20-06-2005, 16:36 | #1 |
Ağaç Dostu
|
Hasankeyf
Ortaçağdan günümüze ulaşan Hasankeyf, Ilısu Barajı nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Doğa Derneği, Dicle Nehri üzerine yapılması planlanan barajın sadece Hasankeyf'i değil, çok sayıda nadir canlı türünü bölgeden sileceğini ileri sürüyor. Çevre ve Orman Bakanlığı ise projeye, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Yönetmeliği'nin dışında kaldığı için müdahale edemiyor. Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, "ÇED Genel Müdürlüğü, bu duruma gerekçe olarak barajın 1993 yılından önce projelendirilmiş olmasını gösteriyor." dedi. Eken, barajın projelendirildikten yıllar sonra ÇED'siz yapılmak istenmesinin Türkiye'nin aktüel politikalarıyla bağdaşmadığını vurgulayarak, "Tarihî dokunun başka bir yere taşınması, bölgenin kurtarılması için çözüm olamaz." dedi. Turizm yatırımlarına imkan sağlandığı takdirde Dicle Vadisi'nin Türkiye'nin 'Grand Kanyon'u olabileceğine dikkat çeken Eken, Grand Kanyon'un yılda dört milyondan fazla ziyaretçisiyle ABD ekonomisine 60 milyon dolar gelir getirdiğini belirtti. Eken'in verdiği bilgiye göre Dicle Vadisi, aralarında kızıl akbaba, küçük kerkenez, tavşancıl, boz kirazkuşu gibi, nesli tehlikede olan çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Göksel Geçin, Ankara Kaynak: http://www.zaman.com.tr/?hn=184731&bl=haberler |
17-07-2007, 09:55 | #2 |
Ağaç Dostu
|
HASANKEYF' i yaşatmak için Sadakat Treni
30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Hasankeyf'e Sadakat Treni kalkıyor Doğa Turizm, Doğa Derneği ve Atlas Dergisi Hasankeyf'e sadakat trenini 2 yıl aradan sonra tekrar kaldırıyor. Ilısu barajı ile yok olma tehlikesi altında olan 12 bin yıllık şehir Hasankeyf'e gönül verenler bu trende buluşacak. Tren, 29 Ağustos akşamı İstanbul Haydarpaşa Garı'ndan, 30 Ağustos sabahı ise Ankara Garı'ndan destekçilerini alarak yola çıkacak. Kültür ve doğa festivali havasında geçecek olan Hasankeyf'e sadakat yolculuğu için TCDD'den özel tren kiralanıyor. Kuşetli ve pulman seçenekleri olan trenin özel toplantı vagonunda sunuş ve söyleşiler yapılacak, "tren partisi" düzenlenecek ve müzik dinletileri olacak. Yolculuk, yüzyıllardır Dicle Vadisi'nde yükselen Hasankeyf'in sular altında kalmaması için Atlas Dergisi Genel Yayın yönetmeni Özcan Yüksek, Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken ve çok sayıda uzmanın rehberliğinde yapılacak. Yol boyunca bir ucundan diğer ucuna geçilecek olan Anadolu coğrafyası, bozkırlar, Toros Dağları, iklim değişikliği ve Hasankeyf hakkında bilgiler verilecek. Yaklaşık otuz beş saat sürecek tren yolculuğu yolculuğu belirlenen özel rota üzerinden yapılacak ve Varda Köprüsü gibi olağan tren yolculuklarında durulmayan noktalarda molalar verecek. Hasankeyf'te Dicle Nehri kenarında geçirilecek gecenin ardından Hasankeyf'e ve Hasankeyflilere veda edilerek geri dönüş yolculuğuna geçilecek. 2 Eylül Pazar akşamı İstanbul'a varılacak. Hasankeyf için son şans On iki bin yıllık tarihin simgesi olan Hasankeyf, Ilısu Barajı nedeni ile yok olacak. Yılda en fazla 300 milyon dolarlık enerji üretecek olan baraj projesi için Avusturya, Almanya, İsviçre ve Türk şirketlerine en az 1,2 milyar Euro ödenecek. Ancak bunun için bu üç ülkedeki ve Türkiye'deki bankaların kredi vermeleri şart. Bu nedenle projenin karşısında durabilmek için kamuoyunun bankalara karşı tepki oluşturması büyük önem taşıyor. Örneğin İsviçre bankası ZKB baskılar nedeni ile projeden çekildi. Türkiye'de de barajın yapılmasına karşı çıkan 45 bin kişinin katıldığı Hasankeyf'e Sadakat Kampanyası büyüyerek devam ediyor. Öte yandan, Hasankeyf'in sadece bir kaya yığını olmadığını, bir insanlık abidesi olduğunu savunan dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce değerlendiriliyor. Binlerce yıldır Hasankeyf ve çevresine yaşam veren Dicle Nehri Ilısu Barajı yapıldığı takdirde akmamakla, on iki bin yıllık tarihiyle onlarca medeniyete ev sahipliği yapan Hasankeyf boğulmakla tehdit ediliyor. Hasankeyf'e sadakat yolcuları, demir kararlılığında ve sağlamlığında Hasankeyf'e umut taşımaya devam ediyor. Bu trenin yola çıkması Ilısu Projesi'nin ortağı olmayı düşünen tüm banka ve kurumların önüne kamuoyu vicdanından bir set çekecek. www.dogaturkiye.com |
12-04-2010, 14:04 | #3 |
Ağaç Dostu
|
Akbank ve Garanti Bankası’nın Bilmenizi İstemediği Gerçekler Hasankeyf gibi çok önemli bir "Dünya Mirası’nın” Ilısu baraj projesi nedeniyle yok edilmesini kabul etmeyen Avrupa bankaları projeden çekilirken, Türkiye'nin en "çevreci" bankası Garanti ve "kültürel sorumluluk çalışmaları" ile tanınan Akbank, baraj için eksik kalan krediyi sağlayarak Hasankeyf'in yok oluşuna önayak oluyor. Bankaların baskısı altındaki büyük medya kuruluşları, bu haberin Türkiye’de duyulmaması için kendi kendine sansür uygulamak zorunda kalıyor. Çin Seddi 5, Mısır Piramitleri 3 ve Kapadokya 2 kriter ile UNESCO Dünya Mirası ilan edilmiş. Hasankeyf ve Dicle Vadisi, UNESCO’nun on Dünya Mirası şartının 9’unu sağlayan dünyadaki tek yer olmasına rağmen Ilısu Barajı’nın suları altında bırakılmak isteniyor. Bölge halkı ve Doğa Derneği gibi pek çok sivil toplum kuruluşu, Ilısu baraj projesinin iptal edilerek Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak koruma altına alınmanı talep ediyor. ... http://www.dogadernegi.org/index.php?sayfa=haber&id=489 BANKALARI DURDUR! Garanti Bankası ve Akbank'a Sesini Duyur: Hasankeyf Yok Olmasın Ilısu Barajı Projesi nedeniyle sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya olan Hasankeyf ve Dicle Vadisi, UNESCO Dünya Mirası kriterlerinin onda dokuzunu sağlayan dünyadaki tek doğa ve kültür mirası. Böylesine önemli bir "Dünya Mirası"nın yok edilmesini kabul etmeyen Avrupa bankaları Ilısu Baraj Projesi'nden çekilirken, Türkiye'nin en "çevreci" bankası olarak bilinen Garanti ve "kültürel sorumluluk çalışmaları" ile tanınan Akbank, baraj için yabancı bankaların bile vermediği krediyi veriyor, Hasankeyf'in yok oluşuna önayak oluyorlar. Akbank ve Garanti Bankası projeden çekilmek için daha ne bekliyor? Sesini duyur! Bankaları durdur!Bankaları durdurmak için:
Doğa Derneği ÖRNEK MEKTUP Konu: Akbank, Garanti Bankası ve Ilısu Barajı Hasankeyf, UNESCO kriterlerine göre, bütün toplumlar için korunması gereken bir dünya mirasıdır. Hasankeyf'in içinde bulunduğu Dicle Vadisi'ndeki yaşamın sürmesi tüm insanlığın ortak sorumluluğudur. Bu nedenlerle, birçok uluslararası kuruluş ve Avrupa bankaları, buradaki yaşamı yok edeceği kanıtlanmış olan Ilısu Barajı Projesi'nden geri çekilmiştir. Akbank ve Garanti Bankası'nın dünyanın en önemli doğa ve kültür miraslarından biri olan Hasankeyf'i yok edecek Ilısu Barajı'nı desteklemesini veya bu projeyle herhangi bir ilişkisinin olmasını kabul etmiyorum, edemiyorum. Türkiye'deki milyonlarca insanın güvenerek yatırım yaptığı, doğanın ve kültürün korunması için önemli çalışmaları olan bankalarınızın bu tarihî hatadan ivedilikle geri adım atmasını temenni ediyorum. Hasankeyf'i yok edecek Ilısu Barajı Projesi'nden çekildiğinizi ve Hasankeyf'i yaşatmak için destek olacağınızı söyleyen bir açıklama, bankanızın hem bugüne hem de geleceğe yapacağı en doğru yatırım olacaktır. Saygılarımla, AD SOYAD Gönderim Adresleri: Suzan Sabancı Dinçer Yönetim Kurulu Başkanı Akbank Eposta: cigdem.ozer@akbank.com; murat.gollu@akbank.com Faks: 0212 2781837 Ferit Faik Şahenk Yönetim Kurulu Başkanı Garanti Bankası Eposta: fundaotyam@garanti.com.tr; gozdep@garanti.com.tr Faks: 0212 3181004 |
12-04-2010, 14:25 | #4 |
Ağaç Dostu
|
Hasankeyf ve Allianoi Su Altında Kalmaktan Kurtuldu http://www.arkeohaber.com/TURKIYE/88...-Kurtuldu.html |
14-01-2013, 16:10 | #5 |
agaclar.net
|
Üstteki mesaj da kurtuldu haberi ama Tarihi Hasankeyf Kararı: Ilısu Barajı'nın Yürütmesi Durduruldu Merhaba, 2013 yılının bu ilk günlerini müjdeli bir haberle karşılıyoruz. Dicle Vadisi'ni ve onun içinde yer alan Hasankeyf'i yok edecek Ilısu Baraj Projesi'nin Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu olmadan yapılamayacağını belirten Danıştay, Ilısu baraj projesi için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bildiğiniz gibi yapılması halinde Türkiye'nin en büyük barajlarından biri olacak olan Ilısu Baraj Projesi ÇED sürecinden muaf tutulmuş, birçok canlıyı ve onlarla birlikte yeryüzünde benzeri olmayan Hasankeyf'i sonsuza kadar yok edeceği göz önünde bulundurulmadan hayata geçirilmeye çalışılmıştı. Çünkü 1950'lerin projesi olan Ilısu Baraj projesinin çevreye olan etkileri göz önüne alındığı takdirde bu projenin doğa, kültür ve insan hayatı üzerindeki yıkıcılığı anlaşılacak ve rant sağlamaktan başka bir amacı olmayan bu projeyi hayata geçirmek mümkün olmayacaktı. TMMOB ve Peyzaj Mühendisleri Odasının başlattığı süreç sonunda alınan bu hukuki karar ile yeni bir sürece giriyoruz. Elbette doğa adına elde edilen tüm hukuki kazanımlarda olduğu gibi bir takım yasa ve yönetmelik değişikleri ya da hukukun arkasından dolanma yöntemleri ile bu karar yok sayılmak istenecektir. Ancak bu karar, Hasankeyf için başka hukuki mücadelelerin de yolunu açacak ve birçok yıkıcı proje için de emsal teşkil edecek. Doğa Derneği bu kararın uygulanması, savunuculuğunun yapılması ve bu durumun Hasankeyf ve Dicle Vadisi'nin kurtulması yönünde geliştirilmesi için mücadelesine devam edecek. En büyük arzumuz bu mücadelede yanımızda yer almanız ve desteğinizi esirgememeniz. Doğa Derneği |
14-01-2013, 16:20 | #6 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-01-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 405
|
Normalde yapılan her baraja her hese karşı çıkanlara karşı olmakla beraber, Hasankeyf'i görmüş, kendimi masal gibi bir ortamda hissetmiş ve oranın ülkemizin tarih ve kültür mirası açısından ne kadar önemli olduğunu idrak etmiş biri olarak Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararına oldukça sevindim. İnşallah Hasankeyf, Hasankeyf olarak kalmaya devam eder. |
15-08-2013, 01:48 | #8 |
Ağaç Dostu
|
Üzücü bir bilgilendirmede bulunayım. Ilısu barajı inşaatı maalesef tam gaz devam ediyormuş. DSİ'den bir dostum; bir süre geçici görevlendirildiği bu inşaat sahasından geçen hafta geri döndü. Çekmiş olduğu resim ve videoları beraberce seyrettik. Gördüm ki inşaat çatur çutur devam ediyor. İnternetten araştırdığımda gördüm ki Danıştay 14. Dairesi, baraj projesinin alt ve üst yapı tesislerini Çevre Etki Değerlendirmesi’nden (ÇED) muaf tutan Başbakanlık genelgesini, TMMOB un baş vurusu üzerine yürütmesini durdurmuş. Durdurulmuş olan, baraj projesinin gerçekleşmesi için gerek duyulan malzeme ocakları, bağlantı yolları, enerji nakil hatları gibi tüm alt ve üstyapı inşaatlarının ÇED’den muaf tutulmasına olan Başbakanlık genelgesi imiş. Yani barajın kayası, kumu, dolgu malzemesi en yakın CED raporlu başka mahallerden karşılanmaya devam edilip, Mahkemenin bu kararının mevcut inşaat faaliyetlerine devam etmesine hiç bir engel oluşturacak yönü bulunmamaktaymış. Durum sadece mevcut inşaatın ÇED yönetmeliği çerçevesinde yürütülmesi anlamına gelmekteymiş. Yani yakın bir gelecekte Hasankeyf sular altında kalacak. |
15-08-2013, 13:03 | #9 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-03-2010
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 140
|
Sayın s.serdar, Konuya tam olarak vakıf olmamakla birlikte, bahsettiğiniz şekliyle inşaatın halen devam etmesi mahkeme kararını etkisizleştirmeye yönelik faaliyetler kapsamında değerlendirilip, konunun takipçisi olan TMMOB tarafından tekrar dava açılması gerekmez mi? veya açılmış ise ne aşamada devam etmektedir. Korkarım her konuda olduğu gibi bu konuda da hukuk tanımamazlığın devam etmesi halinde Dünya Mirası kabul edilen Hasankeyf arkadan dolanma yöntemleriyle sessizce yok edilecek. Düzenleyen Ahmet : 15-08-2013 saat 13:14 Neden: ekleme |
15-08-2013, 15:14 | #10 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Sayın Ahmett62 Anladığım kadarı ile TMMOB açtığı dava; baraj inşaatı projesinin durdurulmasına değil de, baraj projesinin gerçekleşmesine yönelik alt ve üst yapı tesislerinin ÇED raporunda muaf tutulmasına dair genelgenin iptali için açılmış ve Danıştay da bu genelgenin yürütmesini şimdilik durdurmuş. Durdurulan genelge; baraj inşaatını değil belirttiğim diğer tesisler için aranan ÇED raporlarına yönelik. Ayrıca TMMOB'nin baraj inşaatını durdurulmasını isteme hakkı olup olmadığını bilemiyorum. Eğer böyle bir hakkı olsaydı davayı da, bu şekilde açarlardı diye düşünüyorum. Saygılarımla. |
|
19-08-2013, 14:34 | #11 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-03-2010
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 140
|
Bu durumda; sessizce değil, göz göre göre Hasankeyfi yok ediyorlar. Ancak, hukuki sürecin dışında kamu oyunun dikkatini tekrar tekrar buraya çekmek için bir şeyler yapılmalı, nasıl ki iktidar tarafından toplum mühendisliği yapılarak kabul görmesi zor olan bir takım düşünceler öncelikle göz önünde olan "sanatçılar, topçular, popçular, yazarlar, siyasetçiler v.s." tarafından toplumun bilinçaltına yerleştirilip, daha sonra doğru şeylermiş gibi hayata geçiriliyorsa, mücadeleyi başlatan TMMO ve Doğa Derneğine omuz vererek, toplumun her kesimi tarafından konunun hassasiyetinin anlaşılması ve bu inşaatın durdurulması noktasında fikrii kabul görecek gerçek sanatçı, toplum bilimci, fikir adamı, tarihçi vb. kişiler önderliğinde bir platform kurularak, öncelikle inşaat alanı yakınında çeşitli açıklamalar yapılarak, süreç bir şekilde yavaşlatılabilir. Daha sonrasında değişik adımlar atılabilir diye düşünmekten kendimi alamıyorum. |
|
|