agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Daha İyi Bir Yaşam İçin
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 30-10-2009, 09:17   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
I love Nuclear

I love Nuclear
imza kampanyası



Name:  greenpeace.gif
Views: 5443
Size:  20.2 KB

Sayın Bakanlar Kurulu,

Nükleer enerji geçen 60 yılında hiçbir sorununa bir çözüm bulamadı. Güvenlik açıklarından, atık sorununa, artan maliyet ve inşaat sürelerine kadar pek çok konuda harcanan milyarlarca dolara rağmen nükleer enerji dünyamızın en kirli ve en riskli enerji üretim kaynağı olmaya devam ediyor. Aslında çoktan 20. yy'ın işe yaramaz teknolojileri arasında yerini alması gerekirken birileri bize tekrar tekrar nükleer enerjiyi yeni, güvenli ve temiz bir enerji kaynağı olarak tanıtmaya çalışıyor.

Ancak biz nükleer enerjiyi zaten Çernobil'den, her yıl Sibirya'ya gönderilmek zorunda kalınan çözümsüz radyoaktif atıklarından, dünya üzerinde 20 yıldır uzun süredir tamamlanamayan ve çok büyük ihtimalle harcanan milyarlara rağmen tamamlanamayacak 12 reaktörden zaten biliyoruz. Şunu da biliyoruz ki Türkiye'de bir nükleer santral kurulursa, bu bize rağmen, çocuklarımızın ve gelecek kuşakların hayatlarını riske atarak ve de bizim ceplerimizden karşılanarak yapılacak.

Ben nükleer enerjiye karşıyım ve karşı çıkmak için de hem kendi hem de gezegenimiz adına pekçok nedenim var. Vaaddettiği hiçbirşeyi karşılamayan bu kirli, tehlikeli ve pahalı teknolojiyi finanse etmek istemiyorum. Ülkemde nükleer endüstrisinin yalanlarını dile getiren devlet yetkilileri, nükleer enerjinin faydalarını sıralayan eski kafalı bürokratlar görmek istemiyorum.
Dünya değişiyor, siz de değişin.

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-02-2010, 21:52   #3
Ağaçsever
 
verda's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2009
Şehir: muğla-bodrum
Mesajlar: 79
Maalesef Akkuyu'ya imza attılar. O kadar kampanya, o kadar imza ve bir o kadarda protestolar..

Hiç Akkuyu'yu gördünüzmü arkadaşlar. Harika biryer, Akdeniz kıyılarımızın balık rezervi. Sanırım '95 yılıydı sanki, çok kalabalık gitmiştik. Orda yerlere yatıp protesto etmiştik. Annemi de ve İngilter'de yaşayan erkek kardeşim de üç günlük tatilinde protestomuza götürmüştüm. Çoook imzalar toplandı... Bir kış boyunca devlet erkanını ısıtacak kadar imzalı kağıt gitmiştir ankaraya :S Çok yazık çooook....

Sevgiyle kalın..

verda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-02-2010, 01:38   #4
Ağaçsever
 
sagdil's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-09-2009
Şehir: İzmir-Bornova
Mesajlar: 92
Merhabalar...
Ben çalıştığım spor salonunda bu kampanya ile ilgili imza topluyorum. Malum gelen giden çok olduğundan epeyce bir katılım sağladım...
Tüm ağaçlar net üyelerini işyerlerinde, mahallelerinde bu imza kampanyasına katılıma davet ediyorum...
Sevgili Verda çok haklısın ama hiçbirşey yapmamaktansa yapanlara destek vermek gerektiğini düşünüyorum...
Sevgiyle kalın....

sagdil Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-02-2010, 08:28   #5
Ağaç Dostu
 
nariçi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-09-2008
Şehir: Gaziantep-Adıyaman
Mesajlar: 3,411
Galeri: 8
Güneş enerjisi için onca bozkır, dağ yamacı ve çorak karapınar ovaları dururken, rüzgar enerjisi için İskenderun, Antakya-Samandağ rüzgar yolu duruyorken, Çanakkale gibi rüzgar boğazı varken, bu konuda elleri kıpırdamazken "Nükleer enerji"de neden israr ediliyor?

Sanal imzaya greenpeace sitelerinden katılın. !!!!!!!!!!!!

nariçi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-02-2010, 09:04   #6
Ağaç Dostu
 
k_donmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 24-01-2010
Şehir: Ankara-Yalova
Mesajlar: 1,071
Galeri: 3
Değerli Arkadaşlar, nükleer enerjiyi yaygın olarak kullanan gelişmiş ülkelerin, bu enerjiyi hangi alanda nasıl kullandıklarını, hayatı nasıl kolaylaştırdığını, bugün bizim sorun olarak gördüğümüz birçok sıkıntılı konuyu nasıl çözüme kavuşturduğunu da görmeliler. Bir çok alanda olduğu gibi bu konuda da karşı çıkma temelli bir kara propaganda ile karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum. Biz bu enerjiyi kullanmadan, diğer enerji kaynakları ile bugün daha mı sağlıklıyız. Ne dersiniz? Kimseyle tartışmak istemiyorum. Biraz araştırın. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri bu enerjiyi ne kadar yoğun kullanıyorlar görün.

k_donmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-02-2010, 15:34   #7
Ağaçsever
 
warrior's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 63
Alıntı:
Nükleer enerji geçen 60 yılında hiçbir sorununa bir çözüm bulamadı. Güvenlik açıklarından, atık sorununa, artan maliyet ve inşaat sürelerine kadar pek çok konuda harcanan milyarlarca dolara rağmen nükleer enerji dünyamızın en kirli ve en riskli enerji üretim kaynağı olmaya devam ediyor.
Başlangıçta ve kullanıldıkça problemler görüldü ancak aklı olan insan oğlu gerekli önlemi alarak aynı olumsuzlukları bir daha yaşama olasılığını en aza indirdi. Riski azaltmanın maliyeti artırmakla doğru orantılı olduğu doğru. Gerekli önlemler alındıktan sonra ise nükleer enerji hiçte kirli bir enerji kaynağı değildir. Şu an her alanda kullanılan fosil yakıtlar temiz bir enerji kaynağı mıdır? Temiz değil ise fosil yakıt kullanımına da derhal son verilmelidir.

Alıntı:
Aslında çoktan 20. yy'ın işe yaramaz teknolojileri arasında yerini alması gerekirken birileri bize tekrar tekrar nükleer enerjiyi yeni, güvenli ve temiz bir enerji kaynağı olarak tanıtmaya çalışıyor.
Nükleer teknoloji sadece riskli olduğu için onun kullanımından kaçınmamalıyız. Ki hala yeni bir teknolojidir. Ayrıca kullanılmamış teknoloji de yeni teknolojidir. Yeni teknoloji yeni bilgi demektir. El oğlu bu bilgiyi bizimle paylaşır mı? Ancak kendimiz kullandıktan sonra şu an bilmediğimiz şeyleri öğrenebileceğiz. Yok bu bilgi bize lazım değil demek yaşadığımız yüzyılda kabul edilebilir bir davranış şekli değil. Tersine bu teknolojiyi kullanmakta ne kadar geç kalırsak o kadar çok zarar edeceğiz.

Alıntı:
Ancak biz nükleer enerjiyi zaten Çernobil'den, her yıl Sibirya'ya gönderilmek zorunda kalınan çözümsüz radyoaktif atıklarından, dünya üzerinde 20 yıldır uzun süredir tamamlanamayan ve çok büyük ihtimalle harcanan milyarlara rağmen tamamlanamayacak 12 reaktörden zaten biliyoruz. Şunu da biliyoruz ki Türkiye'de bir nükleer santral kurulursa, bu bize rağmen, çocuklarımızın ve gelecek kuşakların hayatlarını riske atarak ve de bizim ceplerimizden karşılanarak yapılacak.
Kazaların olmasını dışarıdan bakarak önleyemezsiniz ama bu işin içinde olursanız kendinizi geliştirme fırsatı olur. Amerikalı, Fransız, Japon, Rus ve diğer milletlerdeki insanlar için ne kadar risk var ise bu bizim içinde geçerli. Bugün için atıkların güvenli bir bölgede biriktirildiği doğrudur. Fakat yarın bunların da kullanılmayacağını kim bilebilir?

Enerji demek güç demektir. Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz, her yıl kullanmamız gereken enerji miktarı artıyor. Peki bu enerji ihtiyacını neyle karşılamayı düşünüyorsunuz? Hidroelektriğe karşıyız. Termik santrale karşıyız. Nükleere karşıyız. Aslında biz her şeye karşıyız. Peki neden petrole karşı değiliz? Çünkü hepimiz sabah işe rahat gitmek için bir arabaya sahip olmalıyız. Daha dün ana haberlerde çıktı bir minibüs kaldırıma çıkmış. Evet, o trafik canavarı değil mi? Çıkan karbondioksit ve ısınan hava da tamamen doğal zaten.

Nükleer enerji kullanımı ülkemizde mevcut olup kullanamadığımız kimi kaynakların kullanımının da önünü açacaktır. Ama bu birden olacak bir şey değil, geleceğini düşünen devletler bu işlere 50-60 yıllarını vermişler. Kısacası geç kalınmış olsa da nükleer enerji kullanımının Türkiye'nin bağımsız geleceği için faydalı olacağına inanıyorum.

warrior Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-02-2010, 19:32   #8
Ağaçsever
 
verda's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2009
Şehir: muğla-bodrum
Mesajlar: 79
Gelişmiş dediğimiz ülkeler şu an temiz enerji diye propagandalar yapıyorlar. Hatta tüm dünyada politikacılar, temiz enerji, silahlanma karşıtı, savaş karşıtı sözlerle siyasi yarışlara katılıyorlar ve nükleer enerjinin en yaygın kullanıldığı alanlardan biride silah sanayisidir. Neden acaba?

Biz akıllı insan oğulları şu an yaptığımız hertürlü katliamlarla, gelişme adı altında Dünyamızın sonunu hazırlamaktayız ki buna "yok herşey güllük gülüstanlık" kim diyebilir ki?

Biz zavalı gelişmekte olan bir ülkeyiz ve gelişmeliyiz. Peki o zaman gelişmiş olan ülkelerde ekonomik kriz niye . Ayrıca eskimiş teknolojileri için herzaman bizim gibi gelişmeye can atan ülkeler var, piyasaları herzaman bulunur. Bunu birtek ben bilmiyorum. Hepimiz biliyoruz.

Ben hiçte o gelişmiş ülkelerin hayırlı şeyler yaptığına inanamıyorum. Bakınız tarih kitaplarımıza, sömürgecilikle dolu. Nükleer Gelişme değilidir ki bir çok ülke bundan vazgeçti.

Hele hele bize hiç bir faydası yok. Bizim güneş enerjimiz olmalı, kelebekler gibi uçuşan rüzgar santrallerine ihtiyacımız var. Güç bana göre budur. Bizim gücümüz zaten mevcut, yeterki kullanmayı bilelim. Bence gelişme tüketme değildir. Bize emanet edilen yer küreyi biz evlatlarımızdan ödünç aldık.

Nükleer santralinde çalışan nükleer mühendisi ki santralin güvenliğinden sorumlu, yaşıyorsa allah uzun ömür versin çok iyi bir nükleer karşıtı cilt kanseri bir dostumuzdu. Keşke herkese onun teknik söylemlerini bulabilsemde burada yayınlayabilsem sevgili arkadaşlar.

Bir profesyonelin ağzından bunları işitmek, gerçekten çok ürkütücü. Gelişmiş ülkelerde bu konuda ciddi eğitim almıştı. Söylediği tekşey; NÜKLEER SANTRALLER ASLA GÜVENLİ DEĞİLDİR, OLMAYACAKTIR. demişti hep. Kendiyle son derece barışık bir insandı, kanser olmadan önce bu yola başvurmuştu. Yolunda kişisel yürümedi, ki yürüseydi bile haklıydı.

Şimdi ilk işim kitaplarımı ve dergilerimi talan etmek olacak, o söylemleri yazılı bulursam çok iyi olur. Burda; bizi yıllardır nasıl kandıklarını yazmalayım.

Sevgiyle kalın

verda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-02-2010, 01:14   #9
Ağaçsever
 
warrior's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 63
Rüzgar ve güneş enerjisinin tamamen çevreci olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ben onlara karşı değilim zaten, hepsinin kullanılması gerekir. Ama sadece bu iki kaynaktan ihtiyacınızı karşılamanız mümkün değil. Güneş enerjisi güneş ışınlarının panelleri dik açılarla görmeye başladığı saatlerde verimlidir. Gece zaten güneş yok. Rüzgar da yine belli bir hızın altına indiği anda ve belli bir hızın üstüne çıktığı anda üretim yoktur. Her ikisi de sürekli bir kaynak değildir. Bu enerjileri depolayıp kayıplı ama sürekli kullanırız derseniz kurşun ve civa gibi maddeler kullanmanız gerekiyor. Çok ayrıntısına girmek istemiyorum. Rüzgar enerjisinin de güneş enerjisinin de yüksek verimle kullanılabileceği yerler var. Kullanılmalıdır. Ama rüzgar ve güneş santrallerinin imalatında, kurulmasında, işletilmesinde doğanın tüketilmediği düşüncesi yanlış bir fikirdir bana göre.


Sevgilerimle.

warrior Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-02-2010, 10:32   #10
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 04-12-2007
Şehir: Sivas
Mesajlar: 19
Galeri: 5
Enerji depolanamamaktadır. Üretilip kullanılması gerekiyor. Rüzgar güneş v.s ile enerji talebini karşılayamaz. Ama olmalıdır. Nükleer, termik... santrallerinde ihtiyaca göre üretim yapılıyor. Yenilenebilir enerji için durum böyle değil. Diğer taraftan nükleer enerji geleceğin enerjisidir. Hatta gücüdür. Ben sadece enerji değil askeri anlamda da gelişmemizin "mecburiyet" olduğunu düşünüyorum.

avarbey Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-03-2010, 16:48   #11
Ağaçsever
 
warrior's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 63
Bu grafikte Amerika'daki elektrik üretiminde kullanılan petrol, gaz, kömür ve nükleer için birim maliyet karşılaştırması görülüyor. Bu tabloya göre elektrik üretmenin en ucuz yolu nükleer ve kömür.

Name:  grafik1.gif
Views: 5574
Size:  58.7 KB

avarbey; yukarıda mesajımda depolamaktan kastettiğim bildiğiniz asitli aküler. Bunların ise hem maliyet hem de çevre etkisi nedeniyle uygulanabilirliği yoktur. Ancak küçük ölçekli uygulamalar olabilir. Belirttiğiniz gibi üretilip kullanılması gerekiyor. Diğer söylediklerinize de katılıyorum.

warrior Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-03-2010, 11:41   #12
Ağaç Dostu
 
Birol Ketenci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-06-2007
Şehir: Balıkesir/Bandırma
Mesajlar: 236
Bahsi geçen tabloda rüzgar enerjisi hesaplamalara girmemiş. Bandırma'da 3 adet rüzgar santrali kuruldu. Konuya uzak olan sade vatandaş sanıyor ki rüzgar esecek enerji üretilecek. Halk bundan sonra elektriklerin hiç kesilmeyeceğini sanıyor. Ancak rüzgar santralleri başka bir kaynaktan elektrik almadan çalışamıyor. Yani öyle rüzgar esti elektrik üretelim yok.
Çalışmaları için gerekli rüzgar değerleri de öyle çok hassas değil. Bandırma gibi bir yerde neredeyse tüm sene rahatlıkla çalışabilirler. Kaldı ki kurulmadan önce bir sene kadar rüzgar ölçümleri yapılarak verimlilikleri kontrol ediliyor.
Çevreye verdikleri zarar sadece kurulu oldukları alan içinde geçerli, o da istenirse boş alanların tekrar ağaçlandırılmasıyla en aza indirilebilir. Tozu, dumanı, zehirli gazı olmadığı için diğerleri gibi kilometrelerce uzakları etkilemiyorlar.
Nükleer enerjideki riskleri göze almaktansa rüzgar santrallerinin sayısını mümkün oldukça arttırmak bana daha sağlıklı geliyor.

Birol Ketenci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-03-2010, 16:03   #13
Ağaçsever
 
warrior's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 63
Name:  2008sources.jpg
Views: 11511
Size:  61.3 KB

Soldaki grafikte 2008 yılı için Amerika'da elektrik üretiminde kullanılan kaynakların dağılımı görülüyor. Kömür, doğal gaz, nükleer, hidroelektrik ve petrol dışında kalan yenilenebilir enerji kaynaklarının da içinde bulunduğu diğer kaynaklar pastada sadece %3,5 paya sahip.

Sağdaki grafikte ise elektrik kaynaklarının ortalama işletme verimliliği gösteriliyor. Yine 2008 yılı için halihazırda işletmede olan santrallerden; güneş santrallerinin %21 verim ile, rüzgar santrallerinin ise %31 verim ile çalıştıkları görülüyor.

Yenilenebilir enerji için üretilen elektrik birimi başına işletme ve bakım maliyetlerinin yüksek olacağı bu grafiklerden çıkarılabiliyor.

Alıntı:
Çevreye verdikleri zarar sadece kurulu oldukları alan içinde geçerli, o da istenirse boş alanların tekrar ağaçlandırılmasıyla en aza indirilebilir. Tozu, dumanı, zehirli gazı olmadığı için diğerleri gibi kilometrelerce uzakları etkilemiyorlar.
Nükleer enerjideki riskleri göze almaktansa rüzgar santrallerinin sayısını mümkün oldukça arttırmak bana daha sağlıklı geliyor.
Burada bir yanılgı var. Yukarıdaki grafikleri inceleyin. Örneğin şöyle düşünün, bir birim alan üzerine kurulu barajdan elde edilecek elektriği kaç birim alan üzerine kurulu bir rüzgar çiftliğinden sağlayabiliriz. Kimsenin rüzgar ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına karşı olan olduğunu sanmıyorum. Ama onların zararlarının görmezden gelinmesine karşıyım. Bu santraller sadece verimli olan bölgelerde kullanılmalıdır. Dışarıda en ince ayrıntısına kadar incelendikten sonra kurulacak yer belirleniyor.

Rüzgar santrallerinin gücünün sabit olmadığını, türbülans yarattıklarını, elektromanyetik alana sebep olduklarını, ses ve görüntü kirliliğine sebep olduklarını, kuşların ve yarasaların ölümüne sebep olduklarını da hatırlatırım. Yine rüzgar türbinlerinin mekanik ve hayati derecede önemli parçalarının 20-30 yıllık ömürleri olduğunu da hatırlatmak gerekir. Üstelik bu mekanik ve elektronik kontrol parçalarının çoğu ne yazık ki (güneş enerjisinde olduğu gibi) dışarıdan geliyor.


Düzenleyen warrior : 18-03-2010 saat 14:33 Neden: Bağlantı olarak verilen grafikleri foruma ekleme.
warrior Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-03-2010, 22:10   #14
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 12-02-2010
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 47
Sn Warrior,

Nükleer enerjinin ucuz olduğu tamamen bir aldatmacadır. Bu konuda araştırma yaptığımda nükleer enerjiden elektriğin ucuza mal olduğuna dair hiç bir bilimsel veriye rastlamadım. Bakın sizin verdiğiniz örnekte yakıt+işletme maliyeti açısından Nükleer, Kömür,Doğalgaz,Petrol ile karşılaştırılmış. Tamam da Nükleer'in ilk kurulum maliyeti bunlarla karşılaştırılmayacak kadar yüksek (2-3 kat), Nükleerin ilk kurulum maliyeti Rüzgardan bile yüksek, o zaman Nükleeri rüzgarla karşılaştıralım... ama olmaz onun işletme-bakım maliyetleri çok düşük. Şimdi hem Nükleer santrali kurmak için dünyanın parasını harcayacaksınız, ondan sonra onun işletme-yakıt maliyetini düşük kurulum yüksek işletme maliyetine sahip Petrol-Kömür-Doğalgazla karşılaştıracaksınız. Evet nükleer ucuz ! dünyanın parasını veriyorsunuz ve neredeyse bedava mal olan Doğalgazdan santralinden daha az yakıt masrafınız var... Yerseniz... Sözüm size değil yanlış anlamayın bu bilgileri bu şekilde milletin önüne koyanlara... Sizlere Amerikan Enerji Bakanlığının değişik teknolojilere göre kurulum+işletme+yakıt olarak elektrik maliyetini içeren grafik. Tam rapora buradan erişebilirsiniz. Bakın burada en pahalı teknoloji Nükleer, rüzgardan bile pahalı; hem de bu maliyetlerde santralin askeri güvenliği yok, atıkların bertaraf edilmesi yok, santralin kurulum maliyetine yaklaşan söküm maliyeti yok...
Name:  figure_72.jpg
Views: 6876
Size:  10.2 KB

Bir ara vakit bulursam nükleer atıklar konusunu da yazarım, atıklar ile ilgili değme komedilere taş çıkartacak bir oyun oynanıyor Amerika'da, ben arada bir takip ederim...


Düzenleyen webgezer : 02-03-2010 saat 22:16 Neden: yazım hatası
webgezer Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-03-2010, 14:36   #15
Ağaçsever
 
warrior's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 63
Webgezer; konunun başından itibaren okudunuz mu bilmiyorum. Ben nükleer enerjinin ilk kurulum maliyetinin az olduğunu söylemedim. Yatırım maliyeti yüksek ama ortaya çıkan ürün de yine o kadar fazla. Bundan dolayıdır ki başta Amerika'da, Fransa'da, Japonya'da, Rusya'da olmak üzere dünya üzerinde hemen her yerde işletmede olan toplam 436 nükleer santral bulunuyor. Kullanılmış yakıtların depolanması sorun değildir. Yüz ölçümü olarak küçücük devletler bile bunları depolayabiliyor. Hatta bazıları deprem bölgesi üzerine santral kurdular hem de bize sınır komşusu (biz de böyle yapalım demiyorum). Bunların hepsi çözülebilecek sorunlar.

Bırakın nükleer santrali, denenmiş teknikleri irdeleyin o zaman. Bir hidroelektrik santrali ile aynı üretime eş değer büyüklükte bir rüzgar santralinin karşılaştırmasını yapın. İnsanlar, barajlar ekosistemi değiştirdiği için onlara karşılar çoğu zaman ya da termik santraller karbondioksit saldıklarından dolayı yine karşı çıkıyorlar ama aynı hassasiyetin rüzgar enerjisi için gösterilmemesi anlaşılır gibi değil. Halbuki rüzgar enerjisi çok daha büyük bir alanı etkiliyor. Üstelik bir hidroelektrik ya da termik santralini üretebilmek için gerekli olan her şeyi kendimiz yapabiliyoruz.

Güvenlik demişsiniz. Bir büyük şehirde çocuklarımızın tek başına dolaşmaları daha mı güvenli? Güvenliğimiz için görev yapan memur-asker sayısı mı yetersiz? Bir santralin güvenliğini sağlamaktan aciz miyiz, yoksa bir santralin güvenlik masrafı mı bu coğrafyaya fazla geliyor?

Güvenliğin bir boyutu daha var, rüzgar türbinleri sürekli bir kaynak değildir. Ne zaman üretim olacağını, ne zaman olmayacağını bilemezsiniz. Elektrik üretiminizde sürekli bir dengesizlik olur. Güneş yine aynı. Aynı şekilde kuraklık dönemlerinde barajların durumu da, her ne kadar daha önceden sinyal vermeye başlasa ve saatte bir değişiklik olmasa da uzun dönemde üretimin düşme olasılığı yine vardır. Doğal gaz çevrim santrallerinde de yine vana kapatıldığında üretim yoktur.

Sonra bu doğal gazı yakıp elektrik üretmek kolaydır. Böyle kısa vadeli planlar ile bir ülkeyi bu kadar dışa bağımlı hale getirmek doğru mu? Elektrik en temel girdi iken. Ben bu yıl evinde doğal gaz için kombi tesisatı kurulu olan bir çok kişinin soba almak suretiyle kömür yaktıklarına bizzat şahit oldum. Düğmeye basıp ısınmak bu kadar kolay iken bu insanlar neden bu kadar zahmete girdiler dersiniz?

Grafiklere gelirsek, benim NEI' dan alıntıladığım grafiklerden verim ile ilgili olanı yeniden inceleyin. Önemli olan o masraflarla toplamda ne kadar elektrik üretildiğidir. Başka kaynaklardan da rüzgar türbini için %25 civarında bir üretim verimi olduğu sonucuna ulaşabilirsiniz. Yine çoğu kaynaktan rüzgar türbinlerinin ömrünün 20 yıl kadar, nükleer santralin ise 40 yıl kadar olduğunu bulabilirsiniz. Nükleer santral ömrünü tamamlayana kadar aralıksız ve tam verim ile çalışabilir.

Şimdi gördüğüm şu ki insanların kafasında ülkemizin ihtiyacı olan bütün elektriğin rüzgar türbinleri sayesinde karşılanabileceği yönünde bir resim çizilmiş. Bu resmi sanırım ürettikleri malların satışını yapmak isteyen devletler bir şekilde çiziyor. İşin dönüp dolaşıp nükleer-rüzgar karşılaştırmasına gelmesi bence de çok yersiz. Çünkü şu günün tekniğiyle rüzgar ile enerji ihtiyacınızı karşılamanız mümkün değil.

Ben tüm enerji kaynaklarından, içlerinden birine körü körüne bağlanmadan akıl ve bilimin eşliğinde, ekonomiye katkısına bakılarak dengeli olarak yararlanmaktan yanayım. Nükleer denenmemiş bir tekniktir bizim için ve denemediğimiz sürecede hep başkalarının yazıp çizdikleriyle hareket etmeye devam edeceğiz.

Sonra sevin ya da sevmeyin güvenliğin şöyle bir boyutu daha var. Nükleer teknoloji güvenliğiniz için caydırıcı bir silahtır aynı zamanda. Bundan 30-40 yıl sonra neler olacağını kimse bilemez ama yaşadığımız coğrafyanın stratejik konumu biliniyor. Biraz fazla abartılı bir örnek olacak ama 80' li yılların başında Mel Gibson' ın meşhur olduğu bir film vardı. Adı şimdi aklıma gelmedi. Konusu bir bidon benzin için insanların birbirlerini öldürmesi üzerine. Güçlü olan grup, güçsüz olanları öldürüp benzinini alıyordu. Peki şu gün gerçek dünyada Amerika'nın yapmış olduğu savaşlar da ortadayken durumun bundan çokta farklı olduğunu söyleyebilir misiniz? Rusya çevremizdeki devletlerin çoğuna reaktör kurmaya devam ediyor. İran petrolün üstünde yattığı halde neden nükleer teknolojisini geliştirmek istiyor ki. İsrail'in her türlü araştırma geliştirmeyi tamamladığı biliniyor. O halde tüm bu olasılıkları düşünüp önleminizi de alırsanız o zaman belki güvende olursunuz.

Name:  top10.jpg
Views: 5478
Size:  26.9 KB

Yıllarca ülkemiz demiryollarının gelişmemesi için yapmadığını burakmayan güçler şimdi de aynı şeyi nükleer enerji için yapıyorlar. Onların ne söylediklerine değil bir de ne yaptıklarına baksak daha iyi olur.

warrior Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-03-2010, 15:57   #16
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 12-02-2010
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 47
Gözden kaçırdığınız bir nokta var, verdiğim grafikte kurulum+işletme+yakıt olarak tüm maliyetler yer alıyor, yani özetle ürettiğiniz elektrik kaça geliyor onun grafiği. Karşılaştırma yapacaksınız tüm maliyetleri almanız lazım... Nükleer enerji en pahalı enerjidir, getireceği tek avantaj kısmen enerji güvenliğidir.

Güvenliği nasıl basit bulduğunuzu anlamadım, Nükleer santraller her türlü saldırıda ilk hedeftedir, 11 Eylülde hedeflerden birisi de nükleer santraller idi, Orta Doğu gibi bir yerde nükleer santralleri tam olarak korumak mümkün değil, tabii bu durumu kabul edip İsrail gibi evinizde gaz maskesi bulundurup ayda bir nükleer serpinti tatbikatı da yapılabilir, elbette seçenek.
Bir de nükleer santral yapmak ile nükleer teknoloji hele de nükleer silah aynı şeyler değil, başkasına nükleer santral yaptırarak nükleer teknoloji elde etmeyeceğiniz gibi o başkası kendi teknolojisi ile size nükleer silah yaptırmaz. Rüzgarın daha büyük alanı nasıl etkilediğini anlamadım, rüzgar güllerinin kapladığı alan az, isterseniz tarım da yaparsınız. Görüntü kirliliği - ses falan deniyor, ben Bozcaada'da türbinlerin dibine gittiğimde büyük keyif aldığımı bile söyleyebilirim.

Son olarak atık konusu kolay demişsiniz, o zaman ben kısaca bahsedeyim siz kendiniz karar verin. ABD'de 1980'lerde nükleer atıklar için bir depolama yeri yapılmasına karar verildi, bu tesisi ABD enerji bakanlığı yapacak idi, 1994 yılında bitmesi planlanıyordu ve toplam maliyet 10 milyar dolar civarındaydı, sonra bu tesisin bu maliyete çıkartılamayacağı 25 milyar gerekli olduğu ve 2005 civarında bitirileceği anlaşıldı, ben en son takip ettiğimde 2009'a kadar 9 milyar dolar harcanmış, halen yapıma başlanmamış, maliyet 95 milyara çıkmış ve 2030 civarında bitirileceği söyleniyordu. Bu arada normalde depolamayı bakanlık yapacağı için santral üreticileri atıkları nükleer santrallerde tuttuklarından kaynaklanan masrafları için davalar açmış ve bakanlık 7 milyar dolar ödemiş idi. Bakanlık depolama sorunun acilen çözülmesi gerektiğini yoksa bu rakamın "herhangi bir sınır olmadan" (ing. with no apparent limit ) artacağını söylüyordu. En son okuduğum bir haberde Obama atık depolama tesisi yapılmasından vazgeçildiğini açıkladı. Yani 15-20 milyar dolar harcandı, elde var sıfıra sıfır ve bu depolama tesisisin nasıl yapılacağını ve maliyetini halen bilmiyorlar, şu andaki santrallerde depolanması ile maliyetler atık miktarının artmasıyla geometrik olarak artacak. Ben buna kolay falan demem ...

Son olarak yenilenebilir enerji alternatif olmaz diyorsunuz alın size yine ABD enerji bakanlığı sitesinden önümüdeki 30 yılda ABD'de elektriğin nereden elde edileceğine dair bilgi: Yenilenebilir enerji (üstelik hidroelektrik de hariç) bugüne kadar yapılmış ve bundan sonra yapılacak tüm nükleeri geçiyor... Nükleerde bir artış var ama o kadar düşük ki sanırım yeni santralden çok iyileştirme ile kapasite artışı. Tüm dünyanın nükleere gittiği bizim medyanın pompası.
Name:  figure_4.jpg
Views: 4690
Size:  35.3 KB

webgezer Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-03-2010, 11:35   #17
Ağaçsever
 
warrior's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 63
Webgezer; Amerika enerji bakanlığının, bilim adamlarını dinlemeyerek yapmış olduğu kimi uygulamalardan dem vuruyorsunuz ama sizde aynı kurumun hazırlayıp oraya koyduğu grafiklere bakıyorsunuz.

Birde ben nükleer santralin sizin söylediğiniz gibi direk gelip başkalarının yapıp bize teslim etmelerine karşıyım. Beni bırakın aklı başında bir çok bilim insanı bunu söyledi zaten her yerde. Halkımızın seçip göreve getirdiği politikacılar Türkiye'nin çıkarlarını gözeterek işin ehli olan bilimsel enstitülerin söylediklerini dikkate alarak bu işe soyunmaları gerekiyor. Bu bağlamda şu günü değerlendirdiğim zaman siz haklısınız.

Ben bütün bu işlerin kolay olduğunu da söylemiyorum. Millet olarak ulaşmak istediğiniz bir hedef varsa bu doğrultuda çalışabilinir. Ya da tamamen olayların kontrolünü başkalarının yönlendirmesine bırakabiliriz. İşte o zaman ortadaki asya ülkelerimizden bir farkımız kalmaz gerçekten.

Yine söylediğiniz gibi nükleer santrale bağlı diğer teknolojiler belli bir araştırma-geliştirme çalışması sonunda ancak ortaya çıkarılabilir. Fransa daha düne kadar okyanusun ortasına nükleer bomba atıyordu.

Atıklardan bahsediyorsunuz ama toplam endüstriyel atıklar ile karşılaştırırsanız nükleer atıkların ne kadar küçük kaldıklarını görebilirsiniz.

Kurulum maliyeti göreceli bir kalem. Kurulum + işletme ve bakım + yakıt toplamını gösteren grafiğin hangi verilerle çizildiğini biraz araştırdım ama bir sonuca varamadım. Derinlemesine inceleyecek zamanım yok şu anda. Benim bir çok kaynaktan öğrendiğim bilgi aynı üretime eşdeğer bir rüzgar santralinin kurulum maliyetinin nükleer santral kurulum maliyetinden fazla olduğu yönünde. Bakın avrupadan bir örnek.

Name:  grafik.jpg
Views: 16993
Size:  47.3 KB


Bu da ABD enerji bakanlığı sitesindeki verilerden oluşturulmuş elektrik üretiminde kullanılan kaynaklara göre dağılımı gösteren grafik.
Name:  pasta.jpg
Views: 16238
Size:  31.4 KB


Çevreci Fransa için kaydedilmiş aynı grafik.
Name:  pasta2.PNG
Views: 5599
Size:  43.1 KB

warrior Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-07-2010, 02:48   #18
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
Bu yazışmalardaki teknokrat zihniyet dünyayı bu hale getirmedi mi? Kurulum-işletme-yakıt maliyetleri bilmemne... Nükleer bir kaza veya sızıntı durumunda ortaya çıkacak ekolojik felaketlerin, ölümlerin, yaralanmaların, nesillerce süren genetik bozuklukların maliyetiyle ilgili de bir grafik hazırlarsanız çok sevineceğim. Çernobil gibi bir örnek hala capcanlı ortada dururken( bu kaza sırasında ve hemen akabinde Ukrayna' da binlerce insan öldü. Çok daha fazlası ciddi yanıklar, hastalıklara maruz kaldı. Nesiller boyu genetik bozukluklar aktarılmaya devam ediyor. Tahıl deposu Ukrayna' nın çok geniş tarım alanları etkilendi.) '' güvenliğin önemli sorun olmadığı '' gibi zeka eseri yorumlar endişe verici.

Nükleer santralleri savunanların bu santrallerin yakınında oturacaklarına ve kaza-sızıntı vs. durumunda bizzat görev alacaklarına ilişkin bir sözleşme imzalamalarını talep ediyorum. Çernobil kazasında mecburen çalışmalara katılan ve hemen ya da akabinde ölen askerlerin, itfaiyecilerin, sağlık görevlilerinin, işçilerin vs. günahı neydi? Onlar mı karar vermişlerdi bu santrallerin kurulmasına.

Santrallerden çıkan radyoaktif atıklar, bazıları binlerce yıl yok olmadan zararlı şekilde ışımaya devam eden ve kesin ve güvenli bir depolama alanı bulunamayan, yakın gelecekte de bulunamayacak olan atıklardır. Şu an depolandıkları alanlarda çevreye sızmaya devam ediyorlar. Sözkonusu arkadaşlara bu depo alanlarında yazlık vs. temin edilmesini de talep ediyorum.

Nükleer santrallerde kullanılacak hammadde ülkemizde bulunmadığına ve sınırlı sayıda ülkeden temin edilebileceğine göre enerjide nasıl bir '' bağımsızlıktan '' söz edildiğini de öğrenebilir miyim lütfen? Enerjimiz, açılıp kapatılmakla tehdit edilen '' vanalardan '' bağımsız bir formata bu şekilde mi evrilecek?

Gelişmiş ülke, gelişmekte olan ülke söylemleriyle, dünyayı kim daha fazla sömürecek? Kim daha fazla yük bindirecek şeklindeki sidik yarışları da bizi bir yere götürmeyecektir herhalde. Yeryüzüne verdiğimiz zararı nasıl azaltabilir, nasıl daha doğal bir yaşama dönüş sağlayabiliriz diye enerjimizi harcamaktansa, gerçekte ihtiyaç bile olmayan şeyler için dağları taşları nasıl daha çok oyarız, suları nasıl daha fazla kirletebiliriz, hava demeden toprak demeden nasıl daha fazla kirletebiliriz, nasıl daha çok üreyip çekirge sürüsü misali dünyayı istila ederiz diye çabalamanın cinnetine düşüyoruz. Dünya nüfusunun küçük bölümünü oluşturdukları halde hammaddeyi, gıdayı, enerjiyi mislice tüketen, karbon ve diğer zararlı maddeleri gezegene salan Amerika' yı, Batı' yı, Japonya' yı vs. taklit etmek için yırtınıyoruz. Tüm verimli ovalarımızı, sulak alanlarımızı, yaylalarımızı, göllerimizi, derelerimizi yok edip beton yığınlarıyla doldurduk, kirlettik. Kontrolünü bile sağlayamadığımız sanayi kuruluşlarıyla donattık. Otoyollarla ördük. Elimize geçen ne oldu? '' Kalkınma, gelişme '' gibi büyülü sözlerle kimler kimleri sömürüyor şu an?

Irkçı, militarist damarımız, '' bizim de nükleer silah gücümüz olsun '' şeklinde kan şevkimizi besliyor. Dünyayı militarizmden arındırmak yerine hamaset edebiyatını perçinleyerek silahlanma yarışına geç kalmamanın derdindeyiz hala. Bu eleştirileri de '' romantizm, aptallık, vatan hainliği '' gibi etiketlerle damgalamaktan da imtina etmiyoruz tabii bir yandan.

Enerji verimliliği, iletim kayıpları vs hala 2. 3. planda kalıyor.
Yenilenebilir enerji teknolojilerinin geliştirilmesi engellenerek '' verimli değil, yapılabilir değil, kullanışlı değil '' gibi bahaneler kullanılmaya devam ediyor. Petrol, Kömür, nükleer Lobilerinin piyonu olmaya da devam ediyoruz.

Kedi Tırnağı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-07-2010, 11:15   #19
Ağaç Dostu
 
xenkebikec's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2010
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 154
YILDIZ,''ABD EXIMBANK'I, TÜRKİYE'DEKİ YENİLENEBİLİR ENERJİ VE ENERJİ VERİMLİLİĞİ ÇALIŞMALARI İÇİN 1 MİLYAR DOLAR KREDİ VERECEK'


YILDIZ,''ABD EXIMBANK'I, TÜRKİYE'DEKİ YENİLENEBİLİR ENERJİ VE ENERJİ VERİMLİLİĞİ ÇALIŞMALARI İÇİN 1 MİLYAR DOLAR KREDİ VERECEK''

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız, ABD Eximbank'ının Türkiye'deki yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği
çalışmalarına toplam 1 milyar dolar kredi vereceğini bildirdi.
ABD Eximbank ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel
Müdürlüğü arasında ''Türkiye'deki yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji
verimliliği projelerine kredi sağlanması'' konusunda bir mutabakat zaptı (MOU)
imzalandı. Söz konusu mutabakat zaptına Enerji İşleri Genel Müdür Vekili Mustafa
Çetin ile ABD Eximbank Başkanı Fred Hochberg imza koydu.
Mubakat zaptı töreni öncesinde Bakan Yıldız ve ABD'li heyet basına kapalı
görüşme yaptı. Enerji Bakanlığında gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Bakan
Yıldız, ABD Eximbank Başkanı ve heyetiyle son derece verimli ve güzel bir görüşme
yaptıklarını söyledi.
Görüşmede, Türkiye'deki enerji sektöründeki yatırım fırsatlarının
kredilendirilmesi konusunda konuştuklarını anlatan Yıldız, şunları kaydetti:
''Bildiğiniz gibi yakın dönemde ABD Eximbank'ı ihracat ve yatırımlar
bakımından odaklanması gereken 9 ülke tespit etti. 9 ülkeden biri ve en
önemlisinin Türkiye olduğunu kendileri beyan ettiler. Bugünkü görüşme o çerçevede
düzenlenmiş bir görüşmedir. Bu görüşmede özellikle Türkiye'nin büyümesinin dikkat
çektiğini ve bunu karşılayabilecek enerji yatırımlarının kredilendirilmesinin
önemli olduğunu konuştuk.
İmzalanan mutabakat zaptına göre, şu anda başlangıç olarak 1 milyar dolar
kredi ile başlamayı düşünüyoruz. Bu, daha ileride daha iyi fırsatlara
dönüşecektir. Rüzgar, güneş, jeotermal gibi bütün yenilenebilir enerji
yatırımlarında bu kredi kullanılabilecek. Yatırımcılar Türkiye'deki bankalar
kanalıyla bu yatırımı isterlerse kullanabilecekler.''

-ABD EXIMBANK BAŞKANI HOCHBERG-

ABD Eximbank Başkanı Fred Hochberg de banka olarak dünyada 9 ülke
belirlediklerini ve bu ülkeler içerisinde en hızlı büyüyen ülkenin de Türkiye
olduğunu söyledi.
Türkiye ile ABD'nın yıllarca milli güvenlik konusunda birlikte
çalıştıklarını anlatan Hochberg, şimdi ekonomik işbirliğini de geliştirmek
istediklerini bildirdi.
Türkiye'deki yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarına kredi vererek
Türkiye'deki enerji bağımlılığını azaltmak istediklerini belirten Başkan
Hochberg, şöyle devam etti:
''Sayın bakan Yıldız bu konuda çok etkin ve çalışkan birisi. Türkiye için
çok güzel planları olan bir kişi. Sayın Bakan beni özellikle 5 milyar dolar kredi
vermem konusunda zorladı. Dolayısıyla ilk etapta 1 milyar dolar üzerinde çalışmak
istiyoruz, ondan sonra geliştirmek istiyoruz. Vereceğimiz krediler 18 yıl geri
ödemeli olabilir. Bunu gerçekleştirmek istiyoruz ve Türk bankalarıyla çalışmayı
arzu ediyoruz.''
Şimdiye kadar hidroelektrik ve jeotermal yatırımlara kredi verdiklerini,
çok büyük bir kapasite olan 13 bin Megavatlık (MW) rüzgar kapasitesine de kredi
verebileceklerini belirttiklerini kaydeden Hochberg, ''Umarım bir daha ki
Türkiye'yi ziyaretimde 1 milyar doları harcımız oluruz ve daha fazla kredi imkanı
getirmiş oluruz'' dedi.

-NÜKLEER SANTRAL YAPABİLECEK 2 BÜYÜK ABD FİRMASI VAR-

Bir gazetecinin ''Türkiye ile ABD'nin ortak çıkarları dediniz, bunu biraz
açabilir misiniz?'' şeklindeki sorusu üzerine Başkan Hochberg, Türkiye ve ABD'nin
enerji konusunda dışa bağımlı olduğunu, örneğin Türkiye'nin Rusya ve İran'a
enerji konusunda bağımlı olduğunu, ABD ve Türkiye'nin yenilenebilir enerji
kaynaklarının payının artmasının hem iki ülke, hem de bütün dünya için iyi
olacağını söyledi.
ABD Başkanı Obama'nın Türkiye ile ekonomik ilişkilerin artırılması
konusunda kendilerine talimat verdiğini kaydeden Hochberg, ''Bu nedenle biz
ekonomik işbirliğini nasıl artırabiliriz, bu tür imkanlara bakmaya çalışıyoruz.
Ziyaretimizin en büyük amaçlarından biri budur. Dolayısıyla vereceğimiz
kredilerle Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynakları konusunda yatırımlarına
yardımcı olmak istiyoruz'' diye konuştu.
Bir basın mensubunun ''Türkiye'de yapılacak nükleer santral için de kredi
vermeyi düşünür müsünüz?'' sorusu üzerine Fred Hochberg, Bakan Yıldız ile
Türkiye'de yapılması planlanan nükleer santral konusunu da görüştüklerini
belirtirken, ''İki büyük ABD firması Westinghouse ve General Electrik (GE)
özellikle nükleer projelerine katılmak isteyen firmalar. Bu firmalar Türkiye'ye
en iyi teknolojiyi, en iyi fiyatlarla verebilecek firmalar. Dolayısıyla
görüştüğümüz konulardan bir tanesi de (bu firmaların da nükleer santral yapımı
konusuna katılabilir mi) konusu oldu'' dedi.
Hochberg'in sözleri üzerine Bakan Yıldız, nükleer santral konusunun
ilerleyen bir süreç olduğunu, bu süreçte somut tekliflerle gelen firmalarla
görüşmeye açık olduklarını bildirdi.

AA

xenkebikec Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 03:48.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024