agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Daha İyi Bir Yaşam İçin (http://www.agaclar.net/forum/daha-iyi-bir-yasam-icin/)
-   -   Kentsel Dönüşüm (http://www.agaclar.net/forum/daha-iyi-bir-yasam-icin/28724.htm)

gül- 16-10-2012 11:56

Kentsel Dönüşüm
 
Merhaba
Konu kentsel dönüşümle gündemde ve baktığımızda da sadece müstakil veya çok katlı binalar yıkılıp yerlerine yine çok katlı betonlaşmaya gidilmektedir. Üstelik bu binaların bir kısmı tarihi eser niteliği taşıyorken yıkılması üzücü.

Oysaki kentsel dönüşüm yapılacaksa tarihi eserleri yıkmadan, sadece insanların barınacakları yerle beraber, nefes alacakları, sosyal hayatlarını rahat yaşayabilecekleri, temiz bir ortamın, sadece insanın değil doğanın tüm özelliklerinin de insanla beraber yaşayacağı bir kentsel dönüşüm olamaz mı.

Kentsel dönüşüm adı altında daha çok betonlaşma yapılarak sağlıksız nesiller yetişmekte ve insanlar bir yerden bir yere giderken o kadar çok zaman harcıyorlar ki, bu harcanan zamanla ne üretimler yapılabilir aslında. Özellikle İstanbul için. Kentsel dönüşüm yerine keşke insanların rahat ve kısa zamanda işlerini halledebilecekleri yollar yapıp Türkiye’nin trafik sorununu çözseler daha iyi olurdu sanırım. Kentsel dönüşümden daha acil ve önemli sorunlarımız varken icraat hızla devam etmektedir.

Belediyelerimiz bu hızla keşke Yeşilaycı bir zihniyetle kentsel dönüşümden önce kentlerimizin çevre temizliğini önemseyip hızla topluma aşılayabilseler ne güzel olurdu diye düşünüyorum…
Sevgiler

kemal-efe 18-10-2012 10:04

Güzel konulara değinmişsiniz, ben konuya politik bakmıyorum o yüzden çıkardığım sonuçları da öyle okumanızı öneririm.

Bildiğim kadarıyla 100 yıl'dan yeni binalar yıkılıyor, belki istisnalar vardır. Ev sahibi insanlar geçici bir süre şehir dışına kaydırılarak bu binalar, yukarıda belirtildiği gibi Residans'a dönüştürülüp mülk sahibinden yüklü bir miktar "tadilat" bedeli isteniyor. Bu masrafı karşılayamayan insanların geçici evleri kalıcı oluyor. Eğer yazdıklarımda yanlış varsa lütfen uyarın.

Burada önemli olan arzla değil taleple uğraşmak. Yani insanlarımızın Anadolu coğrafyasına homojen bir şekilde dağılmasını sağlamak, Almanya örneğinde olduğu gibi. Bu da takdir edersiniz ki, düzgün ve uzun vadeli bir planlamayla sağlanabilir ki, sadece liderlerde değil vatandaşımızda da yarın ola hayrola mantığı, yani günü kurtarma hakim. Bu fikir hali değişmeden de istenilen başarı ya tam olmayacak ya da geçici olacaktır. A bina yıkılır, B gökdelen/avm/residans dikilir. Değişen ne? görüntü, belki sağlamlık. yeşil mi? çok güzel yapma çiçekler var. selam ve sevgilerimle.

tevmen 21-10-2012 19:32

Kentsel dönüşüm lafı kulağımda yeretmiş ama tam ne demek bilmiyorum sanırım. Yıkım-yapım ile ilgili olduğu kesin. Büyükşehir belediyelerinin web sayfalarına bakınca genelde deprem lafı geçiyor. Şöyle bir göz gezdirince kentsel dönüşüm adı altındaki tüm faaliyetler deprem riski olan binaları yıkıp başka yerlere toplu konut yapmaktan ibaret gibi bir izlenim oluşuyor. Tabi amaç riskli kisvesi altında yer açıp yerine gökdelen dikmek olabilir. Yine de tek bir terimin içine sığdırılmış birçok girişimi aynı kefeye koymak yanlış diye düşünüyorum.

Sayın kemal-efe, nüfusu Anadolu'ya yaymakla kentsel dönüşümün ilgisini ise anlayamadım. Büyük şehirlerdeki yıkımların sonucunda birçok kişinin başka şehirlere göçetmek zorunda kalacağı üzerine mi yazdınız yorumunuzu? Bence nüfusun homojen yayılması için gereken şehir planlamasından ziyade sosyal/ekonomik planlama tabiri daha uygun olur.

Halil Balaban 21-10-2012 21:15

Sayın katlımcılara ve bundan sonra katılacalara merhaba.
Sayın Gül tabi ki dediğiniz gibi insan merkezli kentsel dönüşüm yapılabilir. Ancak o zaman sağlanan rant yetmez. Yıkılacak mülkleri sahibinden örneğin mt2 si 50 liradan alıp, inşaattan sonra mt2 si 150 liradan geri satarak işe 3-0 galip baklamak varken. Ayrıca 5 kişiden aldığın arsaya gökdelen yapıp gerçek mülk sahibine misli, misli satılan 5 daireden sonrasını da 1+1, 1+2 gibi odacıklar şekliyle mt2 si 250 lira ve üstünde satmak varken kim uğraşır yolla, sokakla. Bu ülkede 1+1 daireyi 900.000 Tl. Ye satan firmalar var. İnsana yapılacak hizmetten biriken su, bu rantların biriktiği havuzun suyunun yanında, denizde damla gibi kalır. Sevgi ve saygılarımı sunarım. Hoşça kalın, dostça kalın.
HALİL BALABAN

pria 21-10-2012 21:45

Madalyonun diğer yüzü...
 
Yaklaşık 6 yıldır ekonominin lokomotifi olan konut sektöründe de güzel günler sona ermiş gibi görünüyor. Satışlar geriliyor, fiyatlar düşüyor. Satılmamış konutlar ise her tarafı sarmış durumda. Bankaların internet siteleri, emlakçı dükkanına döndü. Maketten konut satan bazı firmaların taahhütlerini yerine getiremediklerine yönelik haberler medyaya yansıyınca, SPK maketten konut satışlarına denetim getirme kararı almış.

Akşam Gazetesine konuyu değerlendiren Mahfi Eğilmez; “Gayrimenkul şişiyor, fiyatlar artıyor üzerine krediler inşa ediliyor. Türkiye için de böyle bir risk var. O kadar arz var ki bunu hangi talep karşılayacak bilmiyorum. Etrafınıza bakın boş sitelerle dolu. Herkes yatırım olsun diye 1 artı 1 daireler aldı, hepsi boş. Ancak İstanbul için bir fırsat var. Kentsel dönüşüm, kiralık eve talebi artıracak o nedenle sıkıntı beklenenden daha az olabilir. Diğer kentler için sorun daha fazla” sözleriyle sorunun çapının hiç de küçük olmadığına işaret ediyor.

Mahfi Eğilmez’in de belirttiği gibi, konut sektörünün umudu kentsel dönüşümün insanları evinden etmesi. Bu sayede kiralar ve ona bağlı olarak konut fiyatları artacak. Konut satışlarındaki ve fiyatlarındaki düşüşün banka aktiflerine etkisi azaltılmaya çalışılacak.

Ahmet Müfit: Ekonomi üzerine söylenenler neden çelişkili


Tüketiciler Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, maket üzerinden yapılan konut satışlarının yakın bir gelecekte Türkiye'yi 1980'li yıllarda yaşanan banker krizi gibi bir durumla baş başa bırakacağını savundu.

http://www.haberler.com/tbf-baskani-...019927-haberi/

Olası krizi aşmanın tek yolu, kentsel dönüşüm adı altında insanların evlerini yıkıp, stoktaki evleri satın almaya veya kiralamaya iterek, darboğazdaki müteahhit firmaların batışını önlemektir.

pria 21-10-2012 22:26

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi tevmen (Mesaj 1035604)
.. Tabi amaç riskli kisvesi altında yer açıp yerine gökdelen dikmek olabilir. .

Mustafa Sönmez: "Kentsel dönüşüm" soyguna meşruiyet mi

Mustafa Sönmez: "Kentsel dönüşüm" soyguna meşruiyet mi

Ayazma mağdurları:

Ayazma Mağdurları

2006 yılında ‘Kentsel Dönüşüm’ projesi kurbanı olan Sulukule, İstanbul’da 1000 yıllık geçmişi olan bir mahalle. Çoğunluğu Roman olan ve evleri belediye tarafından hukuksuzca yıkılan mahalle sakinleri, 40 km ötedeki Taşoluk’ta TOKİ’nin inşa ettiği evlerden satın almak zorunda bırakıldı. Ev sahibi olma umuduyla oraya mecburen taşınan kiracılar hüsrana uğradılar. Neredeyse tamamı taksitlerini ödeyemeyip eskisinden çok daha zor şartlarda Sulukule yakınlarına geri döndü, Taşoluk’ta kalan birkaç aile ise zar zor orada tutunmaya çalışıyor. 1000 yıllık mahallenin yerinde ise bugün zenginlerin lüks villaları yükseliyor. Bu dönüşümden kim karlı çıktı?

Lütfen bu videoyu izleyiniz:
SULUKULE: Kimin için dönüşüm?/ Transformation for whom? on Vimeo

Halil Balaban 22-10-2012 00:22

Sayın Pria'nın, gazeteci Mağfi Eğilmezden aktardığı "Gayri menkul şişiyor, fiyatlar artıyor, üzerine krediler inşa ediliyor, Türkiye için de böyle bir risk var" sözünün Türkçe meali kısaca
"Morgıç krizi" dir. Hani Amerikan ekonomisinin yıllardır atlatamadığı şu mali krizin özel ismi. Başka söze gerek varmı acaba? Sevgi ve saygılarımı sunarım. Hoşça kalın, dostça kalın.
HALİL BALABAN

kemal-efe 23-10-2012 11:56

Sayın Tevmen, eğer bir ilde 15-17+ milyon kişi yaşıyorsa orada temel ihtiyaçlar; gıda, barınak, su vb. ya kalitesizleşir ya pahalı olur ya da ikisi birden. böyle bir şehri istediğimiz kadar dönüştürelim işin içinden çıkamayız, iğreti "residans/gökdelenler" yükselmeye devam eder, yavaş şehir umutları yokolur.

Bahsettiğiniz sosyal/ekonomik tedbirler işe yarayabilir, ama ilk önce insanların kendilerine, dizilerle ve iletişim araçlarıyla şirin/cazip gösterlilen "lüks" kavramlarını bir daha sorgulaması gerek, yoksa tedbirler çoğu zaman olduğu gibi kağıtta kalır.

Talep azaldı deniliyor, bir göç dalgasıyla o boş kalan evler/binalar da dolar merak etmeyin :o

cemal.S 04-11-2012 17:35

Merhabalar...!

Yazılanları okuyunca insanın kanı donuyor. Depremi bire bir yaşamış birisi olarak elbette benimde konuya kayıtsız kalmam imkansız.

Halk arasında çok sevdiğim bir söz vardır '' Amaç bağcıyı dövmek mi? Üzüm yemek mi?'' diye. Sanırım şu anki uygulama tamamen bağcıyı dövmek. Amaç bağcıyı dövmek olunca her türlü hile hurda dünden hazır. Hepimiz televizyonlardan seyreylemedik mi ROMEN AÇILIM TOPLANTILARINI. Ne olacaktı insanımız insan gibi yerlerde yaşayacak değer verilecek horlanmayacaktı. Sonuç bağcı sopayı yedi. Üzüm yemek hedeflenmiş olsaydı yaşayan kültüre sahip çıkılıp insanlar yerlerinden yurtlarından olmadan dönüşüm olmazmıydı. Olurdu olurdu güzelde olurdu.

Ancak yandaşa peşgeş, birilerinin cebini doldurarak dolambaçlı yollardan zengin edip bir muhtaç düzenin de kullanarak oy avcılığında kullanacaksanız sistemi ona göre kurarsınız.

Sizce yapılan tamda bu değil mi?

Sonrası; sonrası mı?

Adamın birisi ATA BİNMİŞ dolaşıyor ortalıkta... Allah allah diyerek... Kolay gelsin efendi.. EN BÜYÜK GÜNAHIN KUL HAKKI OLDUĞUNUDA unutturdular farkındamısınız.

Saygıyla.

ayazkentli 05-11-2012 23:06

2 Eklenti(ler)
Dünya ülkeleri Küresel kapitalist yöneticiler tarafından, Yeni Dünya Düzeni adı altında, Sistematik olarak KENT DEVLETLERİNE (Devletçik'lere) dönüştürülüyor.


Bügün dünya ülkelerinin başkentleri ve bir kaç başlıca şehirleri,

20 milyon,
30 milyon,
40 milyon gibi kalabalık nüfuslara dönüştürüldü.

Küçük çiftçiliğin ortadan kaldırılması ile kırsal kesim insanları büyük şehirlere taşınmaya zorlanıyorlar.

Bunun en bariz örneği son yıllarda ülkemizde yaşanıyor.

Küçük çiftçilik yok edildi ve küçük çiftçiler elimine edilip, arazileri TEK EL'de toplayıp büyük çiftlik ağaları yaratılmaya başlandı. (Amerika-İngiltere çiftçileri gibi).

Dünya çiftçiliğin;

Tohumculuk sektörünü,
İlaç sektörünü,
Gübre sektörünü,
Makina sektörünü,

yönetenler, bu dizaynı daha çok ve daha rahat sömürme üzerine kuruyorlar. (Her sektörü aynı kişiler yönetiyor sonuçta).

(Ayrıca küresel yönetici sınıfı, ülke kaynaklarının Elektirik, Su, Enerji, Ulaşım gibi... en ücra yerlere taşınma maliyetlerini de ortadan kaldırıp, hizmeti toplu halde belli bir yere aktarmak için, kırsal alanları büyük şehirlere kanalize ederek, maliyetleri düşürmek gibi bir düşünce içinde olmalılar.

Yani, 20 tane ayrı küçük yerleşim yerlerine bu tür hizmetleri götürmenin maliyeti ile bu 20 yeri en yakın şehirlere taşınmaya zorlayıp, buralarda hizmet götürmek daha mantıklı diye, düşünüyor olmalılar).

Son günlerde ülkemizde'ki köylerin ortadan kaldırılması için hazırlanan yasa'ya ben bu açılardan bakıyorum. Ayrıca, geçen yıl çıkarılan Küçük arazilerin büyük araziler haline getirilmesi ve bir çok bölge'de yapılan Teraslama çalışmaları hep küçük çiftçiliğin önünün kesmek için çıkarılmıştır.

Küçük çiftçiler, ekonomik şartlar yüzünden mecbur kalıp, 5-10 dönüm arazisini daha zengin olan diğer bir çiftçiye satmak zorunda kalıyor. Böylece, araziler tekelleşmiş oluyor. Ülkemizde'ki tüm sektörlerde tekel'i kaldıran hükümetler, neden se bu konuda tam tersini yapıyorlar.

Her ne kadar Köye Dönüş Projeleri gibi sözleri hiç dillerinden düşürmeseler de, yaşanan kentsel dönüşümler ve yeni yeni çıkarılan birbiri ile bağlantılı değişik yasa'lar bunun tam aksini gösteriyor.


Tabii, bu kentsel dönüşüm ayrıca büyük bir Rant'ta sağlıyor hali ile.

Olan yeşil alanlara oluyor.

Bu fotoğraf 11 yıllık aralar ile çekilmiş. İstanbul'un yeşil alanlarının nasıl yavaş yavaş azaldığını gösteriyor.


Eklenti 343873


Şehirleşme ile yok olan yeşil alanlar burada da net görülüyor.


Eklenti 343878




Not: Fotoğraflar, Millyet blog ve Vikipedia'dan alıntı'dır.

Halil Balaban 06-11-2012 00:45

Sayın Cemal.S
Yaratılan muhtaç düzeni ve unutulan kul hakkı hakkı tespitleriniz hepimizin gözleri önünde yapılıyor. Ancak muhtaç düzeninin kulları haline gelen kalabalıklardan ses, seda çıkaramıyor. Üçüncü tespitinizde bir yanlış olduğunu düşünüyorum. Adam ata binmiş dolaşıyor diyorsunuz. Oysa adam ata binmiyor, asıl koboyun seyisliğini yapıyor. Zaten ata binmeye kalkınca da düşüyor.
Sayın Ayazkentli'nin tespiti olan devletlerin kent devletleri şeklinde bölünmesi projesi de GLOBALİZM veya KÜRESELLEŞME denilen zamane sömürgeciliğinin uygulanmasıdır. Globalizmin hedefi de zaten dünyayı 200 devlet ve onları yöneten 200 firma şeklinde formüle etmektir.
Yugosavya'nın, Irak'ın bölünmesi bu formülün sonucudur. Libya'dan
Suriye'ye yaşanananlar aynı formülün uygulanmasıdır.
Dizgin kovboyların elinde. Atı gezdirmek başkasının işi. Buna da BOP (Bölünmüş Ortadoğu Projesi) deniyor. Sevgi ve saygılarımla, hoşça kalın, dost kalın.
HALİL BALABAN

cemal.S 07-11-2012 18:41

Halil bey...!

Çok haklısınız ancak benim kastım ortalıkta 1453 diye diye dolaşıp maslak ormanlarında hava atan zati muhteremdi. Televizyonda izleyeli bayağı oldu ağzının suyu akarak kentsel dönüşümü beklediği her halinden belliydi.

Hoş kensel dönüşüm elbette gerekli. Ancak allah var yukarıda diyerek çalmadan çırpmadan yapılırsa toplum yararına olur diye düşünüyorum. Zengin yaratarak bu işler olmaz.

Saygıyla.

Halil Balaban 07-11-2012 19:05

Cemal Bey,
Şairin, yönetimin en tepesine, (Hem Allah'ın, peygamberin halifesi, hem de padişah olan makama ) şikayetini
"Selam verdim, rüşvet deyildir diye almadılar" diyerek anlattığı devirlere özenen yönetimlerde. "Yukarda Allah var, çalmadan, çırpmadan" nasıl iş yapılacak ki.
Bir zamanların mücahitleri, şimdi cümleten mütahit oldular elhamdüllillah. Eski mütahitlerde sitelerine "1453" ismini koyacak kadar yalaka. Burdan hak-hukuk nasıl çıkarki?
Sevgi ve saygılarımla. Hoşça kalın. Dost kalın.
HALİL BALABAN

delidumrul 15-11-2012 15:11

eğer kentsel dönüşüm olacaksa, rant için değil halk için olmalıydı. Venezüella'da Chavez yönetimi asgari ücret altındakilere bedava üstündekilere de kademeli olarak artacak şekilde karsız konut tahsis etmiş. Bizde Toki adı altında devlet rantçılık yapıyor. Bir de Ağaoğlu var ki akıllara zarar

cemal.S 18-11-2012 17:50

Merhabalar...!

Nihayet ORMAN VE KÖYİŞLERİ bakanlığı Maslak projesinin iznini iptal etti etmesinede yüzsüzlük devam ediyor tv de izlediğim kadarı ile.

Kentsel dönüşüm projelerinin amacı halkın mutluluk ve refahı olmadığı sürece tepki alacaktır. Bundan doğal ne olabilir.
Sırf siyasi rant uğruna illerin, ilçelerin hatta köylerin yerel yönetim düzenleri ile oynanması gerçekten çok üzücü. Kabul etmek mümkün değil. Birazcık geriye dönük inceledim bir iki münferit uygulama dışında hiç bir şey bulamadım. En küçük şeyde AB istiyor söylemi hazır. AB istiyor ama bu ülkenin yurtaşı olarak biz istemiyoruz. Ne olacak göreceğiz hep beraber. İnsanımız malesef bu kadar hayati önem taşıyan konu hakkında bilgi edineceğine evlenme proğramları izlemeye devam ediyor.

HAYRET doğrusu.

Kentsel dönüşüm konusunda son gelinen nokta nedir? Başta İSTANBUL olmak üzere diğer şehirlerimizde bilgisi olan arkadaşlar paylaşırlarsa seviniriz.

SAYGIYLA.

atax 25-11-2012 23:23

Kentsel dönüşüm.
Neye dönüşüm ?
a-Rantsal dönüşüm
b-Kültürel dönüşüm
c-Büyükşehir yasası ile birlikte (sanırım şu an köşkte) politik geri dönüşüm.
BBC ve The Guardian' a göre olay "gentrification" (mutenalastirma). Yani müteahhite rant, siyasete finansman, kente mutenalaştırma " Soylulaştırma - Vikipedi " , " Tarlabasi demolitions in The Guardian | Tarlabaşı Istanbul ". Olmayan fidanların sulanması için ihaleye çıkılan, hakkındaki yolsuzluk iddiaları Meclis' te olmadık iddialarla aklanan Bayındırlık eski Bakanının bir partiye genel başkan adayı olduğu, sadece restorasyona 12 mln muammen bedel biçildiği vs vs örnekleri dolu canım ülkemde analı kızlı muhalefeti düşününce bırak dağınık kalsın diyesi geliyor insanın. Saygılarımla

cemal.S 27-11-2012 07:35

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi atax (Mesaj 1054373)
................... sadece restorasyona 12 mln muammen bedel biçildiği vs vs örnekleri dolu canım ülkemde analı kızlı muhalefeti düşününce bırak dağınık kalsın diyesi geliyor insanın. Saygılarımla

Çok güzel anlatmışsınız olup biteni BERBERİN biz olduğunu ve MAKASIN bizim elimizde olduğunu bilerek ve birgün mutlaka bu dağınıklığa son vereceğimiz umudunu yitirmeden...

Saygı bizden ne demek.

pria 16-12-2012 15:54

Kentsel dönüşüm yalanları

Cumhuriyet Portal

cemal.S 17-01-2013 05:35

Merhabalar...!

Çoktandır uğramamıştım sayfaya. Merak ettiğim sınırları değiştirilmek istenen ŞİŞLİ nin durumu ne oldu. Bilgisi olan arkadaşlar paylaşırlarsa sevinirim. Şişlide ikamet eden ve Sn. SARIGÜLÜN çalışmalarını takip eden kimse yok mu aramızda. Birilerinin bu tür konuşmalardan paylaşımlardan rahatsız olduğu ortada. Nerde bir hak ihlali ve haksızlık varsa konuşup gündeme getirmek insanlık görevi diye öğretmedilermi bizlere. Yoksa bizde değiştikte farkındamı değiliz..

Gündem o kadar çabuk değişiyorki takip etmek çok zor. Ben şaşırıp kaldım sizleri bilemem. Gündemde olması gereken en önemli konulardan birisinin KENTSEL DÖNÜŞÜM olduğunu düşünüyorum ne dersiniz?

Saygıyla.

YeniGine 18-01-2013 01:32

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi cemal.S (Mesaj 1086957)
Merhabalar...!

Gündem o kadar çabuk değişiyorki takip etmek çok zor. Ben şaşırıp kaldım sizleri bilemem. Gündemde olması gereken en önemli konulardan birisinin KENTSEL DÖNÜŞÜM olduğunu düşünüyorum ne dersiniz?

Saygıyla.

Sayın Cemal.S ben pek anlamam rant dedikleri olaylardan. Fakat bildiğim şudur ki Kentsel Dönüşüm içimi acıtır. Kentsel Dönüşüm; derimki sefertasları, taş yığınları, yeşil alanların yok olması, ağaçların katledilmesi, hava akımlarının, güneşin katlidelmesi, rüzgârın katledilmesi... Adına Kentsel dönüşüm demişler: Dere yataklarında, ormanlık alanlarda kurdukları sefertasları, beton yığınları. Vermişler 2-3 kişinin eline al senin olsun yap kentsel dönüşüm. Görüntüler hem içimi acıtır, hem de korkutur beni. Gördükçe 'Yazık yazık çok yazık, şu çirkinliğe bakar mısınız, beton ormanları' derim bir metrobüste bile olsam yüksek sesle.
Bu gece haberlerde duydum memur kamplarını da kapatacaklarmış. Yaparlar artık onların yerlerine de sefertası otellerini. Sonra da reklamlarda derler 'Bakın işte inşaatlarımızın yüzde 80'i yeşillik alanlarla dolu.' Sen yok et CAnım yeşil alanları ondan sonra balkonlarında yetişeceğini sandığın 2-3 bitkiyi yeşil alan, bahçelerinde yapacağın peyzaj diye iki üç suni görüntüyü sat millete.'
:( Hem hiç sevmiyorum onları, hem de çok üzülüyorum çok.

Cymbelina 18-01-2013 02:23

Sevgili Yeni Gine, ağzınıza sağlık.

Rüzgar dediniz aklıma geldi, o bile başlı başına birşey. Yanlış hatırlamıyorsam, New York şehrinde onca devasa bina, gökdelen olmasına rağmen hava akımı - rüzgar her daim varmış çünkü şehri planlarlarken ve binaları inşa ederken buna dikkat edilirmiş. Bize gelirsek, bizde pek çok üniversitede Şehir- Bölge Planlama bölümleri var. Buradan her yıl pek çok yetenekli - donanımlı insanın mezun olduğuna inanıyorum. Ne var ki, onlar da büyük ihtimalle KPSS saçmalığı ile cebelleşmek zorunda bırakılıyorlar. Size bir örnek vereyim: Yıllar önce bir tanıdığım ODTÜ Şehir- Bölge Planlama bölümünden mezun oldu. Kaç kez KPSS'ye girdiğini bilmiyorum, benim bildiğim en az bir kez girdi. Tercihlerini de bilemiyorum ama sonuç alamadı.

Yukarıdaki mesajlarda gözüme ilişti, planlanlamadan bahsediliyordu. Evet, bizde malesef ne Şehircilik ne de planlama önem verilen konular. Oysa, bunlara önem verilseydi pek çok soruna çözüm bulunmuştu, pek çok sorun da yaşanmamış olurdu. Ancak diyeceksiniz ki "Bizde hangi konuda ülke ve vatandaş çıkarı gözetilerek plan yapılıyor?". Doğru, öyle bir mefhumdan kimsenin haberi yok. Elalem Ay'a çıktı, evet ama adamlar herşeyi planladıkları ve yöneticiler değişse bile kendi çıkarları için o planlara sadık kaldıkları için yapabiliyorlar bunu.

Bizde ise durum şu: Rant için haritadan beğendikleri bölgeyi seçip orayı yerle bir etme, ardından şehrin dışında dağ başına bir avuç son derece kalitesiz lego gibi binalar dikip insanları oraya doldurmaya deniyor Kentsel dönüşüm - şehircilik anlayışları budur. O insanlar o dağ başına nasıl ulaşım sağlar, sosyal uyumları ya da mutlulukları nice olur gibi konular kimsenin umrunda olmaz.

Ranttan kastım çıkar, ihale ve akçeli işler.

Son olarak şunu not düşeyim: Benim hep duyduğum Kentsel dönüşüm yapıyoruz diye kakaladıkları o TOKİ evleri hep dökülüyormuş. Boyası, sıvası, doğal gaz borusu vb hepsi insanın elinde kalıyormuş. Zaten iki kuruşu bir araya zor getiren insanların evini al, elindekini al, dağın tepesinde ne hali varsa görsün diye düşünüyorlar.

YeniGine 18-01-2013 02:32

Sevgili Seferoğullarından Cymbelina çok haklısın, teşekkür ediyorum, yine harika olduğunu beyan ettin. Eveet çok haklısın. Zaten hep aynı şeyi söylüyor, aynı şeyden bahsediyoruz.
Sayın ayazkentli nin :( 10. mesajında olduğu gibi. Sağool cymbelina.

pria 18-01-2014 17:36

1 Eklenti(ler)
Cumhuriyet Gazetesi - TOKİ

Hani, ''Allah söyletiyor'' derler ya, sanki o hesap...


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 04:36.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024