09-04-2013, 19:06 | #1 |
Ağaç Dostu
|
GDO'lu pirince el konuldu
Az önce yemek yiyorduk. Tv açık ve haberler vardı. Yemekte de pilav. Birden şöyle haber geçmeye başladı. Bir takım kişiler 8 ton GDO'lu pirinç'i, marketler aracılığı ile piyasaya sürdü. Pilav boğazımda kaldı. ) (Hanım hemen; "Bir daha marketten almayalım, açık alalım" diye, çözüm getirdi olaya). ) |
09-04-2013, 22:44 | #2 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 04-01-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 98
|
Alıntı:
|
|
10-04-2013, 12:51 | #3 | |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Alıntı:
Eğer bu ülkede hala bağımsız yargı varsa, inşallah cezalandırıldıklarını da okuruz.. |
|
10-04-2013, 15:51 | #4 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Altın pirinç beklentisi içinde olanlar vardı. Belki bunlar altın pirinçtir |
10-04-2013, 22:18 | #5 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 04-01-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 98
|
TAT bakliyat bunların 8 bin tonunu piyasaya sürmüş. Gözde genelde endüstriyel pazara ürün satıyor. otel, lokanta, v.s.. |
10-04-2013, 22:30 | #6 |
Ağaç Dostu
|
Ben haberler'de 8 ton anlamıştım. 8 Bin ton olduğunu farkedince daha bir tuhaf oldum. Gdo'lu olmasından başka, farklı bir çok zararlı kimyasallar'da içerdiği söyleniyor. Bakan daha önce ki yıllarda olduğu gibi (Çernobil=Çay, vb.. gibi) tehlikeli değil açıklaması yaptı ama gel de inan. |
10-04-2013, 22:40 | #7 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 04-01-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 98
|
pirinçte bulunması gereken kadmiyum (kanserojen ağır metal element) miktarının standartlardan 35 kat fazla olduğu ortaya çıktı. bir ürünün GDO'lu olması zararlı olması için yeterlidir. |
10-04-2013, 23:42 | #8 |
Ağaçsever
|
Vay canına! Savaşın başka tarafta olduğunu düşünürken kapıyı açıp çatışmayla burun buruna gelmek gibi birşey bu. Ama kötünün kötüsü var. Avrupa'da GDOlu soyayı mısırı koçanıyla yediriyorlar. İtalya geçen günlerde MON810 GDO mısırı üretmeye karşı AB'ye 'acil talepte' bulundu. Ama büyük olasılık italyanlara, EFSAdan okeyli olan mısırı tuza banıp banıp yiyip susup oturmak düşecek. |
11-04-2013, 00:17 | #9 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 04-01-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 98
|
sorun gıda fiyatlarının hala gereğinden ucuz olduğunu düşünen baronlar. öncelikle tohumları kısırlaştırdılar. tabi bunların polenleri ile tozlaşan komşu tarlalarda da yerli tohumlar da zamanla kısırlaştı. GDO'lu tohumlarla hem genimizle hem toprağımızla oynamaya başladılar. bir de sözde yeşil yakıt gibi gösterilen bioyakıt yalanı var ki normal yakıtlardan 6 kat daha fazla ve daha ağır metaryel atık ürettiğini gösteren araştırmalar mevcut. bioyakıt nedir? siz gıda için değil de yakıt için tarlanızı dikiyorsunuz. arabanız sizin yemeğinize ortak. misal; aynı tarlaya gıda diken bir çiftçi 100 TL kazanırken, bioyakıt için diken bir çiftçi 1000 TL kazanıyor. bioyakıt mutlaka yağlı bitkilerden üretmek zorunda da değil. gıda için üretilen buğday ile bile bioyakıt elde etmek mümkün. sizce çiftçi veya bu işin ticaretini yapan tüccar gıda veya yakıt arasında hangisini tercih edecektir? Gıda fiyatları henüz olması gerektiğinden daha ucuz ve insanları da sömürmenin köleleştirmenin bir yolu da gıdalarına hükmetmektir. kızılderililerin bufaloları katledilene kadar kızılderililer amerikanın sahibiydi... eski bir nlp kursundan bir örnek anlatmak istiyorum; "av ve avcı ilişkisi" eskiden insanlar yemek için avlanırlardı. sonra yemeğe ve yemeğin bol olduğu bölgelerini korumak için birbirlerini avladılar... hikaye böyle gider... kölelik, sömürgecilik, v.s... amerika parasındaki "karşılığı amerika merkez bankasında altın olarak saklanmaktadır" ibaresini kaldırdı. artık yeni dünya düzeni medyanın yönlendirmesiyle birlikte toplum mühendislerinin ellerine teslim edildi. en tehlikeli virüs yanlış fikirlerdir. toplum mühendisleri insanlara bazı zaaflar yüklediler. her şeyi "vay bee" desinler diye yap, on lafından dokuzu "ben" olsun, rakiplerini "karala", herşeye "muhalefet et"... eskiden insanları köle yapıyorlardı sonra kölelik pahalı oldu insanları gemilerle taşı eğit işkence et sonra isyanları bastır filan sonra ülkeleri sömürmeye başladılar bir ülkeyi istila et bütün halk sana çalışsın sen ye ama bu da zamanla pahalı olmaya başladı o kadar milleti bastırmak için silah asker bulmak pahalıydı şimdi ise popüler kültür ile insanları hem köle ediyorlar hem de sömürüyorlar... toplum mühendisleri bir popüler kültür oluştururlar ve bütün insanları istedikleri trendlere yönlendirirler günümüzün popüler kültürü; popülizm yani popüler olmanın popüler olduğu kültür. Türkçesi herkes birileri "vay bee" desin diye yaşar ve kazandığı bütün servetini birileri "vay bee" desin diye harcar.!? Düşünsene maliyeti 15.000$ olmayan bir arabaya birileri "vay bee" desin diye 150.000$ veriyorlar. maç magazin futbol moda sinema film dizi reklamlar bu facebook sosyal ağlar tv internet filan hepsi insanlara "vay bee desinler diye yaşa" mikrobunu bulaştırmak için yapılıyor. Bu "vay bee" salgın hastalığını bir düşünün. Bir trafik sıkışınca 100mt lik yolda araba, benzin, yol, asfalt milyon dolar maliyeti var bu kadar parayı ülkeleri istila etmeden sömürmeden gönüllü köleler olarak veriyoruz... insanlara para değil torunlarına anlatacakları bir hikaye ver sana köle olsunlar... şimdi ise iletişim çağındayız toplumlara virüs bulaştırmak için her türlü iletişim aracına ulaşımı kolaylaştırdılar ama geri tepti. çünkü insanlar yanlış fikirlere karşı panzehir niteliğindeki doğru fikirlere de çok kolay erişebildiler. ve hasta yatağındaki uyanış başladı. şimdi yeni yepyeni dünya düzeninde elimizi bağlayacakları ipleri hazırlıyorlar. bizi gıdamızı tekelleştirerek ve hızla gıda fiyatlarını arttırarak yeniden köleleştirecekler. bu baronlar sadece bizim değil dünya nüfusunun %90'ının peşindeler... |
30-04-2013, 17:18 | #10 |
Ağaçsever
|
GDOlu pirince atfen greenpeace'in 'Geri Dönüşü Olmaz' kampanyası, sayfanın başlarında imza kampanyası bağlantısı da var: Yeni kampanya: GDO |
30-07-2013, 09:07 | #11 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Bakanların skandalı örtme çabası Savcılık tarafından GDO’lu pirinç skandalıyla ilgili soruşturulan AKP’li işadamı Mahmut Arslan’ı kurtarmak için üç bakan devreye girmiş. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturması halen devam eden “GDO’lu pirinç” skandalında ilginç isim ve bağlantılar ortaya çıktı. Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı ve AK Parti eski Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adayı işadamı Mahmut Arslan’ın ismi de soruşturmaya karıştı. Soruşturmaya Arslan’ın isminin karışmasının ardından, skandalı kapatmak için üç bakan devreye girip temaslarda bulunmuş. Önce Arslan’ı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüştüren bakanlar, bir uçak gezisinde Başbakan’a yanlış bilgi verdirip, olayı kapatmaya çalışmışlar. Tarım Bakanlığı da Arslan’ın isminin olaya karışmasının ardından, kendi laboratuvarlarında yapılan analizlerde eksik inceleme yaptırıp, pirinç numunelerini değiştirerek pirinçlerde GDO olmadığını yönünde rapor düzenletmiş. Ancak savcılığın başka bir kurumdan ikinci kez rapor alması üzerine skandal ortaya çıkmış. Taraf gazetesinin haberine göre; şimdi Tarım Bakanlığı bürokratları hakkında da rüşvetle rapor hazırladıkları iddiasıyla ayrı bir soruşturma yürütülüyor. Sahte “GDO’lu değil” raporu Mersin Cumhuriyet Savcılığı GDO’lu pirinç soruşturmasında Mahmut Arslan hakkında inceleme yaparken ilginç bir bilgiye daha ulaşmış. Arslan hakkında MASAK’ın da “kara para” soruşturması yürüttüğü öğrenilmiş. Gizlilik kararı bulunan MASAK’ın soruşturması da devam ediyor. Öte yandan teknik takiplere Arslan’ın isminin karışmasının ardından soruşturmada ilginç bir trafik yaşanmış. Skandal olay geçtiğimiz aylarda Mersin Gümrüğünde 23 bin ton GDO’lu pirinç yakalanmasıyla başladı. Mersin Cumhuriyet Savcılığı yapmış olduğu teknik takip sonucu Türkiye’ye GDO’lu pirinç sokulmaya çalışıldığını tesbit etti. Mersin Gümrüğü’ne yapılan baskın sonucu GDO’lu pirinçlere el kondu. Pirinçlerden bazı numuneler alınıp, laboratuarlara gönderildi. Tarım Bakanlığı yetersiz laboratuvarlarında, eksik incelemeler yaparak pirinçlerin GDO’lu olmadığı yönünde savcılığa rapor sundu. Savcılık, yaptığı inceleme sonucu, bazı numunelerin değiştirildiğini ve eksik inceleme yapıldığını belirledi. Ayrıca benzer bir soruşturmada Tarım Bakanlığı’nın, bir mahkemeye gönderdiği “laboratuvarları yetersizdir” yazısı üzerine pirinçler yetkili kurumlardan alınarak İstanbul Teknik Üniversitesi’ne incelenmek üzere gönderildi. Yeni rapor savcılıkta Burada yapılan incelemede pirinçlerin GDO’lu olduğu belirlenip, hazırlanan rapor savcılığa gönderildi. Üniversitenin verdiği bu raporun ardından bir bakan, üniversiteden bir yetkiliyi çağırıp, makamında raporun değiştirilmesi yönünde kendisini uyardı. Bu görüşmeden kısa bir süre sonra İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği yazıda GDO’lu pirinç çalışmasından çekildiklerini bildirdi. Arslan’ın isminin soruşturmaya karışmasının ardından yaşanan ilginçlikler bununla da sınırlı kalmadı. Gıda, sigara ve akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren Arslan, “GDO’lu pirinç skandalı”nın ortaya çıkmasıyla birlikte hükümet kanadından iki ayrı bakanla temas kurdu. Daha önce AK Parti’den Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan işadamı, konuyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la da görüştü. Görüşmede Mahmut Arslan, Başbakan Erdoğan’ı “Aydın Doğan, kuru gıda işine girmek istiyor. O yüzden rakiplerini bertaraf etmek için GDO’yu kullanıyor” diyerek ikna etti. Erdoğan da aldığı bu bilgi üzerine soruşturmanın bir an önce neticelenmesi için Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i aradı. Mahmut Arslan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiği Kırgızistan ve Moğolistan’ı kapsayan gezisine de katıldı. Arslan, GDO’lu pirinç skandalının kamuoyuna yansıdığı günlerde hem Anadolu Ajansı’na hem de günlük basın açıklamalarıyla pirinçlerin GDO’lu olmadığını açıklamıştı. Arslan’ın her gün basın açıklaması yapacak kadar bu soruşturmaya ilgi duymasının nedeni o günlerde anlaşılmamıştı. Üç iddianame hazırlandı Mersin Cumhuriyet Savcısı Fikret Gönen, GDO’lu pirinç soruşturmasıyla ilgili üç ayrı iddianame hazırlayıp sorumluların ağır ceza mahkemesinde yargılanmalarını talep etti. “Teelsülen Biyogüvenlik kanununa muhalefet, resmî belgede sahtecilik” suçlamasıyla hazırlanan iddianameler mahkeme tarafından kabul edildi. Mahmut Arslan hakkında yürütülen soruşturma ise halen devam ediyor. 10 milyon doları gözden çıkarırım MAHMUT Arslan’ın ismi daha önce de kamuoyunun gündemine Kırgısiztan’daki bakliyat şirketleriyle ilgili gelmişti. İşadamının Kırgızistan’da bakliyat sektöründe tekel oluşturduğu belirtilmişti. Aynı işadamı hakkında petrol ve sigara kaçakçılığıyla ilgili de soruşturma yürütülmüştü. Arslan’ın yakın çevresine “MASAK’taki dosyanın sadece içeriğini öğrenmek için 10 milyon doları gözden çıkarırım” dediği bilgisi de soruşturma dosyasında yer aldı. Mahmut Aslan, Fullpet, Europan ve Arbel şirketlerinin da sahibi. Soruşturma Aslan’ın sahibi olduğu Mersin Serbest Bölgesi’ndeki Europan firması ile ilgili. Europan firması aslında Mesud Barzani’ye ait. Şirketin görünürdeki sahibi ise Mahmut Arslan. Bakanlarn skandalı örtme çabası Akp'li bakanlar kimbilir daha ne skandalları örtmüşlerdir..Dini imanı para bunların.. |
30-07-2013, 13:38 | #12 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 12-03-2008
Şehir: Aydın
Mesajlar: 208
|
Belki de bizlerde bilmeden yedik ve hala da yiyoruz. Ne günlere kaldık . Gözünü para hırsı bürümüş mahluklar yüzünden insanlardan uzaklaşıp ağaçları ve hayvanları daha çok sever hale geldim. Kırıcı olduysam bağışlayın. Selamlar . . |
31-07-2013, 00:00 | #13 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
AK Partili işadamı Mahmut Arslan'ın Mersin Gümrüğü'nde ortaya çıkan GDO'lu prinç yolsuzluğunun ardından bir de Ticaret Sicil skandalı ortaya çıktı. Skandalın büyüğü Ticaret Sicil'de yaanmış |
31-07-2013, 11:52 | #14 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “GDO’lu pirinç” soruşturmasına üç bakanın ismi karıştı. Teknik takibe takılan konuşmalarda, pirinç ithalatını gerçekleştiren firmanın yetkilileri, savcılığın soruşturmayı başlatmasının ardından AK Parti’li bakanlar ve yetkililerle görüşüp, kendilerine yardımcı olunmasını istemişler. Bakanlardan, mahkeme heyeti ve savcılığa baskı yapılması yönünde de talepte bulunmuşlar. Taraf gazetesinin haberine göre; GDO’lu pirinçleri Türkiye’ye sokmaya çalışan şirket yetkilileri, savcılığın düğmeye basmasının ardından önce Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’le ardından da Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’la görüşüyorlar. Kendilerine haksızlık yapıldığı gerekçesiyle, soruşturmanın kapatılması için yardım talep ediliyor. Önce mahkeme değiştiriliyor Konu aynı gün Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e intikal ettiriliyor. Bakanlık’tan mahkeme üzerinde baskı kurması isteniyor. Bakanlığın devreye girmesinin ardından önce şüphelilerin sevk edildiği mahkeme değiştiriliyor. üç bakan teknik takibe takıldı |
|
|