08-08-2007, 18:55 | #1 |
Ağaç Dostu
|
Bu arada bu yazıyı iyice bir okumamız gerektiğine inanıyorum. Gazetede görmüşsünüzdür mutlaka ama ben yine de aktarayım. "Pis sulara karşı uyarı Belediyeden gelen açıklamalar susuzluğun bir süre daha devam edeceği yönünde. Su kesintisi 10 Ağustos'a kadar uzatıldı. Ancak sorun suyun verilmesi ile de bitmeyecek. Uzmanlar, "Kesinti sonrası verilecek su ile banyo bile yapmayın" dedi. Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, "Kirli sular en az 3 günde temizlenecek. Bu nedenle 3 gün boyunca musluklardan akan suyun dezenfekte edilmesi gerekir" dedi. Kesintinin hemen ardından verilecek suyun içilmemesi, bu su ile besinlerin yıkanmaması ve banyo yapılmaması da uyarılar arasında. Akdur'a göre, kesintinin ardından gelen su başta hepatit, tifo olmak üzere çeşitli hastalıklara davetiye çıkarıyor. Bu hastalıkların kısa sürede ortaya çıkmadığını söyleyen Akdur, "Bu hastalıkların bir kuluçka süresi var. Bu da 6 ay gibi bir süre. Yani içilen suyun zararı 6 ay sonra ortaya çıkabilir" dedi. "Suyu dezenfekte etmeden kullanmayın" diyen Prof. Dr. Akdur, çeşmeden gelen suyun evlerde kullanılmadan önce mutlaka klorlanması gerektiğini söyledi." Milliyet Gazetesi |
09-08-2007, 10:53 | #2 | |
Ağaç Dostu
|
Kesinti sonrası ilk gelen suya dikkat
Alıntı:
|
|
09-08-2007, 11:05 | #3 |
Ağaç Dostu
|
Yücel Bey, Suyu önce filtre edip, UV den geçirdikten sonra içerisine klor dökülürse sanırım zararın en azını yaşarız. Sadece ağır meteller kalıyor ancak filtre elemenı ne kadar fazla olursa bunlarıda azaltmak mümkün olabilir diye düşünüyorum. Ancak biraz uğraş gerektiriyor biraz da maddiyat diyebilirim. Saygılar. |
09-08-2007, 11:25 | #6 |
Kaybettik...
|
Suyun "ciddi" anlamda kirliliğini kabaca ikiye bölebiliriz.
ikincisinde ise kaynatma, hypochlorid (çamaşır suyu) ve permanganat eklemeleri ile 1960 yıllarda istanbul sağmacılarda görülen cholera (kolera) ve diğer bir dizi salgın hastalığı bastırmış oluruz. Suyu çamurlu görmek bu suyun kirli olduğu anlamına gelmemli. bu genelde suda çözünmeyen askıda katı madde fazlası veya demir pası demek. bunu hydrophil (idrofil) bir pamuktan süzerek kısmen bertaraf etmek mümkün. Sebzeleri bu permanganatlı su ile yıkayıp (veya bekletip) sonra mümkünse damacana içe suları ile çalkalamak gerekir. Bu şekilde kısmen temizleme de diyebileceğimiz maskeleme yolu ile oluşan suları asla içmemeliyiz yıkanırkende ağız göz ve diğer açık organlarımıza fazla değdirmekten kaçınmalıyız. Bu konuya daha eklemelerim olacak şu anda malinanın ricası ile vakit darlığımdan bu kadarını yazabildim. Sorular varsa akşama cevap verebileceğim. saygılar |
09-08-2007, 11:43 | #7 |
-
Giriş Tarihi: 08-03-2007
Şehir: -
Mesajlar: 95
|
Merhaba, Suları dezenfekte etmekte kullanılabilecek en klasik yöntem suları kaynatmak ancak günlük ihtiyaçlar için çok miktarda suyu kaynatarak kullanmak çok pratik ve ekonomik olmayabilir, evsel kullanımda daha fazla suyu dezenfekte edebilmek için klor tabletleri (veya muadili kimyasallar) piyasada mevcut ürün olarak satılıyor, internetten bile arayıp bulabilirsiniz. (KULLANIRKEN ÜRÜNÜN AMBALAJI ÜZERİNDE YAZAN TALİMATLARA ÖZENLE UYULMALI), sayın yücel özlem kolay uygulanabilir ekonomik yöntemleri sormuş evsel kullanımda en kolay ekonomik ve uygulanabilir olan yöntemler sanırım bunlar şehirlere yönelik yöntemler ilgi alanımız dışında, zaten sorun şebeke suyunun kesintilerden sonra yeterince temiz olmaması ) bunun dışında başka çözüm olarak çok acil doğal afet durumlarında önerilen yöntemlerde var ama sanırım susuzluk sorununda oraya kadar gelmedik |
09-08-2007, 12:35 | #8 |
Ağaç Dostu
|
Evet bu yüzden yapılacak olan şebeke suyu evlere verildiği zaman ilk eve giriş vanasının bulunduğu yerde rezerveosmos cihazı takmak suyu kaynatmaktan çok daha ekonomik olacak ek olrak mali güce göre birde RO dan sonra bir UV filtresi takmak çok daha güvenli olur. Not: Bu konuda bu tip malzeme satan bir link; http://www.kazancionline.com/su-aritma-evsel.asp Saygılar, |
09-08-2007, 18:19 | #9 |
Ağaç Dostu
|
Ankara'lı dostlarım, bu konuda sürekli felaket tellalığı yapıyor görünmek istemiyorum ama ilerde doğabilecek hastalıklardan ancak biz, bizi koruyabileceğiz galiba. Yöneticilerin bir halt ettikleri yok. Aşağıdaki linki, oğlum sizlerin okuması için göndermiş. Ankara Üniversitesi'nin hazırladığı "su kesintisi sonrası oluşabilecek salgın hastalıklardan korunma yöntemleri" konulu yazıyı okumanız dileğiyle. http://www.ankara.edu.tr/yazi.php?yad=6263 |
09-08-2007, 21:56 | #10 |
Kaybettik...
|
Sayın Hakan Kınacı, RO-sistemlerinin giren suyun 2/3 kadarını atık su olarak harcadığını sanırım bilmiyorsunuz. Özelikle bu su sıkıntısı çektiğimiz dönemlerde 3 ton suya para verip iki tonunu da atmayı düşünmüyorsunuzdur... Kaldı ki çıkan suyun şebeke suyunun durumuna göre büyük oranda hayati mineral kayıpları olacağından dolayısı ile bu suyun uzun vadede insan sağlığında daha ciddi sorunlar oluşturabileceği de bir gereçek. RO tekniği son yıllarda ucuza mal edilir olması her her alanda kullanılmalı anlamına gelmemeli. bu bir pazarlama safsatasıdır. RO-nun atık su gerçeği genelde kaşelenir. düşük miktarlarda mineralin zararları ise hiç telafuz edilmez. Kladı ki UV ışığının bakteri üremesini bastırdığı konusu tartışmalı iken olası bir ciddi pathogen mikroorganizma kontaminasyonunda öldürücü etkisi bir yana... bana göre bir dekor ışığı vazifesinde görmek gerek |
10-08-2007, 08:52 | #12 |
Ağaç Dostu
|
Nevsune Hanım hoşbulduk tekrar.Öncelikle oğlunuza da size de teşekkür etmek isterim bu link için.Şimdi sormak istediğim bir soru var.Cumartesi günü pazardan alış-veriş yapıp salça,derin dondurucuya biraz sebze koymak istiyordum.Aldıklarımızı yıkamak sizler ne önerirsiniz? Benim ilk aklıma gelen klor tableti kullanmak ancak örneğin 10 kg domatesi yıkayıp 30 dk.suda bekletmek benim gibi sabırsıza zor gözüküyor.2. yöntemde birkaç damacana 18 lt.içme suyu alıp yıkamak gibi.Ne dersiniz???? |
10-08-2007, 09:11 | #14 |
Moderatör
|
Sevgili nevsune, Oğlunuza bu link için teşekkür ederim. Ankara'nın bu su derdi benim de çok ilgimi çekiyor. Biz İstanbul'da şimdilik iyiyiz. Ama sizin sıkıntınız bizim de derdimiz. Susuz hiçbir şey olmuyor. Allah kolaylık versin, salgın hastalıklardan korusun. |
10-08-2007, 09:25 | #15 |
Ağaç Dostu
|
Pazardan alınanların salça yapılacak ve derin dondurucuya atılacakları için yıkamak kısmındayım.Ama yukaırdaki linkte yer alan yazının bir yerlerinde 3 gün ibaresi vardı.Bu müddet içine çamaşır,bulaşık,banyo vs ne olacak? |
10-08-2007, 13:35 | #16 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili M.Sema Hanım,öncelikle sizlerde hoşgeldiniz.benim size tavsiyem çamaşır suyununun yerine ( ki ben asla bunu bu tür kullanma sularıma katmam)lütfen bol bol sirke kullanın . geçen sene ben bu yüzden çok hastalandım alerjik astım olmaya yakın bir duruma geldim .o yazıyı sabah bende okumuştum çamaşır suyunun bir zerresi bile bence çok zarar vericidir. ben size bu konuda bu site ye emek veren arkadaşlar kadar çalışıp zararları hakkında bilgi içeren bir site adını hemen bulup yazacağım o zaman neleri, nasıl bilinçsiz kullandığımız daha iyi öğreneceksiniz.Hepinize sevgiler... |
10-08-2007, 13:44 | #17 |
Ağaç Dostu
|
Herkese merhabalar. Su gelince sabahın 7 sinden beri temizlik yapıyorum. Bu yüzden geciktim. Duyarlılığınızdan ötürü asıl ben teşekkür ederim sizlere. Sevgili Güler desteğiniz ne kadar hoş. Sağolun. Hani biliyor musunuz hep düşünürdüm, bir felaket sonrası insanlar susuz ne yaparlar diye. Ne yazık ki biz bir felaket olmadan tam 5 gün, üstelik tam anlamıyla hazırlıksız yakalanarak susuzluğu yaşadık. Gerçekten çok zormuş. İnsan normal yaşantısını bile sürdüremez oluyormuş. Sevgili M.Sema, kafalarınızın karışmasına neden oldum. İkinci yazıdaki bilgileri uygulayalım. Ben çamaşır sulu uygulamayı yaptım. Bir bidon su hazırladım. Ben de bugün salçalık domates alacağım ve o suyla yıkayacağım. Bir kaç gün daha yine dezenfekte edilmiş su kullanmaya niyetliyim. 30 dk. bekletmek yeterli. Herkese kolay gelsin. |
10-08-2007, 13:48 | #18 |
Ağaç Dostu
|
Sn.Praecox, RO sistemi kullandığınızda atık su çok fazla diyorsunuz. Haklı olabilirsiniz ancak bildiğiniz üzere artık direkt olarak borya bağlanan suyu çeşmeden aldığınızda kayıp nerede onu anlamış değilim. Ayrıca UV konusunda bakteri üremesini bastırma olayı değil içierisinden geçen tüm yararlı ve zararlı bakterileri öldürdüğü bir gerçek. Nerden biliyorsunuz diye bilirsiniz, öyleki su konusunda hassas olmam gerekiyor çünki evimde 350 litreli bir akvaryum var ve ben bu akvaryumda iki adet filtre ve bir adet de UV kullanıyorum filtreden geçen su akvaryuma dönerken tamamen bakteriden arınmış olarak dönüyor. Bunu testlerle kontrol ettik. Saygılar, Bkz: http://www.ihlasevaletleri.com.tr/tr...etay.asp?id=11 |
10-08-2007, 13:53 | #19 |
Ağaç Dostu
|
Bence çamaşır suyu yerine, permasol tableti kullanmanızı tavsiye ederim. **** sirkeli su karışımı ile yıkamanızı tavsiye ederim.Çamaşır suyunu ne kadar yıkarsanız yıkayın mutlaka ve mutlaka etkileşime girecektir ki zararları çok fazladır hiç tavsiye etmem. |
10-08-2007, 14:59 | #20 |
Ağaç Dostu
|
Çamaşır suyunu %1 lik çözelti halinde kullanınca, etkileşim sorunu olacağını düşünmüyorum. Bu sabah benim yaptığım 25 lt. lik bir bidon suya,1'e 4 oranında suyla seyreltilmiş çamaşır suyundan sadece 75 damla kullanmak. Yani çamaşır suyunu 75 damla değil. Bu ne kadar geldi biliyor musunuz, benim kuşumun vitamin ölçeğinin yarısı kadar. Onun da zaten 4/5 i suydu. Sirke kullanımını, normalde çiğ sebze ve yeşilliklerde zaten yapmamız gerekir. Oysa bizim bugünkü sorunumuz 3 ya da 5 gün su verilmediği için borularda oluşan bakterileri yok etmek. Bu formülü uygulamak istemeyenler (ki elbette rahatsızlığı olanlar da) için mutlaka başka yöntemler de vardır. Önemli olan Belediyenin yol açtığı bu sorunu en az zararla geçiştirebilmek. Düzenleyen nevsune : 10-08-2007 saat 15:00 Neden: hesap yanlışı |
10-08-2007, 15:04 | #21 |
Ağaç Dostu
|
Nevsune Hanım, 3~5 gün su verilmediği için oluşan bakterileri yok etmenin en iyi yolu permasol kullanımı veya klor kullanımı ancak kullanım alanına göre değişir.İçme amaçlı değilse permasol kullanbilirsiniz.İçme amaçlı kullanacaksanız mutlaka kaynatmanızı veya klorlamanızı öneririm... |
10-08-2007, 17:17 | #22 |
Kaybettik...
|
Sayın Hakan bey, bu konuda ben biraz daha fazla bir şeyler bildiğimi zannediyordum. Ama haklısınız siz denemiş görmüşsünüz. Balıklarınız üzerinde yaptığınız çalışmalar demek bunu gösteriyor. Ancak Eğitimim ve özel bir ilaç şirketinde yıllarca Kalite Kontrol laboraturındaki çalışmalarım özelikle enjeksyonluk su ve atık su kontrollerinden sorumlu biri olarak size temin ederim ki bu böyle istediğimiz kadar basit bir olay değil. Evet hepimiz su konusundan muzdaripiz ancak reklamlardaki alıntılarla olmasını istediğimiz gibi basitçe temizliyemiyoruz. Akvaryumunuz söylediğiniz gibi bakterisiz su ile filtreleniyorsa en azından biolojik dengenizin de bozulmuş olduğunu farketmeliydiniz. Kaldı ki suyun mikrobiolojik testlerini nerde nasıl test ettiniz denediniz bilemiyorum. Evet RO suyu 2/3 oranında atık su çıkartır. Bunu tekniği gereği yapması gerekir yapmıyorsa o sistem RO aleti değildir demek. Termohydrolik santrallere ne gerek var elektrik nasılsa prizde var demek gibi bir şey bu. Bu tür mikrobik bir arıtma öylesi bir debi suda UV lambası ile oluyorsa sulara neden hala insana dahi zararlı olabilecek Klor gibi bir maddeyi eklemek gereği duyuluyor dersiniz? Siz hiç misyoner hastalığı diye adlandırılan bir hastalık duydunuz mu? Neyse cevabı beklemeden forumda merak edenlere anlatayım. Eskiden Afrikadaki misyoner fransız askerlerin suyu güneşin altında ısıtmaları sonucu suda üreyen bakterilerin yol açtığı bir hastalığa verilen bir ad bu. Demek ki güneş ışığının altında ısıtılan bir suda çok hızlı yani 3-5 saate dahi mikoplar gelişip bu su ile duş yapan askerleri hasta edip hatta öldürecek derecede bir kontaminasyon oluşuyor. Dolayısı ile güneşin o filtre sisteminde konmuş 8W lık ampulu ile kıyaslanamıyacak bir güçteki UV ışınlarına maruz kalmış bir sistemde bu üreme varken, UV ile mikop filtrasyonunda da bir yerde saklanan gerçekler olduğunu, (bu veriler ışığında) düşünebilecek analitik bir akla sahibizdir. saygılarımla |
10-08-2007, 19:08 | #23 |
agaclar.net
|
350 litrelik bir akvaryum denemesi, hepimiz için güvence kaynağı olacak öyle mi? |
10-08-2007, 19:12 | #24 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
"Yarım damla" damlatmak mümkün olmayacağına göre, 5 litrelik su kullanmayın deniyor |
|
11-08-2007, 11:11 | #26 |
Ağaç Dostu
|
Dün apartmanın su deposu için eczaneden klor tabletleri aldık... Ev için olan tabletler 20 lt için temizlik yapoyor... Bir kutu 2 ton suyu temizliye biliyormuş ve fiyatı 20ytl... Sanayi tipi olanlar da var... Onlar da 30 ytl civarında satılıyor... Aklınızda bulunsun... Önemli not: Suyunuzun içine ne katarsanız katın ASLA KAYATMADAN İÇMEYİN... |
11-08-2007, 18:19 | #27 |
Ağaç Dostu
|
su
Bizim hala suyumuz gelmedi.Bu sebeple su-çamaşır suyu-permasol-klor-salça-domates.....hala bekliyoruz.Sabır ya sabır.Haa unutmadan bugün tüm iyi niyetimle su gelecek ve ben çalışabileceğim diye evimizin yakınında ki eczaneye klor tableti sordum.Ellerinde yokmuş onlarda arıyormuş. |
11-08-2007, 20:42 | #28 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili M.Sema iki gündür çamaşır suyu çözeltisini kullanıyorum. Bakın üstteki başka yazılarda da göreceksiniz. Çamaşır suyunun içindeki madde hipoklorit asit. Alacağınız klor tableti de aynı şey. Yıllardır zaten musluktan akan sularımızın içindeki de klor değil mi? Çamaşır suyunu saf halde kullanmıyorsunuz ki, büyük oranda suyla karıştırıyorsunuz. Kullandığınız çamaşır suyu, 25- 30 litre su içinde sadece bir kaç damla. Üzmeyin kendinizi. Bu kadar yaşamsal bir konuda, bir Üniversiteye ait sitede yanlış bilgi yayınlanabilir mi? |
|
|