kimin yöneteceği. 2873 sayılı kanun kapsamındaki tabiat parklarının yönetimi Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'ne verilmişken yeni uygulamaya konu edilen tabiat parklarının yöneticisi belirtilmemiş. Gönderilen yazıda "Kurulan tabiat parkları değerlendirilecek, en iyilerini oluşturan birimler takdir ve taltif edilecektir" ifadeleriyle nitelikleri, ölçütleri ve hukuksal dayanağı olmayan uygulamayı yapanlar ve iktidar yanlıları mı ödüllendirilecek?

Uygulamanın illerde ve büyük ilçelerde yapılacağı belirtiliyor. Büyük ilçelerin hangi ölçütlere (nüfus, toprak büyüklüğü, ekonomik göstergeler vb.) göre belirleneceğine kim karar verecek? Siyasi iktidar, uygulamalarında STK'lara danışacağını ve işleri birlikte yürüteceğini açıklamasına karşın bu konuda kimseye haber bile vermedi.

Çevre ve Orman Bakanlığı'nın görevi, kuruluş yasasında belirtildiği üzere ormanları korumak, geliştirmek, genişletmek ve işletmek. Bunu yaparken birinci ve en önemli ölçüt "kamu yararı"nı gözetmek. Bakan Eroğlu'nun başlattığı tabiat parklarının kurulması uygulamasının 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'na ve buna dayanarak hazırlanmış olan Milli Parklar Yönetmeliği'ne aykırı olduğu; hukuki, teknik, bilimsel, ekolojik, ekonomik ve yönetsel dayanağı olmadığı görülüyor. Yeni ve olumlu bir girişim gibi gösterilmek istenmesine karşın uygulamanın ormanların, meraların, özel çevre koruma alanlarının ve fidanlıkların amaç dışı kullanıma açılarak üzerlerinden rant sağlanmaya ve özelleştirmeye hizmet edeceği görülüyor.

Sonuç olarak başta ormanlar olmak üzere doğal alanların amaç dışı kullanıma açılmasıyla, gelecekte onarılması olanaksız yıkımlara yol açacak bu girişimin uygulanmasına bir an önce son verilmeli.


AHMET DEMİRTAŞ
Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği

Radikal

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-12-2007, 10:58   #2
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Bu ormanda içki yasak!

TURGAY İPEK Erzurum DHA

Palandöken Belediyesi, Orman Genel Müdürlüğü'nden 10 yıllığına kiraladığı 80 dönümlük kent ormanını, hadisler yazılı tabelalarla donattı.
Palandöken Dağı eteklerindeki kent ormanına, ağaç sevgisi ve alkolle ilgili hadislerin yazıldığı tabelaları asan Palandöken Belediyesi, görevlendirdiği personelle de alkol denetimi yapmaya başladı.
Palandöken Belediye Başkanı AKP'li Cenap Köksal Birdal, uygulamayla ilgili olarak şunları söyledi:
"Burası birtakım kötü alışkanlıkların yapıldığı yer olmaktan çıkarıldı. Halkın ailece yararlanabileceği bir mesire oldu."

http://www.milliyet.com.tr/2007/07/26/yasam/yas03.html

Eklenen Resimler
 
eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-12-2007, 11:25   #3
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Alıntı:
Halkın ailece yararlanabileceği bir mesire oldu."
Buradan; "ailelerde içki içen bireyler olmaz" ya da "ailece bulunulan ortamlarda aile bireylerinden biri içmez" sonucu mu çıkarmalıyız?

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-12-2007, 11:46   #4
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Biz aile değiliz demek!
Demek ondan eşimle ikimize ''sevgili gibisiniz'' der dururlar.

Haberin veriliş şekli bile yanlış.
İçki yasağı, ıvır zıvır arasında yaptıklarını ne güzel örtüyorlar.
İşleten belediye tarafından 'tarikat ormana' çevrilen ormanın; daha başka amaçlarla kullanılmayacağını kim biliyor?

59.hükümet ormanı kiralamış,
60.hükümet fidanlıkları.
Babalar gibi satmaya başlamadan, ön hazırlık yapıyorlar....

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-12-2007, 20:19   #5
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba,

Yeni tabiat parklarının yapılmak istenmesi iyi de bakalım yapılabilecek mi? Bu bir. İki, yapılırken halkın desteği nasıl sağlanacak.Biz öyle bir toplumuz ki. Daima yönetilmeyi bekler dururuz.Üç, işletilmelerinde yine orman da karşılaşılan problemler çıkacaksa kalsın.O zaman problem üretip dururlar halkın da bir işine yaramaz.

Başkaları bizim yerimize karar versinler isteriz. Ayrıca yöneticilerimiz ya hiç bir şey yapmazlar ya da kraldan fazla kralcı olup bürokrasi üretir işleri yokuşa sürüp halka zulüm ederler.

İçki konusuna gelince ben içen biriyim.Bir bilgi daha vereyim. Halkın % 42 si namaz kılarken o namaz kılanların içinde %19'u da içiyor burası Türkiye. Diğer ülkelerede başarıyla uygulanabilen entrikalar burada tutmaz.

Ne diyeyim başarabilirlerse yapsınlar bakalım ne olacak bir görelim.Nası olsa ak koyun kara koyun yakında belli olur.

Selamlar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-12-2007, 20:52   #6
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Alıntı:
Ne diyeyim başarabilirlerse yapsınlar bakalım ne olacak bir görelim.
Bir öğretmen olarak olaylara ilginç bir yaklaşımınız var...

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-12-2007, 14:09   #7
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 13-12-2007
Şehir: bursa
Mesajlar: 4
Kent Ormanciliği

1

KENT ORMACILIĞI
(BÜYÜK İLLERDE OGM DIŞINDA ÖRGÜTLENME İHTİYACI)

Cengiz ELTAN
Orman Mühendisi

Kent Ormanı deyimi kapsamı içine bir kentin içinde ve yakın çevresinde tabiat ormanından kalma koruluklar,sonradan tesisi edilmiş suni ormanlar şehir parkları kamu bina çevreleri ve özel mülklerdeki ağaçlar, cadde ve yollardaki ağaçlar diye tanımlanmaktadır(Atay)
Kent ormancılığı, kent halkının dinlenme ve sağlığına hizmet eden, kent ekosistemini düzenleyen, kentin içinde ve çevresinde bulunan ormanlar ve bu alanların tesisi, yönetimi ve planlanmasıdır.
Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Çevre Sözleşmeleri 1992-Strasbourg Avrupa Kentsel Şartında; kentlerde doğa koruma alanlarının kurulması ve bitki kullanımının geliştirilmesi, açık alanların planlanması benimsenmiştir. Kent ormanları her kent yaşamına özelliğini verir, ilginç bir boyut kazandırır ve kent peyzajını belirgin bir şekilde etkiler. Bu öğelerden yoksun bir kent bireysel özelliğini kaybeder. Psikolojik açıdan kent ormanları kent halkının ruh ve beden sağlığı üzerinde küçümsenmeyecek düzeyde olumlu etkileri vardır. Her şeyden önce insanlara kent ortamında doğa ile temas etme, zaman ve mevsimlere göre doğada oluşan değişimleri gözlemleme olanağı vererek, doğa ile bütünleşmelerini sağlarlar. Bilim adamlarına göre ağaçların yeşil rengi insanları hoşnut kılıp rahatlık duygusu vermektedir. Yeşil kuşaklar özellikle kentin ana giriş ve çıkışlarındaki oluşturdukları yeşil doku ile ziyaretçilerin kent hakkındaki ilk izlenimlerini olumlu yönde etkilemekte ve kente prestij kazandırmaktadır. Kentlerin yaşam kalitesi ve konforu bakımından yapılan değerlendirmelerde, sahip olduğu ağaç varlığı önemli bir gösterge kabul edilmektedir.(Gök)
Kentlerimizde bugünkü yeşil alan yoksunluğu nedenlerinin başında; imar planlarımızın eksiklikleri, yetersizlikleri ve imar planlarına uymama alışkanlığı, vb gelmektedir. Kentlere, her yıl kırsal alanlardan akan nüfus, kişi başına düşen yeşil alan miktarını giderek düşürmekte ve yeşil alanlar, bağnazca tahrip edilmektedir. Üstelik bunlara eklenen çevre kirlenmeleri yeşili ve yeşil elemanları da barınamaz duruma getirmiştir(Pamay)
Bu tanımları verdikten sonra kent ormancılığının ne denli düzensiz ve son yıllarda da sayın başbakanımızın iştirakleriyle açılan kent ormanları niyetinin son derece çağdaş ve mükemmel; ancak planlamasının Kent Ormancılığı mantığından çok uzak olduğu görülecektir. Öncelikle teknisyen ve akademisyenlerin doğru projeyi karar merciine sunması elzemdir. Bu makale çağdaş yaşam ortamlarını doğayla kaynaştıracak uygulanabilir bir Kent Ormancılığını sunmayı amaçlamaktadır. Ülkemizin demografik verilerine kısaca bir göz gezdirdiğimizde bize yön verecek çok ilginç sonuçlara ulaşmaktayız.
Görüleceği üzere 1970-2000 nüfus sayımlarına şehir nüfusu %38 den %65 e çıkmıştır. Şehir nüfus yoğunluğunun İlçe ve kasabalar ayrıldıktan sonra Nüfusumuzun %44 ü İl merkezlerinde yaşamaktadır. % 44 il nüfusunun %30 u 10 ilimizde yaşamaktadır.


%30 nüfusumuzun yaşadığı 10 il sırasıyla; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Gaziantep, Konya,Antalya,Mersin,Diyarbakır,İçel dir. Orman Büyüklüğü az olan Gaziantep Konya,Diyarbakır dışındaki kentlerimizdeki Nüfusumuzla Orman İdaresinin tüm ilişkisi çatışmalar düzeyindedir. Demografik verileri burada bırakarak OGM verilerine bir bakalım.

Büyük illerimizde orman suçları özellikle açma ve işgal suçları incelendiğinde tüm orman köylerinden daha fazladır. Yaklaşık 10 bin Ha alanlarda kurulmuş ve mevzuatı odun hammaddesi üretmek ve pazarlamak üzerine kırsal alana yönelik yapılandırılmış Orman İşletme Şeflikleri Orman suçlarıyla mücadele ve İNFAZ işlerinde yetersiz kalmaktadır.

Anayasamızdaki “Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir.” Hükmü gereği devletçe şehir ormanlarının işletilmesi gerekir. İl merkezi ve civarındaki ormanlar ODUN HAMMADE ÜRETİMİ amacını aşmıştır. Bu sebeple MORAL ÜRÜNÜ diyebileceğimiz Rekreasyon fonksiyonunu yerine getirmelidir. Mevcut ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ mantığıyla yönetilmesi mümkün değildir. Şehirlerimizdeki OGM yapılanması kırsal yapılanmayla eşdeğer olduğundan OGM Büyük şehirlerde anayasal işlevini yerine getirmekte acz içine düşmektedir.

Birçok belediyelere verilen Orman içi piknik yerleri, ve Kent Ormanı diye kurduğumuz büyükçe mesire yerleri şehir nüfusuyla karşı karşıya kalmaktadır. Oysa buralar ya gelişigüzel gayri ciddi işletmelere ihale edilmiş veya hülleyle (köy, belediye tüzel kişilerince kiraya verilmiştir.) Buralarda otopark parası,giriş parası veya büfe yerine oluşturulmuş yarı restoranlar işlemektedir.Ne OGM ce buralara ihdas edilmiş bir kadro ne de kurumsal bir yapılanma yoktur. Bulunduğu yerdeki işletme şefine yüklenmiş bir angarya daha… olarak yürütülmektedir.Toplum istifadesinde olmayan kamu alanlarının sahipsizleştiği gibi orman alanlarımız sahipsizleşmektedir. Hiçbir belediyenin parkının işgali duyulmamasına rağmen ormanlık alanlar sürekli işgal tehdidi altındadır.

Nüfus büyüklüğü itibarıyla ülke nüfusunun %30 unu oluşturan 10 il merkezimizin Orman Belediye İmar alanlarının 2-5 km mesafesindeki doğal sınırlar içerisindeki Orman şehir nüfusunun beklenti ve ihtiyaçlarına yönelik planlanması gerekmektedir. Bu alanın odun hammaddesi üreten birimin dışında başka bir birimle alansal sorumluluğuyla yönetilmelidir.Bu ayrışma hem OGM kuruluş amacında daha rahat çalışmasını sağlayacak hem de Kent Ormanları örgütlenmesi gerçekleşmiş olacaktır. kent orman alanlarında 1000 ha aşmayan örgütlenmeye gidilmelidir.

Şehir Orman Alanlarında bulunan dava konusu yerlerin dava süreci OGM ce neticelendirilerek ve tüm kadostral işlemler tamamlanarak yeni birime aktarılması gerekir. İllerin Belediye Toplu taşıtlarında kullanılan ödeme sistemiyle bu alanların tamamı standartlanmış ücretlerle hizmet vermelidir.Bu planlama Şehir ve Bölge Planlama uzmanları ve Peyzaj Mimarları ve Orman Mühendislerinin müşterek çalışmasıyla sağlanabilir.Kentlerdeki tüm orman alanlarına giriş çıkış kontrol altına alınmış olmalıdır.

Hülasa Nüfus büyüklüğü itibarıyla ülke nüfusunun %30 unu oluşturan 10 il merkezimizin Ormanları Belediye İmar alanlarının 2-5 km mesafesindeki doğal veya yapay sınırlar içerisindeki Orman alanlarının Kent Ormanı olarak ayrı bir birimde örgütlenmesi zaruridir.Bu örgütlenmenin çok süratli ve hızlı hareket edebilmesi için Belediye,%24,5-İl Özel İdareleri %24,5 ve Orman Bakanlığı %51 hisseleri olmak üzere kurulacak”İSTANBUL KENT ORMANCILIĞI A.Ş. ”ANKARA KENT ORMANCILIĞI A.Ş. gibi şirketler kurularak daha dinamik ve etkin çalışılması sağlanabilir.
Devlet ormanlarının yönetilmesi ve işletilmesi kırsal alana göre örgütlenmiş bir genel müdürlükçe yürütülmesi yerine; Ülke nüfusunun %30 una hitap edecek ve alan olarak küçük ancak yaygın birimlerele hem şehir nüfusuna hitab edecek hem de sayın Başbakanımızın söylediği gibi “Devlet Ormanından Millet Ormancılığına “ geçiş sağlanacaktır.

cengiz eltan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-12-2007, 13:29   #8
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba

Sn. Malina

Ben Öğretmen ve yönetici olarak Devlet Memurluğu yaptım, Özel sektörde çalıştım. Kendi işimi kurdum, Yönettim.

Başarabilirlerse yapsınlar bakalım diye düşünmeme sebep olan fikir şu idi ;

Bazı işleri başarabilmek için sadece istemek yetmez. Başarabilmek için, Önce İyi yapılandırılmış bir ekip veya teşkilat sonra gereken araç gereç ve en önemlisi önerilen düşünceye inanmış insan gücüdür. Bu şartlar oluşmuşsa her işi başarırsınız.

Halbuki, Bu günkü yapılanma içinde hantal, statükocu, nemelazımcı, iş yapma becerisi bulunmayan yöneticiler çoğunluktadır.

Doğal olarak yola çıkılan hedefe varmaktan uzak bir gidiş sözkonusudur. İçinde bulunduğumuz ve memnun olmadığımız durumumuzun asıl sebebi, İlerlemek için, yola çıkılan hedeflerden her defasında sapılmış olmasıdır.

Ben bunu sadece orman idaresi ile ilişkilendirmiyorum. Genel yapı böyle.

Malesef yöneticilerimizin çoğu, çağın gereklerinden uzak, hızlı ve doğru düşünemeyen, yeni fikirlere kapalı, insanlardan oluşuyor.

Ayrıca modern Dünyaya ayak uydurabilmek için sadece donanım yetmez.
Mesela, Verilen hizmetin kalitesini yükseltmek için alınan bilgisayarlar ile oyun oynanırsa hiç bir şey başarılmış olmaz.

Böyle olunca da reformist hiç bir düşünce, Toplum için ne kadar faydalı gözükürse gözüksün. Uygulanma imkanı bulamıyor.

Millet menfaati ilkesi ile yola çıkılan birçok fikir ve proje, Ya bencillik, ya da başka nedenlerden dolayı, Bırakınız hedefe ulaşmak şöyle dursun, Geri tepiyor. Mesela, En büyük yanılgı Köy Enstitüleri nin kapatılmış olmasıdır.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün hedeflediği İnsanları yetiştirebilmiş olsaydık, Her iş tıkır tıkır yürüyecekti.

Saygılar.


Düzenleyen Oğuz Karsan : 14-12-2007 saat 14:03
Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-12-2007, 12:01   #9
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi cengiz eltan Mesajı Göster
1

Hiçbir belediyenin parkının işgali duyulmamasına rağmen ormanlık alanlar sürekli işgal tehdidi altındadır.
Götepe Parkına cami yapılmak istenmesini hatırlatmak istedim........

Yukarıda belirtiğim haberde belediyenin elinde tarikat ormana dönüşen
orman gibi olmaması için ormanın kişilere değil, önce içinde yaşayan canlılara, sonra köylüye , orman sever vatandaşa ve tüm halka tahsiz edileceğini garanti edecek bir şirket olabilebilecek bir şirketin bu hükümet döneminde ve bu hükümetin belediyecileri ile var olabileceğine inanmıyorum.
Sanırım Ahmet Demirtaş'ın da bu gibi kaygıları olduğu için yasanın neler getireceğini açıklamış...

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-02-2008, 15:56   #10
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 13-12-2007
Şehir: bursa
Mesajlar: 4
Göztepe Parkı

İşgal tanımı içinde Göztepe Parkına ve Taksim Parkına cami yapma söylemlerini mütala etmek pek doğru olmayacaktır. Sevgiyle

cengiz eltan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-02-2008, 14:37   #11
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Taksim Meydanı'na cami yapma hayali yıllardır en büyük hayalleri, ideolojileri olsa da koru **** orman olmadığı için konu ile ilgili olmadığını düşünüyorum.
Göztepe parkı **** herhangi ağaçlık bir alana cami,havra, okul,ev ne yapılmak istenirse istensin istiladır bana göre.
Bizim ilçemizde şehir içinde yıllar önce Türklerinde gömüldüğü eski Rum mezarlığı üzerine AKP'li belediye belediye binası yaptı.
Çok yıllık ağaçlar vardı koru gibiydi ,muhalif parti karşı dava açtı ancak ''eski mezarlık üzerine yapı yapıldı'' diye dava açıldığı için belediye kazandı.
Ağaçların adı bile geçmedi çünkü burayı hiç bir belediye mezarlık değil de koru olarak **** sit alanı olarak kayda geçirmeyi düşünmedi çünkü orada rant vardı.....
Ağaca kereste, yeşile rant diye bakılmayan bir zaman görebilecek miyiz sizce?

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:39.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024