Gönen çayı
 

Bir çoçukluğumdaki çayı düşünüyorum, birde şimdiki halini hey gidi günler hey, nerede o çay şaldır şaldır akardı, biraz zaman bulursak hemen oltaları alır çaya balık tutmaya giderdik, çoçukluğumda manda arabasının kuyruğunda oturur çaydan geçerken eğilir su içerdik.

Köyümüz kadınları çamaşır günü yaparlardı, herkez kazanlarını alıp ateş yakıp çaydan su alıp bir ahenk içinde hem eylenir hem çamaşırlarını yıkardı.

Bizim en büyük denizimiz'di biz deniz nedir bilmezdik, o bizim aynı zamanda klimamızmış şimdi daha iyi anlıyorum, öğlenleyin hayvanları yaymaktan gelir çarcamuk yemeğimizi yer hemen çaya yüzmeye serinlemeye koşardık.

O zamanlar köyde yüzme bilmiyen yok denecek kadar azdı, azdı demek bile yanlış olur, yüzme bilmiyen yoktu, duyulanlarıda ayıplarlardı, oysaki şimdi köyümüzün çoğu gençleri yüzme bilmiyor öğrenenlerde imkanı olan denizde öğreniyor.

NEDENMİ?
Çünkü o güzelim çayımızda ne var demiyeceğim ne yok ki,

Gelin değerli basın mensupları, gelin çevre kuruluşları, gelin sağlıkcılar, nerede o köyümüzde bir hayvanın kemresi kokuyor diye ceza kesenler, gelin görün gönen çayını.
Bu neden görülmez bende anlamış değilim, anlayan varsa banada anlatsın.

Sizler elinizi çaya sokun ben eğilip içeceğim.

Sözde arıtma tesisi var ne arıtması göstermelik, lağımı da orada deri sanainin bütün atıkları süt sanai atıkları orada.

Evet en büyük övünç kaynağımız dünyaca ünlü gönen kaplıcaları, ama yanıbaşından geçen çayı görmüyorlar, yazın çaya yaklaşmak ne kelime nefes almakta zorluk çekersiniz.

Evet değerli yetkililer bunları yazmaktan ben zevk almıyorum, ama o çocukluğumdaki çayı çoçuklarımıza geri verelim.

Selamlar,
Ben yılda iki defa ailecek (kış ve Yaz) güzel ilçenize, yıldız otele, kaplıcalara gelirim.
Bahsettiğiniz şekilde çayın pisliği benimde dikkatimi çekmiştir. Bende kendi yaşadığım Kocaeli-Yeniköy deresi için sizin yazdıklarınızın aynısını yazardım.
Ben 49 yaşındayım ve çocukken deremizde balık avlayıp söğüt dalına solungaçlarından dizerdik. Eve vardığımda anneme balıkları gösterirken ve bunları ben tuttum derken yaşadığım gurur ve mutluluğu hep hatırlarım.
Peki ne olduda böyle oldu ?
İnsanımıza, daha çok üretirsek ve daha çok çalışırsak daha mutlu olacağımızı anlattık.
Tüketmenin bizi mutlu edeceğine inandırıldık.(amerikan anlayışı)
Daha çok tüketim için çok çalışmak ve çok üretmek gerekiyordu.
Suni gübreler(Bizde avrupa gübre derler), makineler, zirai ilaçlar Bize pompalandı. Nereden ****** batıdan, köylü neden avrupa gübre diyor anlayın.
Bir sebepte batıya göç ve hızlı nüfüs artışımızdır.
Bunların sonucunda doğayı mahfettik. Yanlış söyledim, doğayı değil kendimizi mahfettik. Çünkü doğa mutlaka intikamını alır ve acımasızdır. Bu kadar çok kanser neden olunmaktadır? Ancak insan denen, hırslı ve akıllı (olduğunu sanan) varlık ders aldı mı? Almadı. Tek çözüm : Daha az doğurmak, daha az yemek, daha az tüketmektir.
İhtiyacımız olan çok çalışmak değil, doğal yaşamaktır.

Babam Gönen 'lidir benim.Ne zaman yolumuz Gönen'e düşse bizi çayın kenarına götürür ve ne yazı ki sizin anlattıklarınızın aynısı şeyler dökülür dudaklarından hüzünlenir. Ben 35 yaşındayım hiç güzellik göremedim o çayda.
Galiba daha da kötüleşecek herşey .Babamın köyünün merasına lojman yapılması öngörülüyormuş.Sanayi sitesi için. Bakın görün o zaman siz, babamın artık bir köyü de olmayacak bizler ve çocuklarımız o uzaktaki köyüde kaybedeceğiz.

Gönen çayına ait video görüntüleri
http://www.dailymotion.com/video/x9x...-kirlilii_tech

Manda Yuva Yapmış Çay Boyuna
 

Sayın Lilium

Sizin belediyenin sitesine girdim, çok işler yapılmış… sessizce.
Yollar, Parklar… sessizce.

Bildiğim kadar gönen çayının yukarısına baraj kuruldu, sulama kanalı yapıldı ne için?
Baldo için. Niye hala çaydan sulama yapılıyor?
E kanal daha gelmedi mi?
Çayın kenarına mı gelmedi yoksa?
Daha vahim… Ey köylüm siz buradan sulayın.
Nerden?
Çaydan.

Çay kenarına kanal yapmak ekonomik değil mi?
Köylünün de mi işine geliyor çaydan sulamak yoksa?
Kimyasal atıklı, ağır metalli, oksijeni kalmamış su ekonomik. Bas suyu.
Toprak, hububat kirlenmiş kime ne. Bas suyu.
İnsanlar zehirlenmiş bana ne. Bas suyu.
Ne suyu?
Çay suyu.
Kaynatalım.

Hani ya
Devlet, tarım, sağlık, çevre orman, belediye, halk, hulk
Diyelim mi?
Demeyelim.
Ne diyelim?
Gönen pirincini,
Yiyelim mi? Yemeyelim mi?
Oy oy oy
iğne oyası

Sürdürebilir çevre yok olmuş.
Çayın debisi düşmüş.
Çayın ağzı kapatılmış.
Üstüne bir de şehrin, sanayinin kevgir arıtmalarından gelen atık sular.
Ne atık suyu?
Lağım suyu.
Yabancı değil, hep aynı .!.
Çay hem lağım kanalı hem sulama kanalı.
Bir taşla iki kuş.
Ama sen istiyorsun başka iki kuş.
Hem yüzelim hem balık tutalım.

Lilium'u Bayram ziyaretine giderken çekmiştik. Ulukır köyü-Alman çiftliği arası.
Balıkesir/Gönen Çayı/

Eklenti 124436

Eklenti 124437

Eline sağlık sevgili cumhur, sadece söylemek konuşmak yetmiyor bunların objektiflerce tespiti daha etkili kanımca.

Yıl 1975. Alman çiftlğinde Stajer memur olarak çalışıyorum. Gönen Çayının Denize döküldüğü yerde Kulübe Ada denilen ve bir tarafı Gönen çayı, Bir tarafı deniz ve iki yanı azmaklarla ve sazlıklarla (Birikinti su ve sazlık alan) çevrili yaklaşık 300 dekarlık bir alan vardı. Piyasadan toplanan yoz erkek danalar burada besiye çekilirdi. Biz 2-3 arkadaş orada bayağı kalmıştık. Tam Robinson hayatı. Yağmurlu havalarda yollar bozulu ve irtibat kuramazdık. Suyumuzu da Gönen Çayından Alırdık. O suyla yemek yapar, çayımızı demlerdik.

Bu arada bu fotoğrafları kendimiz için çekmiştik. Buraya yükleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Bir kaç tane daha ekleyeyim.

Eklenti 124505

Eklenti 124506

Eklenti 124507

Eklenti 124508

Eklenti 124509

Fotoğraflar çok güzel, e ama model güzel!!!

Evet ya model güzel,

İyi ki çayın kokusu fotoğrafta gelmiyor da fark edemiyoruz,

Sahi cumhur maskesiz nasıl durabildiniz.

Lilium,
O an pek koku yoktu. Adalet Hanım, çok naziksiniz. Teşekkür ederim. Kızıma da göstereyim okuldan gelince.


(Lilium. Sorun hep aklıma takıldı. Maskesiz nasıl duruyorsunuz? İnan o an hiç koku duymadık. Belkide Ergenenin kokusu yanında Gönen Çayı'nın kokusu solda sıfır kalır. Bu yüzdendir. 11.02.2010 saat 04.27)

Yıl neredeyse 2015 oldu kimse bu sorun ile ilgilenmedi. Son 1 haftadırda Tübitak raporu konuşulur oldu.

http://canakkaleolay.com/my_document...8/raporlar.jpg
İşte o rapor;
2013 tarihli TÜBİTAK raporunda çeşitli parametrelere yer verilerek, çıkan değerler de karşısında açıklandı. Raporda, limit değeri 2 saatte 300, 24 saatte 200 olması gereken “Kimyasal oksijen ihtiyacı” parametresinin bin 977 olduğu görülüyor. Bu normal değerin 6 katından daha fazla olarak karşımızı çıkıyor. Yine limit değeri 125 olması gereken “Askıda katı madde” parametresi, bin 11, 2 saatte 30, 24 saatte 20 olması gereken yağ ve gres değeri ise 122. 2 saatte 3, 24 saatte 2 olması gereken toplam krom değeri 109, limit değeri 6-9 olan PH değeri ise 5,6 olarak kayıtlara geçmiş. Tüm numunelerde değerler limit değerin çok çok üzerinde görülürken, konuyla ilgili uzmanlar, “Böyle bir suda balık yaşayamaz, insan için de bir 'zehir' değerindedir” ifadelerini kullandılar. Birçok tarım ürünün gelecek yıl sulaması beklenen Gönen Çayı'nın son değerleri ise merak ediliyor. Arıtma kullanılmadan yapılan atık deşarjı, önlenemez ise, 48-50 bin dönümlük tarım ürünleri bu suyla beslenecek!

Ayrıntılar;

DİKKAT! YETKİLİLERİN GÖZ YUMDUĞU KANSEROJEN PİRİNÇ SOFRALARDA! HABERİ

Tehlike byk...