agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 16-10-2007, 16:07   #1
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Gıda Hakkı, Gıda Güvenliği

16 EKİM DÜNYA GIDA GÜNÜ
GIDA HAKKI

“Cinsiyeti ve yaşı ne olursa olsun, her insanın her zaman sürekli, yeterli, güvenli ve kültürel tercihine uygun gıdaya veya gıda üretmek için gerekli araçlara ulaşma hakkı vardır. İnsanlar gıda ihtiyaçlarını kendi kontrollerinin dışında, engelli, yaşlılık, ekonomik yetersizlikler, hastalık, felaket ya da ayrımcılık gibi durumlarda karşılayamadıkları zaman gıda ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalıdır.” (Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesinin 12. Genel Yorumu)
1966 yılında kabul edilen Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesinde geçen bu paragraf; içerisinde tüm temel sorunları ve çözüm yollarını barındırmaktadır.

Artık tüm taraflarca bilinmektedir ki; dünyada açlık sorununun asıl nedeni nüfus artışı değil, kaynakların haksız paylaşımıdır. Ülkemiz de dahil birçok ülkede bir tarafta gıda fazlası varken ve depolardaki stoklar çeşitli kampanya ve reklamlarla eritilmeye çalışılırken; diğer yandan gıda satın alacak parası olmayan insanlar bu gıdalara ulaşamamaktadır.

Açıkça seyreden bu “açlık” gerçeğinin yanında, bir de “yetersiz beslenme” boyutu vardır. Sağlıklı bir insanın her gün tüketmesi gereken hayvansal protein, bitkisel protein, tahıl, vitamin v.b. besin öğelerinin miktarları bellidir. İnsan, günlük beslenme içerisinde dengeleri bu bileşenlerden birinin aleyhine bozduğunda açlık söz konusu olmaz ancak, bir bileşen yönünden yetersiz beslendiğinden kısa ve uzun vadede sağlık riskleri ile karşı karşıya kalır. Bu riskler kimi zaman, sadece eksik beslenen insanı değil, o insandan üreyen nesilleri de olumsuz etkiler. Bu duruma ülkemizde oldukça yaygın bir şekilde rastlanmaktadır.

Gıdaya yeterli ve dengeli bir biçimde ulaşmak da tek başına çözüm değildir. Bu kavramların tam anlamıyla yerine oturması için, tüketilecek olan gıdanın her türlü zararlı etmenden arındırılmış olması ve bir yandan beslerken diğer yandan insan sağlığını olumsuz etkilememesi gerekir. En doğal haklarımızdan biri olan gıda hakkımızı kullanırken, gıdalarımız toksin, deterjan kalıntıları, ağır metaller gibi zararlı maddeleri içermeme konusunda garanti altında olmalıdır.

Yeterli ve dengeli bir biçimde gıdaya ulaşmak da yetmez; bu ürünlerin her türlü zararlı etmenden, bileşenden arındırılmış olması ve bir yandan beslerken diğer yandan insan sağlığını olumsuz etkilememesi gerekir. En doğal hakkımızı kullanırken toksin, deterjan kalıntıları, ağır metaller içeren gıdalarla karşılaşmadığımız garanti altında olmalıdır.

Tüm bu koşulların sağlanması için;

- Tarım ve gıda politikaları amaca yönelik, uzun soluklu ve kapsamlı olmalıdır,
- Oluşturulan politikaların temel hedefi kırsal kalkınmanın sağlanması; girdiden çıktıya dışa bağımlı olmayan bir tarımsal yapının kurulması ve ucuz – sağlıklı gıdaya ulaşım hakkına sahip toplum kesimlerinin artan refahtan daha fazla pay alması esasına dayandırılmalıdır.
- Küresel ısınmanın doğayla ve çevreyle uyumlu olmayan tarım – sanayi – maden – ulaşım vb. uygulamalardan ortaya çıkan bir süreç olması gerçeğinden hareketle, doğaya – insana saygılı bir politikalar demeti oluşturularak hızla uygulamaya sokulmalıdır.
- Bu çerçevede toprak ve su kaynaklarının ulusal varlık ve bunlardan yararlanmanın bir insan hakkı olduğu bilinciyle, doğal kaynaklara yönelik her türlü metalaştırma faaliyeti durdurulmalıdır.
- Birincil üretimden itibaren üretici, sanayici ve tüketicinin eğitimine yönelik her türlü önlem alınmalıdır.
- Kamu otoritesi aracılığı ile etkin bir denetim yapılmalı ve bu amaçla yeterince gıda, kimya, ziraat mühendisi ve veteriner hekim istihdam edilmelidir
- Her türlü kısır çekişme bir kenara bırakılarak, kurumlar arası ve meslekler arası işbirliği ve dayanışma olanakları aranmalıdır.
- Başta meslek odaları olmak üzere, birikimi ve yapılanması bu konuda görüş oluşturmaya uygun olan her türlü sivil örgütün, geliştirilen politikalara katkı koyması ve birikimini aktarması sağlanmalıdır.

Yukarıda belirtilen görüşler çerçevesinde her türlü görev ve sorumluluğu üstlenen ve yenileri için hazır olan meslek kuruluşları olarak, Dünya Gıda Günü’nde, başta merkezi kamu yönetimi organları olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşları “Gıda Hakkı” na ulaşmak amacıyla etkin adımlar atmaya çağırıyoruz.


R. Petek ATAMAN
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Başkanı
Hasan KÜÇÜK TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Başkanı
Dr.Gökhan GÜNAYDIN
TMMOB Ziraat Mühendisleri OdasıBaşkanı

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-09-2008, 20:50   #2
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
GIDA DENETİMİNDE YETKİ KARGAŞASI

Gıda güvenliği ve güvenli gıda üretimi ve tüketimi insanın en temel haklarından biridir. Bu nedenle, gelişmiş ülkeler kendi gıda güvenliği sistemlerini insan sağlığını dikkate alarak sürekli geliştirme ihtiyacı içinde bulunmaktadırlar. İnsan sağlığı yanında, ülke itibarı, sektörün gelişmesi ve haksız rekabetin önlenmesi gibi hususlar da gıda güvenliğinin sağlanmasının önemini artırmaktadır.

Ülkemizi yönetenler ise, yetki, kaynak ve imkanları belli bir kurumda toplamak ve sistemi daha etkin hale getirmek yerine yetkileri dağıtarak savurgan bir şekilde gıda güvenliğini hiçe saymaktadır. Bu durum, bir yandan devlet kurumları arasında yetki paylaşımı sorununu getirirken diğer yandan insanımızın en temel insan hakkı olan güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşmasını engelleyecektir. Ayrıca, birbiriyle çelişen ve çakışan yetkilerle birçok kurumun aynı işi yapması, kaynak israfına ve asıl işin yapılamamasına yol açacaktır.

Gıda denetiminde yetkileri tek elde toplamak amacıyla 05.06.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5179 sayılı Kanun, daha TBMM’de yasalaşma sürecinde iken içi boşaltılarak yasalaştırıldı, özellikle gıda denetimi “Bakanlık tarafından yapılır” ifadesi yerine “ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde yapılır” gibi içi boş ve belirsiz kurumlara bırakıldı.

Hükümetin “yerele devredelim” hevesinden kendini kurtaramaması ve “ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde yapılır” gibi açık olmayan, çelişkili ve birçok anlam yüklenebilecek ifadeyle Kanunun yasalaştırılması yapılarak daha sonra çıkacak Belediye Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu ve Büyükşehir Belediyesi Kanununa zemin hazırlanmıştır.

Dolayısıyla, Çankaya Belediyesi tarafından açılan her iki dava sonucunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın gıda denetimi konusunda uyguladığı her iki yönetmeliğin de yürütmesi durdurulmuştur. Böylelikle, Danıştay verdiği kararla gıda denetimi konusunda Belediyelerin de yetkili olduğunu onaylamıştır. Mahkeme kararı, Ülkemizde gıda güvenliği denetim hizmetlerinde hem Tarım ve Köyişleri Bakanlığını hem de belediyelerin yetkili olduğunu ifade etmektedir. Bu durum, aynı Hükümet döneminde birbirinden farklı ve çelişen kanunlardan ileri gelmektedir.

Danıştay’ın son kararı gereği gıda denetimi konusunda yetkili olduğu tescil edilen belediyeler, ne yazık ki gıda denetimi konusunda yeterli alt-ekipman donanımı, personel, teknik bilgi sorunları bir yana politik yaklaşımları nedeniyle çok farklı ve birbiriyle çelişen uygulamalar yapacağı açıktır. Kaldı ki, gıda üretimi ve denetimi su, kanal, yol, alt-üst geçit çalışması gibi yerel bir hizmet değildir.

Gıda maddeleri, sadece ülke içinden temin edilen hammaddeler ile değil aynı zamanda ithal edilen hammaddeler de kullanarak çok değişik bileşimlerde, çok farklı şekillerde üretilmekte çok farklı yerlere, şehirlere hatta ülkelere gönderilmekte ve çok farklı tüketiciler tarafından tüketilmektedir. “İzlenebilirlik” yoluyla, gıda üretim – tüketim sürecinde ortaya çıkan sorunların çözümü mümkün olabilmektedir. Ayrıca, “yerel zihniyet” ile seçim dönemlerinde tüketici sağlığının korunması ve haksız rekabetin önlenmesi mümkün görülmemektedir. Bu nedenle, daha geniş bakış açısın gerektiren gıda denetimini, son gelinen yetki karmaşası sonucunda yerel bir yaklaşımla yürütmek mümkün değildir.

Farklı kurumlar tarafından farklı uygulamalar yapılması, gıda sektöründe haksız rekabete yol açacak, işyerleri mağdur edilecek ve tüketiciler sahipsiz bırakılacaktır. Yaşanan yetki kargaşası ve denetimlerdeki çok başlılık sonucunda ülke kaynaklarının etkin kullanılması, sektörde haksız rekabetin önlenmesi, tüketicinin korunması ve ülke itibarının korunması imkansız hale gelmiştir.

Diğer yandan, AB müzakere sürecinde “Gıda Güvenliği” başlığında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkili otorite iken bilgi birikimi ve teknik donanımı hiç de yeterli olmadığı halde sayıları 900’ü bulan sadece ilçe belediyeleri dış dünyada Türkiye’nin imajını olumsuz etkileyeceği açıktır.

Gıda konusunda yetki karmaşası ve çekişmeler yıllardır yaşanmış ve kimseye bir yarar getirmemiştir. Gelinen nokta itibarıyla, ülkemizde gıda denetimi konusunda bir başıbozukluk, yetki karmaşası, denetimsizlik, ülke itibarının ve tüketicinin korunması konusundaki sistemsizlik bir sistem haline gelmiştir. Ülkemiz insanı ve zengin tarım potansiyelini katma değer yoluyla işleyen, üreten ve ihraç eden gıda sektörü bu maceralara atılmayacak kadar değerlidir. İnsanımızı ve sektörü, yeni bir sorun yumağı ile karşı karşıya bırakmaya kimsenin hakkı yoktur.

Sonuç olarak, sürekli gelişen bir coğrafyada bulunan ve stratejik konuma haiz Türkiye’nin sağlıklı bir gıda denetim sistemine kavuşması gerekmektedir. Bu nedenle, Türk Milletinin ve Türk Sanayicisinin dünya ile rekabet gücünü artırması ve Türk insanının sağlığının korunması amacıyla hak ettiği yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.


TÜRK ZİRAAT YÜKSEK MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ
GIDA DENETİMİNDE YETKİ KARGAŞASI BASIN BİLDİRİSİ
24 Eylül 2008
www.tzymb.org.tr

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-10-2008, 21:17   #3
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Gıda Tarım Konferansları ve Çalıştayı - 1

"Gıda Tarım Konferansları ve Çalıştayı-1" Hakkında,

Tarımsal bilişim, tarımsal faaliyetlerden elde edilen bilginin toplanması, sınıflandırılması, depolanması, geri edinimi, analizi ve yayımının çok ötesine geçmiş bulunmaktadır. Tarım ve gıda sektörü her bakımdan dinamik ve çoğu zaman da doğal olayların etkisinde gerçekleşen bir üretim süreci ile oldukça kapsamlı ve karmaşık bir tedarik zincirini kapsar.

Böyle bir alanda bilgiyi kullanmak kadar üretimi planlamak, yönlendirmek, denetlemek ve nihayet gerçekleştirmek için otomasyon, hassasiyet ve verimlilik sağlayıcı yöntem ve teknolojilere gereksinim söz konusudur. Bu nedenle tarım ve gıda için bilişim, araştırma, eğitim-öğretim, yayım, üretim, işleme pazarlama, lojistik ve ticaretin hemen her alanında ve aşamasında bilişimden yararlanılması son derece önemli olmaktadır.

Bugün için, dünyada bilgi toplumu yolunda önemli adımlar atılırken ülke olarak tarım ve gıda alanında bilişimden yeterince yararlanıyor muyuz sorusuna yanıt aramaak durumundayız. Tarım ve gıda sektöründeki bir dizi ihtiyaca ve soruna bilişim ile çözüm üretebiliyor muyuz?

Örneğin, haritacılık yönünden yapılabilecekler, uydu bağlantılı coğrafik bilgi sistemlerinin tarımda kullanımı, bilgisayar ve GPS denetimli tarım iş makineleri, hava durumu bilgilerinin cep telefonlarına iletilmesi, üretim tesislerinin nem, sıcaklık denetimi gibi birçok işlemi uygulayabiliyor muyuz?

Üretim otomasyonu, ürün izleme sistemi, tarımsal ürün ve girdi pazarında e-ticaret, ya da orman yangınlarını önlemek için erken uyarı sistemlerini ne ölçüde kullanıyoruz? Ulusal ölçekte bazı uygulamalara başlanmış olmakla birlikte, genel olarak sorunlarımızı çözmek için henüz bilişimi etkin, yeterli ve koordineli kullandığımızı söylemekten uzakta bulunuyoruz.

Esasen sera, kümes ve bazı büyük süt sığırcılığı işletmelerini bir yana bırakırsak tarım sektöründe bilişim kullanımı neredeyse yok denecek kadar azdır. Yani, tarım sektörü diğer bir çok sektöre göre bilişim kullanımında yetersiz kalmaktadır. Oysa, sadece ABD'yi örnek aldığımızda ve sadece çiftçilere odaklandığımızda 2000 yılı itibariyle Amerikan çiftçilerinin %83'ünün bilgisayara, %73'ünün cep telefonuna, %42'sinin faksa, %32'sinin internet bağlantısına sahip olduğunu ve %17'sinin düzenli olarak elektronik bültenler okuduğu görülmektedir (Cebeci,Z., 2008).

Bu kapsamda "Gıda Tarım Konferansları ve Çalıştayları" serisinin ADANA'da düzenlenecek ilk kongresinde tarım, gıda ve çevre sektöründeki üretim, ticaret, dış ticaret, tüketici ve akademi paydaşları için bilişim teknolojilerinin önemi ortaya konulacak, çözümler üretilecek, görüşler paylaşılacak ve tartışılacaktır. Bizim de içinde yer aldığımız kongreye, sizlerde katılımcı olarak katılabilir, katkı sağlayabilirsiniz.

Doç.Dr. Orhan ÖZÇATALBAŞ
Akdeniz Üniversitesi
Ziraat Fakültesi
Tarım Ekonomisi Bölümü
07059 ANTALYA - TÜRKİYE

Telefon: 0242 310 24 76 /
Faks : 0242 227 70 40 /
E-posta: ozcatalbas@akdeniz.edu.tr
www.gidatarimkongresi.com

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-10-2008, 21:23   #4
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
AKADEMİK BAKIŞ

Tarımsal bilişim, tarım ve gıda için önemli katkılar, kolaylıklar ve hatta fırsatlar sağlayan bir teknolojiler, sistemler ve yöntemler bütünüdür. Ülkemizde tarımsal bilişim faaliyetleri, ziraat fakültelerinin öncülüğünde üniversitelerimize internetin ilk giriş zamanlarına kadar uzanmaktadır.

Konuyla ilgili olarak, 1994 yılında başlayan ve dört yılda bir ulusal sempozyumlar düzenlenmiş, 2005 yılından itibaren ise iki yılda bir olmak üzere uluslararası kongreler organize edilmiştir. 2007 yılında, ziraat fakültelerimizden akademisyenler, üreticiler ve tarım bilişimi alanında çalışanların bir araya gelişi ile Tarım, Gıda, Çevre ve Orman Bilişimi Derneği (TARBİL) kurulmuştur.

Bugün geldiğimiz noktada tarımsal bilişim, muhtelif tarımsal faaliyetlerden elde edilen bilginin toplanması, sınıflandırılması, depolanması, geri edinimi, analizi ve yayımının çok ötesine geçmiş bulunmaktadır. Tarım ve gıda sektörü her bakımdan dinamik ve çoğu zaman da doğal olayların etkisinde gerçekleşen bir üretim süreci ile oldukça kapsamlı ve karmaşık bir tedarik zincirini kapsar.

Böyle bir alanda bilgiyi kullanmak kadar üretimi planlamak, yönlendirmek, denetlemek ve nihayet gerçekleştirmek için otomasyon, hassasiyet ve verimlilik sağlayıcı yöntem ve teknolojilere gereksinim söz konusudur. Bu nedenle tarım ve gıda için bilişim, araştırma, eğitim-öğretim, yayım, üretim, işleme pazarlama, lojistik ve ticaretin hemen her alanında ve aşamasında bilişimden yararlanılması son derece önemlidir.

Bu alanları kısaca:
* Veri toplama, analiz ve istatistik,
* Bilgi organizasyonları ve iletişim,
* Eğitim-öğretim ve araştırma,
* İş idaresi ve planlama, karar destek,
* Üretim otomasyonu,
* Tasarım ve modelleme,
* Doğal kaynaklar yönetimi,
* Kırsal bölge planlama,
* Afet işleri denetim ve yönetimi,
başlıkları altında toplayabiliriz.

Tarım, gıda ve çevrede bilgi teknolojileri uygulamaları için iki temel hedef söz konusudur.
İlk olarak bizzat çiftçinin, sanayicinin, işletme ve kurumların uygulayacakları teknolojileri bulmaları, görmeleri, öğrenmeleri ve kullanmalarıdır.
İkincisi ise akademi, hükümet, çözüm ve ürün geliştiricilerin ülke çapında proje ve çözümleri üretmeleri ve bu ürettiklerini birinci katmanda sözü edilen aktörlere sunmalarıdır.

Tarımsal bilişim, yukarıdaki konu başlıklarından da anlaşılacağı üzere toprak ve su kaynakları yönetiminden tarlada kullanılan traktörün hassas teknolojilerle donatılmasına, bahçede zararlı böceklerin otomatik izlenmesinden damla sulamaya, sislemeden ışıklandırma sistemlerinin bilgisayarlı kontrolüne kadar birçok alanı kapsamaktadır. Esasen çiftçi ve gıdacının bilgisayar veya internet sahipliği sosyolojik, kültürel ve teknolojik bir gereksinmedir.

Tarımsal bilişimi, sadece yazılım ve fonksiyonların yüklendiği bilgisayarlar tarafından yönetilen sistemler değil fakat aynı zamanda sosyal ve mesleki ağlar olarak görmek gereklidir. Dahası, bilişimle belirlenen ve şekillenen yeni bir ekonominin ortaya çıktığı, hemen her alanda hızlı bir dönüşümün yaşandığına tanık olmaktayız.

Diğer yandan insan, bitki ve hayvan genom projelerinde olduğu gibi tarımsal üretim, gıda sanayi, çevre koruma çalışmalarının arkasında da çok yoğun bir bilişim teknolojisi söz konusudur.

Bugün için, dünyada bilgi toplumu yolunda önemli adımlar atılırken ülke olarak tarım ve gıda alanında bilişimden yeterince yararlanıyor muyuz sorusuna yanıt aramak durumundayız.

Tarım ve gıda sektöründeki bir dizi ihtiyaca ve soruna bilişim ile çözüm üretebiliyor muyuz?

Örneğin, haritacılık yönünden yapılabilecekler, uydu bağlantılı coğrafik bilgi sistemlerinin tarımda kullanımı, bilgisayar ve GPS denetimli tarım iş makineleri, hava durumu bilgilerinin cep telefonlarına iletilmesi, üretim tesislerinin nem, sıcaklık denetimi gibi birçok işlemi uygulayabiliyor muyuz?

Üretim otomasyonu, ürün izleme sistemi, tarımsal ürün ve girdi pazarında e-ticaret, ya da orman yangınlarını önlemek için erken uyarı sistemlerini ne ölçüde kullanıyoruz?

Ulusal ölçekte bazı uygulamalara başlanmış olmakla birlikte, genel olarak sorunlarımızı çözmek için henüz bilişimi etkin, yeterli ve koordineli kullandığımızı söylemekten uzakta bulunuyoruz.

Esasen sera, kümes ve bazı büyük süt sığırcılığı işletmelerini bir yana bırakırsak tarım sektöründe bilişim kullanımı neredeyse yok denecek kadar azdır. Yani, tarım sektörü diğer bir çok sektöre göre bilişim kullanımında yetersiz kalmaktadır.

Oysa, sadece ABD'yi örnek aldığımızda ve sadece çiftçilere odaklandığımızda 2000 yılı itibariyle Amerikan çiftçilerinin %83'ünün bilgisayara, %73'ünün cep telefonuna, %42'sinin faksa, %32'sinin internet bağlantısına sahip olduğunu ve %17'sinin düzenli olarak elektronik bültenler okuduğunu görmekteyiz.

Bu nedenle, kimyasal gübre kullanımı, su kaynaklarının kirlenmesi ve tükenmesi, orman yangınları vb şekillerde karşımıza çıkan sorunlara etkin ve sürdürülebilir bir çevre için çözümler üretilmesi gerekmektedir. Bu noktada, tarım ve çevrenin birlikte düşünülmesi, planlanması ve yönetilmesinde bilişim teknolojilerinin kullanımı gittikçe daha fazla önem kazanmaktadır.

Diğer yandan tarım, Türkiye başta olmak üzere Avrupa Birliği'ne girişte çeşitli orta ve doğu Avrupa ülkeleri için düzenleme yapılacak sektörlerin başında sayılmaktadır. Yine bu alanda düşünülecek çözümlerde bilişim teknolojilerinin önemli katkısı ve etkisi olabileceği ifade edilmektedir.

Sonuç olarak, tarım, gıda ve çevrede bilişimi araştıran, öğreten, kullanan, üreten ve/veya pazarlayan ulusal ve uluslararası kişi ve kuruluşların bir araya geldiği bir takım arayışlar ve yaklaşımlara gereksinim vardır. Bu, sadece akademisyenlerin belli düzeylerde çalışmaları ve tartışmaları ile değil; aynı zamanda tarım, gıda ve çevrede üretim, tasarım, araştırma geliştirme, yönetim ve uygulamaları yapan ticari ve kamusal organizasyonların katılımı ile sinerjik hale geçebilecektir.

Son yıllarda üniversitelerde temel bilişim kültürü eğitimi yanında, CBS ve uzaktan algılama, sera otomasyonu, soy kütüğü ve sürü yönetimi, sağım otomasyonu, rasyon hazırlama, tarımsal muhasebe gibi alanlarda eğitim ve araştırma faaliyetlerinde artış gözlenmektedir. Yanı sıra Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, AB Ortak Tarım Politikaları, Türkiye Ulusal Reform Programı ve ARİP çerçevesinde bilişim sistemlerini geliştirmektedir. Ancak bu girişimler ve projeler birbirinden kopuk, bağlantısız durumda yürütülmekte, diğer paydaşlar aktör olamamaktadır.

Bu nedenle, "Gıda Tarım Konferansları ve Çalıştayları" serisinin tarım, gıda ve çevre sektöründeki üretim, ticaret, dış ticaret, tüketici ve akademi paydaşları için bilişim teknolojilerinin önemini ortaya koyabilmeleri, çözümler üretilebilmesi, sorun ve görüşlerin paylaşılması ve tartışılması açısından yararlı olacağına ve değişime yol açacağına inanıyoruz.

Prof. Dr. Zeynel Cebeci
Tarım, Gıda, Çevre ve Orman Bilişimi Derneği Başkanı
www.gidatarimkongresi.com

Program

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-10-2008, 22:08   #5
Ağaç Dostu
 
imgelem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-01-2007
Şehir: Cunda Adası / Ayvalık
Mesajlar: 312
Galeri: 25
16 Ekim Dünya Gıda Günü TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Basın Açıklaması

16.10.2008

BASININ VE KAMUOYUNUN DİKKATİNE !


Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)'nun kuruluş yıldönümü olan 16 Ekim Dünya Gıda Günü, her yıl tüm dünyada açlık ve yetersiz beslenme ile mücadele yollarının arandığı bir gün olarak değerlendirilmekte, bu amaçla çeşitli etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de gıda konusunda söz sahibi olan kuruluşlar, başta Gıda Mühendisleri Odası olmak üzere Meslek Örgütleri, çeşitli Sivil Toplum Örgütleri, Kamu Kurum ve Kuruluşları, Tüketici Dernekleri, Üniversiteler ve Gıda Sektörü, 16 Ekim’i içeren hafta boyunca konunun önemi, çözüm yolları ve kamuoyunun aydınlatılmasına yönelik bir dizi etkinliği hayata geçirmektedir.



Günümüzde 6.5 milyar olan dünya nüfusunun 2050’lerde 9.5 milyara ulaşacağı öngörülmekte ve gelir dağılımındaki eşitsizlik ve adaletsizliklerin, 21 inci yüzyılda da insanlığın en önemli sorunları arasında yer alacağını göstermektedir. Bir yandan iklim değişiklikleri nedeniyle oluşan kuraklık, küresel ve yerel düzeyde yaşanmakta olan savaşlar, savaşların tetiklediği göç vb olaylar, diğer yandan uluslararası sermaye şirketlerinin daha çok kazanma hırsı, açlıkla mücadelenin önündeki en büyük engel olarak değerlendirilmelidir. İçinde bulunduğumuz toplu durumda, günde binlerce insan açlık ve yoksulluk nedeniyle yaşamını yitirmekte; milyonlarca çocuk açlıktan etkilenmektedir. Oysa, her yıl silahlanma ve savaşlara ayrılan bütçenin çok az bir kısmıyla dünyadaki açlığın önüne rahatlıkla geçilebileceği bilinen bir gerçektir.



Gıda ile ilgili sorunları tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, gıda güvencesi ve gıda güvenliği olmak üzere iki ayrı açıdan değerlendirmek gerekir. Gıda güvencesi; Birleşmiş Milletler ’in kabul ettiği ve anayasamızda sosyal devlet anlayışı çerçevesinde yer alan, herkesin yeterli ve dengeli beslenmesi için gerekli gıdaya ulaşma hakkının güvence altına alınmasıdır. Bu ilke, birçok ülkede ve ülkemizde yeterince uygulanmamaktadır. Türkiye’nin de içinde bulunduğu ülkelerin büyük bir kısmında, gelir dağılımındaki adaletsizlikler nedeniyle, açlık sınırında yaşayan insanların sayısı küçümsenmeyecek düzeydedir. Son dönemde hemen her ülkede yaşanan gıdaya ilişkin sorunlar, önümüzdeki dönemde daha dikkatli olmamız gerektiğini ortaya koymaktadır.



Gıda güvenliği ise, sadece az gelişmiş ülkelerin değil tüm ülkelerin sorunudur. Özellikle, günümüzdeki bilimsel ve teknik gelişmelerin birlikte getirdiği çevresel kirlilik ve endüstriyel atıklar, insanların güvenli gıdaya ulaşmalarına büyük ölçüde engel olmaktadır. Bunun yanı sıra, üretilen ve satışa sunulan gıda maddelerinin denetiminin yapılması da büyük önem taşımaktadır. Gıdaların üretimi, işlenmesi, taşınması, depolanması ve tüketiciye ulaştırılması aşamalarında asgari teknik ve hijyenik koşulların sağlanması, halk sağlığı açısından önemlidir. Özellikle merdiven altı diye tanımlanan kayıt dışı üretimin yüksek düzeyde olması, gıda maddeleri üretiminin büyük bir çoğunluğunun uygun olmayan koşullarda gerçekleştirilmesi, üretimde teknik personelin çalıştırılmaması, yeterli ve istenen düzeyde denetimlerin yapılmaması gibi sorunlar, bugün ülkemizde yaşanan en büyük sıkıntılardır. AB uyum süreciyle birlikte bazı olumlu adımlar atıldıysa da, bu konuda henüz istenen düzeyde olmadığımız açıkça görülmektedir.



İnsanların beslenmesi için yeterli ve güvenli gıdaya ulaşma ilkesinin herkesçe kavranması ve buna göre adım atılması, sadece ülkemizde değil tüm dünyada yaşamsal öneme sahiptir. Açlıkla mücadele ve tüketicilerin bilinçlendirilmesi adına, resmi kurumlarla birlikte meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri ve basına büyük görev ve sorumluluk düşmektedir.



TMMOB Gıda Mühendisleri Odası

imgelem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-10-2008, 10:04   #6
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 16-09-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 26
Değerli dostlar,
Bir önerim var! Formumuza alıntıladığımız "Basın ve Kamuoyu" bildirilerini bir şekilde yazılı ve görsel basın-yayım organlarına(gazete-basın-medya ajanslarına) ulaşabildiğimiz oranda bizler de iletelim, e-postalarına gönderelim,derim.. Bu tip haberlerin ivedilikle basının gündemine taşınmasına yardımcı olalım.Hangimiz ana haber bültenlerinde "Gıda Güvenliği" vb.
konularında haber-eylem-gösteri-protesto-basın açıklamalarını görebiliyoruz? Etkili olabilir miyiz diye sizlerin görüşlerinizi sormak istedim.
Esenlikler dilerim. Hakan

"16 EKİM DÜNYA GIDA GÜNÜ
GIDA HAKKI" , "GIDA DENETİMİNDE YETKİ KARGAŞASI", "GIDA GÜVENLİĞİ", "SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE HAYIR"

sedirtoprağı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:08.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024