agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 29-04-2010, 21:21   #1
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 05-10-2009
Şehir: Adana
Mesajlar: 94
Angry Meksika körfezindeki çevre felaketi büyüyor

Meksika körfezinde geçtiğimiz salı günü meydana gelen patlama ve yangının ardından batan petrol platformundan çevreye yayılan kirliliğin, eğer ham petrol sızıntısı durdurulamazsa Amerikan tarihinin en kötü çevre felaketlerinden birisi olacağı bildirildi.


Meksika Körfezi'ndeki petrol platformunun geçen hafta batması üzerine denize günde 160 bin litre ham petrol aktığı, 900 kilometrekarelik alana yayılan petrol tabakasının yüzeyinin hızla genişlediği açıklandı.

Amerikan sahil güvenlik yetkilisi Tuğamiral Mary Landry, düzenlediği basın toplantısında, "Samimi olacağım. Platformu işleten İngiliz petrol şirketi BP'nin sızıntıyı durdurmak için şimdiye kadar yürüttüğü çabalar başarılı olmadı" diye konuştu.

New Orleans sahil güvenlik komutanı Landry, kazayı Alaska kıyılarında karaya oturan ve 1300 km mesafeye 40 milyon litreden fazla hampetrol yayılmasına neden olan Exxon Valdez tankerinin neden olduğu kaza ile kıyaslamayı reddederken, "Ama, eğer kuyuyu güvenliğe alamazsak, evet, bu Amerikan tarihinin en kötü deniz kirliliklerinden biri olacaktır" dedi.

Meksika Körfezi'nde yaşayan balıklar ve kıyı şeridinin boydan boya petrole bulanma tehlikesi ortaya çıkarken 1500 metre derinlikteki petrol deliğindeki supaplı özel kapakların su altı robotların yardımıyla çalıştırılmasına çalışıldığı açıklandı.

Otomatik kapakların çalıştırılamaması durumunda tali tünellerden sızıntı bölgesine ulaşılmaya çalışılacak. Sızıntı yapan kuyunun çevresinde yeni kuyular açarak basıncın düşürülmesine çalışılacağı belirtildi.

Tali platformların yardımıyla, çöken platformla petrol kuyusu arasında yeni bir bağlantı kurulup sızıntı yapan bağlantının tıkanması ve sızan petrolün, deliğin üzerine oturtulacak dev boyutlardaki bir kubbede toplanarak yüzeye pompalanması düşünülüyor.

Olayın gelişimi

Meksika körfezinde geçtiğimiz salı günü meydana gelen patlama ve yangının ardından perşembe günü batan petrol platformundan çevreye ham petrol yayılmasını ve çevre felaketini önlemek için İngiliz BP şirketine ait robot denizaltılar devreye girmişti.

Platformu işleten BP'den yapılan açıklamada, yaklaşık 1,5 km derinlikten günde bin varil (159 bin litre) civarında ham petrolün sızdığı belirtilerek, bu sızıntıyı ve bir çevre felaketini önlemek için bölgeye filtre gemilerinin yanı sıra robot denizaltılar gönderildiği kaydedilmişti.

Petrol sızıntısını önlemek için ilk kez bu tip denizaltılar kullanılıyor. Uydu görüntülerine göre, hızla yayılan petrol örtüsü 1550 km2 alana ulaşıyor ve Amerikan kıyılarını tehdit ediyor.

Yetkililer, buna karşın asıl kirliliğin deniz yüzeyinde ince bir tabaka halinde olduğunu belirtiyorlar.

Transocean şirketine ait günde 8 bin varil petrol çıkaran ABD'nin Louisiana kenti açıklarındaki platformun perşembe batmasından sonra petrolü dev metal yapının enkazından ayırmak için BP bölgeye çok sayıda filtraj gemisi göndermişti.

Kazadan yaklaşık bir hafta sonra platformda görevli kayıp 11 kişi hala bulunamadı. Yetkililer, kayıpları bulma ümidinin neredeyse yok olduğunu belirttiler.


Alıntı

kızıl_karanfil Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-06-2010, 11:57   #2
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Petrol sızıntısı yakında kesilebilir, ama olayın siyasi ve çevresel etkileri yeni yeni ortaya çıkıyor.


Geçen hafta ABD Başkanı Obama siyasi başarısızlığının üstünü örtmeyi umuyordu. Krizi yönetmekteki yetersizliği yüzünden kamuoyu nezdinde itibarının hızla düşmesi ve Deepwater Horizon felaketinin Amerika'nın gelmiş geçmiş en kötü petrol kazası olması nedeniyle, Obama Beyaz Saray'ın Doğu Odası'nda gazetecilerin karşısına çıktığında sıkıntılıydı. Alışılmadık derecede uzun süren basın toplantısında (benzer bir basın toplantısını en son Temmuz 2009'da yapmıştı) sabahtan akşama aklındaki meselenin bu petrol sızıntısı olduğu konusunda gazetecileri ikna etmek istedi ve şöyle dedi: "Kafası bu sızıntı meselesiyle meşgul olan sadece ben de değilim. Bu sabah kalktım, tıraş oluyorum, kızım Malia banyomun kapısına tıklattı ve kapıdan başını uzatıp "Deliği tıkayabildin mi baba" diye sordu.

Bilim insanlarının milyonlarca varil petrolün yanı sıra büyük miktarda gaz ve kimyasal atığın milyonlarca Amerikalı'nın besin kaynağı olan Körfez'deki deniz canlıları üzerindeki etkisini hesaplama çabaları sürdüğünden tahribatın gerçek boyutları henüz bilinemiyor.

Deepwater Horizon platformunda yaşananlar bir felaket, ama aynı zamanda devletin denetleyici mevzuatının da bir yere kadar etkili olabildiğini ve doğanın dikkatsiz insanlardan intikam alacağını gösteriyor. Üstelik maalesef, hâlâ bazı korkunç gelişmelerin yaşanması ihtimali var.

Bugünden bakınca, petrol şirketlerinin ve federal hükümetin neden pek rahatsızlık duymadığını anlamak zor değil. Petrol şirketleri uzun süredir Körfez'de petrol arıyor. Bu amaçla önce denizde 1,6 km.'ye -bazen daha da derine- iniliyor, sonra petrol ve gaz rezervlerine ulaşmak için kayalar delinerek bir 5-6 km. daha derine iniliyor. Deepwater Horizon'da patlama yaşanmadan önce platformla yedi yıldır farklı bölgelerde sondaj faaliyetleri yürütülmüş ve hiç kaza yaşanmamıştı. Körfez'de 33 derin deniz sondaj platformu faaliyette, ama bundan önce hiç büyük çaplı bir sızıntı olmadı. Obama açık deniz sondajının güvenli olduğuna o kadar emindi ki, Mart'ta ülkenin doğu kıyısında ve Alaska'da petrol arama çalışmaları yapılmamasını öngören kararın kaldırılmasını önermişti. Böylece Demokratlar'ın, ucuz enerji ihtiyacına ve toplumun büyük kesimine hakim olan "sondajla koçum, sondajla" şeklindeki ruh haline duyarsız olmadıkları gösterilecekti.

Doğru, böyle bir şeyin yaşanabileceğine dair bazı ipuçları vardı. Mayıs 2000'de ABD İçişleri Bakanlığı bünyesindeki Maden Yönetimi Kurumu (MYK) çevre analizi yaptığı taslak raporunda "Petrol endüstrisi derin deniz kuyularının kontrolünde yeterince deneyimli değil" dendikten sonra, "Petrol endüstrisi ve MYK olası bir kazanın önüne geçebilmek için biraraya gelmezse", büyük ölçekli bir sızıntı "açık denizde petrol aramalarını durdurabilir" deniyordu. Fakat bu ifade sonraki taslakta metinden çıkarıldı. 2005'te MYK, petrol ve gaz şirketlerinin, faaliyetlerinin yol açabileceği çevresel etkileri en iyi şekilde hesaplayabileceklerini esas alan bir dizi düzenlemeyi hayata geçidi.

Son gelişmeler ışığında, hükümetin böyle tepkisiz kalması gülünç veya trajik gelebilir, fakat bu durum günümüzde mevzuata dair tatsız bir gerçeğe dikkat çekiyor. Hayati bilgiler konusunda devletler petrol sektörüne bağımlı. Devlet kadroları genellikle kompleks sistemlerin inceliklerini ve ileri teknoloji mühendisliğini anlayabilecek yetkin uzmanlardan yoksun. Bu, sadece petrol ve gazda değil, havayolu taşımacılığında da geçerli. 2008 krizinde teminatlı borç yükümlülüğü gibi esrarlı finansal araçların enkazı altından el yordamıyla çıkmaya çalışırken fark ettiğimiz gibi, Wall Street bile durumu kavramaktan uzaktı.

Mevzuatı hazırlayan devlet yetkilileri mevzuat konusunda sektöre bağımlı olunca, işe aşırı bir rahatlık ve bazen de yolsuzluk ister istemez bulaşıyor. MYK da bu açıdan bir istisna değil. Petrol şirketleri denetim formlarını kurşun kalemle dolduruyor, sonra MYK müfettişleri bu yazıların üzerinden tükenmezle geçiyordu. MYK Genel Müfettişliği Dairesi denetçilerin petrol sektörünün kesesinden yemeklere ve av partilerine gittiğini, hatta bazen daha fazlasını tespit etti. Birkaç olayda ise denetçilerin uyuşturucu kullandığı ortaya çıktı. Sektörle devlet arasındaki ilişkiler alışıldık biçimde yürüyordu: Örneğin, bir müfettiş denetlediği petrol platformunun sahibi şirketle iş görüşmesi yapmıştı. MYK'nın Lake Charles Los Angeles ofisinden bölge müdürü Larry Williamson Genel Müfettişlik Dairesi'nce hazırlanan bir raporda "Haliyle, hepimiz petrol endüstrisindeniz. Hepimiz ülkenin aynı bölgesindeniz. Neredeyse müfettişlerimizin tamamı petrol şirketlerinin elemanı olarak bu platformlarda çalıştı... Birlikte ava çıkıp birlikte balık tuttular... Ve hep böyledir" diyor.

BP, Washington'da bir yandan bürokrat ve siyasilere yakın olmayı becerirken, bir yandan da kamuoyuna ustaca olumlu bir imaj yansıtıyordu. Şirket eski ismi British Petroleum'u dünya genelinde daha rahat kullanmak için BP olarak değiştirdi ve daha çevreci bir görüntü vermek uğruna yeşil ve sarı renklerle yeni bir logo ve "Petrolün ötesinde" sloganı tasarlandı. BP yetkilileri dönem dönem devlette de görev aldı. Leon Panetta (eski Beyaz Saray Genel Sekreteri, şu anda CIA Başkanı), Tom Daschle (eski Senato çoğunluk lideri) ve Christine Todd Whitman (eski Çevre Koruma Dairesi Başkanı) gibi üst düzey yetkililer hükümetten ayrılınca BP'nin yüksek maaşlı danışma kuruluna geçiverdiler.

BP yüksek mevkilerden dostlara ihtiyaç duyuyordu, çünkü güvenlik açısından kuşkulu bir şöhreti vardı. Mart 2005'te Teksas'taki BP rafinerisinde 15 işçinin öldüğü, 170'den fazlasının yaralandığı bir patlama meydana geldi. Olay sonrasında BP yetkilileri ölü sayısının artabileceği uyarısını içeren, ama "paskalya tatili"ne rastladığı ve basın başka bir davayla meşgul olduğu için olayın kaynayıp gideceğinin ifade edildiği hissiyat yoksunu e-postalar gönderdi.

Deepwater Horizon kuyusu pahalıya patlamıştı. Platform BP'ye günde yarım milyon dolara mal oluyordu. Sondaj teçhizatı İsviçre'nin Zug şehrinde bulunan, kamuoyunun önüne pek çıkmak istemeyen Transocean Ltd. Şirketi'nden kiralanmıştı. Bu şirket vergi kaçırma suçlamasıyla Norveç'te soruşturmalarla karşı karşıyaydı; Amerika'da da vergi konusundaki bir anlaşmazlık sebebiyle hükümetle ihtilaflıydı. Ayrıca çevresel sorunlara yol açtığı iddiasıyla Mississippi ve Louisiana'da şirket hakkında açılmış davalar var. (Transocean'ın bir sözcüsü devam eden davalar hakkında şirketin herhangi bir yorumda bulunmayacağını söyledi.)

Deepwater'da daha önce de sorunlar yaşanmıştı. Stephen Stone adlı platformda çalışan bir işçi telefonda eşine "Lanetli bir kuyu" demişti. Platformdan bazı operatörler sonradan gazetecilere, sondaj işini tamamlayıp gitmek konusunda üzerlerinde baskı olduğunu söyledi. Bir kuyunun kapatılması karmaşık bir işlem. New York Times'ın yazdığına göre, BP kuyuyu kapatmak için başka bir seçeneği varken, daha ucuz ve daha riskli bir yöntemi tercih etti. Platform operatörleri, petrol ve gaz hızla yukarı çıkmasın diye kuyu üzerindeki baskıyı devam ettirmek için kullanılan bir karışım olan "sondaj çamuru" pompalamayı kesip deniz suyu pompalamaya başlamadan önce çimentonun yeterince sertleşmemiş olduğuna dair bazı kanıtlar ortaya çıktı. Operatörler su kullanmaya başlayınca, petrol ve gaz yukarı doğru "baskılamaya" başladı. Bu bir tehlike işaretiydi. Böylesi durumlar için tasarlanan kaçak önleyici vana çalışmadı. Görünüşe göre, kumanda modülündeki batarya bitmişti. Başka nelerin ters gittiğiyse bir sürü araştırma ve davanın konusu olacak.

Petrolün deniz yüzeyine yayılmaya başladığı haberleri geldiğinde, Obama yönetimi için siyaseten nahoş sonuçlara yol açabileceği belliydi. Cumhuriyetçiler "Obama'nın Katrinası" söylemini geliştirmekte gecikmedi. Beyaz Saray'daki kamuoyu mühendislerinin ilk tepkisi felaketi "sahiplenmek"ten kaçınmaktı. Başkan Obama, olayı özellikle "BP'nin petrol sızıntısı" diye nitelendirdi. Genelde Obama ihtiyatlı ve soğukkanlı bir yaklaşım sergileme eğilimindedir; seçim kampanyasında da "serinkanlı Obama" imajı çizmişti. Ama belki de biraz fazla soğukkanlı davranıyor. Tarihçi Douglas Brinkley Newsweek'e, Obama'nın Dünya Ticaret Merkezi'nin yıkıntıları üzerine çıkarak El Kaide'ye yumruk sallayan George W. Bush'un yaptığı gibi meydan okuyarak liderliğini sergileyeceği ve tüm Amerikalıları "birlik olmaya çağıracağı" bir ana ihtiyacı olduğunu söyledi. "Oysa büyük ölçüde petrol şirketlerinin avukatlığı yapıldı" dedi Brinkley. İsminin yazılmamasını isteyen üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisi, duygularını yansıtmayan bir yüz ifadesiyle "O, birlik olmaya yönelik çağrı en son nasıl sonuçlandı peki? Evet, bir süre için iyiydi, ama Irak'a 150 bin çocuğumuzu gönderene kadar ve hâlâ da o meselenin içinden nasıl çıkacağımızı hesap etmekle uğraşıyoruz" diye konuştu.

Fakat aynı yetkili Obama yönetiminin, ateşli nutukların daha iyi gideceği bir dönemde soğuk hukuk kurallarını öne çıkaran bir görüntü verdiğini de kabul ediyor. İç Güvenlik Bakanı Janet Napolitano "ulusal önemde bir petrol sızıntısı" olduğunu açıkladığında tarih 29 Nisan'dı, yani olayın üzerinden tam bir hafta geçmişti. Açıklamada kullanılan dil devlete bölgedeki felakete müdahale yetkisi veriyordu, ama yine aynı dil ortalama bir haber televizyonu izleyicisine alaycı bir şekilde "Yapma ya" dedirtecek cinstendi. Hükümet açıklamalarında BP'den "sorumlu taraf" olarak bahsetmeyi sürdürdü. Bu tabir de yine kuyuları kapatmak ve felaketin yol açtığı tahribatı gidermek için yapılacak masrafların BP tarafından karşılanması gerektiğine işaret eden hukuki bir kavram. Ama sergilenen bu tavırla Obama sorumluluğu üzerinden atmaya çalışıyordu işte.

Beyaz Saray yetkilileri BP tarafından aldatıldıklarını hissettiklerini gizlemiyor. Petrol devinin CEO'su Tony Hayward kazadan bir hafta sonra Beyaz Saray'ı ziyaret ettiğinde sakin ve kendinden emindi. O görüşmelere katılan üst düzey bir yetkili Hayward'ın son derece güven telkin eden bir görüntü verdiğini söylüyor. (Obama o sırada yaratılacak istihdam konusundan bahsetmek üzere Iowa'daydı.) Tarihçi Brinkley biraz da dalga geçerek "Beyaz Saray BP'nin saçmalıklarına çok uzun süre inandı" dedi. Brinkley'e göre, Obama felakete karşı alınacak tedbirlerin eşgüdüm içinde yürütülmesini sağlamak için derhal üst düzey bir yetkili, mesela Colin Powell gibi itibarlı bir temsilci atamalıydı.

Obama 2 Mayıs'ta Körfez'e gitti, fakat bu pek felaket bölgesi ziyareti gibi değildi. Beyaz Saray yetkilileri Obama'yı Katrina'nın yol açtığı yıkımı 9 bin metre yukarıdan izleyen George W. Bush'un durumuna düşürmemek için ihtiyatlı hareket ettiler; fakat Obama'yı deniz yüzeyindeki petrol tabakasına götüremediler. Yerine, yağmur altında bir Sahil Güvenlik merkezine giderek akılda kalmayan bir konuşma yaptı.

Her zaman bir kriz anında bir başkanın kaç tane acil sorunla ilgilenebileceği sorusu gündeme gelir. Bu kaza gerçekleştiğinde, Obama'nın milli güvenlik danışmanlarının zihni 1 Mayıs akşamı Times Meydanı'nda arabasına yerleştirdiği bombayla eylem yapmaya kalkışan kişiyle meşguldü. Ama bombacı eylemini gerçekleştiremedi. İçlerinden bazıları zanlının herhangi bir ticari uçağa binişine izin verilmeyecek kişiler listesinde yer almasına karşın uçağa nasıl girebildiğine dair basının günlerdir yönelttiği sorulara boğulmuştu. İlk aşamada, İçişleri Bakanı Ken Salazar hükümetin BP'nin ensesinde olacağının sözünü verdi. Fakat hükümet yetkilileri Newsweek'e içeriği muallâk bir kanuna dayanarak büyük bir felaket ilan edebilmelerinin zor olduğunu söyledi. Afet ve acil durumlarda yardımı düzenleyen Robert T. Stafford Yasası, özel tarafların felaketi temizleme maliyetlerini karşılayacağı kesinse, federal hükümet adım atmamalı ve bütün sorumluluğu üstlenmemeli diyor. Başından beri BP temizleme maliyetlerini karşılayacağını ve sırf 75 milyon dolar için ekonomik faaliyetini yitireceği herhangi bir kanunun arkasına saklanmayacağını beyan etti.

Hâlâ BP felaketin büyüklüğünü kabul etmekte yavaş. BP yetkilileri defalarca sızıntının miktarı hakkında düşük tahminde bulundu (muhtemelen günde 12 bin ila 19 bin varil). BP 10 gündür kaçak önleyicinin işlevini yerine getirmesi için çaba sarf etti ve başarısız oldu. Sonra ana sızıntının olduğu yerin üstüne çelik ve beton bir kapak konuşlandırdı. Fakat kapak buzlu metan ve su karışımıyla tıkanınca bu çözüm de işe yaramadı. Yüzeyin 1,6 km altında iş görmeye çalışmanın rizikosu. BP mühendisleri sızıntı yapan borunun içine petrolün bir kısmını boşaltması için bir tüp takmayı başardı. Fakat bu yetersiz.

Şirket federal hükümet onaylı "BP Bölgesel Petrol Sızıntısına Müdahale Planı- Meksika Körfezi" planını hazırladı. Fakat incelendiğinde bu zayıf bir belgeydi. Eski Alaska Üniversitesi profesörü, deniz biyologu ve 1989 Exxon Valdez felaketi de dâhil sayısız petrol sızıntısı üzerine çalışmış Rick Steiner planın Körfez'de bulunmayan denizatlarının, fokların ve denizaslanlarının korunması gerektiğine değindiğine ve planın esasen bir kes yapıştır işi olduğuna dikkat çekiyor. Onarım müteahhitlerinden birinin gereç listesine ulaşılması için verilen bir web adresi bir Japon alışveriş sitesine çıkıyor. Steiner, MYK'daki çocuklar planı iyice okumadan imzalamış olabilir diyor. Newsweek'e "İlk okuduğumda, şaşkına döndüm" dedi.

10 Mayıs'ta, felaketin üçüncü haftasında, Obama sabırsızlanıyordu. Başyardımcılarını Beyaz Saray'ın durum değerlendirme odasında toplayıp bazı yanıtlar istedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir katılımcı, Obama için "Önce öylece hareketsiz, eli çenesinde" dedi. Sonra Başkan, Nobel Ödüllü Enerji Bakanı Steven Chu'ya döndü. Mahşerimsi bir havada "Amerika'nın en zeki insanlarını biraraya getirip olay yerine götürmeni istiyorum" dedi. Chu, Sandia Ulusal Laboratuarı'nın yöneticisi Tom Hunter, Berkeley ve MIT'den maden bilimciler ve mühendisler gibi ağır topları topladı.

Obama söylemini sertleştirdi. 14 Mayıs'ta Rose Garden'da "petrol şirketleriyle devlet kurumları arasındaki samimi ilişkiyi" kıyasıya eleştirdi. Yasal boşlukları dolduracağına ve MYK'nın kapısına kilit vuracağına söz verdi. BP'nin, Transocean'ın ve (sızıntıdan çok önce Deepwater Horizon kuyusunu kapatmak için kiralanan) Halliburton'un her Kongre oturumunda birbirini suçlayarak yaptığı gülünç gösteriyi kınadı. Fakat Obama sözde moratoryuma karşın MYK'nın hâlâ kuyu açma izni verdiğinin ortaya çıkmasıyla sıkıntıya düştü. (Sonunda MYS Başkanı Elizabeth Birnbaum istifa etti.)

Hükümetin sertleşmeye kalkışması bazen acemi bir çete gibi görünmesine neden oluyor. İçişleri Bakanı Salazar hükümetin BP'nin ensesinde olduğuna dair vaadini tekrarladı. Gazetecilere "Yapmaları gerekeni yapmadıklarını tespit edersek, onları yolumuzdan uygun bir şekilde çekeceğiz" dedi. Fakat aynı gün, Sahil Güvenlik Komutanı ve hükümetin felakete müdahalelerini yöneten Amiral Thad Allen televizyonda denizin 1,6 km. altındaki bir sızıntıyı kapatacak gereçlere sadece BP'nin sahip olduğunu söyledi. "Onların bu problemi çözecek bir yönetimi mutlaka vardır" dedi.

Herkes aniden uzman kesildi. Bir Beyaz Saray yetkilisi hiddetlendi. "(New York Times köşe yazarı) Bob Herbert oraya en iyilerimizi ve en zekilerimizi göndermeliyiz, diyor. Üç hafta önce oraya gittiler zaten. Florida Senatörü Nelson orduyu devreye sokmalıyız, diyor. Yanılmıyorsam Sahil Güvenlik ordunun bir birimi."

Yetkilinin hayal kırıklığı anlaşılabilir türdendi. Yağ tabakası sahillere ulaşıyordu. İnsanlar televizyonlarında Körfez'in bataklıklarında petrole bulanmış ölü kuşlar gördü. Mississippi Nehri'ndeki Plaque-
mines Parish bölgesi başkanı Billy Nungesser için bu mahşerdi. Kısa ve cüsseli Nungesser normalde neşeli ve açık sözlü. Fakat geçen hafta burnundan soluyordu. BP ve Sahil Güvenlik'i sert bir şekilde eleştirdi. "Şu ana kadar hiçbir bir plan ortaya koymadılar. BP'nin bir planı yok."

Louisiana Valisi Bobby Jindal'la Nungesser yeni bir öneri için bastırıyordu. Adaların bariyerlerini kumla güçlendirmek, böylece petrolün bataklığın içlerine gitmesini zorlaştırmak. Fakat bu 350 milyon dolarlık proje ABD Ordusu İstihkâm Birliği'nin ve bazı bilim insanlarının direnişiyle karşılaştı. (Planın bir kısmı geçen hafta onaylandı.) Nungesser zarar gören bataklıkları Newsweek'e ve diğer gazetecilere gezdirdi. "Gözlerim doldu çünkü bu bataklıkta daha önce balıklar zıplıyordu" dedi ardından. "Şimdiyse hiç kuş yok, hiç böcek yok, her şey öldü." Bir ay boyunca BP ve Sahil Güvenlik, yayılan petrol sızıntısıyla mücadele için kaçak önleyici vanalara, kimyasal seyrelticilere ve hatta kontrollü yangınlara başvurdu.

"Top kill" operasyonu başarılı olursa, Plaquemines Parish'ten BP'nin Londra'daki merkezine kadar herkes derin bir nefes alacak. Fakat sahile varmak üzere olan çok büyük miktarda petrol ve muhtemelen önümüzdeki yıllarda deniz hayatına zarar verecek geniş bir petrol atığı var. Sanayi sektörü ve hükümet yetkilileri bu yaz körfezi bir fırtınanın vurması durumunda yaşanacakları gergin biçimde merak ediyor. Rüzgâr ve dalgalar petrolün yayılmasına neden olabilir. Veya okyanusu, sahil şeridini millerce uzunluğunda kaplayan petrol birikintisine bulayabilir. 2005'te yaşanan Katrina kasırgasında oluşan hasarı hâlâ gidermeye çalışan New Orleans yakında bunu öğrenebilir. Zira geçen hafta Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi o zamandan bu yana en kötü fırtına sezonunun yaşanacağı tahmininde bulundu.



Evan Thomas - Daniel Stone

(Mark Hosenball, Michael Isikoff, Eve Conant, Eleanor Clift ve Washington'dan Michael Hirsh, Plaquemines Parish'ten Arian Campoflores ve New York'tan Ian Yarett'ın katkılarıyla.)


newsweekturkiye

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-06-2010, 12:51   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-03-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 850
Yeraltı kanalları ile Marmara ve Akdenize bağlantısı olduğu söylenen ( yılan balıklarının göç şeklleri incelemeleri ), dünya nın en büyük ve değerli su yaşantısı, üreme alanının bu şekilde etkilenmesi ile uzun yıllar tüm dünyayın sualtı varlığını etkileyecek boyutlara ulaştı.

Malesef sadece o bölgeyi değil, tüm denizleri zincirleme etkileyecek bir süreç başlamış oldu.

Doğa buna kendisi bir çare bulacaktır ama, 5-6 insan nesli bundan çok etkilenecek gibi.

balbay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-08-2010, 11:54   #4
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 07-08-2010
Şehir: Balıkesir
Mesajlar: 75
Galeri: 5
Çok üzücü Denizlerin bu şekilde zehirlenmesini engelleyecek bi önlem bulunmalı belki uçuk olacak ama mesela petrolün suya karışmasını engelleyen bi teknoloji olabilir.Daha da kötüsü boğazlardan geçen tankerlerin İstanbul a benzer şeyler yapmıyacağının garantisi yok

Pera Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Etiketler
meksika


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 02:22.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024