agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Hastalık ve Zararlılar > Dış mekan bitkilerinde hastalık ve zararlılar
(https)




Beğeni Düzeni1Beğeniler
  • 1 Gönderen Nuri Murvet

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 18-06-2006, 00:26   #1
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Yalancı akasya (Robinia pseudoacasia) Hastalık ve Zararlıları

YALANCI AKASYA (Robinia pseudoacasia) ZARARLILARI



1. GİRİŞ

Yalancı akasyanın (Robinia pseudoacasia L.) anavatanı Orta ve Kuzey Amerika’dır.

Burada Megacyllene robiniae Fost. (Coleoptera- Ceramycidae), Prinoxystus robiniae Peck (Lepidoptera- Cossidae); gövdelerde galeriler açarak, Ecdytolopha insticiana Zeller (Lepidoptera- Tortricidae); sürgünlerde galeriler açarak ve Chalepus dorsalis (Thunberg) (Coleoptera- Chrysomelidae); yapraklarda galeriler açarak önemli zararlar yapmaktadır. Ancak sonradan yetiştirildiği ve bu böceklerin bulunmadığı Avrupa ülkelerinde yalancı akasyaya birçok başka böceğin arız olduğu belirlenmiştir.

Bu böceklerden bir kısmının zaman zaman çok etkin ve hatta yalancı akasya plantasyonlarının tesisini imkansız kılacak şekilde zararlı olması da mümkündür. Yabancı türlerin ithalinde, gerekli duyarlılık gösterilmediğinde böyle durumlarla karşılaşılabilmektedir.

Doğal olarak bulunduğu yerlerin dışında yetiştirilecek bir türü bekleyen tehlikelerden birinin de böcekler olduğu unutulmamalıdır. Bu makalede ülkemiz ve Avrupa’da yalancı akasya üzerinde varlığı belirlenen böcekler ve bunların yaptığı zararlar konusunda kısa bilgiler verilmiştir.

2. ROBİNİA PSEUDOACASIA L. ZARARLISI BÖCEKLER

Ülkemiz ile çevre ülkelerde yalancı akasya üzerinde beslenmek suretiyle zararlara sebep olan böcekler, zarar yaptıkları ağaç kısımlarına göre aşağıda verilmiştir.
2.1. Sürgün, İnce Dal ve Yapraklarda Emerek Zarar Yapan Böcekler

2.1.1. Aphis craccivora Koch. (Homoptera-Aphididae)
Kanatlı ve kanatsız viviparlar* parlak siyah renkli olup, 1,3-2,4 mm boyundadır. Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgeleri’nde yaygın olan böcek çok sayıda bitki üzerinde bulunabilen polifaj bir zararlıdır. Kanatlı ve kanatsız erginlerle yavrular toplu halde bulunurlar.
Bütün dünyada yaygın olan böcek, çok çeşitli bitkiler üzerinde zararlı olmaktadır. Ülkemizde Robinia pseudoacasia, Gleditschia, Ailanthus gibi ağaçlarda tespit edilmiştir (ÇANAKÇIOĞLU 1977).
Aphid, yaprak, sürgün ve meyvelerde özsuyu emerek, gelişmeyi yavaşlatmakta ve deformasyonlara sebep olmaktadır. Bu böceklerin salgıladıkları bol miktardaki balımsı madde, fumajin* oluşumuna sebep olmaktadır. Ayrıca bu böceğin 40 kadar virüs hastalığının taşıyıcısı olduğu belirtilmektedir (LODOS 1986).

2.1.2. Appendiseta robiniae (Gillette) (Homoptera-Aphididae)
Sarımsı yeşil renkli viviparlar yalancı akasyaya has bir tür olup, yaprakları emmek suretiyle erken yaprak dökümlerine sebep olmaktadır.
Anavatanı Kuzey Amerika olan böceğin Avrupa’da daha yeni bir tür olduğu İtalya, İngiltere ve Orta Avrupa’da yayıldığı tespit edilmiştir (PELLIZZARI ve DALLA MONTA 2001) .

2.1.2. Pseudococcus adonidum L. (Homoptera-Pseudococcidae)
Bu böceğin ergin dişileri uzunca oval biçimde, açık sarı renkte olup, üzeri mumumsu beyaz renkli bir toz tabakası ile örtülüdür. Vücut uzunluğu 2,5-4,0 mm’dir. Vücut yanlarında 17 çift mumumsu iplikçikler vardır. Çoğalma yavru doğurarak olmakta ve yeni doğan yavrular dişinin arka kısmındaki gevşek, pamuğumsu bir oluşum içersinde korunmaktadır.
Sera bitkilerinin zararlısı olarak bilinmekle birlikte, Robinia pseudoacasia, Acer sp., Nerium oleander, Hedera helix gibi bitkilerde de zararlı olmaktadır (TOROS 1992).

2.1.3. Icerya purchasi Maskell (Homoptera-Margarodidae)
Ergin dişiler, alt kısmı yassı, açık portakal sarısı renkte, üzeri beyaz toz şeklinde mum tabakası ile örtülü, üst kısmı olgunlaştıkça şişkinleşen ve koyu kırmızıdan esmere kadar değişen renkte, genişçe oval vücuda sahiptir. Uzunluğu 4-5 mm’dir. En önemli özelliği, dişinin vücudu altında bulunan 10 mm uzunluğa ulaşabilen yumurta torbasıdır. Bu torbada, pembemsi renkte ve oval şekilli 600-1000 kadar yumurta bulunur. Narin vücutlu, sineğe benzer erkek erginler seyrek görülür.

Esas anavatanı Avustralya olan zararlı, günümüzde tropik ve subtropik bölgelerde yayılmıştır. Ülkemizde ise Akdeniz, Ege, Marmara ve Doğu Karadeniz Bölgeleri’nde belirlenmiştir. Polifaj bir tür olan koşnil ülkemizde Robinia pseudoacasia, Laurus nobilis, Citrus sp., Vitis vinifera üzerinde tespit edilmiştir (LODOS 1986, ÇANAKÇIOĞLU 1977,1993).

Koşnilin beslendiği yaprak ve sürgünler sarımsı bir renge dönüşür ve yapraklar vaktinden önce dökülür.
Yurdumuz şartlarında yılda 2-3 nesil veren böcek kışı yumurta, larva ve ergin halde geçirebilir. Dişiler hermafrodit olup kendi yumurtalarını döllerler. Döllenmeyen yumurtalar parthenogenetik* olarak çoğalırlar.

2.1.4. Parthenolecanium corni (Bouche) (Homoptera-Coccidae)
Ergin dişiler yaşlandıkça rengi homojen olarak kahverengi olur, vücudu çevreleyen kabuk şişkinleşir, sertleşir, yarım küresel şekil alır ve üzerinde siyah renkli çukurcuklar oluşur. Koşnil 2,5-6 mm boyunda, 2-4 mm genişliğindedir. Bacaklar iyi gelişmiş ve tırnaklar bir dikenlidir. Yumurtaları pembemsi renktedir.

Avrupa, Kuzey Afrika, Doğu Akdeniz, Rusya, Pakistan ve Hindistan’da bulunur. Türkiye’de ise her yerde görülmekle beraber, Orta ve Batı Anadolu Bölgeleri’nde daha yoğun olarak bulunur (ÇANAKÇIOĞLU 1977, 1993, LODOS 1986).
Polifaj bir zararlı olan koşnil, ülkemizde Robinia, Corylus, Amygdalus, Cydonia, Eleagnus, Fagus, Juglans, Morus, Nerium, Prunus, Quercus, Salix, Acer, Castenea, Pterocarya, Ulmus, Crataegus, Diospyros, Gleditschia, Fatsia, Fraxinus üzerinde tespit edilmiştir (ÇANAKÇIOĞLU 1977).

Koşnil ağaçların yaprak, sürgün ve ince dallarında beslenerek zararlı olur. Yılda bir generasyonu olup kışı ağaçların dal ve gövdeleri üzerinde ikinci larva döneminde geçirir. Dişiler Mayıs –Temmuz arasında 1500-2000 yumurta bırakırlar. Yumurtalardan larva çıkışı 2-4 haftada tamamlanır. Şiddetli yağmur ve rüzgar gibi doğal olaylar populasyonunun artışını büyük ölçüde engellemektedir (ÇANAKÇIOĞLU 1993).

2.1.5. Diaspis pentagona Targ. (Homoptera-Diaspididae)
Ergin dişinin kabuğu daire, bazen konveks olup, beyazımsıdan grimsiye kadar değişen renkte olabilmektedir. Boyu 1,5-2,8 mm kadardır. Çıplak dişinin vücudu geniş oval şekilde ve portakal sarısı renktedir. Yumurtalar oval biçimde ve saman sarısı renktedir.
Anavatanı Uzakdoğu olan koşnil dünyanın her tarafına yayılmıştır. Ülkemizin her yerinde görülen bir zararlıdır (LODOS 1986).

Başta dut olmak üzere, birçok meyve, orman ve park bahçe bitkilerinde zararlı olmaktadır. Ergin ve nimfler ağaçların gövde ve dallarında özsuyu emmek suretiyle zarar yaparlar. Yoğun tasallutlarda ağacın tamamen kurumasına sebep olabilirler.
Böcek kışı döllenmiş dişi veya nimf döneminde geçirmekte, yüz ila birkaç yüz arasında değişen sayıda yumurta bırakmaktadır. Orta Anadolu ve Marmara Bölgeleri’nde yılda 2, Batı ve Güney Anadolu Bölgeleri’nde 3 generasyon verir (ÇANAKÇIOĞLU 1977, LODOS 1986, TOROS 1992).

2.1.6. Parlatoria oleae Colve (Homoptera-Diaspididae)
Ergin dişinin kabuğu dairemsi şekilde konveks, beyaz veya beyazımsı gri renklidir. Çapı 1,2-2,0 mm’dir. Çıplak dişi oval, vücut segmentleri belirgin, koyu şarap kırmızısıdır. Yumurtaları geniş oval biçimde ve morumsu renktedir.

Akdeniz çevresi ülkeleri, Irak, İran, Kafkasya, Orta Asya, Çin, Pakistan, Hindistan, Bulgaristan, Arjantin, Kolombiya, Koliforniya’da yaygındır. Ülkemizde her yerde bulunmakla birlikte, Marmara, Batı Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri’nde daha yoğundur. Çok sayıda bitkide gövde, dal, sürgün ve meyve üzerinde bulunur. Yoğun populasyonun olduğu dallar, çatlar ve kurur, yapraklar vaktinden önce dökülür. Yılda 2-3 nesil verir, kışı nimf veya ergin halde geçirir (LODOS 1986, TOROS 1992).

2.1.7. Bryobia rubrioculus (Scheuten) (ARACHNIDA- Acarina- Teranychidae)
Boyu 0,8 mm olan bir Akar’dır, vücut üzerinde bulunan kıllar yaprak şeklindedir. Ön birinci çift bacaklarının diğer çiftlerden uzun olması karakteristiktir. Ağ örme yetenekleri yoktur.
Esas meyve ağacı zararlısı olmakla birlikte Robinia, Rubus, Rumex’lere de arız olur (TOROS 1992).

2.1.8. Aculops allotrichis (ARACHNIDA- Acarina- Eriophyidae)
Bu zararlı çok küçük vücutlu bir Akar olup iki çift bacağa sahiptirler. Solunum sistemleri yoktur. Hysterosoma* halkalı görünümdedir.
Bitkilerin özsuyunu emmek suretiyle yaptıkları zararın yanında, gal oluşumu gibi deformasyonlar da oluştururlar. Ayrıca virüs hastalıklarının taşınmasında da rol oynarlar. Bu akar özellikle fidanlıklardaki geç bitkilerde bulunmakta, yapraksızlaşmaya neden olarak büyümeyi tamamen durdurmaktadır (GRAS 1991) .

2.2. Yaprakları Yiyerek ve Galeri Açarak Zarar Yapan Böcekler

2.2.1. Phyllodecta vitellinae (L.) (Coleoptera- Chrysomelidae)
Erginler oval, 4-5 mm (4,275 + 0,410 mm) boyda, metalik bronz vaya parlak madeni yeşil renktedir. Olgun larvalar 7-7,5 mm boyunda, baş siyah, vücut sarımsı beyaz olup yan taraflarında siyah renkli iki şerit ve herbir segmentin sırt kısmında siyah renkli 4 siğil bulunur. Pupa, abdomenin ucundan yapraklara asılı olarak durmakta ve larvaya benzemekle birlikte biraz kısa ve tombuldur.

Avrupa, Rusya, Kafkasya, Kazakistan, Sibirya, Moğolistan, Çin, Kore, Kuzey Amerika’da bulunmakta ve Salix spp., Populus spp.’lerde zarar yapmaktadır. Nadiren Betula rotundifolia, Alnus hirsuta’larda da görülmektedir (DELLA BEFFA 1961).

Türkiye’de Karadeniz, Marmara, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri’nde yaygın olup, Salix spp., Populus spp zararlısı olarak kabul edilmektedir (SEKENDİZ 1974, YILDIZ 1975, SELMİ 1983). YÜKSEL (1998)’e göre Vezirköprü Ovacık Orman Fidanlığı’nda böceğin ergin ve larvalarının Salix ve Robinia fidanları üzerinde zarar yaptığı tespit edilmiştir.
Böcek Kışı ergin halde kabuk çatlakları arasında, eski böcek galerileri ve ağaç kovukları gibi yerlerde geçirir. Erginler ağaçların yapraklanmasıyla birlikte yapraklarda yiyim yapmaya başlarlar. Marmara Bölgesi’de yılda 3 generasyon vermektedir.

2.2.2. Anomola vitis F. (Coleoptera- Scarabaeidae)
Böceğin erginleri metalik sarımsı yeşil renkli, 15-20 mm boyundadır. Larvalar manas tipi olup toprakta bitki kökleriyle beslenirler.
Orta ve Güney Avrupa ile Balkanlarda yaygındır. LODOS (1989)’a göre ülkemizde bulunduğuna dair bir kayıt mevcut değildir. Erginler yalancı akasyanın yaprak ve filizlerini yiyerek zararlı olurlar.

2.2.3. Epicometis hirta Poda (Coleoptera- Scarabaeidae)
Erginlerde vücut kısa kalın, üzeri düz olup genel rengi mat, esmerimsi siyahtır. Elytra (kanat örtüsü) üzerinde 12 kadar beyaz benek bulunur. Vücudun üzeri soluk sarı renkte sık ve uzun tüylerle örtülüdür. Boyu 8-11 mm’ dir.
Avrupa’nın büyük bölümü, Akdeniz çevresi ülkeler, Ortadoğu, Orta Asya, Kuzey Amerika’da bulunmakta olup Türkiye’nin her bölgesinde görülmektedir.

LODOS (1989)’a göre daha çok bitkilerin çiçekleri üzerinde bulunurlar. Böcekler polenler ve balımsı maddelerle beslendiklerinden odun açısından ürün kaybına sebep olmazlar. TOROS (1992)’a göre ise bu böcekler yaprak ve tomurcukları kemirerek zararlı olurlar ve özellikle bal üretimi amaçlı yetiştirilen yalancı akasyalarda önemli bir zarar meydana getirirler.

2.2.4. Otiorrhynchus ligustici L. (Coleoptera- Curculionidae)
Böcek 10-12 mm boyunda olup, konveks şeklindeki vücudu metal şeklinde görünen kahverengimsi gri pullarla kaplıdır. Abdomen ovaldir, elytrası ince granüler yapıdadır. 10-12 mm boyundaki beyaz renkli larvası toprakta yaşar ve genellikle legümünose bitki kökleriyle beslenir.

Orta Avrupa ve İtalya’da yaygındır. Tarım bitkilerinin en önemli zararlılarındadır. Dişi beslendiği bitkilerin kökleri yakınına tek tek veya küçük gruplar halinde 400-800 arası yumurta bırakır. Yalancı akasya için fidanlık safhasında önemli bir zararlıdır. Erginleri ağaçlarda yaprak yemek suretiyle zararlı olmaktadır (DELLA BEFFA 1961). Avrupa’da yalancı akasyanın önemli zararlılarından birisi olarak kabul edilmektedir (GRAS 1991).

2.2.5. Otiorrhynchus niger F. (Coleoptera- Curculionidae)
Erginleri 4-6 mm boyunda, parlak siyah renkli olup kanat örtüleri omuzlarda belirgin şekilde yuvarlaktır ve bacaklar kırmızımsıdır.
Güney, Orta Avrupa ve Gürcistan’da yaygın olan böcek Robinia, Pinus, Larix, Picea, Pseodotsuga gibi ağaçların yapraklarında zararlı olur (DELLA BEFFA 1961). Türkiye’de Ayancık- Kepez fidanlığı, Maçka-Meryemana fidanlığı ile Düzce ve Giresun ormanlarında göknar ve ladinler üzerinde tespit edilmiştir (YÜKSEL 1996).

2.2.6. Phyllobius pyri L. (Coleoptera- Curculionidae)
4,5 – 7 mm boyundaki böceğin vücudu kahverengi veya siyah olup üzeri, bakır rengi, bronz, kül rengi, yeşilimtırak pullarla örtülüdür. Kısa ve yaygın prothorax ile kolayca tanınabilen böceklerin erkeklerinin birinci karın segmenti çok belirgindir.

Sibirya, Yakın Doğu, Kuzey Afrika dahil bütün palearktik bölgede yaygındır. Prunus, Pirus, Cydonia, Malus, Sorbus, Robinia, Crataegus ve Spirea gibi bitkilerinin sürgün ve yapraklarını kemiren erginleri daha fazla zarar verirler (BALACHOWSKY 1963, DELLA BEFFA 1961).

Yılda bir generasyonu olan böcek, nisan ortasına doğru ortaya çıkar ve en yoğun şekilde Mayıs başında görülür. Yumurtlama, rasgele bir bitki üzerinde olur ve nisan sonuna doğru başlar. Yumurtalar, 0,46 mm büyüklüktedir. Her dişi 180 – 200 yumurta bırakır ve kuluçka süresi 20 gündür. Böcek larva safhasında kışlar.

2.2.7. Sitona lineatus F. (Coleoptera- Curculionidae)
Böceğin erginleri 3-6 mm boyunda, hafif konveks, uzunca olan vücudu gri veya kahverengimsi pullarla örtülüdür. Rostosu kısa ve geniştir.

Polifaj bir zararlı olan böceğin larvası kökleri, erginleri ise tomurcuk ve yaprakları kemirir. Böcek, yalancı akasyaların yeni oluşmakta olan yapraklarını ve kotiledonunu kemirdiği için çok tehlikelidir. Ayrıca, bu böcek fidanlıklarda çam ve göknarların ibrelerini de kemirir (DELLA BEFFA 1961).

2.2.8. Hyphantria cunea (Drury) (Lepidoptera- Arctiidae)
Erginlerin kanat açıklığı 28-30 mm’ dir. Genel renkleri beyaz veya kirli beyaz olup sırt ve karınları kül rengindedir. Bazı erginlerin kanatlarında siyah benekler vardır. Antenler erkeklerde iki sıralı tarak şeklindedir, biraz daha iri olan dişilerde ise iplikimsidir. Larva, yumurtadan yeni çıktığında baş, göğüs bacakları kahverengimsi siyah, vücut kirli beyaz renktedir. Olgun larvanın baş, göğüs ve abdomen bacakları siyah, vücudu yeşilimsi sarı renklidir. Sırt kısmında ön göğüsten abdomenin son halkasına kadar koyu kurşuni renkli bir şerit, bu şeridin her iki yanında sarı renkli birer çizgi ve kurşuni renkli şeritler bulunur. Olgun larvaların boyu 30-35 mm’ye ulaşır. Yumurtalar; yeşilimsi beyaz renkli ve 0,5 mm çapındadır.

Kuzey Amerika’nın yerli türü olan böcek, BOVEY (1954)’e göre Amerika’dan Macaristan’a ticari mallarla beraber gelerek ilk olarak 1940 yılında Budapeşte civarında görülmüş ve daha sonra bütün Avrupa’ da yayılmıştır. Rusya, Kore, Japonya’da da mevcuttur. Polifaj bir tür olan böceğin Amerika’da 120, Avrupa’da 200, Dünyada toplam 230 bitki türünü yediği tespit edilmiştir. Böcek en fazla Morus alba, Morus nigra, Acer negundo’ ya tasallut etmekle birlikte, Platanus, Tilia, Ulmus, Betula, Acer, Salix, Populus, Robinia türlerine de zarar vermektedir (DELLA BEFFA 1961, NEF ve JANSSENS 1982, ALLEGRO 1987).

Türkiye’de ilk olarak 1975 yılında Edirne, İstanbul (Çatalca, Silivri), Tekirdağ yöresinde görülmüş, sonradan Marmara Bölgesi, Karadeniz Bölgesi ve Kuzey Ege’de yayılmıştır (İREN 1977, BAŞ 1982).

Kelebek kış devresini seyrek örülmüş koza içerisinde pupa olarak, ağaç kovukları, kök dipleri, binaların saçak altları gibi korunaklı yerlerde geçirir. Marmara Bölgesi’nde kışı geçiren pupalardan ergin kelebekler genellikle Nisan sonu, Mayıs başında çıkar ve yumurtalarını yaprakların üzerine kümeler halinde bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar hemen ipeğimsi iplikçiklerden ağ görünümlü yuva hazırlayarak toplu olarak yaşarlar. Larva pupa olana kadar 7 safha geçirir (deri değiştirir). 3. safhadan sonra larvalar yuvayı terk ederek bağımsız yaşarlar. Bu dönemde her yaprak üzerinde 1-2 larva görülür. Hyphantria cunea (Drury) genellikle iki, hava şartları uygun giderse üç generasyon vermektedir (ÖZAY 1997).

2.2.9. Parectopa robinella Clemens (Lepidoptera- Gracillaridae)
Yalancı akasyaya has tür olan böceğin larvaları yaprağın üst yüzeyinde parmak şeklinde galeriler açarak zararlı olur (COMSTOCK 1962). Kuzey Amerika orijinli olan böcek Avrupa’da ilk olarak İtalya’da görülmüş (1970), daha sonra İsviçre, Fransa, Avusturya, Macaristan ve Slovakya’ya kadar yayılmıştır (PELLIZZARI ve DALLA MONTA 2001).


2.2.10. Phyllonorycter robinellus (Clemens) (Lepidoptera- Gracillaridae)



Bu mikro lepidopterin 5-6 mm boyunda, yassı larvaları yalancı akasya yapraklarının üst kısmında meydan şeklinde yiyim yapar. Kuzey Amerika orijinli olup, İtalya, Almanya ve Orta Avrupa’da görülmektedir. Larvalarının erginleşene kadar 5-6 safha geçirdiği, yılda 2-3 generasyon verdiği belirlenmiştir. (VOLKER 2001)



2.3. Kabuk ve Kambiyumda Zarar Yapan Böcekler






2.3.1. Hylesinus (Leperesinus) varius (Fabr.) (Coleoptera- Scolytidae)


Büyüklüğü 2,5-3,5 mm olan böceğin vücudu yumurta şeklinde esmer-siyah renklidir. Boyun kalkanı öne doğru daralmış olup, sarımtrak gri pulludur ve kanat örtüleri alacalıdır.

Avrupa’da yaygın olan böcek, ülkemizde İstanbul, Bursa ve Hatay-Dörtyol’da tespit edilmiştir. Ağaçların gövde ve dallarının kabuk dokularında galeriler açarak zararlı olmaktadır. En fazla Fraxinus’u tercih etmekle birlikte, seyrek olarak Robinia, Acasia, Quercus, Fagus, Acer, Carpinus, Juglans, Corylus, Olea gibi ağaçlarda da belirlenmiştir. Böceğin Türkiye’de Fraxinus, Olea ve Robinia’lar üzerinde görüldüğü bildirilmektedir (ÇANAKÇIOĞLU 1993).

2.4. Gövde ve Dallarda Galeri Açarak Zarar Yapan Böcekler

2.4.1. Sinoxylon sex-dentanum Oliv. (Coleoptera- Bostrichydae)
Böceğin erginleri 3,5-4,5 mm boyunda silindirik yapıdadır. Vücut siyah, elytra’lar kahverengimsidir. Antenleri üç parçalıdır ve elytraların bitiminde dört dikenimsi çıkıntı mevcuttur.

İtalya’da yaygın olan böcek, Acasia, Robinia, Castenea, Olea, Ulmus, Quercus ve Rosa gibi çok sayıda bitkide zararlı olmakta ve en fazla zararı asma ve İncire vermektedir (DELLA BEFFA 1961).

İlkbaharda kışlama yerlerinden çıkan dişiler yumurtalarını dalların uç tomurcuğu veya budak yerleri yakınına, kabuk altında dalı çevreleyecek şekilde açtıkları galerilere koyarlar. Yumurtadan çıkan larvalar düzensiz olmakla birlikte liflere az çok paralel galeriler açarlar. Ağustos-Eylül aylarında olgunlaşan larva aynı galerinin çıkış yerinde veya kabuğa bitişik bir hücrede pupa olur. Yuvarlak bir delik açarak çıkan erginler kışlamak için aynı yere geri gelirler. Genellikle 1-5 cm çapındaki dalları tercih eden böcekler bahar gelince ince uç dallarda uç tomurcuğa kadar uzanan galeriler açarlar. Varlığı çıkış delikleri ve ince talaş şeklindeki yiyim artıklarından anlaşılabilir.

2.4.2. Stenopterus rufus L. (Coleoptera- Cerambycidae)
Böcek 9-14 mm boyunda ve vücudu siyah renkli tüylerle kaplıdır. Sırt kısmında üç parlak kabarcık vardır. Elytra ve antenler sarımsı-kırmızı renkli olup, antenler vücut uzunluğunda, kanat örtüleri ise ancak abdomeni örtecek büyüklüktedir. Akasya, kestane ve meşelerin ölü dallarında çok sayıda galeriler açan böcek İtalya’nın tamamında yaygındır (DELLA BEFFA 1961).

2.4.3. Lyctus linearis Goeze (Coleoptera- Lyctidae)
4-7 mm boyundaki böceğin vücudu kırmızı kahverengi, koyu kahverengi veya siyahtır. Kanat örtülerinde nokta şeklinde çizgiler bulunur. Larva 6 mm boyunda, kıvrık, soluk krem renklidir.
Avrupa’nın yerli türü olan böcek, Kuzey Avrupa hariç her yerde bulunur ve daha çok kurumuş ağaçlar ve kullanılmış odunlarda galeriler açarak tahribat yapar. Galerilerden krem renginde toz halinde yiyim artıkları çıkar (ANON. 1998).

2.5. Köklerde Zarar Yapan Böcekler





2.5.1. Gryllotalpa gryllotalpa (L.) (Orthoptera- Gryllotalpidae) (Danaburnu)



35-50 mm boyunda, esmer sarı renkli olan böceğin, zarımsı yapıdaki kanat örtüleri boyundan daha kısadır. Ön göğüs oval, ön ayakları toprağı kazabilecek şekilde kısa ve kuvvetlidir.



Avrupa, Kuzey Afrika, Batı Asya, Çin, Avustralya’ya kadar yayılmıştır. Polifaj bir tür olup, İçinde yalancı akasyanın da bulunduğu çok çeşitli bitkilerin kökünü keserek ve kemirerek zararlı olmaktadır. Bu böcek Türkiye’nin her tarafında yaygın şekilde bulunmaktadır (SEKENDİZ 1974, ÇANAKÇIOĞLU 1993).

2.5.2. Polyphylla fullo L. (Coleoptera- Scarabaeidae)





Böceğin erginleri büyük, uzunca ve şişkin vücutludur. Kanat örtüleri esmer, siyah veya kırmızımsı esmer olup, üzeri beyazımsı ve küçük pulcuklardan oluşan lekelerle örtülüdür. Vücudun alt kısmı, ince uzunca tüylerle kaplıdır, boyu 32-40 mm’dir. Olgun halde boyları 60 mm’ye ulaşan larvalar tombul görünüşlü olup vücutları kirli beyaz, başı esmer renkte ve öne doğru eğiktir. Bu larvalar diğer Scarabaeidae larvalarında olduğu gibi C şeklinde kıvrıktır.



Avrupa’nın büyük kısmı, Kuzey Afrika, Kafkasya, Altaylar, Mançurya, Suriye, Lübnan, İsrail’de özellikle kumlu topraklarda bulunmaktadır (DELLA BEFFA 1961, BALACHOWSKY 1962, HURPIN l962, LODOS 1989). Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde mevcuttur.
Polifaj bir zararlı olan böceğin erginleri yaprak ve çiçeklerle beslenirse de esas zararı fidanlık ve genç ağaçlandırmalarda bitki kökleriyle beslenen larvalar yaparlar. Generasyonunu 3 yılda tamamlar.

Dr. Faruk Şakir ÖZAY








Düzenleyen malina : 18-06-2006 saat 02:53
Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-08-2006, 10:02   #2
Ağaç Dostu
 
tabiat's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-05-2006
Şehir: Antalya
Mesajlar: 605
Galeri: 2
Bahçemdeki yalancı akasyalarla başım dertte. Sağlıklı görülen bir ağaçta birden yapraklar sararıyor ve dökülmeye başlıyor. Bu arada sürgünler suyunu kaybedip kuruyor ve ağaç birkaçgün içinde ölüyor. Bu güne kadar kökler dışında hiçbir organda anormal bir durumla karşılaşmamıştım. Köklerde erime tespit edip gerekli ilaçlamayı yaptım. Ama son kuruyan ağacın yapraklarında pas gibi siyah noktalar yapan küçük böceklere rastaldım. Eğer kök erimesi teşhisim doğru olsaydı ağaçların kuruması dururdu değilmi? Acaba ağaçlarımın hastalığı ne olabilir. Hangi yolu izlemeliyim.

tabiat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-08-2006, 12:20   #3
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Tabiat hoşgeldiniz,
Öncelikle yeni gelen arkadaşlar kısmında kendinizi tanıtmalısınız

Selamlar

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-10-2007, 14:27   #4
landarch
 
Giriş Tarihi: 11-08-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 36
Top Akasya yaprak sorunu

Selamlar,

Top akasyalarda yaprak uçlarında ve bazı dallarda karartılar ve sararmalar -sanırım hastalık- var.
Yaprak döküm döneminde deiller ve her akasyada bu yok. 40 akasyadan birkaçı bu durumda ve diğerlerine de sıçrayabilir diye korkuyorum.

Bu durumun önüne nasıl geçebilirim.

nyhang Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-10-2008, 10:51   #5
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 10-10-2008
Şehir: BURSA
Mesajlar: 1
akasya nızın problemi mevsimseldir,

akasyanızın problemi mevsimseldir genelde bu mevsimde yapraklar hafif beyazlaşır
herhangibir hastalık yoktur
genelde temmuz ayında böceklenme yapar onunda insektist ilacı ile çözebilirsiniz. akasya da başka bir hastalık genelde görünmez. akasya yaprağını dökeceği için sararır. içiniz rahat olsun.

babilselale Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-09-2011, 19:24   #6
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 06-09-2011
Şehir: mardin
Mesajlar: 2
Tabiat arkadas Soruna cevap aldıysan bende öğrenebilirmiyim.


Düzenleyen omerbjk : 06-09-2011 saat 19:26 Neden: isim ekledim
omerbjk Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-07-2012, 15:12   #7
Ağaç Dostu
 
incii's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-05-2012
Şehir: Viyana / Nigde
Mesajlar: 248
Selam Arkadaslar

Bizim bahcedeki kücük Akasya agacin ( Robinia pseudoacacia 'Twisty Baby') asi yapilan yerinde ve aslinda tüm gövdesinde bazi catlakliklar fark ettim (Umarim resimlerden göre bilirsiniz) Acaba bu gecirdigimiz cok soguk kis gününden mi olustu diye düsünyorum. Bazi basliklarda okudum gövde korumasi gibi birseyler kulaniliyor öyle birsey sürmemi önerirmisiniz ?
Ve birde sormak istedigim konu bu agaci cüce diye almistim bu yüzden kapi kenarina ektim fakat bir yil icinde iki kadi büydü, bu yil son baharda yer degisimi yaparsam acagi öldürürmüyüm ki acaba? Biliyorsunuz bahce konusunda bir hayli acemiyim, Sizlerin sayesinde birseyler ögrenmeye calisiyorum. Simdikten ilgilenen arkadaslara cok tesekkür ederim, Saygilarimla...

Eklenen Resimler
    
incii Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-07-2012, 22:36   #8
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 07-04-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 4,378
Galeri: 1
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi incii Mesajı Göster
Selam Arkadaslar

Bizim bahcedeki kücük Akasya agacin ( Robinia pseudoacacia 'Twisty Baby') asi yapilan yerinde ve aslinda tüm gövdesinde bazi catlakliklar fark ettim (Umarim resimlerden göre bilirsiniz) Acaba bu gecirdigimiz cok soguk kis gününden mi olustu diye düsünyorum. Bazi basliklarda okudum gövde korumasi gibi birseyler kulaniliyor öyle birsey sürmemi önerirmisiniz ?
Ve birde sormak istedigim konu bu agaci cüce diye almistim bu yüzden kapi kenarina ektim fakat bir yil icinde iki kadi büydü, bu yil son baharda yer degisimi yaparsam acagi öldürürmüyüm ki acaba? Biliyorsunuz bahce konusunda bir hayli acemiyim, Sizlerin sayesinde birseyler ögrenmeye calisiyorum. Simdikten ilgilenen arkadaslara cok tesekkür ederim, Saygilarimla...
Merhaba sayın incii

Ağacınız gelişim döneminde olduğu için gövdede oluşan çatlaklar normaldir, geliştikçe çaklaklarda derinleşecektir.

Ağacınız cüce değildir, geniş ve orta uzunlukta bir gelişim gösterir.

Ağacınızın yapraklarını tamamen döküldüğü, uyku döneminde toprağını dağıtmadan yerini değiştirebilirsiniz.

incii beğendi.
Nuri Murvet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-07-2012, 14:37   #9
Ağaç Dostu
 
incii's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-05-2012
Şehir: Viyana / Nigde
Mesajlar: 248
Sayin Nuri Bey,

Ilginize cok tesekkür ederim, catlaklilari görünce üzülmüstüm, icimi ferahlatiniz sagolun. Yer degisimi icin de zamani gelince, önerinizi dikkate alacagim. Saygilar!

incii Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-11-2012, 13:11   #10
Ağaç Dostu
 
Nazlı N92's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-09-2012
Şehir: şanlıurfa
Mesajlar: 130
bizim top akasyalarımız ilkbahar da 4-5yaşındayken dikilmiş ve şuan neredeyse bir yılı doldu fakat hiç bir gelişim göstermediler aksine kuruyorlar.
etrafına baktım hiç bir zararlı göremedim ve kurumaları sebep olacak bir hastalık belirtisi göremedim. çok araştırdım ama bir sonuca varamadım.
onları tekrar nasıl canlandırabilir?
nedir dertleri bir bilen varsa yardımcı olabilir mi?

Eklenen Resimler
   
Nazlı N92 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 04:00.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024