TEMA'dan-Yağmurlar ve çekirdekler

[MetinEngin]

Herkese selamlar.Facebook'ta bir arkadaşım paylaşmış.Bende sizinle paylaşmak istedim.Haber ne kadar yeni ne kadar eski bilmiyorum.Ama kesinlikle yapılması gereken bir eylem olarak görüyorum ben.

Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar.
Bu sene (2012) dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak, bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine ASLA hapsetmeyin.'GDO'lu olmayan, doğal tohumlarınızı poşete atmayın.. toprağa atın'

Mümkünse herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün.
Üzerine de bir bardak su dökün.
Gömme imkanınız yoksa bi poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın ( ve ya arabanıza koyun) arsa, tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alanlara bu çekirdeklerinizi savurun, korkmayın bu çevre kirliliği değildir aksine çevre için yeni hayattır.

Doğa hemen o yeni çekirdekleri kucaklar ve besler…
Yapacağınız en kötü hareket çekirdekleri poşetlere hapsetmektir !
Bunu yapmayın ve yaptırmayın.
Yapılan çalışmalarda doğaya başıboş atılan ya da dikilen bu çekirdeklerin en az yarısının yeşerip ağaç veya bitki olduğu kanıtlanmış.
En büyük israflardan birisi meyve çekirdeklerinin çöpe atılması, ülkemiz adına küçümsenemeyecek büyük bir servet...
Daha yeşil bir ülke için, daha temiz hava için, toprak kaymasını önlemek ve yeni nesillerimize yeşil bir dünya bırakmak için hep birlikte elimizden geldiğince meyve çekirdeği gömelim, savuralım, fırlatalım…

Bu uygulama TEMA tarafından başlatıldı ve bilinçli toplum olarak bizlerin desteklerini bekliyor, Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız oksijeni karşılamak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır.
Poşete koymadığınız her çekirdek için şimdiden teşekkürler..

[Halil Önen]

Orijinal Mesaj Sahibi MetinEngin

...
Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar.
...

Ve azalır...

Yani yağışlı gecen 10_ 12 yıl sonra giderek yağışlar azalar ve bu sürenin son iki üç yılı keskin kuraklık yaşanır. Bir bolluğun kıtlığı olduğu gibi, barajlardaki su seviyesi düşer, nehirler kurur, yer altı suları derinlere çekilir...

Yıllık yağmur oranları azalar ve kararsızlaşır. Örneğin Mayısta beş günde m2 ye düşen 80 kg yağmur bir günde yağar. Sararan, kuruyan otlar ve suya aç toprak hepsini hapseder dereler, nehirlere barajlara göndermez. Özellikle yaz ayları _ Haziran, Temmuz, Ağustos ve hatta Eylül_ aylarında tam bir kuraklık yaşanır...

Medyada suyun nasıl tasarruf edileceğine dair _ 3 yıl önce olduğu gibi_ politikalar üretilir, kuraklık senaryoları ve hatta su savaşlarından sık bahsedilir olur...

Kültür bitkileri_ ağaçlar dahil_ kurur. Yaşamın kaynağı olan su insanın zor ulaştığı anlarda bitkiler en büyük zararı görür...

Bolluğun kıtlığı tekrar eder durur; ders alınmaz...

Altı yedi yıl içinde yeryüzünde hızla artan suyun buharı_ bulutlar_ sonra geri döner... Maddenin sakınımı kanunu işler yani hiçbir şey doğada kaybolmaz...

Bu defa büyük şehirlerde _ortadan kaldırılan ya da yok edilen derelerin dolayı _ sel felaketleri yaşanır, caddelerde insanlar sele kapılır, toprak seviyesinde olan her şey suya gömülür...

Bir milyon yılda 1 cm. oluşan toprağın ortama bir karışı denizler akar. Bolluk dönemine alışmış ve insanlaştırılmış toprak en büyük aşınmayı yaşar...

Bolluk yıllarında doğal bitki örtüsü ile kapatılmamış toprak _ malç_ ve kurak günlere hazırlanmamış bitkiler_ tam tersi çıplak bırakılmış_ insanların temel ihtiyaçlarını karşılamada zorlanır...

Sonra yağmurlar geri döner hiç bir şey olmamış gibi davranılır...

İşte bu dönemlerde kültür bitkileri en büyük zararı görmüştür. Kültüre alıştırılmış ağaçların tohumları yağışların bol olduğu bir kaç yıl yaşama şansına sahiptir.



Şimdiden yani bolluk yıllarında ağaçlarının altlarına ahır gübresi desteği ile malç yapanlar kuraklığının şiddetini en az hissedenler olacaktır...

Saygılar

[MetinEngin]

Teşekkürler