agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Daha İyi Bir Yaşam İçin
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 19-11-2007, 15:23   #1
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Galeri: 88
Bodrum Dereköylü’nün Çöp Savaşı Sürüyor

Dereköylü’nün Çöp Savaşı Sürüyor…

Name:  derekoy.jpg
Views: 1801
Size:  54.7 KB

Belediyeler Birliği’nin Oldu Bittiye Getirmek İstediği Çöp Tesisi İçin Hazırlanan Belgeler Gerçekleri Yansıtmıyor…

Bodrum’un tek su havzası olan ve bölgedeki su kaynakları nedeni ile yarımadanın en önemli tarım alanlarından biri olarak gösterilen Dereköy’deki Kavakderesi’nin kaynağına yapılması planlanan Çöp tesisinin çevreye vereceği zararlar bölge halkını ve çevreye duyarlı vatandaşları endişelendiriyor.

Özel bir firma tarafından ÇED raporu hazırlanmakta olan çöplük projesinde yönetmeliklere aykırı bir çok kriter bulunurken, bölgenin ekosistemi de çöplükten büyük zarar görecek. Yarımada Belediyeler Birliği’nin bölgede ısrarla yapmak istediği çöp tesisi, Çevre Bakanlığı’nın “Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği”nin 24. maddesine ise muhalefet ediyor.


Bodrum’un ortasına çöplük yapmak isteyen Bodrum Yarımadası Belediyeler Birliği yapılacak çöplük tesisinin projelerini sır gibi saklıyor. Kısaca bir hatırlatma yapacak olursak 2000 yılında ilk kez çeşitli üniversitelerden Bodrum’da yapılmak istenen çöplük için uygun yer sorulmuş, ilgili kurumlardan 9 yer önerisi gelmişti. 2005 yılının son günlerinde ise Yarımada Belediyeler Birliği, çöplüğü Dereköyü besleyen Kavakderesi vadisinin başı olan Küçük Çilek Dağı’na yapacağını açıklamıştı. Geçen 2 sene içersinde bölgenin hassas ekosistemini bilen duyarlı vatandaşlar, çevreciler ve bölge halkı tarafından buranın çöplük olmaya uygun olmadığı çeşitli toplantı, eylem ve bildirilerle dile getirilmişti. Çöplüğün, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan 1/25 binlik plana da işlenmesi üzerine Dereköy Muhtarlığı ve köylüler Danıştay’a yürütmeyi durdurma ve iptal davası açtılar. Bodrumlu Gönüllüler Derneği ise davaya müdahil oldu. Birliğin sorulduğunda bir proje gösteremeyişi nedeni ile burasının katı atık deponi tesisi mi olacağı, dönüştürme tesisi mi, yakma, ayrıştırma, vahşi ya da düzenli depolama tesisi mi olacağı net olarak bilinmiyor. YBB, en son verdiği kararla buraya Deponi Tesisi adını vermiş olmasına karşın basına veya kamuoyuna bu konuda herhangi bir bilgi verilmiyor, projeyi görmek isteyen çevrecilere proje gösterilmiyor.


Üniversite ve Orman Müdürlüğü mü yalancı, Belediyeler Birliği mi?

24/05/2006-1918 tarih ve sayılı yazıda Kültür ve Turizm Bakanlığı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu “… Bilimsel çalışmalara ilişkin raporun olmaması nedeniyle yeterince irdelenmeden kurulmasına izin verilmesi durumunda geri dönüşü mümkün olmayan zararlara yol açabilecek tesise ait bilimsel verilere dayalı üniversitelerin ilgili bölümlerinden alınacak alternatif alanları da öneren bilgi ve belgeler kurulumuza getirildikten sonra konunun değerlendirilebileceğine karar verildi” şeklinde bir yazı hazırlayarak YBB’ne gönderdi. Ardından ÇED raporunu hazırlamak için ön araştırma yapan bir çevre yatırımları yönetimi danışmanlık ve planlama şirketi bir raporla YBB’nin karşısına çıktı. Şirket bir araştırma yapmışçasına bir rapor hazırlayarak, Kavakderesi bölgesinde Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ve Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü tarafından bir rapor hazırlandığına veya görüş alındığına atfederek; flora anlamında herhangi bir endemik, Red Link ve Bern Sözleşmesi kapsamında koruma altına alınacak endemik bir tür bunmadığının belirtildiğini açıkladı. Öte yandan şirket, DSİ 21. Bölge Müdürlüğü’nden bölgenin herhangi bir baraj ve yeraltı suyu havzası içerisinde bulunmadığına dair görüş alındığını da yazılı olarak beyan etti.



Düzmece belgeler, yalan ifadeler…

TÜBİTAK’tan emekli olarak Dereköy’e bir süre önce yerleşen Çevre ve Biyoloji Mühendisi Ufuk Altınbaş Koşkan ise tek tek ilgili kurumları arayarak, DSİ 21. bölge ve Ege Üniversitesi’nin adı geçen müdürlüğü’nden böyle bir belge verilmediğini veya bu konuda Dereköy ve Kavakderesi vadisine yönelik görüş alınmadığını ortaya çıkardı.

Ufuk Altınbaş Koşkan, ÇED ön hazırlığını yapan şirketin hazırladığı raporların Ege Üniversitesinin Güney Ege bölgesi geneli için hazırladığı rapor olduğunu belirtiyor ve üniversitenin ilgili bölümü ile birebir yaptığı görüşmede, raporda “Alan Geneli” ifadesinin yanıltmaya yönelik olduğunu; yapılan incelemenin Datça ve Marmaris bölgelerini kapsadığını öğrendiğini söylüyor. Koşkan, “Bir araştırma söz konusuysa Bodrum bile değil, direkt dereköy hatta kavakderesi düşünülmesi lazım; bir rapor hazırlanacaksa araştırma bu bölgede yapılmalı” diyor.


Prof. Dr. Ertan Tuzlacı’nın araştırmaları neden raporda yok

Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik Anabilim dalı Başkanı Prof. Dr. Ertan Tuzlacı’nın 30 yılı aşkın bir süredir Bodrum Yarımadasındaki flora fauna kapsamında yaptığı araştırmaların raporda olmayışı hazırlanan raporun yine oldu bittiye getirilmeye çalışıldığı izlenimi uyandırıyor. Ertan Tuzlacı, Bodrum Yarımadasında 10 tane endemik veya tükenmekte olan tür bulunduğunu 2003 yılında yayınlanan “Bodrum Yarımadası’nın Çiçekleri ve Yararlı Bitkileri” adlı kitabında da belgeliyor. Çevre ve Biyoloji Mühendisi Ufuk Altınbaş Koşkan, bu endemik türlerin Kavakderesi’nde bulunduğunu kendi yaptığı araştırmalarla da belgelemiş. Özellikle Matricaria macrotis isimli bir papatya türünün yok olmak üzere ve yurdumuzda korunması gerekli bir bitki türü olduğu ve Dereköy’de restlanan önemli bir tür olduğunu vurguluyor. Koşkan buna benzer 3-4 çeşidin daha vadide yeraldığına dikkat çekiyor.



Neye dayanılarak izin verildi?

Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, ‘çevre yatırımları yönetimi danışmanlık ve planlama şirketi’nin raporunu dikkate alarak, 21/02/2007-2752 tarih ve sayılı yazısında YBB’ne 24/05/2006-1918 tarih ve sayılı yazısında istediği kriterler yerine getirilmişçesine ÇED raporunun da hazırlanmak şartı ile “Katı atık bertaraf tesisi” kurulmasının uygun olduğuna karar verdiğini açıklar bir yazı yayınladı. 21/02/2007-2752 tarih ve sayılı yazının, 9 ay önce aynı kurum tarafından hazırlanan yazının şartlarını yerine getirmeden ilgili üniversitelerden hiçbir rapor alınmadan verilmiş olması düşündürücü.



DSİ’nin bölgede su olmadığını belirttiği iddia ediliyor

DSİ 21. bölge Müdürlüğü 1990’lı yılların sonlarında kavakderesi üzerinde bir baraj yapmayı planlamıştı. DSİ burada yeraltı ve yerüstü sularının bulunduğunu gayet iyi biliyordu. Oysa şimdi Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu 21/02/2007-2752 tarih ve sayılı yazısında tam tersi bir görüşle karşımıza çıkan DSİ’nin ‘görüş yazısı’nı ileri sürerek “04.10.2006 gün ve 10201 sayılı görüş yazısıyla” ifadesini kullanarak burada su olmadığını vurguluyor. Bu bölgede su olduğunu gösteren fotoğraf ise yanda okuyucunun ilgisine sunulmuştur.

Orman Müdürlüğü bölgenin ormanlık olmadığını rapor etmiş

Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun aynı yazısı bu defa da Muğla Orman Bölge Müdürlüğü’nün 08.02.2007 gün ve 20713 sayılı yazısına dikkat çekerek buranın ormanlık alan olmadığını vurguluyor. Çöp tesisinsin yapılacağı alanın ormanlık alan olduğu da yanda fotoğraflarla belgelenmiştir.

Oldu bittiye getirilmek istenen çöp tesisi hakkında görüş belirten Çevre ve Biyoloji Mühendisi Ufuk Altınbaş Koşkan, dünyada “sıfır atık” deponi tesisi olmadığına dikkat çekiyor. Oysa YBB eski Genel Sekreteri İsmet Karataş, ortada projesi bile olmayan deponi tesisinin “sıfır atık”la çalışacağı konusunda bilimsellikten uzak, afaki bilgilerle basını ve kamuoyunu yanıltmaya çalışıyordu.


Bölge endemik kuş türleri ve arkeolojik kalıntıları barındırıyor

Doğal Hayatı Koruma Derneği, uluslararası adı ile WWF Bodrum temsilcisi Brian Stoneman ise bölgede kuş gözlemcisi olarak uzun yıllardır görev yapıyor. Stoneman önderliğinde görev yapan Güler Bener ve Ursula Pfaffenberger tarafından yapılan ve her hafta bülten halinde hazırlanan çizelgelerde bölgedeki kuş türleri rapor ediliyor. Ekip, gözlemlerinin sonucu Türkiye’de var olan 500 civarındaki kuş türünün 86 tanesinin burada tespit edildiğine dikkat çekerken, Avrupa’da bugün itibarıyla tükenen bir kaç türün burada yaşamını sürdürdüğünü belirtiyor. Kuş gözlemcileri burada kuluçkalama yapan veya göçmen olarak uğrayan **** bu bölgede sürekli yaşayan tüm kuş türlerinin Kavakderesi’nin kirlenmesi halinde buraya gelmeyeceği veya yok olacağı, bu yolla bölgenin ekosisteminde değişim yaşanacağını belirtiyorlar.

Öte yandan çöp tesisine sadece birkaç 100 metre mesafedeki Dedeler köyünde Osmanlı döneminden kalma 2 türbe ve bir cami, ayrıca Karia dönemine tarihlendirilen 3 mezardan oluşan bir kaya mezarı bulunuyor. Tüm bu arkeolojik bulgular geçtiğimiz yıl Karia Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Adnan Diler yönetiminde, Muğla Üniversitesi öğrencileri tarafından yapılan envanter çalışmalarına işlenerek tescil edilmişlerdi.


Katı Atık Depo Tesislerinin Yer Seçimi

Çevre Bakanlığı Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’nin 24 maddesi, YBB’nin yapmak istediği katı atık deponi tesisi ile muhalefet içersinde. İlgili yönetmeliğin 24. maddesi şu ifadelere yer veriyor;
“…ilgili belediyeler tarafından içme suyu temin edilen ve edilecek olan yüzeysel su kaynaklarının korunması ile ilgili olarak, çıkarılan yönetmeliklerde, çöp dökülemeyeceği ve depolanamayacağı belirtilen koruma alanlarında kurulamaz.
Depo tesisleri, en yakın yerleşim bölgesine uzaklığı 1000 metreden az olan yerlerde inşa edilemez. (Yakaköy 650 metre mesafede) Ancak, depo tesislerinin çevresinde tepe, yığın ve ağaçlandırma gibi tabii engeller varsa mahalli çevre kurullarının kararı ve gerektiğinde Müsteşarlığın uygun görüşü ile bu mesafeden daha az olan yerlerde de ilgili belediye ve mahallin en büyük mülki amirliğince depo kurulmasına müsaade edilebilir.
Taşkın riskinin yüksek olduğu yerlerde, heyelan, çığ ve erozyon bölgelerinde, içme, kullanma ve sulama suyu temin edilen yeraltı suları koruma bölgelerine katı atık depo tesislerinin yapılmasına müsaade edilemez”.



Köylüler bilinçli

Kavakderesi’nin kaynağında bulunan ve Yakaköy’e içme suyu sağlayan artezyen kuyusunun bulunduğu alanda yapılacak olan çöp tesisinden dereye ve artezyen suyuna karışacak kimyasallarla doğal yaşama zarar verileceğine dikkat çeken köylüler “Köyümüze, kavakderemize çöplük yaptırtmayız. Suyumuzu kirlettirmeyiz. Biz tarım yapamazsak köyümüzü terk etmek zorunda kalırız ama gidecek bir yerimiz yok” şeklinde görüş belirtiyorlar.

Danıştay’a dava açıldı

Dereköy Muhtarı Hüseyin Can, Dereköy ve Turgutreis’teki yeraltı sularını besleyen Omar Deresi, Karaüzüm Deresi ve Kavakderesi’nin bu vadiden kaynadığını ve Dereköy’den geçtiğini belirtiyor. Can, “Hayvanlarımızın suyunu buradan karşılıyoruz, toprağımızı bu dereyle suluyoruz, açtığımız artezyenlerden çıkan suları içiyoruz. Biz bu dereden geçiniyoruz. Çöp suyu içmek istemiyoruz” şeklinde konuşuyor. Öte yandan Muhtar Hüseyin Can, Danıştay’a dava açtıklarını belirterek, “Avukat Ahmet Aksüt aracılığı ile buranın çöplük yapılmaya uygun olmadığına dair dava açtık. Şimdi ikinci bir dava Bölge İdare Mahkemesinde Muğla Çevre Kurulu’na açacağız. Manisa İdare Mahkemesi Develi sınırında kurulmak istenen depolama alanına geçtiğimiz Eylül ayında izin vermedi. Saruhanlı İlçesine bağlı Develi köyü bizim bulunduğumuz bölge ile çok benzer özellikler taşıyor. Bilimsel ve tarafsız bir heyetin rapor hazırlaması gerekiyor, aksi halde davamızı mahkeme yolu ile kazanacağız” şeklinde görüş belirtiyor.


İngilizler Bakana mektup yazdı

Bölgede yaşayan bir grup İngiliz, 20 Haziran 2007 tarihli mektuplarında dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’a bir mektup yazarak, yapılan yanlış uygulamanın durdurulmasını talep ettiler. İngilizler kendi dillerinde yazdıkları mektuplarında “Zengin kıyı şehirlerinin valileri eşsiz ormanlara ve kıyı şeridinde evleşme için uygun topraklara sahip olan bu köyün tabiri caizse bozmak için uğraşmaktadırlar. Bu saçma, bencil ve zalim projeyi durdurmak sadece sizin elinizdedir. Bunu gerçekleştirmenizi rica ediyoruz” ifadelerine yer verdiler. Kendi topraklarımızı, ülkemizde yaşayan yabancıların bizden korumaya çalışmaları ise farklı bir ironi olarak Muhtarlığın arşivinde saklı duruyor.

Merkezi olduğu için Dereköy;

Yarımada Belediyeler Birliği Genel Sekreteri İsmail Sever, bu tip yatırımlar yapılırken mutlaka birilerinin rahatsız olacağını söylüyor ve sorunu çözmenin mutlaka gerekli olduğunu belirtiyor. Ayrıca İsmail Sever ÇED raporunu hazırlayan özel ‘çevre yatırımları yönetimi danışmanlık ve planlama şirketi’nin burayı daha sonra yap işlet devret modeli ile alacağının ise tamamen spekülatif olduğunun altını çiziyor ve ekliyor “Bu raporlardan çıkacak sonuçlarda doğal yaşamı olumsuz etkileyecek bir şey olursa tabiî ki proje değişikliğine gidilebilir. Bu konu daha halen tartışılıyor. Şu denge çok önemli; ulaşım, nakliye, çevre, trafik gibi olumsuzlukları göz ardı etmemek lazım. Çöpü turistik, ana yolda taşımak çok doğru değil; çöpü ayrıştıracak mıyız, düzenli depolayacak mıyız, burada uygulanacak yatırımın teknolojik karakterini belirleyemiyoruz. Şu an finansman sorunu da var birliğin”.



Çevreciler ise çöp sorununun çok önemli olduğunu orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirilmesini ve bugün için ekonomik görünen çözümlerin gelecekte sorun yaşatacağını vurguluyorlar. Ekosistemindeki niteliklere bakılmaksızın Dereköy’ün sadece yarımadanın merkezinde oluşundan dolayı çöplük olarak seçilmesi STK’larca eleştiriliyor.

Bodrumlu Gönüllüler Derneği Üyesi Cüneyt Karaloğlu, yapılacak tesisin deponi tesisi olduğu doğrultusundaki duyumlardan çevreciler olarak rahatsız olduklarını belirterek; “Tesis için düşünülen yer zaten yanlış, geri dönüşüm tesisi yerine deponi tesisi yapılmak istenişi ayrıca yanlış. Çevrecilerin yer göstermek görevi değil ama bu konuda bazı önerilerimiz olabilir, örneğin Kavakderesi’ndeki alan gibi ‘zemin geçirgenliği’ olan ve çok geniş bir havzayı kirletme potansiyeli olan yerler deponi tesisi olarak seçilmemeli. Daha da önemlisi katı atık sorununa yerel yönetimlerin artık yaklaşımlarını değiştirmeleri gerekiyor.

Katı atık sorununa kısa vadeli bakılmaması lazım. Kısa vadede Bodrum yarımadasının katı atık sorununun çözülmesi gerektiğinin hepimiz farkındayız. Bu yapılırken birliğin yarımadada yaşayan insan sayısının giderek artma eğiliminde olduğunu da göz önünde tutarak etkili bir geri dönüşümü sağlayabilecek, orta ve uzun vadeli stratejiler de belirlemeleri gerekiyor” şeklinde konuşuyor. Karaloğlu Belediyeler Birliği’nin orta ve uzun vadeli stratejiler belirleme konusunda çalışmaları olacaksa çevre örgütleri olarak ellerindeki bilimsel verileri paylaşmaya hazır olduklarını belirtiyor. Cüneyt Karaloğlu, çöpün bir hammadde olduğunu hatırlatarak, “Çöp, enerjidir ve tümüyle geriye dönüştürülüp ekonomiye kazandırılabilir.

Yerel yönetimlerin artık katı atık sorununa daha köklü, daha kalıcı çözümler üretmeye dönük bir strateji geliştirmeleri gerekmektedir. Her ne kadar bugün Bodrum Yarımadası Belediyeler Birliği bu konuda bütüncül bir çözüm arayışındaymış gibi bir projeyle ortaya çıksa da, şu ana kadar ortaya konan çözümler maalesef çevresel faktörleri gözardı ediyor. Öte yandan proje, tek derdi tüm belediyelere ortalama eşit uzaklıkta olan ve gözden ırak bir yer seçimi gibi eksik bir strateji içermekte” diyor ve sözlerini sonlandırıyor.


Yarımada Belediyeler Birliği’nin, çöp tesisini Kavakderesi’ne yapma konusunda bu kadar ısrarcı olması, hukuk tanımazlığı ve bilimsellikten uzak kararları akıllara birliğin Bodrum’u geleceğe nasıl taşacak sorusunu getiriyor. Hatta bunca olumsuzluğa karşın, tesisisin oldu bittiye getirilmek istenişi akıllara acaba bir rant mı var sorusunu da getiriyor. YBB, geleceğe dönük alacağı kararların doğruluğu ile saygınlık ve güvenilirlik kazanacak. Birlik, gerekli finansmanı bularak, aciliyetle doğru yer seçimini yaparak, vatandaş çöpe boğulmadan, Bodrum’u gelecek on yıllara taşıyabilmeli.



17 Kasım 2007

Yiğit Uygur

http://www.gunaydinbodrum.com/detay.asp?hid=418

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 13:19.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024