agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 26-08-2008, 13:00   #1
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Balık çiftlikleri ve çevre kirliliği

Geçen dönemin orman ve çevre bakanı Osman Pepe Ocak 2007 tarihinde;
bugün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren balık çiftlikleriyle ilgili tebliğ uyarınca, kapalı koylarda ve kıyıya yakın yerlerde bulunan balık çiftliklerinin en geç 15 ay içerisinde açık denize taşınacağını söyle(miş)di.


Alıntı:
Didim-Akbük sahil şeridinde 10 yıl önce kurulan ve sayıları 130'u bulan balık çiftlikleri, bulundukları 50 koydan 40'ını tamamen mahvetti.

Aşırı kirlilik ile çiftliklerin koy ağızlarını kapatması yüzünden denize girilemiyor. Pislik yuvasına dönen koylar, çiftliklerinin eski kafesleri, ağları, bidonları ve katı atıklarıyla dolu.

MUĞLA'nın Milas İlçesi'ne bağlı Kıyıkışlacık Köyü ve Aydın'ın Didim İlçesi'ne bağlı Akbük Beldesi arasındaki sahil şeridinde 10 yıl önce kurulan ve sayıları 130'u aşan balık çiftlikleri, Güllük Körfezi'nin cennet koylarını cehenneme çevirdi. Çiftliklerin kurulu bulunduğu 50 koydan 40'ı tamamen kullanılmaz hale geldi. Güllük Körfezi'nde yer alan Kaynar, Güvercinlik, Zeytinli Ada, Ziraat Adası, Çam, Pinar ve Tavşan koylarına giden turistlerle yerli tatilciler, aşırı kirlilik ile çiftliklerin koy ağızlarını kapatması yüzünden denize giremiyor. Pislik yuvasına dönen koylar, balık çiftliklerinin eski kafesleri, ağları, bidonları ve katı atıkları ile tıka basa dolu. Danimarkalı turistler denize giremeden Bodrum'a dönerken, pislik içindeki koyda balık yemi çuvalı ve varilleri toplayan çocukları görüntüledi.

Balıkçılık da öldü Bodrum'da 35 yıldır balıkçılık yapan 46 yaşındaki Ahmet Koyunbaba, balık çiftliklerinin yat turizmi ve mavi yolculuğa büyük zarar vereceğini düzenlenen toplantılarda sık sık dile getirdiklerini ancak uyarıların dikkate alınmadığını söyledi. Balıkçılığı ve süngerciliği babalarından masmavi bu denizlerde öğrendiklerini anlatan Ahmet Koyunbaba şunları söyledi:

"Güllük Körfezi'ndeki dünya cenneti 50 koydan 40'ı çiftlikler yüzünden çöplüğe döndü. Bölgede balıkçılık yapan aile sayısı ise 900'lerden 100'lere kadar düştü. Eskiden 20 metre denizin dibini rahat görürken şimdi cennet koylarda bir metre derinliği göremiyoruz. Balıkların ölmeye başladığı, koyların dibinin balçık, çamur ve çöplüğe döndüğü yerde artık ne yöre insanı ne de turistler denize girebiliyor. 10 yıl önceye kadar yılda 4 bine yakın yerli ve yabancı yat Güllük Körfezi'nde demirleyip yöre halkına önemli bir ekonomik girdi sağlıyordu. Artık yatlar Güllük Körfezi'ni unuttu, tur acenteleri ise programlarından çıkardı. Balıklar da gerçek balıkçılık da öldü artık."

Tescilli çevre cinayeti Turizm şirketlerinden gelen yoğun şikáyet üzerine, Güllük Körfezi'ndeki balık çiftliklerinin yakınlarında ve koylarda incelemelerde bulunan Bodrum Yurttaş İnisiyatifi üyeleri, gördükleri manzara karşısında şaşkınlıklarını gizleyemedi. Balık çiftliklerinde yeni ölümler tespit ettiklerini ve bunun acilen araştırılması gerektiğini söyleyen Yurtsever Cephe Sözcüsü Ayhan Karahan, şöyle konuştu: "Bu yılın başında yaklaşık 4 milyon balığın öldüğü olayda farklı nedenler öne sürüldü. Şu anda balık ölümlerinin yaşandığı bölgede tek bir yapılaşma olmadığı gibi sanayi atıklarını getirecek dereler de yok. Tamamen plansız yapılaşma ve rant uğruna cennetin feda edilişinin en kötü örneğine tanık olduk. Yaptığımız incelemede balıkların öldüğünü ve havuzların üzerinde yüzdüğünü tespit ettik. Körfezde balık ölümlerinin ardından aşırı derecede kirlenen koylarda önümüzdeki hafta noter tespiti yaptırıp, hukuk mücadelesi başlatacağız."

Yine balık ölümleri başladı

Kıyıkışlacık ile Akbük arasındaki bazı balık çiftliklerinde yüzlerce balığın öldüğünü görüntüledik. Milas Kaymakamı Bahattin Atçı, "Altı ay önce yaşanan ölümlerin durduğunu biliyorduk. Adı geçen bölgede balık ölümleri olmamıştı. Ancak olayın araştırılması için hemen tarım İlçe Müdürlüğü yetkililerine görevlendireceğim" dedi. Muğla Tarım İl Müdürlüğü Proje ve İstatistik Şube Müdürü Alim Kazancı ise "Çevre ve Orman, Tarım ve Köyişleri ile Kültür ve Turizm Bakanlıklarının yaptığı ortak yeni planın ardından kıyılarda ve koyların içinde faaliyet gösteren çiftliklerin ÇED raporlarını alarak bir an önce taşınmalarını bekliyoruz. Yeni yaşanan balık ölümleri ile ilgili bilgimiz yok. Konuyu acil olarak araştıracağız" diye konuştu.

Turistlere rezil olduk

Avrupalı turistlere durumu anlatmakta güçlük çektiklerini söyleyen turizmci Ateş Akbaba, "Bir zamanlar yatların demirlediği, turistlerin yüzdüğü Çam Koy'da inekleri görünce söyleyecek tek bir söz bulamadım" diye konuştu. Akbaba, balıkçılığın da önemli olduğunu ancak doğanın tahrip edilmemesi gerektiğini belirterek, "Bir sektör üç kuruş kazanacak derken, kendi değerlerimizi böylesine feda etmek ne derece doğru? Mavi yolculuğu yarıda bırakıp Bodrum'a dönmek zorunda kaldık. Turiste karşı rezil olduk" dedi.

ttp://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=9735157&p=2

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-08-2008, 13:17   #2
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Alıntı:
Yunanlıların Gözü Türk Balık Çiftliklerinde
12.07.2008

Türkiye'nin Ege, Akdeniz ve Karadeniz'de bulunan irili ufaklı balık çiftliklerine ilgisi artan Yunan yatırımcılar, çoğunluğu Ege'de olan toplam 301 balık çiftliğinin yüzde 35'ini satın aldı. Ege Denizi'nde yatırımlarını sürdürmeleri beklenen Yunan yatırımcılar, Türkiye'de yetiştirdikleri balıkları da Avrupa'da 'Yunan balığı' olarak satıyor.

Türkiye'nin Ege, Akdeniz ve Karadeniz'de bulunan irili ufaklı balık çiftliklerine ilgisi artan Yunan yatırımcılar, çoğunluğu Ege'de olan toplam 301 balık çiftliğinin yüzde 35'ini satın aldı. Ege Denizi'nde yatırımlarını sürdürmeleri beklenen Yunan yatırımcılar, Türkiye'de yetiştirdikleri balıkları da Avrupa'da ' Yunan balığı' olarak satıyor.

Yunan pazarının lideri Nireus, İlknak Su Ürünleri'nin sahibi olurken, Yunanistan'daki en büyük ikinci kültür balığı şirketi Selonda, Türkiye'de faaliyet gösteren Norveçli Fjord Marin'in yüzde 46'sını, yine Selonda'nın yüzde 75 hissesinin sahip olan Koronis de Elektrosan Deniz Ürünleri'ni satın aldı.

Nireus Seferihisar’da 5 bin ton kapasiteli balık çiftliği, Aydın Merkez Umurlu’da da 50 bin ton kapasiteli balık yemi fabrikası yatırımı yaptı.
İsrailli Solt Company, Milas’ta bir balık çiftliğini satın alırken, Ada Su Ürünleri’nin yüzde 67 hissesini ise Hellenic satın aldı. Sektörün üçte birine hakim olan Yunanlılar, Ada firmasının yüzde 80’ine sahip olduğu dış ticaret şirketi Akvatürk’ü de satın almış oldu. İzmir merkezli Akvatürk, balık ihracatının yüzde 27’sini gerçekleştiriyor

Çiftliklere Yunan ilgisinin iki yıldır arttığını belirten Türkiye'nin en büyük kültür balığı üreticisi Kılıç Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kılıç, "Yeni Çevre Yasası ile sığ sulardaki balık çiftlikleri kapanmak durumunda kalacak. Bu da balık çiftliklerinde Yunanların oranını yüzde 50'ye çıkaracak" dedi.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü (TUGEM) verilerine göre, Türkiye'de çoğunluğu Milas, Didim, Bodrum ve İzmir'de, 12'si Karadeniz'de ve 13'ü de Akdeniz'de olmak üzere toplam 301 balık çiftliği bulunuyor.

Muğla kıyılarındaki bütün çiftlikler, son iki yıllık gelişmelerle Bodrum- Milas kıyılarında toplanırken, sayıları net 139 olarak belirlendi. Bazı çiftlik sahiplerinin iki üç çiftlikleri bulunduğunu, bunların birleştirilmesi sonucu sayının 139’dan 86’ya indiğini belirten Muğla Tarım İl Müdürü Hadi Kayhan, “Şu anda Bodrum- Milas kıyılarında toplanan çiftlikler için toplu ÇED yapılıyor. ÇED iki ay sonra tamamlanacak. O zaman ÇED’e uygun olmayan çiftlik çıkarsa kapanacak. Böyle bir durumda çiftlik sayısı azalacak. O çiftlikler de kesinlikle açık denizde faaliyet gösterecekler” dedi.

Yunanlıların gözünü Türk balık çiftliklerine diktiğini doğrulayan Muğla Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri, “Bunda Türkiye’deki mevzuatın etkili olmadığını” belirtirken, “Bazı yayın organlarında iddia edildiği gibi Türkiye’de çiftlik sahibi olmak Yunanistan’dan kolay değil. Tersine Yunanistan daha rahat. Orada sektörler arası kavga yok. Kimse balık çiftliklerine karşı kampanya yürütmüyor. Balık çiftlikleri ile ilgili onların mevzuatında ne varsa bizde de var. Üstelik Türkiye çevre konusunda Yunanistan’dan daha duyarlı.

Yunanlıları Türkiye’ye çeken neden tamamen ekonomik” derken, Muğlalı Kültür Balıkçılarından İsmet Öztürk, “Benim çiftliğim Marmaris-Hisarönü’nde idi. Son alınan kararlardan sonra Marmaris’teki tüm çiftliklerle birlikte benimki de kapandı. Bize Bodrum- Milas kıyılarında çiftlik kurabileceğimiz söylendi. Elimde ruhsatım var, ama ben çiftlik kurmayacağım. Çünkü bu iş artık açık denizde yapılacak. Benim buna ekonomik gücüm yok. Büyük bir ihtimalle ruhsatımı ya satacağım, ya kiraya vereceğim. Açık denize çıkacak gücü olmayanların hepsi bunu yapıyor ve yapmak durumunda kalacaklar.

Anlayacağınız, çevre çevre derken sektör el değiştiriyor. İçine düştüğümüz durum Yunanlıların iştahını kabartıyor. Bazı çiftliklerin Kılıç Balık tarafından alındığını duyduk, ama hepsini alamazlar. Yunanlılar alır” dedi.

http://haber.turk724.net/93687/haber...ftliklerinde--


Çevre çevre derken sektör el değiştiriyormuş...

Şimdi bu habere göre, suç kimde?

1.Bu sektörde faaliyet gösteren firmaların çoğunun bu güne kadar çevre kirliliğine duyarlı olmaması ve yasayla açık denizde faaliyetine karar verilmesi mi?
2.Bu çiftliklerin kurulum aşamasında açık denizlerde kurulmasını gerektiren yasanın baştan uygulanıp çiftlik sahiplerinin ekonomilerini buna göre ayarlanmasını sağlamayanlarda mı?
3.Çiftlikleri satın alan Yunanlılar'da mı?
4.Çiftlikleri Yunanlılara satanlarda mı?
5.Balık yemi fiyatlarının dengesizliğinde mi?
6.Kirletilen koyların,kendini temizleyememesinde mi?(!)

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-08-2008, 19:45   #3
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Cevap veriyorum: 2

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-08-2008, 15:53   #4
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Alıntı:
Balık çiftlikleri Mersin'in kapısına dayandı
Ege ve Batı Akdeniz’de bulunan balık çiftliklerinin, deniz yaşamına verdiği zarar gözle görülür hale gelirken Mersin’de balık çiftliği kurulması için çalışmalar sürüyor. Çevre ve Orman Bakanlığı, Mersin sahillerinde balık çiftliği kurulması için 5 alan belirledi. Silifke ve Anamur ilçeleri arasında belirlenen bu alanlarda balık çiftliği kurmak için 13 firma başvuruda bulundu. Bu firmalardan 12’si için ÇED raporu gerekmediği, biri içinse ÇED raporu gerektiği yönünde karar alındı. Mersin kamuoyu, turizme açılması beklenen sahillerde önce nükleer enerji santrali ardından balık çiftliği kurulması kararına tepkili. Konuyu yargıya taşıyan Mersin Platformu ise hemen her fırsatta bu genel tepkiyi dile getiriyor.



Mersin’de kurulması planlanan balık çiftlikleri için ‘ileri teknoloji kullanılacak’ açıklaması yapıldığını anımsatan Platform Başkanı Faik Burakgazi, “Gerçekten iyi bir teknoloji kullanacaklarsa, kurulacak olan çiftlikler çevreye zarar vermeyecekse neden şu an bulundukları yerde yapmıyorlar? Çünkü oranın halkını ikna edemiyorlar. Bunun üzerine Mersin’de ikna çalışması yapıyorlar. Gazetecileri, İl Genel Meclisi üyelerini davet edip, mevcut balık çiftliklerini tanıtıyorlar. Ancak bunda da başarılı olamıyorlar. İkna edemiyorlar. Son olarak Mersin’e, aralarında birkaç güzel bayanın bulunduğu ekip gönderdiler. Bu ekip, konu hakkında taraf olan kurumlara giderek dosyalar bıraktı, tanıtım yapmak istedi. Ancak yine başarılı olamadılar. Eğer söyledikleri inandırıcı olsaydı, şimdi bulundukları yerdeki kamuoyunu ikna edebilirlerdi” dedi.

‘Mersin’de çevre katliamı yaşanır’

Batı Akdeniz ve Ege’de, çevre katliamı yaşandığına dikkat çeken Burakgazi, balık çiftliği kurulması halinde Mersin’de de benzer sorunların yaşanacağını söyledi. “Muğla’daki çığlık, gelecekte Mersin’de atılacak” diyen Burakgazi, “Güneybatı Anadolu’da çevre katliamı ve kaos yaşanıyor. 50 koyun 40’ını, balık çiftlikleriyle öldürdüler. Buna Mersin’i de dahil etmek istiyorlar. Dünyanın en güzel koylarını yok etmek istiyorlar. Bütün kesimler, balık çiftliklerinin çevreye zarar verdiğini belirterek, çiftliklerin kaldırılmasını istiyor. Yatırımcılar ve hükümet ise bu baskıya dayanamıyor, rotalarını Mersin’e çeviriyorlar. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker Ankara’dan haritaya bakınca, ‘Mersin’de turizm gelişmiş değil. Burada muhalefet de etmezler. En kolayı burası’ diye düşündü. Ancak burada çok bilinçli bir çevreci anlayış var” şeklinde konuştu.

‘Çevreyi Çevre Bakanı’ndan koruyoruz’

Aldığı kararlar nedeniyle Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nu eleştiren Burakgazi, bakanın ‘çevreci’ olmadığını söyledi. Burakgazi, “Hiç kimse bizi Çevre ve Orman Bakanı’nın çevreci olduğu yönünde kandıramaz. Burada Akdeniz fokları ve caretta carettalar için belirlenen yaşam alanları var. Bu alanlar, 1/100.000’lik çevre düzeni planına işaretlendi. Bakan buna rağmen halen burayı tercih ediyor? Biz çevreyi, Çevre ve Orman Bakanı’ndan korumak durumunda kaldık.”

F. AHMET EROĞLU / İMECE
Bir kaç yıl sonra bu çiftlikleri de İsrailliler alır...

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 21:28.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024