22-10-2008, 16:50 | #1 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 16-09-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 26
|
Suyumuzu Şirketlerin Emrine Vermeyeceğiz!
” TBMM’de devam eden ve en temel yaşam hakkı olan suyumuzu şirketlerin emrine tahsis etmeyi hedefleyen yasa tasarısı görüşmelerini protesto” etmek amacıyla Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu‘nun bileşenleri 21 Ekim 2008 tarihinde basın açıklaması yaptı. BASINA VE KAMUOYUNA Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformunun bileşenleri olarak TBMM’de devam eden ve en temel yaşam hakkı olan suyumuzu şirketlerin emrine tahsis etmeyi hedefleyen yasa tasarısı görüşmelerini protesto ediyor ve; 1- Suyun sadece paraya ve güce sahip olanlar tarafından ulaşılabilecek, alınıp satılabilen bir mal haline getirilmesine 2- Bu nedenle, evlerimize kontörlü su sayaçları takılmasına ya da suya erişimin piyasa fiyatlarına endekslenmesine 3- Su havzalarına yapılaşma izni verilmesine 4- İnsani ihtiyaçları gidermek için gerekenden daha fazla su ve enerji kullanımı adına nehirlerimiz üzerine yüzlerce baraj yapılmasına 5- Geçimlik tarımla uğraşan milyonlarca küçük çiftçinin tohum, gübre, mazotun ardından şimdi de suyu piyasa fiyatları üzerinden satın almak zorunda bırakılmasına 6- Sularımızı kirleterek ülkede ve dünyada temiz su kıtlığına yol açan şirketlerin kıtlığın bedelini halklara yüklemeye kalkışmalarına 7- Kamu tarafından finanse edilen su yatırımlarının özelleştirmeye açılarak ticarileştirilmesine ve gelinen son ekonomik çıkmaz nedeniyle de görüldüğü üzere tekrardan firmaların kurtarılması doğrultusunda halkın katmerli soyulmasına İzin vermeyeceğimizi ve karşı mücadelemizin geniş halk kesimlerini kucaklayarak devam edeceğini kamuoyuna duyuruyoruz. TBMM’de görüşülerek 17,5 milyon bütçesi ile kabul edilen 5. Dünya Su Forumu’nun yaşam hakkımıza nasıl ve neden göz diktiğini merak eden yurttaşlarımızı, Platformumuz tarafından 8-9 Kasım tarihlerinde İTÜ-Taşkışla’da düzenlenecek uluslar arası konferansa katılmaya çağırıyoruz. “Gelin hep birlikte suyun özelleştirildiği diğer ülkelerde yaşanan yıkıcı gelişmeler ile dünyada ve ülkemizde bu saldırılara karşı örgütlenen toplumsal direnişleri birebir mücadeleyi yürüten hareketlerin kendilerinden öğrenelim” diyoruz. Bizler, başta, Hükümetler, Dünya Su Konseyi ve onun Forumu, Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Bankası ardından da suyu bir insan hakkı olarak tanıdığını ve herkesin suya erişim hakkına sahip olduğunu sürekli tekrarladığı halde bu hakkın nasıl kullanılacağına hiç değinmeyerek dünya halklarını yanıltmaya çalışan Birleşmiş Milletler olmak üzere sularımız üzerinde hak iddia eden bütün şirketleri ve kurumları uyarıyoruz: “Küresel ısınma ve iklim değişikliğini bahane ederek su üzerinde oynamakta olduğunuz bu oyuna daha fazla izin vermeyeceğiz” Dünyada su hakkı için mücadele eden diğer örgütlerin sesleriyle dünya ölçeğinde genişleyerek devam eden “Mavi Ekim” zincirinde buluşan sesimiz, şimdi,eskisinden çok daha gür; Gücümüz, ülke ve dünya düzeyindeki birliğimizden ötürü artık çok daha kararlı ve dinamik. Mavi Ekim hareketi ilk kez Uruguay halkının 31 Ekim 2004′te anayasa değişikliği için sandık başına gitmesiyle başladı. Halkın ezici çoğunluğunun oyları sonucunda Uruguay anayasası, suyun bütün ülke halkına temel kamusal bir hak olarak sağlanmasını ve halka su dağıtımının hiçbir koşulda şirketlere devredilmemesini güvence altına alacak şekilde değiştirildi. Türkiye Suyun Ticarileşmesine Hayır Platformu olarak bizler, ülkemiz ve dünya halklarını temel haklar etrafında birleşik bir mücadele örgütlemeye, Mavi Ekim’i Türkiye’de de başarmaya çağırıyoruz. Mavi Ekim Uruguay’dır, Çin’dir, Ekuador’dur, İspanya’dır, G.Afrika’dır Mavi Ekim Türkiye’dir Mavi Ekim bütün dünyadır… SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE HAYIR PLATFORMU DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI KESK İstanbul Şubeler Platformu TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ-İSTANBUL TABİP ODASI İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ÇİFTÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU İSTANBUL BAROSU İSTANBUL ECZACI ODASI İSTANBUL DİŞ HEKİMLERİ ODASI İSTANBUL VETERİNER HEKİMLER ODASI CHP İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ EMEK PARTİSİ İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ EMEKÇİ HAREKET PARTİSİ ÖDP İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ SHP İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ TKP İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ SU POLİTİK MUNZURU KORUMA KURULU DAYANIŞMA EVLERİ EZİLENLERİN SOSYALİST PLATFORMU ÇORLU SU YAŞAMDIR PLATFORMU GDO’YA HAYIR PLATFORMU HALK CEPHESİ HALKEVLERİ İSTANBUL ŞUBELERİ ÖĞRENCİ KOLLEKTİFLERİ EKOLOJİ KOLLEKTİFİ SOS ÇEVRE GONÜLLÜLERİ PLATFORMU MARMARA ÇEVRE PLATFORMU İDİL KÜLTÜR MERKEZİ BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASI PETROL İŞ SENDİKASI ÇEVRE HUKUKU DERNEĞİ DOĞADER GÜLENSUYU GÜLSUYU GÜZELLEŞTİRME DERNEĞİ ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ÜYELERİ DERNEĞİ VETERİNER HALK SAĞLIĞI DERNEĞİ KALDIRAÇ DERGİSİ İVME DERGİSİ İŞÇİ GAZETESİ DİKİLİ BELEDİYESİ alıntı kaynak: http://www.karasaban.net/suyumuzun-t...-vermeyecegiz/ |
23-10-2008, 10:42 | #2 |
Ağaç Dostu
|
Şimdi sıra suya mı geldi ? Yakında nefes aldığımız hava bile satılmaya başlarsa şaşırmam. Suların şirketlerin kullanımına tahsis edilmesi kesinlikle Anayasa ihlalidir. Suları kirlettiniz. Şimdi de temiz olanına mı göz diktiniz? Önce zehirlediniz, sular zehir akıyor. İçilmez hale getirdiniz. Şimdiyse geriye kalana para kazanmak için el koymak mı istiyorsunuz? Temiz suya ulaşmak için var gücümüzle uğraşıyoruz zaten şimdiyse parası olmayan zehir zıkkım mı içsin? Yarabbim nedir bu para kazanma hırsı nedir bu mülkiyet duygusu anlamak mümkün değil. Dünyanın bu garabet düzeni ne zaman son bulacak merak ediyorum? Düzenleyen Baldaş : 24-10-2008 saat 08:06 |
03-03-2009, 19:55 | #3 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba. Arkadaşlar, Cocacola hakkında bir mail geldi. İnanamadım. Bursa Kestel de kimseye keson kuyu açma izni verilmezken, Cola derin su kuyusu açmış ve en verimli tarım toprağımızın altındaki suyu çekmeye ve satmaya başlamış. Haber doğruysa ki geldiği kanaldan dolayı doğru olduğunu tahmin ediyorum Peki bu izni nereden aldı? Turkuaz satılmayınca Damla adı altında başka bir markayı satışa nasıl sundu? Şikayet sonucu Bu iznin iptali sözkonusu olamaz mı? Bir firmanın büyüklüğü kanunlara uymamasına sebep midir? Kimseye verilmeyen izin neden Cola'ya verildi? İşin içinde acaba yolsuzluk mu var? Selamlar |
03-03-2009, 20:18 | #4 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
|
Konuşmayacağım işte, konuşmayacağım. Hani Amerikan filmlerinde polis karakterlerinin ünlü sözü vardıya "söyleyeceğin herşey aleyhinde delil olarak kullanılabilir" diye... Daha ne söyleyebilirim ki ben. Ama sözü olupta çekincesi olmayan ne olur konuşsun, biri de benim için olsun diye iki kere konuşsun. Selamlar / saygılar. |
04-04-2009, 12:15 | #5 |
Ağaçsever
|
Oğuz bey,Turkuazın doğal kaynak suyu olarak piyasaya çıkıp bilahare bu yanlıştan dönülerek "sofra içeceği" olarak lanse edildiği yıllarda Turkuazın hangi koşullarda çıkarılıp şişelendiği ve dağıtıldığıyla ilgili bir yazı yazmıştım. O zamanlar Kestel bölgesinde hiçbir derin kuyu pompasına izin verilmezken (ama tüm fabrikaların izinsiz kuyuları varken) C.Colanın izinli 3 adet derin kuyu pompası bulunuyordu.Bu sayı galiba şimdi 5 oldu.Yani özetle C.Cola halen gerek Turkuaz (ki artık Turkuaza bu bölgede duyulan antipati onu muhtemelen doğu ve güneydoğuya göç ettirmiştir) gerekse Cola iceceği için Kestel ovasının su havzasını hortumlamaktadır.Devlet, C.Colanın yatırımları, istihdamı,ekonomiye katkısı vs leri nedeniyle bu olaya müdahale etmediği gibi desteklemektedir. Hal böyle iken; Aynı C.Cola, küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle azalmakta olan su kaynaklarının korunması için bazı "doğa-çevre !" dernekleriyle birlikte yürüttüğü "damla sulama" projesiyle , tarımda vahşi sulamanın engellenmesi yönünde para da harcamaktadır. Bu elbette güzel bir projedir ama bir yandan tarım arazilerinde kullanılacak milyonlarca litre yeraltı suyunu bedava hortumlayacaksınız şişeleyip satacaksınız diğer yandan da başka ürününüz olan "damla" yı çağrıştıran bir projeyle suyun korunması yönünde çalışmalar yapacaksınız. Burada vahşi kapitalizmin klasik çelişkisi yok mu? Bursa'da bugün 6000 in üzerinde kaçak su kuyusu bulunduğu söyleniyor.İşin çok daha vahim başka bir tarafı ise çektikleri suyu (kullanılan boyalar,kimyasallar vs ile pislettikten sonra) bazı tekstil firmalarının "derin desarj" yöntemiyle tekrar yeraltı su havzasına basmaları. Eğer konuya ilgi olur ise örneklerimi Cargill ve Gemlikte kurulması planlanan termik santralin sahibi olan Yıldırım holdingin İznik gölünden devlet eliyle yılda 18.000.000 (onsekizmilyon) ton suya nasıl sahip çıktığını anlatabilirim. selamlar, Arca Atay |
05-04-2009, 13:13 | #6 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 25-10-2005
Şehir: adana
Mesajlar: 389
|
Türkuaz suyunun işlenmiş su olduğunu kimse bilmez ******, Çünki içtiğimiz suyun tanıtım buroşürü ve açıklama kısmını hiç kimse okumamışki, bilsin,, Nedenmi?, Çünki; OKUMA ÖZÜRLÜYÜZ. Hangi suyun doğal kaynaksuyu, hangisinin işlenmiş su olduğunu kim anlattıki. |
05-04-2009, 16:50 | #7 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 03-10-2007
Şehir: Toronto-Ankara
Mesajlar: 1,567
|
Bari suyumuz dokunmayın yahu... |
05-04-2009, 17:27 | #8 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
Bekliyoruz. |
|
06-04-2009, 11:46 | #10 |
Ağaçsever
|
suları hortumlayanlar
Orhangazi ilçe sınırları içinde 1.sınıf tarım arazisi üzerine konuçlanan Cargill, ithal ettiği GDOlu mısırlardan Glikoz ve fruktoz üretmek için Orhangazi-İznik yeraltı su havzasından günde binlerce ton su çekmektedir.Direkt olarak İznik gölünden su çekmiyor olması su havzasını tehdit etmiyor anlamına gelmez.Zira bu su , başta zeytin olmak üzere ovada suya gereksinimi olan tarım ürünlerinin suyundan çalınmaktadır.Ayrıca pisletildikten sonra Karsak deresi ile Gemlik körfezine akıtılmaktadır. Bir zamanlar Gemlikte kurulu bulunan Sunğipek (8 milyon ton/yıl) ve Azot Gübre (10 milyon ton/yıl) fabrikalarının su ihtiyacını karşılamak üzere DSİ tarafından İznik Gölünden bu fabrikalara boru döşenmiş ve yıllık 18.000.000 ton su bu fabrikalara tahsis edilmişti.Devletin su kaynağından , devletin başka bir organı tarafından ,devletin fabrikalarına yapılan bu su transferi ,işin içinde “devlet”olduğu için herhangibir tepki çekmemişti.(Keza devletin kurumu DSİ nin sulak alanların çoğunu yok etmesine kimsenin ses çıkarmamış olduğu gibi.) Gemlik körfezinin pisletilmesi ve zehirlenmesinde katkıları olan Sunğipek fabrikasının kapatılmasından sonra , ve Azot fabrikasının değerinin çok altında bir fiyatla özelleştirilip Yıldırım holdinge peşkeş çekilmesinden sonra 18milyon metreküplük bu suyun sahibi tümüyle Yıldırım holding oldu.Yıldırım holdingin neredeyse bedavaya aldığı bu arazi ve fabrika ile müştemilatı için bu kadar suyun çok fazla olduğu irdelenmeye başlandığında, bunun altından Termik Santral projesi çıktı.Esas işi gübre üretmek olmayan holdingin Kömürle olan bağlantısı ,Türkiyenin en büyük kömür ithalatçılarından biri oluşu ve aynı zamanda alışageldiğimiz “kömür yardım”larında hükümete yardımcı olduğu söylemlerine dayanmaktadır. Özet ile; halen İznik gölünden yılda 18milyon ton su DSİ vasıtasıyla bu şirkete “basılmakta”, yani İznik gölü göz göre göre “hortumlanmak”tadır. aa |
07-04-2009, 01:18 | #12 |
Ağaçsever
|
Manavgat suyu oldum olası İsrailin ilgi kaynağıdır.GAP arazilerini İsrail başta olmak üzere yabancılara peş keş çekerlerken ,aynı işlemi para getireceği için Manavgat çayına uygulamaları da elbette mümkündür.Unakıtan'ın "babalar gibi satarım" dediği olaylar bunlardır zaten... Temmuz 2007 seçimlerinden sonra Hilmi Güler,sular ile ilgili bir açıklama yapmıştı; -Tarımsal sulama barajları özel sektöre yaptırılacak, -Bunun için AKARSU ve GÖLETLER 49 yıllığına ÖZEL SEKTÖRE devredilecek, -Kamu eliyle değerlendirilemeyen ve boşa akan ! tatlı su kaynakları özel sektörün yapacağı barajlarda tutulacak ve tarımsal sulamada kullanılacak... ("boşa akan su" diye bir şey ancak boş kafaların icadıdır, hiçbir su boşa akmaz, ayrıca tarımsal sulamada kullanılacak denen suyun sahibi artık çiftçi falan değil,şirketler olacaktır ve çiftçi kontürlü sayaç benzeri sistemler ile o suyu şirketlerden satın alacaktır) Aynı Hilmi Güler (Kazdağları ağlar) Eylül 2008 TÜSİAD Sürdürülebilir Su Yönetimi Konferansında bir önceki konuşmasını teyid eder biçimde şöyle demişti; 25 milyar dolar hidroelektrik santral, 20 milyar dolar sulama yatırımları, 5 milyar dolar içme suyu yatırımları olmak üzere toplam 50 milyar dolar bir YATIRIM PASTASI var, ÖZEL SEKTÖRÜN devreye girmesi İSABETLİ olur! aa |
|
|