İnternetime dokunmayın!

[Yücel Özlem]

Aşağıdaki bağlantıda bir kampanya var.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den internet sansürlerini durdurmasını iste!

Kullanabileceğiniz linkler:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül,

5 Şubat 2014 tarihinde 5651 sayılı internet kanununu değiştirecek 12 maddelik torba yasa TBMM tarafından onaylandı. Bu değişiklikle, herhangi bir dava açılmadan 4 saat içinde internet sayfaları kapatılabilecek, içerikler kaldırılabilecek.

Sizin de takdir edeceğiniz üzere, internetin böylesi bir sansüre uğraması; ifade, haber alma ve bilgiye erişim özgürlüklerine indirilecek büyük bir darbedir. Bunu durdurabilecek tek kişi sizsiniz.

Daha önce Twitter’da yaptığınız paylaşımda “Benim görüşüm, temelde hiçbir özgürlük kısıtlaması olmamalı. İsteyen herkes internette özgürce dolaşabilmeli.” demiştiniz. Sizden bu duruşunuzu korumanızı ve Türkiye’nin geleceğini etkileyecek internetle ilgili torba yasayı onaylamamanızı arz ediyorum.

Saygılarımla.

Biz de internet kullanıcısı olduğumuza göre ilgilenmemiz gerekmez mi? Ne dersiniz?

[pria]

Cumhurbaşkanı Gül imzalarsa yürürlüğe girecek yasa, AB yolunda yürümek isteyen Türkiye’nin başının belası olacak.
Çünkü, hiçbir demokrasi, internetin şalterini devlete bağlı bir bürokratın eline (dolayısıyla siyasi iktidarın inisiyatifine) bırakılmasını kabul etmez…Hiçbir demokrasi, devletin internette vatandaşının hangi sitelere girip çıktığının öğrenme merakını kabul etmez. Bu tip bilgiler yargı kararıyla verilir. Eski yasanın (5651 sayılı) 5’inci maddesine yapılan ek ile, yer sağlayıcı ve servis sağlayıcılar, kullanıcıların trafik bilgilerini TİB’e (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) bildirmek zorunda…
***
Bazen haberin kamusal yararı, kişilik haklarının ihlali veya özel hayatının gizliliği gibi konuların önüne geçebilir. Demokrasilerde bu tip tartışmalar yargıya gider. Türkiye’de ise bu durumda kararı verecekler olanlar haberin muhatapları ve/veya TİB Başkanı… Onlar istediği an haber internette görülemeyecek (Kanunun 9’uncu maddesine yapılan eke göre TİB başkanı özel hayatın gizliliğinin ihlalinde doğrudan devreye girebiliyor…)
Yargıyı, sen arkamdan gel denilerek bypass eden bu yaklaşım, hangi iyi niyet laflar edilirse edilsin, demokrasi ve hukuk devleti içinde değerlendirilemez.
İnternetin şalteri yürütmenin emrine verilemez.
***
Üstelik bu kararı alanları mahkemeye bile veremiyorsunuz. 5651 sayılı yasaya giren yeni bir madde var. Buna göre, TİB personelinin yargılanması TİB Başkanı’nın iznine, TİB Başkanı’nın yargılanması da Ulaştırma Bakanı’nın iznine bağlı. Bu kişilere yasayla koruma veriliyor ve ''Siteleri kapatacaksınız. Erişimleri engelleyeceksiniz mahkeme yüzü bile görmeyeceksiniz'' deniliyor.


Yavuz SEMERCİ

Sansürü de gizleyecek halimiz yok!

[pria]

Ben görevimi yaptım, inşallah bu başlığı okuyan tüm üyeler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den internet sansürlerini durdurmasını isterler..
Böyle konularda suskun kalmak, ileride vicdanınızı çok rahatsız edebilir.
Bizler özgür düşünceli birey isek, tepkimizi koymalıyız, devlet te bizlerin sesine kulak vermek zorundadır..

[pria]

TÜSİAD: İnternet yasası sansürü arttıracak, temel hakları sınırlandıracak - Gündem - T24


http://t24.com.tr/haber/internet-med...-istedi/250574

[Şehirli]

İnternette her paylaşımın hiç engelenmesin demek sizce ne kadar doğru onuda tartışmak gerek.
agaclar.netin kendi kuralları yokmu? herkes istediği gibi yazabilirmi, yönetimin tavsip etmediği yazılar neden siliniyor bazende üyeler banlanıyor, demekki arada otokontrol istiyor.
Kutsal değerlere, önemli şahsiyetlere, milli duygulara aile,ye ve kişilere yönelik aşağılıyıcı internet yayınlarıda hadi insan özgürlüğü adına serbest olabilirmi?
Burdan ben bir üyenin resmini kullanıyım sayfa acıyım şöyle böyle yazıyım, magdur olan kişi en kısa sürede bu yayının kaldılmasını istemezmi? veya Bu ahlaksızlığı yapanın cezalandırlmasını istemesi hakkı değilmidir.
İnsanla, hayvanı ayıran en büyük özellik akıl ve mantıktır.

[gulcingiller]

Sayin sehirli ne guzel yazmissiniz "insanla hayvani ayiran en buyuk ozellik akil ve mantiktir" demek ki insanlar bu ayirimi kendileri yapabilir birilerinin bana surasi yasakli, burasi yasaksiz, bu siteye bakabilirsin bu siteye bakamazsin demesine hic gerek yok. Onemli olan kisilerin bilinclenmesidir, egitilmesidir. Bizler hayvan degiliz cobana ihtiyacimiz yok. Sizi bilmem ama televizyon kanallarin da baskalarinin istediklerini izlemek zorunda degilim, internet sansurleriyle internette dolasmak zorunda da degilim.

[kelebek çalısı]

İnternet yasak ve kısıtlamaları ile ilgili öz fikrimi belirteyim. Yürürlüğe konmak istenen bu yasa tamamıyla hükümeti eleştiren farklı seslerin ifade özgürlüğünü elinden alma maksadıyla gündemdedir.

Gezi olaylarında sosyal medyayı toplumlar için baş belası olarak nitelendirdiler. Bu alanda kontrol edemedikleri, otoriter yapıyı kuramadıkları büyük bir boşluk olduğunu böylelikle kavradılar.

Yolsuzluk, rüşvet olaylarının belge, ses kaydı gibi delillerinin internet üzerinden servisi ile ortaya dökülen bu kirliliği hukuka dayanan yollara başvurarak şeffaf ve adil yargılama ile temiz ve net bir şekilde açıklığa kavuşturmak yerine gerçekte aleyhlerine işlediğine karar verdikleri bu süreç ile ancak sansür ve şiddeti artan bir otoriterizm ile başa çıkabileceklerine karar verdiler.

Yaşamın her alanında bilgiye erişim ve ifade özgürlüğünün hak olmaktan çıkarak hakkımızda herşeyin tek doğrusunun (!) hükümet tarafından kararlaştırılacağı koskoca bir 'bbg evi' içinde yaşamamız amaçlanıyor. Algı yöneticiliği ve dayatmacılıkları iktidarlarının bekası için kurtuluş olabilir mi? Toplumu sürükledikleri noktada giderek artan bir baskının sonuçları dunya tarafından da kaygı ile izlenmekte, iktidarın kredibilitesi ulusal alanda zayıfladığı gibi uluslararası alanda da kan kaybetmektedir.

[pria]

Seçime 50 gün kala çıkarılmaya çalışılan bu yasanın tek amacı toplumu porno gibi zararlı içeriklerden korumaktan ziyade, yolsuzluk, vurgun talan haberlerinin medyada yayınlanmasını önleyip Akp seçmeninin gözünün açılmasını engellemektir bence.


Ayrıca:

http://t24.com.tr/haber/barodan-kosk...-olacak/250669

[pria]

Malumunuz Gezi Parkı direnişinde sokağa çıkanlar da “Faiz Lobisi”ne hizmet ediyordu. Şimdi de “porno lobisi” çıktı. Çapulcu, ayyaş, gezizekalı, ahlaksız tanımlarının ardından pornocu sıfatına da haiz olduk. Allah devletimize zeval vermesin.

TDK “Porno” için “ Amacı cinsel dürtülere yönelik olan, ahlaki değerlere aykırı düşen yayın, resim vb.” diyor. TDK tanımından hareket ederek birkaç soru soralım. Ve kim pornocu, kim ahlaksız bir bakalım.

Kim pornocu?

“En az üç çocuk” diyen, kürtajın cinayet olduğunu söyleyen, “kadın mıdır kız mıdır” diyen Başbakan özel hayata karışmış olmuyor mu? Ötesi cinsel dürtülere, cinsel hayata yönelik bir şey söylemiyor mu?

Kızlı erkekli evlerde yaşayanların mutlak suretle sevişiyor olduğuna inanan ve ‘Sonra yanındaki arkadaşları da ister’ diyen Başbakan yardımcısına bu sözleri cinsel dürtüleri söyletmiyor öyle mi?

Bir sunucunun göğüs dekoltesi için “olmaz böyle kardeşim” diyen parti sözcüsü kimsenin giyimine, özel hayatına karışmış olmuyor ve ona bu sözleri söyleten şey cinsel dürtüleri değil mi?

Kadın gazetecilere “Ben sizin bacak aranızı çeksem” diyen iktidar partisi milletvekili ahlaki değerlere aykırı düşen bir şey söylemiyor mu?

14 yaşında bir çocuğa nikah kıyan imam değil biz mi pornocuyuz?

13 yaşında tecavüze uğrayan bir kız çocuğu için “rızası vardı” diyen mahkeme heyetleri mi ahlaklı?

Tacize uğrayıp karakola giden kadına “ o saatte sokakta ne işin vardı” diyen polis ahlaklı biz mi değiliz?

“Hamile kadınların sokağa çıkması ayıp” deyip gebe kadın görünce aklına seks gelen ilahiyatçı değil biz mi pornocuyuz?

Kız erkek öğrencilerin aynı merdiveni kullanmasını, aynı kantinde yemek yemesini yasaklayan okul müdürleri değil biz mi pornocuyuz?

“Kadın dekolte giyerse tecavüzü hak eder” diyen profesör değil biz mi pornocuyuz?

“12 yaşında bir kız 60 yaşındaki bir adamla evlendirilebilir” diyen ve belediyelerde “Aile ve Evlilik Danışmanlığı” yapan insan ahlaklı, biz mi değiliz?

Son beş yıl içinde 4463 kadına tecavüz edildi. 9724 çocuk tacize uğradı. 6198 kadın öldürüldü. Bu tecavüzlere, cinayetlere göz yuman, komik cezalar veren, tacizi tecavüzü engelleyecek yasalar çıkarmak yerine kadını, kadın bedenini aşağılayanlar ahlaklı, sansürsüz internet için sokağa çıkanlar “porno lobisi” öyle mi?

Atalarımızın her daim geçerli olan ve benimde pek sevdiğim bir sözü vardır “kişi kendinden bilir işi.” Efendiler, siz interneti insan bedenin pazarlandığı, çocuk istismarı yapılan sitelere girmek amacıyla kullanıyor olabilirsiniz ama biz bilgiye, habere ulaşmak için kullanıyoruz. Ve bu yüzden internet sansürüne karşıyız. Karşı olmaya da devam edeceğiz. Bu bizi sizin gözünüzde “pornocu” yapabilir. Peki yukarı da saydığım sözleri söyleyenler, eylemleri yapanlar ne yapıyor, neci oluyor hele ona da bir yanıt verin.

Çok uzatmayayım çünkü bu yazı bazıları okumayı bitirene kadar TİB tarafından yayından kaldırılabilir. (Çünkü bu sitede *** Fatih denecek birileri yok. Mecbur TİB devreye girecek)

Ahlaksızlık ve pornoculuk; nerdeyse her gün kadın bedenine, cinselliğine ilişkin fetvalar verenlere dur demek yerine ödüllendirmektir. Kadınları eve hapseden yasalar çıkarmaya çalışmak, çocuk sayısından, kürtaja ve sezaryana kadar yatak odamızın kapılarını zorlamaktır. 13-14 yaşında kız çocuklarının zorla evlendirilmesini “masum” olarak görmektir. Tacize, tecavüze dur demek için yasalar çıkarmak yerine tecavüzcüyü koruyup kollamaktır ahlaksızlık.

Gezi parkı için sokağa çıkanlar da, internet sansürüne karşı çıkanlar da bunların hiç birini savunmadı savunmuyor. Bunların hiç birini yapmadı, yapmıyor. Hiçbirimiz 15 yaşında bir kız çocuğunu cinsel obje olarak görmedik, onunla evlenmeyi düşünmedik. Hiç birimiz tacize uğrayan bir kadına “üzerinde ne vardı ya da o saatte orada ne işin vardı “diye sormadık. Hiç birimiz 13 yaşında tecavüze uğrayan bir çocuğun ‘rızası’ olabileceğini düşünmedik.

Hasılı kelam; “Porno Lobisi” biz değiliz “ahlaksız” olan ise sizsiniz ve internetimize dokunmayın yanarsınız.

Leyla ALP

http://t24.com.tr/yazi/porno-lobisi-...-sizsiniz/8499

[Seabert74]

Cumartesi akşamı iş değişimi sebebi ile yurtdışına giden bir arkadaşımıza veda için buluştuk. Taksim'de bir meyhane'de..
Arkadaşımız gecikince aradık "Mango'da kapalı kaldık, kepenkleri indirdiler dışarı çıkamıyoruz" dedi. Bir oturdugumuz mekanda farkında değildik ama "internetime dokunma" protestolarına karşın gaz bombardımanı hemen başlamıştı İstiklal'de...
Bu arada İstiklal caddesinin yan sokaklarından birinde, 2 katlı mekanın üst katında idik biz. Oturdugumuz yerden İstiklal caddesinden geçen Tomaları, polis gruplarını, direnen grupları cok rahat izleyebildik. Bir ara gruplar Toma'nın suyundan kaçarken ara sokaklara ve bizim mekanın bulundugu sokaga da sıgındı.
Ardından, gaz kullanımı başladı. Mekan sahibi bizi yatıstırmaya çalıştı, "bunlar portakal gazı değil, sadece öksürtüyor" diye. Kapalı olmasına ragmen camlar, hepimiz öksürmeye başladık. Kuru bir öksürük, sürekli..
Ardından plastik mermiler geldi...
Aşagıdaki direnen cocuklar ne haldeydi bilemiyorum ama, etkilenmemek mümkün değildi..
Sonra Toma'nın küçük kardeşi "akrep"le tanıştık.. Akrep Tomaya göre daha küçük oldugundan manevra yapabiliyor. Neyse polis sıkıstırdı, cocuklar direndi, biz izledik
Bir ara mekan sahibi "camdan uzaklaşın" diye bagırdı, atılan gaz portakal gazı dedikleri gazdı.. Herkes aglamaya başladı bir anda.. Kapalı mekanda olmamıza ragmen..
Bu arada insanlar fırsat buldukça yavaş yavaş evlerine gitme çabalarında..
Kapıdan geri dönmek zorunda kalan bir grup perişan görünüyordu.. Sütle gözleri yıkandı gruptakilerin.. Ardından kimse çıkmaya kalkışmadı zaten..
Bu arada mermi ve gaz atan polise direnişçiler tas atarak karşılık vermişti.
Ortalık sakinleştiğinde başla bir grup genç gelip sokagı temizledi..
Sakinleştiğinde ortam gece 1,30 gibi çıktık mekandan..
Zaten ne müzik, ne eglence olmadı.. Bizim arkadasımıza vedamız da "unutmayacagımız bir anı" olarak kalacak hafızamıda.
Kötü olanı da asıl şu ki; yanımızdaki masalarda bir sürü turist bunu fotografladı, kameraya aldı.. Ülkemizin ne kadar ürkütücü oldugunu gördüler, belgelediler..
1 saatlik yürüyüşe izin verse isi polis bu görüntüler olmayacaktı. Düşünce özgürlüğü vs... laf..

Yurtdışında tanıştıgım bir Amerika'lı turist "Mısır'a mı benziyor ülkeniz" diye sormuştu.. "kesinlikle hayır" demiştim.. Şimdi endişe ile izliyorum... Benzer miyiz dersiniz??

[pria]

Orijinal Mesaj Sahibi Seabert74

1 saatlik yürüyüşe izin verse isi polis bu görüntüler olmayacaktı. Düşünce özgürlüğü vs... laf..

Yurtdışında tanıştıgım bir Amerika'lı turist "Mısır'a mı benziyor ülkeniz" diye sormuştu.. "kesinlikle hayır" demiştim.. Şimdi endişe ile izliyorum... Benzer miyiz dersiniz??

Yazdıklarınızı üzüntüyle okudum sayın Seabert74..

Anlattığınız faşist uygulamaları inanın 12 eylülün paşaları bile yapmadılar..

Maalesef ülkemiz Mısır'dan bile geriye gidiyor..Ülkemizin başbakanı bir gazeteye telefon ederek 3 gazeteciyi işten attırabiliyor..Danışmanı ''Meclis TV'yi kapattırmakla öğünebiliyor:

http://www.gazeteport.com.tr/haber/1...zeteci-kovuldu

http://www.gazeteport.com.tr/haber/1...lis-tv-itirafi

Bakınız, bu tür şeyler zaten hiçbir demokratik ülkede olmaz ama, olsa bile o ülkenin başbakanı bir dakika bile makamında oturamaz, hem yargıda bunun hesabını verir, hem de istifa etmek zorunda kalır.

İktidarın ''ileri demokrasi'' getiriyoruz diye diye yaptığı herşey aslında ülkeyi otoriterliğin, faşizmin bataklığına sürüklüyor günden güne..

Ama..hiçbir zulüm ve zalim ebedi olmamıştır; ülkemiz bu kısır döngüyü, kâbus dolu günleri, bu tahammülsüzlüğü ergeç kıracaktır, ben tüm kalbimle inanıyorum..

Er geç..

[pria]

İnternet sansürünü aşacağız



Teşekkür ederim, Misafir – uygar… “Tor Browser, yasakları deler geçer. Yayalım” diye hatırlattığın için.

Sevgili Dostlar… Madem İnternet Sansürü yasası Meclis’ten geçti, hazırlıklı olmalıyız… Mâdem Devlet artık insanların İnternet erişimlerini kontrol altında tutacak… Mâdem bundan böyle kimin ne zaman nerelere girdiğini izleyecek ve fişlemeyi artık İnternet ortamında da yapacak… Savunma mekanizmamızı kurmak en doğal hakkımızdır.

Başbakan, “Bu yasa ile İnternet’e asla sansür gelmiyor. İnternet’i daha güvenli, hatta daha özgür hâle getiriyor. Sansür, yasak diyerek insanları sokaklara çıkarmak isteyenler, farklı gayretlerin peşindedir” buyurdu. Varsın buyursun… Gelin, biz İnternet özgürlüğümüzü gerçek anlamda güvenli ve daha özgür kılmak için gerekli önlemleri alalım.

Tor Browser; tüm ayarları yapılmış, hemen kurulabilen ve çalışmaya başlayan arayıcı-tarayıcıdır. Sisteminizde kurulu diğer tarayıcıları veya İnternet ayarlarını etkilemez. Güvenli bağlantı için bu tarayıcıyı açar ve bağlanırsınız.

Konunun uzmanlarının ifadesi ile herkesin kurması gerekir, çünkü önümüzdeki günlerde hayli lâzım olacaktır.

Kılavuz istiyorsanız, ben Mehmet Ayberk’in (Tor Browser Nedir | Mehmet Ayberk) sitesini tavsiye ederim. Ayrıntılı bilgi var.

ANONİMLİĞİ KORUMANIN EN GÜVENLİ VE KOLAY YOLU

Dostlar… Tor Browser, insanların İnternet’te güvenli ve gizli bir biçimde gezinmelerini sağlıyor. Çalışma mantığı, bağlantıları maskelemeye dayanıyor. Bu bağlantılar, Tor ağına gönderilen isteklerin değerlendirilip bağlanmak istenen siteye gidene kadar geçen işlemlerde maskeleniyor. Sansür kolayca aşılıyor. Anonimlik korunuyor.

İyi ki dünya üzerinde sansüre karşı mücadele veren gönüllü aktivistler var. Çalışmalarından en önemlisi, TOR Projesi. Bu proje sayesinde hem İnternet’te sansürsüz gezebiliyor, hem de girdiğiniz sitelerde kimliğinizin gizli kalmasını temin etmiş oluyorsunuz. Üstelik TOR projesini kullanmak sandığımızdan daha kolay.

Programı indirmek basit. Microsoft Windows kolonunda 32-bit linkine tıklıyoruz. Adres belli:

https://www.torproject.org/projects/torbrowser.html.en

Sakın, açılması biraz uzun sürüyor diye canınızı sıkmayın, herhalde Büyük Ağabey’in sizi gözetlemesinden iyidir.

Tor Browser’de, veriler şifreleniyor. Bu da ayrıca bir güvenlik oluşturuluyor.

İstek, ilk server tarafından değerlendirilip ikinci server’ e iletiliyor. İkinci server’in değerlendirmesinin ardından üçüncü server’e geçiriliyor. İşlem, site sizin bilgisayarınıza ulaşana kadar sürüyor. Bağlantılar bu sayede maskeleniyor. Kimin hangi bağlantıya giriş yaptığını öğrenmek neredeyse imkânsız hale geliyor.

HALİT KAKINÇ

İnternet sansürünü aşacağız

[oz26]

Neler olacağını göstermek babında Radikal internet sitesinde güzel bir kampanya başlatmış. Ayrıca, Eyüp Can'ın yazısını okumanızı öneririm.

ŞU itirazı anlarım: Mahkeme kararını beklemek gerçekten de bazı durumlarda telafisi zor zararlara yol açabiliyor.
Siz mahkemeden karar çıkarana kadar özel hayatınız delik deşik edilebiliyor.
Tamam buna bir çare bulalım, bulalım ama tüm yetkiyi Başbakan’ın izni olmadan yargılanması bile mümkün olmayan bir memura vererek mi?
Madem hızlı müdahale edilmesi gerekiyor, hükümetten bağımsız ya da özerk bir kurul oluşsun. Kurulda hükümetten de muhalefetten de sivil toplum kuruluşlarından da uzmanlar olsun.
Telafisi mümkün olmayan durumlarda hükümete bağlı bir memur değil o özerk kurul devreye girsin.
Aksi takdirde yeni internet yasasının ‘keyfi ve yasakçı’ olmayacağını hiç kimse çıkıp anlatmasın.
Altında görünmez harflerle TİB imzası bulunacak, kendi kendisini 4 saatte yok eden haberlere Türkiye şimdiden hazır olsun.

[pria]

Yasalar resmileştiğinde ne olacak?

İnternet yasası onaylandığında, internetiniz mi çalışmayacak? İstediğiniz sitelere mi giremeyeceksiniz? Hiçbir değişiklik olmayacak. Daha doğrusu sizin değişikliklerin ne olduğundan haberiniz olmayacak. Şöyle bir örnek verirsem, anlarsınız: Bu yasa bir ay önce çıkmış olsaydı: Kurulan havuzlardan, sansür girişimlerinden, mal varlıklarından, bir devlet arazisinin pazarlanmasına yönelik girişimlerden haberiniz olmayacaktı… Çünkü yasal delil kapsamında dinlenen konuşmalar, devletin atadığı kişiler tarafından saniyesinde internet ortamında erişilmeyecek hale getirilecekti…
***
Bu arada, HSYK ile ilgili yasa çıktığınızda da hayatınızda bir eksiklik veya fazlalık olmayacak. Yine yolunuz mahkemeye düştüğünde karşınızda hakim olacak. Kanunlarda ne yazıyorsa ona göre işlem yapacak. Ama bu yasa örneğin bir ay önce çıkmış olsaydı: Bir savcı asla çıkıp ‘’soruşturmam engellendi’’ diye ses vermeyecekti. Adalet Bakanı ''o savcıyı, görevden al'' diye başsavcılara telefon etme zahmetine girmeyecekti. Bakan oğullarını tutuklayacak hakim bulamayacaktınız… Ve hiçbir savcı, ucu hükümete değen soruşturmalara başlayamayacaktı. Yani haberiniz olmayacağı için demokrasinin nimetlerini kullandığınızı düşünmeye devam edeceksiniz... Dert etmeyin!

Yavuz Semerci

Yavuz Semerci - Cumhurbaşkanı noter değil ki?-- Gazeteport.com

[pria]

'Türkiye'de internet yasağı Opera ile aşılıyor' - Teknoloji - T24