27-06-2014, 01:17 | #31 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-05-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 9,354
|
Ama Sayın Lilium ben de sormak istiyorum çok üzülerek, içim yana yana bağ-bahçe-tarla-toprak-su-hayvan mı kaldı da köylünün içine girmek gerekir. Köylü bile artık yok ki, köylü bile köyünü terketmek zorunda. Ve şimdi yeni çıkardıkları maden ve enerji yasasıyla tüm zeytinlikler katledilecek oralarda madenler çıkarılacak, zehirleri sularımıza karışacak, çevreyi yok edecek termik santraller kurulacak biz de dünyanın en iyi zeytin ve zeytinyağı üreticisi olarak bunlardan mahrum kalıp, her konuda olduğu gibi dışarıya mahkum kalacağız. Bu durumda biz hangi köylüden bahsediyoruz ki?.. Çok üzgünüm. |
27-06-2014, 07:06 | #32 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-01-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 222
|
Alıntı:
|
|
27-06-2014, 10:38 | #33 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Aslında çok yazıp çizmeyede gerek yok, bir siyasetcimizin yıllar önce dediği cümleler arasında bazı gerçekler gizli, "Biz şimdiye kadar tarım ülkesiydik bundan sonra sanayi ülkesi olacağız" cümlelerini hatırlayınız, hani bir verip üç alan başbakan. Tarım da da bir verip üç aldı. Bu dönemden sonra tarım daima tökezletildi bilerek ihmal edildi ve köylü ne yapacağını şaşırdı, iki arada bir dere de ne yapacağını şehiremi gidem fabrikada bir iş mi bulayım bocalaması yaşıyor bu bocalamayla köylerimiz boşalıyor, Eh şimdide yeni yasayla köyler mahallede oldu artık sokaklarımızda hayvan, hayvan tezeği kokusuda istemeyiz. |
|
27-06-2014, 12:28 | #34 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Ömrüm boyunca en azından 500 köyü ve köylüsünü yakından tanımışımdır..Köylerden çok işçi aldım, çalıştırdım.. Genelde yoksul dağ köyleri kaldı aklımda; onlar daha saf, bozulmamış ve çalışkandır.. Pomak köylülerini severim..Hergün 40 işçi alıp çalıştırdığım yıllarda hiç üzülmedim, aldıkları parayı kuruşu kuruşuna haketmişlerdir..bir de türkmen, kızılbaş denilen köylüleri severim.. .... Bizim kasaba 3 bin nüfuslu nerdeyse..İnanın, parasıyla işinizi yaptıracak adam zor bulursunuz..Bulsanız da yarım yamalak çalışmasıyla çağırdığınıza pişman eder birçoğu.. Koca kasabada bula bula dürüst, gözünüzün arkada kalmayacağı iki kişi bulabilmek çok acıdır.. .... Ben köy ve köylüden çok sıkılıyorum artık..Geriyor onlarla diyalog kurmak çoğunlukla.. Örnekler vereyim: Zeytinliğimi ilk kurarken selamsız sabahsız, kolay gelsin bile deme nezaketini göstermeden yanıma gelip benden bilgi soran bir köylüye teknik hiçbir bilgi vermedim ve bu şahısa aradan 14 yıl geçmesine rağmen hala ısınamıyorum.. 14 sene önce bana sarfettiği ''kimse anasının karnında öğrenmiyor bu işleri'' lafını unutamıyorum..Hala beni görünce yardım istiyor..Son olarak gittiğimde zeytinlerin ilaçlanmasını sordu, ''benim fazla bilgim yok, git ziraate danış'' demeden edemedim.. Yani, ufacık bir ''merhaba..kolay gelsin'' deme ihtiyacı hissetmeden yanıma gelip akıl danışanlardan nefret ederim. Kaba sabalık dizboyudur köylerde.. ... Yine biri var..Zeytinlik sahibi..İşi olmadığı zamanlarda ya yanından geçerken görmezden gelir, selam bile vermez..verse de ''n'aber Adnan aga'' der.. Ama işi düşünce bir kibarlaşır bir kibarlaşır ki..Anında ''adnan abi'' olursunuz.. Nefret ederim.Hiçbir bilgilendirme yapmam böylelerine.. ... Hasetlik, fesatlık, çekememezlik, işini baltalamak, arkanı dönünce aleyhinde dedikodu yapıp fısıldamak çok yaygındır.Nefret ederim. Bu yıl köyde bir tek benim zeytinlerde zeytin var..Hem de oldukça bol.. Ama ben bunu genelde söylemiyorum..Biliyorum çünkü başıma neler geleceğini..Yıllar önce söylediğiniz, uyardığınız hususları tekrar tekrar yeniden anlatmak sıkıyor beni.. Bir zeytinlik sahibine ''bu yıl bende oldukça fazla zeytin var'' deyince suratının haritası değişti, kızardı.. Komşusunun bahçesinin güzel olmasını bile çekemez birçoğu..''Allah daha bol verir inşallah'' lafını pek duyamazsınız.. ... Yine İstanbul'da çalışan ama aynen benim gibi kıraç bir alana çok güzel bir bahçe kuran bir arkadaşım var..Sık sık dertleşiriz.. Çok bilgilidir..Benden kat kat ilerdedir.. Zevkle sohbet ederiz.. Bu dostum en son bana '' Adnan abi, evde babamla bile anlaşamıyorum, bahçede ben ne desem de o kendi bildiğini yapıyor, en son taa Denizli'de getirdiğim ender bitkileri bunlar pek birşeye benzemiyor diye söküp atmış..İnan bazen gidip bahçedeki tüm fidanları baltayla kesip, bir daha köye dönmemeyi bile düşünüyorum'' diyebildi bana.. .... Köyde en çalışkan ve gayretli, cesur, bilgili iki genç var..Çok başarılı çeltikçilik yapıyorlar..Çarşıya indiğimde en güzel sohbetleri onlarla yaparız genelde.. Bu yıl barajlarda su olmadığı için çeltik ekimine izin verilmedi ama bu iki delikanlı hemen Konya'dan usta bir sondajcı getirip 2o bin liraya derin kuyu vurdular ve denize çok yakın yerde tatlı su buldular 300 dekar çeltiğe yetecek kadar..Anlattığı şeyler öylesine korkunç ki.. Çekememezlik, işini moralini bozmağa çalışma, ürkütme ne ararsanız var yakın çevre ve tanıdıklarından.. En son kayınçosu, sırf ona cereyan sıkıntısı yaşatmak için 2 bin lira karşılığında trafodaki hakkını bir başkasına devretmiş..Öylesine kinli ki.. ''Adnan abi, bana gelip söylese, inan 5 bin lira verirdim'' diyor öfkeyle.. ... Ben 15 yıl önce hem de akrabam olan birinin, köyde ormancıların yakaladığı odun yüklü traktörünü onu hiçbir avukata göndermeden ve yoldurmadan benim internette bulduğum Yargıtay kararlarını ekleyerek ve basit bir dilekçe yazarak Mahkeme'ye git ver kurtar traktörünü dediğim bu kişi yıllar sonra benden çeltik için kiraladığı 14 dekar yerin icar parasının üstüne yatmağa kalktı..Sözleşme yaptığım için alabildim 3 bin lirayı.. ... Köyde zaten çok yorulduğum için çok geç giderim kahveye.. Çünkü o yorgunlukla, yanıma gelip te birilerinin dangıl dungul, abuk subuk konuşup keyfimin kaçmasını istemem.. Kahvehaneler biraz boşalmağa başlayınca gidip kafamı dinlerim çarşıda.. ... Yani, köy ve köylü karşıdan çok güzel sevimli görünebilir ama içine girip yakından tanıdıkça olumsuz şeylerle tanışmanız, hayal kırıklığına uğramanız çok olasıdır. Tabi..bunlar sadece köylerimizde değil..artık her yerde...Zihinsel ve ahlaki çürümenin dizboyu olduğu ülkemizde, güvenilir, gerçek dostluk yapabileceğiniz insan sayısı enderdir. En iyisi, fazla yüz göz olmayıp yüzeysel ilişkilerle köydeki kişisel uğraşlarınızı,hayatınızı sürdürmektir. Çok dikkatli ve özenli olmak gerekir köy hayatında.. Yaptığınız en ufak hata size pahalıya malolabilir ve pişman olabilirsiniz köyde yaşamanıza. Yazılacak o kadar çok şey var ki..Gelmişim 60 yaşıma, abuk sabuk insanlarla keyfimi, neşemi kaçırmak pek istemiyorum artık.. |
27-06-2014, 15:03 | #35 |
Ağaç Dostu
|
Sayın pria; Porf. Dr. Mustafa Kaymakçının bir yazısını paylaşmışsınız. Beni aldınız çok eski günlere götürdünüz. Reşit Hoca(Sönmez) ve asistanı Mustafa Bey ile 1974 yıllarında Tahirova koyunu çalışmaları dolayısıyla tanıştık. 5-6 sene sürdü çalışmalarımız. Belkide Koyun yetiştirme (Tahirova Koyun Yetiştirme Derneği) bir ilkti. Konumuza dönelim. Uzun uzun anlatmaya gerek yok. Edirne Bölgesinde de Hangi köye giderseniz gidin. Son 15 yıl içerisinde Nufus yarı yarıya azalmıştır. Artık dönüşü olmayan bir yol. Düzenleyen Cumhur Tonba : 29-06-2014 saat 08:57 |
01-07-2014, 20:36 | #36 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Türkiye'de tarım sektörü zor bir dönem geçiriyor. Olumsuz iklimsel koşulları ile yaşanan rekolte kayıpları, girdi maliyetleri altında ezilen üretici için yıkıcı bir darbe niteliğinde. Tüm bu olumsuz gelişmelerle birlikte zarar eden, iflasın eşiğine gelen, tarlasını bağını, bahçesini satarak maaşlı bir işte çalışmak için köyünü terk etmek zorunda kalan çiftçi için tarım sektörü her geçen gün cazibesini yitiriyor. Devamı : Analiz: Tarımın kurtuluşu kooperatifleşmede (1. bölüm) Analiz: Tarımın kurtuluşu kooperatifleşmede (2.bölüm) |
01-07-2014, 21:09 | #37 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-01-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 222
|
Alıntı:
bu söyledikleriniz bizim duruma çok uyuyor, annemin dedesi köy ağasıymış ve çok yeri varmış ama maalesef hiç oğlu olmamış 11-12 tane kızı olmuş, her birini isteyene vermiş kızlar farklı köylere dağılmış, bu kızların en az dört çocuğu olduğunu düşünün ( 6 olanda var ) 50-60 hissedar oluyor, sonra teyzelerden vefat edenler oldu ve şimdi torun çocukları var ( yani bizler ) tam sayıyı bilmeme imkan yok yazın köye gitmiştik eniştem arsaların bir kısmını gösterdi , hatta "şu karşıki dağ sizin ailenin" dedi düşünün artık arsaları geçtim dağ varmış peki biz ne yapabiliyoruz? hiç birşey, nerden bulucaz o kadar hissedarı,normalde kimse gitmiyor ama bir ev yapmak için imza istendiğinde arsalar kıymete bindi, kimse vermek istemedi bir sürü gereksiz şeyler yani, bu yüzden bizden kimse ilgilenmiyor, köylü kullanıyor arsayı |
|
02-07-2014, 20:53 | #38 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
|
Alıntı:
Bu gidişle ata toprağını kaybedebilirsiniz. Mutlaka son arazi toplulaştırma yasası incelenmeli ve yapılabiliyorsa tadbirler alınmalı . |
|
03-07-2014, 07:46 | #39 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-01-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 222
|
haklısınız büyükler uğraşmayınca biz hiç sahip çıkmadık |
03-07-2014, 13:20 | #40 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-03-2008
Şehir: .
Mesajlar: 304
|
Sn. Pria anladığım kadarıyla siz köylüye köylüde size pek ısınamamış. Sizinde şikayetçi olduğunuz köylülere, şikayetçi olduğunu tarzda yaklaşmanız aranızı açmış gibi geldi bana. Sizin köylülerden de sizin hakkınızda bir kaç cümle duymak isterdim bu yazdıklarınıza ve kininize karşılık. Belki onlarda sizin tavırlarınıza tavır koymuş olabilir. Zira anlattığınız bir köylü değil bütün köylüler. |
03-07-2014, 14:15 | #41 | |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Alıntı:
O bahsettiğim köylülerin benim hakkımda fısıldadıkları lafları biliyorum.. Beni ''cami kapısına uğramıyan kafadan kontak biri'' olarak görüyorlar.. İnşallah tatmin olmuşsunuzdur.. Yanıldığınız husus, yazdıklarımdan tüm köylülere ''kin'' duyduğumu sanmanızdır.. Ben sevmediğim insanlara kin duyamam; ''kin'' ancak cahil cühelanın meziyeti olabilir, ''kin'' ancak ''köylü'' zihniyetindekiler için tatlı gelebilir. Çok sevdiğiğm ve güvenebileceğim, hoşsohbet köylüler de var merak etmeyin. Az olsun temiz olsun diyorum ben sadece.Bu da bana yetiyor. "Huzur mu istiyorsun? Az insan, az eşya..." Franz Kafka http://www.agaclar.net/forum/1302328-post3717.htm Düzenleyen pria : 07-07-2014 saat 20:14 |
|
16-01-2015, 09:43 | #42 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: Nevşehir
Mesajlar: 641
|
Arkadaşlar bence konu köylü veya şehirli olmak değil, tamamen zihniyet farkı, bu zihniyet uçurumu anladığım kadarı ile 1950' lerden sonra daha da derinleşti, Babam emekli ve ilkokul mezunu devamlı televizyon izler ve gördükleri duydukları karşısında "Atatürk'ün övdüğü Türk Milleti bu olamaz" der. Gerçektende Atatürk'ün övdüğü, Kurtuluş Savaşını kazanan, Cumhuriyeti kuran Türk Milleti bu olamaz. Düzenleyen selim_50 : 16-01-2015 saat 14:43 |
16-01-2015, 09:54 | #43 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: Nevşehir
Mesajlar: 641
|
Esas sıkıntı, henüz birey olmayı benimseyememiş, birilerinin kul'u olarak yaşamaya alışmış topluma "Yeter Söz Milletin" denmesiyle başladı. |
|
|