01-09-2006, 15:01 | #1 |
Ağaç Dostu
|
Bitkisel Arıtma (Doğal arıtma)
Prof. Dr. Zafer AYVAZ'ın yazısına link: http://www.ekolojimagazin.com/?s=magazin&id=107 Köy Hizmetleri Müdürlüğü Doğal Arıtma Projesi: http://www.khgm.gov.tr/aritma_prj.htm Düzenleyen saka : 16-09-2006 saat 13:24 Neden: Mükerrer başlıklar birleştirildi. (by Saka) |
01-09-2006, 18:47 | #2 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Çatalkaya dağındaki Gödence köyü muhtarı,arıtma tesisi kurduramayınca köyüne kendini bakanlığa ihbar etmiş.."muhtar kanalizasyonu arıtmıyor "diye.. Gelen yetkililere "başka çare bulamadım" demiş bu işi en çabuk yoldan halletmek için.üzümleri, zeytinyağı ve şarabı meşhur köy, çevredeki arıtma tesisi olan tek köy |
01-09-2006, 20:28 | #3 |
Ağaç Dostu
|
Bir sucul alan arıtma tesisi hikayesi
Ülkemizdeki RAMSAR Konvansiyonuna dahil sulak alanların giderek içsel acısı bir hal aldığını gözlemliyoruz/okuyoruz... Kamuoyunda konuyu takip edenler, Türkiye'nin sulak alanlarının nasıl giderek yok olduğuna zaten dikkat etmişlerdir!! Kim bilir belki de bu konu zaten umumun bilgisi dahilindedir. Ben yine de konuyu merak ettiğim için, birazda akvarist dürtüleri olsa gerek konuyu bir kaç ay önce merak ederek incelemeye çalışmıştım. Gerçi akvarist halimle üzerime yükmü kalmış efendim!.. gene de, konu merakımı celbetmiş anlaşılan. Bu başlıkta bir örneği inceleyerek, ecnebi bir arıtma tesisine (evet doğal bir göl/gölet dahi değil!) ve bu tesisteki ekolojiye dikkat çekmeye çalışacağım. Aşağıda linklerini gönderdiğim metinlerden daha fazla bilgi edinilebilir. Bu sulak alanda, 20.000 su kuşunun barındığı söylenmekte. Canlılığın geliştiği bu alanda, yapay ve doğal sistemler bir arada bulunduğu için konu tam olarak ne yapay, ne de doğal alan olarak tekdüzeleştirilebilir. Konuya akvaryum pencerisinden bakarsak, burnumuzu değdirebilecek camda yok ortada. Yineda bu yarı doğal yarı yapay alan, biraz itekleme ile benim tabii paludaryumlar ikilememe dahil edilebilir. Bu alanda bulunacak bitkiler ve diğer canlılarla ilgili korumalar ilgili yasalarda belirtilmiş(BİTKİ ve Hayvan Koruma Yasaları). Çoklarının "Hayvan hakları" ndan haberdar olduğunu biliyorum. Bu ecnebiler biraz garip oluyorlar işte!.. Bitki Koruma Yasalarından felanda bahsediyorlar.. Başta arıtma tesisi iken, tesiste gelişen canlılıkla arıtma bataklığının geldiği noktaya metinden anlaşıldığı kadarı ile şöyle: - 4 kategoride kuşlar açısından, uluslararası öneme, - 2 kategoride, kuş toplulukları açısından ulusal öneme, - 6 kategoride eyalet çapında öneme, - 4 kategoride bölgesel öneme sahip bir alan olarak ilan edilmiş. Bu artıma tesisisinden mütevellit sulak alandaki vahşi yaşamı merak edenler için zahmetlice de olsa ulaştığım .pdf 'in adresi: http://library.melbournewater.com.au...k%20alanlar%22 Yapay bir arıtma tesisin nasıl bir toplum varlığı olabileceği hakkında güzel bir örnek teşkil ettiğine inandığım şu .pdf'i de konuyu merak edenlerin okumasını bekliyorum. http://library.melbournewater.com.au...k%20alanlar%22 Bir hükümet şirketi olan, Melbourne Water'ın çalışmalarına ve bitkiler kullanılarak yapılan arıtma tesisi ile ortaya çıkabilecek ekoloji hakkında fikir sahibi olmak isteyenlere bu şirketin adresini de yazıyorum. http://www.melbournewater.com.au/ Sanırım ülkemizde durum tam tersi, biz olanı kurutmaya çalışıyoruz. Onlar, yoktan var ediyorlar. Kim bilir belkide, sıfır yok oluştan sonra herşeyi bir parmak şıplatması ile tersine çeviririz! Son bir linkte geri kazanılmış su hakkında göndermeden yapamayacağım sanırım!.. http://www.melbournewater.com.au/con...ner_future.pdf saygılarımla, |
05-09-2006, 10:39 | #4 |
agaclar.net
|
Doğal Arıtma
Torbalıda bir köyde doğal arıtmayı görmüştüm . Tekrar gidersem resimleyeyim. Bu arada Saka'nın verdiği linklere ek olarak ilgilenen üyelere burada kısa bir bilgi verelim. Doğal Arıtma Nedir ? Atık suların çevre kirliliği yaratmaması için açılan özel tasarlanmış çukurlarda atıkların çökeltilmesi ve bu ortamlarda yaşayabilen bitki türlerinin yetişmesinin sağlanması ile atık suyun arıtılmasını içermektedir. Bu sistem çevreye en ufak bir zarar vermediği gibi doğal ortamın geliştirilmesine önemli katkılar sağlamaktadır. Havuzlarda suyu seven ve doğada sulak ortamlarda bol miktarda yetişen kuvvetli kök ve bitki yapısına bağlı saz, kamış gibi bitkiler kullanılmaktadır. Bir çok gelişmiş ülkeninde kullandığı sistemin maliyeti diğer arıtma tesislerinin yapım maliyetleri ile karşılaştırıldığında oldukça düşüktür. Mekanik arıtma sistemlerine göre ortalama 40 kat daha ucuza yapılabilmektedir. Yapılan etüd çalışmalarına göre 3000 nüfusa kadar olan köylerin ihtiyacını karşılayabilecek bir tesisin maliyeti 12 milyar TL. civarındadır. Tesisin yapım alanı kişi başına 1 m2 alan yeterli olmaktadır. Arıtma tesisinden çıkan sular tarımsal sulamada kullanılabilecek kaliteye ulaşmaktadır. Ayrıca arıtılmadan Akarçaya akıtılan atık suların sebeb olduğu sinek ve pis koku problemi ortadan kalkacaktır. Sistemde tamamen doğal malzemeler kullanılacak olup elektrik ve bakım ihtiyacı olmayacaktır. ..... Yapılan çeşitli araştırmalar doğal arıtma sistemlerinin organik maddeleri, askıda bulunan katı maddeleri, toksik maddeleri, ağır metalleri ve bazı biyolojik etmenleri arıtabildiğini göstermiştir. Araştırma sonuçlarında evsel atıkların % 80-100, azotlu bileşiklerin % 30-80, fosforlu bileşiklerin ise % 20-70 oranında arıtılalabildiği tespit edilmiştir. .... Kaynak:Afyonkarahisar Valiliği Düzenleyen Mine Pakkaner : 09-10-2006 saat 20:37 |
08-10-2006, 13:49 | #5 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 08-10-2006
Şehir: Samsun da yaşıyorum. Buradaki önemli bir sulakalan olan kızılırmak Deltası ile çok yakından ilgileni
Mesajlar: 2
|
Doğal Aritma
Değerli arkadaşlar, Doğal bitkiler kullanılarak yapılan atık su veya kirli su arıtma konusunda oldukça fazla bilgiye, destekleyici belgeye ihtiyacım bulunmaktadır. Samsun da Kızılırmak Deltamız var, önemli bir doğal sulakalan, DSİ burada (her zaman ve her yerde olduğu gibi) çeşitli bahaneler ki bunlardan bir tanesi doğal sulakalanın kitlrnmesini engellemek amacı ile deltayı çevreleyen bir deşarj kanalı yapmayı planlamaktadır. Bizlerde burada bu kanala alternatif olarak doğal bitkilerle doğal arıtmayı sunmak istiyoruz. Bunun içinde bu konu hakkında uzmanlara, bilgilere, uygulama yapılmış alanlarda (ulusal-uluslararası) elde edilen sonuçlara, maliyetine vs. gibi her türlü bilgiye ihtiyacımız var. |
09-10-2006, 15:40 | #6 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 08-10-2006
Şehir: Samsun da yaşıyorum. Buradaki önemli bir sulakalan olan kızılırmak Deltası ile çok yakından ilgileni
Mesajlar: 2
|
Sayın Pakkaner, Merhabalar güzel bir konuya değinmişsiniz, Bu konu hakkında aşağıda yaptığım açıklama doğrultusunda bana yardımcı olursanız çok sevinirim. Doğal bitkiler kullanılarak yapılan atık su veya kirli su arıtma konusunda oldukça fazla bilgiye, destekleyici belgeye ihtiyacım bulunmaktadır. Samsun da Kızılırmak Deltamız var, önemli bir doğal sulakalan, DSİ burada (her zaman ve her yerde olduğu gibi) çeşitli bahaneler ki bunlardan bir tanesi doğal sulakalanın kitlrnmesini engellemek amacı ile deltayı çevreleyen bir deşarj kanalı yapmayı planlamaktadır. Bizlerde burada bu kanala alternatif olarak doğal bitkilerle doğal arıtmayı sunmak istiyoruz. Bunun içinde bu konu hakkında uzmanlara, bilgilere, uygulama yapılmış alanlarda (ulusal-uluslararası) elde edilen sonuçlara, maliyetine vs. gibi her türlü bilgiye ihtiyacımız var. Verilecek olan her türlü destek bizim için çok önemli. Özden SAĞLAM |
09-10-2006, 15:46 | #7 |
agaclar.net
|
Sayın Ozdensaglam, Size 0.232.8321002 Nolu Telefondan, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Menemen Araştırma Enstitüsü'nden Zir. Yük. Müh. Selçuk Göçmez veya Ziraat Yuksek Muhendisi Oğuz Acar'a ulaşmanızı öneririm. Selçuk Bey'in bu konuda geniş araştırmaları ve doktora çalışması olduğunu biliyorum. Oğuz Bey de sulak alanlar, göletler konusunda uzmandır. |
20-02-2007, 22:42 | #9 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Çağatay, henüz kendini tanıtmamışsın. Rica etsek Yeni gelen arkadaşlar başlığına uğrar mısın? |
22-02-2007, 23:31 | #10 |
Ağaç Dostu
|
Bahsettiğiniz bitkilerden bazıları benim akvaryumlarda mevcut, benden ücretsiz olarak temin edebilirsiniz. Öncelikle su üstü arıtma bitkisi mi, yoksa köklü bitkilerden mi arıyorsunuz? tam olarak projeniz, ödeviniz veya planınız her ne ise belirtirseniz elden gelen yardımı sağlarım. kolay gelsin, |
27-03-2007, 21:39 | #12 |
Yeni Üye
|
Su arıtımı sağlayan bitkilerle bende ilgileniyorum. Bizim köyde küçük bir evimiz var. Onun mutfak suyunu kulanarak küçük bir arıtma tesisi yaptım. İlk önce suyu dinlendirecek bir çukur daha sonra çakıl taşlardan suyun süzülmesini sağlayacak bir kanal sonuna da küçük bir havuz yapmıştım. içine çeşitli balıklar attım. Balıklar bi kaç gün yaşadı. bende başarılı olduğumu sanıp sevindim. Ama bulaşıklar yıkandıktan sonra balıklar ölüyor. Bununda deterjanlardaki ağır metallarden kaynaklandığını anlamak zor olmadı daha sonra deremizden yeşil yosun getirip suya koydum oda yaramadı. internet araştırırken doğal arıtımı sağlayan bitkiler diye bir yazı dikkatimi çekti. suyun biyolojik arıtımını sağlayan bitkiler konusunda yardımcı olursanız çok sevinirim |
27-03-2007, 22:38 | #13 |
Ağaç Dostu
|
Bu teknolojide, suyu seven, sulak ortamda kendiliğinden yetişen saçak köklü bitkiler, sazlar ve kamışlar kullanılabiliyor. Cannas, Canna generalis, Sedges, Juncus ve Typhia doğal arıtma projesinde kullanılan sucul bitkilerden bazılarıdır. Daha fazla bilgi ekolojimagazin.com Bak sakanın iletisine. |
18-07-2008, 00:24 | #14 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 13-01-2008
Şehir: Antalya
Mesajlar: 17
|
merhaba; Bir eko havuz yapmayı düşünüyoruz. havuzda 2 bölüm olsun;1. havuz bitkiler, 2. havuz ise insanlar için olsun diye düşündük. Ancak suyu arıtması için hangi bitkileri kullanmamız gerektiğini bilemiyoruz. Bizi bu konuda yönlendirirseniz çok sevinirim. |
01-01-2009, 13:56 | #15 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Arıtma bitkisi ve EM
Phragmites Australis (Bildiğimiz saz) + EM yeterlidir. Suyun pırıl pırıl temizlendiğini göreceksiniz. Tohumdan yetiştirilmiş saz bitkisini temin edebiliriz. Bitkinin tohumdan EM ile yetiştirilmiş olması arıtmanın başarılı olması için önemlidir. Göl ve dere kenarlarındaki sazları sökerek arıtma havuzuna dikerseniz, maalesef normal arıtma kapasitesinin yaklaşık %20'si kadar arıtma yapabilir. Çünkü yüzyıllardır bulunduğu ortamın koşullarına kendini adapte etmiştir. Havuzunuza diktiğinizde yeni koşullara kendisini adapte edemeyecektir. Halbuki tohumdan itibaren EM ile yetiştirilen saz bitkisinin arıtma belleği de sıfırlanmaktadır. Yeni ortamlara kolayca adapte olabilmektedir. Düzenleyen Dogasever : 01-01-2009 saat 14:00 Neden: yazım hatası |
20-01-2009, 12:34 | #16 | |
Ağaçsever
|
Alıntı:
|
|
20-04-2009, 15:08 | #17 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-10-2007
Şehir: Istanbul/Syndey
Mesajlar: 1,003
|
Biraz geniş bir vakitte bu konuyla ilgili bilgiler verebilirim. |
22-04-2009, 10:35 | #18 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-10-2007
Şehir: Istanbul/Syndey
Mesajlar: 1,003
|
Alıntı:
Deterjan yüzey aktif maddedir. Yani sudan hafif suyu kaplayan bir tabakası olduğu için suyun oksijen alımını keser. Suya oksijen geçişi olmadığından balıklar havasızlıktan ölmüşlerdir. |
|
22-04-2009, 10:43 | #19 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-10-2007
Şehir: Istanbul/Syndey
Mesajlar: 1,003
|
Belki okuyan olmuştur bilemiyorum. Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği mezunuyum. Kendi okulum diye söylemiyorum ama gerçekten alternatif araştırmalar konusunda bizlere oldukça imkanlar veren ve araştırmaya sevk eden bir okuldu. Benim bitirme tezim Antibiyotikli Atıksuların Anaerobik UASB Reaktörler ile arıtılması iken ev arkadaşımınki Yapay Sulak Ortamlarda Atıksu Arıtımı ile ilgili oldu. Konular çok ilgimizi çektiği için epeyce bir literatür araştırmasına girdik. Karşımıza çıkan veriler, her geçen gün kuraklaşmakta ve yıpranmakta olan Yaşlı Dünyamız için umut vaat edici. Türkiye’deki uygulamaları fazla yok. Torbalı’da bir deneme var ancak şu andaki durumunu bilemiyorum. Size kabataslak bazı hatları ile bu konuyla ilgili bilgilerimi paylaşmak istedim. Bugün "22 Nisan Yeryüzü Günü". Dünya'da pek çok "yeşil kurum ve gönüllüler" bugünü adına yaraşır etkinliklerle hatırlatıp kutluyorlar. Ben de gelecek için umut vaadeden bu sistemlerden birini bugünün adına burada yer veriyorum. Hepinizin Yeryüzü Günü Kutlu olsun. |
22-04-2009, 11:01 | #20 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-10-2007
Şehir: Istanbul/Syndey
Mesajlar: 1,003
|
Yapılan araştırmalar yapay sulak alanların, atık su arıtımında askıda katı madde başta olmak üzere; organik madde, toksik madde, ağır metal, azot, fosfor ve diğer biyolojik parametrelerin giderilmesinde yüksek verimli bir yöntem olduğunu göstermişlerdir. Ayrıca sağladığı ekosistem canlı çeşitliliğini de beraberinde getirir. Ekosistem ne kadar iyi kurulursa kendi içerisinde bir dengeye sahip olur. Nesilleri tükenmekte olan sucul canlılara da bu sayede yeni yaşam alanları kazandırabiliriz. Bu tip sulak alanlar bildiğimiz klasik arıtma sistemlerine göre oldukça avantajlıdır. Çünkü bu alanların kimyasal madde ve enerji ihtiyaçları az olduğu gibi (işletme maliyetleri), inşası kolaydır ve inşaat masrafları düşüktür (ilk yatırım masrafı). En önemli avantajları da kendi kendilerini yenileyebilen sistemlerdir, peysaj anlamında önemli yerleri vardır ve bence en önemlisi ortama karbondioksit yerine oksijen veren sistemlerdir. Burada konudan biraz uzaklaşıp başka bir şeye değinmek istiyorum. Bildiğiniz gibi hepimiz gündem maddeleri olarak “Kuraklık – Su sorunları” ve “Küresel Isınma” yı konuşuyoruz. Her geçen gün artan karbondioksit miktarı dünyamızda bir sera etkisi yapıp her geçen yıl dünyanın ısısını 1C arttırmaktadır. Bu artış bu şekilde giderse 50 yıl içerisinde dünya kendi kendini soğutamayacak bir kapasiteye gelecek ve dünya artık canlı yaşamasına müsaade etmeyecek bir yer olacaktır. Özellikle Kyoto Protokü gibi bir takım kanunlarla özellikle sanayi başta olmak üzere Karbondioksit üreten kaynakların, bu üretimlerini azaltmaları ve kontrol altında tutmaları için bir takım yaptırımlar kabul edilmeye çalışılmaktadır. Bu sayede ısınmanın önüne geçilmesi ve Dünya’nın kötü gidişatına son verilmesi amaçlanmaktadır. Dünyamız içinde hepimizin yol aldığı bir gemi. Ve bu gemideki delik bazılarını ilgilendirmese de eninde sonunda “hep beraber” batacağız. (İşin acı kısmı da Kyoto protokolü şu anda Gelişmiş Ülkeler için sunulmuştur. Yani en büyük karbondioksit çıkaran ülkeler için. Türkiye kendisini gelişmiş ülkeler kategorisine sokmıuştur ancak Amerika ve Çin kendisini gelişmiş ülke olarak kategorilendirmediğinden şu anda Kyoto Protokolü’nü kabul etmemiştir. İroni…) Konuyla ilgili merak ettiklerinizi “karbon ticareti” olarak aratabilirsiniz. Yaptığımız her aktivite doğaya karbondioksit salmakta.. PEKİ Sizin günahınızı kaç ağaç temizler? http://yesil.ntvmsnbc.com/CevreTesti/Test.aspx Neyse konumuza dönelim. Dediğim gibi sucul alanların arıtma için kullanılması, hem atıksuların büyük oranda temizlenmelerini sağladığı gibi, arıtmada kullanılan bitkiler ölümlerinden sonra suda besin oluşturmaları, bitkilerin su akışlarını düzenlenmesi sonucu kendi dengesini oluşturması nedeniyle elektrik ve kimyasal madde kullanımının azaltılması (böylelikle karbondioksit üretimini de azaltması) üstüne üstlük mevcut karbondioksitleri oksijene çevirmesi açısından sağladığı avantajlar çok çok fazladır. Dünya üzerinde İtalya, Avusturya, Çekoslovakya, Danimarka, ABD, Mexico City, Nepal, Polonya, Portekiz, İsveç, İsviçre, Hollanda, İngiltere, Avustralya, Hindistan, Brezilya ve Japonya’da yapay sulak alanlar üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Türkiye’deki bildiğim ilk uygulama Torbalı’nın Korucuk köyünde yüzey altı yapay sulak sistemi uygulamasıdır. Ancak şu andaki durumunu bilemiyorum. |
22-04-2009, 11:31 | #21 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-10-2007
Şehir: Istanbul/Syndey
Mesajlar: 1,003
|
Nedir bu sulak alanlar? Doğal ve yapay olarak sınıflandırmadan önce sulak alanların Dünya üzerinde kapsadığı yere değinelim. Dünya’nın %6 sı karalardan oluşur. Tropikal ve sub-tropikal bölgelerde bulunan karaların %56’sınını sulak alanlar kapsar. (Vymazal 1998) Bu sulak alanlar da kendi içlerinde çeşitlilik gösterir. Kimisi yüzeysel sulardan uzak, yüksek kotlarda bulunur ve sadece yağışlarla beslenir. Bu tip sulak alanlar besince fakirdirler. Kimi sulak alanlar etrafı yükseltilerle çevrili düşük kotlardadırlar. Bu tip sulak alanlara sürekli olarak besin akışı vardır. En yaygın tipteki olanlar ise, yüzeysel sular ve yükseltiler arasında olanlardır. Okyanus vs gibi sularla oluşan gel-gitler aracılığı ile besin taşınımı gerçekleşir. Tabii ki sulak alanların olmazsa olmazları: Bitkiler, toprak ve sudur. Çeşitli sulak alan bitkileri vardır. En çok rastlananları: -Lemnaceae s.p(su mercimeği) -Potamogetonaceae s.p(su sümbülü) -Typha latifolia (büyük su kamışı) -Phragmites australis (kamış) -Carex s.p(ayakotu) Yapay sulak alanlar için genellikle saz ve kamış tercih edilir. Sulak alan sistemlerin aktivitelerini toprak ve suyun çeşitli parametreleri (sıklığı, derinliği, akış sürekliliği, su seviyesindeki değişiklikler, yağışlar, buharlaşmalar, sızma vs) etkiler. Atık sular, askıda katı maddeler, karbon, azot, fosfor, toksik organikler, metaller ve patojenler içerebilirler. İyi tasarlanmış bir yapay sulak sistemi askıda katı maddeler için tuzaktır ve bunları çökelterek giderimini yaparlar. Bu alanlar zaten temel olarak karbon giderimi için tasarlanmışlardır ve buradaki üretim ile karbon tüketimi yapılır. Üretilen organik maddeler mevsimsel olarak toprak yüzeyinde depolanır ve zaman içerisinde yeni toprak oluşumları meydana gelebilir. Yapay sistemlerin içerdiği mikrobiyolojik popülasyon, aktiviteleri ile çözünmüş olan karbonu ve azotu giderirler. Fosfor bitkiler tarafından kullanılır ve kalan fosfor toprak yüzeyinde birikir. Buradaki sistem ve arıtma gücü iyice incelenip hesaplandığında sisteme arıtılabilmesi için toksik maddeler de ilave edilebilir. Toksik madde arıtma kapasitesi ortam koşullarına bağlıdır. (pH, sıcaklık, besin miktarı vs) Metallerin arıtımı bitkilerin metalleri tutması ile ve topraktaki elektrolitlere bağlı olarak çökeltim ile sağlanabilir. Özellikle çinko ve kurşun arıtımında yapay sulak sistemlerde %50 - %60 gibi yüksek verimlere ulaşılabilmektedir. Suyun yüzeysel akışlı sulak alanlardan geçişi sırasında bakteri, virüs ve patojenler giderilirler. Patojenlerin nasıl giderildiği henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da üzerinde çalışmalar devam etmektedir. |
22-04-2009, 12:13 | #22 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-10-2007
Şehir: Istanbul/Syndey
Mesajlar: 1,003
|
Yapay Sulak Sistemlerinin Kirlilik Giderim Verimleri Amerika %90 larda organik madde, %99 bakteri ve %10-15 azot fosfor giderimi Avrupa %85 – 95 organik madde, %99 bakteri, %35 azot ve %25 fosfor giderimi Genel olarak evsel atıksuların giderim verimleri %88 – 99 organik madde ve bakteri giderimi, %92-95 askıda katı madde giderimi, %30-80 toplam azot giderimi ve %20-70 toplam fosfor giderimi Bu değerleri karşılaştırdığınızda yapay sulak sistemlerin, klasik arıtma sistemlerinden aşağı kalmadığını rahatlıkla görebilirsiniz. Bunun yanı sıra yukarıda saydığım pek çok avantajı da cabası… Dünyada Çeşitli Sulak Alan Uygulama Örnekleri mevcuttur. Bunlar: Avusturya (310 adet), Çekoslovakya (62 adet), Danimarka (134 adet), Almanya (10 farklı tip), Norveç (15-20 adet tam boyutlu sistem deneysel olarak çalıştırılmaktadır), Kuzey Amerika (257 bölgede 367 sistem ve 831 hücrede sulak alan arıtımı vardır. Bunlarda 160 evsel atık su kaynağı, 12 endüstriyel atık su kaynağı, 68 sistem çiftlik faaliyetleri kaynaklı atıksuları ve 17 sistem de diğer tipteki atıksuları arıtmaktadır.), Bunlar dışında Nepal, Mexico City, İtalya, Polonya,Portekiz,İsveç,İsviçre,Hollanda, Belçika, İngiltere,ABD,Avusturalya,Hindistan ve Japonya’da yapay sulak alan çalışmaları yürütülmektedir. Bu sulak alanlardan çıkan arıtılmış sular, özelliklerine göre ya doğrudan ya da ek bazı işlemler sonunda tarım alanlarının sulanmasında, golf sahaları gibi turistik amaçlı alanların sulanmasında, endüstriyel su kullanımında hatta yer altı sularına takviye olarak vs kullanılabilmektedir. Atık suların geri kazanımı konusunda çığırlar açan ülke Fransa’dır. Bu konuda oldukça yüksek yüzde ile atık su geri kazanımı mevcuttur. Yapay sulak alanların oluşturulması tamamen teknik konulardır. Çeşitli tipleri mevcuttur. Doğayı taklit ederek çeşitli şekillendirmeleri vardır. (yüzeysel akışlı vs). Tipi ve inşası ve kullanılacak malzeme arıtılacak suyun özelliğine, bulunduğu yere göre çeşitlilik gösterir. Havuzlar su geçirmeyecek şekilde, örn polyester malzeme kullanarak inşa edilirler ve kullanılacak bitkiler alanın bulunduğu iklim koşullarına uygun olmalıdır. [Örneğin bir su kamışı (Phragmites australis) bitkisinin yetiştiği sıcaklık 12-30°C’dir] Bitki için uygun sıcaklık, pH, tuzluluk vs koşulları sağlanmalıdır. Sulak alanın büyüklüğü ve bitki sayısı arıtılması planlanan atık su miktarına göre tasarlanır. Gene atık suyun cinsine, miktarına, iklime, topoğrafyaya göre artıma tesisinin büyüklüğü, kullanılacak bitki miktarı / çeşidi, kullanılacak toprak özellikleri, ön arıtma gerekli mi değil mi gibisinden pek çok parametre incelenerek yapay sulak alanın etkin çalışması için optimum koşullar sağlanır. |
08-05-2009, 21:12 | #23 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 25-04-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 16
|
40 tonluk bir göletim var. doğal taşlarla kaplanmış, ancak temelı betonarme. İçinde koi balığı yetiştirmeye başladım. Bir kısımında nilüfer ektim ve yerini çok sevdi. Sizin forumunuzdan etkilendim...Acaba gölet içersinde farklı su bitkileri ve sazlıklar oluşturarak sudaki oksijen miktarını artırabilir miyim? |
12-05-2009, 10:49 | #24 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-10-2007
Şehir: Istanbul/Syndey
Mesajlar: 1,003
|
Tabii ki sucul bitkiler sudaki oksijen miktarını arttırırlar. Ancak sanırım tamamı su içinde yetişebilen bitkiler "sudaki oksijen" miktarını arttırabiliyorlar. Akvaryumlara konulanlar gibi. Sazlıkların kökleri suda, yaprakları dışarıdadır. Kökleri ile sudaki organik maddeleri alırlar (ki arıtma esnasında bu kirlilik yükünün oluşturduğu organik maddedir) organik maddeleri kendi bünyelerinde özümseyerek yeşil aksamlarını oluştururlar. Bunu suyun dışındaki yapraklarından yaptıkları için de oksijen verdikleri yer havadır. |
12-05-2009, 13:02 | #25 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
EM Nedir diye sormuşsunuz
EM, Etkin mikroorganizmalar demektir. Bir diğer adı da Yararlı Mikroorganizmalardır. Daha geniş bilgi için bu forumdaki Etkin Mikroorganizmalar bölümüne bakınız. Saygılarımla. |
13-12-2012, 21:07 | #26 |
Ağaç Dostu
|
Bitkisel Arıtma
Köylerin kanalizasyon sorunu için, iyi bir çözüm gibi görünüyor. 'Bitkisel arıtma' sistemi kurulan köyde sinek ve kötü koku problemi sona erdi |
25-08-2013, 01:09 | #27 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 28-05-2008
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 42
|
Kimyasal tüketim malzemesi kullanmadıktan sonra çıkan tüm atıklar doğaldır |
21-09-2014, 11:32 | #28 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 19-09-2014
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 76
|
Doğal arıtma üzerine araştırmalarım.
Okuduğum bölüm itibari ile merakımı cezbeden bir soru ile kendi arazimde nasıl bir arıtma yapmalıyım ki hem aileme, hem de bulunduğum çevreye zarar vermemeliyim dedikten sonra yaptığım araştırmaları derlediğim, konuyla alakası olan ve faydalana bileceğinizi düşündüğüm ve amatörce hazırladığım blogumun adresini aşağıda ilginize sunuyorum. Umarım reklam yapmıyorumdur. Serkan, İnci,Karena,Tekamül, Yaşam, Doyumsamak, Doğa, Dağlar.: Ev Ekoloji At�ksu |
24-02-2016, 23:01 | #29 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-05-2005
Şehir: Antalya
Mesajlar: 116
|
Çok ilgi görmemiş, en azından bir gölet sunar, uygulayıcısı var mıdır aramızda? |
06-12-2018, 08:53 | #30 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 22-10-2018
Şehir: Eskişehir
Mesajlar: 31
|
Teşekkürler hocam paylaşım için. |
Etiketler |
bitkisel arıtma |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|